23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 14 OCAK 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 D önüşümün çekim gücünün çapõnõ, ertesi gün saray-otel “Umaid Bha- wan Palace”õ ziyarete giderken görüyoruz. Bizim “Anadolu kaplanları” kentlerindeki gibi, son yõllarda bu dalgayla “köşe olan” Codhpurlular, sarayõn hemen yamacõnda; birbirleriyle dip dibe lüks bir yerleşim sitesi kurmuşlar. Sõvalarõ, bada- nalarõ henüz yeni biten sitedeki villalarõn biricik manzarasõ, tek özelliği “prestij ad- resi” olan saray! “Umaid Bhawan Palace”, çöl ortasõna nereden õşõnlandõğõ, niye oturtulduğu anla- şõlmayan garip bir San Pietro Katedrali gi- bi duruyor. Öylesine gerçeküstü, öylesine devasa ve öylesine heybetli bir yapõ bu… Söylenceye göre mihrace -Umaid Singh 1929 krizinin etkisiyle işsiz kalan köylüle- rini(!) düşündüğü için, bu mega yapõyõ ta- sarlamõş ve adamlarõna sõrf “istihdam sağ- lamak” amacõyla; “inşaatı 15 yılda ta- mamlanan bu sarayı” yaptõrmõş. Firavunlarõn kölelerine piramitleri, “sırf istihdam temin etmek” amacõyla yaptõr- mõş olmasõ denli gülünç bir hikâye bu… Ama kimse burada gülmüyor. Codhpur’da herkes, gördüğüm en muaz- zam gösteriş abidelerinden biri olan sara- yõn tarihçesini, böyle büyük bir saygõyla ve papağan gibi tekrarladõklarõ muazzam bir “alicenaplık öyküsü” olarak nakledi- yor. Çöldeki sarayın çimleri Kenya’dan İçinde 347 odasõ, 8 yemek salonu, iki ti- yatrosu, balo salonu, çeşitli resmi kabul salonlarõ, açõk-kapalõ yüzme havuzlarõ, du- var tenisi kortlarõ, değerli antikalarla dö- şenmiş bilardo odalarõ bulunan otelin park ve bahçelerindeki çimenler, -başka hiçbir yerin çimi burada yaşamadõğõ için- özel olarak Kenya’dan getirtilmiş… Saraya girdiğinize, bu tantanalõ gösteriş tutkusunun ardõnda, her şeye rağmen, “so- fistike bir Hint kültürünün” olduğunu not etmeden geçemiyorsunuz. Odalar örneğin asla “bayağı/kitch” de- ğil, stil bütünlüğü içeren birinci sõnõf “art deco” mermerler ve mobilyalarla döşen- miş. Spa bölümünde ince bir “cennet alego- risi” yaratan ve de aslõndan ayrõt edilme- yen “yapay kuş sesleri” kullanõlmõş… Daha böyle uzun uzadõya anlatamayaca- ğõm nice numarasõ, nice detaylarõ var “Umaid Bhawan Palace”õn… Bhawan Palace’õ gezerken, “yedi yıldız- lı otelleriyle” ünlenen Dubai başta olmak üzere, “lüks piyasasına” hitap eden Kör- fez ülkelerinin ilham kaynağõnõn; aslõnda burasõ, bu saraylar ve de “Racasthan mih- racelerinin Binbir Gece masallarıyla ya- rışan saltanat anlayışı” olduğunu fark ediyorsunuz. Arap ülkelerinde anõnda “zevksizleşen”, “ucuzlaşan” lüksün yanõnda fakat, bu ori- jinal versiyon çok farklõ bir incelik taşõyor. Bunu, Hindistan’õ gördükçe, tanõdõkça anlõyorsunuz. Mihrace sarayın harem kanadında yaşıyor “Umaid Bhawan Palace”da bu “inceli- ğin” bedeli, iki kişilik odalarda 550 dolar- dan başlõyor. Mevcut mihrace Gaj Singh, eşi, kõzõ, oğlu, annesi ile birlikte halihazõrda sarayõn harem kanadõnda yaşõyor. Oxford mezunu mihrace, ülkenin en büyük saraylarõndan biri olduğu söylenen “evinin” masraflarõ- nõ, burada yapõlan düğünler ve davetlerden çõkarõyor. Umaid Bhawan, “küresel sosyetenin” düğünleriyle ünlü. Codhpur’da son zamanlarõn en şaşaalõ düğünlerden biri, Arun Nayar isimli bir Hint işadamõyla evlenen film yõldõzõ Eliza- beth Hurley’in bir buçuk milyon dolarlõk düğünü olmuş. Hurley ile “tekstil velihatı” eşi, Umaid Bhawan Palace’ta evvela geleneksel bir “Hindu düğünü” ile gerdeğe girmişler. Ardõndan mihracenin müzeye dönüştürdü- ğü, beş asõrlõk asõl büyük tarihi saray, “Meherangarh Kalesi”nde özel bir davet düzenlemişler… Codhpur’un bir numarlõ tarihi/turistik il- gi merkezi, simgesi olan bu sarayõ da tabii ziyaret etmeden kentten ayrõlmõyoruz… Çöl ortasõnda katedral gibi bir saray “Kuşlar Dağı”nõn tepesinde sütun gibi biçim verilmiş kayalardan yükselen vahşi ve haşmetli bir saray “Meherangarh Kalesi”… Çölün yamacõnda beklenmedik şekilde in- sanõn karşõsõna çõkan bu göz alõcõ yapõ karşõ- sõnda şaşkõnlõğõnõ saklayamayan Rudyard Kipling, “Hindistan’da görülebilecek en görkemli manzaralardan biri...” diye yaz- mõş vaktiyle ve eklemiş: “Meherangarh.. melekler, periler ve devlerin marifeti…” Meherangarh Kalesi’nde “gösteriş” yok… Zarafet, tõlsõm, güç ve ihtişam var yanlõz- ca. Kipling’in söylemeye çalõştõğõ şey bu... Yatırla karşılaşıyoruz Kuzeyden gelen düşmanlar ve rakip mih- raceler arasõndaki savaşlarda, fillerin yük- lenmesiyle dahi yerinden kõpõrdamayacak muhkemlikte yapõlmõş “Jai Pol” kapõsõndan girer girmez, sağda göze çarpan bir hücrede ilginç bir “yatırla” karşõlaşõyoruz… Hücrede -insana “Acaba sembolik mi?” dedirten- mini minnacõk bir tabut, tabutun yanõnda bir “türban” (kavuk değil türban!) var… Arkada Kâbe fotoğrafõ, üzerinde İslamõn yeşil bayrağõ seçiliyor. Hücrenin içi ne var ki, bir yandan da bir Hindu tapõnağõ gibi turuncu çiçekler, çiçek gerdanlõklar, fenerlerle donatõlmõş. Tavana renkli bilezikler ve çaputlardan oluşan “adaklar” bağlanmõş… İslam ile Hindu geleneklerini birleştiren bir inanç kokteyli yaratõlmõş. Racasthan’da ezici çoğunluk (yüzde 89) gerçekte Hindu. Nüfusun yüzde 8.5’i de bu- rada Müslümanmõş… Bu yüzde 8.5 içinde “yeni Müslüman- lar”/“yarı Hindular”(quasi Hindus!) denen bir kesim; hem Hindu, hem Müslüman inançlara bağlõymõş... Hindistan’õn “çok dinli” yapõsõ demek böyle.. inanõlmaz alõşõmlar çõkarõyor. Hindu, Budist, Jain, Sih, Zerdüşt, İslam, Hõristiyan.. uzayõp giden listede ilaveten de- mek böyle bir de “karma inanç sistemleri” var. “Kim olursan ol, gel!” hesabõna... Melekler, periler, devlerin marifeti Mihrace-harem-şehzade daire- leri, tören ve kabul salonla- rõ, tahterevanlar, afyon köşesi, avlu- larõ kat kat birbirine bağlayan geçit- ler, kapõlar derken, en son nihayet “Loha Pol” Demir Kapõ’da; mihra- ce Man Singh’in sözde matemi için, 1843’te kendilerini ateşe vere- rek “toplu sati” yapan 31 kraliçe ve cariyenin el iziyle karşõlaşõyoruz. Kõrsalda son örnekleri 20. yüzyõ- lõn son demlerine dek uzanan “sa- ti” geleneğinin, sözlük karşõlõğõ esasen “erdemli kadın” demek- miş. Kocasõ ya da erkeğinin arka- sõndan “şerefsiz bir dul”(!) olarak yaşamaktansa, “erdemli kadın”(!) Hindistan’da vaktiye, “ölen kocay- la birlikte” kendini canlõ canlõ ate- şe atar; namus göstergesi(!) olarak intihar edermiş. Kocasõnõn cenaze ateşinde kendini tutuşturan kadõn, “azize” katõna yüceltildiğinden, ar- kasõndan anõsõna anõt-taşlar dikilir- miş. Duvarda gördüğümüz bu 31 el izi, işte böyle bir anõt taş olmalõ… Mükemmel Oxford İngilizcesiyle sunulan sarayõn “sesli-gezme reh- berine” göre, bu tüyler ürpertici in- tihar ritüeline giden dullar önce ka- fayõ bulabilmek için “afyon içer- lermiş”! “Afyon” Racasthan’da “çekil- mez”; “çay halinde” içilirmiş… Ezilip “çaya” dönüştürülen uyuş- turucu, savaşa giden erkekler tara- fõndan da sõk sõk “cesaret almak” için kullanõlõrmõş… Bugün hâlâ - fiilen yasadõşõ olmasõna rağmen- yaygõn halde “içilen afyon” sosyal kutlamalarõn her türünün, “dost- luk” ve “konukseverlik” gösterge- siymiş. Saraydan çõkmadan kalenin zirve- sindeki surlardan, “Mavi Şehir’e” son kez bakõyoruz. Belli belirsiz yel, kentin seslerini yukarõ taşõyor. Başõmõzda, etrafõmõzda kartallar uçuşuyor. Aldous Huxley’in sözlerini hatõr- lõyoruz: “Codhpur Kalesi surlarında” diye yazmõş Huxley: “İnsan, tanrı- ların Olympos Dağı’nda işittikle- rini işitiyor”… Kendini ateşe atan erdemli kadõnlar “Kuşlar Dağı’nın tepesin- deki kayalardan yükselen vahşi ve haşmetli bir saray Meherangarh Kalesi. Çöl yamacında insanın karşı- sına beklenmedik şekilde çıkan bu göz alıcı yapı karşısında hayretini gizle- yemeyen Rudyard Kipling, kale-saray için ‘Melekler, periler ve devlerin marife- ti...’ diye yazmış...” SÜRECEK “Jai Pol” kapı- sından girer gir- mez, sağda göze çarpan bir hücrede ilginç bir “yatırla” karşılaşıyoruz…Ta vana renkli bile- zikler ve çaputlar- dan oluşan “adak- lar” bağlanmış… Umaid Bhawan Palace… Çöl ortasına nereden ışınlandığı, niye oturtulduğu anlaşılma- yan bir garip San Pietro Katedrali gibi duruyor. Öylesine gerçeküstü, öylesine devasa ve öylesine heybetli bir yapı bu… Umaid Bhawan, ‘küresel sosyetenin’ düğünleriyle ünlü. Mihrace sarayının en şaşaalı düğünü, Arun Nayar isimli bir Hintliyle evlenen Elizabeth Hurley’in 1.5 milyon dolarlık evlilik töreni olmuş. Binbir Gece Masallarõ’yla yarõşan, değerli antikalarla döşenmiş 347 odalõ Umaid Bhawan Palace, küresel sosyete düğünleriyle ünlü Fotoğraflar: GİAN PAOLO PAPA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear