26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 Tiyatro sanatçısı Müşfik Kenter’in sonsuzluğa uğurlandığı törende, Yıldız Kenter kardeşine bu sözlerle seslendi: Salon full dolu, efendim! Kültür ServisiDefne Tedavi gördüğü hastanede, 15 Halman: Bize Ağustos tariöğrettiklerini hep hinde hayakoruyacağız. tını kaybeHakan Gerçek: Bana den Türk tiyatrosuinsanın olmanın ne demek nun efsane olduğunu anlattın. ismi MüşRagıp Savaş: Yapay fik Kenter, dün ailesi, oyunculuktan doğal dostları, mesoyunculuğa geçişin lektaşları, öğmimarıdır. rencileri ve sevenlerinin katıldığı törenin ardından Teşvikiye Camisi’nde kılınan öğle namazı sonrasında Kilyos Mezarlığı’na defnedildi. Fotoğraflar: VEDAT ARIK Dostları ve hayranları Kenter Tiyatrosu’nda düzenlenen törene ve cenaze törenine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş , Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve aralarında Zeliha Berksoy, Filiz Kutlar, Mustafa Alabora, Gülsen Tuncer, Erdal Özyağcılar, Adalet Ağaoğlu, Metin Deniz, Berkun Oya, Lemi Bilgin, Haldun Dormen, Ayşenil Şamlıoğlu, Betül Mardin, Mehmet Ali Erbil, Perran Kutman, Coşkun Aral, Okan Yalabık, Mehmet Güleryüz, Erkan Can, Zihni Göktay, Yetkin Dikinciler, Umur Bugay, Bedri Baykam, Genco Erkal, Orhan Alkaya, Demet Evgar, Zafer Engin, Mehmet Ali Alabora, Cey Yıldız Kenter: Benim ilk öğrencim ve en değerli hocam oldu. Kadriye Kenter: Yarattığın aydınlık, bu tiyatroda ve Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı sürece yaşayacak. da Düvenci, Tilbe Saran, Nejat İşler’in de bulunduğu, sanat ve tiyatro dünyasından çok sayıda sanatçının yanı sıra Kenter’i yıllardır sahnede izleyen hayranları da katıldı. Tiyatro oyuncusu Engin Hepileri’nin sunumunu yaptığı törende ilk olarak, Müşfik Kenter’in ablası, tiyatro oyuncusu Yıldız Kenter söz aldı. “Müşfik’i sevenler, dostları, seyircileri, buraya gelerek bu salonu doldurdunuz. Eminim Müşfik görüyordur. Ben de ona buradan sesleniyorum; salon full dolu, efendim!” diye söze başlayan Yıldız Kenter şöyle devam etti: “Bir gerçek var ki, o da doğduğu andan başlayarak ona hep hayranlıkla baktım. Genç yaşta benim hocalarımdan biri oldu. Doğallığı, sahici ve gerçek olabilmeyi ondan öğrendim. O hep hocam olmaya devam edecek. Ona minnetarım. Müşfik olmasaydı Kenterler de olmazdı. Ona hep ihtiyaç duydum. Benim ilk öğrencim ve en büyük, en değerli hocam oldu”. Müşfik Kenter’in eşi Kadriye Kenter ise “Müşfik bana bir vasiyet verdi. Arkamdan hiç kimsenin derken; Ragıp Savaş ise şöyle konuşmasını istemikonuştu: “1984 yılında bu yorum demişti. sahnede tiyatroya başlaMustafa Burada Yıldız dım. Bana göre Müşfik Kenter’in söySarıgül: Korkmadan, Kenter, yapay oyunculedikleri, her çekinmeden buraya luktan doğal oyuncuşeyi özetliyor luğa geçişin mimarıgeldiğiniz için teşekkür zaten. Çok dır. Binlerce öğrencibüyük bir ediyorum... si sayesinde bu ekol acı var içimAteş Ünal Erzen: Onunla devam edecek.” de, taş gibi, Bir diğer öğrencisi uzun zaman bir arada olmanın ama bir yanHakan Gerçek ise dan da huzevkini ve onurunu yaşıyorum. “Canım hocam, canım zurla doluMehmet Birkiye: O bir babam! 30 yıl önce bayum. Çünkü na yalnızca tiyatroyu rolü inanılmaz bir sadelik son ana kadar değil, yüreğini de açtın. hayatımın güve yetkinlikle Bana insan olmanın ne neşiydi, o da baoynardı. demek olduğunu anlattın. O na aynı şeyi söylergüneş yüreğinle bize ışık saçdi. Ona son defa tetın. Ben kendi ailemden uzaktım, şekkür etmek istiyorum. babamdan hiçbir farkın yoktu. Müşfik, şükürler olsun seni tanıMüşfik Kenter çok konuşmazdı dığımız için, bizi aydınlattığın ama çok iyi dinlerdi. Ardından için. Yarattığın aydınlık, bu tiyatroda ve Türkiye Cumhuriyeti öyle bir söz söylerdi ki hayatınızı yaşadığı sürece yaşayacak” ifa bambaşka hale getirirdi. Onun delerini kul devliği de burada zaten” dedi. landı. Sarıgül ve Erzen K e n t Ardından Şişli Belediye Başkanı Oyuncuları yönetmenle Mustafa Sarıgül ile Bakırköy Belerinden Meh diye Başkanı Ateş Ünal Erzen söz almet Birkiye, dılar. Sarıgül, “Onu saygı ve hürmetMüşfik Kenter ile 40 yılı le anıyorum. Mekânı cennet olsun. aşkın zaman Sizlere de korkmadan, çekinmedır aynı sah den buraya geldiğiniz için teşeknede oldukla kür ediyorum” derken, Erzen şu ifarına dikkat çe deleri kullandı: “Onunla uzun zaman bir arada kerek, “O bir rolü inanılmaz bir sadelikle ve yet olmanın zevkini ve onurunu yaşıkinlikle oynardı. Sırrını 40 yıl bo yorum. Bakırköy’e Müşfik Kenter yunca çözemedim. Ben, ondan Sahnesi adını verdiğimiz için çok asıl öğrenmek istediğim şeyi öğ mutluyum.” Konuşmaların ardından, Müşfik renemedim ama bize bir gizem bıKenter’in seslendirdiği şiirlerden raktı” dedi. Müşfik Kenter’in öğrencisi Defne bir dinleti gerçekleştirildi. SahneHalman “Bize öğrettiklerini hep deyse, sanatçının rol aldığı oyunlarda koruyacağız. Açtığın aydıklık yol giydiği kostümler ile da yürüyeceğiz. Seni hep yüreği kullandığı objemizde ve sahnede yaşatacağız” ler vardı... yaşatmıştır. Sanatçıyı yeti ve emeğiyle kişi yapması, Müşfik Kenter’in tiyatroya baş koymasıyla somutlaşmış, sanatçılığı dünyalaşmıştır. Dün pek farkında değildik belki, ama tiyatro sevdalıları olarak Müşfik Kenter’in yokluğunu yaşamlarımız boyunca eksiksiz duyacağımız, hiç kuşkum yok, bugünden sonra daha belirgin olarak anlaşılacaktır. Bir çınar daha Üstün Akmen (Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı) Tiyatromuzun bir çınarı daha, bize el salladı, çekti gurbete gitti işte. Nedendir bilmem, Müşfik Kenter, kendisini sahnede izlerken beni, “İnsan dediğimiz nedir ki” diye düşündürtendi. “ Arzu Tramvayı”nda ya da “Vanya Dayı ”da, “ Martı ”da veya “Ramiz ile Jülide”de, “Salıncakta İki Kişi ”de, “ Konken Partisi ”nde, “ Antigone ”de, “ Hamlet”de, dahası ne bileyim, büründüğü tüm diğer karakterlerde izlerken hep düşünmüş ve insanı, “Birbirlerine gevşekçe bağlanmış parçalardan kurgulanmış sistemler” olarak tanımlamışımdır. Bu anlamıyla, ilk gençliğimden bu yana insan olarak kendimi kurgulayışım düş, düşünce, duygu, ruh ve benzerlerince, aynı ölçüde gevşek bağlantılı olayların “transit istasyonları” gibi, Müşfik Kenter ile işlev görmüştür. Müşfik Kenter, bu işlevselliğiyle sanatçıöznenin vazgeçilmez rolünü hiç yadsımadan yaşamış ve Hepimizin hocası (Devlet Tiyatroları Genel Müdürü) Lemi Bilgin Müşfik Ağabey hepimizin hocası, onun konservatuvarından mezun olmaktan iftihar ediyoruz. Müşfik Ağabey’in Türk tiyatrosuna hizmet etmiş çok önemli bir aktör ve hoca olmasının yanı sıra, çok iyi bir insandı ve bize önce iyi insan olmayı, sonra mesleğimizi yapmayı öğreten bir hocaydı. Onu izlemek, onunla konuşmak, onunla oynamak hep bir dersti. Türki ye’de yaşamış olması, aynı dönemde yaşamış olmamız, aynı mesleği yapmış olmamız bizim için bir onur kaynağı. Böyle bir aktörü, böyle iyi bir insanı kaybettik. Bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bu belki de, doğru, iyi, aydınlık insan olmayı öğreten bir insandı. Bizim için çok büyük bir kayıp. Büyük üzüntü içindeyiz camia olarak. Sinan Çetin, henüz bitmeyen filmi için basın toplantısı düzenledi Çetin’in ‘ Çanakkale Savaşı’ sürüyor CEREN ÇIPLAK Sinan Çetin’in hem yazıp hem yönettiği yeni filmi “Çanakkale Çocukları”nın tanıtımı dün Heybeliada’daki Merit Halki Palace Oteli’nde yapıldı. Çetin’in “yarı zamanlı” katıldığı toplantıda Rebekka Haas, Haluk Bilginer, Wilma Elles ve Sabahattin Çetin de yer aldı. Çetin’in ailesini kamera karşısına geçirdiği ve savaşı bir annenin gözünden anlatan filmde anneyi Çetin’in eşi Rebekka Haas, iki ayrı cephede savaşan iki kardeşi de SinanRebekka çiftinin çocukları canlandırıyor. Bilginer’in üç yıldır çekimi süren filme dair yaptığı “Çanakkale Savaşı bitti, çekime başladık ve çe kim hâlâ bitmedi” şeklindeki “rötar esprisi” ile başlayan toplantıda Çetin, anne açısından bakılmayan diğer savaş filmlerinin savaş mekanizmasının benzini olduğunu belirterek bütün kahramanlık filmlerinin de bir miktar suç içerdiğini söyledi. Çetin “acılı bir öykü” dediği filmin bir savaş güzellemesi olmadığını da vurguladı: “Bir annenin iki çocuğunun farklı siperlerde savaşmasına karşı neler yapabileceğini anlatmak istedim ve bunun için Çanakkale Savaşı’nı konu edindim. Mesele sadece Çanakkale Savaşı değil, bütün savaşlar... Savaşların sonunda zafer çığlıkları atılırken sonunda annelerin çocuklarının öldürüldükleri yaşlardaki hatıraları kalıyor. Beni bu acı ilgilendiriyor”. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear