29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Sayıların Söylediği Erdoğan’ın anayasa paketi yarın TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye hazırmış. Haberi veren Komisyon Başkanı Prof. Burhan Kuzu’nun vicdanının sesi, “maddelerin tek tek oylanması, teorik olarak doğru. Ama pratikte çok zor. Her madde için ayrı ayrı işaret mi koyacaksın, ne yapacaksın?” diyormuş. Anayasa Profesörü Komisyon Başkanı’nın teorik yani bilimsel olarak doğru gördüğü yöntemi uygulaması çok zor olduğu için, referandumda Erdoğan’ın hap şeklindeki paketini oylatacak Adalet ve Kalkınma Partisi Deniz Baykal, halkın çok hoşuna gidecek bir isim buldu Erdoğan’ın referandum yöntemi için: Genç ve saf kızları baştan çıkartıp sokağa düşürmeyi meslek seçen Nuri Alço’nun gazozunun içindeki hap olarak adlandırdı o topluca oylama yöntemini, peki ya vatandaş ne düşünüyor bu konularda? Onun ipuçlarını dünkü Habertürk’ün “Türkiye Gündemi-Mart 2010” anketinden alalım. Konsensus Araştırma ve Danışmanlık kuruluşunun 24 Mart-1 Nisan tarihleri arasında telefonla ulaştığı 81 ildeki 1513 kişinin yüzde 46.2 si “Anayasa Değişikliğini” desteklediğini söylüyormuş. Bu yüzde 46.2 önemli sayıdaki seçmenin “evet” dediği değişikliklere bakar mısınız? Hangilerine ‘evet’ Çocuklara ana ve babasıyla doğrudan ilişki kurma hakkı “66.7”. Memura grev hakkının verilmesi “65.0”. Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı “61.6”. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı “59.5”. Dokunulmazlıkların kürsü ile sınırlandırılması “42.9.” ...Bunlar hepimizin önyargısız evet diyebileceği değişiklikler... Desteklenmeyenler.. Ya o 1513 “denek”in desteklemedikleri değişiklik önerileri neymiş? Halkın yüzde 82’si bir yargı reformunu destekliyor. Ancak, o reformun HSYK’nin yapısının değiştirilerek gerçekleştirilmesine “evet” diyenler yüzde 34.6’da kalıyor. Yüzde 43.4 bu teklife hayır diyor. Parti kapatma için TBMM’den izin istenmesini olumlu karşılayanların yüzdesi 40.9. Bugünkü sistemin devamını isteyenler yüzde 41.5. Seçim barajının yüzde 5’e indirilmesinden yana olanların yüzdesi 44.5 oranında. Barajın bugünkü gibi kalmasını savunanlar yüzde 40.5’te kalmış. Maddelerin tek tek oylanmasını isteyenlerin oranı yüzde 83.3 gibi çok yüksek bir düzeyde. Oylamanın Erdoğan’ın hap yöntemi ile yapılmasını düşünenler ise yüzde 16.7. Demokratik açılımda bugüne kadar yapılanlara destek olanları da belirlemiş Konsensus anketçileri. Onaylıyorum diyenler yüzde 41.0 imiş. Hayır onaylamıyorum diyenler ise 59.0. Erdoğan’ın da, Bülent Arınç, Cemil Çiçek ve Sadullah Ergin’in de keyiflerini kaçırtacak bir nabız yoklamasından ipuçları bunlar. Her anket kesin olarak yüzde yüz doğru sonuçlar verir diye bir şey yok elbette. Ama ben Konsensus kurumunun mart nabız yoklamasını, arkasındaki gazetenin kefaletini dikkate alarak okuduğumu söyleyeceğim. Sanırım AKP iktidarı da, bir anayasa değişikliği ile, o değişikliğin içine özel amaç ile yerleştirilmiş olan yargıyı yürütmenin güdümüne almak gibi maddelerin topluca oylanmasını, söz konusu nabız yoklamasının sonuçlarını sezinlediği için toptan yapmak gibi bir yönteme başvurmak istiyor, Anayasa değişikliği yasalaştığı gün, onun halkoylamasına sunuş yöntemini belirleyerek döneminin en ağır sorumluluğunu yerine getirecek olan Sayın Cumhurbaşkanı... Tarihin önünde vereceğiniz o büyük sınava hazırlanıyor musunuz? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Soruşturmada 3. dalgayõ başlatarak 86 kişi için gözaltõ kararõ çõkaran savcõlar görevden alõndõ Balyoz’da karmaşaHaber Merkezi - İstanbul’da “Balyoz Güvenlik Harekât Planı” kapsamõnda soruşturmayõ yürüten özel yetkili savcõlar Mehmet Berk ile Bilal Bayraktar’õn talimatõyla yeni gözaltõ dalgasõ başlatõldõ. Göz- altõlar sürerken Berk ve Bayraktar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ Ay- kut Cengiz Engin’in “onayını al- madan” gözaltõ ve arama kararõ verdiği gerekçesiyle görevlerinden alõnarak, yerlerine 2 yeni savcõ atan- dõ. Yeni savcõlarõn dosyayõ incele- mesi için operasyonlara ara verildi. Ancak 14 ilde 70’i muvazzaf 86 as- ker gözaltõna alõndõ. Balyoz soruşturmasõ karmaşaya dönüştü. Soruşturmayõ yürüten özel yetkili savcõlar Berk ve Bayraktar, 70’i muvazzaf 95 asker hakkõnda gözaltõ ve arama kararõ aldõrdõ. Sa- bah saatlerinde 14 ilde başlayan gözaltõ ve arama kararlarõ kapsa- mõnda aralarõnda eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık’õn da bulunduğu 86 kişi ev ve ofislerinde arama yapõlarak göz- altõna alõndõ. Akşam saatlerinde de soruşturmayõ yürüten savcõlarõn gö- revden alõndõğõ haberi geldi. Bu savcõlarõn yerine Murat Yönder ile Mehmet Ergül atandõ. Yeni sav- cõlarõn dosyayõ incelemesi için ope- rasyonlara ara verildiği belirtildi. İki özel yetkili savcõnõn görevden alõnmasõyla ilgili, ilk operasyonlarõn ardõndan İstanbul Cumhuriyet Baş- savcõsõ Aykut Cengiz Engin’in ya- yõmladõğõ bir talimat gerekçe göste- riliyor. Engin, kendisi ve vekillerinin haberi ve imzasõ olmadan, operasyon düzenlenmeyeceğini, gözaltõ işlemi gerçekleştirilmeyeceğini belirtmişti. İki savcõnõn, dünkü operasyonlar için izin almadan düğmeye bastõklarõ be- lirtiliyor. Bu arada savcõlar Berk ve Bayraktar’a soruşturmadan alõndõk- larõna ilişkin bildirimde bulunulma- dõğõ öğrenildi. Savcõlarõn soruştur- madan el çektirdiklerine dair bilgiyi basõndan öğrendikleri ifade edildi. “Balyoz Güvenlik Harekât Planı” soruşturmasõnõn Ulusal Yargõ Ağõ Projesi’nde kõdemli Cumhuriyet Savcõsõ Süleyman Pehlivan üzerine kayõt olduğu ve soruşturmaya ilişkin bütün işlemlerin Savcõ Pehlivan’õn im- zasõ ile yapõldõğõ öğrenildi. Arama ve gözaltõ kararõnõn Pehlivan’õn bilgisi ol- madan yapõlmasõnõn söz konusu ol- madõğõ iddia edildi. Konuyla ilgili tek açõklama Baş- savcõ Vekili Turan Çolakkadı’dan geldi. Adliye çõkõşõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Çolakkadõ, gö- rev değişikliğinin kendilerinin yetki- sinde bulunduğunu ve her yõl onlar- ca kişiyi görevden aldõklarõnõ ve yer- lerine atama yaptõklarõnõ söyledi. Balyoz soruşturmasõnõn 3. dalgasõ olarak adlandõrõlan operasyon dün sa- bah saatlerinde başladõ. Eski MGK Genel Sekreteri Şükrü Sarõõşõk ve es- ki Haydarpaşa GATA Komutanõ emekli Tümgeneral Tuncay Çakan İstanbul’da gözaltõna alõnõrken, Ça- nakkale 18 Mart Üniversitesi’nde inkõlap tarihi okutmanõ olarak görev yapan emekli Tuğgeneral Mustafa Kemal Tutkun da Güzelyalõ Ma- hallesi’ndeki evinden gözaltõna alõ- narak İstanbul’a getirildi. Emekli Or- general Ünal Akbulut, Emekli Tuğ- general Oktay Faruk Memioğlu, Yaşar Öztürk ve Ertuğrul Üçler gi- bi isimlerin de gözaltõna alõndõklarõ kaydedilirken, Ankara’da evlerinde arama yapõlan emekli Albay Ali Ta- rık Akca ile emekli Albay Erdal Ak- yazan’õn ikametlerinde bulunmadõğõ öğrenildi. Akşam saatlerine kadar 14 ilde süren operasyonlarda 70’i mu- vazzaf 86 asker gözaltõna alõndõ. Kubilay Aktaş, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne bavullarıyla birlikte geldi. (Fotoğarf: AA) ‘Karar yasaya aykırı’ İstanbul Haber Servisi - “Balyoz Güvenlik Harekât Planı” soruşturmasõ kapsa- mõnda serbest bõrakõldõktan üç gün sonra haklarõnda yakalama kararõ verilen emekli Albay Kubilay Aktaş ve emekli Tuğ- general İzzet Ocak, emekli Albay Suat Aytın dün tutuk- lanarak cezaevine gönderildi. GATA’da tedavi gören emek- li Orgeneral Çetin Doğan’õn avukatlarõ, yakalama kararõndan geri dönülmesini istediler. Aktaş, dün Beşiktaş’taki İs- tanbul Adliyesi’ne bavuluyla birlikte geldi. Aktaş ve Ocak yakalama kararõ yüzlerine okunduktan sonra tutuklandõ. Orgeneral Doğan’õn avukatõ Celal Ülgen, yakalama kararõ- nõ veren İstanbul 12. Ağõr Ce- za Mahkemesi’ne başvurarak “yasaya aykırı” karardan ge- ri dönülmesini talep etti. Sav- cõlarõn itirazõ üzerine verilen ya- kalama kararõnõn dosya ince- lenmeden verildiğini ifade eden Ülgen, tahliye kararõ veren üye yargõç Oktay Kuban’õn da “bir kısım medya” tarafõndan yargõsõz infaza tabi tutulduğu- na dikkat çekti. Bacağında uyuşma var Ülgen, yakalama kararõnõn hukuken yok sayõlmasõ için mahkemeye başvurduklarõnõ belirterek, “CMK’de tahliye istemine hâkimin karar ver- mesi durumunda, savcının itiraz etmesi düzenlenmemiş. Buna rağmen bir itiraz oldu” dedi. Doğan’õn sağlõk durumu- nun ciddiyetini koruduğunu ve ameliyat olmayõ beklediğini söyleyen Ülgen, şöyle devam etti: “Ayağındaki uyuşma so- nucu, bugün (dün) itibarıyla sağ ayağı artık duyarsızlık göstermekte. Elle doktorun it- mesine tepki veremeyecek durumda.” Doktorlarõn Do- ğan’õn cezaevi koşullarõnda te- davisinin yapõlabileceği yö- nünde rapor vermeleri duru- munda cezaevine gönderilece- ğini ifade eden Ülgen, “Henüz bize yakalama kararı ile teb- ligat gelmedi” dedi. Haberal ‘çarpõklõklarõ’ anlattõ Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Haberal savunmasõnõ hastane odasõndan yaptõ HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda sanõk Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, tutuklu olarak tedavi gördüğü Haseki’de bu- lunan İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’ndeki hasta odasõndan video konferans sistemiyle savunmasõnõ yap- tõ. “Susma değil konuşma hakkını” kullanacağõnõ belirten Prof. Dr. Ha- beral, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in tedavi sürecine ilişkin ken- disine ve Başkent Üniversitesi Anka- ra Hastanesi’ne yönelik iddialarõn ger- çekdõşõ ve iftira olduğunu söyledi. Prof. Dr. Haberal, ikinci Ergenekon davasõnda mahkeme odasõndan ifade verdi. Üye hâkim Hüsnü Çalmuk, Haberal’õn avukatlarõ ve hekimlerin hazõr bulunduğu odanõn görüntüleri sa- londaki 2 büyük perdeye yansõtõldõ. Haberal’õn, hastane odasõndaki yata- ğõnõn kenarõnda oturduğu ve önüne çe- kilen tekerlekli hasta yemek masasõ- na evrak ve kâğõtlarõnõ koyduğu gö- rüldü. Saat 10.00 sõralarõnda savun- masõna başlayan Haberal, “356 gün- dür tutuklu kalmama sebep olan bütün iddiaları reddediyorum” de- di. Beşiktaş Adliyesi’nde saatlerce bekledikten sonra savcõnõn karşõsõna çõktõğõnõ anlatan Haberal, “İfademin ortasında bir savcı içeri giriyor. ‘Televizyonlarda Haberal tutuklan- masõ istemiyle mahkemeye sevk edil- di diyorlar’ dedi. Savcılar dışarı çı- kıyor. 14. Ağır Ceza nöbetçi hâki- mine sevk oluyorum. Mahkeme 8 saatlik ifademi ne zaman incelediyse 10 dakika içinde terör örgütü kurup yönetmek suçundan tuklama kara- rı verdi” dedi. Avukatlarõnõn bugüne kadar toplam 25 kez tahliye talebinde bulunduğunu söyleyen Haberal ta- leplerden birinin görevli üye hâkime bir türlü gitmediğini ileri sürdü. Ha- beral, bu hâkimin daha sonra üzerin- de kurumsal baskõ var diyerek çekil- mek istediği yönünde dilekçe verdiğini ve kabul edildiğini söyledi. Demokratik, laik hukuk devletinin yükselmesi için çalõştõklarõ toplantõlar nedeniyle darbecilikle suçlandõğõnõ belirten Haberal, “Aralık 2006’da Kent Otel’de çaylı kuru pastalı herkese açık toplantılar başladı. Birkaç toplantıdan sonra ‘acaba yeni bir siyasi oluşuma gidilebilir mi’ görüşü ön plana çıktı” dedi. Toplantõlarõna daha sonra Gölba- şõ’ndaki Patalya Oteli’nde devam et- tiklerini anlatan Haberal, “Toplantı- lardan sonra basına bilgi verilmiş- tir. Kapalı kapılar ardında gizli toplantılar değildi” dedi. Haberal’õn çapraz sorgusu saat 14.30’da başladõ. Ecevit’in kendisine cumhurbaşkanlõğõ teklif ettiğine iliş- kin soru üzerine Haberal şunlarõ anlattõ: “22 Nisan 2000’de Erkan Mumcu bir hasta yakınını ziyaret için has- tanemize geldiğinde bana ‘Cum- hurbaşkanlõğõ işi ne olacak?’ dedi. ‘Genel başkanõnõza sorun’ dedim. Öğleden sonra ben Meclis dışından, merhum İsmail Cem Meclis’ten isimlerimiz gösterildi... Hiçbir şe- kilde benim haberim yoktu. İki gün sonra sabah 09.30’da Hüsa- mettin Özkan geldi. Böyle bir tek- lifi kabul edemeyeceğimi söyledim. Sonra Ecevit telefon edip ‘Siz talep etmediniz biz sizi aday gösterdik’ dedi.” Pekgüzel’in Yalçın Küçük’ün bilgisayarõnda “Recep Tayip Erdo- ğan’ın da Ecevit gibi Haberal’a ha- vale edilmesi gerektiğine, hasta ol- duğuna” ilişkin notlar bulunduğuna dikkat çekmesi üzerine Haberal “Er- doğan, hastanemize gelmiştir, gö- rüşmüşüzdür, rahatsızlandığında tedavi etmişizdir” dedi. ‘Delilin var mı?’ Savcõ Mehmet Ali Pekgüzel’in “19 Ekim 2003’te Jandarma Genel Komutanı Şener Erguygur’un dü- zenlediği toplantıya katıldınız mı” sorusunu Haberal “katılmadım” di- ye yanõtladõ. Pekgüzel, 19 Ekim 2003 tarihinde nerede olduğuna iliş- kin bir delili olup olmadõğõnõ sordu. Haberal’õn avukatõ Dilek Helva- cı’nõn iddianamede Eruygur’un dü- zenlediği rektörler toplantõsõnda Ha- beral’õn adõnõn bulunmadõğõnõ anõm- satarak itirazõ üzerine Pekgüzel “Ol- mayabilir ama bu tarihte nerede olduğuna ilişkin delili var mı” di- ye sorusunu yineledi. Ergün: Çetenin nöbetçi hâkimi var BURSA (AA) - Sanayi ve Ticaret Bakanõ Ni- hat Ergün, AKP Bursa İl Başkanlõğõ’nõn dü- zenlenen toplantõda Balyoz soruşturmasõ kap- samõnda tutuklanan 19 kişi hakkõnda tahliye kararõ alan hâkim Oktay Kuban’õ hedef aldõ. Türkiye’de çetelerle ilgili önemli mesafeler alõndõğõnõ belirten Ergün, “Ama görüyoruz ki çeteler, sadece çete değilmiş, sadece çete ve avukatõndan oluşmuyormuş. Meğersem çete- nin medyasõ, rektörü varmõş. Maalesef çetenin nöbetçi hâkimi, savcõsõ oluyor” dedi. Ergün AKP hakkõnda açõlan kapatma davasõnõ hatõrla- tarak, “AKP kapatõlmõş olsaydõ, yargõ yoluyla hükümet devrilmiş olacaktõ” dedi. Genelkurmay belgeyi iade etti İstanbul Haber Servisi - Genelkurmay Aske- ri Savcõlõğõ, “İrtica ile Mücadele Eylem Pla- nõ”nõn õslak imzalõ orijinal belgesini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderdi. Kur- may Albay Dursun Çiçek’in imzasõ bulunduğu ileri sürülen belgeye ilişkin iddianamenin de yazõmõnõn sürdüğü belirtildi. Genelkurmay Savcõlõğõ’nõn belgede parmak izi arama işle- mine belgenin orijinalliğinin bozulacağõ ge- rekçesiyle izin verilmemişti. Çeşitli yayõn or- ganlarõnda, “İrtica ile Mücadele Eylem Planõ iddianamesinin hazõr olduğu”na yönelik ha- berlerin gerçeği yansõtmadõğõ kaydedildi. Özel güvenlikçilere tepki ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Anadolu Üni- versitesi’nde özel güvenlikçilerin öğrencilere saldõrmasõna tepkiler sürüyor. Öğrenciler ve aileleri dün kent merkezinde yürüyüş yaptõ. Aileler adõna açõklama yapan Naime Kõpçak, “Çocuklarõmõzõn can güvenliği sağlanana ve soruşturmalar geri çekilene dek yakanõzdayõz. Bu kentin vicdanõ, toplumsal muhalefeti olarak diyoruz ki; üniversite öğrencilerinin meşru hak arama eylemlerinin yanõndayõz” dedi. İstanbul Haber Servisi - Balyoz so- ruşturmasõnda, aralarõnda eski birinci ordu komutanõ Orgeneral Çetin Doğan’õn da bu- lunduğu 21 kişi hakkõnda “tutuklama ka- rarı” verilmesini eleştiren hukukçular, Türkiye’de tutuklama kararlarõnõn keyfi ve- rildiğine dikkat çekti. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Timur Demirbaş, mahkemenin ya da hâkimin verdiği kara- ra itiraz etme koşullarõnõn yasalarda dü- zenlendiğine dikkat çekerek, “Mahkeme ve hâkim kararına itiraz edilebilir. Yasal olarak bu hukuka uygundur. Ama tabii ki tutuklamak için koşulların da uygun olma- sı gerekmektedir” dedi. Tu- tuklama kararõnõn bir koruma kararõ olduğuna dikkat çeken Demirbaş, “Türkiye’deki cezaevlerine baktığımız za- man ise tutuklama kararı- nın nasıl verildiğini görü- yoruz. Cezaevlerindeki ki- şilerin yüzde 60’ını tutuk- lular oluşturuyor. Ne yazık ki keyfi uygulamalardan dolayı hak ihlalleri yaşanıyor” dedi. ‘Türkiye klasiği’ Mahkemelerin verdiği tutuklama ve tu- tuksuz yargõlanmaya itiraz kararlarõnõ “Türkiye klasiği” olarak değerlendiren avukat Turgut Kazan da “Demokrasi ve evrensel hukuk türküleri söyleyen bir ke- sim, tutuklamaları sevinçle karşılayıp al- kışlarken, tahliye kararlarını şiddetle kı- nıyor. Oysa, demokrasilerde ve evrensel hukuk ilkeleri içinde, tutuklama zaten is- tisnadır. Alternatif seçenekler uygulan- ması istenir. Gerçekten kanıtların ka- rartılması olasılığı varsa, bu olasılık an- cak tutuklamayla önlenebilecekse, baş- vurulması düşünülür” dedi. . ‘Özel yetkili mahkemeler kalksın’ Demokrasiye, evrensel hukuka ve adil yargõlanma hakkõna inancõ olan herkesin, özel yetkili mahkemelerin kaldõrõlmasõ için mücadele başlatmasõ ama- cõyla çağrõda bulunan Kazan, “Çünkü, mevcut sistem özel yetkili mahkemelerin savcı ve yargıçlarını belirlemede, siyasal iktidara imkân tanı- maktadır. Bu büyük bir teh- likedir” dedi. Eski İstanbul Barosu baş- kanlarõndan Yücel Sayman Türkiye’de mahkemelerin gereken incelemeyi yapma- dan tutuklama kararõ verdik- lerine dikkat çekti. Sayman, “Türkiye’de tutuklama ne- denlerini bol tutmuşsunuz. Sonra da insanları bu nedenlerden dolayı keyfi olarak tutukluyorsunuz” diye konuştu. Serbest bõrakõlan 21 aske- rin yeniden tutuklanmasõna ilişkin mah- keme kararõ olduğunu söyleyen Gazi Üni- versitesi Hukuk Fakültesi öğretim üye- lerinden Prof. Nurullah Aydın da “Sav- cıların görevden alınması yeterli değil, yeni mahkeme kararına ihtiyaç var. Ye- niden tutuklanabilirler” dedi. Ecevit’le ilgili iddialar gerçekdışı Haberal, Bülent Ecevit’in tedavisine ilişkin iddialara değinerek kendi branşı olmadığı için Ecevit’i tedavi eden heyette bulunmadığını söyledi. Haberal, 26 Haziran 2002 ve 1 Temmuz 2002’de Ecevit’in sağlık durumuna ilişkin heyet raporlarının hazırlandığını be- lirterek “Ecevit 12 Temmuz 2002’de basın açıklaması yaptı. Kuruma, hekimlere ve uz- manlara şükranlarını ilettiğini söyledi” dedi. Haberal, Ecevit’in taburcu olduktan sonra 7 ay daha başbakanlık yaptığı, 4.5 yıl daha yaşadığını belirterek “Ecevit’in tedavisine ilişkin Ankara Hastanesi’ne ve bana yapılanlar iftira ve gerçekdışıdır” diye konuştu. Eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, ya- şanan gelişmeleri, “Başsavcının soruşturmada savcı- ların görev yerini değiştirme ve görevden alma gibi bir yetkisi var. Hukuki açıdan savcının gerekçesinde sunduğu ‘onayım olmadan gözaltı olmasın’ mevzusu tartışılmalı. Keza ortada bir mahkeme kararı var. Ancak yine de yasa başsavcıya böyle bir yetki veri- yor” dedi. Gözaltıların olması için bir mahkeme ka- rarı olması gerektiğinin altını çizen Sayman, “Bu ka- rarı başsavcının değiştirme ve yoksayma gibi bir hakkı bulunmuyor. Özel yetkiyle atanan yeni savcı- lar gözaltıların seyrini değiştirebilir, ya da iptal ede- bilir” diye konuştu. Prof. Dr. Köksal Bayraktar da, görev değişikliğinin başsavcının tasarrufu olduğunu kaydederek “Olaylar iç içe, her gün değişiyor, başka işlemler yapılıyor. Şu an için bir şey söylemek güç, yaşayarak göreceğiz. İki gün önce yaşadıklarımız ya- kın tarihimizde görülen şeyler değil. 21 kişi tahliye ediliyor, yeniden tutuklanmalarına kara veriliyor... Bunlar pek karşılaştığımız şeyler değil” dedi. YÜCEL SAYMAN: BAŞSAVCININ GÖREVDEN ALMA YETKİSİ VAR HUKUKÇULARDAN 21 KİŞİNİN TEKRAR TUTUKLANMASINATEPKİ ‘Tutuklamalar keyfi yapılıyor’ Hukukçular, Tür- kiye’de tutuklama kararlarının keyfi verildiğine dikkat çekerken, İstanbul Barosu’nun eski başkanlarından Turgut Kazan, özel yetkili mahkemele- rin kapatılması ge- rektiğini savundu. İst. Ünv. Siy. Bil. Fak. Kamu Y. Öğr. Kimliğimi ve pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. BURAK ALİÇAVUŞOĞLU 6 NİSAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 CMYB C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear