Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
zerlerin desteğine karşın toplumda açılımın ayrışmaya,
bölünmeye yol açacağı inancı giderek güçleniyor.
Tatlı su muhalefeti yapan bir gazetenin yayımladığı
anketle açılımın desteklendiğini kanıtlamaya çalışması..
halkta giderek güçlenen kaygıyı gidermiyor.
Bir araştırma grubuna göre; “vatandaşın yarıya ya-
kını açılımı destekliyor”muş, yüzde 48.4’ü “hayır” di-
yormuş.. ama çoğunluk (yüzde 69.9) “muhalefetle uz-
laşma” istiyormuş.
Araştırma şirketi A&G; açıkladığı sonuçla Kürt
açılımı adı altında ayrışmaya, bölünmeye kucak
açan iktidar girişiminin toplumu ikiye böldüğünün ka-
nıtlandığını neden vurgulamıyor?
Ülkenin çözüm bekleyen önemli bir sorunu mes-
netsiz gerekçelerle giderek yozlaşıyor.
Medyada çözüme ilişkin kimi önlemlerden öneri-
lerden söz ediliyor ama; ortada dişe dokunur somut
bir sonuç yok!
CHP ve MHP; başta içeriğini öğrenmek istedikle-
ri açılımın giderek ayrışma ve ülkeyi bölme doğrul-
tusunda bir girişim olduğuna inanıyor ve.. bu yolda-
ki hükümetle görüşmeyi reddediyorlar.
Açılıma dört elle sarılacağı sanılan Demokratik Top-
lum (Kürt) Partisi ise... yavaş yavaş gerçek yüzünü
göstermeye başladı.
İmralı’nın sözcüsü Ayna Emine’den sonra, de-
mokratik yöntemlerle Kürt sorununa çare aranması-
nı, çözüm bulunmasını istediği sanılan genel başkan
Ahmet (Kürt) Türk de; İmralı’dakinin sürece ve gö-
rüşmelere katılmasını koşul olarak öne sürdü ve
PKK’nin silah bırakmayacağını söyledi.
Günlerdir askerin MGK’deki görüşmelerde iktidar
açılımına destek verdiği kurul açıklamasındaki tek bir
cümleye dayanarak yazılıyor, söyleniyor.
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, 30
Ağustos zaferi nedeniyle yayımladığı mesajda açılı-
mın koşullarını 7 maddede sıraladı.
TSK’yi iktidarın peşine takılmış gibi gösteren yo-
rumları, haberleri, söylentileri boşa çıkardı: “TSK ulus
devlet ve üniter devlet yapısına hiçbir gerekçeyle za-
rar verilmesini kabul edemez -Kültürel farklılıkların si-
yasallaşmasını mümkün göremez- terör örgütü ve des-
tekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açacak hiçbir faa-
liyet içinde bulunamaz. Usul ve yöntemlerde özenli
olunması gereğine inanır.”
Mesaj; askerin MGK’deki söylemlerini açığa ka-
vuşturdu ve: Org. Başbuğ... TSK’nin hem inandığı il-
keleri bir kez daha sıraladı hem de açılıma TSK’yi alet
etme çabalarına gereken yanıtı verdi.
Siyasetçisiyle, askeriyle oluşan tablo; RTE iktida-
rının yalnız kaldığını gösteriyor.
Ortaya çıkan koşullar AKP’yi dönülmez bir akşa-
mın ufkunda tek başına yürümeye zorluyor. Ne ki ya-
kın gelecekte sorunun çözümlenmesini isteyen ve
umut edenlerde de kırılmalar başlayabilir.
Tabii RTE; doğasına uygun bir davranışla bugüne
kadar söylediklerinden tornistan eden yeni bir poli-
tika üretmezse?
Bir kez daha gördük; çirkin politikanın önde gide-
ni RTE önderliğindeki AKP!
Başbakan’ı haklı çıkarmak için -MHP sözcülerine
göre boz bulanık- soyadı Bozdağ adı Bekir, grup baş-
kanvekilinin medya kanalıyla kamuoyuna; “işte
MHP’nin Öcalan’ın idamının ertelenmesini sağlaya-
rak infazını engelleyen belge” diye eline tutuşturdukları,
altında Bahçeli’nin imzası olan bir kâğıdı gösterdi.
Ama belgenin metnini okumadı, açıklamadı.
MHP’yi savunacak değiliz ama, gerçek, gerçektir:
Belgeye göre -7.5 saat süren bir toplantıda bulu-
nan zamanın Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün
de doğruladığı gibi- İmralı’daki hakkında kesinleşmiş
idam cezasının infazının bir süre ertelenmesine iliş-
kin (hükümetin uymak zorunda olduğu Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’nin) ihtiyati tedbir kararını Ecevit,
Bahçeli ve Mesut Yılmaz değerlendirmiş.. infaz dos-
yasının bir süre TBMM’ye gönderilmemesine karar
vermişler.
Ama belgelerin, zamanın siyaset ve hükümet
adamlarının açıkladığına göre, infaz sorununun
TBMM’de görüşülmesi ve oylaması sırasında MHP
ve diğer bazı milletvekilleri infaz lehine davrandı, oy
kullandı.
Kimi aksini gösteren kanıtlara karşın AKP şimdi; açı-
lıma sert tavır alan MHP’yi kamuoyunda vurmak için
belgeleri de bilgileri de saptırıyor.
Teslim ettiği Öcalan’ın idamının engellenmesinin
“ABD projesi” olduğuna değiniyor AKP sözcüsü ve
fakat bugüne ışık tutacak asıl soruyu:
Hükümeti adına “Amerika’nın on yıl önce hangi si-
yasal hesaplarla İmralı’dakinin sağ kalmasını istedi-
ği sorularını” yanıtlamıyor, yanıtlayamıyor.
Hiçbir dönemde siyaset etiği bu denli yozlaşma-
dı. AKP, bunu da başardı!
SAYFA 26 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 30
Edirne B 31
Kocaeli PB 30
Çanakkale B 30
İzmir B 32
Manisa B 33
Aydın B 35
Denizli Y 35
Zonguldak PB 25
Sinop PB 27
Samsun Y 26
Trabzon Y 25
Giresun Y 26
Ankara PB 29
Eskişehir Y 27
Konya Y 28
Sıvas PB 26
Antalya PB 36
Adana PB 36
Mersin PB 33
Diyarbakır B 35
Şanlıurfa B 37
Mardin B 33
Siirt B 35
Hakkâri PB 27
Van PB 25
Kars Y 22
Oslo Y 16
Helsinki Y 19
Stockholm Y 19
Londra Y 20
Amsterdam Y 22
Brüksel Y 21
Paris PB 23
Bonn PB 22
Münih Y 26
Berlin Y 31
Budapeşte PB 31
Madrid PB 34
Viyana Y 27
Belgrad B 28
Sofya B 27
Roma PB 29
Atina B 29
Zürih Y 25
Moskova Y 22
Aşkabat A 31
Astana B 28
Taşkent A 34
Bakû B 25
Bişkek A 30
Tiflis B 33
Kahire PB 31
Şam A 35
Ülkemizin kuzey ve iç
kesimleri parçalı ve çok
bulutlu, İç Ege, Batı Ak-
deniz’in iç kesimleri, Or-
ta Karadeniz kıyıları, Do-
ğu Anadolu’nun kuzey-
doğusu ile Eskişehir,
Konya, Sinop, Artvin ve
Muğla’nın iç kesimleri kı-
sa süreli sağanak ve gök
gürülütülü sağanak ya-
ğışlı, diğer yerler parçalı
ve az bulutlu geçecek.
Ergenekon davasının ‘gizli tanığı’, devlet isterse Danıştay saldırısını da üstlenebileceğini söyledi
HATİCE TUNCER
HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnõn gizli tanõ-
ğõ olduğu ve savcõlarõn “Osma-
nım” diye hitap ettiği öne sürülen
tutuklu sanõk Osman Yıldırım, du-
ruşmada “Cumhuriyet gazetesini
ben bombalattım. Pişman deği-
lim” dedi.
Birinci Ergenekon davasõyla bir-
leştirilen Danõştay ve gazetemize
yönelik saldõrõlara ilişkin davanõn
tutuklu sanõklarõndan Yõldõrõm, da-
vanõn dünkü oturumunda söz ala-
rak ilginç açõklamalarda bulundu.
Askerliğinde komutanõna saldõr-
maktan tutuklanan ve GATA’da-
ki muayenede “İleri derecede an-
tisosyal kişilik bozukluğu” tanõ-
sõ konduğu ortaya çõkan Yõldõrõm,
geçmişinde yüzlerce suç işlediği-
ni ancak hiçbir bedel ödemediğini
söyledi. 1982’de işlenen kan davasõ
nedeniyle işlenen 12 cinayete ka-
tõldõğõnõ ancak yaşõ küçük olduğu
için yargõlanmadõğõnõ, daha sonra
gittiği Ankara’da yüzlerce suç iş-
lediğini ve hiçbir ceza almadõğõnõ
kaydeden Yõldõrõm, “1989’da ci-
nayet suçundan 4 yıl hapis yat-
tım. 1994’te bir mafya liderine
suikasttan yakalandım. Gündüz
cezaevindeydim, gece çıkıp suç iş-
liyordum” diye konuştu. “Ben
gizli tanık, açık tanık değilim” di-
yen ve konuyu davaya getiren Yõl-
dõrõm, “Cumhuriyet olaylarını
ben yaptırdım. Pişman değilim.
Bu bir işti bana geldi, ben de ka-
bul ettim. Cumhuriyet’i bu genç-
lere bombalattırdım. Bomba ey-
leminden sonra pis kokular gel-
diği için bu pis kokuların nede-
nini öğrenmeye çalıştım” dedi.
Danõştay saldõrõsõnõ 17 Mayõs
2006’da gece yarõsõ saat 02.00’de
televizyondan öğrendiğini savunan
Yõldõrõm, “Danıştay saldırısının
sahte faili olmak istemiyorum.
Hangi şerefsiz bu saldırıyı yap-
tırdıysa gelsin mahkemede, ‘Bu
suikastõ Osman Yõldõrõm’õn üst-
lenmesini istiyoruz’ desin. Ya da
mahkemeniz ‘Osman Yõldõrõm
Türkiye Cumhuriyeti devletine ya-
põlan saldõrõyõ üstlen, devlet için bu
fedakârlõğõ yap’ desin. Devletim
için sahte fail olmayarak feda-
kârlık yapıyorum. Devletim ‘üst-
len’ derse bu suçu da üstlenirim.
500’ü aşkın suç işledim. Şeref-
sizler benim namusuma dil uzat-
masınlar” şeklinde konuştu.
‘Dilini keserim’
Avukat Vural Ergül, Alparslan
Arslan’õn Danõştay suikastõnõ ger-
çekleştirmeden önce park ettiği
arabasõna Emniyet Genel Müdür-
lüğü’nden verilmiş araç tanõtõm
kartõ taktõğõna dikkat çekerek bu
kartõn hangi polis memuruna zim-
metli olduğunun sorulmasõnõ iste-
di. Ergül, Yõldõrõm’õn gizli tanõk ol-
duğunu iddia ederek “Yıldırım
gizli tanık değilse, gizli tanık 9
dinlendiği sırada Yıldırım’ın du-
ruşma salonunda bulundurul-
masını talep ediyorum” dedi. Bu
Yõldõrõm: Ben bombalattõm
HASTANEDEN AÇIKLAMA:
Selçuk
iyileşiyor
ZİR VADİSİ KROKİLERİ
‘Yazılar
Dönmez’in’
İSTANBUL/ANKARA
(Cumhuriyet) - Gazetemiz
İmtiyaz Sahibi ve Başyazarõ
İlhan Selçuk’un sağlõk duru-
mu her geçen gün iyiye gidi-
yor. Vehbi Koç Vakfõ Ameri-
kan Hastanesi’nde yatan hasta
servisinde tedavisine devam
edilen Selçuk’a ziyaretçi ya-
sağõ da sürüyor. Ziyaretçi ya-
sağõna karşõn İlhan Selçuk’u
dostlarõ, yakõnlarõ, okurlarõ
hastaneye gelerek, telefon ederek geçmiş
olsun dileklerini iletmeyi sürdürüyorlar.
Amerikan Hastanesi’nden Selçuk’un du-
rumuna ilişkin olarak yapõlan yazõlõ açõkla-
mada, tedavisinin normal odada sürdüğü,
“sağlığında belirgin derecede iyileşme-
nin mevcut olduğu” belirtilerek, gelişme-
lerin basõnla yazõlõ olarak paylaşõlacağõ
kaydedildi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõ-
nõn avukatõ Halit Çelenk ile eşi Şekibe
Çelenk de İlhan Selçuk’a geçmiş olsun di-
leklerini iletti. Tiyatro sanatçõsõ Yıldız
Kenter de İlhan Selçuk’u arayarak geçmiş
olsun dileklerini iletti ve sağlõk durumu
hakkõnda bilgi aldõ. Emekli diplomat-yazar
Daver Darende de yaptõğõ yazõlõ açõkla-
mada Selçuk’a acil şifalar diledi, ailesinin
duygularõnõ içtenlikle paylaştõğõnõ belirtti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An-
kara Yenikent’teki Zir Vadisi’nde bulunan
mühimmatla ilgili yargõlanan Yarbay
Mustafa Dönmez’in elyazõsõnõ ve kroki-
lerdeki çizimleri inceleyen Jandarma Ge-
nel Komutanlõğõ Kriminal Daire Başkanlõ-
ğõ elyazõsõ ve doküman inceleme uzmanõ
Nazmiye Aktaş, “ajanda ve kroki üze-
rindeki yazıların sanık Dönmez’in el
ürünü olduğu kanaatlerinin kesin” oldu-
ğunu belirtti.
Dönmez’in, Genelkurmay Başkanlõğõ
Askeri Mahkemesi’nde, “askeri eşyayı
gizlemek” suçundan yargõlanmasõna de-
vam edildi. Davanõn dünkü duruşmasõnda,
Dönmez’in Yenikent’teki evinde yapõlan
aramada ele geçirilen ajandalar ve kroki-
lerdeki yazõlarõn Dönmez’e ait olduğuna
ilişkin kriminal rapor veren, elyazõsõ ve
doküman inceleme uzmanõ Aktaş tanõk
olarak dinlendi. “3 uzmanın ayrı ayrı
yaptığı bağımsız inceleme ve ortak kanı-
ya varmasıyla” rapor hazõrladõklarõnõ an-
latan Aktaş, “İnceleme konusu ajanda ve
kroki üzerindeki yazıların sanık Dön-
mez’in el ürünü olduğu kanaatimiz ke-
sindir. Kroki üzerindeki çizim ve yazı-
lar sanık tarafından yazılmıştır. Bunu
kesin olarak belirtiyoruz” dedi.
‘Kumpasa geldim’
“Ben bir teşkilatın kumpasına
geldim” diyen Yarbay Dönmez, krokilerin
emniyet mensuplarõnca hazõrlandõğõnõ id-
dia ederek, sicil numaralarõnõ verdiği Zir
Vadisi’ndeki kazõda görevli 5 polisin tanõk
olarak dinlenmesini ve el izlerinin alõnarak
krokide inceleme yapõlmasõnõ talep etti.
Krokideki bombaların benzerliği
Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten sav-
cõlar, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne baş-
vurarak, Yarbay Dönmez’in evinde ve Zir
Vadisi’nde ele geçirilen bombalarõn kafile
numaralarõnõ bildirerek, Türkiye çapõnda
ele geçirilen mühimmatlar ile karşõlaştõrõl-
malarõnõ istedi. Emniyet’ten gönderilen ce-
vabi yazõda, Dönmez’den ele geçirilen
bombalarõn kriminal karşõlaştõrõlmalarõ so-
nucunda ülke genelinde meydana gelen 33
olay ve operasyonlarda ele geçirilen bom-
balar ile benzerlik taşõdõğõ bildirildi.
sõrada Yõldõrõm’õn “Dilini keserim”
diye laf atmasõ üzerine Mahkeme
Başkanõ Köksal Şengün “Burada
dil kesilmiyor. Onu başka yerde
yaparsın” diye bağõrdõ.
‘Askerlik yapıyoruz’
Duruşma arasõnda yakõnlarõyla
görüşen emekli Tuğgeneral Veli
Küçük, izleyicilere “Allah der ki
şehitlere ölü demeyin, onlar di-
ridirler. Siz de bize mahkûm
demeyin, biz mahkûm değiliz.
Vatan için askerlik yapıyoruz. 35
sene askerlik yaptım, iki yıldır da
burada yapıyorum” diye seslen-
di. Emekli Yüzbaşõ Muzaffer Te-
kin, Cumhuriyet’e bomba atõlma-
sõ olayõna ilişkin ilk iddianamede
6-7 kişinin isminin geçtiğini ifade
ederek “Üçüncü iddianamede ise
bu isimlerin bir kısmı çıkarılmış.
Savcı böylece, Ataköy’de yapılan
bir toplantı olmadığını kabul
ediyor. Savcı Türk yargısıyla
dalga geçiyor. Savcı Öz’ün Os-
mancıkla (Osman Yıldırım) be-
raber azmettirici olarak yargı-
lanması gerekir” dedi.
Savcõlarõn soruşturma kapsa-
mõnda, sosyopatlarõ, eski PKK’li-
leri gizli tanõk yaptõğõnõ öne süren
Tekin, “Sosyopat olduğu belirti-
len Yıldırım’ın gizli tanık olarak
verdiği beyanları geçersiz sayıl-
malı. Sözlerine nasıl itibar ede-
ceğiz. Kendisini kurtarmak için
yalan ifade verebilir” dedi.
İstanbul İl Sağlõk Müdürü Dokucu, AKP hükümetinin politikalarõnõ eleştirdi
‘Planlı iş yapılmıyor’
İstanbul Haber Servisi - İstan-
bul İl Sağlõk Müdürü Doç. Dr. Ali
İhsan Dokucu, AKP hükümetinin
uygulamaya koyduğu Genel Sağ-
lõk Sigortasõ’nõ “Planlı iş yapma
geleneği yok” sözleri ile eleştirdi.
Müstakil Sanayici ve İşadamla-
rõ Derneği’nin (MÜSİAD) merkez
binasõnda düzenlenen iftar yeme-
ğinin ardõndan konuşma yapan
Dokucu, Sağlõk Bakanõ Recep
Akdağ döneminde 2003 yõlõnda
başlatõlan Sağlõkta Dönüşüm Prog-
ramõ kapsamõnda sağlõk alanõnda
birçok köklü reformun başlatõldõ-
ğõnõ ve bunlarõn sürdürüldüğünü
belirtti. Genel Sağlõk Sigortasõ’õn
şimdiki hükümet tarafõndan uy-
gulamaya konulduğunu söyleyen
Dokucu, “Ancak planlı bir şe-
kilde iş yapma geleneği maalesef
Türk halkında yok. Hatta Dev-
let Planlama Teşkilatında bile
yok. Sağlık Müdürlüğü olarak
biz de bunun sıkıntısını yaşıyo-
ruz” diye konuştu.
‘Sezaryen oranı yüzde 60’
İldeki toplam hasta yatak ka-
pasitesinin yaklaşõk 28 bin oldu-
ğunu belirten Dokucu, “Bir yan-
dan yatak bulamamaktan şi-
kâyet eden insanlarımız var.
Bir yandan boş yataklar” dedi.
Özel hastanelerde, diğer hasta-
nelere göre daha fazla doğum ger-
çekleştirildiğini, sezaryenle do-
ğum oranõnõn ise yüzde 60’lara çõk-
tõğõnõ belirten Dokucu, “Bazı has-
tanelerde yüzde 100 sezaryenle
doğum oranı var. Bu orana sağ-
lık müdürü olarak müdahil ola-
bileceksem olmak istiyorum”
dedi. Dokucu, sağlõk hizmetlerine
1999 yõlõnda GSMH’nin yüzde
4.1’i kadar pay ayrõlõrken, bu ora-
nõn geçen yõl yüzde 7.7 seviyelerine
çõktõğõnõ belirterek “Geçen yıl,
sağlık hizmetlerine 35-40 milyar
dolar kaynak ayrılmıştı. Bu yıl
ise sağlık hizmetlerine 50 milyar
dolar kaynak ayrılıyor. İstan-
bul’un da bu kaynağın en az yüz-
de 10’unu alması gerekir” dedi.
‘Personel yetersiz’
Gazetecilerin sorularõnõ da ya-
nõtlayan Dokucu, bir soru üzeri-
ne, açõlmak için bekleyen 16, ön
izin için başvuru yapan 13 hasta-
ne olduğunu belirtti. Dokucu,
“Krizden en az etkilenen sek-
törlerden biri sağlık sektörü.
Bugün açın desek 16 hastane
açılabilir ama yeterli uzman
kadro bulamıyorlar. Bugün 16
hastane açılsa 3 bin civarında
yeni istihdam sağlanır” dedi.
Sarıyer’de barış festivali
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, 1 Eylül
Dünya Barış Günü’nde düzenleyecekleri
“Uluslararası Sarıyer Barışa Çağrı Festiva-
li” öncesi düzenlediği basın toplantısında ba-
rış ve istikrarın sağlanması için dil, din, ırk,
kültür ve mezhep farkı gözetmeksizin işbirli-
ği ve dayanışmayı anımsatarak tüm insanlı-
ğa barış çağrısı yaptı. Çayırbaşı Stadı’nda
düzenlenecek festivale Türkiye, Ermenistan,
İran, Almanya, Yunanistan ve Bulgaris-
tan’dan sanatçılar katılacak. Festival kapsa-
mında çok sayıda inanç önderi de Türki-
ye’ye gelecek. (Fotoğraf: HÜLYA KESKİN)
Ergenekon davasõnda savun-
masõna devam eden Ferit İlsever,
Türk İntikam Tugayõ’nõ (TİT)
yeniden yapõlandõrõlmasõna ça-
lõştõklarõ yönündeki iddianõn doğ-
ru olmadõğõnõ savunarak, “Buna
en güzel yanıt Hanefi Avcõ’nın
bu davanın mimarları arasın-
da yer almasıdır. 1992-93’te
Güneydoğu’da görevliyken,
TİT’i de kullanarak faili meç-
hulleri yöneten Avcı, 1997’de
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kar-
şı psikolojik savaşın başını çek-
mişti. Hanefi Avcı bugün de Er-
genekon tertibinin arkasında
yer alıyor” diye konuştu.
Yargõtay’a saldõrõ iddiasõnõn
gerçek dõşõ olduğunu, 2005’te
Kara Kuvvetleri Komutanõ olan
Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a
yapõlacak bir suikastõn TSK’ye,
zarar vereceğini ifade etti. İlsever,
“Fehmi Koru, Orhan Pamuk gi-
bi Amerikancılara ‘suikast’ id-
diası ise, saçmadır. Savcıların
bu isimleri iddianamelerine al-
maları, telaşın bir ifadesidir”
dedi. Türkiye’de derin devletin ta-
rihçesini anlatan İlsever, 6-7 Ey-
lül olaylarõnõn Demokrat Par-
ti’nin iktidarõnda Özel Harp Dai-
resi’nin (ÖHD) örgütlediğini be-
lirtti. 6-7 Eylül olaylarõnõn 27 Ma-
yõs yargõlamasõnda görüşüldü-
ğünü ifade eden İlsever şu gö-
rüşleri dile getirdi: “Dünkü ter-
tibin savcısı Başbakan Mende-
res’ti. Bugünkü tertibin savcı-
sı Başbakan Erdoğan’dır. Dün
2 dalga vardı. Bugün hamd
olsun 12. dalgayı bitirdik.”
22 aydõnõn 12 Mart darbesi
döneminde Kültür sarayõ yangõ-
nõ ve vapur kaçõrma tertipleriyle
yargõlandõğõnõ anõmsatan İlse-
ver, “O günlerin İlhan Sel-
çuk’larını, Doğu Perinçek’leri-
ni idam talebiyle yargılarken
bugün bilmem kaç kez ağır-
laştırılmış müebbet hapisle yar-
gılıyorsunuz. Bravo! Günü-
müzde gladyo tertipleri bile
Kopenhag Kriterlerine, Avru-
pa standartlarına uymak zo-
runda kalıyor. ‘Çağdaş tertipler’
dönemindeyiz” dedi.
Tansu Çiller’in başbakanlõğõ
döneminde “Özer Çiller Özel
Örgütü”nün derin devlet işlevi
yürüttüğünü anlatan İlsever, “Su-
surluk, Çiller Özel Örgütü için
bir dönüm noktası oldu. Örgüt,
1996 sonlarından itibaren da-
ğılmaya başladı. Mafya-gladyo
iktidarına karşı tepkiler yo-
ğunlaşıyordu” dedi.
‘ÇAĞDAŞ TERTİPLER’ DÖNEMİNDEYİZ
Türkiye Komünist Partisi Genel Başkanı
Erkan Baş, KESK İstanbul Şubeler Platfor-
mu Sözcüsü Dursun Doğan, İstanbul Tabip
Odası Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Demirdi-
zen, Tecrite Karşı Sanatçılar İnisiyatifi söz-
cüsü Ruhan Korkmaz, avukat Behiç Aşçı ve
yazar Esat Korkmaz, Cağaloğlu’nda bulu-
nan İstanbul Tabip Odası’nda düzenledikle-
ri basın toplantısıyla ileri derecede kanser
hastası olan Güler Zere’nin serbest bırakıl-
masını istedi. Grup adına açıklama yapan
Behiç Aşçı, Güler Zere’nin tüm dünyanın
gözleri önünde katledildiğini söyledi. Zere
için Adli Tıp Kurumu’nun yarın tekrar bir
araya geleceğini belirten avukat Behiç Aşçı,
duyarlı her kesimin sözcülerini ve yurttaşla-
rı, sabah saat 08.00’de Yenibosna’daki Adli
Tıp Kurumu’nun önüne çağırdı.
Güler Zere için destek çağrõsõ
Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU