26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 4 AĞUSTOS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B Teknoloji ve küreselleşme geliştikçe ekonominin durumunu yorumlamak sadece ekonomik verilere göre yapıl- maya başladı ki bu hem yanıltıcı hem de tehlikeli. Bildiğiniz gibi zihin iki ön- cüllü çıkarım gibi çalışır. Bunun anlamı bilinçli zihnimizle kabul ettiğimiz her- hangi bir önermenin belli bir soru ve- ya sorun karşısında bilinçaltımızın var- dığı sonuç belirlemesidir. Önermemiz doğru ise varılan sonuç da doğru ola- caktır. Örneğin; bütün erdemler övgü- ye değer, nezaket bir erdemdir, o hal- de nezaket de övgüye değerdir. Ancak ekonomi analizlerinde bu önermeler ve çıkarımlar her zaman doğru olmaz. Bakın bazı örnekler na- sıl da bunu teyit ediyor. Önerme 1: IMKB endeksi coştu. Demek ki hisse alımları var; bu du- rumda ülkemiz ekonomik krizden çıkışa geçti. Durum 1: İşsizlik azalmadı. Bugün kimsenin geliri artmadı. Ülkenin borç- ları azalmadı. Şirketler gerçekten değerli hale gelmedi. Benim cebime yeni bir TL girmedi. Önerme 2: Diğer ülkeler için topar- lanma ve umut merkezi olan Çin ikin- ci çeyrekte yüzde 8 büyüdü. Demek ki piyasalar toparlanıyor. Durum 2: Çin’deki bu büyüme ra- kamı inandırıcı değil. Çünkü Çin’in bü- yümesinde ihracat yüzde 35 ile önem- li bir yer tutuyor. Yani Çin ihracatla bü- yüyor. Oysa ihracat oranı yüzde 20 düş- müş durumda olduğundan Çin’in bü- yümesi iç piyasaya yönelik olabilir. Oysa elektrik tüketim oranları düşüyor. Bu nedenle büyüme rakamları inandı- rıcı değil. Önerme 3: ABD’de işsizlik başvu- ruları azalıyor. Bu durumda ülke re- sesyondan çıkıyor. Durum 3: ABD’de haziran işsizlik başvurusu 600 bin iken Temmuz’da 550-600 bin arasına yerleşti. İşsizlik başvurusunun ağustosta 500 bin olması iyi gibi gözükse de yeniden istihdam ya- ratmaya başlamayı gösteren başvuru sayısı 400 bindir. Bu nedenle ABD’nin çıkışa geçtiğini söylemek için bu veri ye- tersiz. Önerme 4: Kurlar düşük seyrediyor. TL değerlenmeye devam ediyor. De- mek ki kriz bizde etkisini az gösterdi ve- ya iyiye gidiyoruz. Durum 4: Bugün kurların düşük seyretmesi düşük tansiyon gibi tehlikeli. Şu anda üretim düştüğünden kurlar dü- şük. Bunun nedeni dövize olan talep az- lığı. Döviz arzından kaynaklanan bir so- nuç olmadığından üretim ve işgücü kay- bı yarattığından ve işsizliğe sebep ol- duğundan düşük kura sevinmek an- lamsız. Önerme 5: Ülkemize bol döviz ge- liyor. Ne güzel döviz bolluğu yaşıyoruz. Bu ekonomimizin yabancılar tarafından iyi görüldüğünü gösterir. Durum 5: Dövizin yurtdışından gel- mesi düşük kur nedeniyledir. Bu döviz arzını arttırıyor. Döviz talebi zaten az, döviz arzı döviz talebini geçince kurlar daha da düşüyor. Bu düşüş üretimi art- tırmıyor, işsizliği azaltmıyor. O halde dı- şarıdan döviz gelişine niye seviniyoruz? Önerme 6: Bankaların sermaye ye- terlilik rasyosu çok iyi. Bu bankaların ve dolayısıyla bizdeki ekonomik krizin ne durumda olduğunu gösteriyor. Durum 6: Bankalar krizden etkilenen firmalara artık kredi vermiyor. Güçlü fir- malar da kredi almıyor. Yani bankala- rın kredi hacimleri düştü. Bu nedenle fonlarını devlete borç vererek kullanı- yor. Bu nedenle bilançoları çok iyi gö- züküyor. Bunun yanında takipli alacaklı sayısı da yüz binleri buluyor, bunu da unutmayalım. Önerme7: Kardeşim, bütün turizm alanları dolu. Eğlence yerleri tıklım tık- lım. Kriz böyle olur mu? Durum 7: Kredi kartları ve borçlan- madan korkulmadıkça eğlen eğlene- bildiğin kadar. Son Önerme: Ekonomi iyi iken borç- lanmak iyidir/bizim ekonomimiz iyi/bu durumda borçlanmaktan korkmak yer- sizdir... Bunu diyen işadamının ruhuna el fatiha… Ekonomi Verileri Adamın Canını Alır M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com Ekonomideki tablo içler acõsõ SELDA GÜNEYSU ANKARA - CHP Tekirdağ Mil- letvekili ve eski Hazine Müsteşarõ Faik Öztrak, Türkiye’deki ekono- mik tablonun “içler acısı durum- da” olduğunu vurgulayarak “Hü- kümetin uyguladığı politikalarla Türkiye nasıl krizden en fazla et- kilenen ve en fazla daralan eko- nomiye sahip ülke oldu ise kriz- den en yavaş çıkan ülke konu- muna da gelecek. Ülkenin bütçe- sindeki faiz dışı dengeler hızla bo- zuluyor. Bütçe açığı şimdiden 20 milyar TL’yi geçti, hedef yılın ilk yarısı için 10 milyar TL olarak açıklanmasına karşın. Bir an ön- ce hükümetin derli toplu ekono- mi programı oluşturması gereki- yor” dedi. Öztrak, ekonomik tabloyu gaze- temize şöyle değerlendirdi: Krizden etkilenmediğimiz iddiası gerçek dışı Ülkedeki ekonomik tabloya bak- tõğõnõz zaman, “Türkiye bu krizden etkilenmeyecek”, “Kriz teğet ge- çecek” söylemlerinin yanlõş oldu- ğunu görüyoruz. Çünkü bu sözlerin söylendiği dönemde, Türkiye’nin geçen yõlõn son çeğreğindeki büyü- me hõzõ yüzde 6 olarak açõklanmõş- tõ. Yani yüzde 6 oranõnda daralma yaşanmõştõ. Yanlõş anõmsamõyor- sam bu rakamla Türkiye G 20 ülke- leri arasõnda ilk sõralarda yer alõ- yordu. Bu yõlõn ilk çeyreğinde de ül- kedeki büyüme hõzõ yüzde 13.8 ora- nõnda daralma gösterdi. Bu rakam- lara baktõğõnõz zaman, ülkedeki eko- nominin, krizin merkezi denilen ül- kelerden çok daha fazla oranda da- raldõğõnõ görüyoruz. Yine ülkede açõklanan işsizlik rakamlarõna bak- tõğõmõzda, işsizlik oranlarõ yüzde 16’larõ gördü, tablonun çok vahim ol- duğu ortada. Ücretli çalõşanlarõn sa- yõsõnda da 600 bine yakõn bir azal- ma yaşandõ. Bütün bunlar, tablonun iç açõcõ olmadõğõnõ gösteriyor. Özellikle ülke bütçesi çok etkilendi Diğer taraftan ülke bütçesine bak- tõğõnõz zaman, özellikle bütçenin bu krizden önemli ölçüde etkilendiğini görüyoruz. Bütçe açõğõ yõlõn ilk altõ ayõnda 20 trilyonu, yani 20 milyar TL’yi geçti. Oysaki bütün yõlõn he- defi 10 milyar TL idi. Yani Hazi- ne’nin borç çevirme oranlarõ yüzde yüzü aştõ. Vergi gelirlerine reel ola- rak baktõğõnõz zaman da çok ciddi ge- rilemelerin yaşandõğõnõ görüyoruz. Tüm bunlara karşõn harcamalardaki belli bir artõş da dikkati çekiyor. Bozulmanın en önemli nedeni seçimler Krizden bu kadar fazla etkilen- memizin birkaç önemli nedeni var. Bunlardan bir tanesi, özellikle 2007 genel seçimlerinde ve bu senenin başõnda yapõlan yerel seçimlerde, bütçe dengelerini çok ciddi ölçüde bozduk. Halbuki dünya ülkeleri, bütçeleri krize yaklaşõrken, harca- ma yaparak, yani kamu harcamala- rõ yaparak, aynen ABD’nin ya da di- ğer ülkelerin yaptõğõ gibi, bu krizi ancak aşabileceklerini biliyorlar- dõ. Ona göre de yer hazõrladõlar ken- dilerine. Ama biz bütün bu yerlerin hepsini tükettik. Yani Türkiye çok ciddi faiz dõşõ fazlalar verirken, 2007 yõlõndan başlayarak, faiz dõşõ fazlada ciddi azalmayõ gördük. Bu yõl da öyle gö- züküyor ki, 2009 yõlõnda Türkiye, 1998 yõlõndan bu yana faiz dõşõ açõk da verecek. Bu durum şunu gösteriyor: Yani çok hõzlõ daralõ- yoruz. Bütçenin faiz dõşõ dengesi hõzla bozuluyor. Enflasyon da yu- karõ gitmiyor. Faiz oranlarõ aşağõya inmekle birlikte dõşarõ ile kõyasla- dõğõmõzda hâlâ çok yüksek. Bu borç dinamiklerinin hõzla bozul- makta olduğunu gösteriyor. Önü- müzdeki dönemlerde karşõmõza çõ- kacak en önemli soru şu olacak: Türkiye böyle giderse, borçlarõnõ na- sõl ödeyecek? Bu merakõ giderebil- mek için hükümet tarafõndan atõlan ciddi bir adõm görünmüyor. Şu sıralarda Türkiye’nin bütçesi yok Tüm bunlara karşõn hükümet Tür- kiye ile ilgili olarak, içerideki ve dõ- şarõdaki yatõrõmcõlarõn önüne orta vadeli perspektif koyamadõ. Merkez Bankasõ Başkanõ bile “Katılım Ön- cesi Ekonomik Program” kapsa- mõnda açõklanan büyüklüklerin tat- min edici olmadõğõnõ söyledi. Ondan önce de bütçe oluşturulurken ra- kamlarõn hayali olduğu belliydi. Biz de bunu kerelerce söyledik. CHP oarak, Plan ve Bütçe Komis- yonu’nda muhalefet şerhimiz var. “Bu bütçeyle yatırımcıya ışık tu- tamazsınız, krizi göğüsleyemez- siniz” diye. Ama dinlemediler. Şu anda Türkiye’nin bütçesi yok. Al- tüst olmuş birtakõm dengeler var. Nereye gitmek istediğimiz de bel- li değil. Bazen vergiler azaltõlõyor, bazen arttõrõlõyor. Baktõğõnõz za- man ne tüketici ne de yatõrõmcõ ka- rarlõ bir yol göremiyor. Kararlõ bir yol göremediği zaman da yatõrõm- cõ yatõrõm yapmõyor, tüketici tüket- miyor. Bunlar olmadõğõ zaman da ekonomide büyüme yaşanmõyor. Türkiye borcunu ödeyebilecek mi endişesi Ülke bütçesi bu yõl açõk verecek. Hükümet önümüzdeki dönemlerde bu açõğõ nasõl kapatacağõnõ göster- mediği zaman, Türkiye borcunu öde- yebilecek mi, ödeyemeyecek mi en- dişeleri artacak. Bu endişelerle de risk primimiz artõyor. IMF meselesi de yõ- lan hikâyesine döndü. Hükümet sõ- kõştõğõ zaman “IMF ile anlayacağız” diyor, işler biraz düzeldiği zaman da “IMF ile anlaşmayı unutun” diyor. Zannediyorlar ki bu iş böyle fayda sağlar. Hayõr sağlamaz. Hükümet içerideki ve dõşarõdaki yatõrõmcõlarõn önüne orta vadeli perspektif koyamadõ. Şu anda Türkiye’nin bütçesi yok. Dengeler altüst olmuş. Nereye gitmek istediğimiz de belli değil. Bazen vergiler azaltõlõyor, bazen arttõrõlõyor. O zaman da yatõrõmcõ yatõrõm yapmõyor. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Daldan Dala Küreselleşmede işler ters gittikçe, aynı düzen, ay- nı ideoloji adına “yeni yüz, yeni umut” sloganları ile yürütülen siyasette, içi boşaltılmış, sandık demok- rasisinin pazarlanması bir süre daha nefes alabilir. As- lını ararsak sistemin krizi derinleştikçe, zengin Kuzey dünyasında bile bu tıknefes yürüyüş zor sürdürülü- yor. Giderek daha marjinal buluşlarla yeni siyasi li- derliklere, umut olacak çarpıcı sloganlara gereksinim duyuluyor... Yoksul Güney dünyasında ise çuvalla- manın biri bin para... Siyasi iktidarların, liderlerin ömür- leri giderek kısalıyor... Tabii var oluşlarını emperyal güç odaklarına, ABD eksenli siyasetin uydusu olmaya bağlamış yoksul Gü- ney dünyasının siyasi liderleri, iktidarlarının durum- ları çok daha acıklı; örneğin Ortadoğu kanlı petrolü- nün maliyeti yükseldiğinde, ABD eksenli uygulama- ya sokulmuş kimi projeler hemen önceliklerini kay- bediyor, rafa kalkıyor. İşgal altındaki Irak’ın yeniden yapılandırılması planlarının, projelerinin birçoğu gün- demden düştüğünde de, bu planlara hizmet etmek üzere oluşturulmuş partiler, siyasi liderlikler fena hal- de açıkta kalıyorlar. ABD’nin en sadık müttefiki, ister diktatoryal yoldan ister sandıktan çıkarılsın Pakistan’ın başına geçmiş siyasi liderler ve partilerinin ömürlerinin birbirinden kı- sa olmasının da tek açıklaması bu. ABD, AB med- yasına düşen haberlere göre Bayan Butto’nun seçim için geri gönderildikten sonra öldürülmesi bile CIA ma- rifeti olabilirmiş. Yerine sürülen kocası Butto’nun ge- leceği çok karanlık. İç savaş niteliğinde İslam ce- maatleri, mezhepleri, aşiretleri arasında her gün yaşananlara, en son Hırıstiyan katliamları eklendi. Son dünya krizinden sonra ülkelerin, siyasi parti- leri, kadrolarının ayakta duruşlarına çok tepeden bir bakmaya çalışalım. İster gelişmiş, ister kendine gö- re ekonomik ağırlıkları, güçleri, kaynakları olan ülke- ler, isterse yoksullar dünyasından olsunlar, kendi koşulları içinde, kendi çıkarları doğrultusunda siya- set üretebilmiş, ekonomik olanaklar yaratabilmişler, ayaktalar. Emperyal politikalar, piyasalar düzeni re- çetelerine uymuşlar, en kırılgan, en zayıf halkadalar... Aynı ekonomik halkadan Brezilya’nın krizden en az zarar gören ülkeler arasında olması ile Türkiye’nin pi- yasalar avantajına karşın ekonomik kriz, işsizlikte dün- yanın en çok zarar gören ülkeleri arasında başı çek- mesinin açıklaması bu olabilir mi? AKP, Erdoğan hükümetleri, tüm icraatları ile, ülke çıkarları, ülke koşulları, ülkenin reel ekonomisini güçlendirmeye yönelik parmaklarını oynatmamışlar. Partinin oluşumu, iktidara gelişi tepeden inme, baştan sona ABD’nin o tarihlerdeki Ortadoğu proje- leri önceliği çerçevesinde, her istenene evet denmiş bir siyasetin sonucu, sayesinde... Krizlere çok dayanıklı zengin Kuzey dünyası ülke- lerinde bile, İngiltere, Fransa, Almanya, ABD’de bir lider ve partiyi iktidarda en fazla iki seçim dönemi ayakta tutabilen bir düzen söz konusu ise, çarkların işletilmesi “yeni yüz, yeni umut” çizgisinde gerçek- leştirilebiliyorsa, AKP ve Erdoğan iktidarlarına, lider- liğine daha ne kadar ömür biçilebilir ki? Sadaka düzeni kilitlendi; dün rastlandı dinlediğim bir sağlık programında, yaşamsal bir ameliyat hak- kında bilgi veren doktor bile, sosyal güvenlik sis- temlerinin her an söz konusu yaşamsal kalp, beyin pillerinin parasını ödemekten vazgeçmelerinden söz ediyordu. Yolda çok azı ile karşılanan diş tedavileri- nin mağduru bir sigortalı hasta, tümüne yakın boş ağzını göstererek bir dostuna doktorların gelecek yı- la randevu verdiklerinden yakınıyordu. Bir başka ka- mu hizmeti veren hastane için, belki umut olabilir di- yerek, birkaç aktarmalı otobüs yolu soruyordu. Bütçe açığının katlanmış rakamlarının nereden karşılanacağına kimse yanıt veremiyor. Hani ılımlı İs- lam ideolojisiyle uyumlu havalarında sigaraya, içki- ye, lüks tüketime bindirilecek yeni zamlarla öyle ka- panacak gibi rakamlar da değil. Kaldı ki, işsizliğin kro- nik yükselen rakamları ile, tüketim üzerinden gelen en küçük vergilendirme hızla yoksullaşan milyonları isyanları oynama noktasına getiriyor. Başbakan Erdoğan, AKP iktidar kadroları ne za- mandır, iç ve dış siyasette, halkın yumuşak karnı sa- yılan, duyarlı konular üzerinden gündem yaratarak va- ziyetleri kurtarıyorlar. Elbette Ergenekon hep gün- demde. Yeni iktidar dönemlerinde demokrasi, AB üye- lik vizyonları pek tutmuştu. Şimdilerde hiçbir anlam taşımıyor. Yerel seçim zamanı, dinci, millici duygu- ları da besliyor olarak “one minute” resti pek bir işe yaramıştı. Çok fazla ters teper oldu. Yine Gül-Erdoğan ikilisinin öne çıkardıkları Ermeni vizyonu tırmanışı yaşanamadan inişe geçti. Kafkaslar vizyonu ellerin- de kaldı... Şimdi ABD’nin kendisine, emperyal petrol şirket- lerine çok pahalıya mal olmakta olan Ortadoğu pet- rollerini ucuzlatma arayışları kapsamında, Orta- doğu’dan askeri güçlerini çekmek isterken kurmaya çalıştığı yeni dengelerde, değişen Kürt projeleri bağlantılı Erdoğan hükümetinin içi olmayan Kürt açı- lımını tartışıyoruz. Barış için yeni slogan, yeni umut olabilir mi sorgulaması ile... ANKARA (AA) - Milli Piyango İdaresi’nde sa- yõsal oyun makinalarõ miadõnõ doldurdu. Piyango özelleştirmesinin gecikmesi halinde oyun ma- kinalarõnõn yenilenmesi gerektiği belirtiliyor. Amerikan G-TECH firmasõ tarafõndan ülkemizde kurulan sayõsal oyun sistemindeki makinalar kullanõm ömrünü tamamladõ. Dünyada sayõsal oyun makinalarõnõn kullanõm ömrü 7 ile 10 yõl arasõnda değişiyor. Türkiye’de ise Sayõsal Lo- to, Süper Loto, Şans Topu ve On Numara’nõn oynandõğõ sayõsal oyun makinalarõ 1996 yõlõn- dan bu yana kullanõmda bulunuyor. G-TECH firmasõ, Türkiye’deki sayõsal oyun sis- temi kurulum çalõşmalarõna 1996 yõlõnda başladõ ve çalõşmalar 1998 yõlõnda tamam- landõ. Bu çerçevede, halen çeşitli sayõsal oyunlarõn oynatõldõğõ makinalarõn en yenisi 11 yõldõr, en eskisi ise 13 yõldõr kullanõlõyor. Ye- nilemenin maliyeti de 100 milyon dolar ola- rak tahmin ediliyor. Milli Piyango İdaresi, ma- kinalarõn yenilenmesini özelleştirme hazõrlõ- ğõ nedeniyle askõya almõştõ. CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, ekonomide yaşanan daralmanõn krizin merkezindeki ülkelerden çok daha fazla olduğunu kaydetti. Öztrak ‘Derli toplu ekonomi programõ şart’ dedi Ülkede iş arayan, iş arayõp da bulma umudunu kaybedenleri koyduğunuz zaman, işsizlik oranlarõ yüzde 25’lere ulaşõyor. Üniversite mezunu gençlerdeki işsizlik oranlarõna baktõğõnõz zaman da dünya standartlarõnõn çok üzerinde olduğunu görüyoruz. Yani nereden bakarsanõz bakõn manzara çok kötü. Bütçe açõğõnõn nasõl kapatõlacağõnõ gösteremezseniz ‘Türkiye borcunu ödeyebilecek mi, ödeyemeyecek mi’ endişeleri artar. IMF meselesi de yõlan hikâyesine döndü. Hükümet bir ‘anlaşacağõz’ diyor, bir ‘anlaşmayõ unutun’ Zannediyorlar ki bu iş böyle fayda sağlar. Hayõr sağlamaz. HANİ KRİZ TEĞET GEÇECEKTİ Emlakçilerden mortgage uyarısı Fındık üreticisi icralık FİSKOBİRLİK’in kefilliği ile alacaklarõna karşõ bankadan kredi kullanan ve paranõn ödenmemesi nedeniyle hak- larõnda icra takibi başlatõlan bir grup üretici, genel mü- dürlük binasõna gelerek birlik yönetimini protesto etti. Bir- lik yönetimini istifaya davet eden üreticileri, FİSKO- BİRLİK Kooperatifler Müdürü Nadir Şimşek ikna etmeye çalõştõ. Şimşek, birliğin varlõğõ olmasõna karşõn bunu nak- de çevirmekte zorlandõklarõnõ belirtti. (Giresun -AA) İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- İzmir Emlakçõlar ve Emlak Müşavirleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanõ Rıd- van Akgün, mortgage (tutsat) kredisi kullanarak ev alanlarõn ödemelerinde sõkõntõ yaşadõğõnõ belirterek “Ko- nut kredisi kullanan ve hüsrana uğrayan vatandaşlar psikolojik tedavi görmeli” dedi. Akgün, düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda, konutlarõnõ zararõna satan ya da icra- lõk olanlarõn sayõsõnõn hõzla artõğõnõ vurgulayarak kredi kart- larõnda yapõlana benzer kolaylõklõk istedi. Talih kuşu yeni yatõrõm bekliyor Ülkedeki ekonomik tabloya baktığınız zaman, “Türkiye bu krizden etkilenmeyecek”, “Kriz teğet geçecek” söylemlerinin yanlış olduğunu görüyoruz. Bu yılın ilk çeyreğinde de ülkedeki büyüme hızı yüzde 13.8 oranında daralma gösterdi. Bu rakamlara baktığınız zaman, ülkedeki ekonominin, krizin merkezi denilen ülkelerden çok daha fazla oranda daraldığını görüyoruz. ‘Orta vadeli perspektif yok’ ‘IMF meselesi yılan hikayesi’ ‘İşsizlik yüzde 25’leri buldu’’ Ülkedeki istihdam rakamlarına baktığımız za- man da şunu görüyoruz: Ülkede iş arayan, iş arayıp da bulma umudunu kaybedenleri koy- duğunuz zaman, işsizlik oranları yüzde 25’lere ulaşıyor. Üniversite mezunu gençlerdeki işsiz- lik oranlarına baktığınız zaman da dünya stan- dartlarının çok üzerinde olduğunu görüyoruz. Olağanüstü rakamlar. Yani nereden bakarsa- nız bakın manzara çok kötü. Bu politikalarla Türkiye nasıl krizden en fazla etkilenen ve en fazla daralan ekonomiye sahip ülke olduysa krizden en yavaş çıkan ülke konumuna da ge- lecek. Hükümetin derli toplu ekonomi politika- sı oluşturması gerekiyor. MANZARA KÖTÜ, İŞSİZLİK DEVAMLI ARTIYOR soner@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear