23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2010 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Dış Haberler Servisi - ABD’li emekli bir general, Bosna savaşõnda meydana gelen Sreb- reniça katliamõna, o sõrada bölgeyi koru- makla yükümlü Hol- landalõ BM Barõş Gü- cü askerlerinin seyirci kalmasõnõn gerekçele- rinden biri olarak, bir- likte eşcinsel askerlerin de bulunmasõnõ göster- di. Eski NATO komu- tanõ John Sheehan, Amerikan Senatosu Si- lahlõ Hizmetler Komite- si’nin, eşcinsellerin or- duya katõlmasõyla ilgili oturumunda bu görüşe karşõtlõğõnõ dile getirir- ken örnek olarak Sreb- reniça katliamõnõ verme- si şaşkõnlõk yarattõ. 1997’de emekli olan Sheehan, bazõ Avrupa ülkeleri ordularõnõn So- ğuk Savaş’õn sona erme- sinin ardõndan zayõfladõğõnõ savundu. “Belçi- ka, Hollanda, Lüksemburg ve diğer bazı ülkelerin, aktif muharebe gücüne ihtiyaç- ları kalmadığı inancıyla, ordularının ba- rışçıl hedefler için kullanımı ve sosyalleş- mesi yönünde gayret gösterdiğini” söyle- yen Sheehan “buna, orduların sendikalaş- tırılması, eşcinsellerin alenen görev alabil- mesi gibi unsurların da dahil olduğunu” belirtti. Konuyu 1995’te Bosna’nõn Srebreni- ça kentinde 8 bin Boşnak erkeğin öldürüldü- ğü katliama getiren Sheehan, orada görevli Hollandalõ birlikleri için “Güçten düşmüş- tüler, zayıf idare ediliyorlardı, Sırplar kente geldi, askerleri telefon direklerine bağladı ve Müslümanları öldürdü” dedi. Hollanda’dan Sheehan’a tepki Komitenin Başkanõ Senatör Carl Levin’in “Hollandalı yetkililer size askerlerin başa- rısızlığının nedeni olarak, orduda eşcinsel askerlerin görev yapması olduğunu mu söyledi?” sorusuna Sheehan, “Evet. Soru- nun bir parçası olarak bunu da dahil etti- ler” yanõtõnõ verdi. Sheehan, bunun kendisi- ne Hollanda’nõn eski genelkurmay başkanõ tarafõndan söylendiğini savundu. Levin ise Sheehan’a, “Hollandalı askerlerin bu ba- şarısızlığını, aralarında eşcinsellerin oldu- ğuna ya da eşcinsellere izin vermelerine bağlama çabasının tamamen hedef saptır- ma olduğunu düşünüyorum” diyerek tepki gösterdi. ABD ordusunda eşcinsellerin açõk- ça görev alabilmesine yönelik kõsõtlamalarõn sona erdirilmesini savunanlardan olan Levin, “Konuyla eşcinsellerin Hollanda ordusu- na görev almasına izin verilmesi arasında bir bağlantı olduğunu söylemek, bir şekil- de eşcinsellerin iyi savaşçı olmadıklarını ileri sürmek anlamına geliyor, ki bence bu tamamen yanlış” diye konuştu. Hollanda hükümeti ise Sheehan’õn açõklamalarõna tep- ki göstererek iddialarõ reddetti. Hollanda’nõn ABD Büyükelçisi de ordu bünyesinde on yõl- lardõr eşcinsellerin, şu anda Afganistan’da olmak üzere hizmet verdiklerini söylemekten gurur duyduğunu kaydetti. Ermenistan’õn eski lideri Ter-Petrosyan’õn danõşmanõna göre, süreç kõsa vadeli çõkarlara kurban edildi ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - Ermenistan’õn eski Cum- hurbaşkanõ Levon Ter-Petrosyan’õn dõşişleri da- nõşmanõ ve dõşişleri bakan yardõmcõsõ olarak gö- rev yapmõş olan tarihçi Gerard Libaridian şim- di Michigan Üniversitesi’nde Ermeni Çalõşma- larõ Programõ’nõn direktörü. Türkiye ile Erme- nistan arasõndaki yakõnlaşma sürecinin kõsa va- deli çõkarlara kurban edildiğini düşünen Libari- dian, hem Ankara’nõn hem de Erivan’õn bu sü- reçte yanlõş hesap yaptõğõ kanõsõnda. Libaridian’a göre Türkiye’nin tarih komisyonu önerisiyle Er- meni soykõrõm savlarõnõ durduracağõnõ düşünmesi kendini kandõrmaktan başka bir şey değil. Dağ- lõk Karabağ sorununun ABD’nin telkinlerine kar- şõn iki ülke arasõndaki normalleşme sürecinin ka- çõnõlmaz bir parçasõ olduğunu düşünen Libari- dian, bundan sonraki süreçte Rusya’nõn daha et- kin bir rol oynayabileceğini öne sürdü. - Ermeni soykırım savlarına yönelik tasa- rının yeniden ABD Kongresi’nin gündemine gelmesi, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecini sizce nasıl etkiler? GERARD LIBARIDIAN - Türkiye ikili ilişkilerin normalleşmesini tarih komisyonu ko- nusuna bağlamõş bulunuyor. Bununla soykõrõmõn tanõnmasõnõ önlemeyi amaçlõyordu ve normal- leşme karşõlõğõnda elde etmek istediği ödül ola- rak görüyordu. Şimdi Türkiye bunu elde ede- meyecekse ve Washington bir şekilde soykõrõmõ tanõrsa neden normalleşme sürecinde acele etsin ki? Bence bu bağõ yaratmak bir hataydõ. Her iki ülke de uzun vadeli stratejik çõkarlarõnõ kõsa va- deli çõkarlara dayandõrdõ. Bu Türkiye için soy- kõrõmõn tanõnmasõ kampanyasõnõ engellemekti, Er- menistan içinse ikili ilişkilerin Dağlõk Karabağ sorunundan bağõmsõz ele alõnmasõydõ. Obama da Kongre de daha ileri gitmez Türkiye bunun soykõrõmõn tanõnmasõnõ dur- durabileceğini düşünerek yanlõş hesap yaptõ. Ermenistan’õn yanlõş hesabõ ise Türkiye’nin bu süreci Dağlõk Karabağ sorunuyla ilişkilen- dirmeden yürütebileceğini düşünmek oldu. İki ülke de büyük meseleleri küçük kõsa vadeli so- runlara kurban etti. - Sizce ABD Başkanı Barack Obama’nın 24 Nisan’daki tutumu ne olacak? - Ben ne Obama ne de Clinton’õn geçen yõl- dan daha ileri gideceklerini sanmõyorum. Ge- çen yõl Obama’nõn konuşmasõ son dönemde- ki başkanlara kõyasla tanõmaya daha yakõndõ. Resmi açõklamada soykõrõm sözcüğünü kul- lanmasa da kendisinin başkan adayõ iken olaylarõ soykõrõm olarak tanõdõğõ yönündeki gö- rüşlerinin değişmediğini söyledi. Bana göre bu özde bir tanõmaydõ. Geçen yõl soykõrõm söz- cüğünü kullanmayan Obama’nõn bu yõl kul- lanacağõnõ sanmõyorum. ABD Kongresi’nin de tasarõ konusunda daha ileri gideceğini zan- netmem. Türkiye ABD’nin karşõ karşõya ol- duğu Ortadoğu, Afganistan, Irak gibi konular için bölgede önemli bir ülke. - Normalleşme süreci şu an için tıkanmış gö- rünüyor. Bu süreçten hâlâ umut var mı? - Eğer benim analizim doğruysa iki hükümet de kõsa vadeli çõkarlara daha çok önem veriyor ve her ikisi de istediklerini elde ettiklerini dü- ‘ASKERLER EŞCİNSELDİ’ Ankara ve Erivan’õn hesap hatasõ Libaridian Sovyetler Birliği’nden bağõmsõzlõğõnõ kazandõktan sonra Ermenistan’õn ilk cumhurbaşkanõ Levon Ter-Petrosyan’õn 1991-1997 yõllarõ arasõnda dõşişleri danõşmanõ olarak görev yaptõ. Libaridian 1993-1994 yõllarõ arasõnda Dõşişleri Bakanlõğõ’nda birinci bakan yardõmcõsõ olarak çalõştõ. Dağlõk Karabağ anlaşmazlõğõnda ve Türkiye ile olan görüşmelerde müzakereci olarak görev yapan Libaridian, bugün Michigan Üniversitesi’nde Ermeni Çalõşmalarõ Programõ Direktörü. şünüyorsa, bu kendini aldatmaktan başka bir şey değil. Bu noktada normalleşme ikinci plana atõ- lõyor. Bu sürece ne olacağõnõ ben bilmiyorum ama iki hükümet de bilmiyor bence. İki taraf da kõ- sa vadeye o kadar çok odaklandõlar ve bu pro- tokollere o kadar çok enerji harcadõlar ki bunun sürecin sonu olduğunu sanmaya başladõlar. Oy- sa bu tür belgelerde yer alan sözcüklerin gerçe- ğe dönüşebilmesi için özen, bakõm ve siyasi ya- tõrõm gerekir. Ancak her iki hükümet de farklõ ne- denlerden ötürü kõrõlgan. Ermenistan hüküme- tinin meşruluk ve güvenilirlilik sorunu var. Türkiye ise geleceğine, ordunun rolüne yönelik iç politikada büyük zorluklardan geçiyor. Ben- ce iki ülke de sürecin nereye gittiğini bilmiyor. Tarih komisyonu Ermenileri ilgilendirmez - Ermenistan anayasa mahkemesinin pro- tokollere yönelik aldığı karar Türkiye’de büyük güvensizlik uyandırdı. Taraflar ara- sındaki güven eksikliği önemli bir sorun de- ğil mi? - Bence hem Türk hem de Ermeni hükümeti yanlõş hesaplar yaptõ. Tarih komisyonunun dün- ya çapõnda soykõrõmõn tanõnmasõnõ engelleye- ceğine inanan bir Türk hükümeti ya kavram ya- nõlgõsõ içindedir ya da kendini kandõrõyor de- mektir. Tarih komisyonu Ermenistan hüküme- tini belki bir derece bağlar ama dünyanõn diğer yerlerindeki Ermenileri ilgilendirmez. Bence so- run Türkiye’nin imkânsõzõ bekleyerek yanõlgõ- ya düşmesiyle başladõ. Aynõ şekilde Ermeni hü- kümetinin bir kâğõt parçasõyla ikili ilişkilerin nor- malleşmesinin Dağlõk Karabağ sorunundan ba- ğõmsõz gerçekleşeceğine inanmasõ da kendini al- datmadõr. Karşõlõklõ güvensizlik belki bu duru- mu anlatmanõn bir yolu, ancak bence burada da- ha fazlasõ var; bu daha çok karşõ tarafõn ger- çekliklerini görmeyerek, yanlõş yargõlama. - ABD bir tarafta Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi, diğer tarafta da Minsk süreci içinde Dağlık Karabağ so- rununa çözüm bulunması yönünde para- lel, ikili bir yaklaşımı destekliyor. ABD ve Ermenistan, Karabağ sorununun bir ön- koşul olmadığını savunuyor ama bu tüm sü- recin doğal bir parçası değil mi? - İki süreci birbirinden ayrõ ama birbirleri- ni teşvik ederek ilerletmek ümit ediliyordu. Bu- nu anlõyorum, ancak iki meselenin birbirine kâğõt üzerinde ya da resmen bağlõ olup ol- madõğõ ince bir konu ve artõk pek de fark et- miyor. Taraflarõn ve arabulucularõn yanlõş yar- gõlarõ, hazõrlõksõz olmalarõ ve fazla umut bes- lemeleri tam aksi bir sonuç getirdi. Şimdi bi- rinci süreç diğerini daha da zor hale getiriyor. Güvensizlik yayõldõ ve Bakû’nun dili de çok cesaret verici değil. - O halde kâğıt üzerinde olmasa bile bu iki sürecin birbirine bağlı olduğunu söyle- yebiliriz. ABD bugüne kadar bunun tersi bir imajı destekledi. - ABD ya da Rusya ya da başkalarõ bu iki- sinin bağlõ olmadõğõnõ söylediğinde kimi kan- dõrõyorlar? Benim de sorum bu. Kendilerini mi, birbirlerini mi, yoksa Türkler ve Ermenileri mi ikna etmek istiyorlar? Bilmiyorum. Aslõnda fark etmez çünkü bu ikisinin birbirine bağlõ ol- duğu bir gerçek. İki hükümetin protokolleri sürecin sonucu gibi algõladõklarõnõ söyleyen Gerard Libaridian, “Tarih komisyonunun dünya çapõnda soykõrõmõn tanõnmasõnõ engelleyeceğine inanan bir Türk hükümeti ya kavram yanõlgõsõ içindedir ya da kendini kandõrõyor demektir” diyor ve ekliyor: “Aynõ şekilde Ermeni hükümetinin bir kâğõt parçasõyla ikili ilişkilerin normalleşmesinin Dağlõk Karabağ sorunundan bağõmsõz gerçekleşeceğine inanmasõ da kendini aldatmadõr.” PORTRE / GERARD LIBARIDIAN Ermenistan’õ bir tek Rusya etkileyebilir- Bundan sonraki süreçte neler olabilir? Size göre en kötü ve en iyi senaryolar neler? - Şimdi bir yõl önce olduğumuzdan daha tehlikeli bir durumdayõz. Türkiye ile bir şeyler denendi ancak bu yanlõş yargõlara ve güvensizliğe neden oldu. Pek çok cephede cid- di saldõrõlara uğradõğõ için Ermenistan’õn şimdi Dağlõk Karabağ konusunda adõm atmasõ daha da zor olacak. Bunun sonucu olarak Azerbaycan da daha sabõrsõz davranacak. Asõl soru protokollerin manevi babalarõ ABD ve Rusya’nõn daha fazla baskõ ya- põp yapmayacağõ. Bana öyle geliyor ki ABD Rusya’nõn Karabağ sorunuyla ilgi- lenmesine razõ olabilir. Rusya’dan başka Ermenistan’õ etkileyebilecek bir ülke yok. Kendisinin ve Batõ’nõn bölgedeki çõkarlarõna zarar vermediği sürece Irak, Afganistan, Pakistan’da so- runlar yaşayan ABD, Rusya’nõn daha aktif olmasõ ve taraflarõ, özel- likle de Ermenistan’õ bir anlaşma- ya zorlamasõna izin verebilir. Öte yandan, genellikle sahada bir çõk- maz varsa, anlaşmazlõğõn taraflarõ uzlaşõya varamõyorlar ya da varmak istemiyorlar- sa, sorunu çözmenin bir yöntemi de sa- hadaki durumu değiştirmektir. Bu da bir çeşit as- keri eylemin sahadaki durumu değiştirerek ta- raflarõ yeniden hesaplamaya itmesi anlamõna ge- lir. Bu en kötü senaryodur ve son derece tehli- kelidir, çünkü askeri çatõşmalarõn nasõl sonuç- lanacağõnõ kimse bilemez. Ancak büyük çocuk- lar bir çözüm görmek isterse ve Rusya daha ak- tif davranõrsa bu en kötü senaryo olmayabilir. - Rusya’nın istediği nedir? Bana her zaman Rusya’nõn gerçekten bu sorunu çözmek isteyip istemediği sorulur. Ben de “herkesin bu sorunu kendi etkisi ve çıkarlarını arttırarak çözmek is- tediğini” söylerim. ABD eğer Kafkaslar’õ kaybedecekse bu sorunun çözülmesini istemez. Aynõ şekilde Rusya da öyle. O bölgede küçük bir soğuk savaş zihniyeti var. Rusya ABD’yi saf dõşõ etmeden bölgeye istikrar getirecek bir biçimde çözmek isteyebilir. Açõk olan şu ki Rusya, Türkiye, İran ve ABD, Karabağ’õn ba- ğõmsõz ya da Ermenistan’õn bir parçasõ olma- sõnõ istemez. Rusya adõm adõm bir çözümü ya da Karabağ için uzun vadeli çözüme geçiş aşa- masõ gibi geçici bir statüyü dayatabilir. - O halde bu başarısız bir süreç? - Bir bakõma. Eğer iki ülke de protokolleri imzalamanõn bir son değil bir başlangõç olduğunu fark ederek ve bu süreçte başarõsõzlõğõn bedelinin kendileri için çok daha fazla olacağõnõ anlarsa, görüşmelere daha az saldõrgan bir bi- çimde dönerek belgeleri uygulama yollarõnõ aramaya başlayabilirler. İki ülke de uzun vadeli çõkarlarõn çok daha önemli olduğunu ve diğer so- runlarõn idare edilmesi gerektiğini belki görür. ABD ve Rusya’yõ prokotokollerin “manevi babalarõ” olarak tanõmlayan Libaridian’a göre ABD Rusya’nõn Karabağ konusunda Erivan’õ zorlamasõna izin verebilir. Katliama en tuhaf bahane ABD’li emekli komutana göre, Hollandalı askerlerin katliama seyirci kalmasının nedenlerinden biri eşcinsel askerler. Medvedev ve Sarkisyan, ocak ayında bir araya gelmişti. (Fotoğraf: AP) T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2008/228 Tal. Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ, Satõş Şartlarõ: Ankara ili, Çankaya ilçesi, Karakusunlar Mahallesi, Ufuk Üniversitesi Caddesi’nde 18 Kapõ Nolu Ambrosia Çarşõsõ’nõn (İş Merkezi) bulunduğu yere rastlayan imarõn, 27480 ada, 3 parseli teşkil eden, 5030 m2 arsa üzerine inşa edilmiş, 48/5030 arsa paylõ, 2. Kat 20 Nolu, 80 m2 kullanõm alanlõ dükkan vasõflõ taşõnmaz bir borç nedeni ile açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr. Gayrimenkulün geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 220.000,00.TL % 18 KDV alõcõya aittir. 1- Satõş 29.06.2010 günü, saat 09.45’den 09.55’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrma- da tahmin edilen kõymetin %60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 09.07.2010 günü, saat 09.45’den, 09.55’e ka- dar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok ar- tõranõn taahhüdü baki kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedeli- nin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2- Açõk artõr- maya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (Dosya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alõcõ adõna tahakkuk edecek 1/2 tapu harcõ satõn alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak vergi borçlarõ, tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek tapu harçlarõ satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve tes- lim giderleri ihale alõcõsõna aittir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi tak- dirde, haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça, paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satõş bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadõr. 5- Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse ihale kararõ fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõkarõlõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce yapõlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada teklifin İİK. 129. madde- deki hükümlere uymasõ şartõyla taşõnmaz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel- le son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn İcra Müdürlüğü’nce tahsil olunur. 6- Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebilir. 7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve mün- derecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/228 Tal. sayõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 17135) 29. YILLIK KONFERANS ABD ile bir erteleme daha WASHINGTON (AA) - Amerikan-Türk Konseyi (ATC) ile Türk-Amerikan İş Konse- yi (TAIK) tarafõndan, Türk-Amerikan ilişki- leri konusunda 11-14 Nisan günlerinde Was- hington’da düzenlenmesi öngörülen 29. yõllõk konferansõn ertelendiği bildirildi. ATC’den yapõlan açõklamada, “konferan- sın planlandığı şekilde düzenlenmesinin imkânsızlığı nedeniyle bu değişikliğe gerek duyulduğu” ifade edildi. ABD Temsilciler Meclisi Dõşişleri Komitesi’nin 4 Mart’ta bağ- layõcõlõğõ bulunmayan Ermeni tasarõsõnõ bir oy farkla kabul ettiği anõmsatõlan açõklamada, “Türk yetkililerin Türkiye’nin Washing- ton Büyükelçisi Namõk Tan’ı istişareler için Ankara’ya çağırdığı, ABD dahil olmak üzere, Ermeni iddialarını kabul eden ülke- lere ziyaretleri azalttığı, kamu ve özel sek- törden iş kesimleri ve derneklerini de bu politikasından haberdar ettiği” kaydedildi. Geçen yõl yapõlan konferansa Genelkurmay Başkanõ İlker Başbuğ ve Amerikan Genel- kurmay Başkanõ Mike Mullen katõlmõştõ. Ermeni Tasarõsõ’nõn komiteden geçmesi- ne tepki olarak daha önce de Türkiye Was- hington Büyükelçisi’ni Ankara’ya çağõrmõş, ayrõca TÜSİAD heyetinin Washington ziya- reti de geçtiğimiz günlerde iptal edilmişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear