29 Mayıs 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 ŞUBAT 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER ‘YGS tarihinde değişiklik yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ÖSYM, saatlerin bir saat ileri alınacağı 27 Mart 2011’de yapılacak olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) tarihinde veya saatinde değişiklik yapmayacak. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, “Bakanlar Kurulu neyi takdir ederse ona uyacağız. Sınav saat 10.00’da olacağı için, çocukların o saate kadar kendilerine geleceklerini öngörüyoruz. Bir değişiklik yok” dedi. 7 İÜ’de ‘görevlerini yapan’ iki araştırma görevlisinin işine son verildi DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Bilimsel çalışma suç! ÖZLEM GÜVEMLİ İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Botanik Anabilim Dalı’nda doktoralarını vermek üzere olan iki araştırma görevlisinin işine akıl almaz nedenlerle son verildi. Araştırma görevlileri Sırrı Yüzbaşıoğlu ve Mehmet Bona hakkında Meksika’da bir toplantıya katılmak, 19. Ulusal Biyoloji Kongresi’nde poster sunumu yapmak, “Türkiye’nin Nadir Endemikleri” adlı kitapta bölüm yazarlığı yapmak, Antalya’daki 13. Optima toplantısına poster çalışması için özet göndermek, bilimsel toplantıya davet edilmek gibi “suçlamalar” ile soruşturma açıldı. Yüzbaşıoğlu ve Bona, soruşturmanın sonunda suçsuz bulundular ancak bu görevlerine son verilmesine engel olmadı. Maaşları yatmayınca kovulduklarını anlayan araştırma görevlileri kendilerine resmi bir bildirim yapılmadığı için şu an mahkemeye başvuramıyorlar. Bona ve Yüzbaşıoğlu’nun başına ne geldiyse geçen yıl bir ay arayla doktora tezlerini savunmalarının ardından geldi. Bona ve Yüzbaşıoğlu’na diğer asistanlardan farklı olarak yardımcı doçentlik atamasında bile istenmeyen 2 indeksli bilimsel yayın yapmaları istendi. Bu istek kendilerine resmi yollarla değil sözlü olarak iletildi çünkü uygulamada böyle bir kriter yok. Tez danışmanları Prof. Dr. Orhan Küçüker, asistanlarını gerçekleştirdikleri ve katıldıkları bilimsel çalışmaları kendisine bildirmemekle suçlayarak “Botanik Anabilim Dalı’nın 1937 yılından beri sürdürmeye çalıştığı yazılı olmayan etik kurallara ve prensiplere” aykırı davrandıklarını öne sürdü. Bona, yaptıkları tüm çalışmalardan hocalarını haberdar ettiklerini, soruşturmada geçtiği gibi ülke ve kent dışındaki toplantılara izinsiz katılmalarının mümkün olmadığını, üniversitenin resmi görevlileri olarak 3 gün üst üste işe gitmemenin kovulma sebebi olduğunu anımsattı. Bona, asistanları tamamen güvencesiz hale getiren 50D yönetmeliğine karşı başlattıkları mücadale ile İÜ’de uygulanmasını engellediklerini anlatarak başına gelenleri de buna bağladı. Halkına Ateş Açtıran Diktatör... Libya Halk Cemhiriyesi’nin sözcülerine göre, “bir haftadır bu ülkede hızını kesmeden süren Muammer Kaddafi’ye yönelik başkaldırı hareketinin arkasında siyonist İsrail’in planlarına uyan isyancılar var. Başkaldıranlar, isyan edenin intihar etmiş sayılacağını bilmelidirler.” Demir eldivenli ve botokslu diktatör, petrol zenginliğine rağmen geçim sıkıntısı içindeki halkın, baskıcı yönetiminden bıkıp usandığını ya fark etmek istemiyor. Ya da yıllardır siyonizm tehlikesini öne sürerek aşiretler toplumu olan halkına ulus olma bilincinin aşılanmaması için, elinden geleni ardına koymadan, yabancı ülkelerdan devşirdiği paralı askerlerine ateş emri vererek, kimine göre 200, bazı kaynaklara göre de 500 Libyalının yaşamlarına son vermekten çekinmiyor. Açık toplumlarda uçan kuşun kanat çırpışını izleyebilen dünyamız, binlerce yurttaşımızın bu ülkenin kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla ya sermaye ya da sadece insan gücü yatırımı yapmış olmasının ödülünü günlerden beri korku içinde yaşayarak veriyor. Libya yönetiminden 29 Kasım 2010’da İnsan Hakları Ödülü’nü almış Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, kendi ülkesinin Kaddafi’ye yönelik başkaldırı eylemlerini tetikleyenler arasında gösterilmesinin sadece haksız değil, asılsız ve çirkin bir suçlama olduğunu bir nota ile Trabulusgarp hükümetine niçin hâlâ bildirmediğini anlayabilmek olası değildir. Göçük altındaki işçinin oğlu oldu KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde 12 gün önce meydana gelen göçükte toprak altında kalan 9 işçiden Turan Gökhan’ın eşi Leman Gökhan, bir erkek bebek dünyaya getirdi. Afşin Devlet Hastanesi’nin Başhekimi Abdulkadir Göğremiş, bebeğe “Ahmet Turan” adının verildiğini belirterek, bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu, anneye de psikolojik destek verildiğini ifade etti. G enç akademisyenler şimdi her salı ve perşembe stanbul Üniversitesi Merkez Kampusu önünde yaptıkları çadır eylemi ile üniversitedeki keyfi uygulamalara dikkat çekmeye çalışıyor. Bona, hakkında açılan soruşturmada iddia edilen hiçbir “suçu” işlemediğini belirtip “Kaldı ki bunları yapsaydım da suç olmazdı. Bunlar görevim gereği yapmakla yükümlü olduğum şeyler” diyerek içinde bulunduğu ironik duruma dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığımız neredeydi? Bir ülkede isyanın ne zaman geleciğini kestirmek elbette mümkün değildir. Ama o ülkenin insan hakları denen evrensel ilkelere çok yabancı, hatta düşman olduğunu bilmek de bizim Dışişleri Bakanlığımızın görev ve sorumluluğu içinde olmalıydı. Başbakan Erdoğan’a verilmiş o plaket, bazılarına göre Sayın Erdoğan’ın ağzını bağlıyorsa, bu durum bizim insan hakları kavramını çifte standart olarak algılayıp değerlendirmekte olduğumuzu, bu ilkelerin içten savunucularına fısıldamış olmaz mı? Bırakınız nota vermeyi, Başbakanımız, Mısır’daki halk hareketi için bu ülkenin devlet başkanına nasıl bir yol haritası izlemesi gerektiği yolunda nasihat verdiği halde, Libya olaylarını sanki Kaddafi’nin çadırından izliyormuş gibi sakin bir tutum izlemeyi tercih etmektedir. Libya diktatörü, yerinden öylesine memnun olmalı ki, kendisinden sonra da yönetimi babadan oğula devredecek bir düzeni inşa ettğini sanarak, iki erkek çocuğu, Sadi ve Hami’ye bağlı özel komando birlikleri de oluşturmuş; bugünkü olaylar karşısında isyancılara karşı o birliklerin koruması altına sığınmıştır. Ülkede bulunan çeşitli aşiret ve kabileler arasındaki güç dengesinin nasıl gelişeceği bilinmiyor. Bilinen AB’ye bağlı bazı ülkelerin, o arada Çek Cumhuriyeti’nin, Kaddafi’nin yönetimden ayrılmasından yana olmadığını açıklayarak, birlik içinde ayrı bir pencere açmış olduğudur. Kendisine artık çekil diyen halkın üzerine ateş açtırarak gözdağı veren bir diktatörden alınmış insan hakları ödülünü, Başbakan’ın hemen bu ülkenin Ankara’daki büyükelçiliğine postaladığını öğrenebilirsek, Erdoğan için de insan hakları ilkelerinin laftan ibaret olmadığını söyleyebileceğiz. Diktatörler, artık kendi ülkelerinde de onlardan daha büyük halk gücünün olduğunu belki biraz pahalı; ama er geç öğreneceklerdir. Bu yazıyı tamamlarken Kaddafi’nin ülkesinden kaçtığı haberlerinin internetlere düştüğünü görmek, resmi bir açıklama olarak henüz doğrulanmamış olsa da o halk gücünün, aşiretlerden oluşmuş bir Libya’da bile bir araya gelebildiğini göstermek açısından kıvanç vericidir. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Ataşehir’de banka soygunu İstanbul Haber Servisi Ataşehir’de Küçükbakkalköy Kayışdağı Caddesi’ndeki banka şubesine taktığı ameliyat maskesi ile giren zanlı, güvenlik görevlisi Kerim S’yi silah tehdidiyle etkisiz hale getirdi. Güvenlik görevlisinin silahını da alan zanlı, kasadan aldığı 10 bin lirayla yaya olarak kaçtı. Olayın ardından bankada inceleme yapan polis çalışma başlattı. Bankanın güvenlik görevlisi Kerim S, polis merkezine götürüldü. TSK’de ‘Balyoz’ etkisi Ağustos ayındaki YAŞ toplantısında Hava Kuvvetleri’ne atama krizi çıkabilir. 2013 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanı olabilecek tek isim olarak Koramiral Güner kaldı TTB: TOPLU MEZARLAR C DD BOYUTLARDA ANKARA DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Güneydoğu Anadolu’daki toplu mezar iddiaları ve açılan toplu mezarlar için oluşturduğu inceleme heyeti, bazıları daha önce açılmış, bazıları henüz açılmamış 7 toplu mezarda, yol kenarı, çöp ve kırsal alanlarda kimliği belirsiz binlerce cesedin bulunduğu ve gerçeğin görünenden daha ciddi boyutlarda olduğu tespitinde bulundu. TTB’den yapılan açıklamada, inceleme heyetinin 1920 Şubat 2011’de Bitlis, Muğla, Siirt, Batman, Diyarbakır, Kozluk, Hazro ve Silvan’daki kayıp yakınları, görgü tanıkları, İHD yöneticileriyle görüştüğü belirtildi. 7 toplu mezarda yapılan incelemelerde, inceleme heyetinin gözlemlerinin, “binlerce kimliği belirsiz cesedin hızla ve toplu şekilde gömüldüğü” yönünde olduğu açıklandı. 1469 kişiye ait kemik, 114 toplu mezarın tespit edildiği bildirilen açıklamada, açılan 26 toplu mezarda 171 kişinin kemiklerine rastlandığı kaydedildi. TTB İnceleme Heyeti’nin gözlemleri şöyle: “Toplu mezarların Hakkâri’den Tunceli’ye uzanan çok geniş bir coğrafyada olduğu anlaşılmaktadır. Açılan mezarlarda kepçe ve dozer kullanılması, toplu mezar açma ve kimliklendirme tekniklerinin uygulanmaması; gerçeklerin ortaya çıkarılması yerine kanıtların yok edilmesi endişesini doğurmaktadır.” Öte yandan Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Baro Başkanları Toplantısı’nın sonuç bildirgesinde toplu mezarlar ve faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasında baroların sürece etkin katılımının sağlanması gerektiği belirtildi. BARKIN ŞIK Parasız eğitim çadırı 7. gününde İstanbul Haber Servisi “Parasız Bilimsel Demokratik Liseler İstiyoruz Alacağız” kampanyası kapsamında Şişli Cevahir Alışveriş Merkezi önünde çadır kuran Gençlik Federasyonu üyeleri 7. günü geride bıraktı. Paşabahçe Devlet Hastanesi önünde kurduğu direniş çadırı ile gündeme gelen Türkan Albayrak, öğrencileri ziyaret ederek destek verdi. Öğrenciler topladıkları binlerce imzayı Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim edeceklerini söyledi. ANKARA Balyoz davasındaki tutuklamalar, TSK’nin gelecek yıllardaki komuta kademesini derinden etkileyecek. Balyoz Davası kapsamında tutuklanan Korgeneral Korkut Özarslan 2017 yılında Genelkurmay Başkanı olma şansını yitirirken; 2013 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanı olabilecek tek isim olarak Koramiral Nusret Güner kaldı. Bu yılki YAŞ’ta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na gelecek olan Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel’i de Balyoz davasındaki bilirkişi raporu zorlayacak. Raporda, Donanma Komutanlığı’ndaki güvenlik açığına dikkat çekilmişti. Teamüllere göre bu yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması beklenen Orgeneral Bilgin Balanlı’nın ismi Balyoz davasının ek klasörlerine girmişti. Hükümetin Balanlı’ya karşı çıkması durumunda Hava Kuvvetleri Komutanlığı atamasında da kriz yaşanabilir. Ağustos ayı Yüksek Aske ri Şura toplantısı sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda kan değişimi yaşanacak. Bu yılki şurada Balyoz davası nedeniyle Deniz Kuvvetleri’nin önümüzdeki iki dönem komutanları belli olacak. Olağanüstü bir durum yaşanmaması durumunda, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit, koltuğunu Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilgel’e devredecek. Bilgel, 2013 yılında ise koltuğunu bu yıl oramiralliğe terfi edecek Koramiral Nusret Güner’e bırakacak. Bu yılki şurada terfi sırasında bulunan Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Balyoz Davası kapsamında tutuklandığı için terfi şansını yitirdi ve Koramiral Güner terfi ederek Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na gelecek tek isim olarak kaldı. Hava’da atama krizi Teammüllere göre, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ise görevini, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı’ya teslim edecek. Balanlı’nın ismi Donanma Komutanlığı’nda yapılan son aramalar sonrasında Balyoz Darbe Planı davasının ek klasörlerine girmişti. Hükümetin söz konusu durum nedeniyle geçen YAŞ’ta olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’nden gelecek atama tekliflerine olumlu bakıp bakmayacağı merakla bekleniyor. Hükümet, “İnternet Andıcı” nedeniyle 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmasına karşı çıkmıştı. Hükümetin, Balanlı’nın atamasına karşı çıkması durumunda, bu yıl orgeneralliğe yükselecek isim otomatikman Hava Kuvvetleri Komutanı olacak ve 4 yıl bu görevi yerine getirebilecek. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na gelmesi beklenen Oramiral Bilgel’i ise Donanma Komutanlığı’nda yapılan arama sonrasında hazırlanan askeri bilirkişi raporunun zorlayabileceği belirtiliyor. Raporda, Donanma Komutanlığı’ndaki güvenlik açığına dikkat çekilmişti. Ömer Çelik’e suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, AKP Adana Milletvekili Ömer Çelik hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. CHP’li Ağyüz, yaptığı yazılı açıklamada, AKP’li Çelik’in, Adana’da 19 Şubat 2011 tarihinde yaptığı bir konuşmada, “CHP’yi bütün darbelerin yardım ve yataklığını yapmakla” suçladığı gerekçesiyle bugün suç duyurusunda bulunacağını söyledi. TPAO ÇALIŞANLARI: CİNAYET ‘Dekolte’ye suç duyurusu Feministbiz ve Kadın Dayanışma Vakfı üyeleri, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker’in basına yansıyan açıklamalarını protesto ederek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ankara Adliyesi önünde toplanan grup adına yapılan basın açıklamasında, “Orhan Çeker cezalandırılana, görevinden alınana ve bütün kadınlardan özür dileyene kadar bu olayın takipçisi olacağız” denildi. Açıklamanın ardından suç duyurusunda bulunuldu. Çeker, dekolte giyinenlerin tecavüz ve tacizcileri tahrik ettiğini bu nedenle sonuçtan şikâyetçi olmalarının makul olmadığını ileri sürmüştü. (AA) Ölen arkadaşları için yürüdüler Yurt Haberleri Servisi Petrolİş Sendikası Batman Şubesi’ne bağlı TPAO çalışanları, geçen hafta 3 arkadaşlarının ölümüne yol açan patlamanın ardından dün protesto gösterisi düzenledi. Arkadaşlarının sosyal güvencesiz çalıştırıldığını savunan işçiler, olayı “cinayet” olarak nitelendirdiler. Batman’da 17 Şubat’ta TPAO’ya ait Şelmo Petrol Sahası’ndaki Doğalgaz Dolum Tesisi’nde meydana gelen patlamada 3 işçi hayatını kaybetmişti. Petrolİş Sendikası, ihmali bulunan kurumları dün düzenledikleri yürüyüşle protesto etti. Dün sabah saatlerinde TPAO giriş kapısında toplanan yaklaşık bin işçi, alkışlar eşliğinde Bölge Müdürlüğü’ne doğru yürüdü. İşçiler Bölge Müdürlüğü önünde bulunan TPAO şehitliğinde arkadaşları için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. Petrolİş Sendikası Batman Şube Başkanı Mustafa Mesut Tekik, patlamada yaşamını yitiren 3 kişinin sosyal güvencesi olmadan çalıştırıldığını vurguladı. Son zamanlarda Türkiye’nin her yerinde faciayla sonuçlanan, iş kazalarının meydana geldiğini belirten Tekik, “Biz buna facia ve cinayet diyoruz. Yaklaşık 30 yılda TPAO’da 50 şehit ve yüzlerce yaralının yanı sıra birçok arkadaşımız sakatlandı” dedi. Hükümetin 8 yıllık iktidarı boyunca kâr hırsı ile devleti taşeron şirkete dönüştürdüğünü belirten Tekik, bu iş kazalarından hükümetin direkt sorumlu olduğunu iddia etti. Açıklamanın ardından işçiler, dağılarak işbaşı yaptı. YÜKSEKOVA’DA ‘PAZARTESİ EYLEM YAPACAĞIZ’ BİLDİRİSİ Bir kişiye 232 bin lira ANKARA (AA) On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde 10 bilen bir kişi, 232 bin 556 lira kazandı. Numaraların; 5, 9, 10, 19, 25, 26, 42, 47, 48, 49, 50, 54, 55, 63, 68, 69, 71, 72, 76, 78, 79 ve 80 olarak belirlendiği çekilişte 9 bilenler 1615’er, 8 bilenler 94’er, 7 bilenler 13’er, 6 bilenler 2’şer lira ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler ise 1 lira 30’ar kuruş ikramiye alacak. Bomba değil bildiri korkuttu HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde bir kuyumcunun önüne bomba görünümlü piknik tüpü koyan kişi vatandaşlar tarafından fark edildi. Bu kişi, duruma müdahale etmek isteyen bir kişiyi bıçakla yaralarak kaçtı. Olayın karakola 300 metre uzaklıkta gerçekleşmesine karşın şüphelinin yakalanamaması ve ilçede birkaç gün önce pazartesi günü eylem yapılacağını belirten bildiriler dağıtılması iki olay arasında bağlantı olduğu şüphesini doğurdu. Yüksekova’da dün yüzü kapalı bir kişi Özgürlük Meydanı’ndaki bir kuyumcunun önüne bir poşet bıraktı. Sonrasında bu kişinin kuyumcuya girerek soygun yapmak istedi ancak dükkân sahibi Oğuz Karagöz buna karşı koydu. Yüzü maskeli kişi, Karagöz’ün parmağını ısırarak kopardı. Şüpheli de olay yerinden kaçtı. Karagöz de poşeti dışarı attı. Zaman ayarlı ve piknik tüpüne bağlı bomba bulunduğu belirtilmesi üzerine polis paketi fünyeyle patlatıldı. Görgü tanıkları ise şüphelinin polis lojmanlarının bulunduğu bölgeye doğru koşarak izini kaybettirdiğini belirttiler. Vali Muammer Türker de bomba değil, bomba süsü verilen paket olduğunu söyledi. Vali, ‘Mezit’ imzalı bildiriyle ilgili araştırma yapıldığını söyledi. Geçen cumartesi günü Arapça kökenli olduğu ve “yeni doğan” anlamına gelen “Mezit” imzalı bir bildirinin de ilçede dağıtıldığı belirtildi. Bildiride, 4 yıldan fazla süreden bu yana devam eden ve ilçeyi yaşanmaz hale getiren olayları bu memleketin çocukları ya da insanlarının yapmadığını savunularak şöyle denildi: “ Sloganımız: Dişe diş kana kan, kahrolsun PeKaKa ve onların işbirlikçileri. Pazartesi işe başlıyoruz. Bizi izlemeye başlayın.” Terfi edemeyecekler Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na göre, haklarında açılan dava kapsamında tutuklananlar, daha sonra salıverilseler dahi terfi edemiyorlar. Bu yüzden bu seneki şurada terfi sırasında bulunan 10 ismin bu şansını yitirdiği değerlendiriliyor. Korgeneral Nejat Bek, Korgeneral Korkut Özarslan, Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Tümgeneral Abdullah Dalay, Tümgeneral Salim Erkal Bektaş, Tümgeneral Ahmet Yavuz, Tümgeneral İhsan Balabanlı, Tuğamiral Ahmet Türkmen, Tuğgeneral Kasım Erdem ve Tuğgeneral Ali Aydın 2011’de terfi şansını kaybeden isimler oldu. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear