Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 2012 CUMARTESİ 10 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon Y Giresun Y PB Ankara 29 32 30 29 34 36 35 25 26 26 25 23 33 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB A A PB A A A A PB PB Y 29 33 29 38 38 33 41 42 37 38 33 27 24 Oslo Y Helsinki PB Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih PB Berlin Y Budapeşte B Madrid B Viyana B HABERLER 13 21 17 18 19 18 18 21 29 27 28 32 29 Belgrad B 29 Sofya A 28 Roma B 27 Atina A 31 Zürih PB 29 Moskova Y 24 Aşkabat B 39 Taşkent B 36 Baku B 37 Bişkek Y 32 Tiflis Y 30 Kahire A 38 Şam A 42 Ülkenin kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz ile Ordu, Ardahan, Kars, Erzurum, Ağrı ve Iğdır çevrelerinin sağanak ve sağanak gök gürültülü sağanak diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Haziran GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK 1516 Haziran Direnişi’nin 42. yıldönümü kitlesel gösterilerle kutlandı ? Baştarafı 1. Sayfada Medyada ve siyasetçiler arasında mezar açılsın mı açılmasın mı tartışması sürüyor. Semra Özal, raporda “bazı hassas bilgilere yer verilmediği”, aile “bunlar da dahil raporun tam içeriğini öğrenmek için” Cumhurbaşkanı ile görüşmek istedi. Salı günü görüşecekler... ??? Semra Hanım, eşinin ölümünden önce bir davete katıldığını, orada içtiği limonatadan zehirlendiğini TV’lerdeki canlı programlarda iddia etti. Dediğine göre, davetten dönen Özal’a “Sen limonata sevmezsin, neden içtin?” diye sorduğunda “Çok ısrar ettiler, içmek zorunda kaldım” yanıtı aldığını söyledi. Semra Hanım’a göre limonata zehirliydi... Yeni açıklamalara göre, pek çok kişi gibi davette Özal da portakal suyu içmişti. Hacettepe Hastanesi’nde Özal’a otopsi yapılması için başvurulduğunu, Semra Hanım’ın öneriyi geri çevirdiğini tanıkların ifadeleri doğruluyor. Ama Semra Özal, bugün otopsi için kendisine başvurulmadığını söylüyor. Semra Hanım ile oğlu Ahmet; her fırsatta TV’lerde gazetelerde, ellerinde Özal’ın öldürüldüğünü kanıtlayan belgeler olduğunu söyledi. DDK raporu; “Semra Özal ile Ahmet Özal’ın iki defa kendilerine yazı gönderilmiş olmasına rağmen ellerinde olduğunu beyan ettikleri belgeleri kurula göndermedikleri vurgulandı” diyor. ??? Son yıllarda kocam öldürüldü diye, babamı öldürdüler diye kanal kanal dolaşan “aile”; yakın yıllarda mezarın açılarak gerekli ve yeterli verilerin alınması önerilerini geri çevirdi. Ölümünden sonra Özal’ın başından alınan saçlar Semra Hanım’da. Adli Tıp tarihindeki örnekler saç üzerinde yapılan bilimsel araştırmalarla kişinin zehirlenip zehirlenmediğinin saptanabileceğini gösteriyor. Çankaya, görüşeceği Semra Özal’dan, kuşkuların ortadan kalkması için kocasının mezarının açılmasına izin vermesini, saç örneklerini ilgililere teslim etmesini isteyecek mi? Ya da şayet aile üzerine düşen bu görevleri yapmazsa, öldü, öldürüldü iddialarına son vermek için yargı erki harekete geçecek mi? Bu iki soru; 19 yıllık serüvenin son aşaması! ??? İki: Kürt hareketinin öncülerinden Leyla Zana; sorunu RTE’nin çözeceğine olan inancını açıklayınca; Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi şoka girdi. Zana bağımsız milletvekilidir, söylemleri bizi bağlamaz’a gelen açıklamalar yaptı. Zana, ana muhalefette de şaşkınlık yarattı. Nasıl yaratmasın ki? Kürt sorununu çözümlemeye önderlik yapmaya giriştiği bir sırada; Zana gibi Kürtler üzerinde etkisi hafife alınmayacak bir kadın siyasetçi; CHP’nin toplumsal uzlaşma girişimini sıfıra çekiyor; ne CHP, ne BDP… illa ki RTE diye ortaya çıkıyor... ??? Zana’nın açıklamaları; CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap’ın, “önerdikleri modelin 4 partinin uzlaşmasıyla mümkün olabileceğini, 4’lü uzlaşma olmazsa RTE’nin önerdiği soruna çözüm arayacak ikili komisyonu kabul etmeyeceklerini” açıkladığı güne rast geldi. Tabii gözler toplumsal uzlaşmadan tekrar RTE’nin ne yapacağına çevrildi. Ama Zana’nın kan akmasını önlemek için öne sürdüğü, ne yapmak lazım geldiğini içeren koşullar üzerinde duran yok. Zana ilk koşulları sıralıyor: “1) Bir kere terör ve Kürtler ifadesi bir arada anılmamalı. Bu herkesi biz terörist değiliz şeklinde bir tepkiye sevk ediyor. 2) Kürt kimliği anayasal güvenceye alınmalı. 3) Kürt çocukları asimilasyondan çok mustarip. Bu nedenle eğitim hakkı verilmeli” diyor… ??? İki kadın, iki sorun filminin devamı yarın! Zulme direneceğiz ALİ AÇAR Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük direnişlerinden biri olarak tarihe geçen “1516 Haziran Direnişi”nin 42. yıldönümü kitlesel gösterilerle kutlandı. Şişli Meydanı’nda toplanarak Taksim’e dek yürüyen binlerce emekçi, kıdem tazminatlarının kaldırılması, taşeronlaşma ve iş güvencesizliğine karşı mücadele çağrısı yaptı. “1516 Haziran Direnişi”ni kutlamak amacıyla dün binlerce emekçi öğlen saatlerinde Şişli Meydanı’nda bir araya geldi. DİSK Genel Başkanı Erol Ekici ve yönetim kurulunun yanı sıra aralarında CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, eski DİSK Genel Başkanlarından Rıdvan Budak, sanatçı Onur Akın, oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın da olduğu binlerce kişi “1516 Haziran direnişinin ışığında insanca iş için örgütlü mücadeleye”, ,“1516 Haziran ruhuyla zalimin zulmüne direniyoruz” yazılı pankart ve dövizler taşıyarak Taksim’e doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşte Grup Yorum üyeleri tutuklu bulunan üyeleri Seçkin Aydoğan’ın serbest bırakılmasını isterken, öğrenciler de taşıdıkları pankartlarla parasız eğitim talebinde bulundu. THY Taksim Bilet Satış Ofisi önüne gelindiğinde ise alkış ve ıslıklarla THY yönetimi protesto edildi. Taksim Meydanı’nda basın açık EYLEMDE 500. GÜN Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nde DevSağlık İş Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle işlerine son verilen 5 işçinin hastane bahçesinde kurdukları eylem çadırında işlerine geri dönebilmek için başlattıkları direniş 500. günü geride bıraktı. İşçiler, “Direnişimizin 500. gününde 1516 Haziran ruhunu yaşatıyoruz” yazılı pankart açarak eylemlerini sürdürdü. DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, Vali Hüseyin Aksoy’a “Bu arkadaşlarımızı işe alın yoksa karşılığını göreceksiniz” dedi. (CEMİL CİĞERİM) TEDAŞ ailelerine destek CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Erzurum’un Aşkale ilçesinde gölette boğularak hayatını kaybeden 5 işçinin ailelerini ziyaret etti. Onur, “Sorumlular kim ise cezalandırılsın. Üzerine gidilmeyen dava örtülüp geçiştiriliyor. TEDAŞ işçilerinin yakınları, kendi aralarında oluşturacakları heyetle, konuyu Ankara’ya taşımalı. Her aileden bir kişi seçerek heyet kurun. Sorumluların gereken cezayı alması için bunu yapın. Sizlere gereken her türlü desteği vermeye hazırız” dedi. (RECEP KAPUCU) YARGITAY’DAN BAKANLIĞA RET Emekçiler Şişli’den Taksim’e yürüdü. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) lamasını okuyan Ekici 1516 Haziran Direnişi’nin üzerinden 42 yıl geçmesine karşın Türkiye’de emekçiler açısından değişen bir şey olmadığını belirterek, “Ülkemizde milyonların yaşadığı açlık, işsizlik, sefalet ve yaşamsal sorunlar hiç değişmedi. 42 yıl önce yaşadığımız sorunlar neyse bugün de aynısı. 12 Eylül yasakları yeni güvencesizliklerle birlikte AKP iktidarı tarafından sürdürülüyor” dedi. Ulusal İstihdam Strateji Belgesi ile kıdem tazminatlarının kaldırılacağını, bölgesel asgari ücrete geçileceğini, işçiyi köleleştirecek istihdam bürolarının kurulacağını ve taşeronlaşmanın yaygınlaşacağını vurgulayan Ekici, “Biz DİSK olarak AKP iktidarının bizi birer canlı cenaze olarak gömmek istediği mezarlıkları karşı zalimin zulmüne direnmek, insanca iş ve insanca bir yaşam için başlatacağımız ‘Zalimin zulmüne karşı direneceğiz’ kampanyası ile Türkiye genelinde stantlar kurarak imzalar toplayacağız” diye konuştu. Konuşmaların ardından Grup Yorum, Onur Akın, Kızıl Bayrak Orkestrası ve Borusan Orkestrası işçilerle birlikte şarkılar seslendirdi. Terör değil çocuk mahkemesi ANKARA (AA) Yargıtay 9. Ceza Dairesi, terör suçu iddiasıyla yargılanan çocukların, çocuk mahkemelerinde yargılanmalarına karar verdi. Terör örgütünün propagandasını yapma, kamu malına zarar verme, silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi yaptırmamak için direnme suçlamalarıyla Alican K. hakkında dava açıldı. İzmir 3. Çocuk Mahkemesi, çocuğun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun terör örgütü üyeliği ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğini belirterek, görevsizlik kararı verdi. Mahkeme dosyayı İzmir Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. İzmir 3. Çocuk Mahkemesi’nin bu kararına itiraz edilmesi üzerine, dosya İzmir 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne geldi. Mahkeme itirazı kabul ederek terör suçundan hakkında dava açılan çocuk Alican K’nin İzmir 3. Çocuk Mahkemesi’nde yargılanmasına karar verdi. Adalet Bakanlığı ise İzmir 2. Çocuk Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin kararını yerinde görmeyerek, kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay’a başvurdu. Dosyayı görüşen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, İzmir 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının usul ve kanuna uygun olduğunu belirtti. Daire, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteğini yerinde görmeyerek oybirliğiyle reddetti. Böylece, çocukların işlediği suçlar terör suçu kapsamına alınıyordu. Yargıtay’ın bu kararı ile bundan sonra terör suçu iddiasıyla yargılanan çocuklar çocuk mahkemelerinde yargılanacak. Hasan Ünal zararlılara karşı böcekle mücadele edeceklerini söyledi Tarım ilacına son vereceğiz LEYLA TAVŞANOĞLU ‘ELEKTRİK KESİLDİ’ İDDİASI Yoğun bakımda bir gecede 8 ölüm TOKAT (AA) Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde bir gecede 8 hasta hayatını kaybetti. Hasta yakınları ölümlerin elektrik kesintisinden meydana geldiğini ileri sürerken Sağlık Bakanlığı soruşturma başlattı. Tokat İl Sağlık Müdürü Saadettin Yazı, ölümlerin 12 Haziran gecesinde yaşandığını belirterek “Başhekimlikten aldığımız ilk bilgilere göre trafik kazasından gelen 2 hasta, beyin kanamasından yatan 2 hasta var, 3 tane de son dönem kanser hastası var, bir de Turhal ilçemizde kalp krizi geçirip ölüm anında getirilen hasta var” diye konuştu. Hasta yakınları, elektrik kesildiği için hastaların kaybedildiğini iddia ederken Yazı, inceleme yapıldığına dikkat çekerek “Benim bildiğim teknik donanım elektrik kesintisi ihtimalini devre dışı bırakacak şekilde” ifadelerini kullandı. Metalurji mühendisliği, Almanya’da akademisyenlik, siyaset adamlığı derken fide ve tohum üretimi konusunda tarım sektörünün bir numaralı isimlerinden biri haline gelivermek... İşte Demreli Hasan Ünal’ın öyküsü. Bugün sadece Antalya’nın, Türkiye’nin değil, dünyanın önde gelen tarım otoritelerinden birisi. Ama Türkiye’deki tarım sektörüyle ilgili çok dertli. Ne zaman yeni tohumlar üretilse insanlar ya hormonlu ya da GDO’lu diye bakıyorlar. Bu ne kadar doğru? ÜNAL Ne yazık ki bu sektörü sahiplenen yok; özellikle de bu bölgede... Birileri kimi ürünlerin hormonlu ya da GDO’lu olduğunu söyleyip kafaları karıştırdı. Bu konuda halkın iyice aydınlatılması lazım. Hele dört yıl kadar önce bunlar çok tartışılmıştı. Benim teknik doktoram olduğu için kimyasal formüllerin hepsini bilirim. Bu konuda bilgilendirme yapmaya çalıştım. Ama hâlâ o önyargıyı yenebilmiş değiliz. GDO’ya dönersek... Hâlâ o konuda net bir karar verilmiş değil. Avrupa’da da böyle. O zaman ülkemizde neden buna izin verelim? Dünyadaki sebze çeşitlerini çok yakından izlediğimiz için bilgi ediniyoruz. İnsanlar “GDO’lu domates var mı” diye soruyorlar. Kesinlikle böyle bir şey yok. Olsa bizim 24 saat içinde haberimiz olur. Mısırda, soya fasulyesinde var. Ben ABD Tarım Bakanlığı’nın davetlisi olarak oraya gidip sırf GDO’lu ürünleri incelemek için 15 gün kaldım. Bu iki üründe GDO olduğunu saptadım. Ama diğer sebzelerde ve meyvede yok. Size bir örnek vereyim. İri çilekler normal melezlemeyle Ünal, Tavşanoğlu’nun sorularını yanıtladı. Türkiye’nin tarım stratejisi yok Bizde neden bu kadar ihmal ediliyor? ÜNAL Türkiye’nin ciddi bir tarım stratejisi yok. Hükümet tarıma dediğiniz gibi yeteri kadar destek vermiyor. Herhalde birisinin bunları Tayyip Erdoğan’a anlatması gerekiyor. Tarım satış kooperatifleri yok edilerek ne elde edilmek istenir? ÜNAL Benim üzerinde durduğum, satış ya da organizasyondan çok buraya yeni tarım teknolojilerinin getirilmesidir. Belki o kooperatifler yaşatılsa, desteklense onlar yeni teknolojileri getirebilirler. Ben nasıl İspanya’dan, İtalya’dan, Hollanda’dan yeni teknolojileri getiriyorsam onlar da getirebilir. Bu konuda zorlamak, desteklemek gerekir. Bunlar yapılmazsa Türkiye’nin tarımdaki açığı çok daha büyük rakamları bulacaktır. Çünkü nüfus da giderek artıyor. Hele de bir döviz kıtlığında ciddi sorunlar çıkacak. elde ediliyor. Bunun hormonla da bir ilgisi yok. Ayrıca melezlemeyle başta domates ve patlıcan olmak üzere başka sebzeler elde ediliyor. Bir de tarımda kimyasalların kullanılması da iyice azaltılmaya başlandı. Domateste kullanılan kimyasal, asetik asitin bir türevidir. Asetik asit dediğiniz de sirke. Yani sağlığa zararı yok. Ayrıca yavaş yavaş ondan da vazgeçip arıya dönmeye başladık. Bu işleri bilen birisi olarak söylüyorum. Ben her türlü sebzeyi yiyorum. Ama diyeceksiniz ki birisi hata yapmaz mı? Binde bir çiftçi bir hata yapabilir. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Mısır ve soya fasulyesi dışında her türlü sebzeyi, meyveyi hiçbir endişe duymadan yiyebiliriz. Size sıklıkla ne yiyebiliriz, diye soruyorlar mı? ÜNAL Soruyorlar. Ben de her türlü sebze ve meyveyi, bir de keçi peyniri yiyin diyorum. Çünkü keçi ot yer. Koyunlara, büyükbaş hayvanlara GDO’lu yem verirler. Tavuk da GDO’lu yem yediği için, onda da, yumurtada da dolaylı da olsa GDO var. Yaptığımız işleri ille de ticari boyutta düşünmeyin. Bu yaşta yeni bir işe girdim. İtalyanların çok ciddi böcekle mücadele organizasyonu var. Şimdi böcekle ilaçsız çilek üreteceğiz. Çilekte oluşacak hastalıklara karşı böcek salınıyor. Böcek zararlıları yiyor. Böylece ilaç atmaya son verilmiş olunuyor. Bu sisteme İtalya, İspanya geçti. Bu yöntemi biberde, domateste uygulayacağız. En azından bu tartışmaları aşmış olacağız. Çiftçinin ürünü de çok rahatlıkla ihraç edilebilecek. Bir zamanlar Türkiye tarım ülkesiyken bugün her türlü tarım ürünü ithal ediliyor. Neden? ÜNAL Bugün bizde fındık ve portakal üretimi fazlalığı dışında bütün tarımda ciddi boyutta ithalat var. Bu yıl 14 milyar dolarlık ithalat yapıldı. İhracat ise beşaltı milyar dolar dolayında. Çok ciddi açık var. Bugün Türkiye üç milyar dolarlık ayçiçek yağı ithal ediyor. Şimdi ucuz diye kolza yağı da ithal ediyorlar. Oysa bizim ülkenin zeytinyağı ülkesi olması lazım. Bizde zeytin ağacı başına 12.5 kg. zeytin alınıyor. Oysa İspanya’da, İtalya’da, Yunanistan’da ağaç başına 88 kg’a kadar verim alınıyor. Bizde zeytinle kimse uğraşmıyor. Bakın İspanya’da on yıldır üretilen bir tür badem ağacı var. Dönüm başına 200 kg. iç badem veriyor. Türkiye ciddi boyutta iç badem ithal ediyor. Buna kucak dolusu döviz harcıyor. Çoğu arazi gelir getirmediği için ekim yapılmıyor. Mısır ekmiyorlar. Çünkü para etmiyor deniyor. Mısır ekilmediği için de GDO’lu mısır ithal ediyoruz. Ben bu konuda çalıştım. Üreticiye 8 milyon lira daha destek fiyat verilse Türkiye’nin mısır ithal etmesine gerek kalmaz. FACEBOOK PAYLAŞIMLARI DELİL OLDU 7 çocuğa 240 yıl hapis istemi MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’de “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” ile suçlanan yedi çocuk hakkında toplam 240 yıl hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, çocukların Facebook paylaşımları, gizli tanık ifadeleri ve 1 Mayıs’a katılmak suç delili olarak gösterildi. Akdeniz ve Toroslar’da mayıs ayı başında tutuklanan Y.Ö, A. A, M.A, C.E, F.Ö, C.B ve A.B, adlı çocuklar hakkında “örgüt üyesi olmak”, “Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefet etmek”, “patlayıcı madde bulundurmak”, “çalışma hürriyetinin ihlali” ve “mala zarar verme” suçlamalarıyla toplam 240 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Cumhuriyet Savcısı Ünsal Demirci tarafından hazırlanan iddianamede, M.A’nın 1 Mayıs İşçi Bayramı’na katılması suç olarak gösterilirken A.B. adlı çocuğun Facebook paylaşımları örgüt propagandası olarak kabul edildi. İddianameyi kabul eden Mersin 2. Çocuk Mahkemesi ilk duruşmanın 8 Temmuz’da görülmesine karar vererek tutuklu çocukların tahliye taleplerini de reddetti. C MY B C MY B