Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 2010 SALI 4 HABERLER Parti Meclisi’nde Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile Genel Sekreter Sav arasında kurultay restleşmesi yaşandı DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Chanson Pour L’auvergnat’ Ya da Oktay Ekşi’ye Türkü Son günlerde aklımda ünlü Fransız ozanı Georges Brassens’in “Chanson Pour L’auvergnat”sı var. Ozan burada yaşamı buz keserken, kendisine birkaç parça kor veren bir “Auvergne”linin (Fransa’nın bir bölgesi) öyküsünü anlatır ve herkesin kendisine sırt çevirdiği dönemde, küçücük bir jest ile içini ısıtanlara seslenir. Yaşam boyu, her zaman, yok yok her zaman değil, hatta sıkça da denemez, arada sırada taşıdım Brassens’in gitarıyla seslendirdiği bu şarkıyı. Anımsamadığım zamanlarda, sırası geldiğinde yüzeye çıkmak üzere, benliğimin derinliklerinde bir yerde sırasını bekledi dizeler. Ne zaman, yoksulyoksun bir havada olsam, çevredekilerin aldırmaz bakışları, daha da kötüsü, zulmün yanında yer alan tavırları altında çaresiz köşeye sıkışmış bir durumdayken, bir damla su uzatan ya da yüreklendirecek bir bakış fırlatan, iki söz söyleyen biriyle karşılaşsam, Brassens gitarını tıkırdatarak Overniyalı’ya seslenen türküsü çınlamaya başlar içimde. Son günlerde, mesleğe zamansız veda etmek durumunda kalan Oktay Ekşi dolayısıyla kulaklarımda hep bu melodi... ??? 12 Eylül’ün karanlık günleriydi (zaten hiç aydınlık günü oldu mu ki?). Sağmalcılar Hapishanesi’nden Barış Derneği duruşmasının yapılacağı spor salonuna sevk edilmek üzere, cezaevi arabasına binmeden önce, evvela kelepçelendikten sonra, bir de sevk zinciriyle birbirimize bağlanmıştık. Uzaktan bakıldığında, görüntümüz ortaçağın kalebentlerine benziyordu. Şu rastlantıya da bakın ki, tam o duruşmaya New York Times’ın muhabiri de aralarında olmak üzere, yabancı gazetecilerden bir grup da gelmişti. İstanbul Barosu Başkanı, bir emekli büyükelçi, Tabipler Odası Başkanı, birkaç profesör, birkaç gazeteci, ressam ve tiyatrocudan oluşan, kimileri altmışlarının sonlarında, en gençleri kırklarında insanların birbirlerine zincirle bağlı olarak mahkemeye sevk edilmeleri (ki daha sonra bu muamele teröristlere bile reva görülmedi) nasıl ilginç bir Türkiye manzarası arz ediyordu, varın siz düşünün! İzleyiciler sırasında hüngür hüngür ağlayanlar, fenalık geçirenler olduğunu sonradan öğrenecektik. Ama astığı astık, kestiği kestik, kerizmatik liderin döneminde kimsenin ses çıkaracak hali yoktu. Ertesi günü hapishaneye Hürriyet gazetesi geldiğinde, Oktay Ekşi’nin birinci sayfadan başlayıp, içeride süren başyazısını okuduk. Zehir zemberek bir şeydi. Bu yapılanlara karşı birisi ezcümle şöyle haykırıyordu: Bu ne utanmaz zulüm beyler! ??? Bizden yana çıkan o yazı ile içimiz ısındı, teselli bulduk. Ama hem yazıya seviniyor, hem de, öte yandan Oktay Ekşi’nin bunun için başının derde gireceğinden korkuyorduk. Sanıyorum, yazıyla ilgili dava açıldı hakkında. Aradan iki yıl geçti. Tahliye olduktan sonra, Oktay Ekşi’yi ziyarete gittim. Duygularımı, daha doğrusu bütün arkadaşların duygularını ve şükranlarını ifade etmeye çalıştım. O gün şunları söylediğimi de çok iyi hatırlıyorum: Yazınız çok sertti, tepkiniz çok büyük olmuştu. Sizin gibi itidalli bir adamdan hiç ummazdım. Sonra gülerek eklemiştim: Böyledir bu Türkiye, Oktay Ekşi gibi dikkatli kişileri de zıvanadan çıkarır. Allah tekrarından korusun! Bu konuşmadan 24 yıl sonra Oktay Ekşi’nin meslek hayatını, ölçüsü kaçan bir tepki yüzünden noktalayacağını doğrusu hiç düşünemezdim. Böylesine değerli, hemen her zaman dikkatli bir meslektaşın sütununu çok arayacağım. Oktay Ekşi benim ve tutuklu arkadaşlarım için, her zaman bize zincire vurulduğumuz zaman, her şeyi göze alıp, arka çıkan, yürekli yazar, onurlu gazeteci olarak kalacak. Ve onu her andığımda plak dönecek kafamda: “Senin içindir bu şarkı ey Overniyalı! Sen ki bana herkesin sırt çevirdiği bir anda...” CHP’de kılıçlar çekildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Sekreteri Önder Sav, 27 Kasım’da tüzük kurultayı toplanması için düğmeye basarken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “O zaman ben de seçimli kurultay isterim” karşılığını verdi. MYK’nin dünkü toplantısında Kılıçdaroğlu ile Sav arasında kılıçlar çekildi. Partinin tüzük mü yoksa seçimli kurultaya mı gideceği yarın yapılacak parti meclisi (PM) toplantısında netleşecek. CHP MYK, dün Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplandı. Toplantı sonrasında açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay, yarın toplanacak PM’de MYK üyelerinin kimler olacağına ilişkin bir soru üzerine, bu konuda yetkinin genel başkanda ve PM’de olduğunu söyledi. Partinin kurultaya gitmesi ? Kılıçdaroğlu’nun yeni tüzük uyarınca 13 genel başkan yardımcısı ve genel sekreter atamasına ilişkin maddenin çıkarılması için Parti Meclisi toplantısında girişiminde bulunan Sav ekibinin 27 Kasım’da tüzük kurultayı toplanması için hazırladıkları önergeyi imzaya açtıkları öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun bunun üzerine, “O zaman ben de seçimli kurultay isterim” dediği belirtildi. nündeki bir soru üzerine, bu konuda kararı genel başkanın vereceğini söyledi. Bazı yorumların bilgi eksikliğinden yapıldığını kaydeden Okay, yeni tüzükte “güçsüzleştirilmiş bir genel sekreterlik” hükmünün olmadığını belirtti. Tüzüğün 39. maddesinde genel sekreterin görevlerinin tekraren sayıldığına dikkat çeken Okay, “Genel sekreterliğin sadece evrak trafiğini yapacak türünden yazılar kulaktan dolma ve yanlıştır” diye konuştu. Okay, bir başka soru üzerine gençlik kollarının “AKP’nin eziyetleri” sergisinin genel başkanın rahatsız olması ve benimsenmemesi gerektiği, aksi takdirde seçimlere katılamayacağı ya da Hazine yardımının kesileceği yönündeki değerlendirmelerin anımsatılması üzerine Okay, “Bu konuda Yargıtay’ın yazısında bu tartışmalara nokta koyacak ibareler yer almaktadır. CHP içindeki insanların bu değerlendirmeleri yapmalarını doğal karşılıyorum, Ancak böyle CHP’ye zarar verdiklerini düşünüyorum” dedi. nedeniyle kaldırıldığını söyledi. AKP’li Ömer Çelik’in askerler ve resepsiyona ilişkin açıklamalarının anımsatılması üzerine Okay, “TSK, başbakana ve cumhurbaşkanına bağlıdır. AKP yönetimi, ordu ve yargıyla mücadele ederek siyasette prim yapma alışkanlığından vazgeçmelidir” dedi. Kılıçdaroğlu’na sitem Edinilen bilgiye göre Önder Sav, PM toplantısının gündeminde Kılıçdaroğlu’nun yeni tüzük uyarınca 13 genel başkan yardımcısı ve genel sekreter atamasına ilişkin maddenin ‘Güçsüz genel sekreter yok’ Okay, Önder Sav’ın genel sekreter mi olarak kalacağı yoksa genel başkan yardımcılığına mı getirileceği yö çıkarılması girişiminde bulundu. Bu konuda bir önerge hazırlanırken Sav ekibinin 27 Kasım’da tüzük kurultayı toplanması için hazırladıkları önergeyi de imzaya açtıkları öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun bunun üzerine, “O zaman ben de seçimli kurultay isterim” dediği öğrenildi. Sav’ın MYK toplantısında Kılıçdaroğlu’na “Size çok kırıldım. Yargıtay’dan gelen son yazıyla ilgili size bilgi vermiştim. Ama ‘haberim yok, daha görmedim’ gibi açıklamalarınız oldu” diye sitem ettiği kaydedildi. Sav toplantıda, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26 Ekim 2010 tarihli yazısı hukuki dayanaktan yoksundur. Bu tüzük değişiklikleri demokratik değil, tüzük kurultayını toplayarak demokratik hükümlere geri dönelim” dedi. 100 BİN LİRA İSTİYOR İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN LEGATUM REFAH İNDEKSİ Erdoğan, Ekşi’ye dava açtı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir köşe yazısında, “analarını bile satan zihniyet” ifadesini kullanan Oktay Ekşi ve Hürriyet gazetesi aleyhinde 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş başta olmak üzere bazı genel başkan yardımcıları ve partililerin de kişisel olarak dava açacağı öğrenildi. Başbakan Erdoğan’ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Oktay Ekşi’nin, Hürriyet gazetesinde, 28 Ekim 2010 tarihinde yayımlanan “Az Demişiz” başlıklı köşe yazısında, “Erdoğan’ın şahsiyet haklarına tecavüz niteliğinde; şeref, haysiyet ve onuruna yönelik tahkir ve tezyif edici isnat ve ithamlara, fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayrı kabil hakaretlere yer verildiği” ileri sürüldü. Ekşi’nin, dava konusu yazısı ve düşüncesi ile salt Erdoğan’ın değil, basın ile basının var olma nedeninin ve işlevinin de toplumda zarar gördüğü savunulan dilekçede, “Topluma böyle bir dilin aşılanması basının var oluş nedenlerini zayıflatır, hatta işlevini de etkisizleştirir” görüşü savunuldu. Yazıyla, “Erdoğan’ın kişilik haklarına ve manevi şahsiyetine açıkça bir saldırı gerçekleştirildiği” ileri sürülen dilekçede, Oktay Ekşi ve Hürriyet gazetesinden, yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 100 bin TL manevi tazminat talep edildi. Türkiye’de demokrasi inancı zayıf ? Merkezi Londra’da bulunan Legatum Institute’nün “Legatum Refah İndeksi”ne göre Türk halkının demokrasiye olan inancı zayıf. Asker ve adalete olan güvende uluslararası standartların üstünde olan Türkiye’de ekonomi ise istikrarsız. SEVİL ARINAN namikzafer@yahoo.com ‘Emre itaatsizlik yapıldı’ AKP’li Genel Başkan Yardımcısı Çelik, askerlerin Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyona katılmamasını sert sözlerle eleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılmamaları nedeniyle Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını “emre itaatsizlikle” suçladı. NTV’nin sorularını yanıtlayan Çelik, TSK’nin Cumhurbaşkanı’nın davetine herhangi bir kılık kıyafet hassasiyeti nedeniyle katılmaması diye bir şeyin olamayacağını belirterek şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanı davet eder, asker davete gider. Gitmemek gibi bir tercihi yoktur. Bu geleneğe bu şekilde karşı çıkmak emre itaatsizlikle eşdeğerdir. Katılmama yönündeki tavır kesinlikle emre itaatsizliktir. Adana’da bir başörtülü hanımefendi Cumhuriyet kutlamalarına katılmaya gitmiş, askerler salonu terk etmiş. Modernliğin esas dinamiği kadının kamusal alana katılımıdır. Bunu dışlayan biri modern olamaz. Başkomutan ve başkomutan eşinin düzenlediği bir resepsiyona katılmamak kesinlikle gayri meşrudur, emre itaatsizlikle eşdeğerdir.” AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da konuyla ilgili bir soru üzerine, “Gelmemeleri Çankaya’nın değerini azaltmaz, gelmeleri de değerini yükseltmez. Şehit cenazelerinde başı örtülü şehit annelerine gösterdiği saygıyı başka yerlerde göstermesini beklemek milletimizin hakkıdır” dedi. Bozdağ, TSK’nin birliklerine “Başörtülü biri olduğu zaman o organizasyondan ayrılın” şeklinde bir bildiri gönderdiği iddialarının hatırlatılması üzerine “Anlamsız buluyorum. TSK’nin geleneklerine aykırı görüyorum. ‘Asker millet’ olan bir yerde asker, millete arkasını dönemez” diye konuştu. asirmen@cumhuriyet.com.tr ANKARA Merkezi Londra’da bulunan uluslararası düşünce kuruluşu Legatum Institute’nüun 2010 araştırmasında Türkiye, 110 ülke arasında 80. sırada yer alıyor. Geçen yıl da aynı sıralarda bulunan Türkiye, istikrar, büyüme ve kişi başına düşen milli gelirde 69. sırada bulunuyor. Türk ekonomisinin istikrarlı olmadığına yer verilen araştırmada, insanların kayıt dışı çalıştığı, toplumun ise ekonomik ve girişim fırsatlarının uluslararası ortalamaların altında olmasından şikâyetçi olduğu belirtiliyor. Araştırmada Türkiye, diğer ülkelere “çok cazip” yatırım olanağı sunarken, bankacılık sektörünün performansı dünya ortalamasının üstünde bulunuyor. Türkiye’de asker ve adalete olan güven uluslararası standartların üstünde. Türkiye askere güvende 29, yargıya güvende 23. sırada yer alıyor. Ortalama iş kurma maliyeti açısından diğer ülkelere oranla daha yüksek durumda olan Türkiye, iletişim teknolojileri açısından da iyi yerde bulunuyor. Ayrıca her 100 kişiden 89’u cep telefonu kullanıyor. Bunların yanında araştırmanın değerlendirme bölümünde ise halkın demokrasiye olan inancının zayıf olduğuna dikkat çekildi. Araştırmada, toplum genel anlamda hükümetin yoksullukla ilgili çabalarından hoşnut değilken Türkiye eğitimde de benzer tablo çiziyor. Kızların ilköğretim ve lise eğitimine katılımı erkeklere oranla daha düşük. 10 bin kişiye 27 yatak düşüyor Türkiye, beslenme sıralamasında 110 ülke arasında 47. sırada yer alırken ortalama yaşam ömrü 62, bebek ölüm oranı 2.1. Hastanelerde her 10 bin kişiye 27 yatak düşerken Türkiye ruh sağlığı bakımından 55. sırada yer alıyor. Türk halkının 8.2’si bir saldırıyla karşı karşıya kaldığını bildirirken yüzde 14’ü bir malının çalındığını belirtiyor. Ayrıca her 10 yurttaşın 4’ü kendi yaşamını çizme özgürlüğüne sahip olduğunu düşünüyor. Türkiye ikinci şahıslara güvende 97. sırada bulunurken halkın yüzde 55’i haftada bir, dini bir vecibesini yerine getiriyor. Bu bakımdan Türkiye 13. sırada yer alıyor. CHP’Lİ GÜRSEL TEKİN AMBLEM OLARAK ‘DOĞAN GÜNEŞ’İ SEÇEN ‘HALKIN SESİ PARTİSİ’NDE SOLDAN DA İSİMLER VAR ‘Kılıç, çizmeden yukarı çıkmasın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “bol gezenin bol kalfası” diyen AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç’a “Ukalanın dik alası, çizmeden yukarı çıkmasın” yanıtını verdi. Tekin, dün yaptığı yazılı açıklamada, Kılıç’a tepki gösterdi. Bunun “haddini bilmezlik” olduğunu vurgulayan Tekin, “Böylelerine hem saygısız hem de ukalanın dik âlâsı derler. Çizmeden yukarı çıkmasın” dedi. Kılıç ve diğer grup başkanvekili Nurettin Canikli’yi bir televizyon kanalında tartışmaya çağıran Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Yürekleri yetiyorsa, ister ikisi birden istek tek tek, istedikleri televizyonda, istedikleri gün ve saatte karşıma çıksınlar, belediyelerdeki yolsuzlukları tartışalım. Ama süre 3 saatten az olmasın, çünkü AKP’nin, AKP’li belediyelerin yolsuzluklarını say say bitmez. CHP’li belediyelerle ilgili elinde belge bilgi olup açıklamayan, bunu yargıya intikal ettirmeyen ve bizim de AKP’li belediyelerden hesap sormamıza engel olan namerttir.” Kurtulmuş merkeze talip ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SP’de olaylı kongre sonrası Necmettin Erbakan’la girdiği parti içi mücadele sonrası partinin mahkeme kararıyla kongreye gitmesi üzerine istifa eden eski SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Halkın Sesi Partisi’ni kurdu. Kurtulmuş partisine kısa ad olarak HAS’ı, amblem olarak ise “Osmanlı’nın medeniyet güneşi” diye tanımladığı “doğan güneş” motifini seçti. Kurtulmuş’un yeni partisinde eski ANAP, DP ve BBP’den isimler de kurucu olarak yer aldı. Kurtulmuş, dün yeni partisini kurdu. Türkiye’de siyasal sistemdeki sorunların mevcut partilerden kaynaklandığını, siyasetin sorunları çözmek yerine kavga alanları üzerinden kutuplaştırıldığını ve kamplaştırıldığını belirten Kurtulmuş, “Milletin sorunlarını bilen asla ‘mış gibi yapmayan’ ne yapacaksa onu söyleyen ve söylediklerini yapmaktan vazgeçmeyecek, geri adım atmayacak, korkmayacak bir siyasi harekete ihtiyaç var. Siyasetin temel sorunlarını sürekli kamplaştırarak AleviSünni, TürkKürt, dindarlaik, askersivil meselelerini büyüterek bunun üzerinden siyaset yapma geride kalmıştır. Bu kurucular kurulu Türkiye’nin sağsol, ilericigerici, muhafazakârlaik gibi tanımların tamamen dışında bir siyasal terkibi oluşturuyor. Bu parti sağcı, solcu, liberal, muhafazakâr bir parti değil, milletin halkın merkezi olan bir partidir” dedi. Kurtulmuş, 2011 seçimlerine katılmayı hedeflediklerini, bu yolda ay sonunda ilk kongreyi toplamayı ve gerekli örgütlenmeyi sağlamayı hedeflediklerini bildirdi. Halkın Sesi Partisi’nin kurucuları arasında Kurtulmuş’la birlikte SP’den ayrılanların yanı sıra eski ANAP, DP, BBP ile soldan isimler de yer aldı. ANAP’ın eski grup başkanveklilerinden Beyhan Aslan, DYP ve BBP’de yer alan Refaeddin Şahin, Ümmet Kandoğan, eski DP’li Çağrı Erhan, eski FP milletvekili ve “Müslüman Sol Hareket” kurucusu Mehmet Bekaroğlu, Türkiye Birleşik İşçi Partisi Genel Başkanı Zeki Kılıçaslan, Evrensel gazetesi yazarı Cem Somel partinin kurucusu oldu. SP’deki ayrışmada Erbakan tarafında saf tutan Recai Kutan’ın akrabası Zekai Kutan, Merve Kavakçı’nın eşi Nazır Cihangir İslam, yazar Emine Uçak Erdoğan, Prof. Dr. Haluk Yavuzer, eski Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan da kurucular arasında yer aldı. İnternet sitesi kapalı Ayrıca dünya ülkeleri üzerine araştırma yapan Legatum Institute’ün “www.li.com/ ” adlı internet sitesine Türkiye’de mahkeme kararıyla geçen yıldan bu yana ulaşılamıyor. Legatum Institute’ün raporuna göre Türkiye, 110 ülke arasında 80, BM İnsan Gelişim İndeksi’nde 182 ülke arasında 79, Wall Street Journal Ekonomik Özgürlük İndeksi’nde 179 ülke arasında 67, Transparency Internatinal Yolsuzluk Sıralaması’nda 180 ülke arasında 61. sırada bulunuyor. Numan Kurtulmuş’un yeni partisinin amblemi doğan güneş . (Fotoğraf:AA) C MY B C MY B