Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2009 PAZARTESİ
6 PAZARTESİ SÖYLEŞİSİ
CMYB
C M Y B
Erkek egemen otomotiv sektöründe beş kız kardeşin yönettiği holding ‘İnci’ gibi parlıyor.
İnci Holding’in patronu Şerife İnci Eren ‘Bizde kararlar son derece demokratik alınıyor’ diyor
ÖZLEM YÜZAK
Beş kõz kardeşin yönettiği bir
grup İnci Holding. Üstelik erkek
egemen otomotiv sektöründe
faaliyet gösteriyor. Yaklaşõk ya-
rõm asõr önce baba Cevdet İn-
ci’nin İncitaş ile temellerini at-
tõğõ holding bünyesinde bugün
13 şirket bulunuyor. 1700 çalõ-
şanõ, yõllõk 500 milyon dolar
cirosu ve 60 ülkeye gerçekleş-
tirilen 255 milyon dolarlõk ih-
racatõ olan bir grup. Uzun süreli
yabancõ ortaklõklarõ da var. Lo-
komotiv şirketler ise İnci Akü ve
Jantaş.
2 yõl önce bayrağõ ablasõ Emel
Ünal Özkaya’dan devralan Şe-
rife İnci Eren ile İzmir Gazie-
mir’deki holding binasõnda soh-
bet ettik. “Sırası gelen başkan
oluyor, bizde kararlar son de-
rece demokratik alınır, karşı-
lıklı diyalog ise en önem ver-
diğimiz unsur” diyen Eren,
eğitimini bitiren üçüncü kuşağõn
da holding şirketlerinde göreve
başladõğõnõ, hatta onlarõn eşleri-
nin de çalõştõğõnõ anlatõyor. Eren,
“İşin sırrı ne” sorumuza gü-
lümseyerek “Karşılıklı sevgi
ve saygı. Birbirimizi dinle-
mek” yanõtõnõ veriyor. Şerife
Eren’in en büyük tutkusu ise ki-
taplar. Bundan yõllar önce ön-
ayak olduğu bir okuma grubu,
hatta okunan kitaplarõn payla-
şõldõğõ fikir alõşverişinin yapõldõğõ
yüksek katõlõmlõ bir internet gru-
bu bile var.
- İnci Holding hangi sektörlerde faaliyet
gösteriyor? Babanızın kurduğu ilk şir-
ketten bugüne nasıl bir yol alındı?
ÖZKAYA - Babam ilkokul mezunu ancak
ileri vizyona sahip bir insandõ. Önce Nazilli’de
oto yedek parçalarõ satarak işe başladõ. Son-
ra 1960’ta çocuklarõn eğitimi için İzmir’e yer-
leştik. Jant alõp satmaya başladõ. O dönemde
jantlar yurtdõşõndan geliyordu. Ancak Türki-
ye’de otomotiv sektörü de giderek gelişme-
ye başlamõştõ. Babam bir gün “Ben niye jant
üretmeyeyim ki” dedi ve kollarõ sõvadõ.
O dönem gece gündüz çalõşõyordu. Tüm
projeleri kendi çizerdi. Müthiş tutku ve azim-
le çalõşõrdõ. Fabrikada yattõğõ geceleri bilirim.
1968’de Jantaş’õ kurarak ilk jant üretimini ger-
çekleştirdi. 1982 yõlõnda İnci Holding kuru-
larak şirketler tek çatõ altõnda toplandõ. 1984
yõlõnda İnci Akü kuruldu. Bugün ciromuzun
yüzde 85’i otomotiv yan sanayiinden geliyor.
Akü ve jantta yabancõlarla ilk ortaklõk 1993-
1994’te gerçekleştirildi.
‘BÜYÜMEK İÇİN YABANCI
ORTAK ÖNEMLİ’
- Neden yabancı ortağa ihtiyaç hissetti-
niz?
- Otomotiv sektöründe eğer büyüyecekse-
niz yabancõ ortak önemli. Otomotiv devleri
daima küresel alõmlar yaparlar. Birkaç ana üre-
tici firma tespit ederler ve onlardan mal alõr-
lar. Eğer “sırf benim şirketim olsun, ben
kimse ile ortak olmayayım” dediğiniz tak-
dirde yurtdõşõnda bir orijinal ekipmana mal
vermeniz çok zordur.
Ancak ana üreticilerle işbirliğiniz olmasõ ha-
linde global olma şansõnõz vardõr. Biz de bu-
radan yola çõkarak 1993 ve 1994 yõllarõnda Al-
man Hayes-Lemmerz ve Fransõz Exide fir-
malarõ ile jant ve akü konularõnda ortaklõklar
gerçekleştirdik.
Sonra bu firmalarõ ABD’li şirketler alõnca
bizim de ortağõmõz Amerikalõlar oldu. Jant-
ta ortaklõğõmõz halen sürüyor, aküde ise tek
başõmõza yola devam ediyoruz…
- İhracata hangi dönem başladınız?
1983’lerde Türkiye’de ilk ihracat atağõ
başladõğõnda biz de hemen başladõk. O dö-
nemde yurtiçindeki otomotiv firmalarõna mal
veriyor ama para alamõyorduk bunun üzeri-
ne yurtdõşõna açõlma planõ yaptõk. Ama “jant
ağır sanayi, nasıl ihraç edeceksiniz” denildi.
İnanõn bütün ataşeliklere yazdõk, gidebilece-
ğimiz bütün fuarlara katõldõk ve o dönem eşim-
le beraber bavulda jant taşõdõk.
Malõmõzõ dõş piyasalara tanõtmak için Sin-
gapur’a bile götürdük jantlarõ. Şimdi ise 62 ül-
keye ihracat yapõyoruz. Şili’ye, Moritan-
ya’ya bile gönderiyoruz.
‘GÜNDEMİMİZDE
HİBRİD AKÜ VAR’
- Holdingin geleceğe yönelik hedefleri ne-
ler?
- Aküde 3 milyon adet üretim kapasitemiz
var. 2011 sonuna kadar 5 milyon 500 bine çõ-
karmayõ hedefliyoruz. Gündemimizde “hib-
rid akü’ de var. Biliyorsunuz. Nano kristal
teknolojisi ile güçlendirdiğimiz Nano Gold
aküyü bu sene ortasõnda piyasaya sürdük. Ma-
nisa’daki tesisimizin dõşõnda Ukrayna Kiev’de
de bir tesisimiz var, montaj yapõyoruz bura-
da.
- Niye Ukrayna’yı tercih ettiniz?
- Rusya çok önemli bir pazar. Gelişen ve var
olmamõz gereken bir pazar. Geçtiğimiz dö-
nemde hem Rusya’da hem Ukrayna’da akti-
viteler göstermiştik.
Ama Rusya’daki yeterince verimli olmadõ,
Ukrayna’daki verimli oldu. Onlarõn kendi iç-
lerinde gümrük birliği olduğu için Ukrayna’da
üretip Rusya’ya gönderme imkânõ var. Tür-
kiye’den gönderildiği zaman çok ciddi güm-
rük maliyetleri bindiği için bizim için reka-
bet imkânõ kalmõyor.
- Yurtdışında başka fabrika kurmayı dü-
şünüyor musunuz?Araştırmalarınız var
mı?
- Evet araştõrmalarõmõzõ sürdürüyoruz. Ör-
neğin yönetici arkadaşlardan bir grup geçen
hafta Çin’deydi. Bu hafta da bir grup yine
Çin’de. Uluslararasõ boyutta kendi sektörü-
müzle ilgili fuar ve konferanslarõ kaçõrmõyo-
ruz. İleriye dönük otomotiv sektörüyle olan
gelişmeleri yakõndan takip ediyo-
ruz. Zamanõ geldiğinde de-
ğerlendirmek için araştõr-
malarõmõzõ yapõyoruz.
‘PAZAR
LİDERİYİZ’
- Peki ya Jantaş?
- Ağõr ve ticari araç
jantlarõnda üretim kap-
asitesi ve pazar payõ
açõsõndan Türki-
ye’de pazar lide-
riyiz. Hayes Lemmerz ile ortaklõğõmõz baş-
ladõğõndan beri dünyada hep ilk 5 şirket
içinde yer aldõk. Manisa’da 3 fabrikamõz var.
Biri ağõr ticari vasõta jantlarõ üretiyor, biri bi-
nek araçlara jant üretiyor, bir de yeni açtõğõ-
mõz alüminyum jant tesisimiz var.
‘DİĞER SÖKTÖRLERDE DE VARIZ’
- Başka hangi sektörlerde varsınız?
- Bunun dõşõnda lojistik sektöründe faaliyet
gösteriyoruz. Ben lojistiğin Türkiye açõsõndan
son derece önemli ve gelişmeye açõk olduğuna
inanõyorum. Bu arada gayrimenkul ve ener-
ji ile de ilgileniyoruz. İnşaat şirketimiz Kon
Kur Bodrum’da yazlõk bir site yaptõ. Şimdi İz-
mir Bayraklõ’da yeni bir projeye başlõyoruz.
Bu işin başõnda üçüncü kuşak gençlerimiz-
den ikisi var.
- Ya enerji?
- Rüzgâr enerjisi için başvurduk. Sõğacõk
bölgesinde küçük bir yatõrõm düşünüyoruz. Bir
de bilgi teknolojileri şirketimiz var. Daha ye-
ni kuruldu. Üçüncü kuşaktan bir gencimiz,
ablam Emel Özkaya’nõn oğlu Hakan
bu işin sorumluluğunu üstlendi.
A
blam Emel’den
devraldõğõm
görevi birkaç yõl
sonra kardeşle-
rimden birine bõrakaca-
ğõm. Üçüncü kuşak
gençlerimiz aldõklarõ
eğitim ve istekleri doğ-
rultusunda şirketlerde
görev alõyor. Şu anda
gelinler ve damatlarla
birlikte üçüncü nesilden
13 kişi görev yapõyor.
- Aslında zor bir işi başarı-
yorsunuz. 5 kardeş, onların
eşleri, çocukları… Çoğu hol-
ding şirketlerinde işin bir ye-
rinden tutuyor. Yapılanma na-
sıl oluşuyor? Sorunlar çıkmı-
yor mu?
- Biz beş kardeşiz. Sõrasõyla
Emel Özkaya, Ümit İnci Elbir-
lik, ben, Meral Zaim İnci ve en
küçük kardeşimiz Perihan İnci.
Hepimiz işin içindeyiz. Damat-
lar da büyük katkõ yaptõ. Babam
vefatõndan önce zaten yönetimi
ablam Emel’e bõrakmõştõ. 3.5 yõl
önce ablam emekli olmak istedi-
ğini söyleyince, görevi ben dev-
raldõm. Ben de birkaç yõl sonra
kardeşlerimden birine görevi
devredeceğim.
Üçüncü kuşak gençlerimiz al-
dõklarõ eğitim ve istekleri doğ-
rultusunda şirketlerde görev alõ-
yor. Öyle zorlama yok. İsteme-
yen kendine başka bir yol her
zaman seçebilir. Ama ailemizde
en önem verdiğimiz unsur eği-
tim. Gençlerimiz tõpkõ babamõ-
zõn bize yaptõğõ gibi şirketlerde
kademe kademe yükseliyorlar.
Şu anda gelinler ve damatlarla
birlikte üçüncü nesilden 13 ki-
şi görev yapõyor.
Aile meclisimiz muntazam
olarak toplanõyor, sorunlarõ,
gelecek ile ilgili planlarõ tartõ-
şõyor ve ortak bir karara varõyo-
ruz. Oy çoğunluğu ile alõnõyor
kararlar.
1954 yılında Nazilli’de
doğan Şerife İnci
Eren lise eğitimini
İzmir Özel Çamlaraltı Lisesi’nde tamamladı.
Üniversite hayatına ABD’de Rider University’de
başlayan Eren, Boğaziçi Üniversitesi İşletme
Fakültesi’nden mezun oldu. İş yaşamına grup
şirketlerinden Jantaş’ta başladı. 1989 yılına
kadar finans, dış ticaret ve insan kaynaklarından
sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptı. Daha
sonra Cidaş AŞ ve İnci Sigorta AŞ’nin genel
müdürlüğünü yaptı. Halen İnci Akü, İnci
Lojistik ve İnci Sigorta şirketlerinin yönetim
kurulu başkanlıklarını da yürüten Eren, 2007
yılından beri İnci Holding Yönetim Kurulu
Başkanlığı’nı yürütüyor. Aynı zamanda Uludağ
İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu üyesi de olan
Eren, 2000 yılında Dünya Gazetesi Yılın Başarılı
İş Kadını Ödülü’nü aldı.
K
rizlere alõştõk ve direnç göstermeyi
öğrendik. Kriz edebiyatõ yapmayõz
hiç. Grup olarak krizde yüzde 13
küçüldük. Jantta daha fazla
etkilendik. Aküde küçülme yaşamadõk ve
akü jantõ sübvanse etti. Bana göre
otomotivde ancak 2011 sonunda 2007
rakamlarõna ulaşabiliriz.
PORTRE
- Krizden en fazla etkilenen sektör
otomotiv oldu. Siz bu süreci nasıl ge-
çiriyorsunuz?
- Rakamsal mukayeseler hiç iç açõcõ
değil. Geçen yõlõn temmuz ayõ ile bu yõ-
lõ kõyasladõğõnõzda yüzde 37 gerileme
yaşandõğõnõ görüyoruz. Ocak-temmuz
dönemi kõyaslamasõ ise yüzde 47. Bu
ihracattaki gerileme ama yurtiçi de pek
farklõ değil. Biz grup olarak jant ve akü
otomotiv sektörüne üretim yapõyoruz.
Jantta daha fazla etkilendik. Grup ola-
rak yüzde 13 krizde küçüldük. Aküde
küçülme yaşamadõk ve
akü jantõ
sübvan-
se etmiş
oldu.
- İstih-
dama ne
etkisi ol-
du?
- İstihdamõn krizden çok etkilenme-
mesine çalõştõk. Çünkü otomotiv sektö-
rü ve yan sanayii insan odaklõ bir sek-
tör. Belli bir kalite ve sertifikasyonlarla
çalõşõyorsanõz insana da çok yatõrõm ya-
põyorsunuz demektir. Biz de çalõşanõ-
mõzõ sürekli eğitiriz. Onlarõ geçici ol-
duğuna inandõğõmõz bir süreçte koru-
maya çalõştõk. Kõsa çalõşma ödeneğin-
den yararlandõk, bir miktar eksilme ya-
şadõk ama fazla değil. Aküde azalma
hiç olmadõ.
- Kriz bitti mi sizce?
- “Kara gün kararıp kalmaz” diye
babamõzõn benimsediği bir atasözü var-
dõr. Türkiye’de zaten her 3-4 yõlda bir
kriz yaşõyoruz. 2001 krizi bizim açõ-
mõzdan çok daha ciddi bir krizdi. O dö-
nem dövizle yaptõğõmõz bir yatõrõmõmõz
vardõ. Sabah uyandõk dolar 600 TL’den
1500’TL’ye çõkmõş. ABD’li şirketi de
bu dönemde devreye soktuk. Oradan al-
dõğõmõz ders çok büyük oldu. Yatõrõm
stratejilerimiz ve kriz yönetimlerimizde
ağõrlõklõ özkaynağa dayalõ bir süreç ge-
liştirdik. Benim 35 yõllõk bir iş tecrü-
bem var. Krizlere alõştõk ve direnç gös-
termeyi öğrendik.
Kriz edebiyatõ yapmayõz hiç.
Bu krizde de motivasyonu yüksek
tuttuk, eğitimlerimize devam ettik, ta-
sarruf yapõlabilecek her alanda tasarrruf
yaptõk, verimliliği arttõrõcõ bütün çalõş-
malarõ yaptõk.
İçinde bulunduğumuz
durumu her aşamada
çalõşan arkadaşla-
rõmõzla paylaş-
tõk.
Bana göre
otomotivde an-
cak 2011 sonun-
da 2007 rakamla-
rõna ulaşabiliriz.
İşin sõrrõ: Sevgi ve diyalog
‘Krizlere alıştık ve direnç göstermeyi öğrendik’
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Siyasi ve Askeri Andıç
Bekir Coşkun’un açıklamasından öğrendik ki ik-
tidar sahipleri Aydın Doğan’a atılması gereken kö-
şe yazarlarının listesini iletmiş. Hepsinin yazılarının gra-
fiği çıkartılmış ve “yüzde kaç” AKP aleyhtarlığı yap-
tıkları saptanmış. Bekir de listedeymiş ama liste ba-
şı değilmiş!
Olayın “arkasına” bakarsak: Demek, iktidarın
adamları, gazetelerde yorum ve haberlerin “lehte,
aleyhte” diye çetelesini tutuyor. Sonra da bunu ga-
zete sahiplerine fatura ediyor. Şüphesiz, haberleri AKP
iktidarının kirli çamaşırlarını ortaya serme ve halkı et-
kileme derecesine göre de yıldızlıyorlardır!
Örneğin Deniz Feneri konusu “5 yıldızlı kötü” ha-
ber olarak listese de yerini alıyordur…
Biliyorsunuz, asker 27 Şubat 1997 sürecinde
3-5 gazete yazarını “andıçlamış” (Birand, Çandar,
Barlas..), yani haklarında bilgi notu tutularak gaze-
te patronlarına gönderilmiş ve atılmaları istenmişti.
Yıllarca bu konu üzerine kıyamet kopartıldı. Andıç-
lananlar, ayrıca bu sayede ünlerine ün kattılar, an-
dıçlanmanın epey ticaretini yaptılar… Şimdi araştır-
ma yaparken gördüm ki mesela O. Çalışlar da “An-
dıçlanan Gazetecilik” adıyla kitap bile yazmış!
Sabah patronu iki yazarı kapının önüne koyarken,
Aydın Doğan kendisine gönderilen atılacak yazarlar
listesini sumen altı etmişti.
Bekledim… Askerlerin yedikleri bu haltla, şimdi ik-
tidarın yediği halt arasında bir paralellik kursunlar.
Şüphesiz öncelikle, andıçlanan “ünlü yazar”ların
kendileri, sonra da bu asker andıçlaması üzerine ya-
zıp çizen, bunun siyasi ve ticari pazarlamasını yapan
diğer köşe yazarları!
Gördüğüm kadarıyla hiçbirinden ses çıkmadı.
Örneğin C. Çandar, yazdığı yazılar hem de Doğan’ın
iki gazetesinde ve internet sayfalarında aynı gün ya-
yımlanan, ekranları da kendisine açılan o en ünlü bü-
yük yazar, Kürt meselesinden fırsat bulup da “henüz”,
iktidarın Doğan’a gönderdiği liste üzerine bir şey
yaz(a)mamış.. Şüphesiz, H. Cemal de, O. Çalışlar da
yaz(a)mamış! M. Barlas da!
Demek “bizi askerler şey ederse kötü, ama siyasi
iktidar sizi şey ederse iyi”! Bilinen bir olgu!
Kimbilir, elleri gitmemiştir! Listedeki yazarlarla en
küçük bugün ve gelecek düşüncesini paylaşmadık-
ları için, onların atılmalarının ve seslerinin kısılması-
nın iyi olacağını bile düşünüyor olabilirler! Ne de ol-
sa, atılacakların hepsi “askerci”, “Mustafa Kemal’i”
seven, iktidara kesin muhalif kimselerdir! Üstüne üst-
lük “Ergenekonducurlar” bile!
Bu iktidar- Erdoğan destekçisi yazarlar, Doğan
Grubu’nu bitirmek için Erdoğan iktidarının vergi
denetimini, yasaları bile umursamadan, kafa uçura-
cak bir kılıç olarak kullanma cesareti karşısında, kıl-
larını kıpırdatmamışlardır! M. Barlas, eski hesaplara
dalan ve neredeyse Doğan’ı suçlu çıkartan, mırın kı-
rın eden bir yazı çiziktirmiştir! Ne ayıp!
Aydın Doğan, yarın ipini çekecek insanları bile koy-
nunda beslemektedir. Dahası, Erdoğan’ın doğrudan
adamını bile gazetesinde istihdam etmiş, o da “... eee
Aydın Doğan, sen iyi insansın, ama yanındaki kızan-
ların berbat, onlar seni bu duruma düşürdüler..” şek-
linde yazarak, iktidarın balyozuyla Doğan’a vurmak
cesaretini ve pervasızlığını göstermiştir. (*)
Bravo, tebrik ettim. Maaş ve köşeyle satın alına-
cak kimse olmadığını, her zaman iktidarın adamı ol-
duğunu göstermiştir! Onların bu biadına hayranım!
Ve bu biatlarını, efendileri iktidardan düştükten son-
ra da sürdürürler mi, izleyeceğim...
Hürriyet’te Çölaşan olayı gerçi tepki yaratmıştır.
Bekir’e gelince, bir baskı hissini duyduğu için ayrıl-
dığını ima etse bile (Akşam gazetesi), ortada büyük
transfer ücreti söylentisi dolaştığı için, “ayrılmak zo-
runda bırakıldı” savının pek geçerli olduğunu söyle-
yemeyiz..
Özetle: Aydın Doğan Grubu, baskılara karşı di-
rençlidir, gözünü oyan/ oyacak kargalara bile gaze-
telerinde yer verecek “geniş yürekliliği” göstermek-
tedir. Her ne sebeble olursa olsun! Şimdi iktidarın ken-
disine fatura ettiği kurbanlık listeyi de, bir onur bel-
gesi olarak duvarına çerçeveletip asması beklenir! Bu
belgenin altın yaldızlı çerçeveli birer “nüshasını”, ik-
tidardan düştükten sonra sahiplerine postalamak üze-
re!
Şüphesiz, Doğan’ın pek çok konuda hükümeti il-
gilendiren iş ilişkisi var. Petrol Ofisi’nin rafine kur-
masına Erdoğan izin vermemiştir! Uğradığı büyük za-
rarlar nedeniyle bazı yazarlarından rahatsızlık duyması,
kendi açısından normaldir. Ama baskılar karşısında
direncini de önemli ölçüde korumaktadır.
Aydın Doğan ve kızları, gazeteciliklerini hâlâ ön
planda tutuyorlar!
Bu kesindir, eğer iktidarla iş ilişkilerini ön planda
tutsalardı, şüphesiz iktidarın “yok edilmesi gereken
bir nolu işadamı- medya patronu ve grubu” olma
şerefine mazhar olmazlardı!
Yarın devam: Neden Susuyorlar?
(*) Bu kimsenin bir iktidar yanlısı medya grubuna yö-
netici olarak atanmasına rağmen, hâlâ orada yazma-
sı, yazdırılması gazetecilik ahlakıyla ne kadar blağ-
daşmaktadır? Aydın Doğan ve yöneticileri, iktidarın
adamlarını işe ve maaşa bağlayarak ve üstelik başa-
rısızları yükselterek, iktidarla arasında köprüler kura-
bileceğini sanıyorsa aldanıyor. Çünkü, bir çakallar or-
dusu ile karşı karşıyadır ve bunlar vahşi ormanda kral-
lığı ele geçirmişlerdir! Canavar bütünü istemektedir!
‘5 kõz kardeş holdingi sõrayla yönetiyor
obursali@cumhuriyet.com.tr
IMF’YE PROTESTO - Sosyalist Parti, SO-
DAP ve Halk Cephesi’nin de aralarında bu-
lunduğu “IMF ve Dünya Bankası Karşıtı Bir-
lik”, 28 Eylül-7 Ekim tarihi arasında İstanbul’da
toplanacak olan IMF ve Dünya Bankası top-
lantılarını protesto etti. Taksim Tramvay Du-
rağı’ndan Galatasaray Meydanı’na kadar yü-
rüyen grup adına Rojda Şendur tarafından ya-
pılan açıklamada, “Toplantı günü binlerce ki-
şiyle kan emicileri ülkemizden def etmek için
alanlarda olacağız” dedi. (CİHAN ORUÇOĞLU)