26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 26 TEMMUZ 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr STAR HOTEL FETHİYE ÖLÜDENİZ OVACIK’TA • Havuz, çocuk havuzu-bahçesi • Açık-kapalı restaurant, bar • Odalarda: Klima, TV, fön, balkon • Sabah, öğle, akşam açık büfe yemekler, 5 çayı • Haftada iki gün mangal zevki • Tüm yerli alkollü ve alkolsüz içeceklerimiz LİMİTSİZDİR. • Ücretsiz Otogar-plaj servisi, EĞLENCE, Wireless… 12 ADALAR, KELEBEKLER VADİSİ, DALYAN, GÖCEK, JEEP İLE SAKLIKENT TURLARINA KATILMA İMKANI • Nakit ödemelere, Balayı ve 60 yaş %5 • 3’ncü kişiye %10 • 4’ncü kişiye %20 • 13–16 yaş gençlere %25 • 7–12 yaş %50 • 0–6 yaş ÜCRETSİZDİR. İNDİRİMLER: ÖLÜDENİZ’DE HARİKA BİR TATİL İMKÂNI 22 AĞUSTOS - 31 AĞUSTOS ARASI 50 TL AİLE ORTAMINDA HUZURLU VE ZEVKLİ BİR TATİL DÜŞÜNÜYORSANIZ !!! 0252 616 76 11–12–0533 416 21 84-0543 882 91 11-0555 991 97 29 www.oludenizstar.com 59.33 TL HİÇ PEŞİNATSIZ 12 TAKSİT İMKANI KAMPANYA LİMİTSİZ HERŞEY DAHİL DAHİL T.C. SORGUN SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN İLAN ESAS NO: 2008/471 Mahkememizde görülen Tescil davasõnõn yapõlan açõk yargõlamasõnda verilen ara karar gereğince; Davacõ Mehmet Baki Yaşar mahkememize verdiği di- lekçesinde Sorgun ilçesi Osmaniye köyü ve Mirahor köyü genel sõnõrlarõ arasõnda bulunan, babasõndan kalma dava ko- nusu taşõnmazõn 1966 yõlõnda yapõlan tapulama çalõşmala- rõnda sehven unutularak tespitinin yapõlmadõğõnõ belirterek, tarlasõndan Sorgun-Mirahor yolu geçmesi nedeniyle tarla- sõnõn 2 parçaya bölündüğünü, bu taşõnmazõn 2 parça olarak kendi adõna tapuya tescili için karar verilmesini talep ve da- va etmiş olmakla; 1966 yõlõnda yapõlan tapulama çalõşmalarõnda sehven unutularak tahdit ve tespitinin yapõlmadõğõ tespit edilen, gü- neyinde Mirahor köyü 93 nolu parsel, kuzeyinde Osmani- ye köyü 541 nolu parsel, doğusunda eski Sorgun yolu, ba- tõsõnda ise Mirahor köyü 91 nolu parselin bulunduğu ve da- vacõnõn kendisine ait olduğunu iddia ettiği taşõnmaz husu- sunda itirazõ olanlarõn son ilan tarihinden itibaren başlaya- rak 3 ay içerisinde itirazlarõnõ mahkememize bildirmeleri- ne, aksi takdirde davacõnõn iddia ettiği dava konusu taşõn- mazõn Medeni Kanunun 712. maddesi gereğince davacõ adõna tesciline karar verileceği ilan olunur. Basõn: 42022 Sürgündeki Honduras lideri, ülke toprağõna ayak bastõ ama kan dökülmemesi için Nikaragua’ya döndü Zelaya’dan ‘sembolik’ dönüş Dış haberler Servisi - Honduras’õn sür- gündeki Devlet Başkanõ Manuel Zelaya, darbeci hükümetin tutuklama tehditlerine rağmen ülkesine giriş yaptõ ancak fazla ka- lamadõ. 28 Haziran’daki darbe sonrasõ sõnõr dõşõ edilen Devlet Başkanõ Zelaya önceki gün Nikaragua-Honduras sõnõrõnõn Las Manos bölgesinden ülkesine ayak bastõ. Sõnõrda bulunan “Honduras’a hoş gel- diniz” tabelasõna dokunarak poz veren Ze- laya’ya çok sayõda gazeteci eşlik etti. Başõnda beyaz kovboy şapkasõyla ülkesine “sembolik” bir giriş yapan Manuel Zelaya, ordunun ilkelerini ihlal etmek ve şiddetin tõr- manmasõna neden olmak istemediğini söy- leyerek, ülkesinin topraklarõnda yarõm sa- atten az kaldõktan sonra tekrar Nikara- gua’ya geçti. Zelaya, Venezüella televizyonu Tele- sur’a yaptõğõ açõklamada, “Korkmuyo- rum ama çıldırmış da değilim” dedi. Zelaya, tutuklanma tehditlerine rağmen ül- keye girme girişimlerini sürdüreceğini de sözlerine ekledi. ABD’den eleştiri Sokağa çõkma yasağõna rağmen Zela- ya’nõn sõnõr bölgesindeki yandaşlarõ so- kaklara dökülerek askerler ve polisle çatõş- tõ. Polis, göstericileri dağõtmak için göz ya- şartõcõ gaz kullanõrken, göstericiler taş ata- rak polise karşõlõk verdi. Aynõ saatlerde San Pedro Sula şehrindeki darbe hükümeti des- tekçileri de “Zelaya dönebilir, ama ceza- evine” pankartlarõ taşõyarak gösteri yaptõ. ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton, Zelaya’nõn Honduras’a girme girişiminin “düşüncesizce” olduğunu söyledi ve de- mokrasinin yeniden inşa çabalarõna katkõda bulunmadõğõnõ belirtti. Ordunun ülke yö- netimine atadõğõ Roberto Micheletti de Ze- laya’nõn davranõşõnõ “hastalıklı ve aptalca” olarak nitelendirdi. Uluslararasõ televizyon kanallarõ Zela- ya’nõn dönüşü canlõ yayõmlarlarken, Hon- duras’taki televizyon kanallarõ yayõn akõş- larõna devam etti. Darbeciler, Zelaya’nõn 5 Temmuz’daki Honduras’a ilk dönme girişimini başkent Te- gucigalpa’daki havalimanõnõn pistine bari- kat kurarak engellemişti. Honduras’taki geçici hükümet, Manuel Zelaya’nõn ülkeye dönmesi halinde tutuklanacağõnõ açõkla- mõştõ. Honduras’ta 28 Haziran’da yapõlan darbenin ardõndan ordu, Devlet Başkanõ Ze- laya’yõ başka bir Orta Amerika ülkesi olan Kosta Rika’ya sürgüne göndermişti. Kolombiya’ya ‘İsrail’ benzetmesi Öte yandan Venezüella Devlet Başkanõ Hugo Chavez ordudaki tank sayõsõnõ ikiye katlayacağõnõ açõklarken, ülkesinde ABD operasyonlarõna izin vereceği için komşu ül- ke Kolombiya’yõ “Latin Amerika’nın İs- rail’i” olarak nitelendirdi. Geçen ay sonunda düzenlenen darbeyle devrilen Honduras Devlet Başkanõ, iddiasõnõ yerine getirerek Nikaragua sõnõrõndan ülkesine girdi. Darbecilerin tehditlerine rağmen ülke toprağõna ayak basmayõ başaran Zelaya, Nikaragua’ya döndü ve benzer girişimlerin süreceğini belirtti. Darbeci generaller tarafından sürgüne gönderilen Honduras Devlet Başkanı Zelaya, ülke topraklarına girerken binlerce yandaşı tarafından coşkuyla karşılandı. (Fotoğraf: AP) POLİSİN GÖNLÜNÜ ALDI Obama ‘aptalca’ ifadesinden pişman ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - ABD Başkanõ Ba- rack Obama, Harvard Üniversitesi’nde görevli siyah profesör Henry Louis Ga- tes’in tutuklanmasõ konusunda polisin “aptalca” davrandõğõ yönündeki sözle- rinden pişmanlõk duyduğunu söyledi. Obama’nõn yorumunun ardõndan ABD’de konuya ilişkin büyük bir tartõş- ma başlamõş ve yerel polis sendikasõ ile tutuklamayõ yapan memur James Crow- ley, Obama’nõn özür dilemesini iste- mişti. Obama düzenlediği basõn toplantõsõn- da, tartõşmanõn giderek büyüdüğünü ve kendisinin de buna katkõda bulunduğu- nu belirterek “Sözcük seçimimle ne yazık ki Cambridge polis departmanı ve memur Crowley’i kötülüyormuşum izlenimi verdim. Sözlerimi daha iyi ayarlayabilirdim” dedi. Bir soygun ihbarõnõ incelemeye gelen Crowley, Gates’i Cambridge’deki evin- de tutuklamõş, Obama da polisin “aptalca davrandığını” söylemişti. Crowley ile telefonda konuştuğunu söyleyen Obama, Gates’in tutuklanarak karakola götürülmesini hâlâ “aşırı tep- ki” olarak gördüğünü söyleyerek, “Duy- duklarıma göre Profesör Gates de aşırı tepki göstermiş” dedi. Bu tür konularõn ABD’de hâlâ hassas olduğunu söyleyen Obama, kendi söz- lerinin “medya çılgınlığına” yol açma- sõnõ talihsizlik olarak niteledi. Cowley’i, “olağanüstü bir memur ve iyi bir adam” olarak tanõmlayan Obama, bu ola- yõn bu kadar büyümesinin ardõnda, õrk ko- nusunun hâlâ daha toplum için sõkõntõlõ bir mesele olmasõnõn yattõğõnõ vurguladõ. Obama yerel polisle azõnlõklar arasõn- daki ilişkilerin geliştirilmesi için çalõşõl- masõ gerektiğini söyledi. Doğu Avrupa fırtınaya teslim Orta ve Doğu Avrupa’yı etkisi altına alan şiddetli fırtınada 18 kişi öldü, 82 kişi yaralandı. Polonya Meteoroloji Müdürlüğü fırtınaya, Afrika’dan gelen sıcak hava kütlesinin yol açtığını belirtti. Batısı ve güneybatısı etkilenen Polonya’da birçok ev ve araç, saatte 130 km hızla esen fırtınadan zarar gördü. Belarus’un Minsk şehrinde ise selden dolayı troleybüsün içinde mahsur kalanları itfaiye ekipleri kurtardı. Çek Cumhuriyeti de fırtına ve selden etkilenirken, Yunanistan, Fransa ve Avusturya’da çıkan yangınlarda binlerce hektarlık ormanlık alan kül oldu. (Fotoğraf:AP) SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Müziğin Yazarları Barenboim, Say Masamın üzerinde iki müzisyenden iki kitap var… İlki Daniel Barenboim’ın “La Musica Sveglia Il Tempo” (Çevirisi hayli soyut: “Müzik Zamanı Uyandırır”... İngilizcesi de pek farklı değil: “Music Quickens Time/Müzik Zamanı Hızlandırır”)… İkincisi Fazıl Say’ ın yeni çıkan “Yalnızlık Ke- deri”... Barenboim’ın son kitabından Milanolu okurum Tuncay Y. vasıtasıyla haberim oldu. Ünlü müzis- yen üzerinde köşemdeki bir yazıya (‘Barenboim’ın Şeytan Tüyü’, 2 Temmuz) çok sevinen Tuncay Y: “(Barenboim) dahi bir müzisyen olmanın dışında ay- rıca önemli bir düşünür” diyerek ekliyor: “Henüz okumamış olabileceğinizi düşünerek Feltrinelli’nin yayımladığı ‘La Musica Sveglia Il Tempo’ adlı kitabını anımsatmak isterim. Bu kitap her müzisyenin, her müzikseverin başucu kitabı ol- ması gereken, dönüp dönüp okunacak bir yapıt.” ‘Kulak zekâsı’nın bilgeliği Hep diyorum... “Cumhuriyet”in dünyanın dört bir yanına dağılmış böyle inanılmaz okurları var. Her biri ayrı hazine... Barenboim’a ben de bayıldığım için hemen kitabı getirttim ve içine gömüldüm. Ger- çekten de inanılmaz hoş; tam bir “yaz kitabı”. Hem hafif, hem çok derin… Yalnız müzik üzerine değil bir defa. Müzik üzerinden aklınıza gelebilecek her şey hakkında: Müzik üzerinden felsefe, siyaset, ya- şam ve yeryüzü duruşunu anlatıyor Barenboim… Bunların hepsinden söz ediyor. Eserini tanıtırken zaten bizzat; “Bu kitap ne mü- zisyenler, ne müzisyen olmayanlar için” diyor: “Bu kitap, yaşamda müziğin karşılığını keşfetmek isteyen meraklı beyinler ve yanlızca düşünen kulaklara an- laşılabilir hale gelen bilgelik üzerinedir. Bu tür ke- şifler yanlızca küçük yaştan itibaren müzik eğitimi alan ve büyük yeteneği olan müzisyenlerin ayrıcalığı olamaz… Kulak zekâsını geliştirmek, vazgeçil- mez bir gerekliliktir…” “Düşünen kulaklar” ve “kulak zekâsı”… Özetle yani “dinlemek”; “dinlemeyi bilmek”, “dinlemeyi öğ- renmek” oluyor… Bunun anlamını “orkestra” metaforuyla anlatıyor Barenboim: “Bir orkestrada çalan müzisyenler için; dinlemek (diğer çalgılardan çıkan sesleri duyup, ayırt edebilmek), müziği icra etmek denli önemli- dir” diyor: “Kulağınızı açıp başkalarını dinlemez- seniz, kendi bölümünüzü mükemmel biçimde ic- ra etseniz dahi; ya diğer çalgıları bastırırsınız, ya di- ğerleri sizi bastırır… Müzik icra edebilmek, çalar- ken eş zamanlı başkalarını dinleyebilmektir…” Barenboim, “demokrasi” içinde bir arada ya- şayabilmeyi de böyle işte etkin bir “kulak zekâsı” geliştirmeye bağlıyor. Barenboim’ın “demokrasi” tanımına göre, bir ara- da var olabilmek; hem başka çalgılar altında kal- madan sesinizi duyurabilmekten geçiyor, hem or- kestranın diğer seslerini asla bastırmamaktan… Ve ‘yanlızlığın kederi’ Barenboim anolojisinden gidecek olursak, Say’ın “Yalnızlık Kederi” için; öyle bir-iki-üç-beş çalgı de- ğil, orkestranın bir bölümünün hepten iptaline kar- şı koyuverilen bir çığlık diyebiliriz… Orkestra elemanlarının birbirlerini katiyetle duy- madığı ve dinlemediği… Henüz iptal olmayan çalgıların da yanlızca di- ğerini bastırmak adına kakafoniye katıldığı bir or- tamın yalnızlığında bir çığlık duyurmaya çalışıyor Fazıl Say: “Bu ne öfkedir? Nasıl bir ‘ötekileşme’dir böyle?” diyerek sesleniyor: “Bir toplum düşünün, uluslaşamamanın çare- sizliği içinde İnanç ve özgürlük arayışında... Dünyası karmakarışık… Bir toplum düşünün, birbirine kin güdenlerin, ‘Sen o taraftansın, ben bu taraftan, o şu taraf- tan’ gibi zırvalarla ömür tükettiği… Bu keşmekeş- de ezilen, aslında sanat… ‘Sevgi’ yerine ‘kin’ duy- gusu ile baş başa bırakılan, aslında müzik…” “Çok yalnız hissediyorum kendimi… Çok üz- gün… Çok çaresiz!” diyor, isyanını olabilecek en yalın ve dolaysız biçimde dile getiren ünlü mü- zisyenimiz. Say’ın kitabına damga basan bir başka boyut da; “müzik eğitiminin herkesin nasiplenmesi gereken çok boyutlu bir yaşam okulu” olduğuna inanan ve bunu ısrarla savunan Barenboim gibi tıpkı “klasik müziği yaygınlaştırmak” adına sahiplendiği tutku- lu misyon. “İstanbul Okullarında 1000 Konser” projesinden tutun; klasik müziği gençlere sevdirmek namına Mercan Dede ile gerçekleştirdiği 8 bin kişilik açık- hava tiyatrosu konserine dek.. uygulanması, örnek alınması gereken çok fikir var Fazıl Say’ın kita- bında… Artık galiba yanlız “iyi çalmakla” müzisyen olun- muyor. Barenboim’ın deyimiyle aynı zamanda “düşünen kulak” olmak gerekiyor. Ve mutlaka tabii iyi de bi- rer iletişimci… nilgun@cumhuriyet.com.tr ÇİN’DEN ARAPÇA AÇILIMI Dış Haberler Servisi - Çin’de günde 24 saat Arapça yayõn yapacak televizyon kanalõ açõldõ. Kanalõn 22 ülkede toplam 300 milyon izleyiciye ulaşmasõ bekleniyor. Çin Televizyonu’nun başkan yardõmcõsõ Zhang Changming yaptõğõ açõklamada, artõk dünyanõn Çin’i daha iyi tanõyacağõnõ ve Çin’in de dünyanõn geri kalanõndan haberdar olabileceğini belirtti. Kanal dünyadan haberlerin yanõ sõra eğitici ve eğlenceli programlar da yayõmlayacak. Hong Kong Üniversitesi Rektörü Ying Chan ise Ortadoğu’nun şüphesiz stratejik bir bölge olduğunu ve Çin’in oradaki varlõğõnõ hissettirmesi gerektiğini belirtti. Çin’de daha önce de İngilizce, İspanyolca ve Fransõzca yayõn yapan kanallar açõlmõştõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear