17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2012 PERŞEMBE 14 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon Y Giresun Y Ankara B 30 33 33 32 33 35 35 27 28 27 26 25 31 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B B B B PB 29 30 30 34 36 34 39 40 35 38 33 32 31 Oslo PB Helsinki B Stockholm B Londra Y AmsterdamB Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih Y Berlin Y Budapeşte B Madrid B Viyana Y HABERLER 20 21 23 22 23 23 25 24 27 24 29 32 28 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam B B B A A Y A A A A B A A 31 29 30 32 30 23 40 39 36 37 35 36 36 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz ile Ordu ve Ardahan çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacağı, mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Ağustos GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Irak merkezi hükümeti Genel Başkan Bahçeli’ye vize vermedi, ziyaret iptal edildi ? Baştarafı 1. Sayfada ya da örgütten kimilerinin mi eseri olduğunu belirsiz kılıyor. Aynen şöyle diyor Aygün: “İlk etapta yanlarında telsiz yoktu. Sanırım çeşitli yerlerde var ki 24 saatin sonunda Bahoz Erdal’la telsiz bağlantısı kurdular. Birkaç kez eylemi PKK’nin yapıp yapmadığını sordu. Çok şaşırdı. İnanmadı. Bölgedeki başka güçlerin eylemi olup olmadığını sordu. Sonra da kılıma zarar gelmemesi talimatını verdi.” Bu açıklamalar, PKK’de emir komuta zinciri içinde olan kimilerinin bölgede başka güçlerin eylem yapıp yapmadığından ve kaçırma eyleminden haberi olmadığını gösteriyor. ??? Sanki dağa çıkmış birkaç Kürt genci öylesine pişman ki; “abi” dedikleri Aygün’ü propagandadan öteye barış mesajları vermek için kaçırmış; bitsin bu silahlı çatışmalar diye yakınmışlar, evlerine dönmenin hasretiyle CHP’li vekille dertleşmişler ve barışın sağlanmasına daha çok katkıda bulunmasını istemişler. 48 saat sonra Aygün’ü öperek salıvermişler! Fakat “milliyetçi siyasete karşı çıktığını” abikardeş muhabbeti içinde terörist gençlere söyleyen Hüseyin Aygün; kaçıranlarının yakınmalarını, dileklerini açıklıyor ama kaçıranlarına, bölücü siyaset izleyen PKK ile ilgili görüşlerini dobra dobra yüzlerine söyleyip söylemediğine değinmiyor. Örneğin PKK’den BDP gibi “gerilla” mı, yoksa terör örgütü sıfatıyla mı söz ettiğine, ne orada iken ne de salıverildikten sonraki açıklamalarında rastlanıyor. Devletin istihbarat birimlerine ve savcıya, götürüldüğü yer, orada gördükleri, kaçıranların kimliklerini saptamaya yararlı bilgi vermekten uzak duracağı anlaşılıyor. Bu öğeler ve yaptığı açıklamalar; Aygün’ün kaçıran kişilerden şikâyetçi olmadığı, olmayacağını kanıtladığı gibi; kaçıranlarla, hiç değilse Ovacık ve çevresindeki teröristlerle mücadeleye yardımcı olacak bilgileri ilgililerden esirgeyeceğini gösteriyor. Şimdi merak ediyorum. Yazılı sözlü sazlı medya, eleştirecek diyemiyorum Aygün olayını vekilin hangi yönüyle irdeleyecek acaba? Acaba diyorum, örneğin medyamız Aygün’e; salıverildikten sonra PKK’yi eleştiren tek bir cümle neden söylemediğini, örgütü, kaçıranları rahatsız etmemeye özen gösteren yumuşak ifadelerinin anlamını soracak mı? ??? Geçen akşam baktım TV’lere; ekranın yaz ayları yıldızlarından Enver Aysever, Kılıçdaroğlu’nun üslubuna; ikide bir onun gibi “söylemek isterim veya sormak isterim” diye bağladığı cümlelerle alabildiğine Kürtçü bir havaya kaptırmıştı kendini. Aygün’ün salıverildiği günün akşamüzeri, Kürtçü bir türkücü ile barış üzerine hayli nefes tükettikten sonra bir de Kürtçe türkü söyleterek aykırı sorulara aykırı bir davranış da ekledi. Enver Aysever, birkaç gün önce de uluslararası bir sesle söyleşti CNN Türk’te. Canlı bir yayında mertçe Kürt’üm ama Kemalistim, Atatürk’e sevdalıyım ve sosyalistim diyen uluslararası ünlü bir ses, Selda Bağcan’la… Bağcan’ın zekâsı aykırı soruları yanıtlarken Aysever’i ince ince işletti. Programın sonunda Aysever; Bağcan’ın bir iki türkü söyleyeceğini açıkladı amma… …RTE’nin hışmından patronunu ve dolayısıyla patronun hışmından kendini korumak için olacak; Bağcan’ın Âşık Mahzuni Şerif’in dizelerini seslendirdiği çok beğenilen şu türküsünü dinletmedi izleyicilere: “Sana hasret sana vurgun gönlümüz / Neredesin mavi gözlüm / Nerde nerde nerdesin dost. Bu gemi bu Karadeniz / Sarı saçlım mavi gözlüm / Nerde nerde nerdesin dost. Ararım izini Dolmabahçe’den / Bir daha dönmez mi bu yoldan / İçimde sen, gözümde sen sarı saçlım mavi gözlüm / Nerde nerde nerdesin dost Kurban olam yürüdüğün yollara / Kara peçe yakışmıyor kullara / Uyan bak bizim hallara / Sarı saçlım mavi gözlüm / Nerde nerde nerdesin dost? Bulutlar terinden, dağlar kokundan / Sarhoştur sevdiğim Mahsuni bundan / Bir daha gel, gel Samsun’dan / Sarı saçlım mavi gözlüm / Nerde nerde nerdesin dost” ??? Nerde nerde, nerdesin sarı saçlım, mavi gözlüm: Kaldır da başını Anıtkabir’den; şu medyanın, şu siyasetin, şu siyasetçilerin, partilerin, partinin ve.. memleketin haline bak! MHP’de Kerkük şoku ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak merkezi hükümeti, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1721 Ağustos tarihlerinde Kerkük’e yapacağı ziyarete “bölgede artan gerginlik” gerekçesiyle vize vermedi. Bahçeli, Irak’ın kararını esef ve hayretle karşıladıklarını belirterek “MHP’nin Irak’ta bulunması, buradaki devlet yöneticileri için risk ve endişe kaynağı değil olsa olsa ömürlerinde çok az müşerref olacakları şeref payesidir” dedi. MHP lideri Bahçeli’nin “Bayram namazını Kerkük’te kılmak istiyorum” açıklamasıyla kamuoyuna duyurduğu Kerkük ziyareti Irak’ın vize vermemesi nedeniyle iptal edildi. MHP heyeti, ziyaret sırasında pasaportlarına Kürdistan damgası vurdurtmamak için MusulMahmur KILIÇDAROĞLU’NA DAVET Erbil Türkmen Listesi Meclisi Başkanı Mahmut Çelebi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, olası bir Irak ziyareti kapsamında Erbil’e davet etti. Kılıçdaroğlu, Erbil Türkmen Listesi Meclisi Başkanı Mahmut Çelebi’yi CHP Genel Merkezi’nde kabul etti. Çelebi, yaklaşık yarım saat süren görüşmede, Irak’taki Türkmenlerin durumu ve beklentileri hakkında bilgi aktardı ve olası bir Irak ziyareti kapsamında Kılıçdaroğlu’nu Erbil’e davet etti. yandırılması diplomatik teamüller ve diyaloglar bakımından inandırıcı ve itibar edici bulunmamıştır” dedi. Kararı esef ve hayretle karşıladıklarını belirten Bahçeli, “Türkmen illerinde soydaşlarımızla arzuladığımız kavuşmanın boş bahanelerle önüne geçilmesi Irak merkezi yönetiminin kalibresini ve kalitesini açıkça gözler önüne sermiştir” görüşünü dile getirdi. ‘Birkaç Mehmet...’ Birkaç Mehmet şehit oldu diye, Meclis toplanmaz. TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağıran CHP’nin girişimine yanıt olarak söylenen yukarıdaki sözlerin sahibi, AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik. Tabii beyefendiye hemen şu soruyu sormak gerekirdi: Pekâlâ beyefendi, yüce Meclisinizin toplanabilmesi için acaba daha kaç Mehmet’in şehit olması gerekir ki? Bu sorum tabii ki yalnızca Hüseyin Çelik’e değil, TBMM çoğunluğuna da yönelik. Bütün bunlar, Hakkâri ve yöresinde şimdiye dek tanık olduğumuz en uzun ve anlamlı direnişini ortaya koyan PKK’nin, devletin askerinden, vatandaşından, memurundan sonra, milli iradenin temsilcisi milletvekilini de kaçırarak, rahatlıkla “buralar bizden sorulur” tavrını dünyaya gösterdiği bir dönemde oluyor. Acaba, TBMM bu koşullarda toplanmayacak da ne zaman toplanacak? AKP ile şimdiye dek çok kez onun stepnesi olduğunu cümle âleme ilan etmiş olan MHP’nin neden böyle davrandığını anlamak ilk bakışta güçtür. ??? Anlaşılması güç olan bir başka husus da, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılmasına kadar, ülke tam bir kan ve ateşe boğulmuşken milli iradeyi akıllarına getirmeyenlerin bir parlamento üyesinin kaçırılması üzerine feryadı basmalarıdır: Bu milli iradeye saldırıdır. Kan gövdeyi götürürken yapılan toplantı çağrısına, “Birkaç Mehmet şehit oldu diye Meclis toplanmaz” yanıtını verenlerin aklına milli irade ancak ateş içlerinden birini yakınca mı geliyor? Şimdiye dek, Mehmet’leri cephede şahadet şerbetini içmeye gönderirken, bir yandan da Oslo’da PKK temsilcileriyle görüşmeler yapmanın moral ağırlığını gündeme getirmiş, bunu yapanların nasıl bir vicdan muhasebesi içinde olduklarını merak ettiğimi söylemiştim. Yanlış anlaşılmasın! Siyasi olarak bu tür görüşmelere katlanmak zorunda olabiliriz. Ama bu zorunluluk yine de devleti yönetenlerin, bir yandan terör örgütü ile görüşürken, öte yandan gencecik fidanları onlar üzerine ölmeye yollamasındaki hesabı verilmesi güç vicdanı sorumluluğu ortadan kaldırmıyor. Hüseyin Çelik’in sözleri yukarıda değindiğim sorunun yanıtı da veriyor. Hüseyin Çelik’in sözleri gösteriyor ki, “birkaç” diye nitelediği şehit Mehmet’ler onları ilgilendirmiyor. Nasıl olsa memlekette Mehmet çok. Ve bu Mehmet’ler önlerine her sürülene, “Umut fakirin ekmeği, ye Mehmet ye” misali, sarılmaya hazır. ??? Yine de, bu gerçeğin bu kadar fütursuzlukla açıklanması kolayca anlaşılır gibi değil. Aslında, AKP ile MHP’yi böyle davranmaya, Hüseyin Çelik’i de böyle konuşmaya sevk eden çaresizliktir. Gerçekten de öyle, Meclis toplansaydı ne olacaktı ki? AKP’nin Kürt ve terör sorunu karşısında yapacak, söyleyecek bir şeyi var mı? Şişinmenin ötesinde herhangi somut bir politikası olmayan MHP bu konuda ne diyecek, ne önerecek ki? Olaya bu açıdan bakınca TBMM’nin toplanmamasının iyi olduğu düşünülebilir. Ama Meclis toplanmasa da bu gerçeği cümle âlem görüyor zaten. Evet Kürt sorunu da, terör sorunu da, tam bir çıkmazdadır. Durumun en acı yanı, iktidarın bu konuda ne yapacağını bilmemesi, çaresiz olmasıdır. Çoğu kişi, Tayyip Bey’in salt güvenlikçi politikasını eleştiriyor. Haksız da değiller. Ama bilin ki, Tayyip Bey, o politikayı bile daha çok uzun süre götüremez. Çünkü, Tayyip Bey’in iktidarının gerçek dayanağı Kürt sorununun o şekilde çözülmesine izin de vermez. Türkiye tam bir çıkmazda. En vahimi de iktidarın çaresizliği. Olay bu! Kerkük güzergâhını kullanarak Kerkük’e gitmeyi amaçlıyordu. Konuyla ilgili olarak yazılı açıklama yapan Bahçeli, ziyaretlerinin mübarek bayram namazını Kerkük Nur El Kebir Camisi’nde eda etmeyi ve Türkmenlerle kucaklaşmayı amaçladığını belirterek “Irak’ın Ankara Büyükelçiliği vize talep ve beklentimizin kabul edilmediğini nedenleriyle birlikte Dışişleri Bakanlığı kanalıyla partimize bildirerek ziyaretimizin gerçekleşemeyeceğini ifade etmiştir. Bu elbette Irak merkezi yönetiminin tasarruf ve yetkisinde bulunan bir konudur. Ancak çok yönlü şüpheleri üzerine çeken bu engellemenin, TürkIrak ilişkilerinin içinde bulunduğu nazik ortama da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Erbil’e yaptığı ziyaretin ardından 2 Ağustos’ta sürpriz bir şekilde Kerkük’e geçmesi Irak’ta tepkilere neden olmuştu. Irak yönetiminden “Davutoğlu’nu tutuklama hakkımız var” açıklaması yapılmıştı. Davutoğlu tepki çekmişti CHP’Lİ REFİK ERYILMAZ: Suriye sınırı yol geçen hanı MEHMET ALİ SOLAK HATAY CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad karşıtı askerlerin ve Özgür Suriye Ordusu yöneticilerinin Hatay’daki Apaydın çadır kentinde barındırıldığına dikkat çekerek 30 otobüs dolusu militanın Antakya’dan Suriye’ye geçirildiği ve Suudi Arabistan’dan Hatay Havaalanı’na gelen 50 El Kaide militanının sınırdan Suriye’ye götürüldüğü iddialarını anımsattı. Eryılmaz, TürkiyeSuriye sınırının yol geçen hanına döndüğünü bildirdi. CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, Suriye’de gelişen olaylara ve Suriyeli muhaliflere Türkiye’nin destek verdiği iddialarını araştırılması için TBMM Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi. Hükümetin Suriye politikasının ülkeyi ve bölgeyi kaosa sürüklediğini vurgulayan Eryılmaz, Özgür Suriye Ordusu yöneticilerinin Hatay’daki Apaydın çadır kentinde barındırıldığını anımsatarak Türkiye’nin ulusal güvenliğinin tehdit altında olduğunu vurguladı. Hatay’daki bütün resmi hastanelerin, Suriye’den gelen sığınmacılara ve çatışmada yaralanan silahlı muhalif militanlara tahsis edildiğini ifade eden Eryılmaz, yurttaşların hastanelere alınmadığını belirtti. Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nda Ortodokslar üçüncü kez ayin yaptı. Sümela’da barışa dua AHMET ŞEFİK TRABZON Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nda Ortodokslar üçüncü kez ayin yaptı. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un yönettiği ayinde barış için dua edildi. Ayin öncesi manastırın girişine gelen ziyaretçiler, Trabzon Valiliği tarafından kendilerine verilen kartların görevlilerce kontrol edilmesinin ardından içeriye alındı. Fener Rum Patriği Bartholomeos, manastıra giden patika yolun girişinde yöresel kıyafetli kemençeciler tarafından karşılandı. Ayine, Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosu Nicolas Matthioudakis ve Maçka Belediye Başkanı Ertuğrul Genç de katıldı. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı ve ilahilerin okunmasıyla başlayan ayinde Bartholomeos, çeşitli dualar etti. Bartholomeos, dini ritüellerin ye rine getirilmesinden sonra sunağa çıktı ve manastırdakileri kutsadı. Bartholomeos önce Yunanca sonra da Türkçe yaptığı konuşmada, “Biz Hıristiyanların en kutsal azizesi olan Meryem Anamızın dünya üzerindeki en önemli ibadet mekânlarından sayılan Sümela Manastırı’nda üçüncü kez 15 Ağustos’ta, yani göğe yükselişi gününde sizlerle birlikte olmaktan ve bu samimi ortamda dua etmekten müstesna bir mutluluk ve huzur bulduğumuzu ifade ederiz. Herkes kendi inancına uygun bir şekilde dininin vecibelerini serbestçe yerine getirebilmelidir. Bu her insanın en doğal hakkıdır” dedi. Müslümanların ramazan ayını ve yaklaşan bayramını kutlayan Bartholomeos, Myanmar’da yaşanan insanlık dramına dikkat çekti. Clinton’ın Ankara ziyaretinin perde arkası netleşiyor ABD’nin acelesi yok BAHADIR SELİM DİLEK TSK: RF4 ile ilgili kesin kanaat yok ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Albay Ertuğrulgazi Özkürkçü, Türk Hava Kuvvetleri’ne ait RF4 uçağının Suriye’de düşmesine ilişkin Taraf gazetesine açıklamalarda bulundu. Son YAŞ’ta tümgeneralliğe terfi eden Baki Kavun’un yerine Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı’na atanan Özkürkçü, gazeteye olayın gerçekleştiği andan itibaren Dışişleri Bakanlığı ile koordineli şekilde edindikleri bilgileri eksiksiz olarak yetkililerle paylaştıklarını ifade etti. Özkürkçü, “Çelişki, yetkisiz kişilerin değerlendirme ve yorumları sonucunda oluşmuştur” açıklamasında bulundu. Özkürkçü, “Bunun yanı sıra yüzeydeki bazı parçaların Jandarma Kriminal’de incelenmesi sonucundaki kesin olmayan ilk verileri yetkililere ilettik. Suriye’den yapılan açıklama da elbette ilk anda dikkate alındı” dedi. Lübnan’da Türk vatandaşı kaçırıldı ? Dış Haberler Servisi Lübnan’da, akrabalarının Suriye’de silahlı militanlar tarafından kaçırılmasına kızan Mikdad aşireti, Özgür Suriye Ordusu üyesi olduğunu iddia ettikleri 20’den fazla Suriyeliyi ve bir Türk vatandaşını kaçırdı. Lübnan’ın güçlü Şii kökenli aşiretlerinden olan Mikdad ailesi, “büyük av” dedikleri operasyonun Hassani Salim’in serbest bırakılması için düzenlendiğini belirtti. Lübnan’ın LBC televizyonu, kaçırıldığı bildirilen Türk vatandaşı Aydın Tufan Tekin’in pasaportunun görüntülerini yayımladı. 28 yaşındaki Tekin’in Lübnan’daki bir şirkette çalıştığı öğrenildi. ANKARA ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Suriye gündemli olarak yaptığı Türkiye ziyaretinin perde arkası bilgileri netleştikçe Washington yönetiminin, AKP kadar aceleci olmadığı ortaya çıktı. Clinton’ın İstanbul’da, “Suriye’deki denge muhalifler lehine döndü ama bu rejimin yıkılacağının işareti olduğu anlamına gelmiyor” değerlendirmesini yaptığı öğrenildi. Clinton, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na, AKP hükümetinin Suriye muhalefeti içinde büyük önem verdiği Suriye Ulusal Konseyi’nin, muhalifler için çatı olabilecek bir yapıda olmadığını söylerken Davutoğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapılan görüşmelerde Irak konusu da gündeme geldi. En ilginç değerlendirme ise Erdoğan’ın Irak Başbakanı El Maliki’den şikâyet ederken “diktatör” nitelemesini kullanması oldu. Görüşmelerde ikili eşgüdüm mekanizması kurulması konusunda taraflar mutabık kaldı. Clinton, Davutoğlu’na Suriye’deki son durumu değerlendirirken “Suriye’deki denge muhalifler lehine dön dü, ama bu rejimin yıkılacağının işareti olduğu anlamına gelmiyor. Biraz daha bugünkü durumun devam edeceği anlaşılıyor” dedi. Davutoğlu, SUK’un daha fazla desteklenmesini isterken Clinton’dan, “SUK hâlâ bir çatı örgüt olabilecek durumda değil, bütün muhalefeti temsil etmemesi gibi bir sorun var. Ama Suriye muhalefeti içinde yine de güçlü bir örgüt” değerlendirmesi geldi. Clinton, Suriye’nin kuzeyinde Irak’ta olduğu gibi bir bölgesel Kürt yönetimine karşı olduklarını, Suriye’de, Irak’ta Barzani’nin başında bulunduğu gibi güçlü bir yapıyı onaylamadıklarını da dile getirdi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear