23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 MAYIS 2010 SALI 14 SAĞLIK ŞULE KÖKTÜRK Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derrneği (TJOD) Saymanõ Prof. Dr. Süleyman Akhan, çocuk ve ergenlerde, jinekolojik sorunlarõn ele alõnmasõnõn Türkiye’de henüz “emekleme” aşamasõnda olduğunu; bu nedenle de yanlõş tedavi edile- bildiğini vurguladõ. Akhan tedavi- nin, pediatrik endokrinolog, ürolog ve cerrahla birlikte bir ekip çalõş- masõ halinde yapõlmasõ gerektiğini vurguladõ. ‘Enfeksiyona açık’ TJOD’un 8’inci Antalya Be- lek’teki Susesi Otel’de düzenlenen kongresi kapsamõnda sorularõmõzõ yanõtlayan Prof. Dr. Akhan, polikl- niklere getirilen kõz çocuklarõnõn yüzde 70’inde vajinal akõntõ sorunu olduğuna işaret etti. ‘Antibiyotik son çare’ Çocuklarõnõn doğal savunma me- kanizmalarõnõn olmamasõ nedeniyle her türlü enfeksiyona açõk olduğu- nu dile getiren Akhan, “Tedavisi de son derece güçtür ve Türki- ye’de tedavisi bilinmiyor. Hemen antibiyotik veriliyor ancak anti- biyotik vermek en son düşünüle- cek şeydir. Vajinal kültür almak gerekiyor. Annelerin ‘ilerde do- ğurganlõğõnõ etkiler mi’ diye endi- şelenmelerine gerek yok, yalnız kız çocuğu için hijyen açısından tatsız bir durumdur” dedi. Kõz çocuklarõnda vajinal kana- malar olabileceğinin de altõnõ çizen Akhan, bunun östrojen hormonu salgõlanmasõna neden olan bir tü- mör nedeniyle görülebileceğini, pe- diatrik endokrinologla birlikte de- ğerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Yabancõ cismin de rastlanan sorun- lar arasõnda olduğuna işaret eden Prof. Dr. Akhan, hijyen eksikliği ya da aşõrõ hijyenin kõz çocuklarõnda sorunlara yol açacağõna işaret etti. Düzensiz adet kanamaları Prof. Dr. Akhan, ergen kõz ço- cuklarõnda ise en sõk düzensiz âdet kanamalarõnõn görüldüğüne dikkati çekerek, hekim tarafõndan hemen doğum kontrol hapõ tedavisine baş- vurulmasõnõn burada önemli bir so- run olduğunu vurguladõ. Akhan vajinal akõntõ ve polikistik over sendromlarõnõn ise ergen kõz- larda sõk rastlanan sorunlar olduğu- na işaret etti. ? 16-18 yaşlarında jinekoloğa götürülmeli. ? 14 yaşõnda ikincil seks karakterleri (göğüslerin geli- şimi, tüylenme gibi) gelişmediyse ve âdet görmü- yorsa hekime götürülmeli. ? 16 yaşında ikincil seks karakterleri varsa ve hâlâ âdet görmediyse hekime götürülmeli. ? Polikistik over sendromu ise ve kiloluysa kilo almamalõ, kilosunu korumalõ. AİLELERE UYARILAR Türkiye’nin çocuk ve ergen jinekolojisinde emekleme aşamasõnda olduğu belirtildi Yanlõştedaviyedikkat ŞULE KÖKTÜRK KIBRIS - Sağlõk ekonomisti Doç. Dr. Ha- kan Yılmaz’õn yaptõğõ çalõşmaya göre, top- lam sağlõk harcamalarõ 2002-2007 yõllarõ ara- sõnda 5 katrilyondan 40 katrilyon liraya çõktõ ve AKP iktidarõ döneminde en çok yasal dü- zenleme sağlõk alanõnda yapõldõ. Buna karşõn, sağlõk sisteminin “kaotik” bir durumda oldu- ğunu ve düzene oturtulmasõ yönünde bir adõm görmediklerini vurgulayan uzmanlar, kaygõlõ olduklarõnõ belirtiyorlar. 25. ANKEM (Antibiyotik ve Kemoterapi) Kongresi, 28 Nisan - 2 Mayõs tarihleri arasõn- da Kõbrõs Bafra’daki Kaya Artemis Otel’de gerçekleştirildi. Sağlõk sistemindeki kaos hali kongreye katõlan uzmanlarõn en çok tartõştõğõ konu oldu. Gazi Üniversi- tesi Enfeksiyon Hastalõklarõ ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalõ öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, Türkiye’deki 2002 ve 2007 yõllarõ arasõnda, sağlõktaki 7 kat artõşõn yüzde 80’inin it- hal ilaç ve teknolojiye har- candõğõnõ ifade ederek, önemli bir kõsmõnõn da dev- let hastanelerindeki perfor- mansa dayalõ ödemeler olduğunu söyledi. Şenol, Türkiye’nin OECD’den “koruyucu sağlık hizmetlerine yeterince para ayırmı- yorsunuz” şeklinde bir uyarõ aldõğõnõ söyle- di. Özel-kamu tüm kurumlarõn büyük bir borç yükü altõnda bulunduğunu ve bu kurum- larõn ödeme güçlerinin olmadõğõnõ vurgula- yan Şenol, “Onun için bütün kurumlar bı- çak sırtında” dedi. SGK’nin sağlõk ödeme- sindeki payõnõn bütün kõsõntõlara rağmen, yüzde 40’tan yüzde 55’e çõktõğõnõ anõmsatan Şenol, şöyle konuştu: “SGK’nin borcu kâ- ğıt üzerindedir, bu sağlık kurumları için de büyük bir risk oluşturmaktadır.” HARCAMAARTTIKAOSSÜRÜYOR ‘Sağlõk kurumlarõ bõçaksõrtõnda’ İstanbul Haber Servisi - Üstü örtülmeden iki saatten fazla açõkta kalan besinler toksin (zehir) üretmeye başlayarak gõda zehirlenmesi- ne yol açõyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalõklarõ Uzmanõ Doç. Dr. Me- ral Sönmezoğlu, bir besin alõndõktan kõsa bir süre sonra şiddetli bulan- tõ, kusma, karõn ağrõlarõ ve ishalle ortaya çõkan tablonun zehirlenme ol- duğuna işaret ederek şu bilgileri verdi: “Kişi şid- detli bir karın ağrısıyla uyanır ve fışkırır tarzda kusar. Kusmak son de- rece iyidir. Çünkü, besin bağırsaklara geçmeden dışarı atılır. Bu bakteri- lerin bazıları safrakese- sinde taşıyıcılığa yol açabilir. Bu nedenle er- ken tedavi için istirahat, ikincisi bol su iç- mek gerekir. Pişmiş sebze ve beyaz ekmek yiyin. İshal ve kusmayı durduran ilaç alma- yın. Hemen bir hastaneye başvurun. Tedavi edilmediği takdirde ölüme neden olabilir.” SİBEL BAHÇETEPE Ekonomik kriz, kamunun başta muayeneha- neler olmak üzere özel sağlõk kurumlarõndan hizmet satõn alõmõnõn durdurulmasõ, Türk Diş Hekimleri Odasõ (TEB) tarafõndan belirlenen asgari ücret tarifesinin Sağlõk Bakan- lõğõ tarafõndan 2007 yõlõndan beri onaylanmamasõ ve tarifenin yenilene- memesi gibi durumlarõn diş hekimle- rinde ciddi ekonomik kayõplara neden olduğu belirtildi. İstanbul Diş Hekim- leri Odasõ’nõn yeni başkanõ Kadir Gökmen Öğüt, ülkemizin yüzde 80’inde ciddi ağõz ve diş sağlõğõ prob- lemi olduğunu, AKP hükümetinin ağõz ve diş sağlõğõnõ genel sağlõktan ayrõ gördüğü ve yeterli önemi göster- mediğini söyledi. Diş hekimlerinin sorunlarõnõ iletecek yet- kili bir makam bulamadõklarõndan yakõnan Öğüt, 4-5 yõl önce adõmlarõ atõlan kamunun özelden hizmet satõn alõnmasõnõn Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Ömer Dinçer tara- fõndan durdurulduğunu anõmsatarak, “Bu durum diş hekimlerinde ve uzun süredir muayanehaneler ve özel sağlık kurumla- rından hizmet almayı bekleyen halkta da büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Bu hizmeti bekleyen halk uzun sü- re diş hekimine gitmedi, muayene- lerde işgücü, hasta ve ekonomik kayıplar oluştu” diye konuştu. Davayı kazandık Öğüt özetle şunlarõ söyledi: “Sağ- lık Bakanlığı’na diş hekimliğinin fiyat tarifesini onaylamadığı için açılan dava da kazanıldı. Uygulan- ması için konunun takipçisi olaca- ğız. Gereksiz diş hekimliği fakültesi açıl- masını da engelleyeceğiz. Diş hekimleri psikolojik ve fiziksel olarak ciddi sorun- larla da karşı karşıya.” İstanbul Haber Servisi - Daha anne kar- nõndayken yanlõş ve dengesiz beslenme ile- ride çok sayõda hastalõğõn ortaya çõkmasõna neden oluyor. Çocuk sağlõğõ ve hastalõklarõ uzmanlarõ, yanlõş beslenme sonucunda ke- mik erimesi, kalp ve damar hastalõklarõ, yüksek tansiyon, yumurtalõk kistleri, aşõrõ kõllanma, hatta kanser gibi hastalõklara ne- den olabileceğini söylüyorlar. Universal Hospital Kadõköy Çocuk Sağlõ- ğõ ve Hastalõklarõ Kliniği’nden Uzm. Dr. Hale Usluer Gönüllü, annenin şişman ve kolesterol düzeylerinin yüksek olmasõnõn çocukta kalp ve damar hastalõklarõna neden olduğunu, yumurtalõk kistleri gelişme riski- ni arttõrdõğõnõ ifade ederek, “Düşük ağırlıklı bebekler, ileri yaşlarda tip 2 diyabet, şiş- manlık, kalp damar hastalıkları ve yük- sek tansiyon gibi hastalıklara yakalanabi- lirler. Gebeyken enerjisi ve yağı fazla gı- daları tüketmek doğru değildir” dedi. Şiş- manlõğõn, erken ergenliğe yol açarak boy kõ- salõğõna, kõzlarda yumurtalõk kistleri, aşõrõ kõllanma ve adet düzensizliği gibi hormonal sorunlara neden olabileceğini vurgulandõ. ‘AKP diş sağlığına önem vermiyor’ Dengesiz beslenme hastalık habercisi İkisaataçıktakalan gıda zehirliyor İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi İstanbul Tõp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi Bilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu, Türkiye’de bir sõnõfa girildiğinde 100 öğrenciden 40’õnõn boğazõnda, üst solunum yolu enfeksiyonu- na yol açan BETA diye bilinen bakteri bulunduğu- nu, bunun da tedavi edilmediği takdirde geri dönü- şü olmayan kalp hastalõğõna yol açtõğõnõ söyledi. Virüs ve bakteri enfeksiyonlarõnõn ardõndan kalp rahatsõzlõklarõ gelişebileceğine dikkati çeken Öme- roğlu, bu hastalõklardan bazõlarõndan sonra, 2 ya- şõndaki çocuğun kalbinin 70 yaşõndaki bir insanõnki gibi olabildiğini söyledi. Ömeroğlu, ailenin bir çocuğun boğazõ ağ- rõdõğõnda, yutkunma güçlüğü ve ateşi olduğunda muhakkak bir hekime götürmesi ve heki- min de bu enfeksiyonun Beta olduğunu tanõmasõ gerektiğini ifade ederek “Boğazın üzerin- de kıpkırmızı görüntü ve üzerinde beyaz beyaz yalancı zar görüntüsü olur. 20 dakika- da sonuç verecek Beta testi yapılıyor. Pozitifse 10 gün penisilin grubu antibiyotik verilmesi bir kişiyi romatizmadan tamamen korur” diye ko- nuştu. Prof. Dr. Ömeroğlu, virüslerin çok önemli bir kõsmõnõn da kalp kasõnõ sevdiğini belirterek özel- likle iki yõlda bir salgõnlar yapan adenovirüsün ciddi tehlike oluşturduğunu söyledi. Adenovirüs bulaşan 100 kişiden 7’sinde miyokardit (kalp kasõ iltihabõ) olduğunu anlatan Ömeroğlu, miyokarditin birkaç gün içinde ölüme dahi yol açabileceğine dikkat çekti. Ömeroğlu, korunmak için vücut di- rencini güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kadın kalbi alarm veriyor İstanbul Haber Servisi - Avrupa’da kadõnlarda kalp damar hastalõklarõndan ölüm- lerin sayõsõ, erkekleri geçti. Kadõnlarda kalp hastalõklarõndan ölüm- lerin oranõ yüzde 55’e ulaştõ. TKD Başkan Yardõmcõsõ Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, ka- dõnlarda görülen kalp damar hastalõklarõnda- ki artõş nedeniyle Av- rupa Kardiyoloji Der- neği’nin “Kadõn Kal- binde Kõrmõzõ Alarm” isimli bir proje başlat- tõğõnõ belirterek kendi- si ve ekibinin de, ek çalõşma raporu hazõr- ladõğõnõ vurguladõ. ‘Sadece Benim İçin’ İstanbul Haber Servisi - Anne-bebek ölümlerini azaltmak, evde doğumlarõ önle- mek ve kadõn hastalõk- larõnda erken teşhisin önemine dikkat çek- mek amacõyla Türk- Alman Jinekoloji Eği- tim, Araştõrma ve Hiz- met Vakfõ (TAJEV) tarafõndan başlatõlan “Sadece Benim İçin” sosyal sorumluluk pro- jesinin ikinci ayağõ 27 Mayõs’ta Şanlõurfa’da, 28 Mayõs’ta Birecik’te gerçekleştirilecek. TA- JEV Başkanõ Prof. Dr. Cihat Ünlü, proje kap- samõnda Türkiye’nin önemli kadõn doğum uzmanlarõnõn Şanlõur- fa’ya geleceğini belir- terek “Doğu bölgele- rinde yaşanan anne ve bebek ölümlerini azalt- mak, evde doğumlarõn önlenmesi için bilinç kazandõrmak, gebelik takibinin, rahim ağzõ kanseri gibi durumlar- da erken teşhis ve aşõ- lamanõn önemine dik- kat çekmek amacõyla yürütülen proje, bu ko- nularda bilinçli toplum yaratmayõ amaçlamak- tadõr” dedi. Psikiyatrlardan yardım İstanbul Haber Servisi - Türkiye Psi- kiyatri Derneği, Zon- guldak’taki maden ka- zasõndan etkilenenlere, gerekli ruhsal desteği ücretsiz olarak sağla- ma konusunda yardõ- ma hazõr olduğunu açõkladõ. Psikolojik yardõm almak isteyen- lerin derneği (0312/ 468 74 97) arayabile- ceği belirtildi. Çocuklarda güneş kremi İstanbul Haber Servisi - Çocuk Sağlõ- ğõ ve Hastalõklarõ Uz- manõ Dr. Özgür Gök- nel, güneş kremlerinin, güçlü ultraviyole õşõn- larõnõn cilde girmesini engelledikleri için vü- cutta D vitamini üreti- mini yüzde 98’e varan ölçüde düşürdüğünü belirterek bunun, ço- cuklarõ D vitamini ek- sikliğine götürebildiği- ni söyledi. Göknel, “Günlük D vitamini ihtiyacõ 10-15 dakika doğrudan güneş õşõğõna maruz kalma ile ciltte yapõlabiliyor. Güneş õşõnlarõ cildi õsõttõkça D vitamini yapõmõ durak- sõyor. Çocuklarda 50 faktörlü güneş kremi kullanõrken D vitami- nini eksik etmemelisi- niz” dedi. Otistik çocuk eğitimi İstanbul Haber Servisi - İlgi Otistik Çocuklarõ Koruma Derneği Başkanõ Nec- la Arslankurt, otistik çocuklarõn özel eğitim yanõnda kreşte ya da yuvada akranlarõ ile birlikte olmasõ gerekti- ğini vurguladõ. Prof. Dr. Şenol K. Gökmen Öğüt Tedavi Arayışları ve Yanılgılar Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Amansõz bir hastalõğa yakalanmõş çocuklarõ için çõrpõnan, çare arayõşlarõnõ sürdüren, uzman kişile- rin ileri sürdüğü tedavisizliğe inanmayan çok sayõ- da aile ve özellikle anneler var. Bunlar bilgisayar- da siteler oluşturuyor, kampanyalar açõyor, Sağlõk Bakanlõğõ’na başvurularda bulunuyor, çocuklarõ için şifa umutlarõnõ canlõ tutmaya çalõşõyorlar. On- lara göre bu umut yakõndadõr ve aslõnda bilim in- sanlarõ ve devlet yeterli ilgi gösterse, destek verse, gerçekleşmesi çok gecikmeyecektir. Kök hücre yõllardõr bu hastalar için büyük bir umut kaynağõdõr. Hastalarõ ve çocuklarõ için sabõr- sõzlanan aileler, bir an önce bu tedavinin uygulan- masõnõ istiyor, bunun bilimsel gerekçelerle engel- lenmesine büyük tepki gösteriyorlar. Gazeteler büyük çoğunlukla bazõ gelişmeleri, yenilikleri, bu- luşlarõ, onlarõn ne anlama geldiğini, denemelerin hangi aşamada olduğunu, bunlarõn gerçekte neleri vaat ettiğini iyi incelemeden pervasõzca yayõmla- yabiliyorlar. Bazõ hekim hatta bilim adamõ sõfatlõ insanlar da aynõ pervasõzlõkla henüz etkinliği ispatlanmamõş, deneme aşamasõnda olan tedavileri piyasaya sürüp uygulamasõnõ yüksek ücretler karşõlõğõ yapabili- yorlar (Bu tutumu eleştirenleri de mahkemeye ve- rebiliyorlar). Böyle de olmuştur ve sonuç elbette büyük umutlara kapõlan hastalar için bir büyük hüsrandõr. 7 Mayõs tarihli bilim teknolojide aku- punktur hikâyesini okuduğunuzu umarõm, o da ül- kemiz adõna hazin bir hikâyedir. Çok sayõda insa- nõmõz bu tedaviye aldanmõş ve büyük düş kõrõklõğõ yaşamõştõr. Sağlõk Bakanlõğõ’nõn bu tedaviye des- tek vermesi ise bir büyük dram sayõlmalõdõr. Klinik uygulama aşamasında Kök hücre dejeneratif hastalõklar için ciddi bir umuttur. Ama yazõk ki henüz klinik uygulama aşamasõna varõlamamõştõr. Bu noktaya çok gecik- meden ulaşõlmasõnõ diliyoruz. Elbette ülkemizde bu alandaki çalõşmalarõ desteklemeliyiz. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Ama ne var ki bugün henüz sabõrla bekleme dönemindeyiz. Bu hastalõk- lar için umutlar kök hücreden ibaret değil. Daha önce bilim teknolojide anlattõğõm exon skipping başarõlõ sonuçlar veriyor. Gen tedavisi yerine gen tamirini amaçlayan bu yöntemin. yalnõz Duchenne hastalõğõnda değil , öteki bazõ genetik hastalõklar için de geçerli olacağõ anlaşõlõyor. Yine Duchenne hastalõğõnda eksik olan distrofini, onun gibi etki yapan utrophini arttõrmak ya da Spinal Müsküler Atrofi hastalõğõnda üretilemeyen smn proteinini çoğaltmak amaçlõ metotlar hayvan modellerinde başarõ kazanõyor. Daha birçok umut verici çalõş- ma ve araştõrma var. Gazetelerimizin ve TV’lerin bu haberleri veriş biçimi, yersiz umutlarõn yaratõlmasõna yol açõyor. Bunun yanõ sõra bu umutlarõ ranta çevirmek iste- yenler eksik olmuyor. Son incelediğim bir yazõda bilim insanlarõ bazõ Asya ülkelerini kastederek kök hücre turizminden söz ediyor. Hastalarõn bir bölümü sabõrsõzlanarak ve beklemeyi reddederek bir an önce kas hastalõklarõnda, etkinliği ispatlan- mamõş kök hücre tedavisine kavuşmak için her ça- reye başvuruyorlar. Hastalarõn duyarlõğõnõ, sabõr- sõzlõğõnõ anlamak, takdir etmekle beraber yapõla- cak olan şey güvenilir bilim insanlarõ ile birlikte aklõn ve bilimin yolunu tutmaktõr ve bunun için çaba gösterilmelidir. Not: Sevgili Balbay, Özkan, Perinçek sizleri örnek birer yurtsever olarak Bursa’nõn ve Malat- ya’nõn başarõlõ rektörleri ve Haberal ile birlikte sevgi ve saygõ ile anõyoruz. Bu karanlõk günleri geride bõrakacağõmõza inanõyoruz. BOĞAZDAN GELEN TEHLİKE Mikroplar kalbin düşmanõ Ömeroğlu Prof. Dr. Akhan Doç. Dr. Sönmezoğlu İstanbul Diş Hekimleri Odası, hükü- metin ağız ve diş sağlığını genel sağlıktan ayrı gördüğü- nü belirtti. coskunoz@superonline.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear