23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 NİSAN 2010 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI İnsan Ne Kadar Aşağılıktır? Çok mu ağır kaçtı bu ifade? Üstelik pazar pazar! Yoo hayır, pazar keyfinizi bozmak istemezseniz, başka yazara lütfen... Diyebileceğim tek şey; herkes üzerine alınmasın ancak Siirt’te 13-15 yaşlarındaki iki kız kardeş çocuğa karşı gerçekleştirilen alçakça tecavüzler karşısında, bu soruyu sormak hafif kalır. Bilenler ve susanlar, pusuya yatanlar, duyanlar, yayanlar ama kıllarını kıpırdatmayanlar, hepsini toplasanız acaba Meclis’e bir milletvekili göndermişler midir? Hadi herkesin demeyelim ama epey büyük bir çoğunluğun bildiği ve sessizce işbirliği yaptığı bu olay, yoksulluk denen alçaklığın bağlamında düşünülmeli öncelikle... Baba hamallıkla kıt kanaat ailesini geçindirmeye çalışıyor. Kızlar bu anlamda oldukça sahipsiz. Üç kuruş, beş kuruş ve 70 yaşında utanmazlık abideleri! Yoksulluğun üç aşağı beş yukarı eşit ölçüde dağıldığı toplumlarda, ortak bir ahlak paydası oluşur. Herkes bu ahlaklılık sınırlarına yakın ölçülerde davranır. Herkesin göreceli olarak zengin olduğu topluluklar düşünün. Temel ihtiyaçların ötesinde, büyük çoğunluk, hemen her şeye sahip olabilir, arasında göreceli kalite farkı olsa bile! Led TV’den tutun, Hawaii’de tatile kadar... Göreceli pahalı bir araba almak, ev sahibi olmak dahil.. Ama varlıklılıkla yoksulluğun derin ve iç içe yaşadığı toplumlarda durum farklıdır. O zaman, ahlaklılık davranışları arasındaki mesafe çok açılır! Bizim toplum bu toplumlara iyi bir örnektir, 1950’den beri bu ülkenin başına örülen, her mahallede bir milyoner yaratacağız Amerikan zevzekliğinin (yoksa alçaklığının mı?) bizi getirdiği yerde duruyoruz! Siirt’te çocuklara tecavüzler karşısındaki büyük sessizliğe geldik... Bilge köyünde onlarca kişiyi topluca yok etmenin canavarlığına ulaştık. Kültürümüz, çocuk istismarı üretiyor durmadan! Cinayet, katliam üretiyor... Kültür bileşenimiz sizce kötüleşiyor mu, yoksa nurlu ufuklara doğru yol aldıkça, gelişiyor iyileşiyor, saygıdeğer mi oluyor? Kültür bileşenimizin ortaya konduğu toplum davranış ve yaşam biçimi çok önemli... Bu bileşenler nelerden oluşur ve topu birden bir araya geldiğinde bugün ortaya çıkan ve bizi kuşatan nedir? Kültürümüzü oluşturan bileşenlerin her birinde iyileşme mi var, yoksa kötüleşme mi? Türkiye Psikiyatri Derneği ve Adli Tıp Uzmanları Derneği, Türkiye’de 16 bin çocuk üzerinde yapılan bir çalışmayı anımsatıyor: Çocuklarda herhangi bir istismar biçimine maruz kalma oranı yüzde 33!! Merak ediyorum: Acaba, kültür bileşenimizin iyiliğini ve kötülüğünü, çocuklara karşı toplumsal davranış ölçeğine vurup anlayabilir miyiz? Yoksulluk ve zenginliğin uçurumları açısından, incelenecek bir laboratuvar ülke Türkiye! Bu sadece tecavüz ve cinayet üretmiyor. Her şey üretiyor! Hırsızlıkların alıp başını yürümesinden tutun, donmuş kafalara kadar... Pardon, hırsızlık derken, geniş bir yoksul çoğunluğun çalıp çırpmasını kastetmiyorum. Bu, bugün de iktidarda olan siyasal ve ideolojik sülalelerin, yönetimlerin yarattığı doğal bir olgudur. Açlık, işsizlik, ailesini geçindirememek, en temel biyolojik ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi nedenlerle gerçekleştirilen hırsızlık ve gasp olaylarını masum karşılarım. Düzenin yarattıklarıdır! Bunu polisle önlemenin imkânsızlığını da herkes bilir. Bunlar, ekonomik ve siyasal olarak, düzenin yönetimlerince (iş, siyaset ve diğer kaymak tabaka vb.) gerçekleştirilen büyük çalma çırpmaların yanında, son derece ahlaklı ve insanidir! Yoksulluğun ve zenginliğin arasındaki büyük farklılık, insan(lığ)ı çok yönlü baştan çıkarır! Buna ideolojik ve dinsel kışkırtmaları da katarsanız Sıvas katliamlarına varırsınız. Etnik ve mezhepsel çatışmaları da eklerseniz Maraş katliamları, Kürt- Türk çatışmaları ortaya çıkar. Varlıklılık ve yoksulluk parasal ifadelerdir ama salt parasal ifadeler de değildir. Yoksulluk, örneğin büyük cehalet, istismar, kıyam örnekleri yaratabilir. Ama bunları zenginlikler de yaratabilir, körükleyebilir.. İnsanlığı, etik ölçütler, sosyal bir yaratık derecesinde tutun; tutamadınız mı, bugünkü Türkiye’ye varırsınız. Bakmışsınız bu kültürel değer ifadeleri, milli irade olarak tecelli ediyor. İrili ufaklı, büyük küçük ama sonuçta milli irade... Yoksulluk-zenginlik arasındaki büyük farklılıklar, düzenlerin ürettiği en büyük insan dışılıktır. İnsana neler yaptırmaz! Neleri kabul ettirmez, nelere boyun eğdirmez! obursali@cumhuriyet.com.tr Kombassan’a 1999’da 110 bin mark verdi. 11 yõl sonra mahkeme kararõyla parasõnõ faiziyle geri alacak Parisli mağdurun zaferi AYKUT KÜÇÜKKAYA 28yõldõr Paris’te yaşayan Ali Doğan adlõ yeşil sermaye mağduru 11 yõllõk mü- cadelesini kazanarak hukuk za- ferine imza attõ. Konya 2. Asli- ye Hukuk Mahkemesi 1999 yõ- lõnda o dönemin parasõyla Kom- bassan’a 110 bin DM veren Do- ğan’a 56 bin Avro’nun 11 yõllõk yasal faiziyle birlikte geri öden- mesine hükmetti. Mahkemenin 4 gün önce aldõğõ kararda, “Da- vacının davalı şirketlerde (Kombassan Holding AŞ ve Kombassan İnş. Tar. İşl. AŞ) hukuka uygun surette kurul- muş bir ortaklığının bulunma- dığını” tespit etti. Yerel mahke- menin bu tespiti yeşil sermaye şirketlerine para yatõran binlerce kişi açõsõndan büyük bir hukuki kazanõm olarak yorumlanõyor. ‘Ortaklık yok’ vurgusu Konya 2. Asliye Hukuk Mah- kemesi, Kombassan Holding AŞ ve Kombassan İnş. Tar. İşl. AŞ patronu Haşim Bayram’a 6 yõl önce açõlan davayõ karara bağladõ. 21 Nisan 2010 tarihli duruşmada kararõnõ açõklayan Konya 2. Asliye Hukuk Mahke- mesi, 2009/380 esas sayõlõ dos- yada vermiş olduğu kararõn 2. paragrafõnda, Kombassan ile mağdur arasõnda hukuka uygun surette bir ortaklõğõn bulunmadõ- ğõnõ tespit etti. Mahkeme heyeti bu önemli tespite dayanarak şu kararõ verdi: “55 bin 909.76 Euro’nun 9 Nisan 1999 tari- hinden itibaren yürütülecek devlet bankalarının Euro cinsinden bir yıl vadeli mev- duat cinsine uyguladığı faiz oranları üzerinden yürütüle- cek faiziyle birlikte davalılar- dan müştereken ve müteselsi- len tahsili ile davacıya öden- mesine...” Fransa’nın başkenti Paris’te yaşayan ve şimdilerde kafeterya işleten Ali Doğan, mahkemenin kararını büyük bir sevinçle karşıladı. Bu kararın diğer mağdurlar için “müjdeli bir haber” olduğunu söyleyen Doğan, “Parayı Paris’ten Almanya’ya gittiğimde vermiştim. 1999 yılıydı. Ha bugün ha yarın diye oyaladılar, aldatıldım. Paramı geri alabilmek için 2- 3 sefer Konya’ya gittim. Ama alamadım. En sonunda mahkemeye verdim. 6 yılın sonunda kazandım” diye konuştu. Ali Doğan: Müjde olsun Hukukçu Acun Papakçı Kon- ya’daki yerel mahkemenin ka- rarının, “şirketler ile mağdurlar arasında hukuken ortaklık ilişkisi- nin kurulmasının mümkün olmadı- ğını ilk defa açıkça ortaya koyan” bir hüküm olduğuna dikkat çekti. Papakçı, “Bizlerin temel dayanağı bu şirketlere ortak olunmasının hukuken mümkün olmadığı yö- nündeydi. Bizim itirazımızı değer- lendiren Yargıtay 11. Hukuk Daire- si, 2009/12153 sayılı kararında kendi kararını düzeltti ve şirketle mağdur arasında bir ortaklık ilişki- sinin olup olmadığının tespit edil- mesine karar verdi. Yargıtay’ın bu kararını takiben yerel mahkemeler ortaklık ilişkisini incelemeye baş- ladılar. İşte bu incelemeye dair ilk karar Konya 2. Asliye Ticaret Mah- kemesi tarafından yapıldı” dedi. Kombassan Holding’in eski patronu Haşim Bayram davayı kaybetti. Papakçı: Bu karar bir ilk ÇOCUK ÜNİVERSİTESİ MERKEZİ Hedef ‘Nobel’li nesiller ŞİNASİ DANIŞOĞLU İstanbul Üniversitesi (İÜ) hayli iddialõ bir işe girişerek bir Çocuk Üniversitesi Merkezi kurdu. Çocuk Üniversitesi 34 seçenekli bir yaz okulu. Ancak parlak öğrenciler bunun da ötesin- de “Geleceğin Bilim İnsanı” programõna katõl- ma şansõ da elde edecekler. Çocuk Üniversitesi Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gökhan Karabulut, üzerine titrediği merkezin dünyada ilk üçe girdi- ğini söyleyecek kadar da iddialõ. - Nereden geldi aklınıza bir çocuk üniversi- tesi kurmak? KARABULUT - ABD’de Harvard, Yale gibi üniversiteler uzun süredir yapõyor bunu. Geçen yaz Rektör Prof. Dr. Yunus Söylet’in önerisiyle üniversiteleri ziyarete gittim. Bir yõllõk bir çalõşmanõn so- nucunda sadece Türkiye için değil dünyada da ilk üçe gi- rebilecek kalitede bir prog- ram oluşturduk. - Bu çok iddialı değil mi? KARABULUT - Hayõr değil. Çok uzun bir emeğin sonucunda ortaya çõkan yaz okullarõ, bilim modülleri ve geziler incelendiğinde ilk- öğretim ve lise öğrencilerine bu tarz kapsamlõ hizmetler sunan dünyada iki üniversite daha olduğu görüle- cektir. Bunlar da ABD’deki Johns Hopkins ve Harvard üniversiteleridir. - Bir yaz okulunun daha ötesinde anlaşılan... KARABULUT - İlköğretim ve lise öğrencile- rine yönelik gençlik bilim programlarõ düzenle- necek. Çocuk ve gençler dünyaca ünlü bilim in- sanlarõnõn eğitmenliğinde zoolojiden astronomi- ye, arkeolojiden kriptolojiye, 34 farklõ yaz okulu seçeneğiyle bilime “merhaba” diyecekler. Öğ- renciler yaz okullarõnõn yanõ sõra eğitim modülle- ri ve gezilerle safari ve keşif turlarõna katõlabile- cekler. Kenya, Kutuplar, Japonya, CERN Dene- yi, Roma Medeniyeti ve Güvercin Kayasõ arkeo- loji kazõsõ düzenlenecek gezilerden birkaçõ. - Programda hedef ne? KARABULUT - Bilimde önemli aşamalar kat edecek “Nobel Ödülü” alma potansiyelli bilim insanlarõnõ ülkemize kazandõrmak. İÜ bünyesinde kurulan Çocuk Üniversi- tesi Merkezi faaliyette. Merkez, çocuklara 34 farklõ yaz okulu sunmasõnõn yanõ sõra, bu okullarda öğretim üyelerinin dikkatini çekecek çocuklarõn yõllarca sürecek bir programla bilim insanõ olarak yetiştirilmesi olanağõ da sağlõyor. Hem de ABD ve Avru- pa üniversitelerinde eğitim görmek üzere. Merkezin müdürü Gökhan Karabulut. Çanakkale kara savaşlarının 95. yıldönümü törenlerine Avustralya ve Yeni Zelanda askerleriyle Türk gazileri katıldı. GeliboluYarõmadasõ’ndakitörendekonuşanTuğgeneralGökhanGökay: ‘Atatürk’ü kazandık’ SERTAÇ EŞ / MEHMET CELEN ÇANAKKALE - Çanakkale kara sa- vaşlarõ, 95. yõlõnda Gelibolu Yarõmada- sõ’nda düzenlenen törenlerle anõldõ. Mehmetçik Abidesi’ndeki törende ko- nuşan Tuğgeneral Gökhan Gökay, Türk ulusunun savaşlarda yaşadõğõ acõ- lara karşõn Mustafa Kemal Atatürk’ü kazandõğõnõ dile getirdi. Gelibolu’da sabah saatlerinde başla- yan törenlere halk yoğun ilgi gösterdi. Törene Birinci Ordu Komutanõ Orgene- ral Hasan Iğsız, Avusturya Genel Vali- si Quentin Bryce, Yeni Zelanda Başba- kanõ John Key ve Yeni Zelanda Genel- kurmay Başkanõ, Almanya, Kanada, Fransa, Hindistan ve İngiltere’den tem- silciler katõldõ. Türk ulusunun savaşlar nedeniyle bü- yük acõlar yaşadõğõnõ belirten Tuğgene- ral Gökay, “Atatürk aynı zamanda Türk ulusunun karşısına düşman ola- rak çıkanları, hayatlarını kaybettik- ten sonra evlatları olarak kabul eden tek liderdir” dedi. Gökay’õn ardõndan Avustralya Genel Valisi Bryce ile Yeni Zelanda Başbakanõ Key de kõsa birer konuşma yaptõlar. Karma askeri bando Konuşmalarõn ardõndan Mehmetçik Abidesi’nde karma askeri bando konser verdi. Karma bandoda, Çanakkale sa- vaşlarõna katõlan ülkelerin askeri bando- larõ yer aldõ. Ardõndan Genelkurmay Mehteran Bölüğü, Çanakkale ve Hoş Gelişler Ola türkülerini söyledi. Mehte- ran bölüğünün gösterisi Anzaklarõn to- runlarõ tarafõndan ilgiyle izlendi. Konserlerin ardõndan tören bölüğü protokolü selamlayarak geçti. Daha son- ra törenlere katõlan ülkelerin askerleri de bir geçit düzenleyerek protokolü se- lamladõ. Geçit törenine katõlan Muharip Gaziler Derneği üyeleri, “Bu vatanın nasıl kazanıldığını bilmeyenlere… Anlamayanlara… Ya da anlamak is- temeyenlere…” ifadesinin yer aldõğõ bir pankart taşõdõ. Geçit töreninden sonra bir gazi, Birin- ci Ordu Komutanõ Orgeneral Iğsõz’a sa- rõlarak ağladõ. Iğsõz da gaziyi, “Biz her yıl şehitleri anarak gururlandırıyo- ruz, onurlandırıyoruz” diye teskin etti. Boğaz’da gösteri Anma törenleri kapsamõnda Çanakka- le Boğazõ’nda ilk kez kapsamlõ gösteri gerçekleştirildi. Deniz Kuvvetleri Ko- mutanlõğõ’na ait Kemal Reis Firkateyni top atõşõ yaparak geçti. Türk savaş ge- milerinin yanõ sõra Fransõz ve İrlanda sa- vaş gemileri de geçit törenine eşlik ede- rek kõyõdaki seyircileri selamladõ. Bugün de sabaha karşõ yapõlacak gele- neksel “Şafak Ayini”nde Anzaklar ata- larõnõ anacak. 57. Alay için de saat 13.00’te tören yapõlacak. BERLİN (Cumhuriyet) - Almanya’da 23 Nisan kutla- maları çerçevesinde oluşturulan Uluslararası Çocuk Parlamentosu, TBMM’nin 90. kuruluş yılında çeşitli uluslardan 90 çocukla Alman Federal Meclisi’nde (Bundestag) ikinci kez toplandı. “Spandau Neustadt” adlı dernek tarafından düzenlenen etkinliğe, Federal Meclis üyeleri Memet Kılıç, Aydan Özoğuz, Sevim Dağdelen, Serkan Tören, Kai Wegener, Nicole Bracht- Berendt, Berlin Eyalet Meclisi Üyesi Emine Demirbü- ken-Wegner, Berlin Muavin Konsolosu Mert Doğan ve Berlin Başkonsolosu Mustafa Pulat’ın eşi Tülin Pulat da katıldı. Dernek Başkanı Ali Yıldırım, çocukların, Ço- cuk Parlamentosu’nda milletvekillerine sorular yöneltti- ğini ve sorunlarını dile getirdiğini söyledi. 90 çocuklu meclis ALMANYA ? CHP heyeti Siirt’e gidiyor: CHP, Si- irt’te 4 kõz öğrencinin onlarca kişi tarafõndan te- cavüze uğramasõ olayõnõ takibe aldõ. 4 milletveki- linden oluşan bir heyet yarõn bu kente gidiyor ? Kız öğrenciler arasında bıçaklı kavga: Rize’de dün aralarõnda önceden husumet bulunan lise 4’üncü sõnõf öğrencileri G.A. ile M.D. arasõn- da çõkan tartõşma kavgaya dönüştü. Olayda 18 ya- şõndaki G.A., M.D’yi ensesinden ve ellerinden bõ- çakladõ. G.A. gözaltõna alõndõ. ? Gelin takılarla kaçtı: Kalkandere ilçesin- de Sabri G. ile Hülya G, 19 Nisan’da evlendi. Dü- ğünün ertesi günü Hülya G, eşi ve bir akrabasõ ile bir kuaföre gitti. Yanõndakilere bir süre bekleme- lerini söyleyen Hülya G, takõlarla birlikte kaçtõ. ? Hırsız rakı balık çaldı: Kõrklareli’nde, iş- siz Şemi Demirbilek’in, evine önceki gün öğle sa- atlerinde hõrsõz girdi. Evde değerli eşya ve para bulamayan hõrsõzlar, buzdolabõndan yarõm şişe ra- kõ, bir kilo et ve bir kilo balõğõ çalarak kayõplara karõştõ. Olayla ilgili soruşturma başlatõldõ. KISA KISA... KISA KISA...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear