Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
13 OCAK 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
O Bilinen Öykü...
Onların öyküsü hep anlatılır... Ben de
anlatmıştım yıllar önce...
Kabataş İskelesi’nin hemen orada, üstgeçidin
olduğu yerde.
Yaşları 5 ile 13 arasında değişirdi. Kızlı erkekli
dolaşırlardı. Ellerinde kâğıt mendil, sakız...
Dolmabahçe’de trafik sıkıştığında başka
çocuklar yanaşırdı...
Yaşları 5-13...
Kimisi dilenir, kimisi araçların camlarını silmek
ister, kimileri mendil, sakız satardı...
Koskoca İstanbul’u parsellemişler miydi o
çocuklar?
Sonradan öğrendim ki bir çete İstanbul’un
varoşlarında yaşayan bu çocukları toplayıp
sokaklara salmıştı.
Onlar sabah saatlerinde evlerinden alınıp
çetelerin işgal ettiği semtlere götürülüp
çalıştırılıyorlardı...
Mecidiyeköy’de sınırı aşan 5 yaşındaki B’nin
başına gelenleri okudunuz gazetelerde.
Televizyonlarda tartışıldı. 5 yaşındaki B, kendi
sınırını geçtiği için, bir akşam 10-11 yaşlarındaki
mendil, sakız satan çocuklar tarafından kaçırıldı.
Kuytu bir köşede boğazına elektrik kablosu
geçirildi, dövüldü ve komaya sokuldu.
Temizlik işçileri buldu B’yi...
Ağır yaralıydı ve komaya girmişti. Hemen
Okmeydanı Hastanesi’ne kaldırılıp yoğun bakıma
alındı.
Adana’nın Kozan ilçesinin Turgutlu köyünden
gelmişti anne ve babası...
Beş çocuklu bir aile. En küçüğü 1, en büyüğü 11
yaşında.
Yaşadıkları evi gördüm. Tek odalı derme çatma
bir kulübe aslında. Yerde bir şilte, bir elektrik
sobası.
Uzmanlar konuştu... Yetkililer ahkâm kesti...
Çocuk haklarından filan söz ettiler...
Biliyorum, iki-üç gün sonra unutulup gidecek 5
yaşındaki B’nin öyküsü.
Yaşamın derin sularında, biraz gözyaşı, biraz
hıçkırık...
Yitip giden umutlar...
Acılar, hüzünler...
Ne zaman bir başka olay ortaya çıkacak, o
zaman yine yazılıp çizilecek...
O kadar!
Yazımı yazarken Başbakan Erdoğan, partisinin
grup toplantısında konuşuyor..
Asgari ücretin 577 lira olduğunu söyleyip o
kadar parayla ne kadar süt alınacağını anlatıyor.
Hiç şaşırmıyorum!
Asgari ücreti, emekli maaşını süt ve ekmekle
kıyaslayan bir Başbakan’ı ilk kez görüyorum.
Cepteki para güneşte eriyen kar topu değilmiş...
Bunu da Tayyip Bey’den öğreniyorum!
Televizyonu kapatıyorum!
Küçük B’nin sağlık durumu giderek
düzeliyormuş...
Pablo Neruda’nın bir dizesi geliyor aklıma:
“Değil mi ki hiçbir zaman gemi dönmüyor
krallığına parmaklar tertemiz
Değil mi ki sandalcı türküsü denizin gök
gürültüsü içinde izledi yolunu
ve değil mi ki senin yaldızlı kemerin sundu
ellerime güzelliğini,
egemenliğimiz altına alıyoruz bu deniz dönüşüyle
alın yazısını
ve artık beklemeden, parlayışımızı sona
erdiriyoruz.”
Bir alın yazısı değil çocukların öyküsü...
Onların dramını Antalya’da, İzmir’de,
Adana’da, Mersin’de ve Türkiye’nin pek çok
yerinde görürsünüz.
Kışın ayazında Çağlayan’da, ışıkların olduğu
yerde, kızlı erkekli çocuklar kırmızı ışıkta duran
araçların ön camlarını silmek isterler...
Şişli’de, Kurtuluş’ta karşınıza çıkarlar.
Çağlayan’ın hemen altı Kuştepe’dir, o çocuklar
oradaki kulübelerde aileleriyle yaşarlar.
Daha büyük olanlarını Kadıköy’de görürüm,
Moda’da, Bağdat Caddesi’nde. Çöp bidonlarını
karıştırırlar, artık yiyecek ararlar.
Bazıları kâğıt toplar kar, yağmur altında...
Sabahları Şişli’de karşılaşırım kâğıtçı çocuklarla.
Gözlerinde bir sis perdesi.
Yapayalnızdırlar!
Bilinen bir öyküyü anlattım...
Benim, sizin, hepimizin bildiği öykünün sonu
yok.
O çocuklar okula gitmez, bazı geceler evlerine
gelmez...
Gök tutuşlu cerene benzeyen gözleriyle zıplaya
zıplaya kaçarlar...
Yiten bir güzelliği türkülerler, ürkek
bakışlarıyla.
5 yaşındaki B’nin öyküsü, onların yaşamı.
Bu bir yazgı değildir...
Yaşamın derinliğinde bir titreyiştir.
Türkiye gerçeğidir!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
İhbar kontörlü
telefondan
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Araç muayene
istasyonlarõna ilişkin
operasyon yürüten polis
40 kişinin telefonlarõnõ
dinlemeye aldõ. Yapõlan
görüşmelerde, diğer
şüphelilerin cep
telefonlarõnõn “0312
1230606” No’lu sabit
hattan aradõğõ tespit
edildi. Numaranõn,
Başbakan Yardõmcõsõ
Bülent Arõnç’a suikast
iddialarõyla ilgili
soruşturmayõ başlatan
ihbar telefonuyla aynõ
olduğunu belirleyen
polis, numaranõn, fatura
ödemeleri için kurulan ve
özel şahõslarõn işlettiği
bayilerde bulunan
kontörlü telefonlara ait
olduğunu tespit etti.
Bayiye ait
güvenlik kamerasõ
kayõtlarõna da el konuldu.
İki milletvekili
DSP’den istifa etti
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DSP İzmir Milletvekili
Harun Öztürk ile
Balõkesir Milletvekili
Hüseyin Pazarcõ
partilerinden istifa etti.
Pazarcõ, istifa
nedenlerini, “DSP’de
görülen son gelişmelere
uyum sağlayamamalarõ”
olarak açõkladõ. Öztürk,
Şişli Belediye Başkanõ
Mustafa Sarõgül’ün
başlattõğõ hareketin
içerisinde yer almayõ
düşünmediklerini belirtti.
Molotoflu eyleme
11 yıl 7 ay hapis
VAN (Cumhuriyet) -
Van’da geçen yõl bir
gazete bürosuna
molotoflu saldõrõ
düzenleyen Yüzüncü Yõl
Üniversitesi öğrencisi
Yücel Kardaş ile Barõş
Tosun hakkõnda açõlan
dava karara bağlandõ.
Mahkeme heyeti, Tosun
ve Kardaş’õ, “terör
örgütüne üye olmamakla
birlikte suç işlemek”,
“örgüt faaliyeti
çerçevesinde tehlikeli
maddeleri izinsiz olarak
bulundurmak, nakletmek,
atmak” ve “örgüt
faaliyeti çerçevesinde
patlayõcõ madde ile mala
zarar vermek”
suçlarõndan 11 yõl 7’şer
ay hapse mahkûm etti.
Erdoğan’ın
IMF yorumu
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, Rusya’ya
hareketinden önce
Esenboğa
Havaalanõ’nda
düzenlediği basõn
toplantõsõnõn ardõndan
gazetecilerin sorularõnõ
yanõtladõ. Erdoğan, IMF
ile yapõlacak anlaşma
konusunda “İşin sonuna
geldik diyebilirim ama
her zaman söylediğim
bir şey var; olursa olur
olmazsa olmaz” dedi.
Arazide
mühimmat
ZONGULDAK
(AA) - Yurttaşlarõn
sahil yolu üzerindeki
fõndõklõkta “UNITED”
yazõlõ kutu içinde el
bombalarõ ve mermi
bulduklarõnõ bildirmesi
üzerine emniyet ekipleri
söz konusu bölgeye
gitti. Yapõlan aramada, 2
adet içi boş el bombasõ,
27 adet G3 ve 5 adet
M-16 mermisi ile bir
adet lav silahõ kapağõ
gibi çok sayõda
mühimmat ve silah
parçalarõ bulundu.
Baykal, ‘TSK’nin yüreğine, kalbine yönelik bir soruşturma sürdürüldüğünü’ söyledi
‘Millet rencide oluyor’
BDP Grup Başkanõ Yaman, AKP’nin askeri vesayetle mücadelesinin inandõrõcõ olmadõğõnõ söyledi
‘Açõlõm kelepçeye dönüştü’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - BDP Grup Başkanõ
Nuri Yaman, AKP hükümeti-
nin Kürt açõlõmõnõn inandõrõcõ-
lõğõnõ kaybettiğini belirterek
“Açılım adı altındaki açmaz-
larının geldiği nokta şu ol-
muştur: Kürt açılımı kelep-
çeye, Roman açılımı sürgüne,
Alevi açılımı da oyalamaya
dönüşmüştür” dedi.
Nuri Yaman, partisinin grup
toplantõsõnda yaptõğõ konuş-
mada, yurttaşlarõn farklõ kim-
liklerinden dolayõ saldõrõlara
maruz kalmasõnõn temelinde,
“devletin kırmızı kitapçığı”
diye nitelendirdiği Milli Gü-
venlik Siyaset Belgesi’ndeki
“iç düşman” tanõmõnõn yattõ-
ğõnõ belirtti. Buna itiraz eden
herkesin bertaraf edilmeye ça-
lõşõldõğõnõ ileri süren Yaman, 7
yõllõk AKP iktidarõ döneminde
Kürtlere karşõ 40’õ aşkõn linç gi-
rişiminde bulunulduğunu, AKP
hükümetininse bunlarõ önle-
mek yerine seyirci kalarak ses-
sizliğini koruduğunu kaydetti.
Son dönemde “vesayetçi-
siyasetçi” tartõşmalarõnõn yo-
ğun bir şekilde yürütüldüğünü
kaydeden Yaman, hükümetin
gerçekten askeri vesayet reji-
mine karşõ etkili siyasal mü-
cadele verdiği konusunda inan-
dõrõcõ olmadõğõnõ söyledi. Hü-
kümetin tutumunun demokra-
si mücadelesini yansõtmaktan
uzak olduğunu kaydeden Ya-
man, vesayet rejimine karşõ
olan bir iktidarõn, bu rejimin te-
mel dayanağõ olan 12 Eylül
darbe anayasasõnõ değiştirme-
si gerektiğini söyledi.
TSK’ye darbe olanağõ veren
İç Hizmetler Yasasõ’nõn 35.
maddesinin kaldõrõlmasõnõ iste-
yen Yaman şunlarõ söyledi:
“Özellikle de Kürt siyaset-
çilere karşı kelepçeli operas-
yon düzenleyenlerin ‘Demok-
rasi mücadelesi veriyorum’ de-
meye hiç hakkı yoktur, ola-
maz da. İşte bütün bunlar, hü-
kümetin tutumunun halkı
kandırmaya ve oyalamaya
yönelik olduğunu ortaya koy-
maktadır. Açılım adı altındaki
açmazlarının geldiği nokta
şu olmuştur. Kürt açılımı ke-
lepçeye, Roman açılımı sür-
güne, Alevi açılımı da oyala-
maya dönüşmüştür. Yaşanan
tablonun özeti kısaca budur.”
Kozmik oda aramasõna iliş-
kin tartõşmalara da değinen
Yaman, bütün sõrlarõn ortaya çõ-
karõlmasõnõ ve faili meçhulle-
rin de aydõnlatõlmasõnõ istedi.
Orduyla hükümet arasõnda an-
laşmayõ içeren, kõsa adõ EMAS-
YA olan Emniyet Asayiş Yar-
dõm Protokolü’nün hâlâ yü-
rürlükte olduğunu belirten Ya-
man, bunun kaldõrõlmasõ ge-
rektiğini vurguladõ.
Hükümetin açõlõm kapsa-
mõnda Meclis’e bazõ yasalarõ
getireceğinin anlaşõldõğõnõ be-
lirten Yaman, “Eğer açılım
yapmak istiyorsanız, önce
Kürt halkının iradesine vu-
rulan o kelepçeleri sökün.
Tutuklu siyasetçileri, seçil-
miş belediye başkanlarını ser-
best bırakın. Kürt halkın-
dan özür dileyin; bunları
yaptığınız takdirde ancak
halk sizi affedebilir” dedi.
Grup toplantõsõna da katõlan
TEKEL işçilerinin durumuna
da değinen Nuri Yaman, kabul
ettirilmek istenen 4-C statüsü ile
TEKEL işçilerine “köleliğin
dayatıldığını” söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal, “TSK’nin
yüreğine yönelik bir soruş-
turmanın sürdürüldüğünü”
ve itham edilenin kişi olmaktan
çõkõp kurum haline gelmeye
başladõğõnõ belirtti.
Baykal, dünkü grup toplan-
tõsõnda son gelişmeleri değer-
lendirirken, “Deniz Feneri’ni
unuttuk mu, ne oluyor? İçiş-
leri Bakanlığı bile yolsuzluk-
ların bulunduğunu tespit et-
ti. Resmi raporda 17 milyon
liranın yurtdışına kaçırıldığı
tespit edilmiştir. Türkiye dı-
şarıya iane desteği veriyor!”
dedi. Ergenekon’un özünü oluş-
turan Ümraniye’deki olayla il-
gili tutanağõn olay yerinde de-
ğil, daha sonra karakolda tu-
tulduğunun TÜBİTAK tara-
fõndan söylendiğine dikkat çe-
ken Baykal şu görüşlerini dile
getirdi: “Yargıtay Başkanı’nın
feryadını dinledik. Ateş ba-
cayı sardı, yangın büyüyor,
diyor. Başbakan’ın kurumlar
arasındaki çatışmayı görme-
si için Yargıtay Başkanı’nın
sözleri yetmiyor da daha ne
bekliyor? Bir süre önce de
Yargıtay Başkanı, yargı sa-
vunmada, demişti. Başbakan
aldırmadı. Şimdi, ‘Yangõn
var’ da yetmemiş. Anayasa
Mahkemesi’nden karar çık-
tı, ama telekulak devam edi-
yor. Yargıtay’a üye atanma-
sı gerekiyor. Kulislerde pa-
zarlık yapılıyor. Başbakan’ın
nu bunu suçlamasına gerek
yok. Polemiği bırak.
HSYK’de üyeleri seç” dedi.
Baykal, “TSK’ye karşı psi-
kolojik harekât” açõklamala-
rõna dikkat çekerken sözlerini
şöyle sürdürdü: “Bunu Ge-
nelkurmay Başkanı söylü-
yor. Kim yapıyor bunu? Sal-
dırının nereye olduğunu an-
ladık, saldıranın kim oldu-
ğunu anlamadık. Başbakan,
sekizinci defa konuşuyorum,
diyor, ne kadar konuşursan
konuş ama aldatmayı, uyut-
mayı bırak. TSK’ye karşı da-
va açtı irticayla mücadele
planı diye, o belge işi ne oldu?
Suikast iddiası ne oldu? Mah-
keme itibar etmedi ama haf-
talardır kozmik odada so-
ruşturma devam ediyor. Tür-
kiye’de gerçeklerin peşinde
miyiz, yoksa kendi amacımı-
za uygun şeyleri gerçek diye
kabul ettirebilmek için yalan-
doğru belgeler üretip, iftira-
lar yapıp, suikast iddiaları or-
taya atıp ülkeyi karıştırmaya
mı çalışıyoruz? Acaba bu sui-
kast iddiası bir fırsatı elde et-
mek için bilinçli olarak mı or-
taya atıldı? Bir baktık falan
kişi falan kişiyle suikast ya-
pıyor iddiası bir tarafa bıra-
kıldı. TSK’nin yüreğine, kal-
bine yönelik bir soruşturma
haftalardır sürdürülüyor. Bu
soruşturmanın altında bir it-
ham var. İthamın, şüphenin
hedefi falan kişi olmaktan
artık çıkmıştır; kurum hali-
ne gelmeye başlamıştır. Bu
şüpheye, ithama muhatap
olanlar bunu rahatlıkla kar-
şılayabilirler, ama bilinmeli-
dir ki Türk milleti TSK’ye yö-
nelik bu ithamın sürdürülü-
yor olmasından rencide ol-
muştur. Bakın Brezilya’da
daha bugün -basında var- si-
lahlı kuvvetler personeline
bir soruşturma girişimi ya-
pılmış, komutanlar ‘derhal
biz istifa ediyoruz’ demiştir ve
onun üzerine soruşturma ko-
nusu askıya alınmış.”
Baykal, referandum süresini
kõsaltma girişinin arkasõnda
HSYK’nin yapõsõnõ değiştirme
amacõnõn yattõğõnõ vurgulaya-
rak, asõl amacõn “Yargının
kalbini, beynini kontrol altı-
na almak” olduğunu söyledi.
“Demokrasiye medya mı en-
gel oluyor” diye soran Baykal,
sözlerini “Hangi gazete pat-
ronunun ne zaman patron-
luktan istifa etmesini başba-
kanlar tayin edince o iktidar
demokratik mi olacak? Ga-
zetenin genel yayın yönetme-
ninin işine son verilmesi ge-
rektiği talimatını başbakan-
lar verince o ülkede basın
özgürlüğü daha bir güvence-
li mi olacak? Yargıtay Baş-
kanı’nın ‘yangõn var’ lafı 1.
sayfaya giremiyor, koyamı-
yorlar” diye sürdürdü.
Baykal, konuşmasõnõ “İkti-
dar komplocu çıktığı için
Türkiye bu hale geldi. Kim-
senin darbe yapmak istediği
yok, darbe lafını kendi ama-
cı için suçlama aracı olarak
kullananlar var. Millet hük-
münü vermiştir. Çare millet-
tir, işinize bakın. Kendinizi ik-
tidara hazırlayın” dedi.
Benim
dengim
Baykal
Terör mağduru çocuklara destek
SP Genel Başkanõ Numan Kurtulmuş, ‘TMY’deki maddeler ancak terör örgütüne
eleman yetiştirmeye yarar’ diyerek çocuklarõ gözeten değişiklik yapõlmasõnõ istedi
İstanbul Haber Servisi - Saadet Par-
tisi (SP) Genel Başkanõ Prof. Dr. Numan
Kurtulmuş, çocuklarõn Özel Yetkili
Ağõr Ceza mahkemelerinde terör örgü-
tüne yardõm ve yataklõk suçlamalarõyla
yargõlanmalarõnõ sağlayan Terörle Mü-
cadele Yasasõ’nõn ilgili maddelerinin de-
ğiştirilmesi gerektiğini belirterek “Ço-
cukların bu yasa maddeleriyle yargı-
lanması yalnızca terör örgütüne ele-
man yetiştirmeye yarar” dedi.
SP Genel Başkanõ Kurtulmuş, terör
mağduru çocuklarõn haklarõ için örgütle-
nen “Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları
Platformu”nun üyeleriyle dün SP İstan-
bul İl Başkanlõğõ’nda bir araya geldi.
2006 yõlõnda TMY’de yapõlan değişiklik-
lerle çocuklarõn yetişkin şartlarõnda göz-
altõna alõnmaya, sorgulanmaya ve yargõ-
lanmaya başlandõğõnõ belirten platform
üyesi Mehmet Atak, “2006’da yapılan
TMY’deki değişiklik, uluslararası an-
laşmaların uygulanmaması nedeniyle
anayasanın 90. maddesine aykırı” dedi.
Terör mağduru çocuklarõn yargõlan-
malarõndaki hukuki eksikliklere ilişkin
platform üyelerinden bilgi alan Kurtulmuş,
konunun SP gündeminde olduğunu ve
partisinin “Barış ve Kardeşlik için Gö-
nüllü Birliktelik” raporunda bu soruna
da yer verdiğini söyledi.
Çocuklar İçin Adalet Çağrõcõlarõ Plat-
formu’nun bu konuda attõğõ adõmlarõ des-
teklediğini belirten Kurtulmuş, terör mağ-
duru çocuklarõn mağduriyetlerinin gide-
rilmesi için SP’nin çağrõda bulunduğunu ve
bu çağrõlarõna da “Barış ve Kardeşlik İçin
Gönüllü Birliktelik” raporunda “sayıla-
rı bini aşan 18 yaş altındaki çocuk TCK
ve TMK çerçevesinde Özel Yetkili Ağır
Ceza Mahkemesi’nde terör örgütüne
yardım ve yataklık suçlamasıyla, 10 yı-
lı aşkın hapis cezası talebi ile yargılan-
maktadır. Okullarda olması gereken
çocuklar cezaevindedir. Bu davranış
sadece terör örgütüne eleman yetiştir-
meye yarar. Bu çocukların bir an önce
anne babalarına, evlerine ve okullarına
kavuşmaları için ilgili kanun maddele-
ri derhal değiştirilmelidir” ifadeleriyle yer
verdiklerini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet Bakanõ Bü-
lent Arınç, Çalõşan Gazeteci-
ler Günü dolayõsõyla parla-
mento muhabirlerini ziyare-
tinde açõklamalarda bulundu.
Arõnç, CHP’li Kemal Kı-
lıçdaroğlu’na gazetecilerin,
kendisiyle düello yapõp yap-
mayacağõnõ sorduğunu, Kõlõç-
daroğlu’nun da “Kendisi kabul
ediyorsa ben varım” dediğini
anõmsattõ. Arõnç, “Kimseyle
düello etmeyi düşünmem,
Türkiye’de de bunu düşü-
nen bir insan olduğunu zan-
netmiyorum. Sayın Kılıçda-
roğlu, benim dengim değil.
Dengim olmayan bir insanla,
ben ekran önüne çıkıp tar-
tışmam. Bu bir sıklet, denk-
lik meselesidir. Olsa olsa be-
nimle tartışması gereken ki-
şi, Sayın Baykal olabilir” de-
di. Arõnç, Baykal’õn, kendisinin
“bir karargâh içinde olduğu”
yönündeki açõklamalarõnõ anõm-
satarak, “Böyle bir karargâh
nerede kurulmuştur, niçin
kurulmuştur, yöneticileri
kimlerdir? Benim buradaki
görevim nedir? Elinizdeki
bütün belgeleri, bilgileri or-
taya koymaya mecbursunuz”
dedi. Hakkõndaki suikast ihba-
rõyla ilgili soruşturmaya da de-
ğinen Bülent Arõnç, ihbarõn
nereden yapõldõğõnõn değil doğ-
ru olup olmadõğõnõn önemli ol-
duğunu belirtti.
BÜLENT ARINÇ:
Nuri Yaman, BDP grup top-
lantısındaki konuşmasına, Er-
doğan’ın konuşmasını uzat-
ması nedeniyle yarım saat ge-
cikmeli başladı. (AA)
Baykal, partisinin grup toplantısında hükümete yönelik sert eleştirilerde bulundu. (Fotoğraf: AA)
BDP GENEL BAŞKANI ÇELİK:
Şiarımız, demokratik
Türkiye vatanıdır
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Barõş
ve Demokrasi Partisi
(BDP) Genel Başkanõ
Demir Çelik, dün par-
tisince düzenlenen,
“Demokratik Siyaset
İçin Demokratik Ka-
tılım” konulu toplantõ
öncesinde yaptõğõ açõk-
lamada, siyasal sürecin
değerlendirilmesi ama-
cõyla bir araya geldik-
lerini söyledi.
Çelik, “Kürt hare-
ketinin 6 siyasal parti-
si kapatıldı. Son se-
çimlerden bu yana ‘ba-
rõş’ kelimesini en çok
kullanan siyasi parti
DTP olmasına rağmen
‘bağõmsõz yargõ’ bunu
görmezden geldi, siya-
sal darbe yaparak par-
tiyi kapattı. Demokra-
tik bir Türkiye oluş-
turmak, şimdiki siya-
sal aktörlere bakılırsa
pek mümkün görül-
müyor. Bizim şiarımız,
demokratik Türkiye,
demokratik Türkiye
vatanıdır. Demokra-
tik toplum, demokra-
tik siyaset yaratmayı
amaçlıyoruz” dedi.
CHP grup toplantısına bir
süre önce intihar eden Yar-
bay Ali Tatar’ın kardeşleri
de katıldı. Tatarın kardeşi
Hürriyet Ünver ağlarken,
Baykal “Herkes yaptığı id-
dianın hesabını verecek. Ko-
mutanını öldürme ithamıyla
intihara sürüklenen yarba-
yın vicdan azabını nasıl
unutabiliyorsun? Türkiye, demokrasiye gi-
diyormuş, değişim yaşanıyormuş, olurmuş
böyle bedeller... Bu ne biçim demokrasi?
Demokrasiyi -Allahınızı severseniz- yargı
mı önlüyordu?” dedi. Grup toplantısının
ardından CHP Milletvekili
Malik Ejder Özdemir ile
Baykal’ın makam odasına
giden Ahmet Tatar ile Hür-
riyet Ünver’in gözyaşlarına
hâkim olamadıkları, Bay-
kal’ın da kendilerini teselli
etmeye çalıştığı öğrenildi.
Ahmet Tatar’ın “Çamur at
izi kalsın mantığıyla bize if-
tira attılar. Bize bu süreçte destek olduğu-
nuz için teşekkür ediyoruz” dediği öğrenildi.
Baykal’ın ise “Bir trajedi yaşandı. Çok acı
bir olay. Merak etmeyin. Elbet bir gün hak-
sızlıklar ortaya çıkacaktır” dediği aktarıldı.
‘ELBET BİR GÜN HAKSIZLIKLAR ORTAYA ÇIKACAKTIR’