23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EYLÜL 2011 PAZAR CUMHUR YET HABERLERİN DEVAMI İstanbul B Edirne B Kocaeli PB Çanakkale B İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon Y Giresun Y B Ankara 29 32 29 29 32 33 36 24 24 25 22 23 28 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B A A A A A A A B B B 27 29 24 34 34 33 35 34 32 34 28 24 25 Oslo Y Helsinki PB Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte B Madrid B Viyana B 17 18 20 20 19 18 19 25 28 26 31 31 29 Belgrad A 33 Sofya B 31 Roma B 26 Atina A 32 Zürih Y 27 Moskova Y 14 Aşkabat PB 34 Taşkent A 34 Baku B 25 Bişkek A 33 Tiflis Y 24 Kahire PB 35 Şam PB 36 SAYFA 7 MÜMTAZ ARIKAN 11 Eylül Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin çevrelerinin aralıklı sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada çeken Akşam’ın Genel Yayın Müdürü İsmail Küçükkaya 9 Eylül’deki köşesinde: “Birine ‘şımarık’ diyorsanız bu aslında başka birine mesajdır. ‘Şımarmayın’ demektir. Yani Başbakan Erdoğan’ın (RTE’nin) İsrail için söylediği ‘şımarık oğlan’ sözü Washington’a ve BM’ye kadar uzanır” diye yazdı. RTE’nin ağzına yakışacak özellikteki bu uyarıya “şımaran kadar şımartandan” vakit yitirmeden yanıt geldi: Mavi Marmara olaylarında İsrail’i suçlamayan, ancak “hatalı” bulan, üstelik hükümetin kalkması için yırtındığı Gazze’yi denizden kuşatan İsrail’e “haklı” diyen… Başbakan’la Çankaya’daki AKP’linin “kıymeti harbisi yok” dedikleri BM’nin raporu var ya… işte o raporu: ABD, “BM bünyesinde kurulan komisyonun titiz ve profesyonel çalışmasından çok minnettarız” diye savundu. Beklenen olmadı. İsrail’i şımartan şımarık ABD’ye bizim Kasımpaşalı yanıt vermedi. Eee, doğrusu şu ki; şımarığın küçüğü var, sert tonlu söylemlerle, kimi davranışlarla söz geçirirsin… Büyüğü var şımarığın, dersini verir. Duymazlıktan gelir. Susarsın! “Bu adam ateşle oynuyor” diyor Sabah’ın dünkü manşeti. Ateşle oynayan kim? Başbakan’ın açıkladığı C planına öfke kusan… vatandaşlarına Türkiye’den transit bile geçmemesini, turist olarak gitmemesini salık veren… Ermenilerle işbirliği, PKK terörünü silah yardımı dahil her alanda desteklemeyi öneren bir plan hazırladığı açıklanan… İsrail’in aşırı milliyetçi Dışişleri Bakanı Lieberman! Türkiye’ye ve Türklere karşı gönlü ve kafası kin, nefret dolu bir adam bu. Kin ve nefretin bütün izlerini taşıyan planına, Başbakanı Binyamin Netanyahu bile isyan etti; Türkiye ile ilişkilerin bozulmasını önlemeye ve iki ülke arasında gerilimin düşürülmeye çalışıldığı bu süreçte; Lieberman’ın basına yansıyan önerilerine karşı çıkan bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Evet ama ateşle oynayan adam, ne var ki yalnız değil. Zira: Doğu Akdeniz’de savaş gemilerimizin daha çok görüneceğini açıkladıktan sonra, bir adım daha ileri gitti RTE... Gazze’ye yardım götüren gemilere savaş gemilerimizin refakat edeceğini söyledi. Haklı soruyu CHP Genel Başkanı sordu Başbakan’a: “Gazze’ye giden gemilere Türk savaş gemileri nereye kadar refakat edecek?” Başbakan’ın açıklamalarında, savaş gemilerimizin yardım gemilerine İsrail karasularına kadar mı yoksa Gazze Limanı’na değin mi refakat edeceğine ilişkin bir açıklama yok! İsrail karasularına kadarsa refakat olayı, sorun yok. Hükümetin yüksek perdeden açıklamalarının cart curt havası basmaktan öteye bir kıymeti harbisi olmayacak! İsrail’in de açık denizde yardım gemilerine savaş gemilerimizin refakatine karşı çıkması, müdahale etmesi olanaksız... Ama savaş gemilerimiz karasularına girer, çıkmaları uyarılarına uymazsa İsrail savaş gemilerinin savaş gemilerimize ateş açmaları olasıdır ve işte o zaman… …Ortadoğu’da büyük kıyamet kopacak, demektir. RTE böylesi tarihsel, Türkiye’yi ateşe atacak bir riski göze alabilir mi? Ha, Arap ülkelerinde RTE’yi yere göğe sığdıramayan… Kahire’de RTE’yi görkemli biçimde karşılamaya hazırlanan sokaktaki İsrail’in can düşmanı kalabalıklar; hükümetin İsrail’e dönük sert, yaptırım içerikli politikalarını, sonunda savaşla taçlandırmasını isteyebilirler... Yakın tarihte 60 milyon nüfusu aşan Arap ülkeleri bir araya geldiler. Mısır’ın, Ortadoğu Araplarının gözde lideri Nasır’a her olanağı sağladılar… Amma velakin, iki buçuküç milyon nüfuslu İsrail’e açtıkları her savaşı yitirdiler! Mısır TV’leri; 6 gün süren savaşı ağır kayıplarla yitiren Başkan Nasır’ın, ağlayarak yaptığı konuşmasını canlı yayımladı. Bu savaşlardan sonra Türkiye’den kaçırılan Yahudi işadamını aramak ve bulursam konuşmak amacıyla gittiğim Tel Aviv’de, İsrail yetkilileri beni çeşit çeşit tankların sergilendiği bir açık hava müzesine götürdüler. Nedir bunlar diye sorduğumda; son savaşta çölde savaşamayan Sovyetler’den Nasır’ın aldığı Mısır tankları dediler ve nasıl ele geçirildiklerini anlattılar... Sovyet tanklarının hareketini sağlayan optik mekanizmayı çöl kumu örtmüş; Mısır askeri, kumu silmenin gerekli olduğunu bilmediği için tank zınk diye kalmış savaş alanında. Toplamışlar tankları. Değişik modellerinden birer örneği teşhir ediyorlardı. İsrail’le savaşarak yitirdikleri onca savaşın acısını, ıstırabını, Türk ordusunun İsrail’le savaşarak telafi etmesini neden istemesin, beklemesin Arap insanı? Yeni yasama yılı 1 Ekim’de başlayacak. Mahkemelerin görüşleri önümüzdeki haftalarda değişmezse, TBMM 8 tutuklu milletvekilinin yokluğunda açılacak. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ilki CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmelerinin ardından düzenlediği basın toplantısında, sonuncusu ise Diplomasi Muhabirleri Derneği yöneticilerini kabulünde, tutukluluk sürelerinin uzunluğundan rahatsızlığını dile getirerek mahkemelere seslendi. Çiçek, yargıçların sadece TCK’ye bakarak değil, anayasamıza göre ulusal mevzuatın üzerinde sayılan uluslararası sözleşmeleri de dikkate almaları gerektiğini hatırlattı. Adalet Bakanı Ergin: ‘Savcılar ve hâkimler yargının hızlandırılmasını tartışacak’ Başkanı olmasından bu yana Çiçek’in üslubundaki değişikliğin farkında olduğunu ve bunda CHP’nin kararlı duruşunun etkisi olduğuna inandığını ifade etti. çıkıp çıkmayacağı konusunda ise gözler hükümette ve özellikle de Adalet Bakanı Sadullah Ergin’de. Ergin, önceki gün yaptığımız kısa değerlendirmede “yargıya müdahale” şeklinde anlaşılabileceği için spesifik olarak tutuklu milletvekillerinin durumuna girmedi. Ancak Adalet Bakanlığı’nın “uzun tutukluluk süreleri de dahil olmak üzere yargılamaların uzaması, gözaltı ve yakalama uygulamalarında yasayı ya da maksadı aşan uygulamalar gibi mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunları tespit ve çözümüne ilişkin hazırlıklar yapmakta olduğunu” belirtti. CHP etkisi Çiçek’in üslubunda rgin: Çözüm için hazırlık yapıyoruz Beklentilerin aksine, mahkemeler kararlarında direnirse ne olacak? Kılıçdaroğlu, “Ortada, Cumhurbaşkanı’nın, Meclis Başkanı’nın, istifa eden Genelkurmay Başkanı’nın, hükümet yetkililerinin ve Barolar Birliği’nin geniş bir mutabakatla şikâyet ettiği bir sorun var. Ama çözüm yok. Çözüm çıkmazsa, bu şikâyetlerde bulunanlar söylemlerinde samimi değiller demektir. Parlamento tutukluluk süreleri konusunda daha önce ortaya koyduğu özgürlükçü iradenin arkasında olmalıdır” görüşünde. Meclis’ten tutukluluk süreleri ve yargının hızlandırılması konusunda yasal değişiklik E Çiçek’in çok dikkatli bir dille de olsa tutukluluk sürelerini üst üste iki kez vurgulama ihtiyacının ardında Meclis’in “eksik” toplanmasından kendi duyduğu rahatsızlığın yanı sıra, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yaptıkları her görüşmede Meclis’in sağlıklı işleyişi için tutuklu vekillerin serbest kalmasının önemini vurgulamasının ve sorunun bir AİHM kararı yerine Meclis’in kendi iradesiyle çözülmesi gerektiği mesajını vermesinin etkisi olduğu kanaatindeyiz. Nitekim CHP lideri de önceki akşam partisinin kuruluş yıldönümü resepsiyonunda yaptığımız sohbette, Meclis düzenlemeleri KHK’ler ile yaptık. Hâkim savcı sayısını arttırmaya, bir an önce görevlerine başlamalarını sağlamaya yönelik düzenlemelerdi. Bazılarını da 1 Ekim’den sonra Meclis’e getireceğiz. Meclis’in yoğunluğuna göre çıkarmaya çalışacağız” dedi. Yürütülen hazırlıklar kapsamında, ceza yasaları ve uygulamalarına ilişkin son 6 yıllık sonuçları değerlendirmek için hükümetin içinde yer almadığı; HSYK, Yargıtay, Adalet Akademisi, akademisyenler ve sivil toplumun katılımıyla bazı toplantılar yapıldığını belirten Ergin, “Yarın (pazartesi) da 81 ilin başsavcılarını bir araya getireceğiz. Üç gün boyunca AİHM’den gelen hukukçular, akademisyenler ve sivil toplumla birlikte, yakalama, gözaltına alma, uzun yargılama süreleri gibi uygulamaları değerlendirecekler. Bir süre sonra da hâkimleri benzer bir ortamda bir araya getireceğiz. Bunlardan çıkacak sonuçlar da bizim yürütmekte olduğumuz hazırlıklara önemli katkı sağlayacak” dedi. Savcılar ve hâkimlerin, uluslararası hukukçular eşliğinde yapacakları bu özeleştiri toplantılarından umarız, toplum vicdanında sızlayan bir yara haline dönüşen tutukluluk süreleri konusunda beklentileri karşılayan özgürlükçü ve demokratik bir uygulama değişikliği ya da yasal düzenleme çıkar. GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY içinde olması, onlarla “sıfır sorun” yaşaması anlamına gelmez. Bir komşuyla ekonomik ilişkileriniz olağanüstü büyür; bakarsınız, vergi sorunu çıkar. Ötekiyle sınır sorunlarınızı bitirirsiniz, güvenlik önlemlerini en aza indirirsiniz; bakarsınız “insan kaçakçılığı” adı verilen çağın yüzkarası bir sorun ortaya çıkar. Hükümet pek çok alanda olduğu gibi bu konuda da çıtayı en yükseğe koydu; sürekli altından geçiyor! Türkiye, tarihsel kökenleri, bugünkü coğrafyası, gücü, sorunları ve uluslararası kurumlardaki ağırlığıyla “diplomasi yoğunluğu” bakımından dünyanın ilk on ülkesi arasında yer alıyor. Yoğun olmak, başarılı olmak anlamına gelmez. Günlük gelişmeler her şeyi ortaya koyuyor. İsrail’le ilişkilerimiz, ABD’de Yahudi lobisinden ödül almaktan, stratejik ortaklıktan bugünkü noktaya geldi. Doğu Akdeniz’i de kapsama alanı içine alan gerginlikte göz önünde olanlarla perde gerisinde yaşananlar arasında fark var mı sorusu havada asılı kalsa da, ilişkilerin erozyona uğradığı bir gerçek. İsrail’le gerilim Ortadoğu’da gücümüzü arttırır tezi de gerçekçi değil. Daha çok, yükümüzü arttırır. Suriye’yle ortak bakanlar kurulu toplantısından, “Şengen olmazsa ‘Şam’gen olur” sıcaklığından bugünkü noktaya geldik. Suriye en uzun sınırımızın olduğu ülke. Aynı zamanada “Fırat’’taşız. Soğuk Savaş döneminde Şam Moskova’ya yakındı, biz Batı blokundaydık. Bu soğukluk, aramıza 510 kilometre uzunluğunda mayın döşetti. Tüm bunlar bitme noktasına gelirken yine küresel çekişmenin en uç noktasına oturduk. Moskova, “Şam’a dokundurtmayız” diyor, NATO’nun lider ülkeleri, Esad rejimine ömür biçiyor, “ömürmetreyi” de bizim elimize veriyor. AKP hükümetinin ilk günlerinden beri ilişkilerimizin sürekli “iyiye gittiği” Yunanistan; Kıbrıs Rum Kesimi’nin Akdeniz’de petrol aramasını kabul etmeyen Türkiye’yi AB’ye şikâyet etti. Doğu Akdeniz geriliminde de İsrail’in yanında görünüyor. AB ile ilişkilerimiz de öylesine sıfıra yakın hale gelmiş ki; TürkiyeAB İlişkileri Haber/Yorum dergisinin eylül ayı kapağında Merkel’le Sarkozy’nin öteki AB liderlerine ekonomik başarısızlık nedeniyle çıkışması işleniyordu. Kapaktaki Zeynel Lüle’nin yazısının başlığı da bizim açımızdan durumu özetliyordu: “Avrupa içe kapanıyor.” İsrail’le gerilim “füze kalkanı” konusuna “kalkan” oldu. Yerleştirilmesinin söz konusu olduğu her ülkede yoğun biçimde tartışılan füze kalkanı, Polonya, Çek Cumhuriyeti derken bizim üstümüze kaldı. Pek çok konuda olduğu gibi füze kalkanına ilişkin haberleri de dış basından ya da yabancı devlet sözcülerinin açıklamalarından öğreniyoruz. Ekonomik ilişkilerimizin iyi olduğu Rusya, füze kalkanından duyduğu rahatsızlığı hemen dile getirdi. İran da Ankara’nın anlayacağı biçimde görüşünü ortaya koydu. Ermenistan’dan da Ağrı Dağı tartışması nedeniyle beklediğimiz özür askıda duruyor. Sıfır sorundan sıfır çözüme giden özet böyle. Başbakan her fırsatta sadece AKP iktidarı döneminde yapılanların önceki 80 yılı katladığını söylüyor. Dış politika açısından baktığımızda AKP, önceki 80 yılda üretilenleri kullanıyor, tüketiyor. Tıpkı ekonomik varlıklarda olduğu gibi. Bugün NATO’dan bölge ülkelerine dek genel ağırlığımızın nedeni; Türkiye’nin öteden beri sağduyulu hareket etmesi, dengeleri gözetmesi, çevremizdeki sorumlu bölgelerin her iki kanadıyla görüşebilmesi, öfke ve hırsla değil akılla hareket etmesi idi. Atatürk’ün “Yurtta barış dünyada barış” sözü resmi ziyaretlerde sadece bizim değil muhatap ülke liderinin konuşmasında da yer alırdı. Artık değişti... Yurtta karış, dünyada karış... nce savcılar, sonra hâkimler özeleştiri yapacak Bugüne kadarki çalışmalar sonrasında adalet uygulamalarında öne çıkan sorunun “yargının hızlandırılması” olduğunu belirten Ergin, “Biz de bu doğrultuda bazı yasal Ö Avukat Ersöz, hükümet eleştirilerinin terör faaliyeti gibi değerlendirildiğini belirtti ‘Basın hedef alınıyor’ Avukat Hüseyin Ersöz, Odatv davası iddianamesinde yer alan telefon görüşmelerinden anlam bütünlüğü korunmaksızın alıntılar yapıldığını anlattı. İstanbul Haber Servisi İddianamesi önceki gün kabul edilen Odatv davasında Soner Yalçın ve Odatv çalışanlarının avukatlığını üstlenen Hüseyin Ersöz, iddianamede bazı basınyayın kuruşlarının hedef haline getirildiğini savunarak, “Hükümet politikalarını eleştiren yayın kuruluşlarının hedefe konulması, eleştirilen bakış açısının terör örgütü faaliyeti gibi değerlendirildiği yönündeki bir algının oluşmasına neden olacaktır ki bu husus ifade ve ifadeyi yayma özgürlüğü önünde büyük bir engel oluşturacaktır” dedi. Tutuklu sanıklar Soner Yalçın, Doğan Yurdakul, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Coşkun Musluk ve Sait Çakır’ın avukatı Hüseyin Ersöz, iddianamenin “Odatv’de yayımlanan haberler, telefon görüşmeleri ve dijital dokümanlar” olmak üzere üç sacayağı üzerine oturtulduğunu belirtti. Odatv’de yayımlanan haberlerin tamamının açık kaynaklar yoluyla elde edilen bilgilerin yorumlanarak derlenmesiyle kaleme alındığını kaydeden Ersöz, “İddianamede sorgulanan temel husus gazetecilik faaliyetleridir” değerlendirmesinde bulundu. Ersöz şu konuların altını çizdi: “Kim tarafından yazıldığı dahi bilinmeyen ‘Ulusal Medya 2010’ isimli dijital dokümanda bazı basınyayın kuruşlarının isimleri belirtilmek suretiyle hedef haline getirildiği görülmektedir. Hükümet politikalarını eleştiren yayın kuruluşlarının hedefe konulması eleştirilen bakış açısının terör örgütü faaliyeti gibi değerlendirildiği yönündeki bir algının oluşmasına neden olacaktır ki bu husus ifade ve ifadeyi yayma özgürlüğü önünde büyük bir engel oluşturacaktır.” Ersöz, iddianamede, yer alan telefon görüşmelerinden anlam bütünlüğü korunmaksızın alıntılar yapıldığını anlattı. zmir’de ‘kurtuluş’ coşkusu 9 Eylül zmir’in kurtuluşu törenleri önceki akşam gerçekleştirilen fener alayıyla sürdü. zmirliler, Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayarak Kültürpark’a dek süren fener alayını izlemek için yoğun ilgi gösterdi. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen 9 Eylül resepsiyonunun hemen ardından Cumhuriyet Meydanı’na eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu’yla birlikte gelen zmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yurttaşlara karanfiller verdi. Daha sonra Kültürpark’ta Bengü ve Levent Yüksel konserleri gerçekleştirildi. Kutlamalar kapsamında bugün de “9 Eylül Yol Koşusu” yapılacak. Yarışlar saat 09.00’da Konak Vapur skelesi’nden başlayacak, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı güzergâhı izlenerek yine Konak Vapur skelesi’nde sona erecek. STANBUL’DA M T NG YAPILACAK 12 Eylül darbesi protesto ediliyor İSTANBUL/ANKARA (Cumnhuriyet) 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümü nedeniyle tüm yurtta protesto gösterileri düzenleniyor. STANBUL Kadıköy’de bugün 78’liler Girişimi ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun katılımıyla “12 Eylül darbecileri yargılansın, 12 Eylül darbe anayasası kaldırılsın, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan anayasa yapılsın” istemleriyle bir miting gerçekleştirilecek. DİSK ise 12 Eylül’de 12.00’de Taksim Gezi Parkı’nda “12 Eylül’de Gülen’ler 12 Eylül’ü Sürdürüyor” söylemiyle basın açıklaması yapacak. ANKARA’da Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu üyeleri ABD Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bıraktı. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ise “12 Eylül’le gerçek hesaplaşma, onun piyasacı, özgürlükleri dışlayan, emperyalizme bağımlılığı pekiştiren bütün uygulamalarını tasfiye etmekten geçmektedir” diye konuştu. Karadon sorumlularının 15 yıla kadar hapsi isteniyor ZONGULDAK (Cumhuriyet) Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında 17 Mayıs 2010’da 30 madencinin hayatını kaybettiği grizu patlamasıyla ilgili hazırlanan iddianame tamamlandı. İddianamede, 28 işçi ve 2 mühendisin ölümüyle ilgili taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçuyla ilgili TTK’de görevli 24, YapıTek firmasında görevli 4 kişi hakkında 3’er yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istendi. Sanıkların yükümlülüklerine aykırı davranarak, ölüm ve yaralanmalara taksirle neden oldukları belirtilen iddianamenin mahkemece kabul edildiği, yargılamanın önümüzdeki günlerde başlayacağı belirtildi. Öcalan’ın avukatları: A HM’ye başvuru yaptık MAHMUT ORAL stanbul’da kapalı yollara dikkat İstanbul Haber Servisi Kadıköy’deki 12 Eylül mitingi ve Üsküdar’daki “23. Kâtibim Şenlikleri” nedeniyle bazı yollar trafiğe kapatılacak. Üsküdür’da 10.00’dan itibaren, Dönel Kavşak, İskele, Şemsipaşa, Hâkimiyeti Milliye caddeleri, Baston ve Öğdül sokaklar ve Harem Sahil Yolu trafiğe kapatılacak. Kadıköy’de ise 10.00’dan itibaren Rıhtım Caddesi tamamen kapatılacak. DİYARBAKIR Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları Öcalan ile 44 gündür görüştürülmediklerini belirterek, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdıklarını açıkladı. Yapılan açıklamada, “Bu yaklaşım demokratik çözüm ve barışı istememektir. Hükümetin Öca lan’a karşı kasti ve özel bir tecrit uygulaması söz konusudur” denildi. Öte yandan, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde BDP’liler konuyla ilgili bir basın açıklaması yapmak istedi. Açıklamanın ardından bir grup gösterici olay çıkardı. Polis, göstericileri dağıtmaya çalışırken, göstericiler de taş, molotof atarak karşılık verdi. Olaylar üzerine esnaf kepenk kapattı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear