22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Şu yanıtı verdiler: “Askerliğe uygun değilsin.” Derken I. Dünya Savaşı patladı. Herkes askere... Gönüllü olarak Bavyera Piyade Alayı’na katıldı. Savaş bittiğinde hastanedeydi. Almanya’nın kaybetmesine kahroldu. Siyasete adım attı. Nazi Partisi’ne katıldı. Siyasette güçlü olmak için kendince iki yol çıkardı: Etkin propaganda ve saldırganlık... Parti içinde tartışılan bu yöntem kabul gördü. Hitler 32 yaşında sınırsız yetkiyle partinin genel başkanlığına getirildi. O dönem Weimar Cumhuriyeti’ne karşı halkın hoşnutsuzluğunu arkasına aldı. Münih’te ünlü Hofbrauhaus birahane salonunda iktidarı ele geçirme yöntemlerini açıkladı. Tutuklandı. Hapiste kaldığı 9 ayda Mein Kampf (Kavgam) kitabının birinci cildini yazdı. Çıkınca partisinin başına daha güçlü geçti. Her yöntemi kullanıp halkı arkasına aldı. 1930 seçimlerinde ikinci parti oldu. 1932’de sanayi çevrelerinin baskı yapmasını sağlayarak başbakanlık koltuğuna oturdu. Başbakanlık koltuğunda ilk işlerinden biri şu oldu: Büyük çaplı tutuklamalar! Bunun için parlamento binasını yakıp sorumluluğu solculara yıkmak gibi akla gelebilecek her türlü komployu denedi. 1934’te daha da güçlü lider olmak için genel seçimler yerine referanduma gitti. Şunu oylattı: Önder ve şansölye unvanları birleştirilsin. Almanya’yı çok güçlü bir lider yönetsin. Buna evet mi hayır mı? Her türlü propaganda ve yönlendirme kullanıldı. Yüzde 90 evet çıktı. Sonrası malum... 1945’e dek Almanya otoriter bir polis devleti kıskacında kaldı. Konu Avrupa’dan açılmışken bir örnek daha verelim... Portekiz’i 36 yıl diktatörce yöneten Antonio de Oliveria Salazar, hukuk fakültesi mezunu, iktisat dersleri veren bir akademisyendi. 1926’daki darbenin ardından önce maliye bakanlığı sonra başbakanlık koltuğuna oturdu. Başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk işi şu oldu: Yeni devlet... Yeni anayasa... Yeni anayasanın ruhu şuydu: Başbakanın yetkilerinin arttırılması ve görevden alınmasının zorlaştırılması! Artık Salazar’ı bir kişi görevden alabilirdi: Vücudu! 1968’de felç geçirince başbakanlık koltuğunu terk etmek zorunda kaldı. Dünya siyasi tarihi göstermektedir ki; bir başbakan göreve gelince, mutabakat falan aramadan “ille de yeni anayasa” diye tutturmaya başlamışsa, bütün değişiklikleri kendisi için istiyor demektir. Diktatörlük zihniyetinin askeri-sivili yoktur. Her kesimden çıkabilir. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Batılılaşma hamlesi olarak niteliyor, sonucu AB normlarına uymanın bir kanıtı diye alkışlıyorlar. Ama Batı basını, örneğin Kürt sorunu ile uğraştığı kadar... RTE’nin anayasa değişikliğini getirmeden önceki süreçte yargıya açtığı ölçüsüz, düşmanca savaşı inceleme gereğini duymuyor. RTE’nin iki, üç yıl yargıyı eleştirmenin de ötesinde, aşağılayan demeçlerini, girişimlerini gözden geçirseler… Gerçeği görebilirler. Ama nafile! Batı basınının anlamadığı gerçek şu: RTE, yargıyı denetim altına almayı amaçlayan maddeleri AB’nin ve Batı’nın karşı çıkamayacağı biçimde tezgâhladı. Ancak; RTE anayasadaki yeni maddeleri uygularken; AKP amaçlarına uyacak, icraatına karşı çıkmayacak hâkim ve savcıları özenle seçecek veya ilgili kurullara seçilmelerini sağlayacak. Kısa sürede yargıyı da dikensiz gül bahçesine çevirecek! Batı basını ve siyaset dünyası Başbakan’ın kâğıt üzerindeki demokratik görüntü ile kafasındaki otoriter rejime yönelik olası uygulamaların çakışmadığını er veya geç anlayacaklar ama… İş işten geçmiş olacak! Türkiye’deki demokrasi Türkiye’ye özgüdür deyip avunacaklar mı? Türkiye’nin “telkinlerine” açık ülke olduğuna inanan, Türkiye ile stratejik ortaklıktan da ileriye ilişkiler kuran şu ABD’ye baksınlar! İkinci kezdir Washington’da Türkiye’yi masaya yatırdılar. Örneğin Ortadoğu, İran ve İsrail politikalarında ABD’ye ve ulusal yararlarına ters düşen Türkiye’ye nasıl politika uygulayacaklarını... Yukarı tükürseler bıyık, aşağı tükürseler sakal hesabı; ne yapacaklarını araştırıp arpacı kumrusu gibi düşünüyorlar. Başkan Obama işi gücü bırakıp referandumda evet çıktığı gece, aman geç kalmayayım diye RTE’yi neden arayıp kutluyor? Diğer kimi devlet adamları kutlama yarışında kuyruk oluşturmuş; yarınlarda başkan olur, tek adam olur diye RTE’nin sırtını okşuyor. Örneğin tek bir Batı gazetesi: 12 Eylül gecesi RTE’nin özenle “Atlantik ötesinden gelen Feto desteğine” neden teşekkür ettiğini… …son yıllarda her seçimde ve son olarak referandumda din, tarikat, cemaat faktörlerinin oynadığı rolü araştırdı mı? Batı kaynakları Feto’nun yılda 5 milyar dolarlık geliriyle Türk sosyal ve siyasal yaşamında giderek güçlendiğinden, hatta devlete egemen olduğundan söz ediyor. Din uyruklu bir Cumhuriyet; -görünen köy kılavuz istemez- gerçekleşirse? RTE’nin azmettiği rejim de budur. O zaman Batı basını da, Batı’daki demokrasiler de kıçlarına kına yaksınlar! AKP Genel Başkanı’nın gözde yardımcılarından Ömer Çelik; geçende başkanlık sistemine karşı çıkanları payladı. Rejim değişmiyor ki ne var heyecanlanacak? Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş tartışılıyor, dedi... Olası hedefleri yutturmak için AKP’nin her zaman kullandığı ağız! Oysa yersen rafta dolma var: Sistem değişikliği adı altında bal gibi rejim değişikliği! Daha trafik sorununu çözememiş; araç sürücülerinin kırmızı yandığında durup yeşili beklemeleri gerektiğini sindiremediği… 12 Eylül günü ışıklara riayet etmeyerek çarpışan iki araçtan birinin yüzden fazla trafik cezasına çarptırıldığı saptanan şoförünün hâlâ trafiğe çıkmasının yasaklanmadığı ve sonuçta 13 insanın canına mal olan kazaların yaşandığı… …Fransa’da peçe çarşaf, diğer kimi ülkelerde türban; üstelik parlamentolar veya hükümetler tarafından yasaklanırken… Türkiye’yi yönetenlerin çarşafa da, peçeye de, türbana haydi haydi ruhsat tanıdığı bu ülkede… ...din kökenli bir başkanla laik Cumhuriyet sistemin erdeminden söz etmek… Kara mizah gibi bir şey... Yoksa değil mi? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 16 EYLÜL 2010 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Eylül Oslo Y 13 Helsinki Y 15 Stockholm Y 15 Londra Y 17 AmsterdamY 16 Brüksel Y 17 Paris Y 19 Bonn Y 19 Münih Y 18 Berlin Y 16 Budapeşte Y 20 Madrid PB 25 Viyana Y 20 Belgrad PB 28 Sofya B 23 Roma PB 27 Atina PB 29 Zürih Y 18 Moskova PB 21 Aşkabat A 21 Taşkent A 19 Bakû A 26 Bişkek A 20 Tiflis A 25 Kahire B 33 Şam B 35 İstanbul B 26 Edirne B 29 Kocaeli B 29 Çanakkale B 27 İzmir B 30 Manisa B 32 Denizli B 33 Zonguldak PB 24 Sinop PB 25 Samsun PB 26 Trabzon Y 26 Giresun PB 25 Ankara B 31 Eskişehir B 28 Konya B 29 Sıvas B 27 Antalya B 32 Adana B 35 Mersin B 34 Diyarbakır B 36 Şanlıurfa B 35 Mardin B 32 Siirt B 34 Hakkâri B 29 Van B 23 Kars PB 25 Yurdun kuzey kesimleri parçalı çok bulutlu, Trabzon, Rize ve Artvin çevreleri sağanak ve gökgürültülü sağanak diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı kuzey ve iç kesimlerde 1 ila 3 derece artacak. MAHMUT LICALI ANKARA - Ankara Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ, ÖSYM’de 31 Ağustos 2010’da başlattõğõ ve yaklaşõk 2 hafta süren bilgisayar incelemelerinin tamamlanmasõn- dan 2 gün sonra dün yeni bir in- celeme daha başlattõ. Soruşturmayõ yürüten Savcõ Şadan Sakınan, dün sabah saat- lerinde Ankara Emniyet Müdür- lüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suç- larla Mücadele Şube Müdürlü- ğü’nde görevli polis memurlarõyla ÖSYM’nin binasõna geldi. Savcõ Sakõnan, ÖSYM Başkanõ Prof. Ünal Yarımağan’dan sorularõn hazõrlanmasõ ve personel hak- kõnda bilgi aldõ. Sakõnan, ÖSYM’de çalõşan bazõ kişilerin de sõnav sorularõnõn hazõrlanmasõ, basõmõ ve dağõtõmõ gibi bazõ tek- nik konulara ilişkin ifadelerine başvurdu. Emniyet güçlerinin de ÖSYM içinde, Yarõmağan’õn gün- deme getirdiği “telekulak id- dialarına” karşõ böcek aramasõ yaptõğõ iddia edildi. Edinilen bilgiye göre savcõ Sa- kõnan’õn bizzat katõldõğõ çalõşma, sorularõn merkezin içinden biri ya da birileri tarafõndan sõzdõrõldõğõ şüphelerinin artmasõ üzerine ger- çekleştirildi. ÖSYM bilgisayar- larõnda yapõlan inceleme kapsa- mõnda sorularõ sõzdõrdõğõndan şüphelenilen ve ÖSYM persone- li olan 20 kişi üzerinde duruldu- ğu öğrenildi. Sorularõn ÖSYM’de özellikle de test hazõrlama biri- minde görevli kişiler aracõlõğõyla sõzdõrõlmasõ ihtimalini öncelikli olarak araştõrdõğõ belirtildi. Sakõnan, ÖSYM binasõndan ayrõlarak YÖK Denetleme Kurulu Başkanõ Mustafa Solak ile görüştü. Yaklaşõk yarõm saat YÖK’te kalan Sakõnan, ÖSYM binasõna girerken gazetecilere açõklama yaptõ. Sakõnan, savcõlõk soruşturmasõnõn gizli olduğunu belirterek, soruşturma içeriğine yönelik bilgi vermesinin mümkün olmadõğõnõ söyledi. Sakõnan, “Ge- niş çaplı bir inceleme yapıyo- ruz” dedi. Kurum içinde böcek aramasõ yapõldõğõ yönündeki bil- gilerin belirtilmesi üzerine Sakõ- nan, geniş çaplõ bir inceleme yap- tõklarõnõ yineledi. Personel dağıtılıyor YÖK de soruşturma devam ederken kopya iddialarõyla çal- kalanan ve güvenilirliğini yitiren ÖSYM’deki personelin durumu- na el attõ. ÖSYM’de çalõşan per- sonelin farklõ üniversitelere gön- derilmesi gündeme gelirken, sav- cõlõğõn yürüttüğü soruşturmanõn sağlõklõ bir şekilde tamamlana- bilmesi için bazõ kişilerin görev- lerinin değiştirileceği belirtildi. ÖSYM’de soru hazõrlama biri- minde, başta dershane sahibi olan Gönül T. olmak üzere üyelerin görevlerinin değiştirilmesi bek- leniyor. Öte yandan YÖK’ün, 2011 yõlõnda gerçekleştirilecek kamu sõnavlarõnõn ÖSYM’den alõnmasõ için de çalõşma yürüttü- ğü belirtildi. ÖSYM’nin 2010 yõlõ içinde yapõlmasõ hedeflenen ve arala- rõnda Tõpta Uzmanlõk Sõnavõ (TUS), Üniversitelerarasõ Ya- bancõ Dil Sõnavõ (ÜDS) ve önli- sans KPSS’nin de bulunduğu 12 sõnavõn ne zaman yapõlacağõ ise belirsizliğini koruyor. ÖSYM yetkilileri, savcõlõğõn soruştur- masõ kapsamõnda kurum içinde sürdürülen çalõşmasõnõn tamam- lanmasõnõn beklenildiğini belir- tirken, bugüne kadar ertelenen sõ- navlara ilişkin hiçbir hazõrlõk ya- põlmadõğõnõ kaydetti. KPSS soruşturmasõnõ yürüten savcõ Sakõnan, ÖSYM’de ikinci kez arama yaptõ ‘Böcek’ aranıyor İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversite- si (İÜ) 2010-2011 öğretim yılı düzenlenen aka- demik törenle açıldı. Törende konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, “Dünyanın en iyi 500 üniversitesi” sıralamasında İÜ’nün 404. sırada bulunduğunu belirterek, “Bizim hedefi- miz her yıl yukarılara çıkarak ilk 100’lük dili- me ulaşmaktır” dedi. Göreve geldiği 20 aylık süreyi anlatan Rek- tör Prof. Söylet, “Üniversitemizin başarı sıra- lamasında yukarı çıkması için çok çalışmamız gerekiyor. Uluslararası tanınan sıralamalarda yükselebilmek için hem kurulumuza hem de devletimize düşen görevler var. İÜ’ye düşen görevler başlıca üç başlıkta toplanabilir. Birin- cisi ulusal ve uluslararası nitelikle öğretim üyeleri ve öğrencilere sahip olmak. İkinci gör- evimiz bol kaynak yaratmak. Üçüncü görevi- miz ise liderlik ve yönetişim konusunda yoğun ve içten bir çaba sarf etmek olmalıdır” dedi. Söylet konuşmasını Nâzım Hikmet’in “Yürü- mek” adlı şiiriyle bitirdi. Yeni öğretim yılının ilk dersini ise Nobel Fizik Ödülü sahibi Prof. Dr. Klaus von Klitzing verdi. İstanbul Üniversitesi ders başõ yaptõ FIRAT KOZOK ANKARA - Başbakanlõk, kendi personelinin yapabileceği programlarõ özel bir yapõm firma- sõndan alan, firmayla imzaladõğõ sözleşmeyi ise “ticari sır” olduğu gerekçesiyle açõklamayan TRT’ye “şeffaflık” uyarõsõnda bulundu. Haber-Sen Ankara 1 No’lu Şubesi, 14 Mart’ta TRT’ye başvurarak bugüne kadar Formula 1 sõ- ralama turlarõ ile yarõş yayõnlarõnõn öncesinde ve sonrasõndaki canlõ programlarõn kurum personeli tarafõndan yapõlmasõna karşõn, 13-14 Mart’taki yayõnlarõn bir firma aracõlõğõ ile yapõldõğõna dik- kat çekti. Sendika, TRT’ye neden böyle bir tu- tum değişikliğine gidildiğini sordu. TRT ise sen- dikaya verdiği yanõtta, firma ile yapõlan anlaşma- nõn ekonomik açõdan kurumun menfaatine oldu- ğunu savundu. Kurum, sendikanõn hizmet ya da program sa- tõn alõnmasõ için yönetim kurulu tarafõndan bir karar alõnõp alõnmadõğõ yönündeki sorusunu ise “ticari sır” gerekçesiyle yanõtsõz bõraktõ. Ku- rum, “yüklenici firma ile yapılan sözleşmeyi” ve sözleşme eklerini de yine aynõ gerekçeyle açõklamaktan kaçõndõ. Bunun üzerine yeni bir dilekçeyle TRT’ye başvuran sendika, Başba- kanlõk Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kuru- lu’nun benzer kararlarõnõ anõmsatarak, daha ön- ceki başvurusunda yer alan bilgi ve belgelerin tarafõna verilmesi talebini yineledi. Bu başvuru- sundan da yanõt alamayan sendika, çareyi Baş- bakanlõk’a başvurmakta buldu. Başvuru üzerine harekete geçen Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu, TRT’den sendikanõn talep ettiği bilgileri kendisine göndermesini ve bilgi ve belgelerin sendikaya neden açõklanmadõ- ğõ konusunda bilgi istedi. Sendikanõn başvurula- rõnõ õsrarla geri çeviren TRT, Başbakanlõk’tan ge- len talebe “hayır” diyemedi. ‘Özelşirketlesözleşmeni gizleyemezsin’ BAŞBAKANLIK TRT’Yİ UYARDI İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon dava- sõnõn tutuklu sanõklarõndan emekli Albay Ha- san Atilla Uğur, hukuka aykõrõ olarak yakala- nõp gözaltõna alõndõğõnõ, 26 aydõr cezaevinde olduğunu belirterek Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Uğur, manevi zararõnõn karşõlanmasõ için 300 bin Av- ro tazminat istedi. Emekli Albay Uğur’un avukatlarõ Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz’ün hazõrladõğõ dilekçede, 1 Temmuz 2008’de gözaltõna alõnan Uğur hak- kõndaki iddialarõn hukuka aykõrõ olarak elde edilen CD, DVD’lerdeki imzasõz yazõlara ve kim tarafõndan gönderildiği belli olmayan elektronik posta ihbarlarõna dayandõrõldõğõ kaydedildi. “Ergenekon Terör Örgütü”ne ilişkin yargõlama yapan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne, Genelkurmay Başkanlõğõ, Emniyet Genel Mü- dürlüğü, Jandarma Genel Komutanlõğõ ve MİT’ten gönderilen yazõlarda, böyle bir örgü- tün faaliyetlerine ilişkin herhangi bilgiye rast- lanmadõğõnõn belirtildiğine dikkat çekildi. Ergenekon sanığı AİHM’ye başvurdu AKP dava hazõrlõğõndaANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Başbakan Tayyip Er- doğan’la İran Cumhurbaşkanõ Mahmud Ahmedinecad’õn, “İran’ın AKP’ye 25 milyon dolar bağışta bulunması” için bir anlaşma yaptõklarõnõ ileri sürdü. İddiayõ sert bir dille eleş- tiren AKP, gazeteye ulusal ve uluslararasõ düzeyde dava aç- maya hazõrlanõyor. İran’õn An- kara Büyükelçiliği de iddiayõ, “değersiz ve komik suçlama- lar” diye niteledi. İddia, İngiliz Daily Telegraph gazetesinin internet sitesinde Com Coughlin imzalõ bir haberde yer aldõ. Haberde, Başbakan Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanõ Ahme- dinecad’õn bir anlaşma yaptõğõ öne sürüldü ve “Bu anlaşmaya göre İran AKP’ye gelecek yılki seçim kampanyasında kullanılmak üzere 25 milyon dolar kadar bir ödeme yapmayı kabul etti” de- nildi. Haberin yayõnõnõn ardõndan gazeteye hitaben bir açõklama yapan AKP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Ömer Çelik şunlarõ kay- detti: “Böyle bir olay asla ger- çekleşmediği gibi, haberiniz- deki iddialar hiçbir kanıta da- yanmamaktadır. Yalanlardan başka hiçbir şeye dayanmayan bu haberi kati olarak redde- diyor ve partimiz aleyhine ya- pılmış böylesine temelsiz ve sinsi bir iddianın gazetenizde nasıl basılmış olabileceğine da- ir derhal bir açıklama bekli- yoruz. Ayrıca acilen kamuya duyuracağınız bir özür ve dü- zeltme ile birlikte, söz konusu makalenin kamu açıklaması yapılarak web sitenizden der- hal silinmesini talep ediyoruz. Bu konuyu ulusal ve uluslar- arası mahkemelere götürme hakkımızı saklı tutuyoruz.” İran da yalanladı İran’õn Ankara Büyükelçiliği de iddialarla ilgili dün yazõlõ bir açõklama yaptõ. Açõklamada, “Söz konusu iddiaları ve suç- lamaları İran İslam Cumhuri- yeti Ankara Büyükelçiliği ola- rak kesin bir dille tekzip edi- yoruz” denildi. Açõklamada şu ifadeler yer aldõ: “Bazı özel çevrelere yakınlı- ğıyla bilinen ve bu tür düzme- ce ve yalan haberleri yayınla- mak konusunda geçmişi bulu- nan bu gazetenin, söz konusu iddia ve suçlamalarla İran ve Türkiye arasındaki dostluğa dayalı iyi komşuluk ilişkileri- ni baltalamaktan başka ama- cı bulunmamaktadır. Daily Telegraph, profesyonellik dışı bu davranışı ile gerçekte Tür- kiye halkının son olarak elde ettiği büyük başarısına gölge düşürmek istemiştir ki, böyle bir girişim gazetecilik mesleği ile bağdaşmayan etik dışı bir davranıştır.” Daily Telegraph’ın ‘İran AKP’ye 25 milyon dolar gönderdi’ iddiası ortalığı karıştırdı KAFES İDDİASI ARAŞTIRILIYOR Dershane sahibi olduğu ortaya çıkan Gönül T. ve eşi ÖSYM Bilgi İşlem Daire Başkanı Mustafa T. ile S.Ö, N.A, H.Y. adlı ÖSYM personelinin isimlerinin Kafes Eylem Planı iddiana- mesinde geçmesi üzerine söz konusu personelin bağlantıları- nı araştıran savcılık, bu kişilerin geçmişe dönük telefon ka- yıtlarını da inceleme altına aldı. Savcılığın ÖSYM’de başlat- tığı ikinci çalışmasının 5-6 gün sürebileceği kaydedildi. Er- genekon sanığı Levent Bektaş’ın işyerindeki aramada ortaya çıkan DVD’de bulunan bir dosyada, Mustafa T, Gönül T. ve diğer 3 çalışanın adı geçiyor. Bu isimlerin soruların hazır- landığı Test Geliştirme ve Araştırma bölümüne hâkim oldu- ğu, güvenlik duvarlarını rahatlıkla aşabildikleri belirtiliyor. Fotoğraf:CİHANORUÇOĞLU GAZETEDEN İKİNCİ İDDİA: İHH ARACILIK ETTİ Haber Merkezi - İngiliz The Daily Telegraph gazetesi, AKP tarafından jet hızıyla yalanla- nan “İran, Türkiye’nin iktidar partisine refe- randum kampanyasını yürütmede destek için 25 milyon dolar bağışladı” başlıklı haberinin arkasında durdu. Haberi geri çekmeyen ga- zete, Gazeteport’a, “Bizde haberler rüyada görülerek yazılmaz. Paranın ulaştırılmasına İHH aracılık etti” açıklamasını yaptı. Daily Telegraph Dış Haberler Masası’ndan Con Coughlin’in internet sitesine yaptığı açıkla- mada, “Haberimin sonuna kadar arkasında- yım. Para İranlı Ahl-Beit kuruluşu tarafın- dan İHH üzerinden Erdoğan’a ulaştırıldı” id- diasında bulundu. İHH avukatı Gülden Sön- mez Gazeteport’a, Daily Telgraph’daki habe- rin uydurma olduğu açıklamasını yaptı. Sön- mez, “İHH olarak haberde adı geçen İranlı Ehli-Beit kuruluşunu tanıyor musunuz” şek- lindeki soruya ise “Açıkçası ben şu anda ha- tırlayamadım ama bazı arkadaşlarımız tanı- yor olabilir bu kuruluşu” yanıtını verdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear