Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Şu yanıtı verdiler:
“Askerliğe uygun değilsin.”
Derken I. Dünya Savaşı patladı. Herkes askere...
Gönüllü olarak Bavyera Piyade Alayı’na katıldı.
Savaş bittiğinde hastanedeydi. Almanya’nın
kaybetmesine kahroldu.
Siyasete adım attı. Nazi Partisi’ne katıldı.
Siyasette güçlü olmak için kendince iki yol çıkardı:
Etkin propaganda ve saldırganlık...
Parti içinde tartışılan bu yöntem kabul gördü.
Hitler 32 yaşında sınırsız yetkiyle partinin genel
başkanlığına getirildi.
O dönem Weimar Cumhuriyeti’ne karşı halkın
hoşnutsuzluğunu arkasına aldı. Münih’te ünlü
Hofbrauhaus birahane salonunda iktidarı ele
geçirme yöntemlerini açıkladı. Tutuklandı. Hapiste
kaldığı 9 ayda Mein Kampf (Kavgam) kitabının
birinci cildini yazdı.
Çıkınca partisinin başına daha güçlü geçti. Her
yöntemi kullanıp halkı arkasına aldı.
1930 seçimlerinde ikinci parti oldu. 1932’de
sanayi çevrelerinin baskı yapmasını sağlayarak
başbakanlık koltuğuna oturdu.
Başbakanlık koltuğunda ilk işlerinden biri şu oldu:
Büyük çaplı tutuklamalar!
Bunun için parlamento binasını yakıp
sorumluluğu solculara yıkmak gibi akla gelebilecek
her türlü komployu denedi.
1934’te daha da güçlü lider olmak için genel
seçimler yerine referanduma gitti. Şunu oylattı:
Önder ve şansölye unvanları birleştirilsin.
Almanya’yı çok güçlü bir lider yönetsin. Buna evet
mi hayır mı?
Her türlü propaganda ve yönlendirme kullanıldı.
Yüzde 90 evet çıktı.
Sonrası malum... 1945’e dek Almanya otoriter bir
polis devleti kıskacında kaldı.
Konu Avrupa’dan açılmışken bir örnek daha
verelim...
Portekiz’i 36 yıl diktatörce yöneten Antonio de
Oliveria Salazar, hukuk fakültesi mezunu, iktisat
dersleri veren bir akademisyendi.
1926’daki darbenin ardından önce maliye
bakanlığı sonra başbakanlık koltuğuna oturdu.
Başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk işi şu
oldu:
Yeni devlet... Yeni anayasa...
Yeni anayasanın ruhu şuydu:
Başbakanın yetkilerinin arttırılması ve görevden
alınmasının zorlaştırılması!
Artık Salazar’ı bir kişi görevden alabilirdi:
Vücudu!
1968’de felç geçirince başbakanlık koltuğunu
terk etmek zorunda kaldı.
Dünya siyasi tarihi göstermektedir ki; bir
başbakan göreve gelince, mutabakat falan
aramadan “ille de yeni anayasa” diye tutturmaya
başlamışsa, bütün değişiklikleri kendisi için istiyor
demektir.
Diktatörlük zihniyetinin askeri-sivili yoktur. Her
kesimden çıkabilir.
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Batılılaşma hamlesi olarak niteliyor, sonucu AB
normlarına uymanın bir kanıtı diye alkışlıyorlar.
Ama Batı basını, örneğin Kürt sorunu ile uğraştığı
kadar... RTE’nin anayasa değişikliğini getirmeden
önceki süreçte yargıya açtığı ölçüsüz, düşmanca
savaşı inceleme gereğini duymuyor.
RTE’nin iki, üç yıl yargıyı eleştirmenin de ötesinde,
aşağılayan demeçlerini, girişimlerini gözden
geçirseler… Gerçeği görebilirler. Ama nafile!
Batı basınının anlamadığı gerçek şu:
RTE, yargıyı denetim altına almayı amaçlayan
maddeleri AB’nin ve Batı’nın karşı çıkamayacağı
biçimde tezgâhladı.
Ancak; RTE anayasadaki yeni maddeleri
uygularken; AKP amaçlarına uyacak, icraatına karşı
çıkmayacak hâkim ve savcıları özenle seçecek veya
ilgili kurullara seçilmelerini sağlayacak. Kısa
sürede yargıyı da dikensiz gül bahçesine çevirecek!
Batı basını ve siyaset dünyası Başbakan’ın kâğıt
üzerindeki demokratik görüntü ile kafasındaki otoriter
rejime yönelik olası uygulamaların çakışmadığını er
veya geç anlayacaklar ama… İş işten geçmiş olacak!
Türkiye’deki demokrasi Türkiye’ye özgüdür deyip
avunacaklar mı?
Türkiye’nin “telkinlerine” açık ülke olduğuna
inanan, Türkiye ile stratejik ortaklıktan da ileriye
ilişkiler kuran şu ABD’ye baksınlar!
İkinci kezdir Washington’da Türkiye’yi masaya
yatırdılar. Örneğin Ortadoğu, İran ve İsrail
politikalarında ABD’ye ve ulusal yararlarına ters
düşen Türkiye’ye nasıl politika uygulayacaklarını...
Yukarı tükürseler bıyık, aşağı tükürseler sakal
hesabı; ne yapacaklarını araştırıp arpacı kumrusu
gibi düşünüyorlar.
Başkan Obama işi gücü bırakıp referandumda
evet çıktığı gece, aman geç kalmayayım diye RTE’yi
neden arayıp kutluyor?
Diğer kimi devlet adamları kutlama yarışında
kuyruk oluşturmuş; yarınlarda başkan olur, tek adam
olur diye RTE’nin sırtını okşuyor.
Örneğin tek bir Batı gazetesi: 12 Eylül gecesi
RTE’nin özenle “Atlantik ötesinden gelen Feto
desteğine” neden teşekkür ettiğini…
…son yıllarda her seçimde ve son olarak
referandumda din, tarikat, cemaat
faktörlerinin oynadığı rolü araştırdı mı?
Batı kaynakları Feto’nun yılda 5 milyar dolarlık
geliriyle Türk sosyal ve siyasal yaşamında giderek
güçlendiğinden, hatta devlete egemen olduğundan
söz ediyor.
Din uyruklu bir Cumhuriyet; -görünen köy kılavuz
istemez- gerçekleşirse?
RTE’nin azmettiği rejim de budur.
O zaman Batı basını da, Batı’daki demokrasiler de
kıçlarına kına yaksınlar!
AKP Genel Başkanı’nın gözde yardımcılarından
Ömer Çelik; geçende başkanlık sistemine karşı
çıkanları payladı.
Rejim değişmiyor ki ne var heyecanlanacak?
Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş
tartışılıyor, dedi...
Olası hedefleri yutturmak için AKP’nin her zaman
kullandığı ağız!
Oysa yersen rafta dolma var:
Sistem değişikliği adı altında bal gibi rejim
değişikliği!
Daha trafik sorununu çözememiş; araç
sürücülerinin kırmızı yandığında durup yeşili
beklemeleri gerektiğini sindiremediği… 12 Eylül
günü ışıklara riayet etmeyerek çarpışan iki araçtan
birinin yüzden fazla trafik cezasına çarptırıldığı
saptanan şoförünün hâlâ trafiğe çıkmasının
yasaklanmadığı ve sonuçta 13 insanın canına mal
olan kazaların yaşandığı…
…Fransa’da peçe çarşaf, diğer kimi ülkelerde
türban; üstelik parlamentolar veya
hükümetler tarafından yasaklanırken… Türkiye’yi
yönetenlerin çarşafa da, peçeye de, türbana haydi
haydi ruhsat tanıdığı bu ülkede…
...din kökenli bir başkanla laik Cumhuriyet sistemin
erdeminden söz etmek… Kara mizah gibi bir şey...
Yoksa değil mi?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 16 EYLÜL 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Eylül
Oslo Y 13
Helsinki Y 15
Stockholm Y 15
Londra Y 17
AmsterdamY 16
Brüksel Y 17
Paris Y 19
Bonn Y 19
Münih Y 18
Berlin Y 16
Budapeşte Y 20
Madrid PB 25
Viyana Y 20
Belgrad PB 28
Sofya B 23
Roma PB 27
Atina PB 29
Zürih Y 18
Moskova PB 21
Aşkabat A 21
Taşkent A 19
Bakû A 26
Bişkek A 20
Tiflis A 25
Kahire B 33
Şam B 35
İstanbul B 26
Edirne B 29
Kocaeli B 29
Çanakkale B 27
İzmir B 30
Manisa B 32
Denizli B 33
Zonguldak PB 24
Sinop PB 25
Samsun PB 26
Trabzon Y 26
Giresun PB 25
Ankara B 31
Eskişehir B 28
Konya B 29
Sıvas B 27
Antalya B 32
Adana B 35
Mersin B 34
Diyarbakır B 36
Şanlıurfa B 35
Mardin B 32
Siirt B 34
Hakkâri B 29
Van B 23
Kars PB 25
Yurdun kuzey
kesimleri parçalı
çok bulutlu,
Trabzon, Rize ve
Artvin çevreleri
sağanak ve
gökgürültülü
sağanak diğer
yerler az bulutlu
ve açık geçecek.
Hava sıcaklığı
kuzey ve iç
kesimlerde 1 ila
3 derece
artacak.
MAHMUT LICALI
ANKARA - Ankara Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ, ÖSYM’de 31
Ağustos 2010’da başlattõğõ ve
yaklaşõk 2 hafta süren bilgisayar
incelemelerinin tamamlanmasõn-
dan 2 gün sonra dün yeni bir in-
celeme daha başlattõ.
Soruşturmayõ yürüten Savcõ
Şadan Sakınan, dün sabah saat-
lerinde Ankara Emniyet Müdür-
lüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suç-
larla Mücadele Şube Müdürlü-
ğü’nde görevli polis memurlarõyla
ÖSYM’nin binasõna geldi. Savcõ
Sakõnan, ÖSYM Başkanõ Prof.
Ünal Yarımağan’dan sorularõn
hazõrlanmasõ ve personel hak-
kõnda bilgi aldõ. Sakõnan,
ÖSYM’de çalõşan bazõ kişilerin de
sõnav sorularõnõn hazõrlanmasõ,
basõmõ ve dağõtõmõ gibi bazõ tek-
nik konulara ilişkin ifadelerine
başvurdu. Emniyet güçlerinin de
ÖSYM içinde, Yarõmağan’õn gün-
deme getirdiği “telekulak id-
dialarına” karşõ böcek aramasõ
yaptõğõ iddia edildi.
Edinilen bilgiye göre savcõ Sa-
kõnan’õn bizzat katõldõğõ çalõşma,
sorularõn merkezin içinden biri ya
da birileri tarafõndan sõzdõrõldõğõ
şüphelerinin artmasõ üzerine ger-
çekleştirildi. ÖSYM bilgisayar-
larõnda yapõlan inceleme kapsa-
mõnda sorularõ sõzdõrdõğõndan
şüphelenilen ve ÖSYM persone-
li olan 20 kişi üzerinde duruldu-
ğu öğrenildi. Sorularõn ÖSYM’de
özellikle de test hazõrlama biri-
minde görevli kişiler aracõlõğõyla
sõzdõrõlmasõ ihtimalini öncelikli
olarak araştõrdõğõ belirtildi.
Sakõnan, ÖSYM binasõndan
ayrõlarak YÖK Denetleme Kurulu
Başkanõ Mustafa Solak ile
görüştü. Yaklaşõk yarõm saat
YÖK’te kalan Sakõnan, ÖSYM
binasõna girerken gazetecilere
açõklama yaptõ. Sakõnan, savcõlõk
soruşturmasõnõn gizli olduğunu
belirterek, soruşturma içeriğine
yönelik bilgi vermesinin mümkün
olmadõğõnõ söyledi. Sakõnan, “Ge-
niş çaplı bir inceleme yapıyo-
ruz” dedi. Kurum içinde böcek
aramasõ yapõldõğõ yönündeki bil-
gilerin belirtilmesi üzerine Sakõ-
nan, geniş çaplõ bir inceleme yap-
tõklarõnõ yineledi.
Personel dağıtılıyor
YÖK de soruşturma devam
ederken kopya iddialarõyla çal-
kalanan ve güvenilirliğini yitiren
ÖSYM’deki personelin durumu-
na el attõ. ÖSYM’de çalõşan per-
sonelin farklõ üniversitelere gön-
derilmesi gündeme gelirken, sav-
cõlõğõn yürüttüğü soruşturmanõn
sağlõklõ bir şekilde tamamlana-
bilmesi için bazõ kişilerin görev-
lerinin değiştirileceği belirtildi.
ÖSYM’de soru hazõrlama biri-
minde, başta dershane sahibi olan
Gönül T. olmak üzere üyelerin
görevlerinin değiştirilmesi bek-
leniyor. Öte yandan YÖK’ün,
2011 yõlõnda gerçekleştirilecek
kamu sõnavlarõnõn ÖSYM’den
alõnmasõ için de çalõşma yürüttü-
ğü belirtildi.
ÖSYM’nin 2010 yõlõ içinde
yapõlmasõ hedeflenen ve arala-
rõnda Tõpta Uzmanlõk Sõnavõ
(TUS), Üniversitelerarasõ Ya-
bancõ Dil Sõnavõ (ÜDS) ve önli-
sans KPSS’nin de bulunduğu 12
sõnavõn ne zaman yapõlacağõ ise
belirsizliğini koruyor. ÖSYM
yetkilileri, savcõlõğõn soruştur-
masõ kapsamõnda kurum içinde
sürdürülen çalõşmasõnõn tamam-
lanmasõnõn beklenildiğini belir-
tirken, bugüne kadar ertelenen sõ-
navlara ilişkin hiçbir hazõrlõk ya-
põlmadõğõnõ kaydetti.
KPSS soruşturmasõnõ yürüten savcõ Sakõnan, ÖSYM’de ikinci kez arama yaptõ
‘Böcek’ aranıyor
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversite-
si (İÜ) 2010-2011 öğretim yılı düzenlenen aka-
demik törenle açıldı. Törende konuşan İÜ
Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, “Dünyanın en
iyi 500 üniversitesi” sıralamasında İÜ’nün 404.
sırada bulunduğunu belirterek, “Bizim hedefi-
miz her yıl yukarılara çıkarak ilk 100’lük dili-
me ulaşmaktır” dedi.
Göreve geldiği 20 aylık süreyi anlatan Rek-
tör Prof. Söylet, “Üniversitemizin başarı sıra-
lamasında yukarı çıkması için çok çalışmamız
gerekiyor. Uluslararası tanınan sıralamalarda
yükselebilmek için hem kurulumuza hem de
devletimize düşen görevler var. İÜ’ye düşen
görevler başlıca üç başlıkta toplanabilir. Birin-
cisi ulusal ve uluslararası nitelikle öğretim
üyeleri ve öğrencilere sahip olmak. İkinci gör-
evimiz bol kaynak yaratmak. Üçüncü görevi-
miz ise liderlik ve yönetişim konusunda yoğun
ve içten bir çaba sarf etmek olmalıdır” dedi.
Söylet konuşmasını Nâzım Hikmet’in “Yürü-
mek” adlı şiiriyle bitirdi. Yeni öğretim yılının
ilk dersini ise Nobel Fizik Ödülü sahibi Prof.
Dr. Klaus von Klitzing verdi.
İstanbul Üniversitesi ders başõ yaptõ
FIRAT KOZOK
ANKARA - Başbakanlõk, kendi personelinin
yapabileceği programlarõ özel bir yapõm firma-
sõndan alan, firmayla imzaladõğõ sözleşmeyi ise
“ticari sır” olduğu gerekçesiyle açõklamayan
TRT’ye “şeffaflık” uyarõsõnda bulundu.
Haber-Sen Ankara 1 No’lu Şubesi, 14 Mart’ta
TRT’ye başvurarak bugüne kadar Formula 1 sõ-
ralama turlarõ ile yarõş yayõnlarõnõn öncesinde ve
sonrasõndaki canlõ programlarõn kurum personeli
tarafõndan yapõlmasõna karşõn, 13-14 Mart’taki
yayõnlarõn bir firma aracõlõğõ ile yapõldõğõna dik-
kat çekti. Sendika, TRT’ye neden böyle bir tu-
tum değişikliğine gidildiğini sordu. TRT ise sen-
dikaya verdiği yanõtta, firma ile yapõlan anlaşma-
nõn ekonomik açõdan kurumun menfaatine oldu-
ğunu savundu.
Kurum, sendikanõn hizmet ya da program sa-
tõn alõnmasõ için yönetim kurulu tarafõndan bir
karar alõnõp alõnmadõğõ yönündeki sorusunu ise
“ticari sır” gerekçesiyle yanõtsõz bõraktõ. Ku-
rum, “yüklenici firma ile yapılan sözleşmeyi”
ve sözleşme eklerini de yine aynõ gerekçeyle
açõklamaktan kaçõndõ. Bunun üzerine yeni bir
dilekçeyle TRT’ye başvuran sendika, Başba-
kanlõk Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kuru-
lu’nun benzer kararlarõnõ anõmsatarak, daha ön-
ceki başvurusunda yer alan bilgi ve belgelerin
tarafõna verilmesi talebini yineledi. Bu başvuru-
sundan da yanõt alamayan sendika, çareyi Baş-
bakanlõk’a başvurmakta buldu.
Başvuru üzerine harekete geçen Bilgi Edinme
ve Değerlendirme Kurulu, TRT’den sendikanõn
talep ettiği bilgileri kendisine göndermesini ve
bilgi ve belgelerin sendikaya neden açõklanmadõ-
ğõ konusunda bilgi istedi. Sendikanõn başvurula-
rõnõ õsrarla geri çeviren TRT, Başbakanlõk’tan ge-
len talebe “hayır” diyemedi.
‘Özelşirketlesözleşmeni
gizleyemezsin’
BAŞBAKANLIK TRT’Yİ UYARDI
İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon dava-
sõnõn tutuklu sanõklarõndan emekli Albay Ha-
san Atilla Uğur, hukuka aykõrõ olarak yakala-
nõp gözaltõna alõndõğõnõ, 26 aydõr cezaevinde
olduğunu belirterek Avrupa İnsan Haklarõ
Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Uğur,
manevi zararõnõn karşõlanmasõ için 300 bin Av-
ro tazminat istedi.
Emekli Albay Uğur’un avukatlarõ Celal Ülgen ve
Hüseyin Ersöz’ün hazõrladõğõ dilekçede, 1
Temmuz 2008’de gözaltõna alõnan Uğur hak-
kõndaki iddialarõn hukuka aykõrõ olarak elde
edilen CD, DVD’lerdeki imzasõz yazõlara ve
kim tarafõndan gönderildiği belli olmayan
elektronik posta ihbarlarõna dayandõrõldõğõ
kaydedildi.
“Ergenekon Terör Örgütü”ne ilişkin yargõlama
yapan İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne,
Genelkurmay Başkanlõğõ, Emniyet Genel Mü-
dürlüğü, Jandarma Genel Komutanlõğõ ve
MİT’ten gönderilen yazõlarda, böyle bir örgü-
tün faaliyetlerine ilişkin herhangi bilgiye rast-
lanmadõğõnõn belirtildiğine dikkat çekildi.
Ergenekon sanığı
AİHM’ye başvurdu
AKP dava hazõrlõğõndaANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İngiliz Daily Telegraph
gazetesi, Başbakan Tayyip Er-
doğan’la İran Cumhurbaşkanõ
Mahmud Ahmedinecad’õn,
“İran’ın AKP’ye 25 milyon
dolar bağışta bulunması” için
bir anlaşma yaptõklarõnõ ileri
sürdü. İddiayõ sert bir dille eleş-
tiren AKP, gazeteye ulusal ve
uluslararasõ düzeyde dava aç-
maya hazõrlanõyor. İran’õn An-
kara Büyükelçiliği de iddiayõ,
“değersiz ve komik suçlama-
lar” diye niteledi.
İddia, İngiliz Daily Telegraph
gazetesinin internet sitesinde Com
Coughlin imzalõ bir haberde yer
aldõ. Haberde, Başbakan Erdoğan
ile İran Cumhurbaşkanõ Ahme-
dinecad’õn bir anlaşma yaptõğõ öne
sürüldü ve “Bu anlaşmaya göre
İran AKP’ye gelecek yılki seçim
kampanyasında kullanılmak
üzere 25 milyon dolar kadar bir
ödeme yapmayı kabul etti” de-
nildi. Haberin yayõnõnõn ardõndan
gazeteye hitaben bir açõklama
yapan AKP Genel Başkan Yar-
dõmcõsõ Ömer Çelik şunlarõ kay-
detti: “Böyle bir olay asla ger-
çekleşmediği gibi, haberiniz-
deki iddialar hiçbir kanıta da-
yanmamaktadır. Yalanlardan
başka hiçbir şeye dayanmayan
bu haberi kati olarak redde-
diyor ve partimiz aleyhine ya-
pılmış böylesine temelsiz ve
sinsi bir iddianın gazetenizde
nasıl basılmış olabileceğine da-
ir derhal bir açıklama bekli-
yoruz. Ayrıca acilen kamuya
duyuracağınız bir özür ve dü-
zeltme ile birlikte, söz konusu
makalenin kamu açıklaması
yapılarak web sitenizden der-
hal silinmesini talep ediyoruz.
Bu konuyu ulusal ve uluslar-
arası mahkemelere götürme
hakkımızı saklı tutuyoruz.”
İran da yalanladı
İran’õn Ankara Büyükelçiliği
de iddialarla ilgili dün yazõlõ bir
açõklama yaptõ. Açõklamada,
“Söz konusu iddiaları ve suç-
lamaları İran İslam Cumhuri-
yeti Ankara Büyükelçiliği ola-
rak kesin bir dille tekzip edi-
yoruz” denildi. Açõklamada şu
ifadeler yer aldõ:
“Bazı özel çevrelere yakınlı-
ğıyla bilinen ve bu tür düzme-
ce ve yalan haberleri yayınla-
mak konusunda geçmişi bulu-
nan bu gazetenin, söz konusu
iddia ve suçlamalarla İran ve
Türkiye arasındaki dostluğa
dayalı iyi komşuluk ilişkileri-
ni baltalamaktan başka ama-
cı bulunmamaktadır. Daily
Telegraph, profesyonellik dışı
bu davranışı ile gerçekte Tür-
kiye halkının son olarak elde
ettiği büyük başarısına gölge
düşürmek istemiştir ki, böyle
bir girişim gazetecilik mesleği
ile bağdaşmayan etik dışı bir
davranıştır.”
Daily Telegraph’ın ‘İran AKP’ye 25 milyon dolar gönderdi’ iddiası ortalığı karıştırdı
KAFES İDDİASI ARAŞTIRILIYOR
Dershane sahibi olduğu ortaya çıkan Gönül T. ve eşi ÖSYM
Bilgi İşlem Daire Başkanı Mustafa T. ile S.Ö, N.A, H.Y. adlı
ÖSYM personelinin isimlerinin Kafes Eylem Planı iddiana-
mesinde geçmesi üzerine söz konusu personelin bağlantıları-
nı araştıran savcılık, bu kişilerin geçmişe dönük telefon ka-
yıtlarını da inceleme altına aldı. Savcılığın ÖSYM’de başlat-
tığı ikinci çalışmasının 5-6 gün sürebileceği kaydedildi. Er-
genekon sanığı Levent Bektaş’ın işyerindeki aramada ortaya
çıkan DVD’de bulunan bir dosyada, Mustafa T, Gönül T. ve
diğer 3 çalışanın adı geçiyor. Bu isimlerin soruların hazır-
landığı Test Geliştirme ve Araştırma bölümüne hâkim oldu-
ğu, güvenlik duvarlarını rahatlıkla aşabildikleri belirtiliyor.
Fotoğraf:CİHANORUÇOĞLU
GAZETEDEN İKİNCİ İDDİA: İHH ARACILIK ETTİ
Haber Merkezi - İngiliz The Daily Telegraph
gazetesi, AKP tarafından jet hızıyla yalanla-
nan “İran, Türkiye’nin iktidar partisine refe-
randum kampanyasını yürütmede destek için
25 milyon dolar bağışladı” başlıklı haberinin
arkasında durdu. Haberi geri çekmeyen ga-
zete, Gazeteport’a, “Bizde haberler rüyada
görülerek yazılmaz. Paranın ulaştırılmasına
İHH aracılık etti” açıklamasını yaptı. Daily
Telegraph Dış Haberler Masası’ndan Con
Coughlin’in internet sitesine yaptığı açıkla-
mada, “Haberimin sonuna kadar arkasında-
yım. Para İranlı Ahl-Beit kuruluşu tarafın-
dan İHH üzerinden Erdoğan’a ulaştırıldı” id-
diasında bulundu. İHH avukatı Gülden Sön-
mez Gazeteport’a, Daily Telgraph’daki habe-
rin uydurma olduğu açıklamasını yaptı. Sön-
mez, “İHH olarak haberde adı geçen İranlı
Ehli-Beit kuruluşunu tanıyor musunuz” şek-
lindeki soruya ise “Açıkçası ben şu anda ha-
tırlayamadım ama bazı arkadaşlarımız tanı-
yor olabilir bu kuruluşu” yanıtını verdi.