26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 AĞUSTOS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA SÖYLEŞİ 9 CMYB C M Y B TÜREY KÖSE ANKARA - Toplumsal Ekonomik Siya- sal Araştõrmalar Vakfõ (TESAV) Başkanõ Erol Tuncer’in son yerel seçimlerle ilgili sayõsal ve siyasal değerlendirmelerinin yer aldõğõ “Seçim 2009” kitabõ yayõmlandõ. Tuncer, “AKP’nin oy kaybeden bir par- ti haline gelmesinin” önemini vurgularken, bu kaybõn 2011 yõlõnda yapõlacak genel se- çimlerde sürüp sürmeyeceğinin “muhale- fetin performansına bağlı olduğunu, özel- likle kendisine çekidüzen vermesi gereken CHP’ye büyük sorumluluk düştüğünü” söylüyor. Tuncer, “Türkiye güçlü ikti- darlara dayanamıyor. AKP’nin zaman zaman geçmişteki DP’den farkı yok gi- bi görünüyor. Farkı şu, önünde frenler var” diyor. “Kürt sorununu çözmek zo- rundayız” diyen Tuncer, bu süreçte AKP’nin “usul, yöntem hatalarının” da altõnõ çiziyor. Tuncer, Ergenekon davasõy- la ilgili olarak da “Yargılama süreci he- pimize güven verecek adil bir süreç ol- malıdır. Endişem odur ki; sonuçta en adil kararlar çıksa bile kamu vicdanı bunla- rı onaylamakta zorlanabilir” görüşünü di- le getiriyor. 1993 yõlõ sonunda kurulan TE- SAV, 1994’ten beri her seçimden sonra bir kitap çõkarõyor. O tarihten bu yana yapõlan 4 yerel, 4 genel seçim için 8 kitap yayõm- landõ. Bir mühendis ve CHP’li bir siyaset- çi olarak hem sayõlarõn, hem de siyasetin di- linden anlayan TESAV Başkanõ Erol Tun- cer, son yayõmladõklarõ “Seçim 2009” ki- tabõyla ilgili sorularõmõza şu yanõtlarõ verdi: - Aradan 5 ay geçtikten sonra geriye dönüp baktığınızda son yerel seçimlerin mesajlarını nasıl özetlersiniz? - Bizde hemen hemen bütün yerel se- çimler genel seçim testi niteliği taşõyor. Top- lumun belli kesimlerinde, geldiği günden be- ri AKP’nin iktidarõna son verilmesi için kes- kin ve kesin bir hedef var. Başta CHP ol- mak üzere. Dolayõsõyla seçim kendi çapõnõn ötesinde bir değer kazandõ. Kampanyada ye- rel yönetimler konuşulmadõ, hep genel se- çim konularõ konuşuldu. AKP ilk kez oy kaybetti. Partinin bir karizmasõ oluşmuştu, her seçimde oylarõnõ yükseltiyor, acaba bu seçimde ne olacak, diye... 8 puanlõk bir ka- yõp var. Bu kaybõn çok azõnõ CHP ve MHP alabildi. Onlar yeterli gelişmeyi gösteremedi. SP, içinde bulunduğu koşullar itibarõyla önemli oy aldõ. DTP yüzde 5’i geçti. ‘AKP KAYBETMEZ’ İNANCI YIKILDI - Yerel seçimler, 2011 genel seçimleri için hangi işa- retleri veriyor? AKP’nin oy kaybı genel seçimlerde sürer mi? - AKP kaybetmez, diye bir inanç vardõ. O yõkõldõ. Bu kaybõn altõnda yatan nedenlerden birisi ekonomik du- rumdur. O sõrada yolsuzluklar çok konuşuldu, bundan do- layõ da iktidarõn oy kaybettiği kananatindeyim. Ayrõca iktidar yõpranmasõ faktörü var. DP hariç, iktidar olan par- tiler iki dönemden fazla alamadõ. AP, ANAP, hatta ben- ce DP de o tarihte nisbi temsil olsaydõ o başarõyõ sağla- yamayabilirdi. AKP’nin oy kaybõnõn sürüp sürmeyece- ği muhalefetin göstereceği performansa bağlõ. Türkiye’de sorun yalnõz iktidar sorunu değil, ciddi bir muhalefet so- runu var. Ancak muhalefetin performansõyla iktidar ge- riletilebilir. Ekonomik krizden çõkõş koşullarõ da önem- lidir. - Seçimlerde Ergenekon faktörü ve bunun yol aç- tığı kutuplaşma ne ölçüde etkili oldu? - Ergenekon kutuplaşmasõ, kutuplaşmaya yeni bir şey getirmedi. Kutuplaşma zaten vardõ. Ergenekon kutbunu oluşturanlar zaten iktidar partisine oy vermiyordu. - Ergenekon davasını nasıl değerlendiriyorsunuz? - İnsanlarõn işlediği suçlar var ise, elbette cezalarõnõ çek- melidirler. Ancak yargõlama süreci de hepimize güven verecek adil bir süreç olmalõdõr. Burada gördüğüm şu ki, dava çok yayõldõ. Tutuklamalar, gözaltõna alma biçim- leri rahatsõzlõk veriyor. Endişem odur ki; sonuçta en adil kararlar çõksa bile kamu vicdanõ bunlarõ onaylamakta zor- lanabilir. CHP DEĞİŞMEK İSTEMİYOR - Seçim sonuçlarını CHP açısından nasıl değerlen- diriyorsunuz? - CHP, oy arttõrdõ ama bu Türkiye düzeyinde yayõlmõş uniform bir artõş değil. Akdeniz, Ege sahilleri, Trakya’da ortaya çõkmõş bir artõş. Ayrõca CHP, 2004 seçimlerinde ikinci sõrada olduğu Karadeniz, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde bu kez MHP’nin ardõndan 3. sõraya geldi. Kõyõlarda yaşayan insanlar yaşam biçimleri için AKP’yi bir tehdit olarak görüyorlar, bu nedenle muhalefeti temsil eden CHP’ye oy veriyorlar. Reaksiyoner bir ta- võr. Doğu ve Güneydoğu’da CHP 1995’lerden beri yok. Bu sonuçlarõ -kazanõlmõş yerler için dahi- CHP bü- tünüyle masaya yatõrmalõ. CHP her zaman olduğu gibi liderinin ağzõndan, tabii biz bunlarõ tartõşacağõz, dedi. Ama hiçbir şey yapmadõ. Yenileşme mesajlarõ verilidi -bu sõ- kõştõkça veriliyor- ama hiçbir şey yapõlmõyor. ‘DEMOKRASİ SIKINTIYA GİRER’ CHP’nin sorunu size göre ideolojik mi, yoksa yö- netim sorunu mu var? - CHP’nin hiçbir bir ideolojik kaygõsõ yok. Partinin ideo- lojik sorunlarõ var, ama ideolojik kaygõsõ yok. CHP prog- ram ve tüzük kurultayõ yaptõ seçimden önce. Program, oybirliğiyle, ya da ona yakõn çoğunlukla kabul edildi. Bu program tartõşõlmadõ, ne kurultaydan önce ne de sonra. Bu program matbaadan kurultay sabahõ salona geldi. Bu programõn örgüt tarafõndan kabullenilmesi, içselleştiril- mesi mümkün mü? Siz bilim adamlarõna, uzman kişile- re dünyanõn en iyi programõnõ hazõrlatabilirsiniz, o, par- ti programõ değildir, o bir rapordur. Parti programõnõ ör- gütle birlikte hazõrlayacaksõnõz, örgüt oraya katõlacak, sa- hiplenecek. Partinin işleyişi sõkõntõlõ. Yönetimde ana he- def seçim kazanmak değil, kurultay kazanmak olunca, örgütler buna göre oluşturuluyor. Eğer böyle bir amacõ olsaydõ, mütemadiyen seçim kaybedilen yerlerde ör- gütlerin değiştirilmesi gerekirdi. Türkiye’nin ekonomik sõkõntõlarõ, demokratik sõkõntõlarõ, yargõ alanõnda sõkõn- tõlar var. Çözüm için en büyük sorumluluk CHP’ye dü- şüyor. CHP kendine çekidüzen vermelidir. - CHP, MHP ve DTP’nin “bölgesel güç” olduğunu ifade ediyorsunuz. Muhalefet partilerinin belli “böl- gelere” sıkışması demokrasi açısından çok sorunlu bir manzara değil mi? - Çok sağlõksõz bir şeydir. Bir ülkede partiler bölgelere göre veya etnik gruplara göre, mezhebine göre şekille- nirse orada demokrasi hatta ülkenin bütünlüğü sõkõntõ- ya girer. Her bölgeden aynõ oy alamazsõnõz ama örneğin AKP bazõ yerlerde daha düşük oy alõyor ama bütün il- lerde mutlaka kazandõğõ belediye var. CHP’nin 16 ilde belediyesi yok. DTP, Türkiye’nin partisi olamamõş, Doğu ve Güneydoğu’ya sõkõş- mõş. Doğu ve Güneydo- ğu’yu niye kendi haline bõrakõyorsnuz? Siz de ça- lõşacaksõnõz, siz de taban oluşturacaksõnõz, siz de oy alacaksõnõz... Bu, Türkiye’nin sorunudur. Toplumsal barõşõ- mõzõn, refaha ulaşmamõzõn, demokrasiyi sağlõk- lõ hale getirmemizin önünde en büyük engel. Bir biçimde çözmek zorundayõz. Sadece iktidar par- tisinin sorunu değil. İktidar partisinin baştan iti- baren özellikle usul, yöntem hatalarõ var. Bizde hemen hemen bütün yerel seçimler genel seçim testi niteliği taşõyor. Toplumun belli ke- simlerinde, geldiği günden beri AKP’nin ikti- darõna son verilmesi için keskin ve kesin bir he- def var. Başta CHP olmak üzere. Dolayõsõyla se- çim kendi çapõnõn ötesinde bir değer kazandõ. İnsanlar suçlu ise cezalandõrõlmalõ. Ancak, yargõlama süreci de hepimize güven verecek adil bir süreç olmalõdõr. Tutuklamalar, gözaltõna alma biçimleri rahatsõzlõk veriyor. Endişem o ki; sonuçta en adil kararlar çõksa bile kamu vicdanõ bunlarõ onaylamakta zorlanabilir. TESAV Başkanõ Erol Tuncer, AKP’deki gerilemenin sürmesinin muhalefete bağlõ olduğunu söyledi. Tuncer, Türkiye’de Kürt sorununun da demokratikleşmenin önünde büyük bir engel olarak durduğunu belirterek “Sorunu çözmek zorundayõz” dedi Kitapta yer alan bazõ veri ve değerlen- dirmeler şöyle: 2009 seçimlerinin gösterdiği en önemli sonuç, siyasal yelpazedeki denge bozukluklarõnõn daha da artmõş olmasõdõr. Merkez sağ partiler silinmiş, merkez sol yüzde 25 dolaylarõnda kalmõştõr. Öte yan- dan iktidar partisi ile muhalefet partileri ara- sõndaki büyük güç farklarõ da makul bir dü- zeye gelememiştir. 2004 seçimlerine göre AKP’nin oyu 28 ilde yükseldi, 53 ilde geriledi. CHP’nin 51 ilde oy oranõ arttõ, 29 ilde geriledi. MHP’nin 70 ilde oyu arttõ, 11 ilde gerile- di. SP’nin 65 ilde oyu yükseldi, 16 ilde ge- riledi. AKP’nin bölgesel oy oranlarõ yüz- de 26.58 (Trakya) ile yüzde 43.60 (Kara- deniz) arasõnda değişmektedir. CHP’nin bölge ortalamalarõ yüzde 7.41 (Doğu Ana- dolu) ile yüzde 40.26 (Trakya) arasõnda de- ğişmektedir. MHP’nin en düşük oy oranõ yüzde 6.96 ile Güneydoğu Anadolu’da, en yüksek oy oranõ yüzde 26.10 ile Akdeniz bölgesinde gerçekleşmiştir. Karadeniz Böl- gesi’nin hiçbir ilinde seçime girmeyen DTP’nin oy oranlarõ yüzde 0.42 (İç Batõ Ana- dolu) ile yüzde 25.23 (Güneydoğu Anadolu) arasõnda yer almaktadõr. DTP; coğrafi dağõ- lõm açõsõndan en dengesiz parti konumun- dadõr.  Seçilen kadõn temsilcilerin oranõ çok düşük düzeyde kalmõştõr. 2 bin 919 beledi- yede ancak 26 kadõn başkan seçilebilmiştir.  1990’lardan itibaren bazõ partilerin ülke coğrafyasõnda bölgesel güç olma ni- telikleri öne çõkmõştõr. Bu özellik, bu se- çimde daha da belirginleşmiştir. HADEP, DEHAP, DTP Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu’da önemli bir güce sahip olmalarõna karşõn diğer bölgelerde varlõk göstereme- miştir. CHP’nin Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 10 düzeyinin altõnda kalan oy oran- larõ, ülkenin gelişme çizgisine paralel ola- rak batõya doğru düzenli bir biçimde yük- selmekte ve Ege ile Trakya’da en yüksek değerlerine ulaşmaktadõr. Partinin en ba- şarõlõ olduğu bölgeler Akdeniz ve Ege kõ- yõlarõ ile Trakya bölgesidir. Bu konumuy- la CHP’nin de bölgesel güç olma özelliği taşõdõğõ görülmektedir. MHP’nin birbirine komşu olan üç bölgede, Orta ve İçbatõ Ana- dolu ile Akdeniz’de, diğer bölgelere göre daha güçlü bir konumda olduğu görül- mektedir. Parti, en düşük oylarõnõ Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile İstanbul ve Trakya’da almõştõr.  Ülkemizde klasik sağ-sol oylar dengesi, 2000’li yõllara kadar ortalama yüz- de 70-yüzde 30 biçimde gerçekleşmiştir. Bu denge ilk kez 2002 seçimlerinde sol aleyhine bozulmuş ve merkez sol oylar yüz- de 20’ler düzeyine inmiştir. 2004 ve 2007 seçimlerinde de yüzde 20’ler düzeyini aşamayan sol oylar, bu kez yüzde 25.9 ora- nõnda kalmõş ve yüzde 30 oranõ yine ya- kalanamamõştõr. Merkez sol adõna elde edi- len sonuçlar kaygõ vericidir. Sağ ve sol oy- lar arasõnda oluşan güç farkõnõn büyüklü- ğü, toplumsal ve siyasal dengeler açõsõndan sakõncalar yaratmaktadõr. Kürt açılımından sonuç alınmalı - “Kürt açılımı”ndan bir yere varılmasını bekliyor musunuz? Başbakan, bedel ödemeye hazırız, diyor. Bu sözler, 2011’de -Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi dışın- daki- seçmenin iktidarı cezalandı- rabileceği kaygısını mı yansıtıyor? - Bu konuda bir yere varmak zo- rundayõz. Bu, Türkiye’nin sorunudur. Toplumsal barõşõmõzõn, refaha ulaş- mamõzõn, demokrasiyi sağlõklõ hale ge- tirmemizin önünde en büyük engel. Bir biçimde çözmek zorundayõz. Sa- dece iktidar partisinin sorunu değil. İk- tidar partisinin baştan itibaren özellikle usul, yöntem hatalarõ var. Konunun önemi nedeniyle genel başkanlarla Başbakan görüşmeliydi. Sayõn Bay- kal’õn söylediği gibi, gizli bilgiler var- sa gidip onu da vermeliydi. Bu, so- nuçta en büyük oranda iktidar parti- sini etkiler. ‘SONUCU GÖRMEDEN TAHLİL YAPMAM’ Başarõlõ olduğu takdirde iktidar partisinin bir miktar çõkõşõ söz konu- su olabilir. Ama çok duyarlõ bir ko- nudur. İkidar partisinin bundan dola- yõ oy kaybetme olasõlõğõ da vardõr ki, riskine katlanõrõm, diyor Başbakan. Böyle bir kaygõyõ duyuyor. 1991 se- çimlerinde SHP-HEP’le işbirliği yap- tõ. Orada çok sayõda milletvekili çõ- kardõ. Ama özellikle Batõ Anado- lu’da oy kaybetti. Bu çok duyarlõ bir konu. - Tarhan Erdem, “Kürt açılımı başarılı olursa AKP oylarını arttı- rır, CHP ise eriyecek” diyor... - Sonucu görmeden tahlil yapmam. Önümüzdeki dönemde belki CHP ile işbirliğinin kapõlarõ aralanabilir. CHP, MHP gibi tamamen reddetmiyor. 1989’da SHP’nin, 1999’da CHP’nin Doğu ve Güneydoğu raporlarõndaki görüşler zaten bugün iktidar partisinin tartõşõlmasõnõ istediği görüşler. Aradaki tartõşmanõn esastan çok, yöntemle il- gili olduğu kanõsõndayõm. Anayasa değişikliği gündeme gelecek, iktida- rõn sayõsõ yetmez. Yetse idi bile, ol- maz. 1961 Anayasasõ gelmiş geçmiş en liberal anayasadõr. O mükemmel anayasa çõktõğõ günden itibaren sağ partilerin hedefinde olmuştur. Nede- ni şu, hazõrlõk aşamasõnda sağ parti- leri katmadõnõz, katmadõğõnõz insan- lar sahip çõkmõyor. Kalõcõ anayasa yapmak istiyorsanõz muhalefetiyle, ik- tidarõyla tartõşarak bir yere varõrsõnõz. ‘AKP’NİN ZAMAN ZAMAN GEÇMİŞTEKİ DP’DEN FARKI YOK’ KESİN ÇÖZÜM BULUNMALI >> >> TESAV’DAN HER SEÇİME BİR KİTAP: SEÇİM 2009 ‘CHP’nin sorumluluğu büyük’ Yerel seçim farklı bir değer kazandıErgenekon davasında sorun güven -Yüzde 70-yüzde 30 olan klasik sağ-sol oylar dengesinin bozulmasına da vurgu yapıyorsunuz... - Biz buna da razõ değildik. Yüzde 40’õ bir daha bulsak, aşsak diyorduk. Sonra karşõmõza yüzde 20’li tablo çõktõ. Şim- di gele gele yüzde 25-26’ya geldik. Hâlâ kaybettiğimiz eşe- ği semersiz yakalayamadõk... Gördüğüm şu: Türkiye de- mokratik geleneklerin yerleşmediği, demokratik geçmişi ye- terli süreyi almadõğõ için güçlü iktidarlara dayanamõyor. Tür- kiye’nin istikrarlõ yönetim için güçlü, tek parti iktidarlarõ- na ihtiyacõ var. Ancak 1950-60 arasõnda hiçbir fren meka- nizmasõ yok. Ne Anayasa Mahkemesi var, ne başka me- kanizmalar var. İktidar hâkimleri istediği gibi tayin ediyor, yüksek yargõyõ istediği gibi tayin ediyor. İktidarlara aşõrõ gü- ven geliyor. Her şeyi yaparõz, diye. Bunu her dönem yaşa- dõk. İktidar muhalefete dayanamõyor, çoğunluğum var, vu- rur geçerim... Rahmetli Ecevit söylerdi; koalisyonlarõn da faziletleri vardõr. Kutuplaşma azalõyor, bir müzekare süre- ci oluyor. Onun da sakõncasõ, işler yavaşlõyor. Tercihim, te- mennim, demokrasiyi içine sindirmiş güçlü iktidarlar. - AKP’nin DP dönemini çağrıştırdığı yorumları hak- kında ne düşünüyorsunuz? - Bunu dilime bile getirmek istemiyorum bir yurttaş ola- rak, ama böyle. AKP’nin zaman zaman geçmişteki DP’den farkõ yok. Farkõ şu; önünde frenler var. Anayasa Mahkemesi var, başka kurumlar var, bir de toplumda demokratik ör- gütlenme, düşünce geçmişe göre hayli geliştiği için ka- muoyundan tepki de alabiliyor. AKP de temel felsefe ola- rak, çoğunluğum var, istediğimi yapmak benim hakkõmdõr, diyor. - Demokratikleşme tartışmalarında hiç baraj konusuna gelinmiyor... - Yüzde 10 baraj dünyanõn hiçbir ülkesinde yok. Baraj yüz- de 5’e çekilmelidir. >>
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear