Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                CMYB  C M Y B  24 EK M 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA  DIŞ HABERLER 13dishab@cumhuriyet.com.tr  SAĞNAK  NİLGÜN CERRAHOĞLU  Merkel Nereye Koşuyor?  “Hükümet koalisyonunda krizi önleyebilmek  uğruna, Alman Şansölyesi ; söylemine  ‘popülizm’ kattı. İslamın Alman toplumunun parçası  olduğunu kanıtlayabilmek adına önce Türk kökenli  bir Alman futbolcunun adını ( ) andı.  Bunun hemen ardından da çokkültürlülüğün iflasını  ilan etti. Oysa Avrupa demokrasileri tarafından  savunulan yabancıların entegrasyon formatı  şimdiye dek hiçbir zaman ‘çokkültürlülük’  üzerinden tanımlanmadı. Bu bir çokkültürlülük  değil, ‘yurttaşlık’ ‘yurttaşlıkta entegrasyon’  konusudur. Mesele, devletin farklı davranış  kalıplarını tanıyıp tanımaması değil; tüm yurttaşlar  için eşit hak, görev tanımı getirmesidir.”  İşte ölçü bu. İspanya’dan “El Pais” gazetesinin  hafta içinde yayımladığı yorum (19 Ekim); “püf”  noktasını özetliyor: Yabancıların entegrasyonu,  başlı başına farklı dini köken “İslam”ı parmakla  göstermek için kullanılan bir “çokkültürlülüğü  başarıp başaramamak” meselesi değil; hangi  dinden gelirse gelsin; “tüm yurttaşlar” için  demokrasilerde “eşit” olması gereken “hak ve  görevler” üzerinde bir tanım birliği  oluşturabilmektir.  Alman Şansölyesi Merkel bunu bilmiyor mu?  Biliyor. Ama son bir yılda, çok çeşitli sorunlar  yaşayan (Hıristiyan demokrat kanattaki Hıristiyan  Birlik Partisi ile Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi ve  Hür Demokratlar’dan oluşan) hükümet  koalisyonundaki “çatlaklar” ve popülarite  kayıplarını telafi etmek amacıyla şimdi en kolay  yolu seçerek “ tekniklerine” sarılıyor.  Alman demokrasisinin ‘etnisizasyonu’  Yabancıları, özellikle de “Müslümanları”; “günah  keçisine” dönüştüren Sarkozy yöntemlerini, Fransız  siyaset bilimcisi ve sosyolog Emmanuel Todd’un  çözümlemeleri doğrultusunda yaz aylarında bu  köşede “Demokrasiden Sonra” başlığıyla  yayımladığım birkaç yazıda özetlemiştim.  “Irkçı popülizmin” önde gelen liderlerinden olan  Sarkozy yaklaşımının temel direğini Todd;  “demokrasinin etnisizasyonu” kavramıyla açıklıyor;  “ırkçı populizm” aşamasına girişin ilk adımını böyle  tanımlıyordu.  Todd’un başvurduğu bir başka ilgi çekici kavram  da, gene aynı kapsamda ele aldığı bir, “alt metin”  ve “sinsi mesajlar” şeklinde  Türkçeleştirebileceğimiz “sübliminal mesaj”  anlayışıydı.  “Reklamcılık” ve “propagandada” kullanılan  “sübliminal mesaj”, farkına varmadan kamuoyunun  bilinçaltına işlenen kodlar için kullanılan bir  deyimdi.  Avrupa’nın tüm popülist liderlerinin az ya da çok  ölçülerde başvurduğu bu “sübliminal mesaj  teknikleri” uyarınca, 2000’lerde artık fazlasıyla çiğ  kaçan “damardan ırkçılık” yerine, “sübliminal  söylemlerle işlenen” bir “alt metin ırkçılığı” tercih  ediliyordu.  Todd; 30’lar ırkçılığına nazaran daha sofistike ve  ince taktikler gerektiren bu yeni yaklaşımı  anlatırken; Sarkozy’nin bir yandan Fas/Cezayir  kökenli Rachida Dati/Fadela Amera gibi göçmen  çocuklarını vitrine çıkartırken bir yandan da  “MüslümanAfrikalı göçmenlere karşı” sürekli  “yabancılar” temasını kaşıyarak onları dışlayışını  anlatıyor; “başarılı istisnaların” kurala dönüşen  “dışlayıcı ırkçılık çizgisini” perdelemekte  kullanıldığından bahsediyordu.  Avrupa Merkel’in ağzına bakıyor  Merkel bir nefeste işte istisnai olumlu  entegrasyon örneği olarak Mesut Özil’in adını  anıp; ardından hemen “Mamafih çokkültürlülük iflas  etmiştir!” deyince; Sarkozy’nin işbaşına geldiği  günden bu yana kullandığı bu “etnisizasyon” ve  “sübliminal mesaj yöntemlerini” hatırladım.  Türkiye’de henüz pek kayda geçmeyen  ancak Alman kamuoyunda derhal karşılığını  bulan “Merkel’in alt metinli/sübliminal  mesajları”; Şansölye’ye bir haftada, 2 puanlık  popülarite artışı getirdi.  Haftada iki puan az değil.  Ne kadar ekmek, o kadar köfte hesabı. Ne kadar  çok sübliminal mesaj o kadar puan artışı.  Girişte alıntıladığım “El Pais” yorumuna konu  olan “yeni Avrupa popülizminin” beslendiği  atardamar bu işte.  “AB’nin diğer ülkelerinde olduğu gibi  Almanya’daki ‘göç tartışması’ da; günah keçisine  dönüştürülen Müslüman göçmenler etrafında  dönüyor. Tehdit altında olan konu gerçekte ‘Alman  kimliği’ değil; yurttaşların yasa önünde eşitliği”  sözleriyle süren “El Pais” yazısı  özetle  “(direksiyonu popülizme kıran) Merkel koalisyon  çatlağını onarayım derken AB ülkelerine boydan  boya yayılma riski içeren bir büyük yarık açabilir.  Avrupa politikası tehlikeli yöne gidiyor” diyerek  devam ediyor.  Nitekim Avrupa yayın organları aynen “El Pais”in  öngördüğü doğrultuda, Merkel’in sözleri ardından  hemen dikkat kesildi. Burada hepsini  özetleyemeyeceğim ama yapılan değerlendirmeleri  okuduğunuzda Avrupa kançelyalarının bu konuda  bundan böyle Merkel’in ağzının içine bakacağını  hissediyorsunuz.  Almanya, eski kıtada Fransa ile ölçülmeyecek  denli büyük bir ağırlığa sahip.  Berlin’in “yabancılar” ve “göç” üzerinde  yapacağı olası her yeni düzenleme; AB’nin diğer  başkentleri tarafından anında “meşru kabul  edilerek” “teamül” oluşturacak.  Gerek Almanya’daki Türk nüfusun önemi; gerek  Berlin’in Avrupa genelindeki bu ağırlıklı etkisi  nedeniyle, “çokkültürlülüğün gerisinin” Merkel  tarafından nasıl getirileceğini yakın plan izlemekte  yarar var.  nilgun@cumhuriyet.com.tr  29 EK M 2010  CUMHUR YET BAYRAMI’NDA  HACIBEKTAŞ’TAYIZ.  BU YIL EN BÜYÜK  CUMHUR YET AYDINLANMASINDA  LHAN SELÇUK  TURHAN SELÇUK  LE B RL KTEY Z  28 Ekim 2010 Perşembe günü saat 20.00  Konak Sabancı Kültür Merkezi’nin  önünden hareket ediyoruz.  29 Ekim 2010 Cuma günü Hacıbektaş’tayız.  Bir gece konaklıyoruz. 30 Ekim 2010 Cumarte  si günü Ürgüp, Göreme ve Avanos’u geziyoruz.  31 Ekim 2010 Pazar günü İzmir’e dönüyoruz.  Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon için:  0533 765 52 67  0532 310 77 44  İZMİR CUMOK ÇAĞIRIYOR  eposta: izmircumok gmail.com  Dosya no: 2010/214 talimat  Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, kıymeti, evsafı, satış şartları:  Ankara ili Sincan ilçesi Malıköy köyü, imarın 194 ada, 2 No’lu parselini teşkil eden, 3590m2 lik arsa üzerinde kurulu bulunan 1.799,00  m2 oturum alanına sahip prefabrike fabrika binası ve arsası vasıflı taşınmaz, dosyada ayrıntısı belirtilen tesisin mütemmim cüzü niteli  ğindeki makineteçhizatıyla birlikte bir borç nedeni ile açık artırma suretiyle satılacaktır.  Taşınmazın sanayi parselitesisi olması ve Başkent Organize Sanayi Bölgesi sınırları içinde bulunması nedeniyle, ihaleye “Ticaret ve  Sanayi Odasına ya da Sanayi Odasına kayıtlı olduğuna dair belge getiren sanayicilerle, kredi kullandıran kurum ve kuruluşlar iki yıllık  süre içinde sanayicilere satmak kaydıyla” katılabileceklerdir. Ayrıca OSB alacağının rüçhanlı olduğu, alıcı adına tapu tescili için önce  likle OSB alacağının ödenmesi ve satıştan sonra doğacak alacakların da vadesinde ödenmesi gerekmektedir. Gayrimenkulün geniş evsa  fı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. %18 KDV alıcıya aittir.  İmar Durumu: Saçak seviyesi serbest, ön bahçe mesafesi 10,00 m., 30 m. genişliğindeki yoldan çekme mesafesi 15 m., komşu parsel  den çekme mesafesi 5,00 m. ,TAKS/KAKS:0,60 olup ayrık nizam yapılaşma şartlarım taşımakta, 2 yönden yola cepheli, imarlı sanayi par  seli konumundadır.  Taşınmazın halihazır durumu: Fabrika binası zemini vakumlu betondur. Fabrika içinde 200m2 oturum alanlı idari kısım bulunmakta olup  zemini ahşap rabıta kaplamalı, ıslak mekân seramik kaplıdır. Zemin katta mutfak ve yemekhane, üst katta ofisler vardır. 2004 yılında in  şa edilen fabrikanın pencereleri demir doğrama, idari kısım PVC doğramadır. Parsel, 241m. uzunluğunda, l.10m. yükseklikte betonarme  duvar üzeri, 1 m. yüksekliğinde demir korkuluklu ihata duvarıyla çevrilmiştir. Bina dışı sahada 1590,00 m2 grobeton alan vardır. Altya  pı hizmetinden yaralanmaktadır. Taşınmazın kıymet takdiri; zemin bedeli 525.000TL, ofıs kısmı 80.640TL, fabrika 725.356,80TL, sa  ha betonu 104.463TL, ihata duvarı 17.417,07, trafo 41.500TL olmak üzere toplam 1.494.376,87TL’dir.  1 Birinci Satış 03.12.2010 günü saat 11.05  11.10’a kadar Ankara Cad. No: 15 Ölmez Apt. 2. kat Mezat Salonu Sincan/Ankara adre  sinde açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve  paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla,  gayrimenkul 13.12.2010 günü, aynı saatlerde aynı yerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gay  rimenkul en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu ka  dar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamın  dan fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise sa  tış talebi düşecektir.  2 Açık artırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi yada bu miktar kadar milli bir ban  kanın teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere me  hil verilebilir. Katma değer vergisi, tellaliye resmi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacak  tır. Birikmiş vergi borçları ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısı  na aittir.  3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını,  faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları ta  pu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır.  4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış be  delini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır.  5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek  teklifte bulunan kim ise arzetmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çıkarılır. Bu ar  tırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK.129. maddede  ki hükümleri uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri be  delle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temer  rüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğü’nce tahsil olunur.  6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir  örnek gönderilebilir.  7 İlgililere yapılan tebligatların bila dönmesi halinde satış ilanının İİK. 127. maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayılacaktır.  8Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin  2010/214 Tal. sayılı dosya nüjnarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur.  (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.  Basın: 70810  T.C. SİNCAN 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI  ABD’li emekli büyükelçi Fitzpatrick’e göre Ankara nükleer anlaşmazlıkta Tahran’ın işini kolaylaştırıyor  AnkaraTahran’akalkanoluyor  ÖZGÜR ULUSOY/TİMUR DEMİRTAŞ  İran’ın yürüttüğü nükleer programın pek çok  muğlak yanı bulunduğunu söyleyen Ulus  lararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü’nden Si  lahların Yayılmasını Önleme ve Silahsızlanma  Direktörü Mark Fitzpatrick, AKP hüküme  tinden gelen Tahran’ı destekleyici nitelikteki me  sajların, İran’ın nükleer programını durdurma ça  balarını olumsuz etkilediği mesajını verdi.  Londra merkezli kuruluşun İran uzmanı Fitz  patrick, İstanbul’da Cumhuriyet’in İran ve İran  Türkiye ilişkileriyle ilgili sorularını yanıtladı.  ‘ ran nükleer silah üretebilir’  “İran’ın amacı nükleer silah üretmek mi”  sorumuza, “İran’ın nükleer silah üretmeye ka  rar verip vermediğini bilmiyorum. Ama  böyle bir silahı en kısa süre içerisinde üret  melerini sağlayacak bir kapasiteyi yaratma  ya karar verdikleri kesin” yanıtını veren es  ki ABD’li diplomat, İran’ın şu andaki nükleer  programının çift amaçlı olduğunu vurguluyor.  Fitzpatrick, “Buşehr reaktörü için yakıtı Rus  ya’dan alıyorlar zaten. Sahip oldukları prog  ramı sivil amaçlı olarak kullanmayabilecek  lerine işaret eden pek çok nitelik bulunuyor”  diyor. Fitzpatrick’e göre, orta menzilli balistik  füzelerinin geliştirilmesi bu işaretlerden birisi.  Çünkü isabetlilik oranları düşük olan bu füze  ler nükleer başlık olmadan askeri açıdan hiçbir  anlam taşımıyorlar. Bu füzeler ancak nükleer baş  lıklarla etkili olabiliyor. Mark Fitzpatrick, bütün  bunların İran’ın yürüttüğü nükleer programın son  derece muğlak olduğunu kanıtladığını düşünü  yor.  “Peki, AKP hükümeti sizce bu muğlaklığı  görmüyor mu” sorumuza “Hükümetin bu  muğlaklığın farkında olduğuna eminim” ya  nıtını veren ABD’li eski büyükelçiye göre, An  kara’nın yaptığı açıklamalar bu şüpheyi hesaba  katmakla birlikte, İran lehine oluyor. Fitzpatrick,  “Türkiye’de hükümet yetkilileri, İran’ın  nükleer programının sivil amaçlı olduğunu  düşündüklerine işaret eden türden açıkla  malar yapıyorlar. Türkiye’den gelen açıkla  malar fazlasıyla İran’ın nükleer programını  destekler nitelikte” diyor.  İran uzmanı, “Bu sizi endişelendiriyor mu”  sorumuza da şu yanıtı veriyor: “Şöyle endişe  lendiriyor… İran’ı endişe verici program  lardan vazgeçirmenin en iyi yolu, dünyanın  geri kalan kısmının bir araya gelerek onlara  ‘siz endişe kaynağı olduğunuz’ diyebilmesidir.  Türkiye gibi önemli bir ülke İran’a farklı me  saj verince, İran çıktığı yolda devam edebi  leceğini düşünecektir. Türkiye’nin İran’a  nükleer silahların yayılmasını önleme anlaş  masının hükümlerine uyması gerektiğini  söylediğini biliyorum. Ama Türkiye çelişki  li mesajlar veriyor.”  ‘ ran iç politika konusu’  İran’ı durdurmanın en iyi yolunun Tahran’a  karşı birleşmek olduğuna inandığını vurgulayan  Fitzpatrick, Türkiye’nin Avrupa’dan ayrı düş  mesinin Tahran’ı çok mutlu ettiğinden emin.  Fitzpatrick’e göre Türkiye şu anda kendi  nükleer silahlarına sahip olmak niyetinde değil,  ama bu seçeneğin önünü de tamamen kapatmak  istemiyor. Türkiye’nin kimliğiyle ilgili siyasi bir  tartışmaya sahne olduğunu anımsatan İran uz  manı, İran tartışmalarının da Türkiye için bir dış  politika meselesinden çok iç politika meselesi ol  duğunu belirtiyor.  Türkiye’nin füze savunma sisteminin sade  ce İran’a yönelikmiş gibi görülmesini isteme  diğini hatırlattığımızda İran uzmanı Fitzpatrick,  “Adı üstünde, saldırı değil savunma amaçlı.  Füze savunma sisteminin Türk hükümeti için  nasıl olup da endişe kaynağı olduğunu an  layamıyorum. Belki bu sistem yerleştirilirse  Türkiye NATO’yla bütünleşmiş gibi görü  neceğinden bunun Tahran tarafından hoş  karşılanmayacağı düşüncesinden kaynakla  nıyordur ” ifadesini kullanıyor.  Fitzpatrick, Ankara’dan gelen “diplomasi tek  çözüm” açıklamaları için şu görüşleri dile ge  tiriyor: “Kesinlikle katılıyorum, çözüme gi  den tek yol diplomasi yoludur ama diplo  masiye güç katmak için yaptırıma ihtiyaç var.  İran, eğer çizgiyi aşarsa bunun çok ağır so  nuçları olacağını bilmelidir.”  şler içinden çıkılmaz hale gelebilir  Fitzpatrick’e Tahran’ın teknik olarak ne zaman  silah üretebileceği sorusunu yöneltiyoruz. İran’ın bu yönde bir karar alması durumunda en kötü senaryoya göre 6  ay1 yıl içinde silah üretebileceğini kaydeden Fitzpatrick, ancak İran’ın bu yönde bir adım atacağını düşünmüyor.  Çünkü, İran bu süre içinde yalnızca iki adet silah üretebilir. Fitzpatrick’e göre Tahran, Kuzey Kore’nin yaptığı gibi  56 silah üretebilecek kapasiteye gelene kadar bekleyecek. Büyükelçi o zaman “işler içinden çıkılmaz hale gelebilir”  diyor. “Peki bu durumda İsrail ve ABD saldırı düzenler mi?” Yanıt net: “İsrail bu yönde bilgi alırsa kesinlikle  saldırı düzenler ve böyle bir güce de sahiptir. İsrail’in uçaklarına havada yakıt ikmali yapma yeteneği bulunuyor.  Cruise füzelerinin bulunduğu denizaltıları da var. Dolayısıyla bazı saldırı operasyonları düzenleyebilir.”  İşkenceler Wikileaks’te  Dış Haberler Servisi  İnternet sitesi Wikile  aks’e sızdırılan yaklaşık 400 bin gizli ABD askeri  belgesi, ABD yönetiminin Irak’ta uygulanan iş  kence, kötü muamele ve yargısız infazlara göz  yumduğunu ortaya koyuyor. ABD tarihindeki bu  en büyük askeri bilgi kaçağı, üst düzey ABD’li yet  kililere gönderilen işkenceye dair bazı raporların  altında “soruşturmaya gerek yoktur” ibaresinin  konduğunu gösteriyor.  Raporlara göre kontrol noktalarındaki sivil  ölümleri daha önce açıklanandan çok daha fazla.  Örneğin 2007 Temmuzu’nda, yarısı sivil 26 Irak  lı helikopter ateşinde ölmüş. Bir başka kayıt, Apac  he helikopterinin teslim olmaya çalışan iki kişi  yi öldürdüğünü gösteriyor.  Aslında raporlarda yer alan işkenceler, Sad  dam Hüseyin döneminin işkencelerine çok ben  ziyor. Bazı tutukluların ayaklarına ağır kablo  larla vuruluyor, bazıları tavana çakılı çengellerde  asılıyor, bazılarına elektrik veriliyor, bazılarında  matkap kullanılıyor. Bir tutuklu su şişesiyle, bir  başkası hortumla tecavüze uğruyor. Bir bel  gede ABD askerlerinin, Irak ordusu görevli  lerinin gözaltındaki bir kişinin parmaklarını  kestiğinden ve sonra asitle yaktığından kuş  kulandığı yer alıyor.  Daha önce sivil ölümleriyle ilgili istatistik  tutmadığını söyleyen ABD aslında istatistik tut  muş. Belgeler, 2004 ile 2009 sonu arasında yak  laşık 66 bini sivil olmak üzere 109 bin kişinin şid  dete kurban gittiğini gösteriyor. ABD ölenlerin  den 15 bini için “düşman” terimini kullanmış.  Iraq Body Count, yaklaşık 15 bin sivil ölü  münün yeni ortaya çıktığını düşünüyor. ABD  Savunma Bakanlığı’na göre belgelerde yeni bir  şey yok.  Wikileaks’in kurucusu Julian Assange, bel  gelerin “kan gölünün” ayrıntılarını daha önce gö  rülmemiş düzeyde ortaya koyduğunu söyledi.  Belgelerde Türkiye de var  Türkiye’nin de adının geçtiği belgeler içerisinde  Türkiye’yle ilgili en dikkat çekici noktalardan bi  risi Sünni isyancıların yoğun olarak faaliyet gös  terdiği Felluce gibi bölgelerde düzenlenen ope  rasyonlarda çok sayıda Türkiye vatandaşının tu  tuklandığının ortaya çıkması.  Belgelere göre, ABD ordusu ayrıca çok sayıda  Türk kamyon şoförünün kullandığı araçlarda ka  çak silah ele geçirdi.  Temmuz 2004’te hazırlanan bir belgede Fel  luce’nin 5 kilometre batısında tutuklanan ve sa  yısı belirtilmeyen bir grubun, “Türkiye vatandaşı  özgürlük savaşçıları” olduğu belirtiliyor.  Musul’daki bir operasyonda gözaltına alınan  iki kişi başlarına çuval geçirilmiş halde Iraklı  askerler tarafından götürülürken ABD askeri  izliyor. Wikileaks’in daha önce de Afganistan  konusunda ses getiren belgelerini yayımlayan  Julian Assange (sağda) Irak’ta olanların gözler  önüne serildiğini söylüyor. (EPA/AP)  Aşırı sağ Türkiye’ye bayrak açtı  Dış Haberler Servisi  Avrupalı aşırı sağcı  partiler, Viyana’da yaptıkları toplantıda  Türkiye’nin AB üyeliğine karşı ortak direniş  kararı aldı. Toplantıya ev sahipliği yapan  Avusturya Özgürlükçüler Partisi (FPÖ) lideri  Heinz Christian Strache, “Bu işbirliğinin ilk  projesinin Türkiye’nin üyeliğine karşı AB  genelinde halkoylaması yapılması olacağını”  söyledi. FPÖ’nün ev sahipliği yaptığı  toplantıya İtalyan Kuzey Birliği, Danimarka  Halk Partisi, Belçika VlaamsBleang partisi,  Slovakya Nasyonal Partisi ve İsveç Demokrat  partisinden temsilciler katıldı.   
            
    
