Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 ŞUBAT 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Erdoğan ‘Siyaseti bırakmıyorum, farklı görev alabilirim’ diyerek Köşk özlemini dışa vurdu 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘İçine doğdum, devam’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Mısır’da olaylar sürerken Hüsnü Mübarek yönetimine sert çıkmasına karşın Libya’da tersi tutum takınmasına yönelik eleştirilere, “Bu ülkelerin hiçbirindeki olaylar diğerlerine benzemiyor” diye yanıt verdi. Erdoğan partisinin grup toplantısındaki konuşmasında özetle şu mesajları verdi: Libya farklı: Tunus’ta, Mısır’da bir yandan oradaki kardeşlerimizin güvenliği için kaygılanırken, o ülkelerin iç barışı, huzuru için kaygılanırken bir yandan da taleplere kulak verilmesini tavsiye ettik. Bugün Libya, Bahreyn, Yemen, Fas, Ürdün, Cezayir, İran, Irak için de aynı şeyi söylüyor, olaylara da aynı nazarla bakıyoruz. Bu ülkelerin hiçbirindeki olaylar diğerlerine benzemiyor. Ödülü Filistin için aldım: Libya’da bana tevdi edilen ödül, Filistin meselesine duyarlılığımız, Filistin halkı için Yargı Bağımsızlığı ve Demokrasi... Yargı bağımsızlığı nedir? Laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin vazgeçilmez kuralıdır... Yargıtay ve Danıştay’ı siyasal iktidarın denetimi altına sokan yasa tasarısı Meclis’ten geçti. Kimsenin sesi soluğu çıkmıyor... Bizim sözde demokrat liberaller bu yasayla “Türkiye’de demokratik hukuk devletinin daha iyi işleyeceğini” öne sürüyor. Peki benim yurdumun insanının bu konuda bir sözü var mı, ne düşünüyor? Yok! Benim yurdumun insanı Star TV’de “Kıbrıs adası nerede” diye sorulunca ya Karadeniz’de ya da Ege Denizi’nde olduğunu söylüyor. Eh, on kişiden ikisi de “Akdeniz’de” yanıtını veriyor. Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu halledildi zaten... Yargıtay ve Danıştay’ı siyasal iktidarın denetimi altına sokan yasa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanırsa işlem tamam olacaktı... Cumhurbaşkanı Gül, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun içten uyarısını önemsemedi. Ne diyordu Kılıçdaroğlu, Gül’e: “Türkiye’de demokrasinin kökleşmesini, baskıların ortadan kalkmasını istiyorsanız Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını yeniden düzenleyen yasayı imzalarken bir kez daha düşünün.” Cumhurbaşkanı Gül, hiç düşünmeden yasayı imzaladı. Medyamız Mısır’daki baskıcı rejime karşı ABD destekli başkaldırıyı günlerce televizyon ekranlarında yayımladı, gazeteler manşetlerinden düşürmedi. Türkiye’de ise yargı bağımsızlığı konusunda medyamızın nedense sesi soluğu çıkmadı. Bu ülkenin gerçek aydınları, solcuları, sosyalistleri, yurtseverleri “ileri demokrasi” istiyor... İleri demokrasilerde yargı bağımsızdır! Yine ileri demokrasilerde “özgürlükler” genişletilir... Hukuk işler, gözaltında ölümler, faili meçhul cinayetler aydınlatılır... Bakın Hrant Dink cinayetine, Türkiye’de neler olup bittiğini anlarsınız. Cinayetten sorumlu görünen askersivil bürokratlar için ne yapıldı, İçişleri Bakanı ne yanıt verdi?.. Siyasal iktidar için demokrasi amaç değil araç! Yargı bağımsızlığı ortadan kalkınca demokratik hukuk devleti yara alır, sivil diktanın ayak sesleri duyulur. Demokrasilerde hem askeri vesayete hem de sivil vesayete karşı çıkacaksınız! Süheyl Batum’un askerler için “kâğıttan kaplan” sözünün üzerine atlayanlar, “askere vurarak” seçim kazanmanın yolunu bulmuşlar. Artık darbeler döneminin kapandığını, bu çağda Türkiye’de “askeri darbe” yapılmayacağını herkes biliyor. Aydınlık bir Türkiye istiyoruz... İnsanca yaşam... Demokrasi ve özgürlük... CHP İçel Milletvekili Ali Rıza Öztürk bir süre önce Meclis kürsüsünden seslenirken, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için üç kez önerge verdiklerini, ancak bunun AKP milletvekilleri tarafından reddedildiğini söyledi. Bu konuya daha önceleri değindim, bir kez daha altını çizmek istiyorum. Niye reddediliyor üç önerge AKP milletvekillerince? İktidar bir yandan 12 Eylül’ü yapanlardan hesap soracağını söylüyor, öte yandan verilen önergeyi geri çeviriyor. Faili meçhul cinayetlerin aydınlanması için ilk önerge 6 Nisan 2010’da Meclis Genel Kurulu’na geldi. AKP milletvekilleri faili meçhullerin araştırılmasına karşı çıktılar. 3 Kasım 2010’da bir kez daha geldi Meclis’e. Yine AKP’liler “hayır” dedi. 27 Kasım 2010’da bu kez BDP getirdi gündeme. AKP milletvekilleri yine “hayır” dedi. İşte size AKP’nin gerçek yüzü... Başbakan Erdoğan “Cumartesi Anneleri” için ne diyordu 20 Temmuz 2010’da? Şunu: “Ne iş yaptıklarını bilmiyorum, birileri tarafından kullanılıyorlar...” Erdoğan onlarla buluştu, yer yerinden oynadı, bizim liberal tosuncuklar “Faili meçhuller aydınlatılacak” diye yazılar döşendi, TV ekranlarında ahkâm kesti. CHP’li Öztürk bunları gündeme getirirken susuyorlardı... Gözaltında ve zindanlardaki ölümler, faili meçhul cinayetler... CHP’li Öztürk’ün ve BDP’lilerin gündeme getirdiklerini, şimdilerde “alt komisyon” kurarak geçiştiriyor siyasal iktidar. Eh yüksek yargının defteri de dürülürse... Yeme de yanında yat... 12 HAZ RAN’DA SEÇ M TEKL F TBMM’DE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, genel seçimlerin 12 Haziran’da yapılmasına ilişkin önerisini TBMM Başkanlığı’na sundu. AKP’nin seçimlerin 12 Haziran’da yapılmasına ilişkin önerisinde, başkanvekilleri Bekir Bozdağ, Mustafa Elitaş, Nurettin Canikli, Ayşenur Bahçekapılı, Suat Kılıç ve Ankara Milletvekili Haluk İpek’in imzaları yer aldı. Öneride, normal süresi 22 Temmuz olan seçim tarihinin 12 Haziran’a çekilmesine geçırpınışımız için tevdi edildi. Bu ödül bir yönetimin değil Ortadoğu halklarının Türkiye sevdasının bir tezahürüdür. Muhalefet sorumsuz: Ana muhalefet lideri, Mısır’daki olaylar karşısındaki tavrımızı ‘erken’ olarak nitelendirdi. Ancak Mısır’da ortaya çıkan sonuç karşısında mahcup oldu. Şimdi Libya ile ilgili acele açıklamalar yapmamızı bekleyerek bir yandan kendisiyle çelişiyor; rekçe olarak, “Seçime mümkün olan en yüksek katılımı sağlamak, herkesin oy verme hakkını kullanmasını, seçim propagandasının daha etkin bir şekilde yapılmasını, sağlıklı bir zamanda ve zeminde seçimin gerçekleşmesini temim etmek için Haziran 2011’de yapılacak ÖSS ve SBS sınav tarihlerinin de dikkate alınması” gösterildi. Milletvekili genel seçiminin 12 Haziran 2011 Pazar günü yapılması için TBMM kararı alınması istenen öneri, yarın Anayasa Komisyonu’nda görüşülecek. dan siyasi rant elde etme çabalarına girişmek en hafif tabiriyle sorumsuzluk; fırsatçılıktır. Libya’dan can kaçırma: Bu olaylar, gelişmeler üzerinden siyasi rant elde etme, hükümeti yıpratma çabası; vatandaşlarımızın güvenliğini tehlikeye atacak kadar yangından mal kaçırma gayretinin tezahürüdür. Biz oradan can kaçırma gayreti içinde olacağız. Bahçeli tokadı hatır diğer yandan dış politika açısından en küçük bir vizyona sahip olmadığını aleni olarak ortaya koyuyor. Çanak bir soru karşısında da ‘ödülün hakkını veriyor’ diyecek kadar sorumsuzca bir açıklama yapıyor. Sırf hükümeti, AKP’yi eleştirmek adına Libya’daki Türk vatandaşlarının güvenliğini çiğneyecek kadar da ileri gidebiliyor. Önceliğimiz Libya’daki vatandaşlarımızın tahliyesidir. Bura lamıyor: Sayın Bahçeli, Mersin’de ‘Alnımız açık başarıda öpülmek üzere, ensemiz de açık başarısızlıkta tokat atılmak için. Bir defa denenmek istiyoruz. İktidara talibiz’ dedi. Hükümet ortağıyken ülkeye ödettiği bedelin ardından da 3 Kasım’da ensesine yediği tokadı hatırlamıyor; belli ki hatırlamak istemiyor. CD operasyonuyla geldi: Ona, (Kılıçdaroğlu) ‘benim 2012’de siyaseti bırakacağımı’ söylemişler. Siyasetin içinde doğanlar siyaseti bırakmazlar; siyasete devam ederler. İlla milletvekili olarak değil... Lokomotif olacağın gibi vagon da olursun. 2011 milletvekili adaylığım da son kez milletvekili adaylığımdır. Son adaylığımda partimde hizmete bana ne görev vereceklerse aynı şekilde devam ederim. Bunlar yukardan inme, paraşütle bir CD harekâtıyla geldi partiye genel başkan oldu. Olay bu. Bizim gelişimiz böyle değil merdivenleri teker teker çıka çıka geldik. Bu inceliği anlamayabilirler. GAZETECİ ÖZALP’İN İDDİASI Haşim Kılıç AKP’nin gizli kurucusu mu? Haşim Kılıç’la ilgili iddia, gazeteci Hüseyin Özalp’in “AK Asker, Bir ABD, AKP ve Cemaat Projesi” adlı kitabında yer aldı. İddiaya göre Kılıç, 2001 yılında Gül, Erdoğan ve Arınç’ın da bulunduğu AKP’nin kuruluş toplantılarından birine katıldı. ERDEM GÜL Kılıçdaroğlu, TBMM’ye kargo ile gönderilen ve milletvekillerine dağıtılan “Dersim Ermenisi Yemuş Hanımın Oğlu Çarkçı Kemal” adlı kitapçıkla ilgili sorulara “Kitabı okumadım ki. AKP korktuğu için böyle yayınları piyasaya sürüyor” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, “CHP Kürt raporunda Dersim’den özür dileyecek” haberiyle ilgili sorular üzerine de “Öyle bir rapor yok arkadaşlar” dedi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ANKARA Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç hakkında, siyaset ve yargıda çok tartışılacak bir iddia ortaya atıldı. Daha önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasındaki karara saatler kala yaptığı toplantıya katıldığı iddia edilen ancak bunu yalanlayan Kılıç için bu kez, “AKP’nin gizli kurucusu” olduğu iddiası yeni yayınlanan bir kitapta yer aldı. Kılıç’la ilgili iddia, gazeteci Hüseyin Özalp’in “AK Asker, Bir ABD, AKP ve Cemaat Projesi” adlı kitabında yer aldı. Kitapta Kılıç’ın da katıldığı toplantı, FP’nin kapatılmasının hemen ardından FP içindeki yenilikçilerin AKP’yi kurdukları aşamada gerçekleşiyor. Partinin kapatılmasının ardından Necmettin Erbakan yanlıları SP’yi kurarken, Abdullah Gül öncülüğündeki yenilikçilerin ise Erdoğan’la birlikte AKP’yi kurma çalışmaları sürecinde gizli kalan bir toplantıya Kılıç’ın da katıldığı anlatılıyor. Kitapta, toplantı şöyle aktarılıyor: “Aylardan ağustos yıllardan 2001. Fazilet kapatılmış, Milli Görüş ikiye bölünmüş. Bülent Arınç, baştan beri bölünmeye razı değil. Fazilet’te de dengeli götürmeye çalışıyor. Kapatmadan sonra Erbakan’dan görev bekliyor ve ‘İzin ver birleştireyim’ diyor. İşte bu aşamada Arınç, yenilikçilerden kopma noktasında. Yenilikçiler, Arınç’ı ikna etmek için bir toplantı yapıyor. Toplantıda Erdoğan, Gül ve diğer yenilikçilerin dışında siyasetçi olmayan iki isim daha var. Biri öğretim üyesi ve yeni oluşumun oylarını sürekli yüzde patlamış gibi gösteren ANAR araştırma şirketinin sahibi Beşir Atalay. Diğer isim oldukça ilginç. Lafın gelişinden tahmin edeceğiniz gibi bu kişi Haşim Kılıç. Anayasa Mahkemesi, Fazilet Partisi hakkında kapatma kararını vermiş. Kılıç, ret oyu veren Anayasa Mahkemesi üyelerinden biri. Üstelik Kılıç, toplantıda bütün yenilikçilerden daha çok konuşuyor. Sonunda Arınç’ı yenilikçi harekette kalmaya ve kurulacak olan AKP’ye katılmaya razı ediyor.” Kılıçdaroğlu, Van toplantısını ve bölgeye bakışlarını değerlendirdi ‘Elimiz havada kalmadı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Van’da “Kürt sorunu ve bölgedeki CHP algısını” ele aldıklarını anlatırken “Şunu anladım arada bir sağırlar diyalogu oluşmuş. Ortak payda oluşturabiliriz. Elimizi uzattık, elimiz havada kalmadı” değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasında yaptığı açıklamalar ana başlıklarıyla şöyle: Biz temiziz, onlar kara: Biz yoksulluğu bitiren bir proje yapıyoruz, bunlar yoksulluğu yönetmeye çalışıyor, bütün yoksullar benim arka bahçem olsun, istiyor. Bizim yoksula bakış açımızla onların arasında siyah ile beyaz kadar fark var. Biz temiziz, onlar kara. Hesap bilmiyor: Açıkladık koro halinde başladılar Başbakan ve arkadaşları; vay efendim siz hesap bilmiyorsunuz? Ne demek 12 milyon 715 bin kişiye ayda 600 bin verecekmiş, çarptım yıllık tutarı 24 milyar lira eder, diyor. 12 milyon 715 ile 600’ü çarparsan bir ayda 7 milyar 600 milyon lira yapıyor, bunu da 12 ile çarparsan 91 milyar yapıyor. Hesap makinesi kullanan birinci sınıf öğrencisi bu hesabı yapıyor da sen bu basit hesabı yapmaktan acizsin. Sağırlar diyaloğu: Hafta sonu Van’daydık. Bizi nasıl görüyorlar niye oy alamıyoruz, oradaki algımız ne bunları dinledik. Toplantıya katılanların ağırlığı CHP’li olmayanlardı. Arada sağırlar diyaloğu oluşmuş. Biz bir şey söylemişiz, oraya anlatamamışız. Onlar bir şey söylemişler biz duymamışız. Bir araya gelip birbirimizi dinlemeyi öğrendik. Ortak payda da oluşturabileceğimizi gördük. Özgürlükler, demokrasi, evrensel değerler bağlamında ortak payda da oluşturabiliriz. Bir gerçek daha ortaya çıktı: Biz olaya Doğu ve Güneydoğu sorunu olarak bakıyoruz. Kürt sorunu da bunun bir parçası. Tartışmalardan görüldü ki bizim bakış açımız daha doğru. Çünkü, olay sadece Kürt sorunu olayı değil. İşin içinde ekonomik, sosyal sorunlar var, faili meçhuller var, mütedeyyin insanlar ve bunların kaygıları ve beklentileri var... Olay bizim düşündüğümüz gibi bir 3. yol olayıdır. Biz o bölgeye 3. yol olarak gideceğiz.Van’da elimizi uzattık havada kalmadı. Delikanlı ol: Yürüyen merdivene yanlış bindim diye Başbakan bunu ağzına doladı. İnsani şeylerdir bunlar, olabilir. Sen bir ata bindin. 4 kişi tutuyordu, sen o beygirin üstünden düştün. Arabadan balyozla çıkardılar, futbol oynarken kolunu kırdın, benim bildiğim top ayakla oynanır. Bir şey dedik mi? Delikanlı olacaksın, adam olacaksın, yiğit olacaksın, ufak işlerle uğraşmayacaksın. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 GRUP KONUŞMASININ SON BÖLÜMÜNÜ KÜRTÇE YAPTI Demirtaş: Türkiye isyan sınırında AKP’ye muhtaç ANKARA olmadığını anla(Cumhuriyet BüBaşbakan’ın mıştır. Biz gelerosu) BDP Gebaskı kurmada ceğimizi istersek nel Başkanı SelaAbdülhamit’i meydanlara çıhattin Demirtaş, de geçtiğini karak yaratabili“Dünya Anadil riz. Türkiye topGünü” nedeniyle savunan lumu isyanın sıson bölümünü, Demirtaş, nırındadır. BuKürtçe yaptığı sözleşmeli nun bir adım öteMeclis grup toplantısında, seçim asker uygulamasını da “AKP si halkın isyanıdır” diye konuştu. lerde birisi “ana derin devletini yarattı, şimdi Başbakan Taydilde eğitimde özel ordusunu yaratmaya yip Erdoğan’ın mokratik özerk çalışıyor” diye eleştirdi. kendilerine yönelik” talebine ilişkin referandum, diğeri de milletveki lik “kaos planı” eleştirisine de tepki li seçimi için olmak üzere iki“ sandık” gösteren Demirtaş, asıl bu planı AKP’nin uygulamaya koyduğunu bekonulması çağrısı yaptı. Demirtaş, Meclis’te Kürtçe konuşan lirterek “sözleşmeli asker” uygulaikinci siyasi parti genel başkanı oldu. masının bunun yansıması olduğunu Grupta, 2 yıl önce ilk Kürtçe konuş söyledi. Demirtaş, “Kaddafi’nin özel mayı yapan kapatılan DTP’nin Genel ordusu var, kendi halkını katlediyor. Başkanı Ahmet Türk’ün konuşmasını Böyle bir ordu mu yaratmak istiyor kesen Meclis TV’nin, dünse “iki Başbakan? AKP kendi derin devlemde” kalması dikkat çekti. Demir letini yarattı, şimdi özel ordu yataş’ın Kürtçe konuştuğu sırada önce ratmaya çalışıyor” diye konuştu. Türkiye’nin basın özgürlüğü koyayın kısa süreyle kesildi, daha sonra yayına devam edildi. Grup top nusunda 138. sıraya gerilediğine diklantısına kapatılan DTP’nin milletve kat çeken Demirtaş, Erdoğan’ın “Cukili ve DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk martesi Anneleri” dahil konuştuğu ile birlikte katılan Türk, konuşmasının herkesin “nabzına göre şerbet verdiğini” belirterek “Başbakan’ın haardından Demirtaş’ı kutladı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki beri mi yok, yoksa iyi bir oyuncu “halk ayaklanmaları”na dikkat çeken mu? İyi bir oyuncu; en iyi erkek Demirtaş, Türkiye’nin de bundan et oyuncu dalında ödülü hak eden kilendiğini kaydetti. Gerek AKP’nin, gerçek bir oyuncu” dedi. gerekse muhalefetin halkı yoksul, işHükümete 12 Haziran’da Doğu ve siz bırakarak, “kömür ve makar Güneydoğu’da iki sandık kurma na” dağıtıp “isyan sınırında” tutma çağrısında bulunan Demirtaş, buntaktiği izlediğini belirten Demirtaş, lardan birinin anadilde eğitim ve de“Artık halklar en baskıcı dikta re mokratik özerklik için “referanjimlerini devirebilir, bu duygu Tür dum sandığı”, diğerinin de seçim kiye’de de canlanmıştır. Halk artık sandığı olmasını istedi. ‘Hayal mahsulü’ Cumhuriyet’in ulaştığı Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, iddiayı reddetti. Kılıç, “Kesinlikle böyle bir olayı kabul etmiyorum, reddediyorum. Anılan böyle bir görüşme, toplantı asla söz konusu olmamıştır. Hayal mahsulü bir olay” dedi. SEÇ MDE TÜM KENTLERDE ADAY GÖSTERECEK ERDOĞAN’A S VAS KATL AMI TEPK S TKP, boyun eğmeyen 500 bin kişi arıyor İstanbul Haber Servisi Türkiye Komünist Partisi (TKP) 2011 genel seçimlerinde bütün illerde bütün milletvekillikleri için aday gösterecek. “Boyun eğmeyen 500 bin kişi arıyoruz” çağrısıyla seçimlere girecek olan TKP, hazırladığı bildiriyle nasıl bir Türkiye vaat ettiğini yayımladığı bildirgeyle açıkladı. TKP bildirgesinde özetle şöyle denildi: Komünist Parti’nin güçlü olduğu bir Türkiye’de sayısız cinayetten yargılanan Hizbullahçılar ortadan kaybolsunlar diye serbest bırakılamaz. Komünist Parti’nin güçlü olduğu Türkiye’de parkta el ele dolaşan gençlerin yolunu polis çeviremez. Gazeteciler cezaevlerinde süründürülemez. Patronlar işçileri dilediğince işten çıkaramaz. Cemaatler ahtapot gibi yayılıp ülkeyi avucuna alamaz, çocuklara zorunlu din dersi verilemez. Hedef şaşırtıyor ama Aleviler kanmaz MEHMET MENEKŞE C MY B C MY B SİVAS Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Nerede bu Ergenekon örgütü, gösterin de ben de üye olayım” çıkışına “Ergenekon’u arıyorsan Gazi’ye, Sivas’a, Maraş’a git, Dersim’e git” şeklindeki ifadesine Alevi dernekleri tepki gösterdi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Tokat Şube Başkanı Muharrem Erkan, Sivas katliamı sanıklarının avukatlarının kimler olduğuna yeniden bakılması çağrısında bulundu. Alevi Kültür Derneği Sivas Şube Başkanı Emine İmren Başbakan’ın askeri Ergenekon üyesi gibi gösterip katliamların bunlar tarafından yapıldığını ima ettiğine dikkat çekerek, “Hedef şaşırtıyor. Alevilerin Cumhuriyete ve onu kuran askerlere Atatürk’ün ordusu diye sempati ile baktıklarını bilmeyen yok. Aleviler buna kanmaz” dedi.