Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 31 EK M 2010 PAZAR  12 PAZAR YAZILARI dishab@cumhuriyet.com.tr  Seçim sonrası  Viyana’da  sonbahar  Viyana bu yıl yazı tam  yaşayamadı.  Yağmurlar eksik olmadı  hiç. Sonbahar da erken  geldi. Pardösüler ve  montlar giyildi. Kışlıklar  çıkarıldı. Caddelerde kahve,  bira ve şarap içilen masalar  yavaş yavaş toplanmaya  başladı. Kalede, taze şarap  içilen lokantalarda,  bahçelerdeki masaları  topladılar. Hava sürekli  puslu. Güneş aralıklarla az  da olsa kendini gösteriyor.  Ben gidiyorum, hoşça kal  der gibi. 5 yıl aradan sonra  yapılan yerel seçimler  sonrasında,  değerlendirmeler yapılıyor.  Sokaklarda seçim gürültüsü  kirliliğinin olmaması, afiş,  bayrak asılması gibi  görüntü kirliliğinin de  olmaması, televizyonda her  saat başı bağıran, örnekleri  çok olan politikacı ve  liderlerin de olmaması  Türkiye’deki örneklerini  gören Türk seçmenleri  şaşırtıyor. Tam sayfa gazete  ilanları da yapılmadı.  Bulgur, makarna dağıtan da  yok, doğalgazlı evlere  kömür getiren de. Yani  Viyana’da bu seçimlerin  pek bir tadı olmadı...  Billboard’larda, liderlerin  resimleri ve kısa  açıklamaları  vardı. Gazete ve  dergilerde de  aynı şekilde  küçük ilanlar  yer alıyordu.  Belediye  Başkanı  Michael  Haupl,  SPÖ’nün adayı olarak  yeniden seçildi. Solun bu  sevimli politikacısının,  gülümseyen, baba tavırlı,  sevimli resmi, adeta güven  veriyordu. Avusturya’daki  genel politikanın sürekli  sağa kaydığı bir dönemde,  Viyana’da durum  farklılığını korudu. Yabancı  düşmanlığına karşı olan  Haupl, bu politikasından  taviz vermeden başkanlık  koltuğunu korudu. ÖVP’nin  adayı, yabancılara karşı  tutumu ile tanınan  Christian Struche,  Amerikan filmlerindeki  artistler gibi, yakışıklı,  renkli gözleri ile,  billboard’lardaki  resimlerinde, reklam yapar  gibi gülümsüyordu. Ama  kadınların oylarını fazla  alamadı herhalde.  Yeşillerin adayı ise Yunan  kökenli bir kadın Maria  Vassilakouş bazı  bölgelerdeki seçim  afişlerine türbanlı bir kadın  da eklemişti. FPÖ’nün  adayı da kadın, Christhike  Marek’ti.  Türkiye’deki gibi, bir seçim  atmosferi ve propaganda  bombardımanı olmadı.  Eşantiyonlar, çakmak,  kalem, şeker ve elma ile  sınırlıydı. Ama en çok  eleştirilen afiş, yeşil ve  kırmızıya boyanan kilise  resmiydi.  Yeşiller ve solcular  kiliselerimizi bu hale  getirecekler mesajı  verilmek isteniyordu.  Viyana, tarih ve sanat şehri  olmanın avantajını  sürdürüyor. Sessiz sedasız  süren bu seçim atmosferi  hiç olumsuz etkilemedi.  Sürekli turist ağırlıyor.  Albertina Müzesi’nde  Picasso Sergisi devam  ediyor, biraz ileride  de Frida Kahlo’nun  sergisi var. Frida Kahlo’nun  sergisinin izleyicileri daha  çok genç kadınlar, hemen  fark ediliyor, başkent  Ankara’da ise sanatın içine  ne yapacağını açıklayan bir  belediye başkanı yıllardır  görevde.  WienerStaatsoper’de,  örneğin Çaykovsky’nin  Onegin Balesi devam  ediyor. Volksoper’de  Mozart’ın Sihirli Flüt  Operası yine programda  var. Ve yeni bir müzikal  başladı, “Hello, Dolly”.  İstanbul’da ise, 2010 Kültür  Başkenti’nde opera binası  iki yıldır kapalı. Viyana’da  sayıları her geçen gün  artan, pizza, şnitzel, döner,  kebap büfe ve lokantaları  çevresinde,  istasyonlarda,  metroda,  sokaklarda her  saat Türkçe  konuşanlara  rastlayabilirsiniz.  Sergi ve diğer  kültürel  etkinliklerde,  Türkçe konuşanı duymak  için, kulaklarınızı iyice  açmanız gerekiyor, tek tük  de olsa rastlanabiliyor.  Siyah çorap giymiş mini  etekli, son derece güzel  makyaj yapmış türbanlı bir  kıza rastlarsanız da  şaşırmayın. Bir kafede  şarabınızı ve kahvenizi içip,  Avusturyalılarla sohbet  ederken, konu Türkiye AB  ilişkilerine geldiğinde,  Türkiye’nin AB’ye  girmesine karşı değiliz,  ama bir Polonya deneyimi  yaşadık, ABD’nin içimize  fazla girmesine karşıyız, ya  da, Türkiye büyük bir ülke,  hazmedeceğimizi anlarsak  sorun değil, ancak küçük  parçalarla hazım daha kolay  olabilir, Yugoslavya gibi  tartışmalarının yapıldığına  da şaşırmamanız gerekiyor.  Siz en iyisi Viyana’ya  yolunuz düştüğünde, kalede  taze şarap da içilen,  girişinde anahtar ve  tirbüşon koleksiyonu  sergilenen lokantaya gidin.  Müzik yapan keman ve  akordeon ikilisi, sizin  Türkçe konuştuğunuzu fark  edince sohbetinize “Hatırla  Sevgili” şarkısıyla mutlaka  katılacaktır.  ismail.bayer1@yahoo.com  V YANA  İSMAİL BAYER  Bombalayamadan emekli oldu  Fifi, Fifi olmadan evvel, Amerikan  Hava Kuvvetleri için B29 adıyla  üretilmiş 4 bin ağır bombardıman  uçağından biriydi. B29’lar 33 metre  uzunluğunda, dört motorlu, devasa  irilikte, gücü kuvveti pek yerinde  uçaklardı. On bin metre üzerine  çıkabiliyor, bu yükseklikte uçarak 9  bin 400 km. yol alabiliyordu. ABD  ordusunun uzak yerlere  gönderebileceği ağır sorumluluk  isteyen görevler için  biçilmiş kaftandı.  Fifi’nin eskiden görevi,  uzun menzil ve yüksek  irtifada uçup düşman  kentlere bomba  yağdırmaktı. 1945’te  bunun için üretmişlerdi  onu... Askeri mevziler  onun işi değildi, o tıpkı yakın  arkadaşı “Enola Gay” gibi  milyonlarca insanın yaşadığı  kentlerin üzerine gidip 20 ton  ağırlığa kadar her türden  bombayı aşağıya sallamak  isterdi; ama kısmet olmadı.  Zira 2. Dünya Savaşı  erkenden bitti, Japonya’nın  Hiroşima ve Nagazaki  kentlerine atom bombasını  atan Enola Gay adlı arkadaşı buna  neden olmuştu. Ona sıra gelmedi,  emekliye ayrıldı, Kaliforniya’nın  Majove Çölü’ndeki bir askeri  hangarda takoza alındı. Öteki B  29’lardan çürüğe çıkıp parçalara  ayrılanlar dışında zaten büyük kısmı  Pasifik’te düşmüş, okyanus dibinde  yosun bağlayıp batıkyeri olmuştu  balıklara...  Ordu kayıtlarına bakılırsa, Fifi dört  bin uçaktan geriye kalan tek örnekti;  3 bin 9 yüz 99’u zayiata gitti.  Yaramaz arkadaşı Enola Gay  müzede bekliyor, Fifi ise hâlâ  uçabiliyordu. Fifi’yi 1971’de Vig  Agather adında, Hava  Kuvvetleri’nden emekli bir savaş  gazisi almak istedi, ordu ise  bağışlamaya çoktan hazırdı. Bay  Vig, Teksas eyaletinde savaş  sonrasında ünlenmiş bir işadamıydı.  Eski silah arkadaşlarıyla birlikte  kurduğu Confederate Air Force adlı  bir tür gazi derneğine uçak  devredildi. Sıra B29’un elden  geçirilmesine gelmişti.  4 motoru değişti, baştan aşağı bakım  gördü. Boeing uçak şirketi yedek  parçalarını tekrar üretti, ancak uzun  zaman aldı bu işler, 2006’ya kadar  sürdü...  Sonunda, adı Fifi’ye dönüşen,  savaşın bu acımasız ama kısmetsiz  uçağı hava gösterilerine hazırlandı.  İlk gösteriye Teksas’ta düzenlenen  bir uçak şenliğinde çıktı, çok başarılı  oldu. Fakat 6 kişilik mürettebatı  dahil olmak üzere uçağın 1 saat  havada kalması 9 bin dolara mal  oluyordu. Fifi’yi uçurtma gibi  bedavaya uçurma şansı yoktu! Bu  kez Fifi’ye yolcu alınmaya  başlanacaktı. Ön koltuklarda oturup  tam panoramayla ortalığı seyretmek  üzere yarım saatlik uçuş için 995  dolar, arka koltuklarda oturup  öndekinin ensesinden yarım  seyretmek isteyen 595 dolar  ödeyecekti. Meraklısı hemen sıraya  girdi, Fifi’nin bütün gelecek  uçuşlarında koltukları doldu.  Fifi’nin pilot kabininde çepeçevre  penceresi olduğundan sadece oraya  9 yolcu alınabiliyor, uçağın geri  kalanı bomba taşımaya ait  olduğundan arkası boş kalıyordu.  Zaten Fifi de buna alışıktı, geniş  karnına ölüm çatapatları hiç  almamıştı ki... Şimdi, kentlerin  üzerinde atom bombasının mantar  bulutları olmaksızın tanımadığı  yolculara gezi yaptırıyordu. Son  uçuşlardan birisinde tanıdık bir sima  pilot koltuğuna oturmuştu. Fifi  savaşa gidiliyor sanmış olabilir, zira  bu kez askeri madalyaları takılı pilot  giysisiyle onu havalandıran 87  yaşındaki eski Hava Kuvvetleri  pilotu Charles Chaunsey’di.  Chaunsey, Pasifik’teki Tinian  Askeri Üssü’nden kalkış yaparak  öteki B29’larla tam 35 kere  Japonya’ya gitmiş, geri gelmişti. B  29’ların usta pilotuydu anlaşılan.  Zaten o gün mürettebata bakılırsa,  Fifi de bunu anlamış, neşeyle  havalanıp kanat gezdirmiş, adeta  geri dönmek istememişti. “At,  sahibine göre kişner!” sözü burada  söylenebilirdi, ancak Fifi’nin at  değil, fino cinsi köpeklere konulan  bir isim olması dışında, argoda bir  kaba söyleme de karşılık geldiği  ortalıkta konuşulunca bu adın niye  verildiği anlaşılamadı, sonradan  durum açıklandı. Askeri söylemde  Fifi demek, pilotlar arasında  “Boşver olanları, uçmaya devam  et!” anlamındaydı ve burada  kullandığımız Türkçe karşılıkların  biraz edepsizce olanıydı. Fifi’nin  Teksas’ta bombasız uçuşları devam  ediyor, 995 dolara kıyacak olan  varsa bizden haber vermesi!  msenol34@yahoo.com  TEKSAS  MAHMUT  ŞENOL  Ukrayna’da bugünlerde en  çok, “Ülke diktatörlüğe  mi gidiyor, eksen kayması  mı yaşanıyor” soruları  tartışılıyor. Ukrayna’da  bundan beş yıl önce  gerçekleşen ünlü turuncu  devrimin hedef tahtasında yer  alan isim olan dönemin  başbakanı Viktor Yanukoviç,  bu yılki devlet başkanlığı  seçimlerini kazandıktan sonra  kendisine bağlı bir hükümet  kurmayı başarmış ve böylece,  iktidarının ilk ayında,  yetkilerin önemli bir kısmını  fiilen elinde toplamayı  başarmıştı. Geçen ay ise  Yanukoviç, 2004 yılında kabul  edilen anayasa değişikliğini  iptal ettirerek, yeniden  başkanlık sistemine  geçilmesini sağladı. Böylece,  hukuki olarak da ülke  yönetiminde tam yetki sahibi  oldu. Bu son olay,  “diktatörlük” tartışmalarını  iyice alevlendirdi. Ukrayna’da  televizyonlarda ve gazetelerde,  aylardan bu yana, Ukrayna’da  da Rusya’daki gibi otoriter bir  sistemin kurulup  kurulmayacağı sorusuna yanıt  aranıyor. Soros destekli sivil  toplum örgütlerinin önemli rol  oynadığı turuncu devrim,  ülkenin milliyetçi eğilimli ve  azgelişmiş bölgelerinin,  Rusya’ya yakın olan ve  sanayileşmiş Doğu  Ukrayna’ya karşı giriştiği bir  hareket idi. Azgelişmiş  bölgelerin gelişmiş bölgelere  karşı giriştiği bu “devrim”,  daha başlarken bitecek ve  hareketin önderleri,  devirdikleri kişilerle uzlaşma  yolunu  arayacaklardı.  Turuncu devrimi  izleyen yıllarda  Ukrayna’daki  siyasi sistem,  farklı siyasi  eğilimlere sahip  işadamlarının  desteğindeki farklı  partilerin ve basın  yayın organlarının  var olduğu,  “zenginler dengesi”ne  dayanıyordu. Doğu Ukraynalı  işadamlarının desteklediği  Yanukoviç’in iktidara  gelmesi, bu dengeyi önemli  ölçüde bozdu. Yanukoviç’in  çevresindeki işadamları kadar  zengin olmayan “ikinci lig”  işadamlarının önemli bir  kısmı, iktidardaki değişiklikle  birlikte, siyasi yönelimlerini  değiştirdiler. Batılı ülkelerin  Yanukoviç’ten şikâyetçi  olmadıkları da ortaya çıkınca,  muhalefetteki “turuncu  güçler” arasında hızlı bir  bölünme süreci yaşandı. Bazı  siyasetçiler iktidar partisine  transfer olurken, bazıları da,  “yapıcı muhalefet”  yapacaklarını açıklayarak,  iktidara dolaylı desteği  seçtiler. İktidar ve iş  çevrelerindeki değişimi,  holding medyasındaki değişim  takip ediyor. Artık  hangi yayın  organının hangi  arada taraf  değiştirdiğini takip  etmek gerçekten  çok zor.  Peki, bazı  çevrelerin dile  getirdiği gibi,  Ukrayna’da her  alanda bir eksen  kayması mı  yaşanıyor? Dış politika  alanında, Ukrayna’nın  Rusya’nın uydusu olacağı  konusunda söylenenlerin  gerçekçi olmadığını tekrar  edelim. Zira, Rusya’ya  yakınlığı ile bilinen  Yanukoviç’in iktidara  gelmesinden sonra iki ülke  arasında başlayan bahar  havası, artık sona erdi.  İktidarın her alanda Rusya’ya  bağımlı olmaya hiç niyeti yok.  İç siyaset konusunda ise,  iktidar istese de, ülkede  Rusya’dakine benzer bir  yönetimin kurulması mümkün  görünmüyor. Her şeyden önce,  Ruslardan farklı olarak,  Ukrayna toplumu, bireyci bir  toplum (evet, bu durum, “böl  ve yönet” siyasetine zemin de  hazırlasa, bir otoriter  yönetimin uzun süre var  olmasına engel olur). İkincisi,  Rusya’da yüzyıllara dayanan  otoriter devlet geleneğine  karşılık, Ukrayna’nın kendi  devletine kavuşması, daha  yirmi yılı bile bulmadı.  Üçüncüsü ise, Ukrayna,  Rusya gibi petrol ve doğalgaz  zengini değil. İkinci Devlet  Başkanı Leonid Kuçma’ya  sormuşlardı, “Biz de  Rusya’daki gibi bir yönetim  sistemi kurabilir miyiz”  diye. Kuçma, her zamanki  bilgeliğiyle, “Büyük  projeler, boş ceplerle  gerçekleştirilemez” yanıtını  vermişti. Sonuç olarak,  Ukrayna’da şu aşamada  olanlar, yabancı çevreler  tarafından, diktatörlük  belirtilerinden çok, ülkenin  siyasi istikrara kavuşması  olarak görülüyor. İktidarın  başka planlarının olup  olmadığı konusunda bir şey  söylemek içinse, henüz vakit  erken.  denizberktay@ yahoo.com  Kiev’in ekseni mi kayıyor?  K EV  DENİZ BERKTAY  Dosya No: 2009/6468 Esas  Müdürlüğümüze ait yukarıda numarası yazılı dosyadan satışına karar verilen aşağıda tapu kaydı, adedi, cinsi, evsafı, kıymeti ve önemli özellikleri ile satış şartları belirtilen taşınmaz, müdürlüğümüzde açık arttırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir.  TAŞINMAZIN TAPU KAYDI:İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Merdivenköy Mah, 3241 ada, 211 parsel sayılı, 693,00 m2 yüzölçümlü arsada, Bodrum Zemin Altı Normal Katlı On İki Bağımsız Bölümlü Bahçeli Kargir Apartmanda, 10/120 arsa paylı, 1. Kat, 2 bağımsız bölüm  numaralı daire  TAŞINMAZIN İMAR DURUMU:Kadıköy Belediye Başkanlığı Plan ve Proje Müdürlüğü’nün 02.04.2009 tarih, 2009/1166350 sayılı yazısında Kadıköy ilçesi, Merdivenköy Mah,193 pafta, 3241 ada, 211 parsel, 11.05.2006 t.t.li 1/1000 ölçekli imar planına göre H.Serbest,  TAKS:%35, KAKAS:2,07 ayrık nizam konut alanında kalmaktadır. Ayrıca Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 05.11.1999 tarih, 664 sayılı ilke kararı gereği söz konusu parsele komşu veya yol karşısında tespitli tarihi eser niteliğinde yapı bulunması  halinde, uygulama esnasında, Anıtlar Kurulu’ndan görüş alınması gerekmektedir.  TAŞINMAZIN HALİHAZIR DURUMU VE EVSAFI: Söz konusu gayrimenkul; Kadıköy ilçesi, Merdivenköy Mahallesi, Fahrettin Kerim Gökay Caddesi’nden ayrılan Güven Sokak’tan, mahallen 10 kapı numaralı, betonarme karkas sistemde bir bodrum, bir zemin, altı  normal katlı inşa edilmiş Güneş Apartmanı’nın birinci normal kat 2 numaralı dairesidir. Daireye girişte bir hol, hole açılan balkonlu salon, mutfak ile bir koridorda biri balkonlu üç yatak odası, banyo ve ayrıca tuvalet mahalleri mevcuttur. Döşemeler ıslak zeminlerde mer  merle, salon ve odalar laminat parke ile kaplıdır. Mutfakta tezgâh altı üstü dolapları, banyoda küvet, klozet ve lavabo vardır. Daire takriben 130,00 m2 sahalıdır. Bina vasat malzeme ve işçilikle inşa edilmiş olup, binada su, elektrik, kalorifer (doğalgaz yakıtlı) ve asansör tesi  satları bulunmaktadır. Bina her türlü belediye hizmetlerinden istifade eder konumdadır. Ulaşımı kolaydır.  TAŞINMAZIN DEĞERİ: Dairenin tamamına 275.000,00 TL (ikiyüzyetmişbeşbintürklirası) kıymet takdir edilmiştir.  SATIŞ ŞARTLARI:  1. Satış 07.12.2010 Salı günü 14.30 14.40 saatleri arasında,  2. Satış 17.12.2010 Cuma günü 14.30 14.40 saatleri arasında  KADIKÖY 6. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDE açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırma da tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını, satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Bu bedellerle alıcı çıkmazsa  en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla artırma 10 gün daha uzatılarak ikinci satış yukarıda belirtilen tarih ve saatte tekrar yapılacaktır. Bu artırmada da tahmin edilen kıymetin %40’ını, rüçhanlı alacaklıların alacakları mecmuunu, satış ve paylaştırma masraflarını geç  mesi şartı ile en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir.  2  Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu  harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir.  3  İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç  bırakılacaktır.  4  Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edile  cektir.  5  Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir.  6  İİK. 127’inci maddesi gereğince satış ilanının tebliği: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan alakadarlara gönderilen tebligatların imkansızlığı halinde işbu satış ilanının kaim olmak üzere tebliğ olunur.  7Satışı iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/6468 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.  (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 72998)  T.C. KADIKÖY 6. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULLERİN AÇIK ARTTIRMA İLANI   
            
    
