25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 2012 PAZAR 6 HABERLER Akçakale’den Suriye’ye gitmek isteyenler sınırı muhaliflerin rehberliğinde geçiyor ‘ÖSO Turizm’ sunar MUSTAFA K ERDEMOL GülErdoğan, Her Olasılık! Gül, Program Açıkladı! Önümüzdeki iki yılın en yakıcı konusudur, Gül ile Erdoğan arasındaki üslup, dostluk, siyaset ve makam ilişkisi. AKP’nin oluşumunu ve iki liderin birbiriyle ilişkisini “eskiden beri içeridenyakından” izlediğine güvenen bazı “tarafsız” görünen köşe yazarları ve iktidar yandaşları diyor ki: Bugün aralarında farklı görüşler olsa da, Gül, Erdoğan’ın önüne rakip olarak çıkmaz. Erdoğan’la oturur konuşurlar (RTE de Gül de benzer şeyler söyledi), sonunda Erdoğan zararziyan hesabı yapar, kendisinin ve AKP’nin lehine olan kararı verir, Gül eğer başbakan olacaksa da olur. Buradan parçalanma bekleyenler avucunu yalar. Bazı Cumhuriyet okurları ve sosyal medyada ilişki içinde olduğum okurlar da benzer düşüncedeler: “Onlar birbirini ısırmaz, aynı yolun yolcusudurlar, bu konuda boşuna yazıp durma...” İktidar yandaşları dahil, bu okurlar sanıyor ki, “ben umudu parçalanmalarına bağladım ve oradan siyaset üretiyorum.” Öyle bir amaçla siyasi değerlendirmeler yapmıyorum! Niyetim hep “ne oluyor ve nasıl oluyor”a yanıt aramak. Ortada bir sorun varsa, onu irdelemek, bu köşenin ana derdi. Ha, bu değerendirmelerden siyaset ve sonuç çıkarsa, o da iktidar mücadelesi yapanların sorunu. Aralarında anlaşmazlıklar “varmış gibi” olmaz, ya vardır ya yoktur. Mesele “siyaset bilimiyle ilgilidir, siyasi liderler, gruplar, partiler, cemaatler ve bütün bunların birbiriyle ve iktidar konumlarıyla ilişkileri”, “iyi polis –kötü polis” gibi siyaset dışı ve çok yüzeysel yaklaşımlarla ne çözümlenir ne de anlaşılır. Benzer “siyaset dışı” yaklaşımlar ErdoğanGülen arasında çatışmaları ilk değerlendirdiğim zamanlar da oldu, birileri “onlar etle tırnak gibidir” bile dedi! RTE’nin en keskin iktidar savaşı Gülen’le sürüyor, CHP ile değil! Bu, toptan bir yanıt olsun. Ben de işime bakayım! ??? İki konuşma dinledik. Cumhurbaşkanı’nın Meclis açılışı ve Başbakan’ın kongre konuşmaları. RTE, ta 1071’den gelerek at üzerinde dıgıdıg dıgıdık bütün “Osmanlı bakiyesi” ulusal devletler arenasına girip kılıç sallarken; Gül, sorunlara çok daha temel ve güncel yaklaşımlarda bulundu. Aralarındaki siyaset ve görüş farklılıkları üzerine herkes bir şeyler yazdı; Emre Kongar madde madde karşılaştırmalı yazdı, arkasından sevgili Ali (Sirmen) de görüş farklılıklarına, içlerini açarak haklı olarak soru işaretleriyle yaklaştı. Önce bir saptama yapayım: Gül ile Erdoğan farklı kişilikler... Gül’de aldığı akademik eğitimin vurgu ve yaklaşımları varken Erdoğan ise klasik babadan kalma siyaset lideri... Tamamen yığma olarak nitelendirilebilecek konuşması (incelmemiş yontulmamış) bunun örneği. Gül, böyle bir konuşma yap(a)maz, mesela... İkincisi, Gül’ün konuşmasının bütününden çok önemli bir sonuç çıkarmak isterim: Gül, konuşmasıyla aslında derli toplu bir siyasi program açıkladı bile denebilir. Hassas ayrıntılara girerseniz ve Gül’ün daha önceki açıklamalarını da değerlendirmeye alırsanız, özetlenen 6 maddedeki görüş farklılıklarından daha çoğunu ortaya koyarsınız. Bence bu, Gül’ün, RTE’nin iktidar ve siyasetine yol gösterici bir konuşmadan çok, kendi siyasi görüşlerini ve programını ortaya koymasıdır. Yani ayrılıkları bilinçli olarak vurgulamasıdır! Erdoğan, bu görüşlerin önemli bir kısmıyla fikir birliği içinde değil. Cumhurbaşkanı, iki yıl sonra boşaltacağı koltuktan sonraki siyasi hayatını, bu konuşmalarıyla inşa etmeye başladı bence... ??? Gül’ün farklılığı vurgulayan ilk büyük eylemi, Şike Yasası’nı toptan vetosuydu. Şike Yasası konusu, RTE’nin iktidar hayatında en büyük olaylardan biridir. (Öteki MİTHakan Fidan olayı!) Sıradan değildir; Gülencilerin saldırıları karşısında RTE sağlam durdu, ama ortaya GülencilerGül ittifakı çıktı! Burada Gül cemaatçidir gibi ucuz yaklaşımlar yapmam. Ama ittifaklar başka... Gül’ün ikinci büyük çıkışı, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kısmi iptal kararıyla, Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını yeniden koyma hakkını kazanması ve bunu da Ahmet Sever aracılığıyla ilan etmesidir. Bunu bize – topluma değil, Erdoğan’a anımsattı! Gül ile Edoğan arasındaki temel anlaşmazlık, başbakanlıkta düğümleniyor. Erdoğan, yönlendirebileceğiyöneteceği bir başbakan istemiyorsa, Gül’e kapıları açmasında, şimdiden, hiçbir sakınca yok. Ama istiyor, ortalıkta Mehmet Ali Şahin, Bülent Arınç gibi senaryolar dolaşıyor. Gül, iktidar olursa kendi inşa ettiği programın insanı olacaktır daha çok, RTE’nin kaba, inanılmaz bölücü ve savaşçı politikalarının değil. Kimileri Gül için “sinsi, niyetini açık etmez” tanımını yaparak, “açıklığıyla” Erdoğan’ı tercih ediyor. Ben öyle düşünmüyorum. Erdoğan’ı içeride etkileyecek tek güç, en sıradan halkın davranışıdır. Gül ise üst yapısal ilişkileri dikkate alan ve etkilenen bir siyasetçi görünümündedir. Sonuç: Gül ile Erdoğan arasındaki farklı konumlar siyaset inşaları, en azından şimdilik, her türlü olasılığa açıktır! Hiç kısıtlama yapmıyorum. Bu olasılık açıklığını, RTE ve Gül’ün konum ve isteklerindeki ısrar ve dirayetleri belirleyecektir. Şunu belirteyim: RTE kendi iktidarını inşa ederken aktif kişi, Gül ise RTE’ye bakarak kendini tarif etmeye başlayan pasif ama kararlı kişidir! Köprünün altından hem çok su aktı hem de akacak. AKÇAKALE / TEL ABYAD Akçakale ilçesinin Suriye’ye açılan gümrüğü kapalı olmasına rağmen dileyenin rahatlıkla geçtiği Suriye’nin Tel Abyad kentine, sınırdaki denetimler kontrol altına alınmadan çok kısa bir süre önce ben de geçtim. Muhaliflerin denetimindeki kentte Recm bölgesi komutanlarından Şeyh Ömer’in grubu hâkim. Ömer, Ceyş el Hür’ün (Özgür Suriye Ordusu) sıra dışı figürlerinden biri. Muhaliflerin o çok bilinen giysilerinden farklı bir giyim tarzı var örneğin. Ama “şeyh”liğinden ötürü sadece askeri olarak değil, ruhani olarak da savaşçılarının üzerinde büyük bir etkisi var. Şeyhel Ömer on gün içerisinde, 20 km uzaklıkta bulunan bir Suriye karakolunu ele geçirmek için yoğun hazırlık yaptıklarını belirtiyor. Gerçekten de uzakta kepçelerle mevzilerin kazıldığını görebiliyoruz. Ondan sonraki en büyük hedefleri de Rakka kentini ele geçirmek. Akçakale’ye düşen bombadan sonra bölgenin bir ilgi odağına dönüşmesinden önceleri memnun olmalarına rağmen şimdi sanki pek hoşnut değillermiş gibi görünüyorlar. Nedeni ise sınırdan gidip gelişlerin deşifre olması. Adının Sami olduğunu söyleyen, Suriye ve Türk vatandaşı bir muhalif, basın mensuplarına çok öfkeli. “Sizin yüzünüzden ekmeğimizden olduk” diyor. “Nedir olduğunuz ekmek? Ticaret mi yapıyorsunuz burada?” sorum üzerine hemen savunmaya geçip anlatıyor: “Hayır, benim ömrüm Ülkü Ocakları’nda geçti. Bize gelen yardımlar siz sınırlar delik Eşini kaybeden İsmail Özer’den barış mesajı S deşik oldu diye yazdığınız için durdu.” “Yardımlar yasadışı mı geçiyordu peki buradan?” sorumuzu ise “fazla konuşmayı beceremem ben ilkokul mezunuyum” diyerek geçiştiriyor. Durumun ne olduğunu ise Akçakale’de herkes biliyor. İçinde bulunulan olumsuz atmosfere rağmen hâlâ karşılıklı mal alım satımı yapılıyor her iki taraftan da. “Herkes parasını kazanma derdinde. Muhaliflere buradan satılacak ne varsa satıp paramı alıyorum. O da orada iki katına satıp kazanıyor” diyor adını vermeyen bir Akçakaleli. Şu anda denetim muhaliflerin elinde olmasına rağmen Tel Abyad bir hayalet kent duru munda. Sokaklar bomboş. Bizim görüşebildiğimiz yerde muhalifler kentin tamamına hâkim; ama zaman zaman duyulan top ve silah seslerinden kentte Suriye ordusunun da bulunduğunu anlayabiliyoruz. Bizim gidip gelişimizden sonra sınır artık geçişe kapalı. Ancak Akçakaleli bundan pek memnun değil. Orada akrabaları olduğunu belirten ilçe sakinleri, “Zor durumdaki akrabalarımızı oradan alıp ilçeye getiriyorduk. Şimdi bunu yapamayacağız” diyorlar. “Başka yolu yok mu peki?” diye sorduğumuzda hepsinin yanıtı aynı oluyor: “Var. Muhaliflere para verip sınırı geçecek, akrabalarımızı alıp geleceğiz.” uriye tarafından atılan bombanın isabet ettiği evde hem eşi Gülşen Özer’i hem de kız kardeşini yitiren İsmail Özer, tüm acısına rağmen Suriye ile savaşın doğru olmadığını söyledi. Taziye evinde ziyaret ettiğimiz Özer, olaydan ötürü üzgün olduğu kadar öfkeli olduğunu da belirterek “Acımla baş başa kalamadım” dedi. Medyanın ilgisinden bunaldığını ifade eden Özer, savaşın çözüm olmayacağını, durumun daha da kötüleşmesinin herkes için kötü olacağını da vurguladı. Ailenin yakınlarından Musa Özer de özellikle tezkere için “150 tezkere çıksa neye yarar” şeklinde konuştu. Musa Özer “Savaş olmasını istemeyiz. Bu acımızı azaltmaz, sorunlara da çözüm olmaz. Daha savaş yokken iki ocak söndü, bir de savaş olursa neler olur, düşünmek lazım” dedi. Taziyeye katılan ilçe sakinlerinin çoğu, Urfa’dan seçilen 10 milletvekilinin hiçbirinin olay üzerine ilçeye gelmemesini de eleştirdi. DAVUTOĞLU: TAMPON BÖLGE PLANLARI REVİZE EDİLİYOR, MÜLTECİLER İÇİN GÜVENLİK BÖLGESİ OLUŞTURULACAK Amacımız savaşı engellemek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir TV programında saldırı sonrasında attıkları adımlar sayesinde artık Akçakale’ye top mermisinin düşmediğini dile getirdi. Türkiye’nin saldırıyı gerçekleştiren top ve tank bataryalarını susturarak caydırıcılığını gösterdiğini belirten Davutoğlu, “Bundan sonra nereden Türkiye’ye bir saldırı gelirse susturulacak” dedi. Üçüncü bir tarafın bu saldırıyı yapmış olabileceği şeklindeki yorumları hayretle karşıladığını vurgulayan Davutoğlu, “Bu top mermisi D30 tipi, 122 milimetrelik top mermisidir. D30 topundan fırlatılmıştır. Adresi belli. Bu top da sadece ve sadece Suriye ordusunun envanterinde var” dedi. Türk uçağının düşürülmesinin ardından angajman kurallarını değiştirdiklerini anımsatan Davutoğlu, “Eğer bir tezkere çıkarılıp ‘Biz gerektiğinde buna sadece misliyle değil, fazlasıyla da mukabelede bulunuruz’ demediğiniz zaman, bu hakkı elinizde tuttuğunuzu, Meclis’ten bu yetkiyi aldığınızı göstermediğiniz zaman caydırıcılığınız kalmaz. Biz tezkereyle aslında bir savaş adımı atmış değiliz, aksine amaç bir savaşı engellemek üzere gerekli uyarıyı Suriye yönetimine yapmak, caydırıcılığımızı göstermek” diye konuştu. Davutoğlu, kapalı kapılar arkasında muhatapları ile yaptığı görüşmelerde herkesin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın yanlış yaptığı ve bu görevden gideceğinde hemfikir olduğunu söyledi. Davutoğlu, Rusya ve İran’ın Beşşar Esad’in liderliğinde bir geçiş süreci istediklerini kaydetti. Hesaplarda revizyon BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA SuriyeTürkiye boyunca ve Suriye’nin hemen içinde 1520 kilometrelik derinlikte ceplerle kurulması öngörülen güvenlikli bölge planlamalarının, ABD engeline takılmasından sonra beklemeye geçen Ankara, Akçakale krizi ve mülteci sayısındaki hızlı tırmanışla beraber bu yöndeki planlamaların revize edilmesi kararı aldı. Yeni planlamaların temelinde, sınırın sıfır noktasında ve yerleşim birimlerine bağlı güvenlikli bölgeler oluşturulması bulunuyor. Krizin en başından beri tartışılan tampon bölge seçeneğini Türkiye artık çok daha açık şekilde dillendirmeye başladı. Edinilen bilgiye göre, Esad güçlerinin askerlerini fiilen 10 kilometrelik bir mesafeye çekmesiyle, Ankara yeni durumu değerlendirmeye aldı. Ankara, şimdi muhalifler üzerinden sınıra bitişik yeni bölgeler oluşturulması ve gelen mültecilerin bu bölgelerde barındırılması seçeneği üzerine yoğunlaştı. Ancak muhalefetin yönetsel ve askeri açıdan zayıf olması ve Fransa dışında uluslararası desteğin bulunmaması Ankara’yı kaygılandırıyor. Akçakale’ye düşen top mermisi ve Türkiye’nin yaptığı misillemeden sonra Ankara’nın bu ve benzeri durumlarda yanıt vereceği yönünde aldığı kararın ardından ortaya çıkan son durum Dışişleri Bakanlığı ve güvenlik birimleri tarafından ayrıntılı olarak değerlendirmeye alındı. Sınır bölgelerinde muhalif güç ler tutunabilirse, Suriye’den gelen sığınmacıların bu bölgelerde tutulması sağlanabilecek. Söz konusu bölgelerin sınırın sıfır noktasında ve Tel Abyad gibi yerleşim merkezlerinde oluşturulması öngörülüyor. Daha önce planlandığı gibi sınırda 1520 kilometrelik cepler oluşturulmayacak. Bu durumda Türk askerinin Suriye sınırından içeri girip güvenli bölge oluşturmasının ortaya çıkaracağı olası olumsuz durumların da önüne geçilmiş olacak. KARŞILIK VERİLDİ Genelkurmay: Bölge kontrol altında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Akçakale’de sınırın tamamen kontrolsüz hale geldiği, kimin girip kimin çıktığının belli olmadığına ilişkin haberlerle ilgili olarak “Sorumlu olduğumuz bölge tamamen kontrol altında tutulmaktadır” açıklamasını yaptı. Genelkurmay Başkanlığı, gümrük kapısı dışında olan yerlerin, sıkı bir şekilde kontrol edildiği vurgulanırken Türkiye’ye giriş teşebbüsünde bulunan 1796 Suriye vatandaşının mülki makamlara teslim edildiği belirtildi. 3 top mermisi daha düştü HATAY/ADANA (AA) Suriye topraklarından Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Hacıpaşa beldesinin ardından Yayladağı ilçesine bağlı Güveççi ve Aşağıpulluyazı köylerine dün 3 adet havan mermisi düştü. Suriye tarafından atılan havan mermilerine Türk tarafından karşılık verildi. Suriye tarafından son top mermisi Hatay’ın Yayladağı ilçesine bağlı Aşağıpullayazı köyünün yerleşim alanına 800 metre uzaklıktaki kırsal alana dün saat 15.00 sıralarında düştü. Merminin düştüğü alanda yerleşim merkezi olmaması nedeniyle ölen ya da yaralanan olmadı. Bu mermi ile birlikte dün Hatay sınırlara düşen top mermisi sayısı 3’e yükseldi. Validen medyaya algı uyarısı BARKIN ŞIK ANKARA Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “dostdüşman tanıma (IFF)” sisteminin milli hale getirilmesi için başlattığı çalışmada sona gelindiği öğrenildi. Geliştirilecek milli kriptolar ile sadece TSK içinde tanıma ve tanıtma yapma imkânı kazanılacak. Türk savaş uçaklarına, savaş gemilerine, denizaltılara ve hava savunma bataryalarına takılacak milli IFF sistemi TSK’nin kendi birliklerini dost olarak algılarken yabancı silahlı kuvvetleri “düşman” olarak ayırt edecek. Türkiye halen havadaki uçuş ve denizdeki seyrüseferlerini NATO IFF Dost ateşine önlem geliyor sorgulama sistemi ile yapıyor. IFF sisteminin milli hale getirilmesinden sonra NATO kriptoları yalnızca uluslararası koalisyon harekâtlarında kullanılacak. Milli IFF sisteminin kullanılması sonucunda yabancı ülkelerin, “Biz Türk uçağı veya gemisi olduğunu anlamadık. NATO üyesi bir başka ülke zannettik” şeklindeki argümanları da ortadan kalkacak. TSK, ayrıca 2012 yılı sonunda Havadan İhbar ve Kontrol Uçağı’nın (AWACS) ilkini teslim almayı planlıyor. AWACS uçaklarına da milli IFF sistemi takılacak ve Türk hava sahası 24 saat kesintisiz radar örtüsü altına girecek. Radarda düşük görünürlük özelliğine sahip 100 adet yeni nesil muharip savaş uçağı (F35) alınacak ve milli IFF sistemi ile donatılacak. F35’ler radarda düşük görünürlük özelliğine sahip. Yeni tedarik edilen A400 M nakliye uçaklarının da 2013 yılı içinde C160 uçaklarının yerini alması bekleniyor. İtalya’dan yeni alınan 41 adet saldırı helikopterinin de 2013’te TSK’ye teslim edilmesi planlanıyor. Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz dün yaptığı açıklamada, yerleşim yerlerine uzak, kırsal kesime ve sınır noktasında düşen top mermilerinin sosyal medyada, gerekse yazılı ve görsel medyada “Hatay’a bir top mermisi daha düştü” şeklinde verilmesinin sakıncalı olduğuna dikkati çekti. Lekesiz, “Bu durum, ilimiz dışında yaşayan vatandaşlarımız tarafından ve dış dünya tarafından Hayat’ın il merkezine sürekli top düştüğü gibi bir algıya yol açıyor. Şu ana kadar ne il ne de ilçe merkezimize top mermisi düşmedi. Düşeceğine de ihtimal vermiyoruz. İl merkezimiz sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta, ilçe merkezlerimizden en yakın olan Yayladağı ilçemiz, o da çatışmaların olduğu yere aşağı yukarı 15 kilometre mesafede” dedi. Eğitim uçağı düştü ? İZMİR/ANKARA (Cumhuriyet) İzmir Selçuk Meydanı’ndan dün havalanan THK Gökçen Havacılık İşletmesi’ne ait Cessna 172S tipi eğitim uçağı Beydağ Çomaklar köyü yakınlarında, henüz belirlenemeyen bir nedenle düştü. İzmir Vali Vekili Ardahan Totuk, kazanın hemen ardından arama kurtarma çalışması başlatıldığını ve uçak enkazına ulaşıldığını kaydetti. Totuk, uçaktaki pilot öğretmen Ahmet Can Damarsardı’nın yaşamını yitirdiğini, pilot adayı öğrenci Volkan Umudum’un ise ağır yaralı olarak kurtarıldığını söyledi. THK’den yapılan açıklamada ise uçağın “henüz belirlenemeyen bir nedenle düştüğü” belirtildi. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear