Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
25 TEMMUZ 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
SAĞLIK 9
ÇOCUKLAR ÇOK ETKİLENİYOR
E R K E K L E R İ N K Â B U S U :
FİLTRE TEMİZLİĞİ ÖNEMLİ
Yazõnishal
vakalarõtavan
yapõyor
Biyopsiyle
sağlõklõ teşhis
Klima
hastalõklarõ...
İstanbul Haber Servisi - Özellikle büyük
iş merkezleri, plaza, otel gibi alanlarda yazõn
serinleme amacõyla sõklõkla tercih edilen kli-
malar, başta zatürree olmak üzere, solunum
yolu hastalõklarõ, gribal enfeksiyonlar ve kas
tutulmasõ gibi çok sayõda hastalõğa yol aça-
biliyor. Hekimler, klimala-
rõn temizliğine önem veril-
mesi, filtrelerinin belli ara-
lõklarla değiştirilmesi gerek-
tiğini belirterek, bilinçli kul-
lanõmõn önemli olduğunu
söylüyorlar.
Göğüs hastalõklarõ uzmanõ
Dr. Çiğdem Serttürk, “le-
gionella pnömonisi” adõ ve-
rilen zatürree çeşidinin kli-
malar aracõlõğõyla bulaştõğõnõ
anõmsatarak “Havalandır-
ma sistemleri ve klimalar
aracılığıyla bulaşan bir za-
türree çeşidi olan legionel-
la pnömonisi, genellikle
başka hastalıklarla karıştırılabiliyor” de-
di. Serttürk yaşlõlar, bebekler, kanser, böb-
rek, şeker ve akciğer hastalarõ ile sigara ve
alkol kullananlarõn hastalõğa daha kolay ya-
kalandõğõna dikkat çekerek, hastalõğa neden
olan söz konusu bakterilerin de uygun nem
ve õsõda çoğalabildiğini söyledi. Serttürk,
söz konusu zatürreenin tipik zatürree ile ka-
rõştõrõldõğõnõ ancak legionella pnömonisi
olan hastada akciğerlerle ilgili şikâyetlerin
daha az görüldüğünü kaydetti.
İstanbul Haber Servisi - Erkeklerde en
sõk görülen ve kansere bağlõ erkek ölümleri-
nin başõnda gelen prostat kanserinin tanõsõ
büyük oranda biyopsi ile konuluyor. Uz-
manlar, günümüzde genel anestezi altõnda
yapõlan biyopsilerin hem hastanõn bir şey
hissetmemesine ve çok fazla parça alõnma-
masõna hem de daha sağlõklõ bir sonucun el-
de edilmesine olanak sağladõklarõnõ belirti-
yorlar.
Anadolu Sağlõk Merkezi (ASM) Ataşehir
Tõp Merkezi’nden Üroloji Uzmanõ Prof. Dr.
Cüneyt İşeri, prostat kanserli hastalarõn ka-
nõnda “Prostate Specific Antigen” (PSA)
adõndaki proteinin yükseldiğini ve hastalar-
dan ilk olarak alõnan kan ile PSA adõndaki
bir testin yapõldõğõnõ söyledi. Bu testin sonu-
cuna göre kime biyopsi yapõlacağõna karar
verildiğini anõmsatan İşeri, bu testin yanõnda
parmakla yapõlan prostat muayenesinin de
önemli olduğunu kaydetti. İşeri, kanser tanõ-
sõnõn büyük oranda biyopsi ile konulduğunu
vurgulayarak, özetle şunlarõ kaydetti: “Ge-
nel anestezi altında prostat biyopsisi gü-
nübirlik cerrahi ünitesinde yapılan bir iş-
lem. Yani işlemden sonra gündüz ünite-
sinde birkaç saat istirahat ettikten sonra
hasta evine gidebiliyor ve ertesi gün işine
dönebiliyor.”
İstanbul Haber Servisi - Genellikle yaz
aylarõnda hastanelerin acil servisleri, çocuk-
larda ve bebeklerde görülen ishal vakalarõ
ile dolup taşõyor. Hekimler, artan hava sõ-
caklõklarõnõn özellikle çocuklarõ tehdit eden
ishale yol açan mikroorganizmalarõn hõzlõ
üremesine neden olabileceğini vurgulayarak,
ülkemizdeki 0-1 yaş grubu bebek ölümleri-
nin yüzde 24’ünün ishal nedeniyle olduğu-
nu, korunmada en önemli yolun ise ellerin
sõk ve düzenli yõkanmasõ görüşünde birleşi-
yorlar.
Alman Hastanesi Çamlõca Çocuk Sağlõğõ
ve Hastalõklarõ Uzmanõ Dr. Çağatay Acar,
ishallere çeşitli mikroplarõn neden olabilece-
ği gibi, sõcaklar nedeniyle çabuk bozulabilen
gõdalarda oluşan toksinlerin de yol açabile-
ceğini söyledi. Acar “İshale neden olan
mikroorganizmalar çoğunlukla dışkı ve
ağız yoluyla bulaşır. Ayrıca öpüşme, toka-
laşma, çocukların ortak oyuncakları ara-
cılığıyla ya da bozulmuş besinler ve sular
yoluyla olabilmektedir” dedi. Çocuklarõn
çok hassas bir sõvõ dengesi olduğunu anõm-
satan Acar, “Çocuklar ağızdan alabildiği
sıvıdan daha fazlasını, kusma veya ishal
yoluyla kaybediyorsa vücutta sıvı kaybı
olur, idrarı azalır ve koyu renkli gelir, şok
bulguları görülebilir” diye konuştu.
TTB Merkez Konseyi Başkanõ Prof. Dr. Gürsoy, kurumun acilen lağvedilmesi gerektiğini söyledi
STK’lerdenAdliTõptepkisiİstanbul Haber Servisi - Türk
Tabipleri Birliği (TTB) Merkez
Konseyi Başkanõ Prof. Dr. Gençay
Gürsoy, Adli Tõp Kurumu’nun
(ATK) toplumda güvenirliliğini
kaybettiğini ve acilen lağvedilmesi
gerektiğini vurguladõ. Gürsoy, Ada-
let Bakanlõğõ’nõn üniversiteleri, bi-
lim insanlarõnõ dõşlamasõ ve ATK’yi
bilirkişi olarak görmesini eleştirerek,
“Belli kesimden insanlar basit
nedenlerle tahliye edilirken, kan-
serli hastalar içerde tutuluyor.
Kurumun bilimsel veriler doğ-
rultusunda, bağımsız bir yapı ola-
rak bir an önce değişmesi gerekir”
dedi.
Çağdaş Hukukçular Derneği
(ÇHD), Sağlõk ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikasõ (SES), Türkiye
İnsan Haklarõ Vakfõ (TİHV), İnsan
Haklarõ Derneği (İHD), Adli Tõp Uz-
manlar Derneği’nin (ATUD) de bu-
lunduğu çok sayõda meslek örgütü ve
sivil toplum kuruluşu, önceki gün İs-
tanbul Tabip Odasõ’nda basõn top-
lantõsõ düzendi. Prof. Dr. Gürsoy,
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün
talimatõyla harekete geçen Devlet
Denetleme Kurumu’nun inceleme-
lerinin hasta ve engelli tutuklularla
sõnõrlõ kalmamasõ gerektiğini belir-
terek, “Kurumdan çifte standart-
lı raporlar ortaya çıktı. Panik
atak olan bazı işadamları ku-
rumdan aldıkları raporlarla tah-
liye edilirken, 4. dereceden kanser
olan mahkûmlara ise halen ceza-
evinde tedavi görülebilir raporları
veriliyor. Üniversitelerdeki bilgi
birikimi, meslek odalarındaki bil-
gi birikimini dışlayan bir anlayışla
yapılanmıştır. Bunların değişme-
si gerekir” dedi.
SES Genel Başkanõ Bedriye Yor-
gun ise Başbakan’õn Münevver
Karabulut cinayeti ile ilgili “ya da-
vulcuya ya zurnacıya” sözlerini
eleştirerek, “Başbakan’ın suçu
meşrulaştırdığı bir ortamda Ad-
li Tıpla ilgili çözüme ulaşılabile-
ceğine inanmıyorum. Gelinen sü-
reç, AKP’nin kadrolaşma politi-
kalarının bir sonucudur. ATK,
‘Adli Tõplõk’ olmuştur” diye ko-
nuştu.
ATUD Genel Başkanõ Doç. Dr.
Serhat Gürpınar ise kurumun mev-
cut yapõsõ ve atama düzeni ile yar-
gõya müdahale edildiğini ve iş yü-
künü kaldõramaz hale geldiğini ifa-
de ederek, “Kurum bu haliyle re-
forma tabi tutulacaksa öncelikle
özerk olmalıdır. Uzman seçimin-
de adli tıp uzmanlığının doğrudan
kaynağı olan üniversiteler ve uz-
manlık meslek örgütleri söz sahi-
bi olmalıdır” dedi. ÇHD Genel
Başkanõ Avukat Selçuk Kozağaçlı
da Adalet Bakanlõğõ’nõn kurum ara-
cõlõğõ ile yargõya müdahale ettiğini
kaydetti.
TTB Merkez Konseyi Başkanõ Prof. Dr. Gürsoy, Adli Tõp Kurumu’nun toplumda güvenilirliğini
yitirdiğini ve acilen lağvedilmesi gerektiğini belirtti. SES Genel Başkanõ Bedriye Yorgun ise
kurumun kendisinin ‘Adli Tõp’lõk olduğunu savundu. ATUD Genel Başkanõ Doç. Dr. Gürpõnar da
kurumda yapõlmasõ gereken reformun ‘özerkleştirmek’ olduğunu söyledi.
Kolesterol hastalarõnõn katkõ payõ ödememesi için, ailesinde de aynõ hastalõğõn bulunduğunu raporla kanõtlamasõ gerekiyor
Katkı payı için tuhaf bir şart
SİBEL BAHÇETEPE
Sağlõk Uygulama Tebliği’nde
(SUT) yapõlan yeni düzenlemeye
göre, kolesterol hastalarõnõn ilaca
ücretsiz ulaşabilmesi için ailesinde
de kolesterol rahatsõzlõğõ bulunma
şartõ getirildi. Eğer hastalarõn,
raporlarõnda “ailevi kolesterol”
teşhisi bulunmuyorsa, emekli has-
talardan yüzde 10, çalõşandan ise
yüzde 20 ilaca katkõ payõ alõnacak.
Türk Eczacõlarõ Birliği (TEB) ve
İstanbul Eczacõ Odasõ’nõn uygu-
lamaya itiraz ettiği, kolesterol
hastalarõnõn ciddi sağlõk sorunla-
rõ ile karşõ karşõya kalmasõna ne-
den olabileceği vurgulandõ.
17 Temmuz’da yürürlüğe giren
SUT ve eklerinde yapõlan yeni dü-
zenlemeye göre kolesterol hasta-
larõnõn ilaçlara katkõ payõ öde-
memesi için, raporlarõndaki teş-
hisin “primer ve ailevi hiper-
kolesterolemi (yüksek koleste-
rol)” olmasõ gerektiği, yani aile-
sinde kolesterol hastalõğõ bulun-
mayanlar ve rapor teşhisi “hi-
perkolesterolemi, hiperlipidemi
(kanda dolaşan yağ-lipit miktarı
artışının bilimsel tanımlanma-
sı) olarak belirtilen hastaların”
belli miktarda katõlõm payõ alõna-
cağõ belirtildi.
Kalp krizi riski var
İstanbul Eczacõ Odasõ Başkanõ
Semih Güngör, tebliğde yapõlan
yeni düzenlemeye göre, istenilen
raporu alamayan hastalarõn ilacõ-
nõ cebinden ödemesi gerektiği, bu-
nun da beraberinde sõkõntõlarõ ge-
tireceğini belirterek “Kolesterol
hastaları sürekli ve çok sayıda
ilaç kullanıyor. Hastalar ne-
den ilaçlarının parasını cebin-
den versin?” diye sordu. Ayrõca
maddi durumu yerinde olmayan
ve ilaca parasõyla ulaşamayan
hastalarõn ilaçlarõnõ kullanama-
masõ durumunda, kalp krizi gibi
ciddi sağlõk sorunlarõ da yaşaya-
bileceğini vurgulayan Güngör,
“Bu düzenlemeyle sağlıkta ta-
sarrufa gidildiği belirtiliyor.
Oysa hastaların ilacını kulla-
namadığı için başka sağlık so-
runları yaşaması, masrafların
daha da artmasına neden ola-
cak” uyarõsõnda bulundu. SUT
kararõnõn eczacõ odalarõ tarafõndan
tartõşõldõğõnõ ve var olan raporla-
rõn geçerli sayõlmasõnõ, hastalarõn
mağduriyetinin önlenmesi ge-
rektiğini dile getiren Güngör,
şöyle devam etti:
“TEB ve İstanbul Eczacı
Odası olarak Sosyal Güvenlik
Kurumu’na itiraz dilekçeleri
verdik. Örneğin hasta, bu za-
mana dek ‘kolesterolüm ve yük-
sek lipitim (kandaki yağ oranõ)
var’ diye rapor alarak ilaçları-
nı ücretsiz alıyordu. Şimdi ise o
rapor kayda alınmayacak. Has-
tadan, hastalığın ailevi olup ol-
madığını da raporuna eklen-
mesi istenecek. Hekimlerin has-
talığın ailevi olduğunu tespit et-
mesi de çok kolay değil. Böyle
olunca bir çok hasta ilaca ne ya-
zık ki parasıyla ulaşmak zo-
runda kalacak. ”
Eğer hastalarõn, raporlarõnda
“ailevi kolesterol” teşhisi bu-
lunmuyorsa, emekli hastalardan
yüzde 10, çalõşandan ise yüzde
20 ilaca katkõ payõ alõnacak.
İstanbul Haber Servisi - Uzmanlar, halka
açõk plaj ve havuzlarõn güvenilirliği konusunda
yurttaşlarõ uyarõyor. Marmara Denizi’ndeki
kimyasal ve sanayi atõklarõnõn sağlõk açõsõndan
tehlikeli olduğuna ve mikrobiyolojik ölçümlerin
yetersiz olduğuna dikkat çeken uzmanlar,
“Sanayi atıkları uzun vadede ‘cinsiyet
bozukluğu’ yaratabilir’ uyarõsõnda bulundular.
Uzmanlar, temiz havuzda havuzun en derin
noktasõnõn bile net olarak görünmesi gerektiğini
belirterek, “Pis havuz, deniz ve plajlara
girmeyin” dediler.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Deniz Bilimleri ve
İşletmeciliği Enstitüsü Öğretim Üyesi Yard.
Doç. Dr. Ahsen Yüksek, sanayi atõklarõnõ yoğun
olduğu bölgelerde farklõ ölçümlerin yapõlmasõ
gerektiği uyarõsõnda bulunarak,“Marmara
Bölgesi’ndeki nüfusun hızla artması denizleri
olumsuz etkiliyor. İzmit, Gemlik ve
Bandırma Körfezleri’nde sanayi atıkları
nedeniyle kirlilik oluşuyor. Ağır metallerin,
karbonların ve diğer kimsayal atıkların da
ayrı ayrı incelenmesi ve kaynaklarının tespit
edilmesi gerekir. Biz, İÜ olarak 90 ayrı
noktada yaptığımız ölçümler sonucu kirliliğin
yüksek olduğu yerleri yetkili kurumlara
bildiriyoruz. Önlem alınıyor ya da alınmıyor”
diye konuştu. Çevre ile Hekimler Derneği
Kurucusu ve Halk Sağlõğõ Uzmanõ Ümit Şahin
ise kimyasal ve sanayi atõklarõnõn başta hormon
bozukluklarõ olmak üzere çeşitli hastalõklara
neden olabileceğini söyledi.
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Paul Henreid ile Betty Davis’in
başrol oynadıkları filmi hiç unut-
mam. P. Henreid ağzında iki siga-
ra yakıp birini sevgilisine veriyordu.
Delikanlı çağında çok etkileniyorduk
bunlardan. Humphrey Bogard’ın
sigarası da çarpıcı idi doğrusu.
Yatılı lise yaşamında tuvalette sigara
içen arkadaşlarımız vardı. Erkeklik
ispatı gibi yorumlanırdı içicilik. İçki
sofrasında arkadaşlarla birlikte ara
sıra bir sigara tellendirirdim ama hiç
tiryaki olmadım.
Zamanla sigaranın 4000 çeşit
toksik madde içerdiğini öğrendik.
Hekim oldum. Yavaş yavaş sigara
karşıtlığı sardı beni. Yalnız kanser
değil binlerce hastalığın sigara içen
gurupta çok daha sık görüldüğü bil-
gisini edindik. Buna karşın tiryaki-
si olanlar için sigara bırakmanın çok
güç olduğunu iyi anlıyordum.
Churchill’in “Ondan kolay ne var,
ben yüz kere bıraktım” deyişi bir
kara mizah gibidir. Dostlarımın si-
garayı bırakmaları için epey çaba
harcadım. Onlara sembolik hedi-
yeler aldım. Ama doğrusu başarım
çok sınırlı kaldı. Bırakanların ço-
ğunluğu bir süre sonra yeniden
içime başlıyorlardı. 1969’da Ame-
rika’ya gidip Harvard’da çalışmaya
başladığımda oradaki kalp hasta-
lıkları derneğinin sigara karşıtı bü-
yük bir kampanyaya giriştiğine ta-
nık oldum. Sigara şirketlerinin bu-
nu önleyecek güçte olduğu ileri sü-
rülüyordu. Ama başarılı oldu bu
kampanya, reklamlar yasaklandı.
Lokantalarda, okullarda, üniversi-
tede sigara içimi iyice sınırlandırıl-
dı.
Amerika’daki iki olay beni çok et-
kilemiştir. Türk hükümeti, Was-
hington’da Kanuni Sultan Süleyman
Sergisi açmak istiyor ve sponsor arı-
yordu. Amerikan yönetimi, Philip
Morris’i ithal etme şartı ile 20 mil-
yon destek vereceğini bildirdi ve
Philip Morris SA böylece Türki-
ye’ye girdi. İkinci olay sigara fabri-
kaları ile ilgilidir. Yıllardır sigara
fabrikasında çalışan bir kimyager,
sigaralara bağımlılığı arttırıcı ve
kanserojen bir maddenin katılımını
eleştirince işinden atılıp hakkında if-
tiralar düzenlendi. Uzun süren bu
gerçek hikaye Al Pacino’nun baş-
rolünü oynadığı Köstebek isimli fil-
me konu olmuştur.
Tiryaki olmadım ama sigara
sohbetlerinin tadını biliyorum el-
bette. Gazetemizin iki ünlü sevimli
yazarı bundan söz ediyorlar. Zey-
nep Oral bu sohbetleri özlüyor. Nil-
gün Cerrahoğlu “Sigara bir at-
mosferdi” diyerek anılarını dile ge-
tiriyor. Oktay Ekinci de sigaranın
keyfinden söz edenler arasındadır.
Bitirmeden bir yandan bilime
saygı, bir yandan Sezar’ın hakkını
vermek üzere sigaranın bazı yarar-
larından söz edeceğim.
Prof. Altan Onat’ın öncülüğünde
yürütülen ve TEK HARF adını alan
Türk halkının kalp sağlığı ile ilgili
araştırma, sigaranın yurdumuzda
özellikle kadınlarda bazı yararları ol-
duğunu gösteriyor. Sigara obeziteyi,
tip II diyabeti, metabolik sendromun
gelişimini önlüyor. Bu çalışmaları 10
Temmuz tarihli Bilim Teknoloji der-
gisinde yayımlanan yazımda özet-
ledim. Bırakınız bu kadar ağır suç-
lamalar altındaki sigaranın savu-
nulacak bir tarafı olsun. Dilerim si-
gara yasağı Türk halkının sağlığın-
da iyileşmelere ve sağlık harcama-
larında azalmaya yol açar.
coskunoz@superonline.com
Sigara Anıları
Uzmanlardan havuzlar
ve denizlerle ilgili uyarõ
ÇİNLİ BİLİM İNSANLARI
Kökhücreden
fareyavrusu
Dış Haberler Servisi - Çinli bilim
insanlarõ, olgun hücrelerinden
yeniden programlanmasõyla elde
ettikleri kök hücrelerden fare
yavrularõ üretmeyi başardõlar.
Çinli bilim insanlarõnõn bu keşfinin,
embriyonik kök hücrelerin yerine bir
alternatifin bulunduğu anlamõna
gelebileceği belirtiliyor. Embriyonik
kök hücrelerinin her türden insan
hücresini üretmek için birbirinden
farklõlaşma kapasitesinin, gelecekte
kalp ve diğer organlarõ tedavide
önemli bir yer tutacağõ düşünülüyor.
Ancak, bu tip kök hücrelerin
kullanõmõ halen ahlaki tartõşma
konusu.
Son adõm bu ahlaki tartõşmayõ
geride bõrakmõş olsa bile, insan
klonlanmasõyla ilgili yeni tartõşmalarõ
beraberinde getirebilir.
İki bilim dergisinde yayõmlanan
makalelere göre, Pekin ve
Şanghay’dan iki ayrõ ekip, yetişkin
farelerden aldõklarõ deri hücrelerini
kullanarak genetik kopyalar
oluşturmayõ başardõklarõnõ
açõkladõlar.
D İ Ş H E K İ M L E R İ
Hak kayıpları
giderek artıyor
İstanbul Haber Servisi - Türk
Dişhekimleri Birliği (TDB) Başkanõ
Prof. Dr. Murat Akkaya, sağlõk
alanõnda yapõlan yeni düzenlemelere
göre kamu kurum ve kuruluşlarõnda
görev alan diş hekimlerinin sözleşmeli
statüde çalõştõğõnõ belirterek, bu
uygulamalarõn ciddi özlük hakkõ
kaybõna yol
açtõğõnõ söyledi.
Prof. Dr. Murat
Akkaya yaptõğõ
açõklamada,
uygulanan yanlõş
politikalar
nedeniyle çok
sayõda
meslektaşõnõn da
muayenehanesinin
kapanma tehlikesi
ile karşõ karşõya
kaldõğõnõ belirterek şunlarõ kaydetti:
“Sosyal güvenlik alanında yapılan
değişiklikler sonucu kamudaki sağlık
hizmetleri artık ağırlıklı olarak
Sağlık Bakanlığı’na ait kurum ve
kuruluşlarda verilmektedir. Sağlık
Bakanlığı’nın verimliliği arttırmak
gerekçesiyle yürürlüğe koyduğu
‘performans sistemi’ ise istenilen
yararı sağlayamamıştır. Tedavi
kalitesinin değil, sayısının kriter
alındığı sistemde hekim daha fazla
tedavi işlemi yapmaya
zorlanmaktadır. Ağır iş yükü altında
ezilen hekim, fiziksel ve ruhsal olarak
da yıpranmakta, bu durum iş barışını
bozan bir ortam yaratmaktadır.”