Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
GUNCEL TIP
Mustafa Çetiner
c et i n e r.m@s up e r on 1 ine.com
"Biliyor musunuz?" diye sordu. "Artıkhiç umutkalma-
mış". Henüz yirmili yaşlannın başındaydı. Uzun aylar-
dan beri izlediği, bakımını yaptığı, tedavisini verdiği
hastasının umutsuz bir döneme girdiğini, artık iyileş-
mek, dahası yaşamak için pek şansının kalmadığını
öğrenmişti.
Sağlık Emekçileri: Hemşireler...
Gözleri çaresizliğin izlerini taşıyordu.
"Biliyorum" dedim.
Evet, biliyordum. 18 yaşlarında gencecik bir çocuktu. Kemik
iliği nakli olmuş ancak ölûmcûl hastalıktan kurtulabilmeyi başa-
ramamıştı.
Yeryüzünde insan emeğinden daha değerli hiçbir şey yoktur.
Emek insanı geliştirir, büyütür, olgunlaştırır. Yeryüzünde olumlu
olan ne varsa emeğin ürünüdür.
Emeközveriister...
Hemşirelik mesleği emek ve özveri demektir...
Henüz yirmili yaşlanndaki genç hemşirenin gözlerinde eme-
ğin ve özverinin izleri vardı. Modern hemşireliğin kurucusu
Florence Nightingale'in deyimiyle "Tanrı'nın en değerli armağa-
nı olan hayaf en az hekimler kadar hemşirelerin de eline terk
edilmiştir.
Bütün dünya 12 Mayıs gününü "hemşirelik" günü olarak kut-
lamaktadır. Bu tarih Florence Nightingale'in doğum günüdür.
1820 yılında doğan bu kadın tüm dünyada hemşireliğin kurucusu
olarak bilinir. Aslında Italya'da dünyaya gelen ve ismini doğduğu
kentten alan bu iyi eğitimli ve varlıklı kadının tarih sahnesine çık-
ması Istanbul sayesinde olmuştur. Kırım savaşı sırasında arka-
daşı olan dönemin savaş bakanınm zorlamasıyla Ingiliz askerle-
re yardım için Üsküdar'a gelmiştir. 21 Ekim 1851 tarihinde 38 has-
ta bakıcı ile Selimiye Kışlasına gelen Nightingale, hastahklara,
bakımsızlığa, başıbozukluğa savaş açmıştır. 0 yaralı askerlerin
savaş sırasında aldığı yaralar nedeniyle değil, sıtma, tifüs gibi ba-
kımsızlık sonucu oıtaya çıkan hastalıklar nedeniyle öldüğünü fark
etmiştir. İyi hasta bakımı Selimiye'de bir mucize yaratmıştır.
Sayesinde %40'ların üzehnde olan ölüm oranı %2'ye kadar geri-
lemiştir. 0 tarihten günümüze hemşireler sağlık sisteminin vaz-
geçilmezi olmuştur.
Günümüz Türkiye'sinde bu meslek grubunun çok önemli so-
runları vardırve yetkililerin ilgisizliği sürmektedir. Nitekim geçti-
ğimiz günlerde Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Kahveci bu yıl
hemşirelik haftasını tepki olarak kutlamayacaklarını belirtti.
Peki, bu çilekeş mesleğin mensupları neler istiyor?
Yıpranma payı, meslek güçlüğü zammı istiyorlar...
Onkoloji-hematoloji, ameliyathane, yoğun bakım, acil servis
gibi özel dallarda çalışan hemşireler döner sermaye katkı payla-
nnın ve maaşlarının arttınlmasını istiyorlar Emeklerine saygı isti-
yorlar, çalışma koşullarımn iyileştirilmesini, hemşire sayısının art-
tınlmasını istiyorlar. Çalışma sırasında en çok hemşirelerin söz-
lü ve fiziksel şiddete maruz kaldıklannı belirtiyor ve korunma isti-
yorlar.
Haksızlarmı? Gece nöbetlere kalan, kimi durumda tek başına
10'dan daha fazla hastaya hizmet veren ülkemizdeki 104.000
hemşire ortalama aylık 800 71 maaşa çalışıyor. On sekiz yaşında
mesleğe başlıyorlar ama emeklilik gibi konularda işe erken baş-
lama ve toplam çalışma sürelerinin uzunluğu dikkate alınmıyor.
Kısacası tüm sağlık emekçileri gibi değerlerinin farkında
olunmasını, daha insanca, daha iyi bir yaşam istiyorlar.
Hemşirelerin ülkemizdeki haline bir bakın, anlarsınız...
Bu ûlkede emek, halen rantiyeden, statüden, çalma çırpma-
dan, şakşakçılıktan çok daha değersizdir. Kendi kendimize söy-
lediğimiz yalanlara inanmayın. Üretmeye çalışırken emeğe gere-
ken saygıyı göstermeyen bu çarpık ülke, dünyanın gözünde san-
dığımız gibi saygm ve büyük bir bir ülke değildir ne yazık ki, dahası
uygar dünyanın şaşırdığı, kimizaman garipsediği birülkedir.
Ülkemizdeki emekçilerin haline birbakın, ne olduğumuzun res-
mini görürsûnüz.
Sağlık
Tuzve Sağlık
Tuz, vücutfonksiyonları için mutlak gerekli olmasına rağmen faz-
lası zararlı. Fazla tuz kan basıncını yükseltir. Yüksek kan basıncı
ise kalbi büyütür, kalp krizi, kalp yetmezliği ve felç riskini artırır,
böbrek fonksiyonlarını bozar, görme kaybına neden olur. Bu za-
rarlı etkiler kan basıncı arttıkça artar. Prof. Dr. SunaySandıkçı,
Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Iç Hastalıklan BSIömü
D
ünya Sağlık Örgütü vcrilerine göre felçlerin
%62'sindcn ve koroner kalp hastalıklarmın
%49'undan yüksek kan basıncı sorumludur.
Yüksek kan basıncı, en fazla ölüm nedenidir ve yüzyı-
lın epidemisi olarak kabul edilir. Fazla tu:, kan basın-
cı nonnal olanlarda da kalp damar sağlığma zararlı. Felç
riskinde ve kalp büyümesinde artışa neden olur, böb-
rek hastalığmı kötüleştirir, ölüm riskini artırır. Ayrıca
böbrek raşı ve osteoporoz riskini artırdığma, obezite-
ye yol açcığına, mide kanserinin majör nedeni olduğuna
ve astım atağınm şiddetini artırdığma dair de giderek
artan kanıtlar var. Türkiye, dünyanın en çok tuz tü-
keten ülkesi. Çoğu ülkede günlük tu: tüketimi günde
9-12 gram iken, bizde ortalama 18 gram. Türkiye'de eriş-
kin nüfusun yaklaşık her üçte bi-
rinde hipertansiyon var. Kan
basıncı dü:eyi ortalaınamız
da Japonya, Çin, İngiltere ve
ABD'den daha yüksek.
Bunlar, acilen toplum gc-
nelinde tu: kısırlamamı: ge-
reğini gösteriyor.
Diyette tuzun azaltıl-
ması sadece kan basıncını
düşürmcz, aynı zamanda ye-
ni oluşabilecek koroner kalp
hastalığı, miyokard enfark-
tüsü ve felç riskini azaltır.
Hipertansiyon, mide kan-
seri, böbrek hastalığı riski
azalır, kemikler korunur.
Sağlık harcamalarında mil-
yonlarca dolar tasarruf sağlanır.
Şu an tüm ülkeler, tu: tüketimini azaltmaya çalışıyor.
2010'da Avrupa genelinde top-
lumların tu: tüketimini azalta-
cak önlemlere acilen ihtiyacı ol-
dıığunu, hazır gıdalardaki tu:
miktarınm azalcılması için ka-
nun ve yönctmeliklerin çıkarılması gereğini ve tu: tü-
ketimini günde 5 gram (çay kaşığı) indirmcnin uygun
olacağını bildirdi.
Ülkemizde başlıca tuz alım kaynakları bcyaz pey-
nir, turşu, :eytin, erişte, ayçiçeği çekirdeği, salça ve ye-
meğin tadma bakmadan tu: atmaktır. Ancak ekmeğin
de tu: tüketimimizde rolü büyük ve sadece ekmekle gün-
lük ihtiyaçtan fazlasını alıyoru:. Bu nedenle Türk
Kardiyoloji Demeği ile Türk Hipertansiyon ve Böbrek
Hastalıklan Derneği, eknıekteki tu: oranmın düşürül-
mesi için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na başvurdu.
Sağlık Bakanlığı da aşırı tuzlu yiyecekleıin üzerine uya-
ncı kırmızı etiket konulacağını açıkladı. 1-7 Şubat: 2010
tarihlerindeki "Dünya tuza dikkat haftası"nda bu yıl,
tu:un hipertansiyon dışında neden olabileceği osteo-
Her gün biraz daha aztuz
• Yemefji pişirirken tuz eklemeyin.
• Restoranda yemeğinizin tuzsıız hazırlanması-
nı isteyin. Kahvenizi nasıl sade isteyebiliyorsa-
nız, yemeğinizi de tuzsuz isteyin.
• Masadan tuzlugu kaldınn. Lezzet için nane,
maydanoz, dereotu, çeşitli baharatlar, kırmızı
toz biber kullanın
• Limon ve sirke genelde tuzu pek aratmaz.
Sucuk, pastırma, salamın tuz içeriği normal ete
göre çok fazla, mümkün olduğunca yemeyin.
• Ketçap, mayonez, hardal, soya sosu gibi ha-
zır sos ve bazı baharatların tuzlu olduijunu bilin.
Sosunuzu kendiniz yapın.
• Market alışverişlerinizde alacağınız ürünün
içerigine bakmayı alışkanlık haline getirin.
Çünkii tuz tadı olmayan pek çok gıda aslında
tuzdeposu.
• Etiketteki değerintuz mu, sodyum mu olduğu-
na dikkat edin. Verilen sodyum değeri ise bu-
nu 2.5 ile çarparaktuz değerini bulabilirsiniz.
•Aynı üründefarklı markaların tuziçerikleri bir-
birinden çok farklı olabiliyor. Kontrol edip aynı
gıdanın aztuzlu olanı tercih edin.
• Sebze ve meyvelerin tuz içeriği düşiik oldu-
ğundan özellikle tercih edin.
• Atıştırma için cips, kuruyemiş yerine meyve
yiyin.
AMBALAJLI GIDALARDA BOL TUZ
Diyette tu:u kısıtlarken, tüm kaynaklardan gelen
tuzun azaltılması gerekir. Özellikle gıdalarm işlenme-
si sırasında kullanılan tuzun azaltılması esastır. Çünkü
endüstrileşmiş ülkelerde tüketilen tuzun %75-80'i iş-
lem görmüş, ambalajlı, hazır olarak satılan gıdalardan
alınıyor. Pijirirken veya yerken ilave edilen tuz sade-
ce %10. Kalanı gıdalarda doğal olarak bulunuyor. Asya
ve Afrika ülkesinde ise tuzun asıl kaynağı, pişirme sı-
rasında ilave edilen veya soslar ve baharatlarda bulu-
nan tuzdur.
Dünya Sağlık Örgütü, kronik hastalıklan önlcmek
için erişkinlerin günde 5 gramdan az tuz (2 gram sod-
yum /gün) kullanmalarını önermekte. Bazı ülkeler, di-
yetlerindeki tuz hedeflerini belirlemiş, bu yönde belli
bir yolu katetmiş dunımda. îngiltere hazır gıdalardaki
tuz oranını %9.5 azaltmayı başardı. Fransızlar da çoğu
üründe tu: miktarını azalttılar ve günlük tu: tüketim-
lerini 8 gramm altına düşürmeye çalışıyorlar. ABD'de
hedef tu: mikrarı günde 6 gram. Ancak hipertansiyo-
nu olanlar, 40 yaş ve üstündekiler ve de siyah ırk için
önerilen miktar günde 3 gram. 2009'da başlattıkları ulu-
sal plan çerçevesinde hedefleri tu: tüketimini 5 yılda
%20 azaltmak. Avrupa Birliği'ndeki 11 ülke, tuz tü-
ketimini 4 yılda %16 azaltmaya karar verdi. Bu arada
Avrupa Kardiyoloji ve Hipertansiyon Demeği, Ocak
poroz, mide kanseri, obezite, inme, kalp hastalıklan ve
böbrek hastalıklarma dikkat çekilmeye çalışıldı.
UZUN SOLUKLU MÜCADELE
Toplum sağlığı için tuzu azaltma girişimi, uzun so-
. luklu bir yolculuktur. Mutlaka ulusal eylem planı ha-
zırlanmalı, kamuoyu tuz ve zararları konusunda bilgi-
lendirilmeli, öncelikle hazır gıdalardaki tuz oranınm ted-
ricen azaltılması için gıda sanayii ile işhirliği yapılma-
lı, hazır gıdalarm etiketlerine günlük tu: ihtiyacmm ne
kadarını içcrdiği mutlaka eklenmelidir. Tu: kısıtla-
masına çocukluk döneminde hatta bebeklikte başlan-
ması, ileriki yıllarda gelişecek hastalıklan önleyecek-
tir. Tuzu birdenbire kesmek çok zor. Tedricen azaltı-
lırsa birkaçhafta içinde tat duyusu buna alışır. Herkesin
diyetindeki tuzu mümkün oldugiınca azaltması hem ken-
disine, hem ülkesine karşı olan sorumluluğudur.
rvHHl-RANSLAR
lAVorlıl Hcnlrh Or^;ıni::uion. Rcfc.lucin)i «ılı intııkL- in pııpulatinns: RL'POII nf :ı
WHO loıum unJ tcclmical ınfi-ıını;. Gencvn, Swit:fil;ınJ: WorlJ HiMİıh
Oınııniznıinn; 2001 [citL-J 24 Fı-hıııary 200''] !Hip://\vw\v.wlın.inı/JİL'iphYsii:n-
l;Ktivily/puhlic:uinns/cn 2,Ccntfrs tor DİM^SC Cnnirol ;ııiıi PrL'\vntinıl.
Applicaıiunnilou-frMijium inuıkcrL'CüinnK'ndmiıMi-su>aılultN—UniiL'd
Sı.m.-,,ia99-:006. MMWR. 2009:58(11):281- 2S3 3.FJ Hc md GA
MacLırcsor; A conıpu-hcnsive rcvicvv nn ialı and İK-alılı and cutTvnı cxpcricn-
cu olu-nrUu'İLU' snll tvduction profîr.ıınmcs. Jnumııl of Huıılan Hypı-ncnsiun
(2008), 1-22. J.ıi:lO.101fi/jhlı.2OO8,H-» 4.Sır.ı::ull.ı 1\ ITEIia L, Ncianua-
Rak\vin K; C;ıppucL-in İT. Sall ıntakı-, Mrokc and taıduu'ascular diseaM.
1
: mcta-
arcılytis ofprmpreıivt-h
mji». BM] 2OO9;339:lı4567 doi-.10.1136/bmj.M567
5.W;ııifî XO, TL-ri"y Pl\ Yan Hnnı:. RL*VİCW ol sah consumpüoıı anJ suımach
ı-ınCLT ri-k: Cpidi'miolo|4ical and lliıılnnical vvijcnu.-. World J OaiUııcnUTOİ
2ftNMnyH:l5(18):22O4-22n
El