23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 12 MAYIS 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Behice Boran 100 Yaşında Geçen hafta sonunda gerek içeride, gerekse dış dünyada önemli bir kriz dalgası yaşandı. Küresel piyasalar şiddetli bir finansal çalkantıyla sarsıldı. Wall Street birkaç saat içerisinde yirmi yıldır yaşamadığı bir çöküş ile karşılaştı. Küresel krizden “çıkışın” hiç de düşünüldüğü gibi piyasaların kendi kendini onarmasıyla, sorunsuz, sancısız olmayacağı; kapitalizmin 2008 sonrası krizinin, aslında kaçınılmaz krizlerini aşmak için başvurduğu finansallaşma çabalarının ürünü olduğu gerçeği bir kere daha paylaşıldı... Bütün bunlar önemli gelişmeler kuşkusuz... Ancak biz bu haftaki Ekonomi Politik’te “iktisat” dünyasının bu önemli gelişmelerine ara vereceğiz ve köşemizi Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli sosyalist liderlerinden birisini, Behice Boran’ı anmak üzere düzenlenecek bir dizi etkinliğin duyurulmasına ayıracağız. Behice Boran, sadece sosyalist bir lider değil, aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın sosyoloğu, ilk kadın parti başkanı ve 1960’lar, 70’ler Türkiyesi’nin yurtsever aydın gençleri için, direnmenin sembolü idi. 1 Mayıs 1910’da Bursa’da doğan Boran, ABD’de Michigan Üniversitesi’nde sosyoloji doktorasını tamamladıktan sonra 1939’da Türkiye’ye döndü ve AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne doçent olarak atandı. Boran 1948’de siyasal görüşleri yüzünden Pertev Naili Boratav ve Niyazi Berkes ile birlikte üniversiteden uzaklaştırıldı.. 1950’de kurucuları arasında yer aldığı Barışseverler Cemiyeti’nin ilk genel başkanı seçildi. Cemiyet, Menderes hükümetinin Kore’ye asker göndermesini kınayan bir bildiri yayımlayınca, kapatıldı ve Boran 15 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1962’de Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) üye oldu. 1965 seçimlerinde Urfa milletvekili seçildi. 12 Mart faşizmi TİP’i kapatırken Behice Boran genel başkanlık görevindeydi. Merkez yönetim kurulu üyeleriyle birlikte yargılandı. 15 yıl ağır hapse mahkûm edildi. 1974’te genel aftan yararlandı. Kapatılan TİP’in 1 Mayıs 1975 yılında yeniden kurulmasıyla genel başkan görevine getirildi. 1 Mayıs 1979’da İstanbul’da 1 Mayıs’ın yasaklanması ve sıkıyönetimce sokağa çıkma yasağı konmasını protesto ederek parti yönetici üyeleri ile birlikte 1 Mayıs Alanı’na doğru yürüyüşe geçti. Sıkıyönetim tarafından tutuklandı ve hapis cezasına çarptırıldı. 12 Eylül 1980’den sonra yurtdışına çıkan Boran, 10 Ekim 1987’de Brüksel’de öldü. 1970’ler gerek yurtdışında, gerekse Türkiye’de açık faşizm tehdidinin yükseldiği yıllardı. Şili’de sosyalist lider Allende başkanlığında kurulmuş olan Halk Cephesi hükümeti 11 Eylül 1973’te hunhar bir darbeyle devrilmiş; Türkiye’de ise birinci ve ikinci milliyetçi cephe hükümetleri güdümünde bağımsızlıktan, demokrasiden ve sosyalizmden yana tüm yurtseverler üzerine açık bir baskı rejimi kurulmuştu. Çorum, Kahramanmaraş, 1 Mayıs 1977 Taksim ve Sıvas katliamları ile kurgulanan senaryolar 12 Eylül 1980 darbesinin öncüleriydi. Behice Boran, 14 Mayıs 1976 gecesi İstanbul Sergi Sarayı’nda düzenlenen Şili Halkıyla Dayanışma Gecesi’nde şu sözleri söylüyordu: “Bugün dünyada mücadele aynı düşmana karşı verilmektedir. Vietnam’da, Angola’da, Şili’de, Türkiye’de aynı düşmana karşı savaş verilmiştir ve verilmektedir. Yerli faşizmler ise emperyalizmin ortaklarıdır. Faşizm ve emperyalizm bir madalyonun dışa ve içe dönük iki yüzü gibidir. Tüm dünyada emperyalizm tek ve bir bütündür. Faşizm de tek ve bütündür. Faşizme ve emperyalizme karşı halkların, işçi sınıfının, emekçi kitlelelerin verdiği mücadele de tek ve bütündür”. Behice Boran, doğumunun yüzüncü yılında düzenlenecek etkinliklerle 62 yıl önce uzaklaştırıldığı Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde (DTCF) olacak. 15 Mayıs Cumartesi günü DTCF’de “Yüzüncü Yaşında Behice Boran DTCF’ye Dönüyor!” başlığı ile düzenlenen etkinliklerde, Behice Boran’ın akademisyen ve siyasetçi kimliği ele alınırken mücadele ile örülü yaşamından kesitlerin sunulduğu bir belgesel gösterimi yapılacak ve bir de tiyatro oyunu sergilenecek. “Sansürsüz” internet sitesinden Hüseyin Çakır’ın bize aktardığı sözleriyle, “İnsan nihayet ne kadar sosyalist olmaya devam etse de, bir gün bedeni bu fani dünyaya veda eder, ama işçi sınıfı partileri, işçi sınıfı var oldukça devam eder, gider. Sosyalist doğulmaz, sosyalist yaşanır” diye bizlere seslenmekteydi Boran. Türkiye İşçi Partisi’nin etkinliklerinde katılımcılar sözlerini sık sık “Sosyalist Türkiye” sloganıyla keserlerdi. O da konuşmasını çoğunlukla hep aynı kararlılık ve inançla şu sözlerle sonlandırırdı: Selam olsun dünyanın ve Türkiye’nin aydınlık geleceğine... ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr 6 Mayıs Perşembe… Gece saat 01.00, Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programı… İki gazeteci tartışıyor ve tartışma bir anda belden aşağı bir kavgaya dönüşüyor. Muhafazakâr medyanın kalemşörü Şamil Tayyar, Posta gazetesi yazarı Yazgülü Aldoğan’ın kendisine yönelik yaptığı “Gördüğüm kadarıyla yeni medyumlar türedi, biz eskiden dalga geçerdik, medyum Memiş gibi... Şimdi medyum Şamil Tayyar gibi, medyum Adem Yavuz gibi...” sözleri üzerine çıldırarak, karşısındaki kadın gazeteciye “belden aşağı” vuruyor. “Siz son romanınızdaki cinsel fantezilerle ilgilenin. Uzmanlık alanınız budur! Anlamadığınız konularda da konuşmayın” diyen Tayyar’ın, daha bu olayın şoku sürerken “sokak kadını” sözü ağzından dökülüyor… 7 Mayıs Cuma… Sabah saatlerinden itibaren Türkiye’nin tek bir gündemi var. İnternet sitelerinde ana muhalefet lideri Deniz Baykal’ın bir kadın ile yatak odası görüntüleri… 3 günlük suskunluğun ardından 10 Mayıs Pazartesi günü Baykal basın açıklaması yapıyor ve “hukuksuz ve ahlaksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim” diyerek parti genel başkanlığından istifa ediyor… Baykal bu davranışıyla “dürüst ve onurlu başkan” sıfatının arkasında olduğunu da göstermiş oluyor. Ortalık hâlâ toz duman… Baykal ve eşinin mağduriyeti, kongre öncesi CHP’nin durumu… Zamanla taşlar yerine oturacak, yeni dengeler oluşacak… Ama bir kişi var ki üzerine toplumun yapıştırdığı yafta hiçbir zaman silinmeyecek... O kadın, Baykal ile görüntülerini tüm Türkiye’nin izlediği, üstelik tüm mahremiyetinin gözler önüne serildiği kişi; Nesrin Baytok. Kendisini tanımıyorum, basında izlediğim kadarı ile biliyorum. Severim sevmem, bugüne kadar yaptıklarını onaylarım onaylamam, o ayrı konu . Asıl olan video görüntülerinin ardından yazılan tüm haberlerin satır aralarında imalı ya da açıktan “sekreter olarak girdiği kurumda fettanlığı ile patronunu baştan çıkaran hırslı kadın” etiketinin yapıştırılmış olduğu gerçeği. Kadına yönelik bu etiketi her fırsatta kullanmaya hazır olan erkek egemen zihniyet ve onun şakşakçıları… 10 ve 11 Mayıs… Başbakan Erdoğan’ın video görüntüleri ve sonrasında gelişen olaylara bakışı: “Bu olayın gerçek dışı olmasını temenni ettik. İnşallah bunlar doğru değildir, dedik. Sayın Genel Başkan’ın böyle bir yalanlamada bulunmaması, bulunamaması üzüntümüzü daha da arttırmıştır. Görüntülerin yayımlanmasını engellemeye çalıştık. Muhafazakâr bir parti olarak bu tür görüntülerin genel ahlak ve aile değerleri üzerinde yapacağı tahribat için tedbir almak zorundaydık…” Peki asıl sorun görüntüler mi, yoksa hazırlanmış olan alçakça komplo mu? Erdoğan’ın sözleri, toplumun algılamasını, sinsice hazırlanmış olan komplo yerine “aile değerlerine” yöneltiyor olması, neden eleştirilmek yerine alkışlanıyor? Bu tıpkı Siirt Pervari’de yaşanan insanlık dışı tecavüz olayları hakkında Başbakan ve ilgili bakanların ağız birliği etmişçesine olayı “bir yıl önce gerçekleşmiş bir konunun basın tarafından bilerek gündeme getirilmesi” şekline indirgemelerine benzemiyor mu? O zaman bu durumu “bence olayın kendisi kadar dehşet verici” şeklinde değerlendirmiştim. Aynı şekilde Erdoğan’ın Baykal’a yönelik sözlerini de “hazırlanan komplo kadar dehşet verici” olarak tanımlıyorum. Bugün Türkiye bir yandan korku toplumu haline dönüştürülürken, bir yandan da kadına yönelik şiddetin, tecavüzün her türlüsünün giderek arttığı bir yapının içine sokuluyor. Dinlenen telefonlar, evlerinden gece yarısı gözaltına alınarak, daha varlığı bile kanıtlanamamış olan “Ergenekon Terör Örgütü” üyesi suçlamasıyla aylar boyunca hapis köşelerinde süründürülenler… Boşanan ya da boşanmak isteyen karılarını gözlerini bile kırpmadan çocuklarının önünde katleden kocaların at koşturduğu bir arena… Yapmamız gereken bu ve benzeri bakış açıları ile mücadele etmek. Bu mücadelede toplumun önde gelenlerine de medyaya da siyasetçiye de önemli rol düşüyor. Son bir haftadır yaşananları bir de bu gözle değerlendirelim lütfen… Belden Aşağı Vurmak… Alman kabinesi, krizin vurduğu Avro Bölgesi ülkelerine yönelik kredi garantilerini içeren ve IMF tarafõndan da desteklenen 1 trilyon dolarlõk kurtarma paketinden kendisine düşen payõ dün onayladõ. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Alman kabinesi, ge- çen pazartesi açõklanan Acil Yardõm Fo- nu’nun kendisine düşen bölümünü onay- ladõ. Berlin’in fon için en az 123 milyar Avro ayõrmasõ bekleniyor. Hükümet, he- nüz taslak olarak onaylanan payõn yüzde 20 oranõnda artabileceğini açõkladõ. Yet- kililer, Avrupa İstikrar Mekanizmasõnda yer almasõ tasarlanan ülkelerin katkõda bu- lunmamasõ halinde, Almanya’nõn fonda- ki diliminin 150 milyar Avro’ya kadar çõ- kabileceğini belirtiyor. Federal Almanya’nõn desteğiyle Avru- pa Merkez Bankasõ’nõn aşõrõ borçlu du- rumdaki AB ülkelerinin çõkardõğõ tahvil ve benzeri kâğõtlarõ satõn alma kararõ, gün- deme unutulmuş bir canavarõ getirdi. Pi- yasalara aşõrõ boyutlarda para enjekte edi- leceği ortaya çõkõnca, enflasyon korkusu ve uyarõsõ yayõlmaya başlandõ. Uzmanlar, bu kararlarla önümüzdeki aybaşõndan iti- baren dünya ve Avrupa pazarlarõnõn “li- kiditeye boğulacağı”nõ hatõrlattõ. “Der Spiegel” dergisinin bir analizinde, AB’nin bir başka tür birliğe dönüşmeye başladõ- ğõ uyarõsõyla, “Enflasyon birliğine hoş gel- diniz!” diyerek, milyarlarca Avro’nun enflasyonu azdõracağõna dikkat çekildi. Öte yandan, Yunanistan 110 milyar Avro’luk AB/IMF yardõmõnõn ilk taksiti için dün talepte bulundu. Hükümet, iflas- tan korunmak için bir kõsmõnõ vadesi 19 Mayõs’ta iki kurumdan toplam 20 milyar Avro’luk krediyi talep etti. Moody’s’ten korkutan uyarı IMF:Yunanistan kontroledilmezse krizbüyür Ekonomi Servisi - IMF Avrupa Bölgesel Ekonomik Görünüm Ra- poru’nda Türkiye’nin krizden önce- ki güçlü politika performanslarõna bağlõ olarak, canlõ bir geri dönüş sağladõğõ yorumu yapõldõ. Raporda “Yunanistan’da piyasanın ülke li- kiditesi ve borç ödeme gücüne iliş- kin kaygıları kontrol edilmezse, salgın potansiyeli de olan daha bü- yük bir ülke borcu krizine dönü- şebilir” denildi. Raporda Avrupa ekonomisiyle il- gili şu saptamalar yapõldõ: * Merkez bankalarõnõ faiz oranla- rõnõ beklenenden önce arttõrmaya yö- neltecek hammadde fiyatlarõ şoku, aşağõ yönlü bir risktir. * Yükselen Avrupa için politika- larda karşõlaşõlacak ana zorluk, eko- nomik büyümeyi restore etmek için sağlõklõ sermaye akõşõ çekmek ve onu dizginlemek olacak. 1trilyonşokugeçti, piyasalarinişte Avro Bölgesi’ndeki krizin 1 trilyon dolara ulaşan destekle aşõlacağõ bek- lentisi çabuk dağõldõ. Açõklanan pa- ketin uygulanmasõna ve bölge eko- nomilerinin büyümesine yönelik so- ru işaretleri piyasalarda endişelere ne- den oldu. Borsa endeksleri yüzde 1’in üstünde eksiye dönerken Avro kayõplarõnõ artõrdõ. Destek paketinin açõklanmasõnõn ardõndan 1.3’ün üze- rine çõkan Avro, tekrar 1.27 dolar ci- varõna indi. Avrupa’da borsalar yüzde 2’ye ya- kõn değer kaybederken Atina borsa- sõnda kayõplar yüzde 2.5’e yaklaştõ. İMKB ise gün içinde verdiği kayõp- larõ geri alarak yatay pozisyonda, 56 bin 462 puandan kapandõ. Serbest pi- yasada dolar, 1.53 TL’nin üzerine çõk- tõ. Önceki gün büyük ölçüde gerileyen ülke kredi risk primleri de yeniden yükselişe geçti. Ekonomiye yeni çõpa Mali kural, uluslararasõ piyasalarõn gözünde IMF denetimlerinin bõraktõğõ boşluğu dolduracak ve şimdi yürürlükte olan üç yõllõk orta vadeli programõn yerine yatõrõmcõya çok daha uzun vadeli bir güvence sunan yasal bir zorunluluk sunacak. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet Bakanõ ve Başba- kan Yardõmcõsõ Ali Babacan, ge- lecek yõl uygulamaya girecek olan ve Türkiye’nin uzun dönemli perspektifini ortaya koyan ‘Mali Kural Yasa Taslağı’nõn tamam- landõğõnõ belirterek, “Meclis ka- panmadan yasalaşmasını he- defliyoruz” dedi. Babacan’õn açõklamasõna göre mali kural, yõl- lõk büyümeyi yüzde 5, genel büt- çe açõğõnõn gayri safi yurtiçi ha- sõlaya (GSYH) oranõnõ yüzde 1 olarak belirleyen iki ana bileşen- den oluşuyor. Uzun vadede sa- bitlenen bu oranlardan sapma ol- duğunda bir formülle hedefin bu orana doğru çekilmesi öngörülü- yor. Babacan, Hazine Müsteşar- lõğõ’nda düzenlediği basõn top- lantõsõnda, ‘Mali Kural’õn geti- rilmesinin nedenlerini “Türki- ye’nin risk priminin düşmesi ve böylece kamu ve özel sektörün borçlanma maliyetlerinin azal- tılması... Özel sektöre alan aç- mak. Mali disiplini kalıcı hale getirmek” şeklinde sõralayarak hazõrlõklar sõrasõnda iş dünyasõ ve OECD, AB Komisyonu, IMF ve Dünya Bankasõ’nõn görüşleri- ni aldõklarõnõ belirtti. Buna göre mali kural şöyle he- saplanacak:  Herhangi bir yõlda genel yö- netim açõğõnõn GSYH’ye oranõ, bir önceki yõl genel yönetim açõğõnõn GSYH’ye oranõna “genel yönetim açık uyarlaması”nõn eklenmesi Ekonomi Servisi - Mercedes-Benz Türk AŞ Direktörler Kurulu Başkanõ Wolf-Dieter Kurz, Türkiye’ye kriz döneminde de yatõrõmlarõnõ durdur- madõklarõnõ belirterek, “2008 yılından beri ‘Hoşdere 2010’ Projesi için 44 milyon Avro yatırım yaptık” dedi. Kurz, bugüne kadar 57 binden faz- la otobüs üreten ve 28 binden fazla otobüs ihracatõ yapan Mercedes-Benz Türk’ün, tüm uluslararasõ kalite stan- dartlarõna uygun olan otobüs üreti- minin yüzde 80’ini (2 bin 350 adet) başta Batõ Avrupa ülkeleri olmak üzere 73 ülkeye ihraç ettiğini anlattõ. Kuruluşundan bugüne kadar otobüs üretimine toplam 340 milyon Avro ya- tõrõm yapan şirketin Türkiye otobüs pazarõndaki payõnõn yüzde 65’i aştõ- ğõnõ dile getiren Kurz, “Yatırımla- rımıza başladıktan kısa bir süre sonra kriz tüm gücüyle kendini hissettirdi. En zor zamanlarda bi- le geleceğe yaptığımız bu yatırım- ları kararlılıkla sürdürdük. Bu da Hoşdere fabrikamızın Daimler’in dünya çapındaki otobüs üretim ağında sahip olduğu önemin ve Türkiye’ye bağlılığımızın göster- gesidir” diye konuştu. B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K KİT’ler Mali Kural’ın dışında tutuldu Devlet Bakanı Ali Babacan, Ekonomi Koordinasyon Ku- rulu’nda son şekli verilen ve Başbakanlık’a sevk edilecek “Mali Kural Kanun Taslağı Tasarısı” hakkında bilgi ve- rirken Türkiye’nin yeni çı- pasının a = –0.33 (a(t-1)–1) –0.33 (b –5) formülüne göre çalışacağını açıkladı. Mali kural uluslararası planda IMF denetimlerinin bıraktı- ğı boşluğu dolduracak ve şimdi yürürlükte olan üç yıl- lık orta vadeli program ve orta vadeli mali plan yerine yatırımcıya çok daha uzun vadeli bir güvence sunan ya- sal zorunluluk olacak. Mali kural merkezi yönetim, Sos- yal Güvenlik Kurumu, ma- halli idareler, döner serma- yeli işletmeler, İşsizlik Si- gortası Fonu ve diğerleri ol- mak üzere genel yönetimden oluşacak. Özelleştirme kap- samındakiler dahil olmak üzere KİT’ler mali kuralın dışında tutuldu. Uzun vadeli büyüme eşiği yüzde 5, bütçe açõğõ GSMH’nin yüzde 1’i kadar olacak Behice Boran. Almanya üstüne düşeni yaptõ, yardõmõ onayladõ Ekonomi Servisi - Uluslararasõ kredi derecelendirme kuruluşu Mo- ody’s, Portekiz’in notunu aşağõ çe- kebileceğini, Yunanistan’õn notunu ise yatõrõm yapõlabilir seviyenin altõna ya- ni ‘spekülatif’ seviyeye düşürebile- ceğini açõkladõ. Kuruluş, bu ülkeler hakkõnda dört hafta sürecek bir de- ğerlendirme süreci içinde bulundu- ğunu belirtti. Avrupa’daki ülke borç krizini “eşi görülmemiş” olarak ni- teleyen Moody’s, borç krizinin Yu- nanistan’dan Portekiz, İrlanda ve İs- panya’ya bulaştõğõ konusunda uyar- dõ. Moody’s raporunda, “Piyasa söy- lentilerini dikkate alarak alışılma- dık bir adım atıyoruz ve yaklaşan derecelendirmelerimizin içeriği ve zamanlaması hakkında daha fazla bilgi veriyoruz” dedi. Godiva kredisi erken ödenecek Ekonomi Servisi - Ülker Bisküvi Sanayi AŞ, şirket iştiraklerinden Godiva Belgium BVBA ve G New Inc.’in satõn alõnmasõ amacõyla tedarik edilen kredinin vadesinden önce kapatõlmasõna karar verildiğini bildirdi. Ülker’in Kamuyu Aydõnlatma Platformu’nda (KAP) yayõmlanan özel durum açõklamasõnda, şirketin iştiraklerinden Godiva Belgium BVBA ve G New Inc.’in satõn alõnmasõ amacõyla tedarik edilen kredinin vadesinden önce kapatõlmasõna karar verildiği belirtilerek, söz konusu kredinin şirket hesaplarõndaki ana para bakiyesi olan 172 milyon 500 bin dolarõn tamamõnõn 15 Haziran 2010’da ödeneceği kaydedildi. suretiyle hesaplanan değeri aşa- mayacak.  Genel yönetim açõk uyarla- masõ, “açık etkisi” ile “kon- jonktürel etki”nin toplamõndan oluşacak.  Açõk etkisi, mevcut bütçe açõ- ğõndan yüzde 1’lik açõk hedefinin çõkartõlmasõyla elde edilen değe- rin sabit bir katsayõ olarak belir- lenen - 0.33 ile çarpõlarak bulu- nacak. Diyelim bütçe açõğõ yüzde 4, ulaşmak istediğimiz hedef de yüzde 1. Çünkü 1 artõk sabit. Yüzde 4’ten yüzde 1’e ulaşõrken, bir sonraki yõl aradaki farkõn 3’te 1’i (örnekte 1 puanõ) kadar bir uyarlama yapõlacak. Dolayõsõyla yüzde 4 açõk verilen bir yõlõn er- tesi yõlõ, bu açõğõn 3’e indirilme- si gerekecek.  Konjonktürel etki ise ilgili yõl reel GSYH artõş oranõndan yüzde 5’lik büyüme parametresinin çõ- karõlmasõ sonucu bulunan değerin yine - 0.33 ile çarpõlmasõyla elde edilecek. Diyelim ki herhangi bir yõl Türkiye ekonomisi yüzde 8 ya- ni eşik büyüme oranõnõn 3 puan üzerinde büyüdü. O yõl mali kural, söz konusu 3 puanõn 3’te 1’i ora- nõnda bir tasarruf sağlanmasõnõ emredecek. Ya da tam tersine, bü- yüme oranõ diyelim ki sadece yüzde 2’de kaldõ. Yüzde 5’lik eşik değerden 3 puan daha düşük kalõndõğõ için, bunun 3’te 1’i ka- dar, yani yüzde 1’lik daha fazla bütçe açõğõ belirlenecek. Yani bir bakõma, işlerin iyi gittiği, ekono- minin yüzde 5’in üzerinde büyü- düğü yõllarda tasarruf edilecek, bü- yümenin yüzde 5’in altõnda kaldõğõ yõllarda da bütçe açõğõ hesaplõ olarak büyütülecek. Mercedes-Benz Hoşdere’yi yeniliyor a = –0.33 (a(t-1)–1) –0.33 (b –5) Babacan’ın yeni formülü:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear