Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
<: CQ SON ARASTIRMALAR H I EN BÜYÜK KALITIMLI ORGANİZMA Japonya'da yetişen bir tilki üzümü cinsi (Paris japonica) şimdiye kadar araştırılan or ganizmalar arasında en büyük kalıtıma sahip. Kraliyet Botanik Bahçeleri, Jodrell Laboratuvan (İngiltere) bitki genetikçileri, bit kinin her üreme hücresinde 152 milyarda bir gramlık DNA bulunduğunu saptadı. Bu, in sandaki değerin yaklaşık olarak 50, en küçük kalıtımlı çiçekli bitkidekinin ise 2400 mislisi diyor bilim insanlan. Bu küçük bitkinin bu ka dar büyük bir kalıtıma sa hip olması araştınnacılar için sürpriz ul^MHHH olnıuş. Tilki üzümünün basit kromo zomu bile yaklaşık elli metrelik bir DNA içcr mekte. Bugüne kadar kromozomunda en fazla DNA (133 pikogram) barındıran canlı olarak akciğerli bahk (Dipnoi) biliniyordu. Bu liste nin en altında ise 0,0023 pikogramlık değer ile tek hücreli bir parazit yer almakta. Küçük ka lıtımlar sadece gerçek hücre çekirdeği bulun mayan bakteri ve virüs gibi organizmalarda bu lunur. Kapsamlı bir kalıtım daha uzun nesil sü resi ve daha düşük reaksiyon yetisi demek. Büyük kalıtımlı bitkiler kirlenmiş topraklara daha zor uyum sağladıklan gibi, kötü hava ko şullanndan daha çok etkileniyor, dolayısıyla da daha kısa ömürlü oluyorlar. AZ UYKU, UZUN YAŞAM Sleep Medicine dcrgisinde yayımlanan uzun vadeli bir araştırmaya göre, insanın sa nılandan daha az uykuya ihtiyacı var. Bazı uz manlar yedi ila sekiz saat uyku önertr, ancak son araştırmada en ideal uyku süresinin özel likle de yaşlı kadınlar için 56,5 saat ol „ duğu ortaya / ı Çiktı. Sonuç t* \ m * e "' V a ? u 2 e r m ' deki 450 lcadı nın 14 yıl sü reyle incelenmesine dayanıyor. 199O'lı yıllar da başiayan araştımıaya katılanlardan sadece doksanı ölmüş. Araştırmayı yöneten Kaliforniya Üniversitesi bilim insanı Daniel Kripke, en uzun yaşayanların ortalama 6,5 saat uyuyan lar arasından çıktığını söylüyor. Hatta gecede sadece beş saat uyuyanlar da sağlıklan için en dişelenmemeli. Araştırmadan çıkan ikinci bir sürpriz de yaşlı kadmlarda obstrüktif uyku apnesinin ölüm riski üzerinde etkili olmadığı. Oysa gece yaşanan uyku apnesi özellikle de yük sek tansiyon olasılığını ve ölüm riskini arttır makta. Fakat Kripke bu durumun sadece genç kadınlar için geçerli olduğunu tahmin ediyor. ORTAÇAÖDAKÎ VEBASALGINI 14.yy Avrupası'nda 25 milyon kadar in sanın ölümüne neden olan veba salgmının Yersinia pestis bakterisiylc yayıldığı biliniyordu. Ancak PloS Padıogens dergisinde yayımlanan ve beş ülkedeki toplu mezarlann incelenme ! U» İBO «MIMt l»l ••rfyUll «1» ini IMIUt * • ınlnar Resim: 14.yy Avrupası'nda veba salgınının yayılışı sine dayanan son bir araştırmaya göre, sal gından bakterinin bilinmeyen iki kökü so rumluydu. Bu türlerden 14yy'daki salgına neden olanın soyu büyük bir ihtimalle tü kenmiş. Araştırma ayrıca salgının Asya ve Fransa'dan ve kuzeyde Hollanda üzerinden ol mak üzere iki yoldan yayıldığını da ortaya koy muş. Araştırma çerçevesinde İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Hollanda'da vebadan ölen 76 kişinin iskeleti incelenmiş. Lepra gi bi diğer hastahklarda kemiklerde ıneydana ge len deformasyonlar ölümden uzun bir süre son ra da izlenebilirken veba birkaç gün içinde ölü me götürcbildiği için belirgin izler bırakmaz. Ancak şans eseri diş pulpasında (dişin sinir ve damar paketi) vcya kemikteki protein kalın tılannda bakterinin kalıtımı uzun bir süre ba nnabiliyor. Fakat DNA'nın bulunması yinc de zordur ve kirlenme yüzünden değişebilir. Almanya'daki Johannes Gutenberg Üniversitesi antropologu Barbara Bramanti yö netimindc ^alışan uluslararası birekip, analizlcr sırasında eski bir DNA'ya rastladı. Fransa, İngiltere ve Hollanda'daki on iskelette Yersinia pestis geni saptanmış. Sonuçlar, Yersinia pes tis bakterisinin 14yy'daki büyük salgından ve Avrupa'da 400 ytl içinde zaman zaman tek nırlanan salgınlardan sorumlu olduğunu ka nıtlıyor. NEANDERTALLERÎN TÜKENİŞİNDEN YANAR DAĞLAR MI SORUMLU? Neandertal insanının yeryüzü sahncsinden silinişiyle ilgili pek çok tez vardır. Current Anthropolgy dergisindeki son bir araştırmayla şimdi bunlara bir tane dalia eklendi. Amerikalı ve Rus araştırmacılar kısa bir süre önce Kafkasya'daki bir mağarada, 40000 yıl önceki kuvvetli bir yanardağ püskürmesinc ait kül tabakaları bul du. Bu tarih tam da Neandertallerin tükenişiyle aynı zamana denk gelir. Bilim insanlanna göre yanardağ püskürmesi Neandartal nüfusunu iyice azaltarak, homo sapiens insa nının yayılmasını kolaylaştırmıştı. Neandertal insanmın 35.00040.000 yıl önceki ani tükenişi üzerine araş tınnactlar uzun süredir kafa yoruyor. O tarihlerde tamamen tükenen Neandertal in sanının yerini güneyden gelen homo sapiens almıstı. Peki neden? Homo sapiens hayatta kal ma çabasmda daha mı başanlı olmuştu? Ya da bunun nedeni değişen iklim miydi? Bunun gi bi daha birçok tezle araştırmacılar bu bilmc ceyi çözmeye çalışıyor. Sen Petersburg Prehistorik Araştınnalar ANO Laboratuvan'ndan Luibov Golovanova ve Vladimir Doronichev yönctiminde araş tırma ekibinin yeni bir hipotezine göre Neandertaller, yanlış zamanda, yanlış yerde bu l u n m a n ı n şansızlığı yü zünden yok o 1 d u . Meztnaiskaya Mağarası'da b u 1 u n a n 40.000 yılhk kül tabakalan, sadece bölgesel değil dünya çapında püskür melcre işaret ediyor. İki kül tabakasının tari hi, İtalya'daki Campanİgnimbrit büyük püs künne ve Kafkasya'daki daha küçük bir püs kürmenin tarihiyle örtüşüyor. Küller öte yandan püskürmelerin sonucuna bağlı önemli iklim değişimlerini gösteren ka lıntılar da taşıyor. Mesela polen yoğunluğu önemli ölçüde azalmış, ki bu o tarihte bitki ör tüsünün iyice zayıfladığı anlamına gelir. Tüm bunların sonucunda da daha soğuk vc kurak bir iklim hüküm sürmcye başlamış. Aotıosferdeki kül dumanlan ve aerosollerin gü neş ışınını engelleyerek "volkanik kış" iklimini başlattığına inanıyor. Yıllarca devam eden bu iklim değişimi bölgedeki ekosistemleri kö künden değiştirmiş olabilir. Bu felaket Neandertal insanının ekolojik nişlerini boz makla kalmayıp, nüfusun psikolojik yıkımına da neden olmuştur diyor araştırmacılar. Mezmaiskaya Mağarası'ndaki Neandertal izlcri ikinci kül tabakasında tamamen yok olu yor. Onun altında çok sayıda Neandertal ke miği, aletler ve avlanan hayvanların kemikleri bulunmasına karşın, püskürmeden sonraki tabakada tek bir kemik bile yok. Neandertallerin bu bölgede ortadan kalkışı da ha gelişkin teknolojilere sahip modern insanm bölgeye yerleşmesini kolaylaştırmıştı. Yanardağı hipotezinin kontrol edilebilmesi için Avrasya'nın diğer bölgelerinden ve diğer yer lerden dalıa fazla verinin toplanması gerckiyor. BİR CÎNAYETÎN MALİYE Tİ17 MİLYON DOLAR İşlenen suçlar topluma çok pahahya mal oluyor. Oyle ki suçun işleme nedenini katbe kat aşan meblağlar çıkıyor ortaya. lowa Eyalet Üniversitesi sosyologlan hangi suçun ne kadara mal olabileceğini hcsapladı. Buna göre enpa halı suç cinayet. Cinayetin maliyeti yaklaşık 17 milyon dolar. Bunu tecavüz, soygun, ağır darp ve ev hırsızlığı takip ediyor. (Joumal of Forensic Psychiatry & Psychology) Bilim insanları suçun maliyetini çıkarmak için kurbana verilen zararı, ceza sistcminde ya pılan masrafları, kurbanın ve suçlunun üre timdeki kaybını hesaplıyor. Tüm bu faktörler dikkate alındığında her cinayet ortalama 17.25 milyon dolara, tecavüz 449.000 dolara, soygun 336.000 dolar, agırdarp 145.000 ve ev hırsızuğı 41 000 dolara mal oluyor. Tedbirlerle suçoranları düşürülebilse de genelde alınacak önlemlerin çok pahalı olduğundan yakınılır, oysa gerçekte önlem programlarının birçrığu çok ucuz, diyor sosyolog Matt DeLisi. Zürich Üniversitesi kriminoloji uzmanı Maritn Kilias bu tür hesapla maların çok zor kontrol edilebil d i ğ i n i ama ma liyetlerin yüksek olduğu konusunda hemfîkir. Kriminolog aynca bu hesaplamalara hapishanelerin inşa at maliyetlerinin de katılması gerektiğini söy lüyor. Araştırma MARS'TA BİR ZAMANLAR YAŞAM VARDI Mars'ta karbondioksite ait birikimler buluntu. Amerikalı uzay araş tırmacılarına göre kalıntlar bir zamanlar Mars'ta yaşamın olduğunun kanıtı olabilir. Uzmanlar günümüzde don durucu soğuklukta olan gezegenin yüz milyonlarca yıl önce sıcak ve nemli bir iklime sahip olduğunu tahmin ediyor. Mineral kayaç biçiminde Mars yüzeyinin altı ki lometre altında bulunan karbondioksit karbondioksit içe rikli suyun birikmesi sonucu oluşmuş. Uydu verilerinin yardımıyla Syrtis Major yanarda ğının yakınındaki Leightonkrateri bölgesinin jeolojisi ni analiz eden bilim insanları, çalışmalar sırasında ilk önce lavla gö mülen daha sonraysa büyük bir meteorit çarpmasıyla yeniden açı ğa çıkan mineral içerikli bir kayaç tabakasına rastlamış. Planetary Bilim Enstitüsü'nden Joseph Michalski ve NASA'dan Paul Niles'e göre karbondioksit buluntusu Mars'ta bundan sonra keşfedileceklerin çok küçük bir parçası henüz. Çok daha büyük bir karbon rezervinin vartığı na inanılıyor. Ayrıca eskiden Mars'ın atmosferinde me tan bulunması da gezegenin bir zamanlar "yaşana bilir" olduğunu göstermekte. Metan kabuktaki hid rotermal süreçlerin karbondioksitle birleşmesiyle meydana gelmiş olabilir. Karbondioksitin varlığı ay nca kızıl gezegende bir zamanlar içilebilir suyun bulunduğuna dair bir kanıt olarak görülüyor.