Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
K A M İ L M A S A R A C I
K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K
kultur@cumhuriyet.com.tr
Ü
ç yõl öncesinde, Ame-
rikan bağõmsõz sine-
masõnõn, umulmadõk
bir seyirci ve gişe ilgisiyle kar-
şõlanmõş, dokunaklõ bir aile ko-
medisini şakõr şakõr anlatan,
alçakgönüllü ve şirinlikte birinci
filmi Little Miss Sunshine’õn
yapõmcõlarõndan Marc Turtle-
taub, Peter Saraf ve Jeb
Brody’nin bu filmin başarõsõnõ
tekrarlamak amacõyla yaşlõ bir
büyük babayla iki yetişkin kõzõ ve küçük bir to-
rundan oluşan bir başka Amerikan ailesi hikâ-
yesine giriştikleri, yeni bir Sunshine çeşitlemesi
niteliğindeki Günışığı Temizleme (Sunshine
Cleaning) yeni ama kõsõr haftada, bugün gös-
terime giren üç filmin en dişe dokunuru sayõla-
bilir. (Haftanõn öteki iki filmiyse Mavi Fil ad-
lõ Tayland yapõmõ bir bilgisayar animasyonuy-
la, bu kez ölümün genç kurbanlarõnõ bekleyip
bulduğu otomobil yarõşlarõna ilişkin, kanlõ hi-
kâyesinden çok teknik özellikleriyle dikkati çek-
meye aday, 3 boyutlu, çok ölümlü ve dehşet do-
zu epeyce arttõrõlmõş, Final Destination serisinin
şimdilik sonuncusu olan Son Durak 4.)
İngiliz Saray Şairi Ted Hughes’la evliyken
intihar etmiş, şair Sylvia Plath’in dramõnõ ak-
taran Sylvia’yla (2003) adõnõ duyuran Yeni Ze-
landalõ kadõn yönetmen Christine Jeffs’in,
Megan Holley’in ilk senaryosundan çektiği, He-
ather Persons’un montajõnõ yaptõğõ ve başlõca
rollerini de kadõn oyuncularõn (Amy Adams,
Emily Blunt, Mary Lynn Rajskub) üstlendi-
ği, Albuquerque-New Mexico’da çekilmiş
Sunshine Cleaning’de, doğal olarak belirgin bir
kadõn duyarlõğõ ağõr basõyor.
TAŞRALI BİR AİLE
Hayatlarõnõ çoğu kez beklentilerinin yerini alan
hayalkõrõklõklarõyla ancak umutlarõnõ da yitir-
meden, biteviye sürdüren, sõradan bireylerden
oluşan, küçük bir taşralõ ailenin değişimini ek-
sen alan filmi, hoşlanmaksõzõn ama pek de yük-
sünmeden temizlikçilik yaparak geçinmeye ça-
lõşan büyük kõz Rose (kõrõlgan ve zarif oyuncu
Amy Adams geçen yõl Oscar’a aday gösteril-
miş yorumuyla filmin lokomotifi) sürüklüyor.
Lisedeyken okulun en popüler amigo kõzõ olan
Rose’un üstünden silindir gibi geçmiştir hayat,
artõk 30’lu yaşlarõnda, maddi sõkõntõ çeken ve git-
tiği her okulda aykõrõ davranõşlarõyla dõşlanan,
sözgelişi yalama takõntõlõ, 8 yaşõndaki sorunlu
oğlu Oscar’õ (Jason Spevack) daha pahalõ ve
özel bir okula yazdõrma derdindeki, artõk ken-
disiyle barõşõk, bekâr bir annedir o. Okuldayken
flört ettiği ama bir başka kõzla evlenmiş sevgi-
lisi, polis Mac’in (Steve Zahn) akõl vermesiy-
le, her yana kan, parçalanmõş vücut kalõntõsõ ve
sõvõsõ saçõlmõş, darmadağõn edilmiş, kötü kokan
ve insanõn içini kaldõran, kirli ‘suç mahalli’ yer-
leri temizleme işine girişiyor, emlakçõlõk yapmayõ
kurarken. Karides işinde başarõlõ olamayan
yaşlõ babasõyla (Yõllarõn Alan Arkin’i, tõpkõ Litt-
le Miss Sunshine’daki gibi, Oscar ödülüne la-
yõk görüldüğü o bildik aksi ama altõn yürekli ih-
tiyar kompozisyonunu bir kez daha yineliyor)
oturan, dalgacõ, sorumsuz kõz kardeşi Norah’yõ
(Emily Blunt) da birlikte, ortak çalõşmaya ik-
na ediyor üstelik.
İKİ KIZ KARDEŞ
İki kõzõnõn bir nevi hizmetçi gibi, polisin hat
çektiği, girilmesi yasak, suç ve cinayet bölge-
sinde temizlikçilik yapmasõndan hazzetmeyip
evini satan baba Alan Arkin’in de maddi kat-
kõsõyla değişerek işi aile adõnõ taşõyan bir mini-
büs-şirkete dönüştüren bu 2 kõz kardeşin baş-
langõçta hiç hoşlanmayõp epeyce zorlandõklarõ
yeni hayatlarõnõ beyazperdeye taşõyan film, so-
nunda babasõyla yeniden dayanõşma havasõna gi-
ren Rose’un polis Mac’le süregelen, alõşkanlõ-
ğa dönüşmüş, bayat ilişkisini noktalayõp küçük
Oscar’la da çok iyi anlaşan, dükkânõnda temiz-
lik maddeleri satan, adeta tek kollu melek di-
yebileceğimiz Winston’a (Clifton Collins Jr.)
meyletmesiyle en pembe tarafõndan mutlu bir so-
na varõyor.
İçerdiği -ancak boşa sarf edildiği söylenebi-
lecek- kara mizah potansiyeliyle ortalama bir çiz-
gi tutturmaktan pek öteye geçemeyen ve sine-
matografisinden çok parlak oyuncu perfor-
manslarõyla çekici kõlõnmõş Günışığı Temizle-
me, sonuçta eli yüzü düzgün kotarõlmõş, orta ka-
rar bir bağõmsõz filmin sõnõrlõ albenisine sahip,
o çok bildik ve genelgeçer, yaşamak karmaka-
rõşõk bir uğraştõr klişesiyle özetlenebilecek, ba-
ğõmsõz işi, dramatik bir aile güldürüsü.
Haftanõn en dişe dokunur filmi, başrollerini kadõn oyuncularõn paylaştõğõ ‘Günõşõğõ Temizleme’
B
ugün gösterime giren film-
lerden biri, eğlenceli bir can-
landõrma. ‘Mavi Fil’ adlõ,
Kompin Kemgumnird’in yö-
netmeliğini yaptõğõ filmdeki ka-
rakterleri Timuçin Esen, Ozan
Güven ile Ezgi Mola seslendi-
recekler. Senaryosunu Amra-
porn Pandinthong ve Evan Spi-
liotopoulos’un kaleme aldõğõ fil-
min özgün versiyonunda seslen-
dirmeleri Jeremy Redleaf, Carl
Reiner, Thomas Sharkey, Mar-
tin Short gibi dünya yõldõzlarõ
yaptõ. Filmde olaylar, kahrama-
nõmõz ‘Mavi Fil’ Khan Kluay’õn,
kayõp babasõnõ bulmak için yol-
culuğa çõkmasõyla başlõyor.
Sevimlifil’inmaceralarõ
K
orku filmlerinin son dö-
nem ses getiren örnekle-
rinden ‘Son Durak 4’ de
bugün gösterime giriyor.
‘Ölümü Atlatamazsın’ adlõ
filmin devamõ olarak çekilen
dizinin sonuncusu olan ya-
põm, üç boyutlu gösterile-
cek. David R. Ellis’in yö-
netmenliğini yaptõğõ, senar-
yosunu Eric Bress’in kaleme
aldõğõ filmde başrolleri
Bobby Campo, Shantel
Vansanten, Nick Zano, Ha-
ley Webb ve Mykelti Willi-
amson paylaşõyorlar.
Ölüm artõk
çok yakõn
Yazarlardaninsan
haklarõantolojisi
Kültür Servisi - İnsan Haklarõ Bil-
dirgesi’nin 60. yõlõ, Uluslararasõ Af
Örgütü’nce özel bir tasarõyla kutla-
nõyor. ‘Özgürlük’ adõ verilen bu ta-
sarõ için, dünyaca ünlü otuz yazar, İn-
san Haklarõ Bildirgesi’nin otuz mad-
desinden esinlendikleri birer yazõ ka-
leme aldõ. Bu yazõlarõ bir araya ge-
tiren ‘Özgürlük’ kitabõnõn dün Ma-
instream Yayõnevi’nce Ulus-
lararasõ Edinburgh Kitap
Fuarõ’nda sunumu ya-
põldõ. Tasarõya katõlan
isimler arasõnda Joy-
ce Carol Oates’dan
Henning Man-
kell’e, Paulo Co-
elho ve Ariel
Dorfman’dan
David Mitchell’e
birçok önde ge-
len yazar yer alõ-
yor.
Ariel Dorfman,
İnsan Haklarõ Bil-
dirgesi’nin “Hiç
kimse keyfi olarak
tutuklanamaz, alı-
konamaz ve sürgün
edilemez” diyen do-
kuzuncu maddesin-
den esinlenerek yaz-
dõğõ makaleyle bil-
dirgenin 60. yõlõnõ
kutlarken, Marina
Lewycka, “Hiç
kimse köleleştiri-
lemez” diyen mad-
deye dikkat çekiyor
ve bu bağlamda yaz-
dõğõ makaleyle tasarõ-
ya katõlõyor.
Bildirgenin “Herkes
düşünce ve ifade özgür-
lüğüne sahiptir” diyen 19.
maddesinden yola çõkan ünlü Bre-
zilyalõ yazar Paulo Coelho’nun öy-
küsü, “Huzur Hapishanesinde”
adõnõ taşõyor. İnsan haklarõ ihlalle-
rinin yakõn tanõğõ olan Coelho ve
Dorfman gibi yazarlar, tüm telif
haklarõnõ Uluslararasõ Af Örgütü’ne
devrettikleri öyküleri için hiçbir üc-
ret almadõlar. Dorfman’õn “Masum
Geçiş” adlõ öyküsü de yazarõn kişi-
sel deneyimlerinden kaynaklanõyor.
“Mesele sadece çekilen acı değil”
diyen Dorfman, “İnsan hakları her
ihlal edildiğinde, herhangi bir
yerde, ‘daha iyi, daha güzeli bulmak
için doğduğumuz düşü’ bozguna
uğratılmış oluyor. Bir grup
yazarın, yaratıcılıklarını,
büyük bir hevesle ve tam
bir kararlılıkla yara al-
mış insanlığımızı yeni-
den var etmek için bir
araya getirmesinden
daha doğal ne olabi-
lir? Ve dünyada gü-
zelliğin ve özgürlü-
ğün sözünün geçece-
ği inancını tazelemek
için...” sözleriyle dü-
şünce ve duygularõnõ
dile getiriyor.
Orange Ödülü sahibi
Nijeryalõ yazar Chima-
manda Ngozi Adichie
de, bildirgenin 23. mad-
desinden esinlenerek ‘Sola’
adlõ öyküyü yazdõ. Yazar,
öyküsünde, ülkesinde
meydana gelen adli bir
olayõn haberini yaptõk-
tan sonra ardõnda hiçbir iz
bõrakmadan ortadan kay-
bolan Gambiyalõ genç bir
gazetecinin serüvenini an-
latõyor.
Yazar Andrew Moti-
on’õn bir şiirle katõldõğõ ‘Öz-
gürlük’ adlõ kitapta, James
Meek, Kate Atkinson, Amit
Chaudhuri, Alan Garner ve Ali
Smith’in yazõ ve öyküleri de yer alõ-
yor. Başpiskopos Desmond Tutu,
kitap için yazdõğõ önsözde, “Biz
yüce kavramlar ve özgürlük için
yola çıktık. Umarız bu yazdıkla-
rımız amacımıza ulaşmada yar-
dımcı olur” diyor...
İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ’NİN 60. YILINA KATKI
MEHLİKA AKGÜN
U
ral Altay dil ailesine men-
sup PEN üyeleri arasõnda
iletişim başlatmak, Orta
Asya’da edebiyat, dil ve ifade öz-
gürlüğünün gelişmesi yönünde adõm-
lar atmak amacõyla Uygur ve Kõrgõz
PEN merkezlerinin düzenlediği
“Ural Altay Dilleri PEN Merkez-
leri Konferansı” bugün sona eriyor.
Japonya’dan, Kazakistan’a dek PEN
temsilcileri ile henüz PEN kulübü ol-
mayan ülkelerden yazarlarõn da yer
aldõğõ konferansõn amaçlarõ hakkõn-
da Uygur PEN Başkanõ Kaiser Öz-
Hun ve Uluslararasõ PEN Genel
Sekreteri Eugene Schoulgin ile ko-
nuştuk.
Uygur PEN Başkanõ ÖzHun,
Uluslararasõ PEN’e 2008 yõlõnda
güçlü bir ses olarak girdiklerini be-
lirterek, “Sesimiz duyulduktan son-
ra kapılar açılmaya başladı. Bize
anlatmak, konuşmak, öğrenmek
ve öğretmek için bir şans doğdu.
Biz şimdi yalnız Uygurların değil
tüm insanlığın fikir özgürlüğünü
savunuyoruz” dedi. 90’lardan son-
ra Çin’in siyasetinde değişim ya-
şandõğõna dikkat çeken ÖzHun, “Uy-
gur Türkçesini okumamız lazım-
dı ancak hiçbir okul Uygur Türk-
çesinde eğitim veremedi. Türkçe
konuşmak, okumak, yazmak ya-
saklandı. Biz yazar olarak Türk-
çe yazıyoruz ancak halk bunu an-
lıyor mu? Hayır, anlamaları çok
zor. Biz milletimizi anlatmak isti-
yoruz ancak 1 milyarı aşkın Çin-
liye karşı bir şey yapamıyoruz. Biz
Çin’den barışı istiyoruz” diye ko-
nuştu. Uygur Türkçesi ile yazõlan ki-
taplarõn olduğuna ancak bu kitapla-
rõn hükümetin istediği doğrultuda ya-
zõldõğõna dikkat çeken ÖzHun, şöy-
le devam etti: “Yoğun bir baskı var
ve özgürlük yok. O kitaplardan çı-
kan sesler bizim yüreğimizden çı-
kan sesler değil. Bu bizim hakkı-
mızdır, biz de bunu istiyoruz. Fik-
rin, dilin ve edebiyatın özgür ol-
masını istiyoruz, aynı alfabeyi
kullanan bir toplumu amaçlıyoruz.
Bu nedenle Ural Altay dil ailesin-
den gelen PEN üyeleri olarak İs-
tanbul’da toplandık. Barışa, fikir
özgürlüğüne ve kalemin gücüne
inanan PEN üyeleri burada. Ön-
ce akrabalar barış ve birlik için-
de olurlarsa o zaman da komşular
da barış içinde olacak.”
‘Orta Asya’da ilk iletişim ağı’
Uluslararasõ PEN Genel Sekrete-
ri Schoulgin ise konferansõn Orta As-
ya’daki PEN merkezleri arasõnda ilk
iletişim ağõ olma özelliğini taşõdõğõ-
nõ vurguladõ. Ural Altay ile ‘İpek
Yolu’ arasõndaki ilişkiye dikkat çe-
ken Schoulgin, “İpek Yolu, nasıl
malların bir yerden bir yere git-
mesine yol açıyorsa, biz de dillerin,
edebiyatların dolaşmasını savu-
nuyoruz” diye konuştu. Siyasi ne-
denlerle Orta Asya’daki ülkelerin
uzun zamandõr birbirinden kopuk
kaldõğõnõ ifade eden Schoulgin, ya-
zarlarõn da birbirini tanõmadõğõnõ
vurguladõ. Schoulgin şunlarõ söyle-
di: “PEN siyasi olmayan bir ör-
gütse de ve biz her ne kadar hiç-
bir siyasi faaliyette bulunmuyor-
sak da siyasal bir dünyada yaşı-
yoruz. Dolayısıyla Uygurların uğ-
radığı zulüm de bir bakıma bu
konferans sürecine denk geldi ve
bizim dayanışma duygumuzu güç-
lendirdi.”
‘Ural Altay Dilleri PEN Merkezleri Konferansõ’ sona eriyor
Türkiye’den
Japonya’ya dek PEN
temsilcileri ile henüz
PEN kulübü olmayan
ülkelerden yazarlarõn da
yer aldõğõ “Ural Altay
Dilleri PEN Merkezleri
Konferansõ”nda Orta
Asya’da edebiyat, dil
ve ifade özgürlüğünün
gelişmesi amaçlanõyor.
Özgürlüğe çağrõ...
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2009 CUMA
16 KÜLTÜR
Kültür Servisi - Son yõllarda uluslararasõ alanda ba-
şarõlar kazanan Türk Sinemasõ bu yõl da Avrupa’da
çeşitli festivallerde görücüye çõkõyor. Mehmet Ba-
hadır Er ve Maryna Gorbach’õn yönettiği ‘Ka-
ra Köpekler Havlarken’ isimli filmi 24 Eylül-3
Ekim tarihleri arasõnda düzenlenen Almanya’nõn en
önemli festivallerinden 17. Hamburg Film Festi-
vali’nde yarõşacak. Filmde, yönetmen Er, on beş yõl
boyunca bir parçasõ olarak yaşadõğõ mahalleyi, şe-
hir göçebeliği, güvenlik, rant, tutunamama ve ya-
şam mücadelesi kavramlarõnõ irdeliyor. Festivalin
‘Vibrant Metropolises’ uluslararasõ bölümünde ya-
rõşacak olan film aynõ ay içerisinde Avrupa’da
önemli üç festivalde daha yarõşacak.
Hamburg Film Festivali’nde aynõ kategoride yarõşa-
cak bir diğer Türk filmi ise Fatih Akın’a ait ‘So-
ul Kitchen’ isimli yapõt. Akõn’õn bu filmi Vene-
dik’te Altõn Aslan için de yarõşacak ve İsmail Nec-
mi’nin sürrealist filmi ‘Bunu Gerçekten Yapmalı
mıyım’ ile 10-19 Eylül’de gerçekleşecek 34. To-
ronto Film Festivali’nde gösterilecek. Akõn’õn fil-
mi ‘özel gösterim’, Necmi’ninki ‘Keşfedilenler’
programõnda yer alacak. Öte yandan, ünlü yönet-
men Yeşim Ustaoğlu, Asya’nõn önemli festival-
lerinden, 8-16 Ekim tarihleri arasõnda gerçekleşti-
rilecek, Pusan Film Festivali’nde jüri üyeliği yap-
maya hazõrlanõyor.
Kültür Servisi - Aylõk edebiyat ve kültür
dergisi Varlõk, bu ayki sayõsõnda hükümetindemokratik açõlõmõnõ masaya yatõrdõ. EnverErcan yönetimindeki dergi, “Kürt açõlõmõ
gerekli mi? Türkiye’yi böler mi?” sorusunuAdnan Özyalçõner, İnci Aral, Ahmet Telli,Buket Uzuner, Murat Gülsoy, Akif Kurtuluş,Şükrü Erbaş, Süreyya Evren ve Sema
Kaygusuz’a yöneltti.
Derginin eylül
sayõsõnda ayrõca,Süha Oğuzertem, Âlim Kahraman, Hilal Kaya,Süreyya Elif Aksoy ve Hülya Bulut’un
yazõlarõndan oluşan ‘Eleştirinin Üst Boyutu:Karşõlaştõrmalõ Edebiyat’ dosyasõnõn yanõ sõraGayatri Chakravorty Spivak, Yõldõz Cõbõroğlu,Mehmet Rifat, Uğur Kökden, Öner Yağcõ veMustafa Şerif Onaran’õn yazõlarõna yer
veriliyor.
‘Açılım’aedebiyatçıbakışıVarlık’ta
Türk yönetmenler
dünya yolcusu
Türk yönetmenler
dünya yolcusu
Türk yönetmenler
dünya yolcusu
Türk yönetmenler
dünya yolcusu
REM’den yeni albüm
Kültür Servisi - ABD’li alternatif rock müzik
topluluğu REM, 2007 yõlõnõn Temmuz ayõnda
gerçekleştirdikleri prova çalõşmalarõnõ albüm
haline getiriyor. Dublin’deki Olympia Kulüp’te,
5 gün boyunca yaptõklarõ provalarda çalõnan 39
şarkõnõn yer alacağõ albüm 26 Ekim’de piyasaya
çõkacak. Albümde bilinen parçalarõn dõşõnda,
2008 yõlõnda çõkan albümleri ‘Accelerate’deki
şarkõlarõn ham halleri ve sadece provalarda
çalõnmõş olan iki parça da yer alõyor.
Slash’in ünlü konukları
Kültür Servisi - Guns’n Roses ve Velvet
Revolver topluluklarõnda efsaneleşen gitarist
Slash, 2010 senesinde piyasaya süreceği Slash
& Friends adlõ ilk solo albümüne birçok ünlü
ismi de konuk etmeyi planlõyor. Billboard müzik
dergisinin haberine göre Ozzy Osbourne, Alice
Cooper, M. Shadows, Flea, Iggy Pop, Chris
Cornell, Nick Oliveri, Adam Levine, Travis
Barker, Fergie, Ronnie Wood ve Steven Adler
gibi isimlerin konuk olacağõ albüm, hard rock ve
heavy metal türünde olacak.
McCartney: İddialar asılsız
Kültür Servisi - Dünyanõn en önemli müzik
dergilerinden Rolling Stone’un bu sayõsõnda
kapak yaptõğõ ‘Beatles neden dağõldõ?’ başlõklõ
haberinde Beatles’õn iç çekişmeden dağõldõğõnõ
ve başta John Lennon olmak üzere topluluktaki
herkesin Paul McCartney’den yaka silktiğini
ileri sürmesinin üzerine McCartney, The Radio
Times’a konuştu. İddialarõn asõlsõz olduğunu,
kimseyle yansõtõldõğõ gibi rakip ve düşman
olmadõğõnõ ve iddialarõn aksine, Lennon’la çok
ortak noktasõ olduğunu belirten McCartney,
sözlerini “John benim için ne kadar kötü söz
söylerse söylesin, ardõndan gözlüklerini
burnunun ucuna doğru indirip ‘Seni seviyorum’
derdi” diye bitirdi.
Ellie Greenwich hayatını kaybetti
Kültür Servisi- ABD’li şarkõ sözü yazarõ Ellie
Greenwich 68 yaşõnda öldü. Greenwich, River
Deep, Mountain High gibi birçok sevilen
şarkõnõn sözlerini kaleme almõştõ.
Türk yönetmenler
dünya yolcusu
Brezilyalı yazar
Paulo Coelho
“Huzur
Hapishanesinde”
adlı öyküsüyle
tasarıya katılan
yazarlar
arasında.