28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 26 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Balbay’ın Suçu Ne?.. Tek suçu asker-sivil bürokratlarla yaptığı soh- betlerde not tutmak Mustafa Balbay’ın... Hangi gazeteci not tutmaz böyle özel sohbet- lerde? Tüm gazetecilerin, özellikle ulusal gazetelerin Ankara temsilcilerinin yaptığını yaptı Mustafa. Balbay neredeyse altı aydır Silivri Cezaevi’nde yatıyor. Daha ne kadar tutuklu kalacağı belli değil! Mustafa’nın otuzu aşkın kitabı var... O bir gez- gindir... Yıllar önce yıllık izinlerini yurtdışına çıka- rak geçirmiştir... Kimi zaman trenle, otobüsle, uçakla, kimi zaman otostop yaparak. Orta Asya Cumhuriyetleri’ni dolaşan Mustafa, bir ara Çin’e gitti, ordan Amerika’ya geçti... Av- rupa’yı baştan sona dolaştı, Madrid’de soyuldu, parasız kaldı. Yazımı sonbaharı anımsatan esintili bir ağustos sabahında yazarken, Perulu şair Carlos Oguen- to de Amat’ın o çok sevdiğim “Melek Gül”ünün dizelerini anımsamaya çalışıyorum. Galiba şöyleydi şiir: “Meleğin sesi yükseldi gül teni denize bakan bir melek bir gül kolu büyüyor küçük bir kız ağlamakta tomurcuğunu buldum dün parkta çok bakıyor- dum zebrayı bir hayvan sanıyor çocuk zebra sebzeden bir sabundur gül sedef bir düğmedir denize melek çizilmiş bir serçedir.” Mustafa çoktan uyanmıştır Silivri’de... Te- levizyonlarda haberleri izlemiş, gazeteleri oku- muştur. Belki yarın görüşmeci günüdür... Karısı Gülşah’ı, çocukları Yağmur ve Deniz’i beklemektedir. Yazı masamın başında düşünüyorum... Balbay’ı nasıl anlatmalıyım? Önce şu soru takılıyor aklıma: “Balbay terör örgütü üyesi olabilir mi? Yaşamı boyunca asker ve sivil faşizme karşı kalemiyle, dü- şünceleriyle demokrasi mücadelesi veren bir ga- zeteci hükümeti yıkma eylemine girer mi?” Hafif bir esinti çiçeklerin boynunu büküyor... Es- ki anılarım canlanıyor. Balbay’ın öğrencilik yıllarına gidiyorum... Ga- zeteciliğe başladığı ilk yılları görür gibi oluyorum. Mustafa niçin altı aydır içeride? Bilgisayarına yazdığı ve daha sonra sildiği not- lar yüzünden... Farklı yıllarda yazılmış hepsi! Sonra bunları silmiş Mustafa, “işe yaramaz” di- yerek. Bir hukuk devletinde böylesine karmaşık, bazıları değiştirilmiş, eklemeler yapılmış notlar, bir hükümeti ortadan kaldırmak için kanıt oluşturur mu? Evet tüm bunlar “Balbay’ın darbe günlükleri” di- ye ortaya atıldı, dinci, tarikatçı ve yandaş medya tarafından. Evet, bu günlük suç kanıtı ve Balbay yaklaşık altı aydır tutuklu... Orhan Bursalı bu konuda ilginç bir saptama yaptı bir yazısında: “Ben buna ancak modern engizisyon yöntemi derim!” Ben de öyle derim! Mustafa, olayın siyasi olduğunun bilincinde... Bir başka gerçek daha var, daha önceleri de- ğindim... Emekli Oramiral Özden Örnek’in “darbe gün- lükleri” mi önemli, yoksa Mustafa Balbay’ın ga- zetecilik gereği tuttuğu notlar mı? Hangisi? Örnek amiral görülen davada ne sanık, ne kuş- kulu, ne de tanık! Hukukçular bu gerçeği görmüyor mu? Gazetelerin Ankara temsilcileri, yazarlar, bi- lim insanları, sendikalar, demokratik kitle ör- gütleri, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü niçin Mustafa’ya destek vermiyorlar? Bir gazetecinin günlüğü suç öğesi sayılamaz. Eğer sayılırsa o ülke hukuk devleti değil polis devletidir... Mustafa’nın silahı kalemi! O kalemiyle ve düşünceleriyle bugünlere geldi. Tek suçu yurtsever olması, emekten yana ta- vır koyması, demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam biçimi olarak görmesi. Mustafa’yı 30 yılı aşkın süredir tanırım... Üni- versite yıllarından bugüne dek... Eğer Türkiye bir hukuk devletiyse, hukuk faz- la yıpratılmadan, Mustafa Balbay özgürlüğüne kavuşmalıdır. Balbay, PKK itirafçılarıyla çete mi kurmuş, evinden cephanelik mi çıkmış, toprak altına sui- kast silahı mı gömmüş? Ne yapmış Balbay? Balbay, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi ola- rak, asker-sivil bürokratlarla görüşmüş, not tut- muş... Bu suç mudur? hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com ÇYDD, TBMM gündeminde İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda ÇYDD’den burs alan öğrencilerin emniyet tarafõndan araştõrõlmasõnõ soru önergesi ile TBMM’ye taşõdõ. Soysal soru önergesinde şu sorularõ yöneltti: “ÇYDD eski başkanõ merhum Türkan Saylan’õn evinde bulunan öğrenci listeleri ile ilgili olarak örgüt bağlantõlarõnõn hangi usule göre soruşturulmasõ istenmiştir? Doğu ve Güneydoğu’da burs veren başka kurum, kuruluş ve derneklerin bursiyerleri ile ilgili olarak da bu tip araştõrmalar yapõlmõş mõdõr?” Atatürk Maskı açılıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Buca Belediyesi tarafõndan Yeşildere’de yaptõrõlan 42 metre yüksekliğindeki dev Atatürk Maskõ’nõn, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn katõlõmõyla 28 Ağustos Cuma gecesi saat 21.00’de açõlacağõ bildirildi. Buca Belediyesi’nden yapõlan açõklamada, yapõmõ 3 yõlda tamamlanan ve 3.6 milyon lira harcanan 42 metre yüksekliğindeki Atatürk Maskõ’nõn açõlõşõnda ses, õşõk gösterilerinin düzenleneceği kaydedildi. Kürtçe bilen memur dönemi BATMAN (Cumhuriyet) - Batman Emniyet Müdürlüğü, 155 Polis İmdat hattõnda Kürtçe bilen bir personel görevlendirdi. Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Bilim, Türkçe bilmeyen yurttaşlarõn ihbarlarõnõ değerlendirmek için 155 Polis İmdat hattõnda Kürtçe bilen bir personel görevlendirdiklerini kaydederek 24 saat aralõksõz olarak hizmet veren 155 Polis İmdat hattõnda görev yapan memurlardan en az birinin Kürtçeyi iyi konuşup tercüme edebildiğini ifade etti. Koç’ta yeni rektör İnan İstanbul Haber Servisi - Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Attila Aşkar’õn, görevini Prof. Dr. Umran İnan’a bõrakacağõ belirtildi. Üniversiteden yapõlan yazõlõ açõklamada, Rumeli Feneri Yerleşkesi Sevgi Gönül Kültür Merkezi’nde 31 Ağustos tarihinde düzenlenecek törende 8 yõldõr rektörlük görevini sürdüren Prof. Dr. Attila Aşkar’õn, görevini Stanford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Umran İnan’a devredeceği bildirildi. Savcılık talimatıyla Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden burs alan kız ço- cukları hakkında “terör incelemesi” yapılmış. Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, Kürt açõlõmõ konusunda TSK’nin görüşlerini açõkladõ Üniter devlet vurgusuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral İlker Başbuğ, AKP tarafõndan yürütülen “Kürt açılımı” konusunda Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK) “düşünce” ve “duru- şunu” madde madde sõraladõ. Başbuğ, Zafer Haftasõ do- layõsõyla yayõmladõğõ mesa- jõnda Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen bağõmsõzlõk mücadelesinin son halkasõ olan Büyük Za- fer’in 87. yõldönümünü kut- lamanõn coşkusunu yaşadõk- larõnõ belirtti. Zafer Hafta- sõ’nõn 26 Ağustos 1922 günü sabahõ Kocatepe’den yapõlan topçu ateşleriyle başladõğõnõ ve 9 Eylül günü Türk ordula- rõnõn İzmir’e girişi ve İzmir’in kurtuluşu ile sona erdiğini belirten Başbuğ, mesajõnda Atatürk’ün Büyük Taarruz’u ve Büyük Zaferi şu şekilde an- lattõğõnõ kaydetti: “Türk milletinin burada kazandığı zafer kadar kesin neticeli ve bütün tarihe, yal- nız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yön vermek- te kesin tesirli böyle bir mey- dan muharebesi hatırlamı- yorum. Hiç şüphe etmeme- lidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştı- rıldı. Ebedi hayatı burada taçlandırıldı.” Büyük Taarruz ve Büyük Zafer’in, Türkiye Cumhuri- yeti’nin doğuşu ve gelişimine yol açan devrimin başlangõcõ olduğunu ifade eden Başbuğ, Atatürk’ün yoksul bir halktan hem bir ordu, hem de bir mil- let yaratarak gerçekleştirdiği inanõlmaz devrimin, Türkiye Cumhuriyeti’ne laik, sosyal, demokratik ve hukuk devleti niteliklerini kazandõran bir devrim olduğunu vurguladõ. Başbuğ, başta Atatürk ve kah- raman silah arkadaşlarõ olmak üzere bu mücadelede hayatla- rõnõ kaybeden ve bugün eşsiz zaferin kazanõmlarõnõ Türki- ye’nin her karõş toprağõnda canlarõnõ vererek koruyan aziz şehitlerin ve kahraman gazi- lerin önünde saygõyla eğildik- lerini belirtti. Mesajõnda ad vermeden Kürt açõlõmõ ile ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Başbuğ, şunlarõ kay- detti: “Anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemez olan 3’ün- cü maddesinde ifade edildi- ği gibi ‘Türkiye devleti, ülke- si ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir’. TSK, Atatürk tarafından bizlere emanet edilen ve ana- yasanın 3’üncü maddesin- de de belirtildiği şekilde; Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus-devlet ve üniter-devlet yapısının korunmasında ta- raftır ve taraf olmaya da devam edecektir. Ülkelerin ve milletlerin bütünlüğünün korunmasının bir bedeli var- dır. TSK; bu bedelde kendi- sine düşen tarihi görev ve so- rumlulukların bilinci içeri- sindedir. Bugüne kadar bö- lücü terör örgütü ile müca- delesinde 5003 evladını şehit veren TSK, anayasa ve ya- salar çerçevesinde, bölücü terör örgütüne karşı bugüne kadar dünyada eşine hiç rastlanmayan bir başarı ve özveriyle yürüttüğü müca- deleye bundan sonra da ar- tan bir kararlılıkla devam edecektir.” TSK’nin bölücü terör örgü- tüne karşõ yürütülen mücade- leyi kararlõlõkla sürdürürken güvenlik alanõnõn dõşõnda ka- lan ekonomi, sosyo-kültürel ve uluslararasõ alanlarda da devlet tarafõndan gerekli ted- birlerin alõnmasõnõn önemli olduğuna inandõğõnõ belirten Başbuğ, TSK’nin bu konular- la ilgili görüşlerinin bilinmekle Orgeneral İlker Başbuğ, Zafer Haftasõ dolayõsõyla yayõmladõğõ mesajõnda, TSK’nin terörle mücadelede güvenlik alanõnõn dõşõndaki kõrmõzõ çizgilerini sõraladõ:  TSK terör örgütü ve destekleyicileriyle ilişki kurmaz,  TSK ulus-devlet ve üniter-devlet yapõsõna zarar verilmesini kabul edemez,  TSK kültürel farklõlõklarõn siyasallaştõrõlmasõnõ mevcut anayasa içinde mümkün görmez,  TSK tartõşõlacak konularõn, devleti çatõşma ortamõna sokmayacak konular olmasõna inanõr. birlikte, Büyük Zafer’in kutlandõğõ hafta münase- betiyle bu konulara ilişkin “düşünce” ve “duruşu- nun” bir kez daha ifade edilmesinde yarar görül- düğünü bildirdi. Başbuğ, TSK’nin görüşlerini şöy- le sõraladõ: “TSK; - Ulus-devlet ve üniter- devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar veril- mesini kabul edemez. - Kültürel farklılıkla- ra saygılıdır. Ancak kül- türel farklılıkların siya- sallaştırılmasını, başka bir ifadeyle siyasal tem- sil aracı olmasını, top- lumsal siyasal kimlik unsuru haline getiril- mesini, Türkiye Cum- huriyeti anayasası için- de mümkün göremez. - Terör örgütü ve des- tekleyicileriyle ilişki ku- rulmasına yol açabilecek hiçbir faaliyet içinde bu- lunamaz. - Demokrasinin sun- duğu fırsat alanlarını kullananların, bireyle- rin en temel hakkı olan yaşam hakkını hedef alan terör faaliyetlerini hiçbir nedenle hoş gör- melerini kabul edemez. - Usul ve yöntem esa- sı belirler noktasından hareketle takip edilecek usul ve yöntemlerde özenli olunmasının ge- reğine inanır. - Her konuyu tartışa- bilme özgürlüğünün, devletin varlığını riske sokacak, ülkeyi kutup- laşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına soka- cak konuları içermeme- si gerektiğine inanır. TSK; Türkiye Cum- huriyeti’nin temel ni- telikleri olan laiklik, demokrasi, sosyal ve hukuk devleti ilkelerine yürekten bağlılığı, üs- tün disiplin anlayışı, köklü gelenekleri, iti- dalli ve kararlı yakla- şımı, hepsinden önem- lisi Türk milletinden aldığı güçle dün olduğu gibi bugün de ve yarın da üstlendiği her görevi başarıyla yerine getir- meye devam edecektir. Şüphesiz ki; ‘Güçlü Or- du, Güçlü Türkiye’dir’. Türkiye Cumhuriyeti, bulunduğu hassas coğ- rafyada birlik ve ülke- sine sadakat içinde va- tanını ve milletini seven insanlarıyla çağdaş top- lumlar arasında hak ettiği yeri almalıdır.” Koyu harf vurgusu Başbuğ’un mesajõnda “Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türk- çedir” ve “Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye’dir” ifa- delerinin siyah koyu harf- lerle vurgulanmasõ dik- kat çekti. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Kürt açõlõmõ çerçeve- sinde yurtiçinde gö- rüşmelerini büyük oranda tamamlayan İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, şimdi de te- rörle mücadele eden ülkelerin yetkilileriy- le görüşmeye hazõrla- nõyor. Atalay, bu kapsam- da ETA terörüyle mü- cadele eden İspan- ya’nõn deneyimlerini dinlemek için İspanya İçişleri Bakanõ Alfre- do Perez Rubalca- ba’yõ Türkiye’ye da- vet etti. Rubalcaba’nõn eylül ayõnda Anka- ra’ya gelmesi bekle- niyor. Kürtçe eğitim için model arayõşlarõ da devam ediyor. Ağõr- lõklõ görüşlerden biri Kürtçenin tõpkõ diğer yabancõ diller gibi seç- meli olmasõ. Ancak bunun için altyapõ so- runu var. Öncelikle fakültelerde Kürt Dili ve Edebiyatõ bölümleri açõlarak öğretmen ye- tiştirilmesi gerekiyor. DTP’de hayal kırıklığı Hükümetin Kürt açõlõmõ konusunda bilinen resmi söylemlerin dõşõna çõkamadõğõnõ belirten parti yöneticileri ‘AKP, muhalefete çanak tutuyor’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP, Kürt açõlõmõ çer- çevesinde AKP’nin sergilediği tutumun “kaygı duyulacak bir yaklaşım halini” aldõğõnõ belir- terek “Son MGK bildirisin- den ve Genelkurmay’ın açık- lamasından da anlaşılacağı üzere AKP’nin açılım dediği şey aslında bilinen resmi söy- lemin allanıp pullanmasından ibaret kalmaya adaydır” açõk- lamasõnõ yaptõ. DTP Grup başkanvekilleri Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş yaptõklarõ açõklamada, AKP hükümetinin Kürt açõlõmõ sürecinde izlediği tutumu eleş- tirdi. Hükümetin, çalõşmalarõn başlangõcõnda üslup ve yöntem konusunda hassasiyetleri öne çõkararak DTP’nin de desteğini aldõğõ belirtilen açõklamada, ge- linen aşamada ise üslubu bir kenara bõrakmakla kalmayõp, çözümü zorlaştõracak girişimle- re de imza atmaya başladõğõ kaydedildi. CHP ve MHP’nin açõlõmõn “bölücü talepler” ol- duğu yönündeki DTP’ye yöne- lik eleştirilerine AKP’nin de ay- nõ üslupla yanõt vererek “pro- vokatif ve saygısızca tutuma ortak olduğu” kaydedilen açõk- lamada, “AKP hükümeti bu ta- leplerin bölücü olmadığını tam tersine 80 yıldır inkâr edilen Kürtlerin demokratik hakla- rı olduğunu savunmak yerine, ürkek ve korkak bir yakla- şımla ‘Zaten biz de sizin gibi dü- şünüyoruz’ diyerek muhalefe- tin haksız tutumuna ortak ol- makta ve çanak tutmaktadır” denildi. Açõklamada, “sayın” diye söz edilen Abdullah Öcalan’õn ölüm cezasõnõn infaz edilme- mesiyle ilgili AKP ve MHP’nin yürüttüğü tartõşmanõn da “sevi- yesiz ve çirkin” boyuta ulaştõ- ğõ savunularak idamõn infazõnõ durduranõn MHP, DSP ya da ABD değil, “halk desteği” ol- duğu ileri sürüldü. Açõklamada, “Kaldı ki açılımdan söz eden bir hükümetin kalkıp da idam cezasının kaldırılmasını eleş- tirmesi ve bunu bir politik malzeme olarak kullanması tam anlamıyla siyasi faciadır” denildi. AKP hükümetinin bir yandan operasyonlarõ sürdürüp diğer yandan Kürt halkõnõn de- ğerlerine dil uzatarak Kürtlerin sorunlarõnõ çözmeye çalõşmasõ- nõn “trajik” bir yaklaşõm oldu- ğu savunulan açõklamada, şu görüşlere yer verildi: “Son MGK bildirisinden ve Genelkurmay’ın açıklama- sından da anlaşılacağı üzere AKP’nin açılım dediği şey as- lında bilinen resmi söylemin al- lanıp pullanmasından ibaret kalmaya adaydır. DTP’yi ve Kürtleri sorumlu bir dil ve üs- lup kullanmaya davet eden ve karşılıklı hassasiyetlerden söz eden kesimlerin de bu se- viyesiz yaklaşımlar karşısın- daki suskunluğunu anlamak mümkün değildir. Şüphesiz ki 72 milyon yurttaşın hassa- siyetinden söz ederken bu 72 milyonun içinde Kürtlerin de olduğu unutulmamalıdır. Bu çerçevede AKP hükümetine bir kez daha hatırlatıyoruz ki; demokrasi mücadelesi il- kesel ve vicdani bir duruşu ve elbette ki bedel ödemeyi göze almayı gerektirir, eğer bu ce- sareti ortaya koymaktan ka- çacaksanız halkı boş yere umutlandırmaktan vazgeçin, aksi takdirde en çok kaybeden siz olursunuz.” Kürt açõlõmõndan söz eden hükümetin Öcalan’õn idam cezasõnõn kaldõrõlmasõnõ eleştirmesini siyasi facia olarak nitelendiren DTP, AKP’nin Genelkurmay’õn açõklamasõnõn ardõndan takõndõğõ tutumu da ‘ürkek ve korkak bir yaklaşõm’ olarak değerlendirdi. KÜRT AÇILIMI AKP ETA’yı inceliyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear