28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada zerlerin desteğine karşın toplumda açılımın ayrışmaya, bölünmeye yol açacağı inancı giderek güçleniyor. Tatlı su muhalefeti yapan bir gazetenin yayımladığı anketle açılımın desteklendiğini kanıtlamaya çalışması.. halkta giderek güçlenen kaygıyı gidermiyor. Bir araştırma grubuna göre; “vatandaşın yarıya ya- kını açılımı destekliyor”muş, yüzde 48.4’ü “hayır” di- yormuş.. ama çoğunluk (yüzde 69.9) “muhalefetle uz- laşma” istiyormuş. Araştırma şirketi A&G; açıkladığı sonuçla Kürt açılımı adı altında ayrışmaya, bölünmeye kucak açan iktidar girişiminin toplumu ikiye böldüğünün ka- nıtlandığını neden vurgulamıyor? Ülkenin çözüm bekleyen önemli bir sorunu mes- netsiz gerekçelerle giderek yozlaşıyor. Medyada çözüme ilişkin kimi önlemlerden öneri- lerden söz ediliyor ama; ortada dişe dokunur somut bir sonuç yok! CHP ve MHP; başta içeriğini öğrenmek istedikle- ri açılımın giderek ayrışma ve ülkeyi bölme doğrul- tusunda bir girişim olduğuna inanıyor ve.. bu yolda- ki hükümetle görüşmeyi reddediyorlar. Açılıma dört elle sarılacağı sanılan Demokratik Top- lum (Kürt) Partisi ise... yavaş yavaş gerçek yüzünü göstermeye başladı. İmralı’nın sözcüsü Ayna Emine’den sonra, de- mokratik yöntemlerle Kürt sorununa çare aranması- nı, çözüm bulunmasını istediği sanılan genel başkan Ahmet (Kürt) Türk de; İmralı’dakinin sürece ve gö- rüşmelere katılmasını koşul olarak öne sürdü ve PKK’nin silah bırakmayacağını söyledi. Günlerdir askerin MGK’deki görüşmelerde iktidar açılımına destek verdiği kurul açıklamasındaki tek bir cümleye dayanarak yazılıyor, söyleniyor. Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, 30 Ağustos zaferi nedeniyle yayımladığı mesajda açılı- mın koşullarını 7 maddede sıraladı. TSK’yi iktidarın peşine takılmış gibi gösteren yo- rumları, haberleri, söylentileri boşa çıkardı: “TSK ulus devlet ve üniter devlet yapısına hiçbir gerekçeyle za- rar verilmesini kabul edemez -Kültürel farklılıkların si- yasallaşmasını mümkün göremez- terör örgütü ve des- tekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açacak hiçbir faa- liyet içinde bulunamaz. Usul ve yöntemlerde özenli olunması gereğine inanır.” Mesaj; askerin MGK’deki söylemlerini açığa ka- vuşturdu ve: Org. Başbuğ... TSK’nin hem inandığı il- keleri bir kez daha sıraladı hem de açılıma TSK’yi alet etme çabalarına gereken yanıtı verdi. Siyasetçisiyle, askeriyle oluşan tablo; RTE iktida- rının yalnız kaldığını gösteriyor. Ortaya çıkan koşullar AKP’yi dönülmez bir akşa- mın ufkunda tek başına yürümeye zorluyor. Ne ki ya- kın gelecekte sorunun çözümlenmesini isteyen ve umut edenlerde de kırılmalar başlayabilir. Tabii RTE; doğasına uygun bir davranışla bugüne kadar söylediklerinden tornistan eden yeni bir poli- tika üretmezse? Bir kez daha gördük; çirkin politikanın önde gide- ni RTE önderliğindeki AKP! Başbakan’ı haklı çıkarmak için -MHP sözcülerine göre boz bulanık- soyadı Bozdağ adı Bekir, grup baş- kanvekilinin medya kanalıyla kamuoyuna; “işte MHP’nin Öcalan’ın idamının ertelenmesini sağlaya- rak infazını engelleyen belge” diye eline tutuşturdukları, altında Bahçeli’nin imzası olan bir kâğıdı gösterdi. Ama belgenin metnini okumadı, açıklamadı. MHP’yi savunacak değiliz ama, gerçek, gerçektir: Belgeye göre -7.5 saat süren bir toplantıda bulu- nan zamanın Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün de doğruladığı gibi- İmralı’daki hakkında kesinleşmiş idam cezasının infazının bir süre ertelenmesine iliş- kin (hükümetin uymak zorunda olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin) ihtiyati tedbir kararını Ecevit, Bahçeli ve Mesut Yılmaz değerlendirmiş.. infaz dos- yasının bir süre TBMM’ye gönderilmemesine karar vermişler. Ama belgelerin, zamanın siyaset ve hükümet adamlarının açıkladığına göre, infaz sorununun TBMM’de görüşülmesi ve oylaması sırasında MHP ve diğer bazı milletvekilleri infaz lehine davrandı, oy kullandı. Kimi aksini gösteren kanıtlara karşın AKP şimdi; açı- lıma sert tavır alan MHP’yi kamuoyunda vurmak için belgeleri de bilgileri de saptırıyor. Teslim ettiği Öcalan’ın idamının engellenmesinin “ABD projesi” olduğuna değiniyor AKP sözcüsü ve fakat bugüne ışık tutacak asıl soruyu: Hükümeti adına “Amerika’nın on yıl önce hangi si- yasal hesaplarla İmralı’dakinin sağ kalmasını istedi- ği sorularını” yanıtlamıyor, yanıtlayamıyor. Hiçbir dönemde siyaset etiği bu denli yozlaşma- dı. AKP, bunu da başardı! SAYFA 26 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 30 Edirne B 31 Kocaeli PB 30 Çanakkale B 30 İzmir B 32 Manisa B 33 Aydın B 35 Denizli Y 35 Zonguldak PB 25 Sinop PB 27 Samsun Y 26 Trabzon Y 25 Giresun Y 26 Ankara PB 29 Eskişehir Y 27 Konya Y 28 Sıvas PB 26 Antalya PB 36 Adana PB 36 Mersin PB 33 Diyarbakır B 35 Şanlıurfa B 37 Mardin B 33 Siirt B 35 Hakkâri PB 27 Van PB 25 Kars Y 22 Oslo Y 16 Helsinki Y 19 Stockholm Y 19 Londra Y 20 Amsterdam Y 22 Brüksel Y 21 Paris PB 23 Bonn PB 22 Münih Y 26 Berlin Y 31 Budapeşte PB 31 Madrid PB 34 Viyana Y 27 Belgrad B 28 Sofya B 27 Roma PB 29 Atina B 29 Zürih Y 25 Moskova Y 22 Aşkabat A 31 Astana B 28 Taşkent A 34 Bakû B 25 Bişkek A 30 Tiflis B 33 Kahire PB 31 Şam A 35 Ülkemizin kuzey ve iç kesimleri parçalı ve çok bulutlu, İç Ege, Batı Ak- deniz’in iç kesimleri, Or- ta Karadeniz kıyıları, Do- ğu Anadolu’nun kuzey- doğusu ile Eskişehir, Konya, Sinop, Artvin ve Muğla’nın iç kesimleri kı- sa süreli sağanak ve gök gürülütülü sağanak ya- ğışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Ergenekon davasının ‘gizli tanığı’, devlet isterse Danıştay saldırısını da üstlenebileceğini söyledi HATİCE TUNCER HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnõn gizli tanõ- ğõ olduğu ve savcõlarõn “Osma- nım” diye hitap ettiği öne sürülen tutuklu sanõk Osman Yıldırım, du- ruşmada “Cumhuriyet gazetesini ben bombalattım. Pişman deği- lim” dedi. Birinci Ergenekon davasõyla bir- leştirilen Danõştay ve gazetemize yönelik saldõrõlara ilişkin davanõn tutuklu sanõklarõndan Yõldõrõm, da- vanõn dünkü oturumunda söz ala- rak ilginç açõklamalarda bulundu. Askerliğinde komutanõna saldõr- maktan tutuklanan ve GATA’da- ki muayenede “İleri derecede an- tisosyal kişilik bozukluğu” tanõ- sõ konduğu ortaya çõkan Yõldõrõm, geçmişinde yüzlerce suç işlediği- ni ancak hiçbir bedel ödemediğini söyledi. 1982’de işlenen kan davasõ nedeniyle işlenen 12 cinayete ka- tõldõğõnõ ancak yaşõ küçük olduğu için yargõlanmadõğõnõ, daha sonra gittiği Ankara’da yüzlerce suç iş- lediğini ve hiçbir ceza almadõğõnõ kaydeden Yõldõrõm, “1989’da ci- nayet suçundan 4 yıl hapis yat- tım. 1994’te bir mafya liderine suikasttan yakalandım. Gündüz cezaevindeydim, gece çıkıp suç iş- liyordum” diye konuştu. “Ben gizli tanık, açık tanık değilim” di- yen ve konuyu davaya getiren Yõl- dõrõm, “Cumhuriyet olaylarını ben yaptırdım. Pişman değilim. Bu bir işti bana geldi, ben de ka- bul ettim. Cumhuriyet’i bu genç- lere bombalattırdım. Bomba ey- leminden sonra pis kokular gel- diği için bu pis kokuların nede- nini öğrenmeye çalıştım” dedi. Danõştay saldõrõsõnõ 17 Mayõs 2006’da gece yarõsõ saat 02.00’de televizyondan öğrendiğini savunan Yõldõrõm, “Danıştay saldırısının sahte faili olmak istemiyorum. Hangi şerefsiz bu saldırıyı yap- tırdıysa gelsin mahkemede, ‘Bu suikastõ Osman Yõldõrõm’õn üst- lenmesini istiyoruz’ desin. Ya da mahkemeniz ‘Osman Yõldõrõm Türkiye Cumhuriyeti devletine ya- põlan saldõrõyõ üstlen, devlet için bu fedakârlõğõ yap’ desin. Devletim için sahte fail olmayarak feda- kârlık yapıyorum. Devletim ‘üst- len’ derse bu suçu da üstlenirim. 500’ü aşkın suç işledim. Şeref- sizler benim namusuma dil uzat- masınlar” şeklinde konuştu. ‘Dilini keserim’ Avukat Vural Ergül, Alparslan Arslan’õn Danõştay suikastõnõ ger- çekleştirmeden önce park ettiği arabasõna Emniyet Genel Müdür- lüğü’nden verilmiş araç tanõtõm kartõ taktõğõna dikkat çekerek bu kartõn hangi polis memuruna zim- metli olduğunun sorulmasõnõ iste- di. Ergül, Yõldõrõm’õn gizli tanõk ol- duğunu iddia ederek “Yıldırım gizli tanık değilse, gizli tanık 9 dinlendiği sırada Yıldırım’ın du- ruşma salonunda bulundurul- masını talep ediyorum” dedi. Bu Yõldõrõm: Ben bombalattõm HASTANEDEN AÇIKLAMA: Selçuk iyileşiyor ZİR VADİSİ KROKİLERİ ‘Yazılar Dönmez’in’ İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarõ İlhan Selçuk’un sağlõk duru- mu her geçen gün iyiye gidi- yor. Vehbi Koç Vakfõ Ameri- kan Hastanesi’nde yatan hasta servisinde tedavisine devam edilen Selçuk’a ziyaretçi ya- sağõ da sürüyor. Ziyaretçi ya- sağõna karşõn İlhan Selçuk’u dostlarõ, yakõnlarõ, okurlarõ hastaneye gelerek, telefon ederek geçmiş olsun dileklerini iletmeyi sürdürüyorlar. Amerikan Hastanesi’nden Selçuk’un du- rumuna ilişkin olarak yapõlan yazõlõ açõkla- mada, tedavisinin normal odada sürdüğü, “sağlığında belirgin derecede iyileşme- nin mevcut olduğu” belirtilerek, gelişme- lerin basõnla yazõlõ olarak paylaşõlacağõ kaydedildi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõ- nõn avukatõ Halit Çelenk ile eşi Şekibe Çelenk de İlhan Selçuk’a geçmiş olsun di- leklerini iletti. Tiyatro sanatçõsõ Yıldız Kenter de İlhan Selçuk’u arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti ve sağlõk durumu hakkõnda bilgi aldõ. Emekli diplomat-yazar Daver Darende de yaptõğõ yazõlõ açõkla- mada Selçuk’a acil şifalar diledi, ailesinin duygularõnõ içtenlikle paylaştõğõnõ belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An- kara Yenikent’teki Zir Vadisi’nde bulunan mühimmatla ilgili yargõlanan Yarbay Mustafa Dönmez’in elyazõsõnõ ve kroki- lerdeki çizimleri inceleyen Jandarma Ge- nel Komutanlõğõ Kriminal Daire Başkanlõ- ğõ elyazõsõ ve doküman inceleme uzmanõ Nazmiye Aktaş, “ajanda ve kroki üze- rindeki yazıların sanık Dönmez’in el ürünü olduğu kanaatlerinin kesin” oldu- ğunu belirtti. Dönmez’in, Genelkurmay Başkanlõğõ Askeri Mahkemesi’nde, “askeri eşyayı gizlemek” suçundan yargõlanmasõna de- vam edildi. Davanõn dünkü duruşmasõnda, Dönmez’in Yenikent’teki evinde yapõlan aramada ele geçirilen ajandalar ve kroki- lerdeki yazõlarõn Dönmez’e ait olduğuna ilişkin kriminal rapor veren, elyazõsõ ve doküman inceleme uzmanõ Aktaş tanõk olarak dinlendi. “3 uzmanın ayrı ayrı yaptığı bağımsız inceleme ve ortak kanı- ya varmasıyla” rapor hazõrladõklarõnõ an- latan Aktaş, “İnceleme konusu ajanda ve kroki üzerindeki yazıların sanık Dön- mez’in el ürünü olduğu kanaatimiz ke- sindir. Kroki üzerindeki çizim ve yazı- lar sanık tarafından yazılmıştır. Bunu kesin olarak belirtiyoruz” dedi. ‘Kumpasa geldim’ “Ben bir teşkilatın kumpasına geldim” diyen Yarbay Dönmez, krokilerin emniyet mensuplarõnca hazõrlandõğõnõ id- dia ederek, sicil numaralarõnõ verdiği Zir Vadisi’ndeki kazõda görevli 5 polisin tanõk olarak dinlenmesini ve el izlerinin alõnarak krokide inceleme yapõlmasõnõ talep etti. Krokideki bombaların benzerliği Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten sav- cõlar, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne baş- vurarak, Yarbay Dönmez’in evinde ve Zir Vadisi’nde ele geçirilen bombalarõn kafile numaralarõnõ bildirerek, Türkiye çapõnda ele geçirilen mühimmatlar ile karşõlaştõrõl- malarõnõ istedi. Emniyet’ten gönderilen ce- vabi yazõda, Dönmez’den ele geçirilen bombalarõn kriminal karşõlaştõrõlmalarõ so- nucunda ülke genelinde meydana gelen 33 olay ve operasyonlarda ele geçirilen bom- balar ile benzerlik taşõdõğõ bildirildi. sõrada Yõldõrõm’õn “Dilini keserim” diye laf atmasõ üzerine Mahkeme Başkanõ Köksal Şengün “Burada dil kesilmiyor. Onu başka yerde yaparsın” diye bağõrdõ. ‘Askerlik yapıyoruz’ Duruşma arasõnda yakõnlarõyla görüşen emekli Tuğgeneral Veli Küçük, izleyicilere “Allah der ki şehitlere ölü demeyin, onlar di- ridirler. Siz de bize mahkûm demeyin, biz mahkûm değiliz. Vatan için askerlik yapıyoruz. 35 sene askerlik yaptım, iki yıldır da burada yapıyorum” diye seslen- di. Emekli Yüzbaşõ Muzaffer Te- kin, Cumhuriyet’e bomba atõlma- sõ olayõna ilişkin ilk iddianamede 6-7 kişinin isminin geçtiğini ifade ederek “Üçüncü iddianamede ise bu isimlerin bir kısmı çıkarılmış. Savcı böylece, Ataköy’de yapılan bir toplantı olmadığını kabul ediyor. Savcı Türk yargısıyla dalga geçiyor. Savcı Öz’ün Os- mancıkla (Osman Yıldırım) be- raber azmettirici olarak yargı- lanması gerekir” dedi. Savcõlarõn soruşturma kapsa- mõnda, sosyopatlarõ, eski PKK’li- leri gizli tanõk yaptõğõnõ öne süren Tekin, “Sosyopat olduğu belirti- len Yıldırım’ın gizli tanık olarak verdiği beyanları geçersiz sayıl- malı. Sözlerine nasıl itibar ede- ceğiz. Kendisini kurtarmak için yalan ifade verebilir” dedi. İstanbul İl Sağlõk Müdürü Dokucu, AKP hükümetinin politikalarõnõ eleştirdi ‘Planlı iş yapılmıyor’ İstanbul Haber Servisi - İstan- bul İl Sağlõk Müdürü Doç. Dr. Ali İhsan Dokucu, AKP hükümetinin uygulamaya koyduğu Genel Sağ- lõk Sigortasõ’nõ “Planlı iş yapma geleneği yok” sözleri ile eleştirdi. Müstakil Sanayici ve İşadamla- rõ Derneği’nin (MÜSİAD) merkez binasõnda düzenlenen iftar yeme- ğinin ardõndan konuşma yapan Dokucu, Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ döneminde 2003 yõlõnda başlatõlan Sağlõkta Dönüşüm Prog- ramõ kapsamõnda sağlõk alanõnda birçok köklü reformun başlatõldõ- ğõnõ ve bunlarõn sürdürüldüğünü belirtti. Genel Sağlõk Sigortasõ’õn şimdiki hükümet tarafõndan uy- gulamaya konulduğunu söyleyen Dokucu, “Ancak planlı bir şe- kilde iş yapma geleneği maalesef Türk halkında yok. Hatta Dev- let Planlama Teşkilatında bile yok. Sağlık Müdürlüğü olarak biz de bunun sıkıntısını yaşıyo- ruz” diye konuştu. ‘Sezaryen oranı yüzde 60’ İldeki toplam hasta yatak ka- pasitesinin yaklaşõk 28 bin oldu- ğunu belirten Dokucu, “Bir yan- dan yatak bulamamaktan şi- kâyet eden insanlarımız var. Bir yandan boş yataklar” dedi. Özel hastanelerde, diğer hasta- nelere göre daha fazla doğum ger- çekleştirildiğini, sezaryenle do- ğum oranõnõn ise yüzde 60’lara çõk- tõğõnõ belirten Dokucu, “Bazı has- tanelerde yüzde 100 sezaryenle doğum oranı var. Bu orana sağ- lık müdürü olarak müdahil ola- bileceksem olmak istiyorum” dedi. Dokucu, sağlõk hizmetlerine 1999 yõlõnda GSMH’nin yüzde 4.1’i kadar pay ayrõlõrken, bu ora- nõn geçen yõl yüzde 7.7 seviyelerine çõktõğõnõ belirterek “Geçen yıl, sağlık hizmetlerine 35-40 milyar dolar kaynak ayrılmıştı. Bu yıl ise sağlık hizmetlerine 50 milyar dolar kaynak ayrılıyor. İstan- bul’un da bu kaynağın en az yüz- de 10’unu alması gerekir” dedi. ‘Personel yetersiz’ Gazetecilerin sorularõnõ da ya- nõtlayan Dokucu, bir soru üzeri- ne, açõlmak için bekleyen 16, ön izin için başvuru yapan 13 hasta- ne olduğunu belirtti. Dokucu, “Krizden en az etkilenen sek- törlerden biri sağlık sektörü. Bugün açın desek 16 hastane açılabilir ama yeterli uzman kadro bulamıyorlar. Bugün 16 hastane açılsa 3 bin civarında yeni istihdam sağlanır” dedi. Sarıyer’de barış festivali Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde düzenleyecekleri “Uluslararası Sarıyer Barışa Çağrı Festiva- li” öncesi düzenlediği basın toplantısında ba- rış ve istikrarın sağlanması için dil, din, ırk, kültür ve mezhep farkı gözetmeksizin işbirli- ği ve dayanışmayı anımsatarak tüm insanlı- ğa barış çağrısı yaptı. Çayırbaşı Stadı’nda düzenlenecek festivale Türkiye, Ermenistan, İran, Almanya, Yunanistan ve Bulgaris- tan’dan sanatçılar katılacak. Festival kapsa- mında çok sayıda inanç önderi de Türki- ye’ye gelecek. (Fotoğraf: HÜLYA KESKİN) Ergenekon davasõnda savun- masõna devam eden Ferit İlsever, Türk İntikam Tugayõ’nõ (TİT) yeniden yapõlandõrõlmasõna ça- lõştõklarõ yönündeki iddianõn doğ- ru olmadõğõnõ savunarak, “Buna en güzel yanıt Hanefi Avcõ’nın bu davanın mimarları arasın- da yer almasıdır. 1992-93’te Güneydoğu’da görevliyken, TİT’i de kullanarak faili meç- hulleri yöneten Avcı, 1997’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kar- şı psikolojik savaşın başını çek- mişti. Hanefi Avcı bugün de Er- genekon tertibinin arkasında yer alıyor” diye konuştu. Yargõtay’a saldõrõ iddiasõnõn gerçek dõşõ olduğunu, 2005’te Kara Kuvvetleri Komutanõ olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a yapõlacak bir suikastõn TSK’ye, zarar vereceğini ifade etti. İlsever, “Fehmi Koru, Orhan Pamuk gi- bi Amerikancılara ‘suikast’ id- diası ise, saçmadır. Savcıların bu isimleri iddianamelerine al- maları, telaşın bir ifadesidir” dedi. Türkiye’de derin devletin ta- rihçesini anlatan İlsever, 6-7 Ey- lül olaylarõnõn Demokrat Par- ti’nin iktidarõnda Özel Harp Dai- resi’nin (ÖHD) örgütlediğini be- lirtti. 6-7 Eylül olaylarõnõn 27 Ma- yõs yargõlamasõnda görüşüldü- ğünü ifade eden İlsever şu gö- rüşleri dile getirdi: “Dünkü ter- tibin savcısı Başbakan Mende- res’ti. Bugünkü tertibin savcı- sı Başbakan Erdoğan’dır. Dün 2 dalga vardı. Bugün hamd olsun 12. dalgayı bitirdik.” 22 aydõnõn 12 Mart darbesi döneminde Kültür sarayõ yangõ- nõ ve vapur kaçõrma tertipleriyle yargõlandõğõnõ anõmsatan İlse- ver, “O günlerin İlhan Sel- çuk’larını, Doğu Perinçek’leri- ni idam talebiyle yargılarken bugün bilmem kaç kez ağır- laştırılmış müebbet hapisle yar- gılıyorsunuz. Bravo! Günü- müzde gladyo tertipleri bile Kopenhag Kriterlerine, Avru- pa standartlarına uymak zo- runda kalıyor. ‘Çağdaş tertipler’ dönemindeyiz” dedi. Tansu Çiller’in başbakanlõğõ döneminde “Özer Çiller Özel Örgütü”nün derin devlet işlevi yürüttüğünü anlatan İlsever, “Su- surluk, Çiller Özel Örgütü için bir dönüm noktası oldu. Örgüt, 1996 sonlarından itibaren da- ğılmaya başladı. Mafya-gladyo iktidarına karşı tepkiler yo- ğunlaşıyordu” dedi. ‘ÇAĞDAŞ TERTİPLER’ DÖNEMİNDEYİZ Türkiye Komünist Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, KESK İstanbul Şubeler Platfor- mu Sözcüsü Dursun Doğan, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Demirdi- zen, Tecrite Karşı Sanatçılar İnisiyatifi söz- cüsü Ruhan Korkmaz, avukat Behiç Aşçı ve yazar Esat Korkmaz, Cağaloğlu’nda bulu- nan İstanbul Tabip Odası’nda düzenledikle- ri basın toplantısıyla ileri derecede kanser hastası olan Güler Zere’nin serbest bırakıl- masını istedi. Grup adına açıklama yapan Behiç Aşçı, Güler Zere’nin tüm dünyanın gözleri önünde katledildiğini söyledi. Zere için Adli Tıp Kurumu’nun yarın tekrar bir araya geleceğini belirten avukat Behiç Aşçı, duyarlı her kesimin sözcülerini ve yurttaşla- rı, sabah saat 08.00’de Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu’nun önüne çağırdı. Güler Zere için destek çağrõsõ Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear