26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 ŞUBAT 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 19 ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ belgeselinin DVD’si çıktı ? Kültür Servisi Nezahat Gündoğan’ın Dersim’in kayıp kızlarının öyküsünü anlattığı 2010 yapımı belgesel filmi “Dersim’in Kayıp Kızları İki Tutam Saç”ın DVD’si çıktı. Türkiye’nin 30 ilinde ve Avrupa’da yaklaşık 4 yıldır devam eden “Dersim’in kayıp kızları” araştırmasının ürünü olan, “İki Tutam SaçDersim’in Kayıp Kızları” adlı belgesel film Türkiye ve Avrupa’da defalarca gösterildi. Vitra Çağdaş Mimarlık Dizisi, AVM ve ticari ofisleri ‘Mutluluk Fabrikaları’ sergisiyle büyüteç altına alıyor ‘Hepimiz alışveriş işçileriyiz’ ? Serginin küratörü Sait Ali Köknar’a göre “bugün, ‘Mutluluk Fabrikaları’nda yaşayan biz alışveriş işçileri de, hep bizden beklenen, yapmamız gereken hareketleri AVM’ler içinde tekrar edip duruyoruz”. EVRİM ALTUĞ Türk Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) ve Vitra, Türkiye’de çağdaş mimarlığı belgelemek üzere kolları sıvadı. İstanbul Teşvikiye Feyziye Mektepleri Vakfı Galeri Işık’ta açılan “Mutluluk Fabrikaları” sergisi, bu kapsamda izleyicilerin ilgisine sunuldu. 17 Mart’a kadar açık sergi, popüler konusu, tasarım kaygılı pratik düzenlemesi ve entelektüel içeriğiyle olduğu kadar, taşıdığı sosyoekonomik bilgi birikimiyle de kolektif bir çalışmanın ürünü. Sergi, 2000’lerin başından bu yana Türkiye’de ortaya çıkarılmış mimari birikimi gözler önüne seren Vitra Çağdaş Mimarlık Dizisi’nin de ilk halkası. Etkinlik, alt başlığını, kamusal alanın yerini almaya oynayan alışveriş merkezleri (AVM) ve ticari yapılar olarak seçmiş. Bu kapsamda Didem Ateş Mendi’nin grafik tasarım maharetiyle, ticari yapıların bir nevi “emar”ını çeken “Anahtar Yapılar”, “Kamusallık”, “Yatırım Değeri”, “Ulaşım” ve “Vitrinler” gibi konu başlıkları var. İnternet üzerinde de izlenebilen, beraberinde eylüle dek Türkiye’ye yayılacak bir panel ve kolokyum dizisini de getiren sergide, farklı medya ve ifade biçimleri üzerinden, Türkiye’nin ticari yapılar ile AVM’ler ile olan meşruiyet imtihanını geçip geçmediği büyüteç altına alınıyor. “Ticari Yapılar” başlıklı bir kitapla da taçlanan dizinin ilk halkası hakkında konuşan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Hüsamettin Onanç, bu girişimle mimari kültüre katkıda bulunmaktan ötürü mutlu olduklarını vurguluyor. Gelecek aylarda Ankara’ya da taşınacak serginin birimleri, ahşap, katlanır ve taşınabilir modüllerle ortaya konmuş. TSMD Başkanı ve Mimar Yeşim Hatırlı ise AVM’leri bu sergi aracılığıyla masaya yatırmak istedikleri ni ifade ediyor. Sergi küratörü, İTÜ Mimarlık Fakültesi Arş.Gör.Dr. Sait Ali Köknar ise AVM’lerin haline dair “radikal kararsızlık hali”ni gündeme taşırken, ticari yapıların birebir içinde yer almadığı, ama onlar hakkında tüm detayları içeren, “ikircikli bir durum” sergisi yapmak istediklerini belirtiyor. Köknar’a göre “Bugün, ‘Mutluluk Fabrikaları’nda yaşayan biz alışveriş işçileri de, hep bizden beklenen, yapmamız gereken hareketleri AVM’ler içinde tekrar edip duruyoruz”. Bu yönüyle, “Bir AVM’de piknik yapılamaz mı” sorusunun da peşine takılan ilginç sergide 16 ayrı, hiyerarşik olmayan başlık bulunuyor. Ayrıca çoğunluğu genç mimarlık öğrencisi ve çalışanı 14 ayrı ekibin ortaya koyduğu gözlemler grafikleştiriliyor, nesnelerle sembolize ediliyor. 70 mimarlık öğrencisiyle proje ekseninde yapılan tasarım maratonunda ise 40 yıl sonra AVM’lere ne olacağı sorusunun peşine düşülüyor. Bilgi: www.vitracagdasmimarlikdizisi.net ‘12. İstanbul Bienali’ kataloğu yayımlandı ? Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği “12. İstanbul Bienali”nin kapsamlı bir değerlendirmesini sunan bir katalog yayımlandı. Bienale katılan sanatçılarla ilgili bilgiler ve sergilenen yapıtların görselleri bulunan kitapta, Jessica Morgan, Julieta Gonzalez, Joao Ribas, Chus Martinez ve Aykut Köksal’ın kaleme aldıkları makalalerin yanı sıra Jens Hoffmann ve Adriano Pedrosa’nın yazdığı metinler ve sergi fotoğrafları yer alıyor. Kitaba, küratörlerin bienale katılan sanatçılarla yaptıkları röportajlar, küratörlerin karma sergiler için yazdıkları giriş yazılarını içeren bir de el kitabı eşlik ediyor. Amerikalı yazar Jeffrey Zaslow yaşamını yitirdi ? DETROIT (AA) Amerikalı yazar Jeffrey Zaslow (53) trafik kazasında hayatını kaybetti. ABD’nin Michigan eyaletinde kitabının tanıtımından dönerken karlı yolda aracının kontrolünü kaybeden yazarın “Son Konuşma” (The Last Lecture) adlı kitabı en çok satanlar listesine girmiş ve Türkçe de dahil 40 dile çevrilmişti. Zaslow, ayrıca Wall Street Journal için köşe yazarlığı ve Chicago SunTimes gazetesi için de makale danışmanlığı yapmıştı. ZEKİ ALASYA VE METİN AKPINAR YENİDEN SAHNEDE Dün, bugün ve yarın ‘Devekuşu Kabare’ Kültür Servisi Zeki Alasya ve Metin Akpınar yıllar sonra bir araya gelerek yeniden “Devekuşu Kabare” için Tiyatro Kedi’de buluşuyor. Önceki gün Tiyatro Kedi Blackout AVM Sahnesi’nde bir basın toplantısıyla kabareyi yeniden sahneleyeceklerini duyuran ikili, kabare tiyatrosunun dinamik olduğunu belirterek “Türkiye değişti, seyirci değişti, elbet biz de değiştik. Bu, sahne performansımızı da etkileyecek” dedi. “Yazgı beraberliğimiz var” diyen ikili, “Evlilikler de çeşitli nedenlerden dolayı biter, sonra daha iyi bir eş bulamayınca yeniden bir araya gelinir. Bizimki de bir nevi böyle. Birbirimizden farklıyız, bu farklılığın getirdiği bir cazibe var. Birbirimizden lezzet alıyoruz” sözleriyle yeniden bir araya gelmelerinin nedenlerini anlattı. İkili yeni kabarede de politik hicivlere yer vereceklerini, doğru bildiklerini dile getireceklerini belirtti. “Devekuşu Kabare” “Dün, bugün, yarın” alt başlığıyla nisan ayında Tiyatro Kedi Blackout AVM Sahnesi’nde sahnelenecek. Verilerle AVM’ler ? 2011’de İstanbul’da 2’si Anadolu yakasında olmak üzere 18 AVM açıldı. ? Türkiye’nin ilk AVM’si Ataköy Galleria’yı açıldığı ilk ay 1 milyon kişi gezdi. ? İstanbul AVM’lerinin toplam vitrin alanı 200 bin m2. Bu alan, 40 top sahası demek ve 11 günde gezilebiliyor. ? 2010 tarihli AVM, büyük mağazalar ve zincir mağazalar kanunu taslağı tasarısında, yapılarda konumlanacak sanat galerilerinin alanlarına dair yapılan sayısal düzenlemeler, otopark düzenlemeleriyle aynı maddede yer alıyor. Gherorghe Zamfir konseri iptal edildi ?İstanbul’da en pahalıya mal olan AVM 1 milyar 40 milyon dolarlık bütçeyle 2009’da açılan Forum İstanbul Alışveriş ve Yaşam Merkezi. ? Köknar’a göre şu anda İstanbul’da 250 AVM bulunurken, 150 AVM de proje bazında sırada! ? Kültür Servisi Besteci ve yorumcu Gheorghe Zamfir’in bugün gerçekleşmesi planlanan İstanbul Kültür Üniversitesi konseri iptal edildi. Pan flüt virtüözü Zamfir, yarın Caddebostan Kültür Merkezi’nde ve 15 Şubat Çarşamba akşamı ise Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde birer konser verecek. KÖY ENSTİTÜLERİ, ÖĞRETMENİN VE ÖĞRENCİNİN "FORMATLANMADIĞI", BENZERSİZ, ÖZGÜR EĞİTİM VE KÜLTÜR KURUMLARIDIR! "...Köy Enstitüleri ilkesi, bu pratik ilke tamamıyla bizimdir. Taklit değildir. Türkçe buluştur. Benzersizdir. Çünkü millet sevgisi gibi bir kaynaktan ilhamını almıştır. Pedagoji kitapları yazmaz, klasik pedagoji bilmez. Bilmezler, çünkü bir eğitim kuramı değil, ulusal bir kalkınmanın temel ilkesidir ve onun gerçekleşmesi, hayata geçmesi atılımıdır" HasanÂli YÜCEL Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 6 Şubat 2012 günü eğitimle ilgili bir konuşmasında Köy Enstitüleri'nden söz ederken, öğretmenin ve öğrencinin formatlandığı okullar olarak tanımlama yapmış olması, yanlış bilgilenmeden kaynaklanmış olmalıdır. Oysa Köy Enstitüleri'ni hiçbir önyargı taşımayan bir Köy Enstitüleri, bakış açısıyla ele alan yerli ve yabancı tüm bilim insanları şu görüşte birleşmişlerdir: “K Türkiye'ye özgü, özgür ve üretime yönelik eğitim veren, halk kültürü ile kaynaşmış kurumlardı". Enstitüler, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın söz ettiği gibi, formatlanmış kuşaklar yetiştiren okullar olsaydı, zamanın CHP'si, Demokrat Parti ile enstitülerin kapatılması için yarışmayacaktı. Köy Enstitüleri, Avrupa'da faşizmin egemen olduğu bir dönemde yoksul halk çocuklarının cinsiyet ayrımı gözetmeksizin çarıklı ayaklarıyla, zembil sepetleriyle, trenlere, kamyon kasalarına binerek, uygarlığa, kültüre, sanata, demokratik eğitime, özgür insan olma, birey olma yürüyüşüne katıldıkları onurlu yolculuğun adıdır. Köy Enstitüleri, öğrencilere hayatın gerçek sorunlarını çözme becerisi kazandırarak eğitim süreçlerini hiç olmadığı kadar işlevsel hale getiren özgün bir imece kurumu, bir uygarlık tasarımıdır. Diğer bir deyişle Köy Enstitüleri %80'i köylerde yaşayan ve okumayazma bilmeyen geniş bir kırsal nüfusun olduğu dönemde köyün bilgiyle, okulla, öğretmenle, sanatla, kültürle tanışmasının penceresini açan laik, parasız, karma, eşitlikçi eğitim kurumlarıydı. Köyün içten canlandırılmasını, köyün kendi çocuklarıyla başaran, Anadolu'nun yoksul kitlelerini içine alan, Anadolu halk kültürü ile evrensel değerleri buluşturan toplumsal projenin adıydı. İş okulu, kültür okulu, müzik okulu, spor okulu, toplum merkezli okul olarak Köy Enstitüleri bir eğitim cennetiydi, eğitim ve kültürün en özgür olduğu eğitim alanlarıydı. Köy Enstitülüler çalışkanlıkları, yurtseverlikleri, demokratik öğretmen hareketine, öğretmenlik meslek onuruna kattıkları değer ile eğitim kahramanı olarak köylerde, Anadolu'da ışık saçmışlardır. Öğrencinin ve öğretmenin formatlanmadığı tek eğitim kurumu olan Köy Enstitüleri kapatılmalarının 58. yılında da aşılamayan, günümüze ışık olmaya, yankılanmaya, esin kaynağı olmaya devam eden eğitimkültür kurumları olarak bilinmelidir. En kısa zamanda bu yanlış bilgilenmenin düzeltileceğini umuyoruz. Köy Enstitülüler mezun oldukları tarihten başlayarak, neredeyse yetmiş yıldır çeşitli haksız saldırılara uğramıştır. Eğitim tarihimizin özgün kurumu Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmen, sağlıkçı ve eğitmenlerin ülkemiz eğitim ve kültür tarihine kattığı değerin günümüzde hak ettiği saygınlıkla anılmasını beklemek emeğe saygı adına en doğal yurttaşlık hakkımızdır. Kamuoyuna saygıyla duyururuz. Dr. Engin Tonguç, Mehmet Başaran, Adnan Binyazar, Prof. Dr. Yakup Kepenek, HaliseTalip Apaydın, NaciyeMahmut Makal, Bahattin Fırtına, Nafizeİsa Öztürk, Pakize Türkoğlu, Ali Özer, Perihan Akçam, Osman Şahin, Osman Bolulu, Ali Dündar, İlyas Küçükcan, Muhittin Horasan, Aylin Özmenek, Varlık Özmenek, Dr. Alper Akçam, Prof. Dr. Kemal Kocabaş, Yard.Doç.Dr. Güzel Yücel, Yard. Doç.Dr. Nilsen Gökçen, Rıfat Güler, Prof.Dr. Zeki Arıkan, Tuğrul Keskin, Mehmet Ali Çalkaya, Prof.Dr. Nevzat Kavcar, Öner Yağcı, Hüseyin Altunya, Hüseyin Kocakülah, Gökhan Bal, Prof. Dr. Ayfer Kocabaş, Doç.Dr. Firdevs Gümüşoğlu, Fügen Çetiner, Bülent Çetiner, Nedim Şahhüseyinoğlu, Mustafa Özdemir, Hidayet Karakuş, Hakkı Karadeniz, Halil Vural, Kemal Yalçın, Mustafa Gazalcı, Dr.Niyazi Altunya, Yusuf Balaban, Sabri Kurt, Mevlüt Kaplan, Prof.Dr. Oğuz Makal, Zübeyit Çelik, Prof.Dr. Seçkin Dindar, Prof.Dr. Songül Sallan Gül, Prof.Dr. Hüseyin Gül, Dr. Mithat Vural, Dr.Taner Kerimoğlu, Mualla Orman, Nedret Can, Yavuz Ali Sakarya, Yusuf Büyükçoban, Dursun Tuncer, Nihat Öztürk, Çetin Özçelik, Çetin Ardıç, Abdulkadir Bozacı, Şadi Arslan, İzzet Tuncer, Şakir Hepiyiler, İbrahim İncesu, Yavuz Anaç, Selma Altınören, Hülya Şahin, Mesut Ersezer, Hacı Angı, Hüseyin Bozdağ, Sevinç Ekiz, Pelin Bektaş, Serdar Erkan, Yücel Güngör, İsmail Önel, Işıl Soğukpınar, Mehmet Hekim, Naci Duygulu, Özer Gavcar, Gülabi Özcan, Ragıp Özcan, Hasan Gürhan, Tuğrul Yılmaz, Dr. Sami Gökmen, Günsel Solak, Yüksel Özdemir, Nevzat Başaran, Nedim Menekşe, Osman Balta, Prof.Dr. Cengiz Akçay, Mehmet Yılmaz, Emin Öztürk, Cengiz Karadağ, AyselNadir Gezer, Zeki Baştürk, İsmail Erten, İbrahim Arda, Hüsniye Özgür, Prof.Dr. Gülay Nurlu, Mustafa Sanlı, İbrahim Türker, Asaf Aktan, ŞadiyeSüleyman Koyuncu, Özdemir Şarman, Mustafa Kaplan, KadriyeRamazan Yılmaz, Lale Turgut, Yard. Doç.Dr. Ethem Duygulu, Canan Alper, Yard. Doç. Dr.Mehmet Albayrak, Prof.Dr.Süleyman Bozdemir, Ali Uysal, Mehmet Babacan, Mustafa Yalçın, Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, Prof. Dr. Meral Uysal, Prof. Dr. Cahit Kavcar, Müzeyyen Susar, Ali Susar, Yusuf Tonka, BilgeMete Atay, Karabey Aydoğan, Prof.Dr.Hasan Pekmezci, Prof.Dr. Ali Uçan, Nevin Can, Emel Vildan Düzenli, Ömer Arslan, Ali Salman, Mustafa Onar, Lemanser Sükan, Prof.Dr.Şükran Tacoy, Hayri Gülyavuz, Mustafa Sözen, KadriyeGürsel Bağlan, SaadetMehmet Akın, Hüseyin Gündüz, İlyas Kalay, Kazım Aras, Mehmet Sarı, Ercömert Berberoğlu, Habib Yılmaz, Hasan Bağlarbunarı, Osman Günel, Mesut Güngör, Bekir Zariç, Prof.Dr.Rıfat Okçabol, Prof.Dr.Nejla Kurul, Prof.Dr.Nazire Akbulut,Prof.Dr.Ramazan İnci,Doç.Dr.Haluk Erdem, Ali Mil, Bahattin Uyar, Haldun İdiman, Peyami Arıırk, Binnur Arıcı, Hatice Naziker, Zeliha Selvi, Tali Özdemir, Halil Şen, İsmail Başoğlu, Ali Ekber Kutlu, Ali Öz,Cengiz Elcim, Fethi Atagün, Mehmet Ali Akyol, Mithat Oral, Bahattin Ünal, İsmail Kaya, Ömer Balta, Mehmet Ali Öztürk, Ali Gönen, Fatma Yalçın, Prof. Dr. Güler Yalçın. Yayımlandığı yer ülkemiz sınırlarına dahil değil, ama “Resonating Universes” albümünün sahibi olan iki müzisyenin hareket alanı, ülke sınırlarının hayli dışına taşmış durumda. Arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu ile çağdaş müzik bestecisi ve ses tasarımcısı Erdem Helvacıoğlu’nun bu sıra dışı ortak albümü, saygın İngiliz plak şirketi Sargasso Records tarafından yayımlandı. Arp Sanatı Derneği’nin desteği ile hayata geçen proje sonik temeli, baştan sona arp ile üretilen ve bütünüyle bu çalgıdan elde edilen sesler üzerine kurulu. Ne var ki, bu klasik düzende çalınmış alışılageldik bir arp albümü değil. Arkasında muazzam bir teknoloji, bir de Erdem’in sınırları zorlayan, sorgulayan, sound meselesini çağdaş estetik sorunlarının merceği altında ele alan kompozisyonları var. Altmış dakika süren sekiz kompozisyona doğru bir tercihle isim verilmemiş; sadece numaralandırılarak dikkatler isimlerin çağrışımına değil, seslerin yarattığı imgeleme çekilmiş. Albümde kullanılan üç farklı arp (Batı arpı, OsmanlıTürk arpı olan çeng ve elektroarp), yeni müzik dünyasının erken müzik, çağdaş müzik, serbest doğaçlamalar, drone, noise, elektroakustik ve elektronika koridorlarında dolanıyor. Erdem’im kompozisyonlarıyla yer aldığı, dünya standardındaki fantastik albüm için, geçmişle gelecek arasında geçen, bir bilim kurgu romanı denebilir. Biri besteci, diğeri icracı olarak çıktıkları macerada, çağdaş müzisyen ikilisinden uzayın sonsuzluğuna uzanan işitsel bir yolculuk “Resonating Universes”. [email protected] Erdem Helvacıoğlu & Şirin Pancaroğlu “Resonating Universes” (Sargasso) Bugüne kadar Errors hakkında içinde Mogwai’nin geçmediği bir yazı kaleme alındı mı bilmiyorum. İki grubun müziklerini birbirine benzetenler de oldu ama çakışma noktaları sadece bu değil. Errors de Mogwai gibi Glasgow’dan çıkan bir dörtlü. Ayrıca albümleri, Mogwai’nin sahibi olduğu Rock Action Records tarafından yayımlanıyor. Geçen yıl birçok yerde ön grup olarak onlara turnede eşlik ettiler. Errors’ün Mogwai’den esinlendiği aşikâr; müzikleri de yaygın şekilde postrock olarak niteleniyor. Ama bence grubu belli bir türle sınırlandırmak yanlış olur. Mogwai’nin gitar ağırlıklı müziğine karşı, Errors’de krautrock etkisi söz konusu. Yeni albümde, 70’lerin progresif rock’ı, postrock ve elektronika ile buluşmuş. 2008 albümü “It’s Not Something, But It is Like Whatever”daki karanlık sound ve 2010 çıkışlı “Come Down With Me”de shoegaze hâkimiyeti biraz gerilerde kalmış. Yeni albümde daha coşkulu ve türler arasındaki ilişkiye daha açık bir sound var. Önemli bir fark da vokal kullanılması. Postrock’ta vokal kullanımı daha önce görülmemiş bir şey değil; Errors için de yeni değil. 2006 tarihli “How Clean Is Your Acid House?” adlı kısaçalarda bunun örneğini vermişlerdi. Fakat bu kez vokali, derinden gelen bir ses şeklinde yeni albümün tümüne yayarak, insan sesini de bir enstrüman gibi kullanmayı denemişler. Postrock’ta en tehlikeli olan, tekrara düşüp sıkmak. Errors, bunu aşmanın yolunu bulmuş. “Dans pistleri için postrock” tanımını bir yerde duymuştum; Errors’ü çok iyi anlatan bir ifade. www.zulalkalkandelen.com Errors “Have Some Faith in Magic” (Rock Action Records) C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear