23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Vesayet - 1 Nihayet AKP iktidarını ve 8 yıllık icraatın sonuçlarını bilimsel temelde tartışmak mümkün olmaya başladı! Siyaset bilimi “vesayet” konusunu bu defa ‘nesnel analizler’le bir süredir devreye soktu. Böylece AKP ve gözü kapalı yandaşlarının, kamuoyunu ve gündemi, özellikle ordu ve Ergenekon davasıyla tek yönlü olarak yönlendirme ve belirleme egemenliği sarsıldı. AKP’nin otoriter tek parti iktidarı ve kurmak istediği rejimin vesayet niteliği gündeme oturdu. Doğrudur: Türkiye üzerinde askerlerin vesayeti vardı. Onlar tek koruyucu, ana konularda tek karar verici, neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda tek doğruyu bilendi. Bu vasilik, üstelik, olur olmaz durumlarda devreye sokuluyordu! Ordu vesayetinin, geçmişteki uygulamalardan net olarak görüldüğü gibi, ulusal çıkarlarımızla çatışabiliyordu. Ordunun üzerinde de bir “Amerikan” vesayeti söz konusu olabiliyor ve 12 Eylül’de görüldüğü gibi, Amerikalıların “our boy”ları ve küresel stratejilerinin yedek gücü görevini üstleniyorduk... Sovyetler Birliği’ne (komünizme!) karşı üstlenilen küresel görev, bilimi, ekonomisi, siyaseti ve kültürü gelişmemiş bizim gibi az gelişmiş ülkelerin içinde, demokrasiyi, hukuku, insan hak ve özgürlüklerini ezici bir role dönüşüyordu. Orduyu yönetenlerin, bu zihniyetlerini, üstelik “Atatürkçülük” ile süslüyordu. Böylece Atatürk’ün düşüncesini en iyi bilen ve temsil eden de kendileri oluyordu. Bugün Mustafa Kemal’e ve dönemine densizlik derecesinde ve kasıtlı saldırının arka planında da bu vardı! Orduya egemen olan zihniyet, sık sık, toplumsal gelişmenin önünü tıkadı. Ama pardon! Bu “kötülükleri” salt ordunun üzerine yıkmak, dünyanın en büyük haksızlığı olur! “Sivil siyaset” temsilcileri bütün bu sağcı-aşırı sağcı politikalarda, her zaman ordu ile el ele yürüdü! Dahası, öteden beri ileri sürdüğüm tez şudur: Siyaset, siyasi partiler, ülkeyi 60 yıldır yöneten ‘sivil’ sağ siyaset, Türkiye’nin bugünkü ekonomik ve siyasi açmazlarında ordunun da ötesinde başrolü oynadı! Hepsi en geri kamuoyuna dayanarak ülkeyi yönetti! Bir ülke 60 yılda, şimdi yirmincisine hazırlandığımız IMF boyunduruğuna girer mi? Başka hangi ülke bu “başarımı” göstermiştir dünyada! Sürekli ekonomik krizlerin içinde debelenen ülkede siyaset de hukuk da insan hak ve özgürlükleri de sosyal adalet de gelişmez ve ordunun vesayeti azalmaz, artar! Bu nedenle, birinci derecede sorgulanması gerekenler, ülkeyi yöneten siyasi partiler ve liderlerdir! Ama, bizim az gelişmiş ve tek yönlü aydın kafamız, siyasetin rolünü öncelikle sorgulamaktan çok, daha kolayını yapar ve askeri sorgular! Şüphesiz, askeri de sorgulayacağız, askerin de tüm icraatlarıyla saydam olmasını ve hukuka, yasalara uymasını isteyeceğiz, ülkenin “tek doğru” mercii olamayacağını tartışacağız... Ancak, hayatı belirleyen günlük ve dönemlik siyasetlerdir! İktidarlar, icraatlarıyla ülkeyi biçimlendiriyorlar... İktidarlar, icraatlarıyla ekonomide ne biriktiriyorlar (*).. düşünce, kültür, bilim, teknoloji, insan kalitesi, eğitim-öğretimin yönetim ve üretiminde ülkede ne biriktiriyorlar?.. Her şeyi belirleyen, iktidarların ülkede gerçekleştirdikleri bu birikimlerdir! Asker de en sonunda bu birikimin bir ürünü olacaktır! Siyaset, ülkeyi yönetimi boyunca, bütün bu temel alanlarda, üst düzey çağdaşlık biriktiren bir politika izlemediyse, askerin de bu birikimden yararlanması beklenemez... Siyasi partiler çağdaşlık biriktiremedikleri için, bundan kendileri de yararlanamadılar, yararlanamıyorlar! Siyasetin bugünkü özü, biçimi, demokratik ve hukuki niteliği, ülkemizdeki birikimsizliğin, dolayısıyla yoksulluğun bir belgesi olarak ortada durmuyor mu? (*) Bilim Toplum ve İnsana Bakış, Orhan Bursalı, özellikle bakınız: “Öğrenebilen Toplumlar Ayakta Kalır” ve “İstikrar, Birikim ve Zenginlik” başlıklı yazılar. Cumhuriyet Kitapları Ersöz’ün haber alma ödeneğinden yapõlan harcamaya ilişkin hastanede ifadesi alõndõ ‘Ödenek yetkisi Eruygur’da’ Oktay: Yeni anayasa şart ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - 3. Çukurova Kitap Fuarõ’nda, “Alevi açõlõmõ üzerine görüşler” konulu konferans veren eski Adalet Bakanõ Mehmet Seyfi Oktay, yeni anayasa yapõlmasõ gerektiğini söyledi. AKP’nin “Kürt Açõlõmõ” ve “Alevi Açõlõmõ” girişimlerinin “iyi görünme” çabasõndan öteye gitmediğini belirten Oktay, “Hükümet en kõsa zamanda Alevilik ile ilgili yasalarõ düzenlemeli, Aleviliği bölücü bir kesim gibi gösteren bu yasalarõ değiştirmelidir” dedi. Oktay, yeni anayasada Aleviliğin devlet tarafõndan resmen tanõnmasõnõ ve cemevlerinin de resmen ibadet yeri ilan edilmesi gerektiğini kaydetti. Emekli Yarbay tutuklandı KAYSERİ (Cumhuriyet) - “Sahte belge düzenleyerek halkõ garnizon komutanõ hakkõnda kõşkõrttõklarõ” ve “Silahlõ Kuvvetler’in itibarõnõ zedelemeye çalõştõklarõ” iddiasõyla askeri yetkililerce gözaltõna alõnan 3 astsubayõn ifadelerini hipnozla aldõğõ iddia edilen emekli Yarbay Gürol Doğan dün, Kayseri 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşõsõna çõktõ. Kayseri 2. Hava İkmal Bakõm Merkez Komutanlõğõ’nda görevli astsubaylar Ali Balta, İsmail Dağ ve Orhan Güleç’in şikâyetleri üzerine açõlan davanõn ilk duruşmasõnda, savunma için ek süre isteyen Doğan’õn avukatõnõn talebini reddederek emekli yarbayõn tutuklanmasõna karar verildi. Kaymaz cinayeti AİHM’de DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Mardin’in Kõzõltepe ilçesinde kamyon şoförü babasõ Ahmet Kaymaz ile birlikte öldürülen 12 yaşõndaki Uğur Kaymaz’õn davasõ, Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne (AİHM) taşõndõ. Kaymaz ailesinin avukatlarõndan Erdal Kuzu, yakõnda da esas hakkõndaki savunmalarõnõ hazõrlayõp AİHM’ye sunacaklarõnõ ifade etti. Kuzu, “Bu davanõn mahkûmiyetle noktalanacağõ inancõndayõz” dedi. ‘2001 krizinden daha kötü’ İstanbul Haber Servisi - Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardõmcõsõ Ufuk Söylemez, DP Kadõköy İlçe Teşkilatõ’nõ ziyareti sõrasõnda partililere yaptõğõ konuşmada Türkiye’nin 2009 kriziyle 2001 krizinden daha büyük bir küçülme yaşadõğõnõ ileri sürerek, “Cumhuriyet tarihinin en ağõr işsizlik oranlarõyla karşõ karşõyayõz” dedi. Emeklilere yapõlan zammõ da eleştiren Söylemez, “Kaşõkla verip kepçeyle göz çõkaran bir anlayõş. İğneden ipliğe her şeye zam yapõldõktan sonra emeklilere zam açõklandõ” dedi. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon davasõ tutuklu sanõğõ emekli Tuğgene- ral Levent Ersöz, hastane odasõnda alõ- nan ifadesinde ‘haber alma ödene- ğindeki’ harcamalara ilişkin bir yetki- sinin olmadõğõnõ, haber alma ödeneği olan 830 harcama kalemindeki tüm alõm işlemlerinin Jandarma Genel Komuta- nõ’nõn yetkisinde olduğunu söyledi. İmha tutanaklarõnda imzasõ olan Erge- nekon sanõklarõndan emekli Albay Ha- san Atilla Uğur’un da aralarõnda bu- lunduğu dört jandarma görevlisi, “2002- 2004 yıllarına ait haber alma öde- neğinin kullanımıyla” ilgili olarak adliyeye gelerek ifade verdi. Eski Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanõ Tuğgeneral Ersöz’ün haber alma ödeneğinden yapõlan 7 milyon liralõk harcamaya ilişkin 11 Ocak 2009’da hastanede ifadesi alõndõ. Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten cumhuriyet savcõlarõ Murat Yönder ve Fikret Seçen tarafõndan ifadesi alõnan Ersöz’e, Başbakanlõk Teftiş Kuru- lu’nun 4 Aralõk 2009 tarihli raporunun özeti okundu. Ersöz’e raporda geçen, Rem Mümessilik ve Dõş Ticaret AŞ, Cambridge Lake LTD. şirketleri ile Mehmet Sanibal, Sencer Özkan, Ha- kan Şanlı, Dean La-vey’le ilgisi ve harcamalar hakkõndaki bilgisi soruldu. Örtülü ödeneğin kullanõmõ ve mal ya da hizmet alõmõnõn nasõl yapõldõğõnõ an- latan Ersöz, tüm yetkinin dönemin Jan- darma Genel Komutanõ Şener Eruy- gur’da olduğunu söyledi. İstihbarat dairesi olarak sadece karargâh hizmet- lerini gerçekleştirdiklerini vurgulayan Ersöz, şu ifadeleri kullandõ: “Haber al- ma ödeneği olan 830 harcama kale- mindeki tüm alım işlemleri Jandarma Genel Komutanı’nın yetkisi ile yapı- lır. İhtiyaçları belirler, bildiririz. Bi- zim bu harcama kalemlerinden her- hangi bir alım işlemi yapmamız söz konusu değildir. Dolayısıyla 830 har- cama kaleminden istihbarat başkanı sıfatıyla herhangi bir harcama yap- mam söz konusu değildir.” ‘Belgeler imha edildi’ Eruygur’un emekliye ayrõlacak ol- masõ nedeniyle onun dönemine ait ha- ber alma ödeneğinin harcanmasõyla il- gili belgelerin daha önceki uygula- malar örnek alõnarak imha edildiğini belirten Ersöz, şunlarõ söyledi: “2004 yılının Temmuz-Ağustos aylarında dönemin Jandarma Ge- nel Komutanı Mehmet Şener Eruy- gur’un emekliye ayrılacak olması nedeniyle onun dönemine ait haber alma ödeneğinin harcanması ile il- gili belgeler imha edilmiştir. Böyle bir imha gerçekleştirdiğimizi ve tutanak altına aldığımızı hatırlıyo- rum. Tutanağın altında jandarma görevlileri Recep Cömert, Adnan Sezer, Atilla Uğur, Hakkı Kılınç, Genel Komutan Mehmet Şener Eruygur ve benim imzam vardır.” Levent Ersöz, Rem Dõş Ticaret AŞ aracõlõğõyla alõnan teçhizatla ilgili öde- melerle, bu şirketin mümessili olduğu yabancõ tedarikçi Cambridge Lake LTD’nin aldõğõ miktar arasõndaki far- kõn sebebini bilmediğini söyledi. Levent Ersöz, “Bu alışverişlerde yabancı şirket temsilcisi REM Dış Ticaret AŞ’nin ne miktarda komisyon aldı- ğı hakkında da bilgi sahibi değilim. Aradaki farkın nereye harcandığı ko- nusunda bilgim yoktur. Yapılan har- camalarda para ile hiçbir temasım ol- mamıştır” diye konuştu. Avukatı: İfade geçersiz Ersöz’ün avukatõ Ali Rıza Dizdar, gazetecilere yaptõğõ açõklamada, mü- vekkilinin 11 ayrõ rahatsõzlõğõnõn bu- lunduğunu, hastaneye giderek ifade alan savcõlarõn Ersöz’ün hayatõnõ tehli- keye soktuğunu, Ersöz’e bir şey olma- sõ halinde sorumlunun cumhuriyet sav- cõsõ Zekeriya Öz olacağõnõ söyledi. Söz konusu ödeneğin, teknik takip ile ilgili araç ve gereçlerle ilgili olduğunu kaydeden Dizdar, “Örtülü ödenekler- le ilgili bir şey diyemem onu Tansu Ha- nõm’a ve Mehmet Ağar’a sorsunlar. Avukatı olmadan ifadesi alındığı için müvekkilimin verdiği bu ifade, hu- kuken geçersizdir” diye konuştu. Arama sırasında kargaşa Hastane odasõnda ve diğer yerlerde ya- põlan aramalarda bir şey bulunamadõğõnõ ileri süren Dizdar, şöyle devam etti: “Pa- şa’nın savunma metnini almak iste- diler. Ama Paşa’nın savunma metni bende, savunma CD’lerini ve müzik CD’lerini aldılar. 73 belge aldılar, her yeri aradılar. Arama yapılırken uzak- tan çektiğim fotoğraflarda da göre- bileceğiniz gibi yürümekten aciz, ye- re düşecek adamı ayağa kaldırdılar. Bir tek tekerlekli sandalyesini ara- mayı unuttular. Müvekkilimin kızı Fulya’nın çantasını da aradılar. Ful- ya Ersöz çantasının aranması üzeri- ne erkek arkadaşından gelen mektu- bu alelacele parçaladı. Parçalanmış mektubu da delil olarak aldılar.” Dizdar daha sonra, Ersöz’ün tedavi gördüğü hastane odasõnda önceki gün akşam yapõlan arama sõrasõnda cep te- lefonuyla çektiği fotoğraflarõ basõn mensuplarõna dağõttõ. Dizdar’õn da- ğõttõğõ dört kare fotoğraftan birinde, ara- malar sõrasõnda Ersöz’ün yatağõnõn Emekli Tuğgeneral Ersöz’ün avukatı Dizdar, hastane odasında yapılan ara- ma sırasında cep telefonuyla çektiği fotoğrafları basın mensuplarına dağıttı. üzerine yõğõlan eşyalar görüldü. Baş- ka bir karede de Ersöz, yatağõn üze- rinde konulan dosyalarõn görevliler ta- rafõndan incelenmesi sõrasõnda hemen arkada yer alõrken başka bir fotoğraf- ta görevlilerin dosyalarõ taşõmalarõna ilişkin görüntüler bulundu. Bu arada polis ekiplerinin arama yapmak için geldiği, Ersöz’ün tedavi gördüğü odada kõzõ Fulya Ersöz ile em- niyet güçleri arasõnda kargaşa yaşandõğõ belirtildi. Fulya Ersöz’ün üzerinin aran- masõnõ istemediği öğrenildi. Ersöz ve ya- kõnlarõna ait 10 ayrõ yere düzenlenen operasyonlarda 2 adet ruhsatsõz tabanca ve 1 adet susturucu ile bir mektup, çok sayõda dijital ve yazõlõ doküman ince- lenmek üzere kriminal polis laboratu- varõna gönderildi. Adliyede ifade verdiler İkinci Ergenekon davasõnõn tutuk- lu sanõklarõndan emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Recep Cömert, Adnan Sezer ve Hakkı Kılınç “2002-2004 yıllarına ait haber alma ödeneğinin kullanımıyla” ilgili soruşturma kap- samõnda Beşiktaş’taki İstanbul Adli- yesi’ne gelerek ifade verdi. Uğur, adliyeye getirilişi sõrasõnda ga- zetecilerin görüntü almasõnõ engellemek için bir süre cezaevi aracõnda bekletil- di. Cezaevi aracõndan inerken yüzünü bir dosyayla kapatan Uğur’un adliye bina- sõna girerken görüntülenmesi askerler- ce engellendi. Uğur, ifadesinin ardõndan cezaevi aracõ ile Silivri Cezaevi’ne gö- türüldü. “Şüpheli” sõfatõyla savcõlõkta ifade veren emekli askeri personel Şe- ner Cömert ise ek gözaltõ süresi alõna- rak emniyete getirildi. Adliye çõkõşõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Kõlõnç ise “Ortada mercimek kadar bir şey yok. Siz büyüttünüz” dedi. Orgeneral Eruygur’un sağlõk sorun- larõ nedeniyle adliyeye gelemediği, Orgeneral Hurşit Tolon’a ise daveti- ye gitmediği belirtildi. Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Dink’in öldürülmesinin üçüncü yõldönümü yaklaşõyor ‘3. yılda hâlâ başladığımız yerdeyiz’ Hrant Dink. İstanbul Haber Servisi - Eski Agos Ga- zetesi Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007 günü Şişli’deki ga- zete binasõ önünde öldürülmesinin üçüncü yõldönümü yaklaşõyor. Dink ailesinin avu- katlarõ, “Geçen 3 yıl sonunda başladığımız yerde olduğumuzu söylemek hiç de abar- tılı bir tespit değil” diyor. Hrant Dink’in avukatlarõ Fethiye Çetin ve Deniz Tuna, ‘Hrant Dink Cinayeti Üçün- cü Yıl Raporu’nda, Dink’in öldürülmesine neden olan süreci ve nasõl hedef haline ge- tirildiğini geniş bir biçimde ele alõyorlar. Raporda, Agos’un önünde yapõlan göste- rilerin birinde ‘Dink hedefimizdir’ diyen Ül- kü Ocaklarõ İstanbul İl Başkanõ avukat Le- vent Temiz’in Ergenekon davasõnda yargõ- landõğõna dikkat çekiliyor. Raporda, bu olaylarõn ardõndan Dink’in “Ermeni Kimliği Üzerine” başlõklõ yazõsõ üzerinden yeni bir saldõrõ kampanyasõ baş- latõldõğõ, şikâyetler üzerine Dink hakkõnda da- valarõn açõldõğõ anõmsatõlarak, “Sistemli ve tek merkezden yönetildiği izlenimi veren saldırılar, kimi internet sitelerinde ve kimi gazetelerde devam etti. Bu saldırı- larda Hrant Dink, ‘Türk düşmanõ’ olarak gösterilip bir nefret objesi haline getiri- lerek sürekli hedef gösterildi” denildi. Dink’in öldürülmesine neden olan örgütlü yapõnõn ortaya çõkarõlabilmesi için tüm de- lillerin toplanmasõ gerektiği vurgulanan ra- por şu ifadelerle devam ediyor: “Cinayetin tetikçileri ile cinayetin ha- zırlık sürecinde onu açık hedef haline ge- tirenlerin, onu toplumda yalnızlaştıran- ların, bu planın medyadaki ayaklarının, yargı mensuplarının bu kampanyada durdukları yerin, yine bu süreçte, gö- revlerini yapmayarak cinayeti kolaylaş- tıranların birlikte ele alınıp değerlendi- rilmesi gerekir.” Trabzon Emniyet, Jandarma ve İstanbul Emniyet görevlileri hakkõnda yapõlan suç du- yurularõna takipsizlik verildiği de anõmsatõ- lan raporda, “İzlenen yöntemle bu cinayet aydınlatılamaz. Genelkurmay Başkanlı- ğı’ndan, yargısal makamlara, hükümet sözcülerinden, güvenlik birimlerine, med- yadan paramiliter güçlere, tüm resmi-si- yasi aktörlerin Hrant Dink’in öldürül- mesinde, cinayetin önlenmemesinde, ger- çek faillerin ortaya çıkarılmamasında sorumluluğu vardır” denildi Engin Çeber’in işkenceyle öldürülmesine ilişkin davaya devam edildi Tanıklar bekleniyor İstanbul Haber Servi- si - Metris Cezaevi’nde tu- tuklu bulunan Engin Çe- ber’in işkenceyle öldü- rülmesinden sorumlu ka- mu görevlilerinin yargõ- landõğõ davada, Çeber’le bir dönem aynõ koğuşta kalan dört tanõğõn ifade vermeye gelmesi bekleni- yor. Çeber’in işkenceyle öl- dürülmesine ilişkin 60 ka- mu görevlisinin yargõlan- dõğõ davaya Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nde devam edildi. “İşkence sonucu ölüme sebebiyet vermek” su- çundan yargõlanan tutuk- lu sanõklar Fuat Karaos- manoğlu, Nihat Kızılka- ya, Sami Ergazi, Sela- hattin Apaydın’õn katõl- dõğõ oturumda, müdahiller Özgür Karakaya, Aysu Baykal ve Cihan Gün ile Çeber’in babasõ Ali Tekin ve ablasõ Şerife Tekin de hazõr bulundu. Duruşmada söz alan tu- tuklu sanõklardan Nihat Kõzõlkaya’nõn avukatõ Re- cep Onaran, dosyadaki raporlarõn, görüntü kayõt- larõnõn, Engin Çeber’in gözaltõna alõndõğõ Sarõyer Emniyet Müdürlüğü gö- revlileriyle didiştiğini, ora- da darba maruz kaldõğõnõ gösterdiklerini belirtti. İşkencenin herhangi bir cürümü söyletmek için ifade alõmõ sõrasõnda ya- põlmasõnõn söz konusu ol- duğunu dile getiren Ona- ran, “Benim müvekkili- min ifade almak gibi bir görevi yoktur. Dolayı- sıyla işkence suçunu iş- leme durumu olamaz. Çeber’e darp yapanlar, tekmeyle, sopayla vu- ranlar dışarıdadır” dedi. Tartışma yaşandı Kõzõlkaya’nõn Çeber’e iki tokatla darpta bulun- duğunun belirtildiğini, bu iddianõn da Kõzõlkaya’nõn tutukluluğuna yeterli delil olamayacağõnõ savunan Onaran, Kõzõlkaya’nõn da sanõk polislerle eşit ko- numda, tutuksuz yargõ- lanmasõnõ talep etti. Dava sonunda, duruşma salonunun boşaltõldõğõ sõ- rada sanõklarla Engin Çe- ber’in yakõnlarõ arasõnda tartõşma yaşandõ. Çeber’in babasõ Ali Tekin de sa- londan çõktõğõ sõrada sanõk polislerin kendisini ittik- lerini iddia etti. Halk Cephesi üyeleri “Engin’i katledenler cezalandırılsın” dedi. (SERKAN YILDIZ) ÇAKICI’DANERGENEKON’LUSAVUNMA ‘Emir verenler de yargılanmalı’ İstanbul Haber Servisi- Ülkücü mafya lideri Alaattin Çakıcı’nõn Türk bank ihalesine fesat ka- rõştõrdõğõ iddiasõyla yargõlanmasõna devam edildi. İstanbul 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki duruş- maya, başka suçtan tutuklu bulunan Alaattin Ça- kõcõ ve avukatlarõ katõldõ. Çakõcõ, ihaleye fesat karõştõrõlmasõyla ilgili, “Ben bir şey yapmadım ancak adım kullanıldı” dedi. İşadamõ Aydın Doğan, Erol Aksoy, Zorlu Grubu’nu ve Meh- met Emin Karamehmet’i tehdit edip, korkut- muşluğunun olmadõğõnõ savunan Çakõcõ, Mesut Yõlmaz’õn bu olay nedeniyle, Yüce Divan’da yargõlanõp beraat ettiğini anõmsattõ. Çakõcõ, şöyle konuştu: “Eğer temiz eller operasyonları yapı- lacaksa herkesin eteğindeki taşı dökmesi gere- kir. Bu olayda adları geçen en üst makamlar- da bulunan Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve hatta çok sevmeme rağmen Süleyman Demi- rel dahi yargılanmalıdır. Bazıları devletin zır- hını alınca kendisini aslan zanneder. Zırh dü- şünce fındık faresi olur. Ergenekon’dakiler yargılanıyorsa onlara emir veren Cumhurbaş- kanı, Başbakan da yargılanmalı. Adalet her- kese uygulanmalı. Tansu’yu da getirsinler. Onlar Ankara’da ben F tipindeyim.” Sanõk avukatlarõndan Onaran, Çeber’in gözaltõna alõndõğõ Sarõyer Emniyet Müdürlüğü görevlileriyle didiştiğini, orada darba maruz kaldõğõnõ gösterdiklerini belirtti. Emekli Albay Uğur’un da aralarõnda bulunduğu dört jandarma görevlisi, “haber alma ödeneğinin kullanõmõyla” ilgili olarak ifade verdi. obursali@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear