23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EYLÜL 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 OYUNCULAR SEND KASI SON DAK KADA TOPLANDI Serkan Özkaya’nın yıkılan ‘Davut’ heykelinin yeni versiyonu Amerika yolculuğuna çıkıyor ‘Davut’un niyeti bu kez ciddi EVR M ALTUĞ Malumunuz, bugün 11 Eylül 2011. New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’nin yerle bir oluşunun 10. yıldönümü. Ama aynı zamanda bugün, sanatçı Serkan Özkaya‘nın 2005’teki 9. İstanbul Bienali’nde sergilenmek üzere yaptığı 9 metrelik altın renkli dev heykeli ‘Davut (Mikelanj’dan Esinle)’nin de yıkılışının yıldönümü. İşte, Şişhane Meydanı‘ndaki kaidesi üstüne yerleştirilirken yıkılan bu heykelin yeni versiyonu, bugünlerde Türkiye’den ABD’ye taşınacak. Heykel, 12. İstanbul Bienali’ni 17 Eylül günü Haydarpaşa’dan New York’a taşınmak üzere şilebe yüklenerek karşılayacak. Peki bu güne nasıl gelindi? Özetleyelim: Özkaya, 2004’te Stanford Üniversitesi’nin geliştirdiği bilgisayar modelinden yola çıkarak İtalyan Rönesansı’nın ünlü sanatçısı Mikelanj’ın ‘Davut’ heykelinin (150104) iki katı büyüklüğündeki bir kopyasını yaptı. Heykel Şişhane’deki kaidesine yerleştirildiği sırada, üzerindeki işçilerle beraber 5 metre yüksekteki kaideden aşağı düşerek yıkıldı. İşçiler hafif yaralarla kurtulurken, zarar gören heykel bienalde sergilenemedi. Bir film, bir kitap Heykel, bu kazanın üstüne, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in çabalarıyla Eskişehir’de yeniden inşa edildi. ABD Kentucky’deki 21C Müzesi’nin, daimi koleksiyonuna dahil etmek üzere satın aldığı heykel, 16 Eylül günü Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Bakım ve Onarım Atölyesi’nden, TIR üzerinde İstanbul’a doğru yola çıkacak. Dev Davut figürü, 17 Eylül günü Haydarpaşa Limanı’ndan şilebe yüklenerek New York’a doğru yola koyulacak. ‘Davut (Mikelanj’dan Esinle)’ projesi kapsamında bir film ve bir de kitap hazırlanıyor. Hollywood’lu yönetmen Gabriel Wrye, heykelin yolculuğunu konu alan ‘Duble Davut’ adlı film projesinin çekimlerine bu yılın şubat ayında Eskişehir, İstanbul ve New York’ta başladı. Film, heykelin Eskişehir’den Kentucky’ye maceralı yolculuğunu görüntülüyor. Yine, proje kapsamında gerçekleştirilen ve Yapı Kredi Yayınları‘ndan bu ay çıkacak ‘Davut’un Önlenemez Yükselişi, Düşüşü ve Yükselişi’ başlıklı kitapta ise, İngiliz küratör November Paynter’in bir metni bulunacak. Sanatçı Serkan Özkaya, 2005’teki 9. stanbul Bienali’ne hazırladığı, ancak 11 Eylül’de yıkıldığı için sergilenemeyen ‘Davut (Mikelanj’dan Esinle)’ adlı dokuz metrelik heykelini Eskişehir’de iki versiyon ile tekrar hayata geçirdi. Eskişehir’den yola çıkacak heykel, 12. stanbul Bienali’ni 17 Eylül Cuma günü Haydarpaşa limanından New York’a taşınmak üzere şilebe yüklenerek karşılayacak. Dayanışmada ‘başrol’ telefonun CEREN ÇIPLAK Sahne, Perde, Ekran, Mikrofon Oyuncuları Sendikası (Oyuncular Sendikası), 1. Olağan Genel Kurulu’nu dün “son dakika”da gerçekleştirdi. Sendika, ilk kurulunu gerçekleştirebilmek için gerekli yeterli çoğunluğa başlama saatinden üç saat sonra, üyelerin telefonla davet edilmesiyle ulaştı. Oyuncu Necmi Yapıcı’nın attığı son imzayla 151 kişilik gerekli çoğunluğa ulaşan topluluk, kurula alkışlar eşliğinde başladı. Oyuncuların ortak irade gösterecekleri bir platform olmasını hedefleyen sendikanın divan kurulu başkanlığına oybirliğiyle Altan Erkekli seçildi. İngiliz Oyuncular Sendikası (Equity) Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Spence de konuşmacılar arasındaydı. Spence yaptığı konuşmada oyunculara “Siz insanların sesi olan kitlesiniz” diye seslenerek, kendi sendikalarının 36 bin üyesinin bulunduğunu ve işbirliğine hazır olduklarını duyurunca salondan büyük bir alkış aldı. Geçici Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Alabora ise bugün (dün) 50’den fazla yeni kayıt alındığını ve toplam üye sayısının 500’e ulaştığını belirterek “Artık başrol dayanışmanın” sloganıyla yola devam edeceklerini söyledi. Kurula ayrıca destek için sektörle ilgili çeşitli sivil toplum örgütlerinin yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili ve eski DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de katıldı. Oyuncular Sendikası 1. Olağan Genel Kurulu’nda bu akşam da yönetim kurulu, denetim kurulu ve disiplin kurulu asil ve yedek üyeleri seçilecek. New York’ta bir Türk galerisi dar ısrar ettin? En zor soruyla başladın. Yeni tanıştığım insanlar bana hep “Anladık, sanatçısın da, peki ne tür şeyler yaparsın” diye sordukları zaman, onlara ‘Büyük ve küçük şeyler, arası pek yok” diyorum. Davut’a da aynı şekilde bakarsan benim iki amacım vardı: Bir, Floransa’dakini görmeden, Mikelanj’ınkinin iki katında bir heykel yapmak. İki, bunu günlük hayat içinde test etmek. Örneğin İstanbul’da, Şişhane Meydanı’na geçici bir süreliğine dikmek. Birinci amacımı gerçekleştirdim. İkinci amacım, henüz sonlanmadı. Bir yanıyla haklısın; heykelin yıkılması, belki de bu yapıtın gündelik yaşama basın aracılığıyla dahil olmasına yol açtı. Öte yandan ben hâlâ insanın nesneyi karşılamasının önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle objeyi sokağa çıkarmak, henüz elzem görünüyor bana. Eserin ABD’deki 21.Yüzyıl Müzesi’ne yollanacak olması konusundaki ölçü neydi? Birçok kişinin aksine, benim söylediklerime kulak astıklarından, heykeli alıp bir kaidenin üzerine dikmek ve sergilemek yerine, düşündüğüm şekliyle, yani hep transit olarak bir TIR üzerinde yan yatmış vaziyette bir yerden bir yere gitmesini planlıyoruz. Bu sayede şehrin içinde, yolda, hayatın içinde yer alacak. Ama bir meydanda ya da parkın ortasında, ya da çerçevelenmiş olarak değil, hep yolda olarak. Heykelin Türkiye’de sergilenme ihtimali yok muydu? Heykeli, aynı New York ve Amerika’nın Transit heykel Objeyi sokağa çıkarmak Cumhuriyet’e özel bir röportaj veren sanatçı Özkaya, geleceğe dönük amaçları ve bugüne nasıl geldiğini ilk kez anlattı. Heykelin varolması için neden bu ka diğer şehirlerinde yapacağımız gibi, TIR’ın üzerinde dolaştırmayı istiyorum. Eskişehir’den İstanbul’a, İstanbul’dan, New York’a… Diğer kopyanın ise dediğim gibi Eskişehir Kültür Sanat ve Bilim Parkı’na konacağını sanıyorum. Heykelle ilgili kamuoyundan aldığın en ilginç yorumlar nelerdi? Bana en ilginç gelen şey, zamanında heykeli Şişhane’ye dikmeye çalışırken, sabahın altısında orada işine gitmek üzere olan kimi insanların heykeli görüp hemen kendi yüzlerini kapatmaya ve bakmamaya çalışmaları oldu. Bunun sadece Mikelanj’ın ‘Davut’u değil, aynı zamanda çıplak bir oğlan olduğunu o zaman fark ettim. Belgeselin tanıtım filmini izlemek için: http://zoonpolitikon.com/film/doubledavid NEMASI VE MÜCADELES ÖLÜMÜNÜN 27. YILINDA S KONUŞULDU Kültür Servisi New York’ta sanat galerilerinin yoğunlukta bulunduğu caddede şimdi de C24 Gallery adlı bir Türk galerisi açıldı. MaideEmre Kurttepeli, AslıErkut Soyak ve Mel Doğan tarafından açılan galerinin Türk Sanatı Kreatif Danışmanlığını ise Sefa Sağlam üstleniyor. New York’taki plastik sanatlar dünyasına yeni bir uluslararası bakış açısı kazandırma amacındaki galerinin ilk sergisi New Orleanslı ve İstanbullu sanatçıların eserlerinden oluşan “Double Crescent: Art from İstanbul and New Orleans” ismini taşıyor. Serginin küratörü ise ABD Bienali’nin kurucusu, aynı zamanda 8. İstanbul Bienali’nin de küratörlüğünü yapmış olan Dan Cameron. Sergi, 22 Ekim’e kadar devam edecek. lk ‘Pilot’ Halil Altındere Kültür Servisi Beyoğlu’ndaki Pilot Galeri, kapılarını 15 Eylül’de, Rene Block küratörlüğündeki “Dans edemediğim devrim, benim değildir” başlıklı Halil Altındere solo sergisi ile açıyor. Anarşist, feminist teorisyen Emma Goldman’ın “Dans edemediğim devrim, benim değildir” sözünü benimseyen sergi, gelenek ve modernite çatışması, altkültürler, pop ikonlar, kült karakterleri ele almanın yanı sıra Metin Erksan’ın 60 ve 70’li yıllarda çektiği kült filmler üzerinden bir bakış da öneriyor. Sanatçının “Mezopotamya Üçlemesi” adını verdiği video serisinin ilk gösterimini de Pilot Galeri’de yapacak. (www.pilotgaleri.com) Yılmaz Güney Festivali’ne doğru Kültür Servisi Sinemamızın usta isimlerinden Yılmaz Güney önceki gün, ölümünün 27. yılında, Beyoğlu Sineması’nda düzenlenen bir etkinlikle anıldı. Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Vakfı ve Asi Film Yapım öncülüğünde düzenlenen anma etkinliğine, yönetmen ve BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, gazeteci Can Dündar, yönetmenler Zeki Demirkubuz, Kazım Öz, sinema eleştirmeni Atilla Dorsay, oyuncu Tarık Akan’ın da bulunduğu pek çok isim katıldı. Gecede, Yılmaz Güney’in sürgünde çektiği son filmi “Duvar” ve filmin yapım aşamasını anlatan bir belgesel gösterildi. Film gösterimi öncesinde ise ilk kez Yılmaz Güney’in bir anma etkinliğinde topluluk karşısına çıkan eşi Fatoş Güney, “Ezilen her kesimden insanın, dünya halklarının yanında yer almış Yılmaz Güney için birleştik. Yılmaz Güney, bugün en önemlisi Türkiye’de açılım dedikleri ve hâlâ ne yazık ki yapamadıkları, demokrasinin olmazsa olmazlarını, insan hak ve özgürlüklerini sorguladı. Bunu 30 yıl önce yaptığı ve hayatını adadığı için cezaya çarptırılarak yurdundan ayrılmak zorunda bırakıldı. Hastalığında ölüme terk edilen, vatandaşlıktan atılarak hain ilan edilen acı ve özlem içinde sürgünde ölen bir Yılmaz Güney için buradayız” dedi. Can Dündar ise Yılmaz Güney’in cesaretine duyduğu özlemi vurgulayarak, “Biz bugün hâlâ Diyarbakır Cezaevi filmi çekemedik, neyse ki ‘Duvar’la idare ediyoruz burada. Yılmaz Güney’in bıraktıklarıyla idare ediyoruz” dedi. Sırrı Süreyya Önder Yılmaz Güney filmi seyrederek devrimci olmuş binlerce insan olduğuna değinirken, Asi Film Yapım’ın yapımcılarından yönetmen Hüseyin Karabey de Güney’in filmlerinin topluca DSmart’ta gösterileceğini duyurdu. Ayrıca, önümüzdeki yıl 40’a yakın belediyede sanat etkinlikleri kapsamında “Yılmaz Güney Film Kuşağı” adıyla gösterimler başlayacak. İlk olarak Bursa Nilüfer Belediyesi’nde 1925 Ekim tarihlerinde “Yol”, “Sürü”, “Duvar” ve “Arkadaş” filmleri Melike Demirağ ve Fatoş Güney’in katılımıyla gösterilecek, genç sinemacıların yanı sıra Hüseyin Karabey de “Yılmaz Güney Sineması”nı anlatacak. Bu etkinlik “Yılmaz Güney Yol Film Festivali”ne dönüştürülecek. Fatoş Güney konuklara “Ezilen her kesimden insanın yanında yer almış Yılmaz Güney için birleştik” diye seslendi. Bandista ‘kardeş grup’larla Kültür Servisi Haziran ayından bu yana Avrupa, Balkan ve Kıbrıs turnelerini geride bırakan müzik grubu Bandista, Almanya’dan “kardeş grup”u Compania Bataclan’la İstanbul’a dönüyor. Bandista ve “politik kolaj grubu” Compania Bataclan 16 Eylül Cuma günü saat 22.00’da Beyoğlu Clinic Live Music Club’da arşınladıkları yolların seslerini İstanbul dinleyicisiyle buluşturacak. S i l i v r i ’ d e “ D ur u ş m a l a r ı zleme Eylemi” Eylem Sürüyor! 12 Eylül’de • Saat: 08.00’de c’in bahçesinde olalım. • Başvuru : 0535.636 59 11 0535.270 56 84 C MY B Silivri’deyiz! C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear