Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA LİTVANYA2
CMYB
C M Y B
Dağlar arasındaki Van
Gölü çevresinde tarihi de-
ğerler ve çok ilginç doğal gü-
zellikler var. Bu fotoğrafı çek-
tiğim zaman kedi ve küçük
kız arasındaki sevgi ve içten-
lik beni çok etkilemişti. Bir-
likte zaman geçirip oynuyor-
lardı. Bu fotoğrafı elde ede-
bilmek için onların hareket-
lerini sürekli izledim ve fo-
toğraf çektim. Amacım mesajı
olacak bir fotoğrafı yakala-
maktı. Bu kareyi seçtim. Bu
bir an fotoğrafı. Çekiyorsunuz
anı donduruyorsunuz, bir da-
ha o sahne oluşmuyor. Ama
arşivinizde o fotoğraf yaşı-
yor.
Mekânları gezerken, sa-
dece doğa görüntülerini tari-
hi eserleri çekmeyin. Mutla-
ka gezdiğiniz mekândaki özel-
likleri önceden öğrenerek on-
ların peşine düşün ve ilginç
anlar yakalamaya çalışın.
Eğer fotoğrafa meraklıysanız
ilerlemek istiyorsanız önce
çok okuyun. Gezeceğiniz yer-
lerle ilgili kitapları okuyun.
Fotoğrafçı gelişmek istiyorsa,
iyi bir okur olmalıdır.
FOTOĞRAFIN DİLİ
BIR AN FOTOG^RAFI
İstanbul Üniversitesi’nin başarõlõ hocalarõn-
dan, Bizans sanatõ uzmanõ Dr. Feridun Özgü-
müş ve öğrencilerinin geçen temmuz ayõnõn baş-
larõndan itibaren, Topkapõ Sarayõ’nõn birinci av-
lusundaki Aya Eirene Bizans İmparatorluk Ki-
lisesi’nin Gülhane Parkõ’na bakan tarafõnda yap-
tõklarõ temizlik kazõlarõnda gün õşõğõna çõkart-
tõklarõ Tunç çağõna ait kesici, delici, çakmak ta-
şõ türünden malzemeler; Yenikapõ Marmaray
kazõlarõnda ortaya çõkartõlan zengin buluntular
gibi, İstanbul tarihinin Yunanlõlarõn bu top-
raklara geldikleri
İsa’dan önce 6. yüz-
yõldan çok daha ön-
ceki yüzyõllarda
başladõğõnõ bir kez
daha kanõtlamõş ol-
du. Aya Eirene ki-
lisesinin avlusunda
yapõlan araştõrma-
larda Tunç çağõ bu-
luntularõnõn yanõ sõ-
ra, antik Byzas ken-
tinin ünlü ibadetha-
nelerinden Tanrõça
Artemis adõna yap-
tõrõlmõş tapõnağõn izleri de ortaya çõkartõldõ. Adõ-
nõn anlamõ “Kutsal barõş” olan, Azize Eirene’ye
adanmõş kilise; altõnda ve çevresinde gizledi-
ği birbirinden zengin buluntularõn ötesinde ken-
di başõna büyük bir zenginlik ve tarih yansõ-
tõyor. 6. Yüzyõlda yaşadõğõ bilinen Azize Eirene,
ya da öteki adõyla Azize Penelope, çevresinde
Hristiyanlõğõ yaymaya çalõşõrken yakalanõp
yõlanlarla dolu bir çukura atõlmõş, yerlerde sü-
rüklenip, taşlanmõş ve mucizevi bir şekilde ha-
yatta kaldõğõ için de azizelik katõna çõkartõlmõştõr.
İstanbul’u Doğu Roma İmparatorluğu’nun
başkenti yapan; adõnõ bu şehre vermiş İmparator
I. Constantinus zamanõnda inşa edilen ilk bi-
na, 532 yõlõnda yanmõş; Bizans’õn altõn çağõ, İm-
parator Justinianus’un döneminde de pisko-
posluk sarayõ olarak yeniden yaptõrõlmõş, daha
sonraki dönemlerde de patrikhane kilisesi ola-
rak kullanõlmõştõr. Aya Eirene, her ne kadar dõ-
şarõdan ve içerden gösterişli bir yapõ olsa da,
iç mekânõ oldukça sade ve yalõndõr. Kilisenin
tek ve oldukça muhteşem iç süslemesi, absid
kemerinin üzerinde yer alan altõn yaldõz mo-
zaiklerle bezenmiş büyük haç motifidir. Fetihten
sonra, Topkapõ Sarayõ surlarõ içinde kalan
Aya Eirene Kilisesi uzun bir dönem cephane
ve silah deposu olarak kullanõlmõş; öteki Bizans
kilisesi örneklerinde olduğu gibi camiye dön-
üştürülmemiş olduğu için de özgün mimarisi-
ni günümüze dek korumuştur. Sultan III. Ah-
met döneminde, imparatorluğun değişik yer-
lerinden getirilen kimi eski eserlerle, sarayõn de-
ğerli ve nadir
silahlarõ bu-
rada korun-
ma altõna alõ-
narak bir ko-
leksiyon oluş-
turulmuş, böy-
lece tarihimiz-
de ilk defa mü-
zecilik olgusu-
nun temelleri bu
tarihi yapõnõn içinde
atõlmõştõr. Nitekim,
1908 yõlõnda ilk As-
keri müzemiz bu bi-
nada açõlmõş, 1949
yõlõna kadar da burada kalmõştõr.
1974-76 yõllarõ arasõnda, çevresindeki toprak
dolgunun kaldõrõlõp temizlenmesiyle, 1400
yõllõk yapõ rutubetin verdiği zararlõ etkilerden
kurtarõlmõş, yine 1970’li yõllardan bu yana İs-
tanbul Kültür ve Sanat Vakfõ’nõn organize et-
tiği uluslararasõ sanat etkinliklerinde; yeri,
konumu ve içindeki mükemmel akustik düze-
niyle İstanbul’un en önemli klasik gösteri me-
kânlarõndan biri olmuştur. Ulusumuzun gurur
kaynaklarõndan evrensel sanatçõ İdil Biret’in
konserinden sonra verilen resepsiyonda şarap
servisi yapõldõğõ için çirkin bir olaya sahne ol-
muş ve son elli yõldan beri cehaletin tavana vur-
duğu ülkemizde, klasik batõ müziğini kilise mü-
ziği, ya da Hristiyan ilahileriyle karõştõran bil-
gi, kültür yoksunu bir takõm yazarlar da orta-
lõğõ karõştõrmak için kalemlerini körüğe dön-
üştürmüşlerdir.
Aya EireneTurgay TUNA/ tunaturgay@yahoo.fr
İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına
İlhan Selçuk
Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız
Yönetmen: Abdülkadir Yücelman
Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur
Görsel Yönetmen: Zarife Selçuk
Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe
Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı
Basın ve Yayıncılık AŞ
Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk.
No.2 Şişli-İstanbul
Tel: 0 212 343 72 74,
Fax: 0 212 343 72 64
Reklam: Cumhuriyet Reklam
Genel Müdür: Özlem Ayden
Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal
Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya
hakanc@cumhuriyet.com.tr
Tel: 0 212 251 98 74-75
Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş
Tel: 0 232 441 12 20
Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı
Cumhuriyet gazetesinin ekidir.
Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri
turizm cumhuriyet.com.tr
ayucelman@cumhuriyet.com.trAbdülkadir Yücelman
törlerin yanõnda yüzde 5-10’luk bir
kayõpla yoluna devam ediyor.
Elbette bu karmaşa içinde sek-
törün kimi bölümlerinde ilkele-
rinden ödün vermek durumuna
kalanlar olmadõ değil. Örneğin
bir çok konaklama tesisi ramazan
ayõnda tatil turizmini eğlence tu-
rizmine dönüştürmek zorunda kal-
dõ. Kimileri harem-selamlõk uy-
guladõ, ulaşõm sektöründe hava şir-
ketleri büyük rekabete soyundu, ki-
mi oteller ise yine de çok eleştiri-
len her şey dahil sistemi sayesin-
de otellerini doldurdular. Ka-
zançtan çok prestij yarõşõna dönen
konaklamacõlarõn yanõ sõra hava-
cõlõk sektöründe de indirim yarõşõ
riziko düzeyine ulaştõ.
Peki ya büyük yatõrõmlarla havalõ
açõlõş ve görkemli hizmet sunum-
larõ ile medyada günlerce sözü edi-
len beş hatta yedi yõldõzlõ oteller
beklediklerini bulamadõ. Orta di-
reğin kapõsõndan bile bakamadõğõ
bu tantanalõ oteller geceliği 500 eu-
ro ile 1500 euro arasõndaki fiyat-
larla zenginleri bekledilerse de
Akdeniz çanağõnda ucuzcu olarak
çõkan adõmõz, zenginleri Antal-
ya’ya getiremedi. Oysa dünyanõn
en güzel otellerine sahibiz, ama
zengin yabancõ yatõp uyuyacağõ bir
yatak odasõndan çok hizmet, ilgi,
yaklaşõm ve çeşitlilik bekliyor.
Peki turizm dünyamõzda neler
olup bitiyor derseniz çok şey var.
Büyük tantana ile açõlan ve Aze-
ri asõllõ Rus iş adamõ İslamov’un
otelinde işletmenin bir başka iş
adamõna verilmesi düşünülüyorsa
ve eğer bu iş adamõ da Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn dostu ve ya-
kõndaşõ Rixos Otel’in sahibi Fet-
tah Taminci olacaksa , aradaki ko-
nuşmalarõ ve ilişkiyi de AKP’nin
seçimi kaybeden Antalya Beledi-
ye eski Başkanõ Türel Menderes
kuruyorsa turizmi bir yana bõrakõp
başka şeyler de düşünmek gerek-
miyor mu? AKP hükumetinin tu-
rizme şaşõ baktõğõnõ artõk herkes bi-
liyor. Halis Toprak’õn haciz ko-
nulan Emirgan’daki değeri 164
milyon dolar olan meşhur Aslan-
lõ Köşk’ün çok düşük bir fiyatla 24
milyon dolara Remzi Gür adõna
ihaleye katõldõğõnõ söyleyen bir
avukata satõlõp da salondakilerin
Başbakanõn aile dostu Remzi
Gür’ü tebrik etmesi insanõn kafa-
sõnõ karõştõrõyor.
TUR - İZM
L
itvanya’nõn başkenti Vilnius,
600 yõl boyunca başkent ol-
manõn getirdiği görkemli geç-
mişini, Litvanya halkõnõn uzun süren
özgürlük mücadelelerini, yaşadõklarõ
sürgünlerin acõlarõnõ ve savaşlarõn yõ-
kõmõnõ geride bõrakmõş; sakin ve din-
gin bir zarafet içinde ziyaretçilerini
ağõrlamayõ bekliyor. Diğer Baltõk baş-
kentlerinin popülerliğine sahip olma-
yan, onlar kadar kalabalõk ve turistik
olmamayõ, biraz geride durmayõ, an-
cak görmesini bilene tüm güzellikle-
rini göstermeyi seçen bir başkentteyiz.
Yemyeşil, çok temiz ve düzenli, her
şeyden önemlisi dümdüz bir su ken-
ti burasõ; kendisine hayat veren Neris
ve Vilnia õrmaklarõnõn birleşme nok-
tasõnda bulunuyor ve 600 bine yakla-
şan bir nüfusu barõndõrõyor. Kent nü-
fusunun büyük bölümünü Litvanlar
oluşturuyor; ayrõca kentte Ruslar ve
Polonyalõlar, az sayõda Beyaz Rus, Uk-
raynalõ ve Leton da yaşõyor. Nüfusun
çoğunluğu Katolik. Hint-Avrupa dil-
lerinin Baltõk kolundan günümüze
ulaşan Litvanca, Letoncayla büyük
benzerlikler gösteriyor.
1323 yõlõnda Grand Dük Gediminas
tarafõndan Neris Nehri’nin kõyõsõnda
kurulmuş olan bu güzel kent, aynõ za-
manda 2009 Avrupa Kültür Başken-
ti. Avrupa’daki en eski ve en etkileyici
Eski Kentlerden birine ev sahipliği ya-
põyor. Kentte gotik, Rönesans, barok
ve klasik mimari üsluplara örnek
oluşturan birçok tarihsel yapõ bulu-
nuyor.
Vilnius çok güzel ve iyi planlanmõş
bir kent. Tarihi yapõlar çok iyi ko-
runmuş, öte yandan yeniler de kent gö-
rünümünü bozmayacak şekilde ya-
põlmõş. Eski kentin çevresinde, dik ke-
sişen yollarõ, büyük apartman blokla-
rõ ve modern iş merkezleriyle yeni yer-
leşim alanlarõ yer alõyor. Yeni bina-
larda camõn yoğun olarak kullanõldõ-
ğõ görülüyor; modern binalar gerçek-
ten şõk ve çağdaş bir tasarõma sahip.
Rus döneminden kalma, kooperatif ev-
leri tarzõnda, çok katlõ, küçük pence-
reli dümdüz koyu renk bloklar gibi ti-
pik binalar da var elbette; ama bunlar
belli bölgelerde toplanmõş ve görece
fazla değil.
GEDİMİNAS CADDESİ
Gediminas Caddesi bir bulvar gibi;
upuzun ve bir hayli geniş. Vilnius’un
en şõk caddesi olduğu anlaşõlõyor;
sağlõ sollu şõk mağazalar, kafeteryalar
ve iş merkezleri var. Cadde üzerinde
hem uzun yürüyüşler yapõlabiliyor,
hem de güzel havalarda masalarõ so-
kaklara taşan kafeterya ve lokantalarda
keyifli yemekler yenilebiliyor. Cadde
Bakanlõklara, Milli Kütüphane’ye ve
en sonunda Parlamento Binasõ’na açõ-
lõyor. Sağ yanda Opera ve Bale Binasõ
ve yanõnda Başbakanlõk bulunuyor.
Vilnius’un en görkemli eseri, bir ba-
rok şaheser olan Vilnius Katedrali. Ka-
tedralin en etkileyici yanlarõndan bi-
ri, ön cephe girintilerini süsleyen hey-
keller. Güneydeki girintilerde Polon-
ya krallarõnõn ve Litvanyalõ düklerin
heykelleri var; hazreti Musa ve haz-
reti İbrahim’in dev heykelleri sütun-
lu girişin iki yanõndaki boşluklarõ
süslüyor.
1989 yazõnda bir gün Litvanya,
Letonya ve Estonya halklarõ özgürlük
için büyük bir yürüyüş gerçekleştirmiş;
yüz binlerce insan el ele tutuşarak, sõrt-
larõ Rusya’ya dönük olmak üzere 650
kilometrelik bir zincir oluşturmuş-
lar. Eski Kentte bu zincirin başlama
noktasõ olan yuvarlak metal kapağõn
önünde duruyoruz. Tarihi açõdan bü-
yük önem taşõyan bir olay bu ve üç
Baltõk ülkesinin özgürlüğe giden yol-
daki adõmlarõndan en sembolik olanõ.
Köylerde, kasabalarda, ara ve ana
yollarda, çoluk çocuk yaşlõ genç her-
kesin bu zincire katõlmasõ da manevi
önemini artõrõyor. Bu ünlü “insan
zinciri” Vilnius katedralinde nokta-
lanmõş.
Kentte önemli müzeler de var. Bir
bölümü satõş mağazasõ işlevi gören
Kehribar Müzesi’nde, ülkenin en
önemli dõş satõm ürünü olan kehriba-
rõn oluşumundan başlayarak, türleri ve
hangi amaçlarla kullanõldõğõna ilişkin
bilgilere ulaşmak mümkün. Kehribar
ya da bizce daha iyi bilinen adõyla am-
ber, çam ağaçlarõnõn reçinesinden ta-
şõnõp, uzun yõllar basõnç etkisiyle taş-
laşmasõ sonucunda oluşuyor. Soykõ-
rõm Müzesi, Litvanyalõlar için büyük
acõlarõ çağrõştõrõyor. Bu binadan yüz
binlerce kişinin Sibirya’ya sürüldüğü
ve bunlardan çok azõnõn hayatta kal-
mayõ başarabildiği düşünüldüğünde,
bunun nedeni daha iyi anlaşõlõyor. Rus-
lara karşõ ormanlara kaçõp ABD’den
yardõm bekleyen 30 bin kişi yine bu
binada alõnan kararlarla öldürülmüş.
Müzenin tüm dõş cephesi soykõrõm
kurbanlarõnõn isimlerinin yazõlõ ol-
duğu taş plaketlerle dolu.
Eski Kent bölümünde sõkça karşõ-
laşõlan avlulu restoranlar çok sevim-
li. Bu lokantalar bahçe içinde, avlulu
ve çiçeklerle bezenmiş; insanõ adeta
yemek yemeye davet ediyor. Litvan-
ya’da kaldõğõmõz sürece deniz ürünleri
ve pizza ve makarna ağõrlõklõ İtalyan
yemekleri yiyoruz. Litvanya’nõn ge-
leneksel yemeği “sepelieni” yi tada-
masak da övgüsünü duyduk; içi pey-
nir, et ve mantarla doldurulmuş, üstüne
soğan, tereyağõ ve krema sosu dökü-
lüyor. Fiyatlar orta halli; yenilen ye-
rin özelliğine göre farklõlõk gösteriyor.
Hediyelik olarak alõnabilecek şey-
lerin başõnda kehribar geliyor. Ancak
kehribar takõlar ve süs eşyalarõ ger-
çekten bir hayli pahalõ. İndirimli satõş
yapan mağazalarda veya işporta tez-
gâhlarda daha ucuza bulunabiliyor.
Kentin amblemini veya görüntülerini
içeren buz dolabõ süsleri, kupalar ya
da tabaklar vb. hediyelik eşyalar her
yerde karşõnõza çõkõyor. Bir de el ya-
põmõ (daha çok örgü) şapka ve çoraplar
turistlerce çok tutuluyor ve özellikle
geniş caddelerde şapka yapan, çorap
ören, takõ dizen yaşlõ Litvanyalõ ka-
dõnlara sõkça rastlanõyor.
Vilnius bir sürgünler kenti olarak ay-
rõ bir anlam taşõyor; dört büyük sürgün
yaşamõş ve her bir sürgünle Sibirya’ya
gidenlerin geride bõraktõğõ büyük acõ-
lar ve gönül kõrõklõklarõ var.
Parçalanmõş hayatlar, dağõlmõş ai-
leler, Litvanya halkõnõn özgürlük mü-
cadelesini anlatõyor ve bu ülkenin ta-
rihinde asla kapanmayacak izler bõ-
rakõyor.
seymenoy@yahoo.com
VİLNİUS
Baltık’ın sürgünler kentiMajesty Club’a
altın sertifika
Fethiye’deki Majesty Club Tuana
Park Tatil Köyü, National Britan-
nia tarafõndan, gõda ve su hijyeni yö-
netimi konusunda “Altõn Sertifika” ile
ödüllendirildi. Sertifika verilmesi ile il-
gili Majesty Otelcilik Zinciri Genel Ko-
ordinatör Yardõmcõsõ ve Tuana Club
Park Genel Müdürü Nurkaya Gün-
doğdu, genellikle otellerde gõda ve su
hijyeni problemleri yaşandõğõnda sorun
sõrasõnda işletmelerde konaklayan mi-
safirlere büyük miktarlarda tazminat
ödemekle karşõ karşõya kalõndõğõnõ
söyledi. “ Bu nedenle otellerin yiyecek,
içecek ve sularõnda sõfõr risk olmalõ.
Avrupalõ tur operatörleri bu konularda
bağõmsõz kuruluşlara yaptõrõlmõş, pe-
riodik denetimler sonucunda elde edi-
len raporlarõ görmek istiyor ve müşte-
rilerini ancak söz konusu otel işletme-
lerine güvenli bir şekilde gönderebile-
ceklerini ifade ediyorlar. Bu nedenle,
bizim Majesty Club Tuana Park olarak,
National Britannia kurumundan Altõn
Sertifika almamõz çok önemli“ dedi.
HıdırellezAvrupa’da
Almanya, Belçika, Hollanda, Fran-
sa’nõn da aralarõnda bulunduğu
Avrupa ülkelerinde, özellikle Türkle-
rin yoğun olarak yaşadõğõ bölgelerde,
Ahõrkapõ’da gerçekleştirilen Hõdrel-
lez şenliklerinin yapõlmasõ düşünülüyor.
TUROB, üniversiteler, 2010 Ajansõ
gibi 80’e yakõn kurum ve kuruluş ta-
rafõndan desteklenen Ahõrkapõ Hõd-
rellez Şenliği’ni, Avrupa’da Türk va-
tandaşlarõnõn yoğun olarak yaşadõ-
ğõ bölgelerde yapmayõ planlayan yurt
dõşõndaki Türk dernekleri ve organi-
zasyon firmalarõ; Ahõrkapõ Hõdrellez
Derneği yetkilileriyle temaslar da bu-
lunuyor.
Avrupa’daki dernek yetkilileri ve
organizasyon firmalarõna; Hõdrellez
Şenlikleri konusunda, destek verdik-
lerini ifade eden TUROB Genel Ko-
ordinatörü ve Ahõrkapõ Hõdrellez Şen-
likleri Derneği Yönetim Kurulu Üye-
si Kasõm Zoto, şunlarõ söylüyor:
“Yurtdõşõndaki dernekler ve organi-
zasyon firmalarõ, ‘Hõdrellez Şenliğini
nasõl yapabiliriz’ diye bilgi istiyor.
Bizlerde, ağõrlõklõ Türklerin yoğun ol-
duğu kentlerde, bu etkinliğin yapõlmasõ
için ‘know- how’ desteği veriyoruz.
Aynõ zamanda, etkinliğin, çekilmiş
olan filmlerini de gönderiyoruz.
Zira, bu yõl, Belçika Kraliyet Aka-
demisi’nden gelen profesyonel bir
ekipte, şenliği yakõndan inceleme fõr-
satõ buldu.
lutfiozgunaydin@ozgunaydin.com
Lütfi Özgünaydın