23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 KASIM 2010 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Geçen yıl kredi vermemekle eleştirilen bankalar şimdi ‘ekonomi ısınıyor’ gerekçesiyle frenlendiklerini düşünüyor Bankalara ikili kıskaç İş Bankası mevduatta birinci Ekonomi Servisi İş Bankası, yılın ilk dokuz aylık döneminde yüzde 21’lik artışla 2 milyar 440 milyon TL konsolide net kâr elde etti. Bankanın aktif büyüklüğü ise 141 milyar 486 milyon TL’ye ulaştı. İş Bankası, bu dönemde kredilerini yüzde 19 oranında arttırarak 62 milyar 895 milyon TL’ye yükseltirken, Türk Parası kredilerdeki liderliğini sürdürdü. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince yaptığı açıklamada; “Gerek aktif büyüklüğünde gerekse kârlılıkta sergilenen söz konusu yüksek performans, bankanın risk yönetimi ve kârlılık prensiplerine dayalı sağlıklı büyüme stratejisini başarılı şekilde uyguladığına işaret ederken, ulaştığımız 17.5 milyar TL’lik özkaynak büyüklüğü ise bölgesel etkinliğimizi artırmaktadır” dedi. Banka’nın mevduat hacmi 80 milyar 406 milyon TL’ye ulaşırken, takibe aktarılan kredilerdeki düşüş paralelinde karşılık giderleri yüzde 44 oranında azaldı. Banka’nın mevduatı yüzde 12 artış gösterdi. İş Bankası özel bankalar arasında mevduatta birinci duruma geldi. Çokkültürlülük? Yeni Balkanlar, 9 devletçiğin, aslında parçalanmış Yugoslavya dışında kalanlarının da, aynı sıcak sorunlarla boğuştuğuna tanıklık yapanlar... Şimdilerde yatıpkalkıp “Nasıl bir kimlik” arayışında? Parçalanırken ırklar, daha doğrusu dinler ayrımcılığı baskın bağımsız devletçikler kurdukları düşünün peşine takılmışlar. Yaşamın gerçeğinde ayrı ayrı ırkdin eksenli devletçiklerin içinde, daha bir karmaşık, çok renkli mozaiğin sorunları, kavgasının içine sıkışıp kaldıklarının ayrımına varmışlar. Hani Alman Başbakanı Merkel yakın günlerde özgürlüklerin, demokrasinin simgesi çokkültürlülüğe varmada sınıfta kaldıklarını ilan etti ya; kanlı, ağır bedeller ödenerek kurtuluşu ayrı devletçikler kurmada aramış Balkan aydınları, çıkış yolunu yeniden “çokkültürlülük” üzerinden bulmak zorunda oldukları görüşünde buluşuyor. En azından Ankara Gazeteciler Cemiyeti Makedonya Türk Gazeteciler Birliği’nin, Makedonya’nın Manastır kentinde 1011 Kasım’da gerçekleştirdikleri “Atatürk Sempozyumu’ndan” benim çıkarımım böyle; bölge ülkelerinden katılımcılar, siyasiler, bilim insanları, gazeteciler bir biçimde TitoAtatürk liderliklerinde barışbaşarı sırlarını araştırma, bugünün yakıcı sorunlarını çözüm arayışlarını aktardılar... Ne kadar bölünülürse o kadar daha çok yeni ırkdin ayırımcılığı gündemi ile yüz yüze kalmak, yeni devletçiliklerin ortak üst kimliğini, çimentosunu yaratamamış olmak, hepsini çokkültürlülüğe yeniden bakmaya itmiş. Sırplara kalmış Sırbistan, BoşnakSırp ayrı Bosna’lar, Arnavut Kosova, Makedon Makedonya marşlarda, türkülerde, bayraklarda, dillerde hâlâ kitleleri peşinden sürüklüyorlar, siyasetin diline egemenler. Ancak yaşamda karın doyurmuyor, yeni daha yakın plan ırkçıdinci parçalanmalarla sonsuz kırılmaların acıların, kayıpların korkusunu aşılıyorlar. Yeni dünya düzeni, küreselleşme ideolojisi ile pompalanan; “gidilebildiği kadar dibine ırklar, dinler kimlikler ayırımcılığında özgürlükler” üzerinden ortaya çıkan sonuçlar, canları çok acıtmakla kalmamış, geleceğe dönük kaygıları, korkuları, sorunları katlamış. Giderek ayrışan kimliklerle ortak gelecek düşü kurulamayacağı yüzlere tokat gibi çarpmış; “Atatürk ve kültür üzerine tebliğinde eski Makedonya Kültür Bakanı Güner İsmail’in “Eski Osmanlı devleti üzerinde kurulu 30 ülkeye 30 yeni birleştirici, Atatürk gibi güçlü lider aranıyor” vurgulaması gerçekten düşündürücü. “Mozaikle çok renkli, çokkültürlü birlik kurulamaz” ilk kez duyduğum buralarda slogan olmuş yeni bir kavram. Mozaiğin kırıldığında kolayca taşların dağıldığı anlatılıyor. Gerçek çokkültürlülüğün ortak değerler üst kimlikli, ortak amaçla sağlam çimento ile var olabileceği vurgulanıyor. Mekadonya’nın dağlarına, tepelerine, saat kulelerine, olur olmaz her yere dikilmiş haçlara inat, çoğunluk Müslüman Arnavut azınlık Türkler İslami cemaatler, mezhepler ekseninde paylaşılamıyorlar. Gettolar halinde yaşam aralarındaki uçurumları derinleştiriyor... Makedon vatandaşı Arnavut kökenli Türkoloji eğitimi alan genç, Türkçeyi iş bulabilmek umudu ile yakın ticari ilişkiler bağlantılı öğrenmek istediğini söylüyor. Asıl kurtuluş düşü AB üyeliği. Makedon ulusal marşı okunurken ilgisiz İstiklal Marşımızı mırıldanıyor. Hem Tito hem de Atatürk’e ilişkin olumlu değerlendirmeleri alkışlıyor. Osmanlı Balkanlar’a gelmeden misyonerlik çalışmalarını başlatmış Bektaşi tekkesinin kapısına, maddi destek bağlantılı Makedon bayrağı ile birlikte Amerikan, Suudi, Türk bayrakları asılı. Dede, Hacıbektaş’tan icazet alındığını ancak bölgede misyonerlik yaparken sakal ve giysileri ile papazlardan ayrı görüntü vermemeye çalıştıklarını söylüyor. Dış kaynaklardan beslenmeyen camiler cemaatleri çok yoksul. Gülen cemaatinin okulları en pahalı, en geçerli eğitimi vermede Amerikan, AB ülkelerinin üstündeler. Başbakanınki dahil en varsıl çocuklar bu kolejlerde eğitim görüyor. Türkler Türkiye’nin kendilerini çizdiği din ve cemaat üzerinden üç ülkede birden “ArnavutlukKosovaMakedonya” Arnavutlara yöneldiğinden yakınıyorlar. İktidarın bu yaklaşımına göre çalışan özel sektör resmi görevlilerin çok ilginç yeni kaygıları var. Makedonya’yı ayakta tutacak koşullar gelişmezse sürpriz yeni gelişmeler de Yunanistan Makedonya birleşmesi gerçekleşirse? Türkiye’nin çabaları boşa mı çıkacak? Birleşilen bir başka ortak yargı sadece dar bölge dokuz devletçik üzerinden değil, çok geniş kapsamlı Balkan bölge haritalarının çok oynak, çok yeni sınırlar çizilmesine gebe olduğu. İşte tam da bu nedenle yeni kanlı, acılı bedeller ödenmemesine dönük olarak gönüllü birleşmeler, birlikteliklerin kurulabilmesi düşleri kuruluyor, olabilirlik hesapları üzerine kafa patlatılıyor. Altta kalıp ezilmemeye yönelik olarak da, kaçınılmaz, çaresiz reflekslerle kendi ırkdinmezhepleri bağlantılı bugünkü devletçikler sınırlarını aşan ittifaklar aranıyor. Kültürel işbirlikleri sınırlı, ticari çıkar işbirlikleri önde, belirleyici yaşanıyor. Yaşam şimdilik en ağırlıklı, ABD merkez üssü, yönlendirmeleri ekseninde, AB ülkeleri çıkarları doğrultusunda biçimleniyor. Bakan Babacan’ın demeçleri ve Merkez Bankası’nın kararlarından rahatsız olduklarını dile getiren Türkiye Bankalar Birliği yöneticileri, “Ekonominin ısındığını düşünüyorlar, bu da kredi hacmindeki artıştan rahatsızlık şeklinde ortaya çıkıyor” dedi. Ekonomi Servisi Son günlerde banka sistemi üzerine en yetkili ağızlardan verilen demeçler ve Merkez Bankası’nın (TCMB) özellikle kredi maliyetlerini etkileyen kararları bankacıları rahatsız etti. Bu durum, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Ersin Özince başkanlığında önceki akşam düzenlenen basınla sohbet toplantısına da yansıdı. Toplantıda söz alan TBB Yönetim Kurulu Üyesi Ergun Özen, kredi büyümesinden duyulan rahatsızlığın, “çok net bir şekilde gözüktüğünü” söyledi. Geçen günlerde YASED’in bir toplantısına katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredi hacminin çok hızlı genişlediğini ve bunda biraz risk gördüklerini belirterek, “Bir yandan Merkez Bankası, bir yandan ilgili bakanlıklarımız böyle ufak ufak tedbirler alıyorlar. Hızı biraz düşürmekte fayda var diye düşünüyoruz” demiş, TCMB de kredilerden kesilen Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu’nu yüzde 10’dan 15’e çıkarmıştı. MB dün de zorunlu karşılık oranlarını 0.5 puan artırma kararı aldı. Bu iki karar, banka maliyetlerini 3 milyar TL arttırdı. TBB toplantısında söz alan Özen, özetle şunları vurguladı:  Bankacılıkta marjlar düşüyor. Bunu karşılamak için kredi hacmini arttıracaksın ki kaybettiğini yerine koyabilesin. Bunun için gelecek yıl TL kredilerde yüzde 30, döviz kredilerinde yüzde 2025 büyüme koymak mantıklı. Bütçeler bu yönde yapılıyor.  Oysa hükümet, TCMB ve BDDK’de, kredi büyümesinden bir rhatsızlık var. Büyümenin iç talep kaynaklı olduğunu, bunun cari açığı tahrik ettiğini, kriz nedeniyle dış talebin zayıf kaldığını, ekonominin ısındığını düşünüyorlar.  Bunu engelleyecek araçları var. Biri kullanıldı, KKDF oranı arttırıldı. Diğeri munzam karşılıktır, 6.5’ler zaten gözüküyor, ama daha üstü olacak mı bu işin boyutuyla alakalı.  Makro dengelerin sağlıklı olması bizim için de ihtiyaç. Ama bunun zamanlanması çok önemli. Erken alınan önlemler büyümede aşağı yönlü riskler oluşacak. Oysa krediler henüz toparlanma evresinde. Son fatura tüketicinin Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen (solda) Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince (Sağ 2) ile Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın (sağda) bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeleri anlattı. Meydanı yabancıya mı bırakalım? Türk bankacılık sektörünün bugün üzereyiz. Siz o sermayedara ‘Sen cü başka yerlerden, mesela kamu hartam bir büyüme ve genişleme aşa ce kal, başkaları büyüsün, İspanyol bü camalarından kısın. masına geldiğini ancak bu kez de sis yüsün, Alman büyüsün...’ Com Şimdi bizler harcamayacakmışız. temin liberal işleyişine müdahale ha merzbank gelip Türkiye’de banka Ama kamu harcayacak. Burada belzırlıkları ve kredilerdeki artışı fren alsa herhalde alkış tutucağız.” ki Merkez Bankası, “Kızım sana leyici önlemler alındığını ifade eden söylüyorum gelinim sen anla” diyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yani şimdi bizde konut kredisi artsa Başkanı Ersin Özince, “Aman ne olur? Ekonomi mi ısınır? Baş“Bize büyümeyin diyorlar” içeride ısıtıyorsun büyüka yerden soğutun. Konut krediye yakınan Türkiye Bankalar Birliği me, dışarıya çıkacaksın (TBB) Başkanı Ersin Özince, “Sen cüce kal, disi 4 iken 8 olsun. İstanama konsolide olduğunda bul’daki evlerden bir miktarı bizim ülkede çok büyük başkaları büyüsün, İspanyol büyüsün, Alman daha sağlam olsun. olursun yine büyüme... büyüsün... Commerzbank gelip Türkiye’de  Türk bankalarının yurtdıbanka alsa herhalde alkış Kim büyüsün o zaman” diye şında yapacağı yatırımların dessorarak şunları söyledi: tekleneceği söylendi. Yapılsın, bektutacağız” dedi. “O zaman bizim bütün bankalaliyoruz. KKDF’den önce yapılsın. rımızı başkaları gelsin alsın. Alsın, Yalnız Türk bankalarına “TürkiÖzince şöyle devam etti: onda da değiliz, serbestiz ya (!)... Sa Türkiye’de bir finansal istikrar ye’de büyümeyin” derseniz ulustıyoruz, bir daha satıyoruz... İyi de sızlık yok. Varsa da bunun banka lararası banka sermayesi mutlaka ama sonuçta da ‘Ülke sermayedarı cılık sektöründe ve özellikle aktif büyüyecek başka piyasalar bulabankacılık sektöründen tamamen çe ayağında olduğunu düşünmüyo caktır. Türkiye dünyanın yegâne iyi kilsin’ diyorsak, onu da başarmak rum. Isınma var diyorlar. Varsa piyasası değil. Akbank kredileri yüzde 18 arttırdı Ekonomi Servisi Akbank’ın TL kredileri sektör ortalamasının üstünde bir büyümeyle yüzde 27.7 artarak 30.7 milyar TL’ye yükseldi. Bankanın 2010 yılı 9 aylık konsolide net kârı 2 milyar 288 milyon TL’ye yükseldi. Akbank’ın 2010 yılı 9 aylık finansal sonuçlarını ve gelişmeleri değerlendiren Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, ““Brüt kârı üzerinden 553 milyon TL vergi karşılığı ayıran Akbank’ın konsolide net kârı 2 milyar 288 milyon TL oldu. Akbank’ın 9 aylık kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13.7 artış gösterdi” dedi. İlk 9 ayında dış borçlanma ile ekonomiye sağladıkları kaynağın 4.1 milyar dolar olduğunu belirten Akkurt, Akbank’ın 2010 ilk dokuz ayında 2 milyar 841 milyon TL brüt kâr elde ettiğini aktardı. Isınma yok ama geleceğe ilişkin önlemler alıyoruz Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, şu anda tüketici kredilerinde, reel sektöre verilen kredilerde, otomobil ve konut kredilerinde çok aşırı bir durum görmediklerini ancak geleceğe ilişkin bazı önlemler de aldıklarını söyledi. Ekonomi Servisi Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bankacılıkta ölçülü ve kontrol edilebilir bir büyümenin Türkiye için uygun olduğunu düşündüklerini belirterek, “Dolayısıyla bankacılık sisteminin büyümesinin engellenmesi aklımızın ucundan dahi geçmiyor” dedi. TÜSİADKoç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu tarafından düzenlenen “Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen” başlıklı konferans sonrasında yöneltilen soruları yanıtlayan Yılmaz, şunları söyledi:  Bugün itibarıyla iç talepteki canlanmanın enflasyon üzerinde olumsuz bir etkisi yok. Dolayısıyla iç talebin bugün geldiği nokta itibarıyla enflasyona bir tehdit oluşturduğunu düşünmüyoruz.  Aldığımız tedbirler finansal istikrarı ve dolayısıyla bankalar arasındaki güveni güçlendirici yönde atılmış bir adımdır. Bunlar güven arttırıcı önlemlerdir ve böyle algılanması gerekir.  Biz şu anda gerek tüketici kredilerinde, gerekse reel sektöre verilen kredilerde, gerekse kredi kartı, otomobil kredileri ve konut kredilerinde çok fazla aşırı bir durum görmüyoruz. Ancak bunun hızıyla ilgili ortaya çıkan birtakım gelişmeler var. Bizim aldığımız tedbirler, bu hızın ileride ortaya çıkarabileceği sorunlara bugünden verilmiş bir tepkidir. Yani ölçülü ve kontrollü gidilmesi... Biz, kontrollü bir borçluluk oranının olması için gayret gösteriyoruz.  Kredi genişlemeleri yıllıklandırıldığında yüzde 2530 seviyelerinde görünüyor. Biz şu anda ekonomimizin ısındığını düşünmüyoruz. Ama ileriye yönelik, özellikle cari açık tarafından baktığımızda birtakım finansal istikrarla ilgili risklerin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz. O nedenle bugünden tedbir alıyoruz. Finansbank’ın kârı 560 milyon TL Ekonomi Servisi 2010 yılının ilk 9 ayında, kredi hacmi yüzde 21 oranında artış gösteren Finansbank’ın, 9 aylık net faaliyet kârı, yüzde 28 artışla 560 milyon TL oldu. 955 kişiye daha istihdam sağlayan Finansbank, şube sayısını 486’ya çıkardı. Finansbank’ın üçüncü çeyrek kârı bir önceki çeyreğe göre yüzde 9 oranında artış göstererek 216 milyon TL oldu. Sermaye Yeterliliği Rasyosu da bu dönemde yüzde 17 olarak gerçekleşti. 2010 yılının ilk 9 ayında 955 kişiye daha istihdam olanağı sağlayan Finansbank’ın çalışan sayısı 11 bini aşarken, şube sayısı 486’ya ulaştı. Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras, önümüzdeki dönemde bankanın yaklaşık yüzde 20 payını oluşturan hissesinin halka arzı için NBG tarafından 6 bankanın görevlendirildiğini ve bu halka arzın en kısa sürede sermaye arttırımı ve ortak satışı yöntemi ile yapılacağını belirtti. TBB Yönetim Kurulu Üyesi Faik Açıkalın da, banka kârlarında ilk sırayı kredilerin aldığını belirterek marjlardaki daralmanın doğal sınırın ötesine geçtiğinde, bunu tüketiciye de yansıtmak zorunda kalacaklarını belirtti. Açıkalın, “Önümüzdeki dönemde gerçekten bize maliyet yaratan işlemleri masraflandıracağız. Ama bunu yaparken müşterilere alternatifler sunacağız” dedi. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz. soner@cumhuriyet.com.tr Bayram Güneydoğu ve Doğu’da daha şekerli geçiyor AVEA VE FEV, 2 BİN 534 ENGELLİYE İŞ SAĞLADI Ekonomi Servisi Yıldız Holding Gıda, İçecek, Sakız ve Şekerleme Grup Başkanı Mehmet Tütüncü, ikramlık şekerin en çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da tüketildiğini, Doğu ve Batı arasındaki tüketim farklılıklarının daha çok kültürel ve demografik yapıya göre şekillendiğini belirtti. Tütüncü, ikramlık dışındaki şeker tüketiminin arttığını, şeker ve sakızın artık insanların çantasında yer aldığını, bayramlarda Türkiye’deki evlerin yüzde 45’ine şeker girdiğini anlattı. Tütüncü’nün verdiği bilgiye göre, Türkiye’de şeker pazarı 2009’da yaklaşık 70 bin ton ve parasal karşılığı da 750 milyon lira. Dünya şeker pazarı da 51 milyar dolarlık büyüklüğe sahip. Tütüncü, geçen Şeker Bayramı’nda ikramlık şekerlerde ciddi bir pazar payı aldıklarını ifade ederek, “6 puan pazar payı alarak ikramlık ürünlerdeki pazar payımızı yüzde 16’ya çıkarttık” dedi. Erkeklerin daha çok naneli, kadınların ise meyveli ve karamelli şeker tercih ettiğini kaydeden Tütüncü, şeker tüketiminin Avrupa ve diğer dünya ülkelerine göre düşük olduğunu, bunun büyük bir potansiyel ifade ettiğini söyledi. YEN DEN DEĞERLEME ORANI YÜZDE 7.7 ANKARA (ANKA) Yeniden değerleme oranı 2010 yılı için yüzde 7.7 olarak belirlendi. Maliye Bakanlığı’nın “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği” Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca yeniden değerleme oranının, yeniden değerleme yapılacak yılın ekimde (ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre TÜİK’in Üretici Fiyatları Genel Endeksi’nde meydana gelen ortalama fiyat artış oranına göre tespit edildiği belirtilerek, söz konusu hüküm uyarınca yeniden değerleme oranının 2010 için yüzde 7.7 olarak belirlendiği belirtildi. Tebliğe göre, bu oran 2010’a ait son geçici vergi dönemi için de uygulanacak. ECZACIBAŞI HİJYENİ ARPAÇAY YİBO’YA TAŞIDI Ekonomi Servisi Eczacıbaşı Topluluğu’nun yatılı ilköğretim bölge okullarının (YİBO) fiziki şartlarını iyileştirmek hedefiyle Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) işbirliğiyle yürüttüğü Eczacıbaşı Hijyen Projesi kapsamında, Kars Arpaçay YİBO’daki çalışmalar tamamlandı. Okulun MEB tarafından onarılmasının ardından, yatakhane ve dersliklerin temizlik alanları ile yemekhaneyi kapsayan toplam 775 m2’lik alan, VitrA ve Artema’nın ürünleriyle yenilendi. İpek Kâğıt markalarından Solo ile tüm öğrencilere kişisel hijyen ve tuvalet eğitimi verildi, okuldaki tuvalet ve banyolara temizlik kâğıdı desteği de sağlandı. Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi Dr. Erdal Karamercan, kurumların artık, toplumsal sorumluluk projelerinin yanı sıra, kendi iş süreçlerinde çevreye, topluma ve gelecek nesillere yönelik gösterecekleri duyarlılık kadar değer bulacaklarını vurguladı. 2015’in sonuna kadar, Artvin, Karaman, Mardin, Çorum ve Sivas’ta yürütülen çalışmalar yıl sonuna kadar tamamlanacak. Şimdiye kadar 31 şehirde yer alan 210 YİBO’daki yaklaşık 72 bin öğrenci, Solo’nun eğitimlerinden yararlandı. Ekonomi Servisi Avea ve Fiziksel Engelliler Vakfı (FEV) işbirliğinde gerçekleştirilen, “Özrümüzle Üretiyoruz Projesi” kapsamında, 2 bin 534 engellinin özel sektör kuruluşlarında istihdamının sağlandığı açıklandı. Projenin beş yıllık sonuçlarının paylaşıldığı toplantıda konuşan Avea Üst Yöneticisi Erkan Akdemir, Avea olarak hedeflerinin toplumsal sorunlara kalıcı çözümler üretmek olduğunu belirterek, Türkiye nüfusunun yüzde 12’sinin engelli yurttaşların oluşturduğunu söyledi. Akdemir, Çalışan ve İşveren Memnuniyeti Araştırması’nın Türkiye’nin engelli istihdamına yönelik bugüne kadar ki en kapsamlı araştırmalarından biri olma özelliği taşıdığını vurguladı. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear