Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
•o
İslam Dünyasmda Bilim: Engel
Avrupa, karanlık çağlarda bocalarken, -bugünkü birçok İslam ülkesinin durumunun tam
tersine- ortaçağ İslam devletleri, yüzyıllar boyunca bilimde öncü konumdaydı... Teorik
fizikçi Jim Al-Khalili bu gelişmeyi neyin engellediğini soruyor ve parlak bir geleceği müj-
deleyen bazı projeleri irdeliyor.
-f
B
ugün yeryüzünde, İslanıın resmi din olduğu İslam
Konferansı Örgütüno öyc 57 devletten çok daha faz-
lasına yayılmış, -dünya toplam nüfusunun beşte biri-
nin ürerinde- bir rnilyardan fazla Müslüman bulunuyor.
Bunlar arasında Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi dünyanın on
müreffeh ülkeleri ulduğu gibi, Somali ve Sudan gibi en fakir
devletler dc vardır. Bıı ülkelerden Körfez devletleri, İran,
Türkiye, Mısır, Fas, Malezya ve Pakistan gibi bazılarınm eko-
nomileri yıllar boyunca kararlı
bir şekilde büyümekle birlik-
te, Batı'yla kıyaslandığmda
İslam dünyasının, ınodem bi-
limde hcnü: bir varlık gös-
terdiği söylencme:.
Bu ülkelerden pek çoğu-
nun liderleri, ekonomik bü-
yüme, askeri güç ve ulusal
güvenlik gibi konularm hep-
sinin teknolojik gelişmelere
aşırı bir şekilde bağlı olduğu-
nu iyi bilirler. Bundan dolayı,
dünyanın diğer tarafındaki
bilgi toplumlarını yakalamak
Jim Al-Khalili, teorik nükleer fizikçi, Ingiltere
Surrey Üniversitesi'nde Bilim-Toplum llişkileri
Başkanı. Yazarın, Eyliil ayında Penguin
Yayınlarmdan The House of VVisdom adlı bir ki-
tabı çıkacak.
için biliıvtsel araştırma ve ge-
liştirmede ortak bir çaba ge-
rektiğini ifade eden nutukla-
ra sıkça rastlanır. Gerçekten
de, yakm yıllarda bu ülkelerin
pek çoğunda bilim ve eğitim
için ayrılan hükümet fonları
dikkate değer ölçüde artmış ve bilinısel akyapılarda ba:ı iyi-
leştirmeler ve moderni:asyonlar yapılmıştır.
O hnlde, büyük çoğunluğun hâlâ bilimde bir varlık gös-
teremediğini söylerken ne demek istiyorum?
ARAŞTIRMADA DURUM
Birles,miş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü
(UNESCO) ve Dünya Bankası verilerine göre, İslam
Konferansı Ötgütü'neüye 20ülke, 1996-2003 yılları arasın-
da gayrisafi yurtiçi hasılalarının -dünya ortalaması olan
%2,36'nın 1/7'sine denk gelen- %0,34'lük kısmını bilimsel
araştırmaya ayırdı. 1000 kişilik nüfus başına düşen bilim ada-
mı, mühendis ve teknisyen sayısı dünya
1
ölçeğinde 40, geliş-
rtıiş ülkelerde 140 iken, bu sayı Müslüman ülkelerde 10'un al-
tmdadır. Dünyada yayımlanan bilimsel araştırma makalele-
rine yaptıkları katkı ise yalnı:ca %1 civarındadır.
Gerçekten, Kraliyet Akadcmisi'nin yayımladığı Islnm
Dünyai!i Bilim ve İnovasyon Atlası'na göre İslam Konferansı
Orgütü'ne üye ülkelerin 17'sini oluşturan Arap ülkelerinde-
ki bilimciler, 2005 yılında toplam 13.444 bilimsel makale ya-
yımladılar, ki bu sayı tek haşma Harvard Üniversitesi'nin ya-
yınıladığı 15.455 makaleden yaklaşık 2000 makale daha az-
dır.
Fakat İslam dünyasmda temel bilim arastırmalannın ka-
litesi daha da kaygı vericidir. Bir ülkenin yayımlanmıs, biiimsel
literatürünün ııluslararası değerini ölçmcnin bir yolu, göre-
ce atıf endeksiyle (Relative Citation lndex, RC1) belirlenir.
Bu endeks, —karışıklıgı önlemek için kendi literatürün-
deki atıilar hariç turulmak suretiyle- bir ülkenin bilimcile-
rinin atıf alan makale sayısının atıf alan tüm ınakaleler için-
deki payının, o ülkenin yayımlanmıs makale sayısının toplam
makale sayısı içindcki payına bölünmesi suretiyle elde edilir.
Böylece, bir ülke dünyadaki bilimsel literatürün % 10'unu
üretiyor, fakat dünyanın diğer kesimi tarafmdan yapılan atı-
fın %5'ini alıyorsa, onun endeksi 0,5 olacaktır. ABD Milli
Bilim Kurulu'nun 2006'da hazırladığı, önde gelen 45 ülkenin
firikteki RC1 sırasını gösteren bir cetvelde, İslam Konferansı
Orgütü'ne üye yalnızca iki ülke -0.344 RCI ile Türkiye ve
0.484 RCI ile İran- vardır ve yalnızca İran 1995-2003 yılla-
rı arasında belirgin bir gelişme göstermektedir.
ABDÜSSELAM'IN SÖZLERİ
Bu apaçık istatistikler, İslam ülkelerindeki bilimcilerin
dünyanın diğer kısmma göre ne kadar :ayıf olduğunu göste-
riyor. Bununla birlikte, aralarında İslam dünyasmdaki bir bi-
limsel rönesansı hayal eden Pakistanlı teorik fizikçi
Abdüsselam'ın da (1926-1996) bulunduğu, sahalarmda ıılus-
lararası düzeyde tanınmış seçkin Müslüman bilimciler de ol-
du.
20. yüzyılm ikinci yarısının en büyük bilimcilerinden bi-
ri olan Abdüsselam, 1979 Nobel ödülünü, bilimdeki en giiç-
lü ve güzel teorilerden biri olan ve doğanın dört temel kuv-
vetinden ikisinin (elektromanyetik kuvvetler ve zayıf nük-
leer kuvvetlerin) nasıl hirleştirileceğini tanımlayanelektro-
zayıf teorisinin gelişmesindeki katkısından dolayı Sheldon
Glashow ve Steven ___
Weinberg ile bir-
likte paylaştı.
Abdüsselam
dindar bir
Müslüman olması-
na rağmen
Sünniliğe uymayan
dini itikadı ve gö-
rece karışık bir dinî • '
anlayış olan Ahmedîyye taraftarlığı nedeniyle 1970'lerde
Pakistan tarafmdan dişlandı (Physics World, Ağustos 2009
s.32-35). Buna rağmen, ülkesine sadakatini sürdürdü ve İslam
dünyasmda bilinıi teşvik etmek için yorulmadan çalışrı.
Fakat Abdüsselam'ın lıayali asla gerçekleşmedi ve o ge-
ride şu yakıcı tespiti bırakarak öldü: "Bugezegendeki bütün
uygarlıklararasmda bilimin en zayıfolduğu kesim tslam coğ-
rafyasıdır. İçinde bulunduğumuz çağın koşullannda onurlu bir
toplum yaşamı, direkt olarak bilime ve teknolojiye bağlı o/-
duğundan buzayıflığın tehlikesigeçiştirikmeyecekkadarbü'
yüktiir".
ENGELLEYİCİ ALIŞKANLIKLAR
Problemlerden biri şudur ki pek çok Müslüman, modern
bilimi, dünyevi, hatta tanrıtanıma: bir Batı buluşu olarak gör-
mekte, 9. yüzyılın ilkyarısmda başlayıp, birçok asır devam eden
altın çağlar boyunca Müslüman bilginler tarafmdan bilime
yapılan birçok muhteşem katkıyı unutmaktadır.
Bu çağlarda matematik, astronomi \r
e lıptan, fizik kim-
ya, mühendislik ve felsefeye kadar her alanda parlak gelismeler
yasnndı. Bu çağ, Avrupa'nın büyük kısmmın karanlık bir çağ-
da bocaladığı bir zamanda, rasyonel düşüncenin ruhuyla or-
taya konulan bir çağdı.
Fakat bu ö:gür düsiincc ve meraka dayalı bilgiye susamışlık,
redrici bir şekilde yıkılmaya doğru gitti. Şunu da belirtmeli-
yim ki, bu tersine gidiş, Baıı'da birçoklarının düşündüklerinden
birkaç yüzyıl daha sonra oldu, çünkü tıp, matematik ve as-
tronomideki ilerlemeler 15. yüzyıla kadar sürdürüldü.
İslam dünyası, insanoğlunu doğayı anlama
çabasına iten bir merak duygusunu sahiplenmek
ve benimsemek istiyorsa, kendisini bilgi toplumu
olmaya götürecek kültürel bir rönesansa acil
olarak gereksinim duymaktadır.
Bu tedrici gerilemenin pek çok nedeni olmasına rağmen,
ana neden İslam dünyasının politik olarak paıçalanması ve
zayıf yöneticilerin bilimi ve bilim insanlanıu himaye etmek
için gerekli ilgiyi göstermemeleridir.
Bütün bunlar, ters yönde harekete geçmiş olan ve 16. ve
17. yiizyıllardaki bilimsel devrimi tetikleyen Avrupa'daki rö-
nesansla çakıştı. Buna sömürgeciliğin daha sonraki etkileri-
ni de eklemek gerekir ki bu, Müslüman dünyayı bir nevi ka-
rışıklığa ve zengin kültürel mirasını unutturan ortak hafızakay-
bına götürdü. Bu görüş, zayıf ve zihinsel bir tembellik olarak
görülebilir ve gerilemenin, tutucu lslamın bilime karşı tep-
kisinden geldiği ileri sürülebilir.
BİRUNİ: ÎNSANIAYIRAN ÖLÇÜT
Bütün bunlara rağmen, üzücü fakat gerçektir ki, dünya-
nın her yanında çoğu dinler, kozmoloji ve evrim gibi bilim-
sel konularm kendi inanç sistemlerinin altını oyduğunu dü-
şünmektedirler. Onların görüşünü İranlı çok yönlü bir bilim
insanı olan Binıni'ninki (973-1048) ile karşılaştırm:
"İnatçı clcştinnen sorar 'Bu bilimlcrin nefaydasıvar?'
Bunu soran, insanı hayvandan ayıran gerçeği bilmemektcdir.
Bu t'ark, genel olarak bilgi ohıp bilgi yalnızca insan rarar/n-
dan ve bilgi aşkına üretilir; diğerka:anımlarJan elden edilen
mutluluklara benzcma:, hizatihi onun kazanılması muthıluk
vericidir. Çünkü bilgi olmahızm, ne iyi hirşey elde edilebi-
lir, ne dc kötülükteıi kaçınılabilir. O haldc hangi kâr ve ka-
zanç, daha aşikârdır! Hangi yarardaba verimlidirl"
Çok şükür, şimdi yeterli sayıda Müslüman, İslamla bili-
min çatıştığı görüşünü reddetmektedir. Bununla birlikte, ha-
liha:ırdaki İslam dünyası ile Batı arasındaki gerilim iklimi ve
kutuplaşmadan dolayı, bi-
lime katkı sağlama husu-
sunda, kültürel ve ente-
lektüel verimsizlikle suç-
landıklarında pek çok
Müslümanın alınganlık
göstermeleri şaşırtıcı de-
ğildir.
GEREKLİ
REFORMLAR
İslam dünyasmda dini tutuculuğun bilimsel ilerlemeyi en-
gellediği argümanından daha ileri bir şey söylemek gerekir ki,
bu da, İslam Konferansı Örgütüne dahil birçok ülkenin sö-
mürgeci yönetimlerden miras aldığı ve bir türlü değiştire-
medikleri yönetim ve bürokratik sistemleridir. Buna, çö-
küntüyü durdurmak ve başarısız eğitim sistemlerini, kurum-
ları ve alışkanlıkları iyileştirmek için gerekli reformları ya-
pabilecek siyasi irade yokluğu da eklenebilir. Şükür ki, her şey
hızla değişmekte.
Farklı dünyalann insanları olsalar da, gerek Müslümanlann
gerekse Müslüman olmayanların İslam ve bilimin birbirine
yabancı olmadığı bir zanıanı hatırlaması hayati bir önem ta-
şımaktadır. Bu yalnızca İslam dünyasmda bilimin yenidcn ye-
şermesi için değil, aynı zamanda Müslümanlann tıpkı 1000
yıl önce yaptıkları gibi, meraka dayalı bilimsel araştırmanın
değerini gördükleri bir geleceğe doğru giden pek çok yoldan
biri olduğu için de önemlidir.
Bunun nasıl yapılacağma gelince, şüphesiz ilk adım cid-
di bir finansal yatmmdır. Büyük bilimsel bütçelerin büyük bi-
limsel araştırmaları teşvik ettiği çok kere tecrübe edilmiştir
ve Malezya'dan Nijerya'ya kadar pek çok Müslüman hükü-
met, dünya çapında araştırma kurumları oluşturmak için ye-
ni ve heyecan \'erici projelere çok iyi paralar ayırmaktadır-
lar. Önıeğin Körfe: ülkelerinin bazı yöneticileri Batı'dan hem
işgücü hem de akademik kadro ithal ederek yeni üniversite-
ler kurmaktadırlar.
Fakat problem, paraya indirgenebilecek kadar basit de-
ğildir. Dalı
ranti
Örneğin, |
Raporu'nu
rak, bilimsl
ğüne saygı J
rnesini ve I
duğunu vıl
Ortadıl
pek çok hl
Bunlardanl
Şehri olan-l
içinde 20(1
A&Mvell
telerindenl
yeni bilim|
Eğitirı
Parkı, dürı
maya ve 1
benzerini |
Başka |
lerindeki (
larlıkKralJ
UST) (Ph|
Tam ı
deki araştıl
ye sahip oll
yerleşkesi, I
içinde inşt
ıı sınıflar»
yana otura
dan da öru
Ünive:
en yüksek
çekleştirel
Ülkenin p
cıyla, güm
nin sıcak v
tırma prog
de gelen ii
daha çok r.
liştirmeye
Son ö.
Bi
Ar
1500y:
riyodu,
olan B
Örneğ
cebir \
Bu
risyeni
sahipt
çirmo
eserle
İranlı
şarılı ı
16. oi
pek çı
Me'mı
Bilgeli