24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA 12 EKONOMİ CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Piyasa ve Ruhaniyet… Taha Akyol, 21 Eylül tarihli Milliyet’teki köşesinde, piyasa ekonomisinin zenginlik getirdiğinden ama ru- haniyeti öldürdüğünden söz ediyordu. Hem de bü- tün dünyada!… Eskinin o güzelim bayramlarının ye- rini tatil kaçamakları almıştı. Diyordu ki Akyol, “Sosyolojik süreçlerden habersiz laikçilerimiz ‘irti- ca geliyor’ diye kâbuslar görse de, ne irticası... Tür- kiye, piyasa ekonomisi geliştikçe günlük hayatında daha ‘materyalist’ hale geliyor. Hem de piyasa eko- nomisini olabildiğince geliştiren muhafazakâr hü- kümetler yönetiminde!..” Neresinden tutmalı… Tespitlerin hangisi doğru ki?.. “Piyasa ekonomisi diye savunuyoruz ve bunun insanlığa daha refahlı ve uzun ömürlü hayatlar ge- tirdiği de kesin” diyor Taha Akyol… Nerede refah? Piyasa kapitalizminin, tüm dünyayı çekim alanı içi- ne almakla beraber, finansallaşma ile yarattığı şi- şirilmiş büyümenin nimetlerini bir avuç azınlığa ta- şıdığını artık Dünya Bankası da inkâr edemiyor. Pi- yasalaşma ile küreselleşen kapitalizmin nimetleri- ni kan, ter, gözyaşı ile yaratanlar, yıllarca günde 2 doların altı bir ücrete zalimce çalıştırıldılar. Diyor ki Dünya Bankası, günde 2 dolara çalışanların sayı- sı 2005’te 2.5 milyarı aşıyordu (World Development Indicators, 2009). Asyalı, Güney Amerikalı, Afrika- lı, Doğu Avrupalı… 2.5 milyar insanın kanı, teri, göz- yaşı üstüne, günde sadece 2 dolar ödenerek bina edilmiş dev servetler… Günde 2 dolarla refah mı olurmuş?.. Bir başka uluslararası kuruluş ILO, yani Ulus- lararası Çalışma Örgütü, piyasalaşan dünyada çığ gibi büyüyen işsiz sayısını 2008 için 190 milyon ola- rak belirlerken bunun 2009 sonunda 230 milyona çıkacağını ifade ediyor (ILO,Global Employment Trends,2009). Çoğu piyasaperestin, yaşanan global krizle ya- nıldığını, iflas ettiğini samimiyetle ifade ettiği piya- sa için, Taha Akyol’un hâlâ “…insanlığa daha refahlı ve uzun ömürlü hayatlar getirdiği de kesin” imanı- na ne demeli?.. 1980 sonrası tüm dünyada estirilen piyasa rüz- gârının 1980’den başlayarak Türkiye kapitalizmini ve toplumunu nereden nerelere savurduğunu en res- mi gelir bölüşüm tabloları, işsizlik göstergeleri de saklayamıyor. Piyasa kapitalizminin, getirdiği rivayet edilen dirliğin ardından “materyalistleşmeye” yol açtığı id- diasının neresinden tutmalı? Hem bakın bunun gös- tergesi ne? Bayramlar tatil kaçamaklarına dönüş- türülüyormuş… Nereden belli? Şu 72.5 milyon Tür- kiye’de kaç kişi bayramlarda tatil yerlerine gidiyor acaba, Taha Bey’in bilgisi var mı? TÜİK’in yaptığı son Hanehalkı Yurtiçi Tatil Eğilimleri çalışmasına göz atılsaydı şu görülecekti: Bir yıl boyunca Türkiye nü- fusunun üçte ikisi hiç seyahat etmiyor. Seyahate çı- kan nüfusun da üçte ikisi arkadaş-akraba ziyareti için seyahate çıkıyor ve konuk oldukları evlerde ko- naklıyorlar. Otellerde 1 yıl boyunca ancak 3 milyon kişi konaklıyor, yani nüfusun yüzde 5’i bile değil… Üstelik bu, tüm bir yıl için, bayramlar için de değil… Demek ki, ne piyasanın dirlik-varlık yarattığı ger- çek, ne de bunun toplumu ruhaniyetten uzaklaştı- rıp bayramları tatil kaçamağına çevirdiği iddiası. Ter- sine, piyasa kapitalizmi hem ülkemizde, hem dün- yada, büyümüş görünen ekonominin nimetlerinin bölüşümünde geçmişe rahmet okutan bir adalet- sizliği yaşattı hepimize. Bu adaletsizliğin sonunda da biriktirdiği dev sermayeler, piyasa kapitalizmi- nin kendi ayağına dolandı ve yol açmak için şişir- diği balonlar patladıkça, kendini ve belki de dün- yanın sonunu hazırlayan devasa bir krizle cebelle- şir oldu… Her ne kadar Taha Bey bunun farkında olmasa da… Küreselleşme, piyasalaşma, ruhaniyeti azaltma- dı; tersine, sosyal devleti küçülterek, sosyal koru- mayı azaltarak, insanları öyle açlık ve yoksullukla perişan etti ki, o insanlar güvenlerini yitirdiler, korktular, ruhani güçlere inanmaya daha çok mey- leder oldular. Bu meyil, Türkiye’de olduğu gibi, bir- çok ülkede bağnaz-otoriter siyasetlere ufuklar aç- tı, büyüme zemini yarattı. Piyasa kapitalizminin ya- rattığı açlık ve yoksulluğun dehşetinde büzülen, ufal- dıkça ufalan insanlar, kendilerini cemaatlerin, tek- kelerin insafına terk ettiler. Ve hâlâ o biat kültürü- nün etkisi altında yönlendirilip güdüleniyorlar. Taha Akyol, “...maddi değerler öylesine tükeni- yor ki, hayatın duygusal, romantik ve ruhani boyutları gittikçe küçülüyor” derken bunun da piyasalaşmanın getirdiği, metalaşmanın, ticarileşmenin ve onların türevi yabancılaşmanın bir sonucu olduğunu nasıl göremiyor, kabullenemiyor? Piyasanın, “hac faraziyesini” bile nasıl endüst- rileştirdiğini, gıda sanayiinin ramazanlarda nasıl az- dığını, bayramlarda turizm ve hediyelik eşya sa- nayilerinin nasıl her şeyi paraya tahvil etmek için çır- pındığını görmemek mümkün mü? Bu dev öğütücünün un ufak etmediği ve rahat bı- rakılırsa etmeyeceği hangi “duygusal, romantik, ru- hani boyut” kaldı ki?.. Nedir ruhaniyet? Tanrı ellerimizdir, /Tanrı yüreğimiz, aklımız,/ her yer- de var olan Tanrı,/ toprakta, taşta, tunçta, tuvalde, çelikte ve plastikte/ ve bestecisi sayılarda ve satır- larda ulu uyumların (Nâzım). İhtiyacımız olan ruhanilik, insanın insanı sö- mürmemesidir. Soluduğumuz hava kadar muhtaç olduğumuz duygu, vicdanın galebe çalmasıdır. Emeğin, sermayece sömürüldüğü şartları dönüş- türmeden, insanın insana kulluğunu yok etmeden, hiçbirimiz huzura , “ebedi aşka” ulaşamayız, hiç- birimiz… mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr B A Ş A K G R O U P A M A Y A R A L A R I S A R I Y O R Marmara Bölgesi’ndeki sel felaketi sonrasõ, Başak Groupama Bandõrma ve Erdek yöresindeki Eğitim Koope- ratifi’ni ziyaret ederek, 1 milyon TL’lik hasar ödemesi yaptõ. Başak Groupama Sigorta Genel Müdürü Alain Baudry konuyla ilgili olarak, “Bu dönemde hõzla hareket ederek, ge- rekli tespitleri yapmõş ve dosyalarõ bü- yük ölçüde tamamlayarak, sigortalõ- larõmõzõn hasar bedelleri ödenmeye başlanmõştõr. Bu itibarla, sel felake- tinden zarar gören sigortalõlarõmõza moral desteği sağlayabilmek amacõ ile ön ekspertiz işlemi tamamlanmõş ve de tahmini hasar bedeli belirlenmiş si- gortalõlarõmõza bayram öncesi 5 Mil- yon Türk Lirasõ tutarõnda ‘Sel Hasa- rõ Avans’ ödeme kararõ aldõğõmõzõ memnuniyet ile ifade etmek isterim” dedi. C HP Balõkesir Milletvekili Aydoğan, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’õn yazõlõ olarak yanõtlamasõ istemiy- le TBMM Başkanlõğõ’na bir soru önergesi verdi. Aydoğan, tarõm sektörünü teh- dit eden risklerin teminat altõna alõ- nabilmesi amacõyla 2005’te Tarõm Sigortalarõ Kanunu’nun çõkarõldõ- ğõnõ, bu kanun kapsamõna alõnan risklerle ilgili olarak yapõlacak si- gorta sözleşmelerinde standardõn sağlanmasõ, riskin en iyi koşullar- da transferi için uygun ortamõn oluşturulmasõ, oluşacak hasarlar- da tazminatõn tek merkezden öden- mesi ve tarõm sigortalarõnõn geliş- tirilmesi, yaygõnlaştõrõlmasõ ama- cõna yönelik olmak üzere bir “si- gorta havuzu” (TARSİM) ku- rulduğunu anõmsattõ. Bu kanunun “Havuz tarafın- dan teminat altına alınacak riskler” başlõğõ altõndaki 12’nci maddesine göre, “Kapsama alı- nacak bitkiler, bitkisel ürünler ve seralar, tarımsal yapılar, ta- rım alet ve makineleri ile çift- lik hayvanları için kuraklık, dolu, don, sel, taban suyu bas- kını, fırtına, hortum, deprem, heyelan, yangın, kaza ve za- rarlılarla hayvan hastalıkları- nın neden olacağı zararlar ve/veya tarım sektörü bakı- mından önemli görülecek diğer risklere ilişkin teminatlar ku- rulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu’nca belirlenir” hükmü- nün getirildiğini, ancak riskler ara- sõnda yer alan “sel” riskinin, TARSİM tarafõndan belirlenen te- minat paketi içinde yer almadõğõnõ belirterek Başbakan Erdoğan’õn bu konuyla ilgili gündeme gelen sorularõ yanõtlamasõnõ istedi. HANGİ SORULAR SORULDU?  Sel riski, TARSİM tarafõndan belirlenen teminat paketi içinde yer almõyor, neden?  Türkiye gibi, sel felaketinin yoğun olarak görüldüğü bir ülkede, sel riskinin tarõm si- gortasõ teminat paketi içine alõnmamasõnõn tarõm sektöründe yaratacağõ mağduriyet aşikâr. Bu kapsamda, sel riskinin TARSİM tarafõndan sigorta kapsamõna alõnmasõ gerekliliği de açõkça ortada. Bu bağlamda, sel riskinin TARSİM tarafõndan sigorta kap- samõna alõnmasõ yönünde çalõşmalarõnõz var mõ? Takvimi nedir? Yoksa nedeni nedir?  Özellikle Marmara bölgesinde yaşanan son sel olaylarõnda, Balõkesir’in Gönen il- çesine bağlõ Dereköy, Gündoğan, Hafõz- hüzeyinbey ve Tuzakçõ köyleri ile Sarõköy Beldesi başta olmak üzere çok sayõda yer- leşim yeri ve tarõm alanõ sular altõnda kal- dõ. Çiftçilerimizin mağduriyetinin gideril- mesi için önemli bir desteğe ihtiyaç var. Bu konuda neler yapacaksõnõz?  Bölgedeki çiftçi kuruluşlarõ da dahil olmak üzere halkõn beklentisi, bölgenin tarõm afet bölgesi ilan edilmesi yönünde. Bölge, tarõm afet bölgesi ilan edilecek midir? Edilecekse bunun takvimi nedir? Böyle bir hazõrlõğõnõz yoksa bunun nedeni nedir? Bir soru önergesiyle konuyu Meclis gündemine taşõyan Aydoğan, sel riskinin niçin tarõm sigortasõ teminat paketi içinde yer almadõğõnõ Başbakan’a sordu. Generali: Fark akıllı çözümde Generali Sigorta’nõn sektörde özellikle bu dönem yaşanan büyük rekabette fiyat rekabe- tine girmek istemediğini be- lirten Generali Sigorta Genel Müdür Yardõmcõsõ Mine Ay- han, “Stratejimizi müşteri- lerimize hızlı hizmet ve akıl- lı çözümler sunmak olarak belirledik” dedi. Generali’nin 2008 prim üreti- minin bir önceki yõla göre yüzde 30.8 arttõğõnõ hatõrlatan Ayhan, “Pazar payımız yüz- de 0.76’dan yüzde 1.15’e yükseldi. 2009’u sürdürüle- bilir ve kârlı büyümeyi sağ- lamak amacıyla yapılanma ve hazırlık yılı olarak de- ğerlendiriyoruz, bu sene he- deflerimizi belirlerken özel- likle müşteri merkezli ve kârlı büyümenin altyapısını oluşturmaya odaklandık” dedi. Generali Sigorta olarak bireysel sigortalarõn, özellikle ferdi kaza, konut ve kasko sigorta- larõnõn yaygõnlaşmasõ ama- cõyla, müşterilerin ihtiyaçla- rõna yönelik doğru fiyatlandõ- rõlmõş paket poliçeler üzerin- de çalõştõklarõnõ aktaran Ay- han, “Yeni ürünlerimizle bi- reysel ve orta-küçük ölçek- li işletmelerin sigortaları- nın sigortalılarımıza en kap- samlı güvenceyi optimum şartlarla sağlayabilmeyi amaçlıyoruz” dedi. Generali Sigorta Avrupa menşeli sigorta şirketleri arasõnda dün- yanõn en büyük 3’üncü si- gorta şirketi durumunda. 84 binin üzerinde çalõşanõ ve 60 milyondan fazla müşterisi ile 64 ülkede faaliyet gösteren şir- ket, “Fortune Global 500” şirketleri sõralamasõnda dün- yanõn en büyük 47’nci şirke- ti. Şirket, 1831 yõlõndan itiba- ren faaliyet gösteriyor. Birol, kurduğu danõşmanlõk şirketiyle, gereksinim duyulan hizmetlerin yanõ sõra bulduklarõ çözümlerle de yarõ zamanlõ ya da proje bazlõ işler yapacaklar. Y aklaşõk 20 yõldõr sektörde farklõ şir- ketlerde farklõ yönetim kademe- lerinde görev alan Tansel Birol, genel müdür olarak ayrõldõğõ sektöre da- nõşman olarak döndü. BRL Danõşmanlõk şirketiyle, sektörde gereksinim duyulan alanlarda anahtar teslim projeler üretecek. Sigortada danõşmanlõk hizmetlerinin, sektörün son yõllarda özellikle yabancõ şir- ketlerin sayõsõnõn artmasõ ve yeni uygu- lamalara gereksinim duyulmasõ nedeniy- le, giderek artõş göstermesini beklendiği- ni anlatan Birol, kurumlarõn özel proje yap- tõracaklarõ danõşmanlarda aradõklarõ temel özelliğin, bu danõşmanlarõn daha önce bu işi yapmõş olmasõ, yani sadece teorik de- ğil fiili olarak benzer bir işi yapmõş olmasõ olduğunu belirtiyor. “Şirketlerin verimlilik/kârlılık den- gesini düzenlemede, iç seslerin yanın- da dış seslere de ihtiyaç duyması, BES ile hayat sigortalarında, yeterli sayıda yerli uzman olmaması, maliyetler dü- şünüldüğünde bu tip kısıtlı sayıdaki uz- manı tam zamanlı istihdam etmek ye- rine yarı zamanlı ve proje bazlı görev- lendirilmesi, kurumlar açısından olum- lu ve ideal çözümler elde edilmesini sağ- layacak” diyen Birol, bu konularda sek- törde ciddi bir boşluk olduğunu söylüyor. Güven hemen kuruluyor E meklilik Gözetim Merkezi (EGM) Yönetim Kurulu Baş- kanõ ve Anadolu Hayat Emek- lilik Genel Müdürü Mete Uğurlu, “Doğrudan Vergi Teşviki”nin, Bi- reysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) büyümesini hõzlandõracak önemli bir yenilik olabileceğini açõkladõ. Uğurlu, Bireysel Emeklilik Siste- mi’nin bugüne kadar hedeflediği bü- yümeyi her yõl gerçekleştirdiğini söy- ledi. Dünyadaki Özel Emeklilik Fon- larõ’nõn, krizde yüzde 20 daralarak, 5 trilyon dolar kayba uğradõğõnõ, ancak Türkiye’de BES’in başlangõcõndan itibaren çok iyi kurgulandõğõnõ ve sistemin itibarõnõ koruyacak düzen- lemeler içerdiğini dile getiren Uğur- lu, OECD’nin nisanda yayõnladõğõ rapora göre 2008’de yoğunlaşan eko- nomik krize rağmen Türkiye’deki Bireysel Emeklilik Sistemi’nin, OECD’ye üye olan ve olmayan ül- keler arasõnda en yüksek nominal getiri sağlayan ülkelerden biri oldu- ğunu, Türkiye, Kore ve Romanya dõşõndaki ülkelerde fon varlõklarõnõn eridiğini anlattõ. Kesin maaş yok Katõlõmcõlarõn, BES’ten alacaklarõ maaşlarõn hesaplanmasõ konusunda da şirketlerin, Hazine Müsteşarlõğõ’nõn verdiği oranlarõ kullanmaya mecbur olduklarõnõ anlatan Uğurlu, “Katı- lımcılara tanımlanmış, kesin maaş söyleyemiyoruz. Neticede katılım- cı, yatırımını değerlendiriyor ve nemasını alıyor” dedi. “20 yıl içinde satış temsilciliğinden, genel müdürlük/yönetim kurulu üyeliğine kadar tüm kademelerde çalışmış olmak, proje uygulamaları sırasında birlikte iş yaptığım uzmanların duygu, beklenti ve becerilerinin farkına daha kolay varabilmeyi ve kendimi kolaylıkla onların yerine koyabilmemi sağlıyor. Böylece projenin daha başlangıç aşamalarında bile karşılıklı güven kurulmuş oluyor.” Milletvekili Ergün Aydoğan, sel riskinin tarõm sigorta paketi içinde olmamasõnõ TBMM gündemine taşõdõ İhtiyaç belirleniyor “Sigorta ve emeklilik şirketleri için, çalõşma tarzõm şöyle; öncelikle şirket üst yönetimi ve ilgilli bölüm yöneticileri ile hazõrlõk toplantõsõ yapõyoruz. Bu toplantõda şirketin ihtiyaçlarõ belirleniyor. Ardõndan bu ihtiyaçlarõn pazar beklenti ve gerçekleri ile yasal mevzuata uygunluğu konusunda ön rapor hazõrlanõyor. Şirketin bu proje için harcama ve gelir bütçesi bazen tamamõyla benim tarafõmdan, bazen de şirket yönetimince hazõrlanõyor. Sonra da diğer aşamalara geçiliyor.” Deniz Emeklilik, ruhsat aldõ. Ziraat Bankasõ ve AXA Sigorta hazõrlõk yapõyor. Önümüzdeki bir yõl içinde 15 emeklilik şirketi olur. Ancak bir hayat emeklilik şirketinin arkasõnda güçlü bir banka olmadan ayakta durmasõ çok kolay değil. Banka dağõtõm kanallarõ, şirketler için çok önemli. Bireysel emeklilikte kârlõ olabilmek için en az 100 bin katõlõmcõya ulaşmak geriyor. BES’e yeni oyuncular geliyor EGM Başkanõ Uğurlu, kõsa sürede ayrõlmak isteyenlerin sisteme girmemesinden yana Doğrudan teşvik sistemi hõzlandõrõr NewLifeHayatSigorta’dangenelmüdürolarakayrõlanBirol,sektöredanõşmanolarakdöndü: BRL anahtar teslim proje yapacak Ayhan: Büyümenin altyapısı tamam.. Seledetarõmsigortasõ Çeltik tarımıyla uğraşan çiftçilerin sel nedeniyle oluşan zararın, hızlı çimlenmeyle katlandı- ğına dikkat çekilen soru önergesinde, çiftçilerin yaklaşık yüzde 90’ının sigorta yapıtırmasına karşın poliçelerinde sel riski belirtilmediği için bu çiftçilerin büyük bir zarar ve ziyana mahkûm bırakıldığı vurgulandı. Tansel Birol
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear