22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 28 ARALIK 2010 SALI DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Ayşe Sucu’nun görevden alınmasına tepki gösteren 28 yönetim kurulu üyesi de topluca görevden ayrıldı Faşizm her zaman aynı şekilde gelmez, bazen şiddetli bir deprem gibi yıkıcı darbeler vurur, bazen rutubet gibi sinsice sarar her yanınızı. Faşizm düzeni kimi, kimi değil, çoğu zaman yasal girişimlerle yerleştirilir. Örneğin kimi zaman çocuğunuzla oturduğunuz, nezih içkili lokantaya polis baskınıyla hüviyet tespiti yapılır. Sonra, üst makamlar “yanlışlık olmuş, pardon” derler. Ama kanundan almadığı yetkiyi kullanan polislere işlem yapmazlar. Bazen, devlet memuru statüsünde kadınların başörtülerini alışıldık biçimde bağlamamaları yüzünden işlerine son verilir. Başörtüsü özgürlüğünü savunanların hiçbirinin gıkı çıkmaz. Kimi zaman, hukuk yasayla çiğnenir, insanlar yasal kararlarla sağlanmış yargısız infazlarla cezalandırılırlar. Türkiye’nin sivil darbe sonucunda içine düşürüldüğü faşizm uygulamasında en yaygın yöntemlerden biri de, tutukluluk yoluyla yargısız infazdır. Biliyorum, “yasal kararla sağlanmış yargısız infaz” kararı kafaları karıştıracaktır. Ama yapacak bir şey yok. Hukuk dışı hukuki durumu anlatacak çağdaş hukuk terimleri bulmak imkânsız. Örneğin Ergenekon davasından uzun tutukluluk süresi yaşamakta olan Mehmet Haberal’ın tutukluluk kararı hukuka uygun mu? “Yargıçların CMK 100. maddesine dayanarak verdikleri bir karar var ortada” diyebilir ve açık hükme varabilirsiniz: “Bu karar hukuka uygundur.” Ama Mehmet Haberal tutuklama kararı veren ve tahliye taleplerini reddeden hâkimler hakkında tazminat davası açmıştır. Yargıtay’da görülen davada hâkimler tazminata mahkum edilmişler, karar Daireler Genel Kurulu’nda onaylanmıştır. Bu durumda haklı olarak, “bu karar hukuka aykırıdır. Mehmet Haberal hukuka aykırı olarak, yargısız infaz yoluyla cezalandırılmaktadır” sonucuna varabilirsiniz. Öyle ya, Yargıtay kararı hukuka aykırı bulmasaydı, tazminat da olmazdı. Garip bir ülke Türkiye, burada mahkeme kararları bile hukuka aykırı olabiliyor ve Yargıtay’ın hukuka aykırılığı tespit etmesi, zarar görenlerin yazgısını değiştirmiyor. Yani Mehmet Haberal’ın tutukluluğu, hukuka aykırı ama, yine de sürüyor. Türkiye zaten bir tedbir olan tutuklamanın sıkça başvurulup, uzun süreler uygulandığı ve yargısız infaz kurumuna çevrildiği bir ülke. Konu Aralık 2004’te kabul edilip, 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren CMK’nin 102. maddesinin uygulanması 31 Aralık 2010’a bırakılan 102. maddesi dolayısıyla yeniden gündeme geldi. Yine karışık ve “yasal(!)” olmasına karşın demokrasiye, hukukun temel ilkelerine karşı olan konuyu çok kısaca özetleyeceğim. Söz konusu maddeye göre, tutuklu yargılanma süresi ağır cezalık suçlarda iki yılı geçemiyor. Bazı hallerde, toplam üç yılı aşmayacak şekilde uzatılabiliyor. İki yıllık süre özel mahkemelerde kimi hallerde iki katına çıkarılabiliyor. Şimdi 31 Aralık 2010’dan itibaren durum ne olacak? Tutukluluk yoluyla infaz edilenler, tahliye edilecekler mi? Yoksa kimi aklıevvellerin ileri sürdükleri gibi, uygulama 10 yıla kadar uzatılabilecek mi? Burada isyanınızı duyar gibiyim: İnsaf yahu! On yıllık da tutuklama mı olurmuş? Sorunuzun anlamı yok. Şu Haberal olayına bakın! Adamın 2 yıllık tutukluluğunun bile hukuka aykırılığı Yargıtay kararıyla sabit, on yıllığı nasıl uygun olsun ki?.. Eski İstanbul Barosu Başkanı Av. Turgut Kazan’ın bir basın toplantısıyla açıklık getirmeye çalıştığı soruyu sakın sormaya kalkmayın! Çünkü cevapları hazırdır: Olur olur bal gibi olur! Arkasından da bir kanun daha çıkarırlar, nasıl olsa karar ve kanunların hukuka, demokrasiye, insan haklarına uygunluğu diye bir zaruret de yok. asirmen@cumhuriyet.com.tr 10 Yıl Tevkif Olur mu? Cevap: Bal Gibi Olur Diyanet’te tepki istifası Diyanet Vakfı’nın Kadın Kolları Kurucu Başkanı Ayşe Sucu’nun görevden alınmasından 3 gün sonra 28 kişilik merkez yönetim kurulu istifasını açıkladı. Merkezin Müdür Yardımcısı Vildan Karabulut dün yaptığı basın toplantısında, Sucu’nun her kuruma, cemaate, siyasi partiye aynı mesafede durarak siyaset üstü bir duruş sergilediğini ve “çağdaş kadının da dindar olabileceğini” gösterdiğini söyledi. miş, başkanımızın görevine son vermiştir?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cevaplamakta zorlanıyoruz. Biz bu çaTürkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın lışmaların bir ekip birlikteliği ve anlayışı Faaliyetleri Merkezi Müdürü Yönetim Kuisabetlidir. Bu ülkenin hiçbir DinBirSen Genel Başkanı ile gerçekleştiğine inanıyoruz. Liderirulu Başkanı Ayşe Sucu’nun 25 Aralık’ta kurumunda bulunan yönetici Lütfü Şenocak, Sucu’nun mizle birlikte bizler hiçbir çıkar beklegörevden alınmasının ardından, yürütme değiştirilemez olamaz. Her açıklamaları ve takındığı meden hatta, zaman zaman maddi mankurulu ve komisyon üyesi 28 kadın tepki fırsatta demokrasiyi kendilerine tutumlarla her zaman İslam dininin evi katkılarda bulunan, gönüllü çalışan olarak istifa etti. İstifa eden kurul, Sucu önbir araç olarak gören çevreler, söylediklerine ve teşkilat yapısına Sucu’nun 14 yıldır görev aykırı bir duruş sergilediğini ileri yönetim kurulu 28 kişi görevimizin bitderliğinde yeni bir oluşum kurmaya hayapmasına hiç değinmediler.” sürdü. Şenocak şunları söyledi: tiğini düşünüyor, istifamızı sunuyor ve yezırlanıyor. DinBirSen ise Sucu’nun İslam Birtakım çevrelerin “İslamı “Medyada asılsız bilgilerle ni yönetime başarılar diliyoruz.” dininin söylediklerine aykırı bir tutum onların istediği gibi abartılan Sucu’yu, Diyanet Karabulut, Sucu’nun görevden alınması sergilediğini ileri sürdü. yorumlaması” nedeniyle Sucu’ya teşkilatında acaba kaç kişi haberini aldıklarında Diyanet İşleri Başka“Türban İslamın önşartı değildir” sahip çıktıklarını öne süren tanıyor? Ayşe Sucu, kadın nı Mehmet Görmez ile 17 kişilik bir heyetin sözleriyle ve Benazir Butto modeli baŞenocak, “İslam hiç kimseye görevlilerimizin hangisine görüşmeye gittiğini ve Görmez’in Sucu’ya şörtüsüyle öne çıkan, Diyanet Vakfı’nın göre değişmez, hiç kimse şefkatle davranmış ve hangi ilişkin kararda yeniden yapılanma çalışKadın Kolları Kurucu Başkanı Ayşe Suhaddini aşarak İslamı kendine etkinliğe davet etmiştir? göre yorumlamasın. Yeni Yanındaki yönetimde kaç tane malarını işaret ettiğini söyledi. cu’nun görevden alınmasından 3 gün sonyapılanma döneminde kadın din görevlisi vardır? Konuyla ilgili olarak, CHP Zonguldak ra 28 kişilik merkez yönetim kurulu istigerçekleşen bu değişiklikleri Türkiye Diyanet Vakfı’nın bu Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Başbakan fasını açıkladı. Merkezin Müdür Yardımçok olumlu buluyoruz” dedi. noktada verdiği karar oldukça Recep Tayip Erdoğan tarafından yanıtcısı Vildan Karabulut dün yaptığı basın lanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sotoplantısında, Sucu’nun her kuruma, ceru önergesi verdi. Köktürk, önergesinde Başmaate, siyasi partiye aynı mesafede durabakan’a “Sayın Bardakoğlu’yla başlayan rak siyaset üstü bir duruş sergilediğini ve “çağdaş ka rekçesi ‘Yeniden yapılanma’ olarak gösterildi. Sadının da dindar olabileceğini” gösterdiğini söyledi. yın Sucu’nun yapmış olduğu çalışmalar ve hiz süreç ve son istifalarla birlikte değerlendirildiğin“Biz onunla insanın dış görünüşüyle değil, kafasıyla, metler dikkate alındığında bu yeni yapılanmaya Su de, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda giderek radikalyüreğiyle hizmet götürülebileceğini öğrendik” di cu ile devam edilmesini ya da takdiren yeni bir gö leşen bir İslam düşüncesi oluştuğunu mu göstermektedir, ‘Başörtüsü dinin emri değildir’ diyen yen Karabulut, Sucu’nun görevden alınmasıyla ken reve atanmasını arzu ederdik” diye konuştu. Soruyoruz, ‘Başlangıçtan beri desteğini esirgemeyen herkesin yoğun baskı altında olduğu sonucu mu ordilerinin de yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiğini söyledi. Karabulut “Sucu’nun görevden alınma ge vakfımız ne olmuştur da son zamanlarda desteğini çek taya çıkmaktadır” sorularını yöneltti. DinBirSen sonuçtan memnun MİTİNG YAPILACAK Cemaat baskısı Tunceli’yi bıktırdı EğitimSen Şube Başkanı Arslan, Tunceli’de, cemaat dershane ve yurtlarının açılması için iktidarın bütün olanakları sunduğunu vurguladı. TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli’de AKP ile MHP dışındaki siyasi partilerin yanı sıra 50 sendika ve sivil toplum örgütü, Tunceli Belediyesi, 6 ilçe belediye başkanı, il dışındaki Tunceli dernekleri, 22 Ocak’ta zorunlu din derslerinin kaldırılması ve Gülen cemaatini protesto için miting düzenleyecek. Parti, sendika ve sivil toplum örgüt temsilcileri Dersim Alevi Akademisi Derneği’nde (DAKAD) bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. EğitimSen Şube Başkanı Mehmet Ali Arslan, Tunceli’de, cemaat dershane ve yurtlarının açılması için iktidarın bütün olanaklarının sunulduğunu vurgulayarak, “22 Ocak’ta ‘Her türlü inkâr ve asimilasyona hayır, zorunlu din dersleri kaldırılsın’ adlı miting düzenleyeceğiz. Bu mitinge başta Dersim halkı olmak üzere, emek ve demokrasiden yana olan tüm kesimleri, emek örgütlerini, Alevi örgütlerini, siyasi parti temsilcilerini ve dışarıda bulunan Dersimlileri katılmaya davet ediyoruz. İlimizde yaşayan insanların tamamına yakını Alevi yurttaşlar ve okullardaki zorunlu din derslerinin okutulması halkımız tarafından kabul edilmiyor. İlimizdeki asimilasyon politikaları devlet tarafından sürdürülen dinci kadrolaşma, Gülen cemaatinin eğitim kurumları aracılığı ile yapılıyor. Bütün bunlara dur demek için 22 Ocak’ta binlerce kişinin katılacağı miting yapacağız, katılım çok yüksek olacak” dedi. ALTYAPI YOK, ÜNİVERSİTE VAR Rektöre makam odası belediyeden LEVENT GENCELLİ BURSA AKP’nin altyapıları hazırlanmadan açtığı ve rektör atadığı üniversitelerden biri olan Bursa Teknik Üniversitesi’nin rektörlük makamı, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin geçici olarak verdiği Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki odası oldu. Dün düzenlene törenle odasını Rektör Prof. Dr. Ali Sürmen’e geçici olarak veren Altepe üniversiteye müstakil bina yapılana kadar rektörlüğün Merinos AKKM’de olacağını anlattı. Altepe, “Makam odasının Teknik Üniversite tarafından kullanılması onurdur. Önemli olan bir an önce üniversitenin hizmete başlaması” dedi. Rektör Prof. Dr. Ali Sürmen de gazetecilerin, “Bir masa bir sandalye ile üniversite açılıyor. Bu ne kadar doğru” soruları üzerine, kurulan her yeni üniversitenin bu tür sıkıntıları yaşadığını, Bursa Teknik Üniversitesi’nin kısa sürede gelişeceğine ve herkesi şaşırtacağına inandığını savundu. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear