26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 21 TEMMUZ 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sivil Diktatörlük... soner@cumhuriyet.com.tr Son yılların ekonomik analizlerinde en önemli belirleyici olanlar, uluslararası kurum ve kuruluşların raporları, önem- li adamların yazıları oluyor. Yaz sezo- nu olduğu halde Mahmutpa piyasası- na uğrayanın çok azaldığı, 2 lira olan ekmek arası döner için pazarlık yapıl- dığı, işsizliğin ve yoksulluğun diz bo- yu olduğu hususları, ekonomi değer- lendirmelerinde öne çıkmıyor. Goldman Sachs, yeni piyasaları analiz eden bir rapor yayımladı. Ra- porda Eylül 2008’den bu yana bölge- de önemli ölçüde üretim kaybı yaşan- dığı ve varlık fiyatları ve para birimle- rinde keskin bir düzeltme yaşandığı kaydedildi. Raporda Türkiye’nin de bulunduğu bu piyasalarda ekonomik istikrarın sağlandığı, toparlanma sü- recine Türkiye’nin ve Polonya’nın li- derlik edebileceği vurgulanıyor. Pet- rolün 90 dolar/varil civarında olması ha- linde Suudi Arabistan ve Katar’da önemli sıçramalar olabileceği, Rusya ve Kazakistan’ın enerji fiyatlarının to- parlanmasından pay alacağı öngörü- lüyor. Macaristan ve Ukrayna’da to- parlanmanın 2011’den önce olması beklenmiyor.Çin’de de Şanghay bir- leşik endeksi dün itibarıyla 3246.90 puana çıktı, ki bu son 13 ayın zirvesi demek. Bunun nedeninin yatırımcı- larda ekonomik toparlanma konusun- da iyimser beklentiler ile emtia ve si- gorta şirketleri kârlarındaki artış tah- minleri olduğu analistlerce belirtiliyor. Amerika’da cuma günü açıklanan şir- ket kârları, beklentilerin üstünde ger- çekleşti. IBM bunların en önemlilerin- den biri oldu. Konut verileri umut ver- di. CIT Group kreditörlerle anlaşmaya vararak iflastan kurtulduğunu açıkladı. Bu hafta Coca Cola, Yahoo, Apple, Morgan Stanley, Pepsi, Boeing, Wells Cargo, American Express, McDo- nald’s, Phillips Morris, UPS ve Micro- soft kâr açıklamaları yapacaklar, ki bek- lentiler olumlu. FED Başkanı Bernan- ke bugün FED para politikası ile ilgili yılda iki kez yaptığı konuşmanın birini yapacak. Bu çok önemli mesajlar de- mek. Türkiye’de neler oluyor: Geçen per- şembe Merkez Bankası beklentiler doğrultusunda faizleri 50 baz puan in- dirdi. Beklenti ağustos ayında da Mer- kez Bankası’nın indirime gideceği yö- nünde. Yüzde yüzde 11.8 getirisi olan tahvil piyasasında önemli bir gelişme olmadı. Hazine en zor borç ödeme ayı olan ağustosta yaklaşık 22.5 milyar TL borç ödeme yapacak. Bu itfaların at- latılması sonucunda yılın kalan bölü- münde daha rahat bir itfa programı ekonomi oyuncularını olumlu beklen- tilere sokuyor. Dolar ve Avro kurları gevşek devam ediyor. Ancak dünya pi- yasalarındaki altın fiyatlarında 4 kat ar- tış beklentisinin Türkiye altın fiyatları- nı da etkileyeceği tahmin ediliyor. Bu olumlu analizler ve beklentilere karşın Türkiye reel sektöründe iflaslar, iflas ertelemeleri çok fazla. En büyük bankaların takipli müşteri sayıları yüz binlerle ifade ediliyor. Bankalar Merkez Bankası’nın faiz politikasına rağmen fa- iz indirimine yanaşmıyor. Bu, bakanları bile çileden çıkarıyor. Maliye, ihraca- tın düştüğü bir dönemde bu açığı ka- patacak turizm gelirlerini baltalamak için KDV oranını yüzde 8’den yüzde 18’e çıkardı. Turizmciler ve Kültür ve Turizm Bakanı isyanda. İşsizlik azal- mıyor, artıyor. TOBB hükümetten beklentileri yavaş sesle de olsa şöyle sıralıyor: Vergi ve sigorta borçları yeniden yapılandırılmalı, gecikme faizi aylık yüzde 2.5’ten aşa- ğıya indirilmeli, peşin vergi uygulama- sı kaldırılmalı, leasing sözleşmelerinde yıl sonuna kadar KDV oranı yüzde 1 ol- malı, inşaat sektörünü desteklemek için konut kredilerindeki vergi yükleri dü- şürülmeli, Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu bölgesinden turizm dahil hizmet sektörlerinde KDV yüzde 1 uygulan- malı, tarım ve hayvancılık ürünlerinde KDV yüzde 1’e çekilmeli, evlerde kul- lanılan LPG üzerindeki vergi yükleri in- dirilmeli, devlet firmalara olan borçla- rını iç borçlanma senetleri ile ödeme- li veya mahsup sistemi getirilmeli, banka kaynaklarına erişim kolaylaştı- rılmalı, Kredi garanti Fonu kaynakları arttırılmalı, KOSGEB desteklerine tarım ve hayvancılık da eklenmeli. Sevgili okuyucular, bu hafta ekono- mi yerine başka şeyler gündemde olacağı için size bir hatırlatma yapmak istedik, umarız dikkatinizi dağıtma- mış olduk! Dünya Piyasalarında Olumlu Gelişmeler Var! M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com Türk Telekom’un ilk altõ aylõk kârõ beklentiden yüzde 20 düşük gerçekleşti. 930 milyon lira bek- lenen kâr, 820.95 milyon lira oldu. Türk Tele- kom’dan yapõlan açõklamaya göre, satõş gelirle- ri yüzde 3.5 artõşla 5.15 milyar liraya yükselirken ikinci çeyrek net kârõ 530 milyon lira oldu. Sony, gülmeyi ve gül- menin insan hayatõna kattõ- ğõ olumlu etkiyi, geliştirdiği ürün ve çözümleriyle sahip- leniyor. Bu çerçevede “Türkiye’nin gülen yüzleri” projesini turkiyeningulenyuzleri.com sitesinde du- yuruyor, Türkiye’nin en güzel gülen yüzlerini ve on- larõ seçenleri Sony ürünleriyle ödüllendiriyor. Kiğılı müşterileri, gönül verdiği renkleri ile ta- kõm elbiselerine isimlerini yazdõrarak, takõm elbi- sesinde ölümsüzleştirebiliyor. Kiğõlõ, Türkiye ge- nelindeki 150 mağazasõnõn herhangi birinden ta- kõm elbise satõn alan müşterilerine bu hizmeti üc- retsiz olarak sunuyor. Sarar 2009 Damla Koleksi- yonu ile pilot modelleriyle göz- lükte çeşitli alternatifler sunuyor. Koleksiyonda, 30’larõn ruhu ye- niden canlanõrken çerçeveler, canlõ ve klasik renkler dikkat çekmeyi sevenler için seçenek oluşturuyor. ÖSS’de sonuncu olan Hakkâri, Şõrnak ve Ardahan, yatõrõm çekme konusunda da en başarõsõz iller oldular ‘Sõfõr’cõ iller kaderine terk edildi ŞEHRİBAN KIRAÇ Şõrnak Ardahan ve Hakkâri, 5 yõllõk süre- de 5084 sayõlõ Teşvik Yasasõ kapsamõnda sõ- fõr yatõrõm çekilmesinin yanõnda son yõllarda ÖSS’de en başarõsõz iller oldular. Yaklaşõk 30 yõldõr bölgede devam eden ça- tõşma ortamõ, özel sektörün yatõrõm yapma- sõnõ özendirecek altyapõnõn olmayõşõ ve öğ- retmenlerin bu illerde sağlõklõ koşullarda görevlerini yapmasõnõ sağlayacak lojman ve imkânlarõn bulunmamasõ nedeniyle 3 il ne- redeyse kaderine terk edilmiş durumda. Uzmanlar bölgede huzur sağlanmadõkça, alt- yapõ sorunlarõ çözülmedikçe ve devlet gereken yatõrõmlarõ yapmadõkça bu illerden başarõ beklenmemesi gerektiğine işaret ediyor. Şõrnak, Ardahan ve Hakkâri’de Cumhuri- yet döneminden bu yana neredeyse yatõrõm ya- põlmadõ. 3 ilde hiçbir fabrika yer almõyor. İş- sizlik her 3 ilde de had safhada. Ardahan’da son nüfus sayõmõna göre 400 bin kişi göç etti. Hakkâri’de ise 250 bin nü- fusun yaklaşõk 100 bini işsiz. Devlet 3 il için ayrõ bir yatõrõm ve eğitim politikasõ uygula- madõğõ sürece kalkõnmanõn mümkün olma- yacağõna işaret eden Ardahan, Şõrnak ve Hakkâri ticaret ve sanayi odalarõnõn başkan- larõ “Hükümetler sürekli teşvik yasaları çı- karıyor. 5084 sayılı Teşvik Yasası’nda sı- fır yatırım çektik. AKP hükümetinin yeni açıkladığı teşvik paketinin de ilimize ya- tırım getireceğine inanmıyoruz. Bu illerin kalkınması için önce devletin elini taşın al- tına koyması gerekiyor. Altyapı, elektrik, su, ulaşım sorunlarını çözmesi gerekiyor. Bunlar çözülmedikçe özel sektör gelip bu- ralarda yatırım yapmaz” görüşünü dile ge- tirdiler. Eğitim-Sen ise eğitim için fiziki şartlarõn oluşturulmadõğõ öğretmen açõğõnõn gideril- mediği bir yerde başarõlõ gençlerin yetişme- sinin mümkün olmadõğõna dikkat çekerek “Bu illerdeki sorun bugünden yarına çözüle- mez. Ama devlet sorunu çözmek yerine kendini geri çekerse, buralardaki eğitim so- runu daha da derinleşir” görüşünü dile ge- tirdi. Son 30 yõldõr devam eden çatõşma ortamõ, devletin yatõrõmlarõ özendirecek altyapõyõ iyileştirmemesi nedeniyle Ardahan, Şõrnak ve Hakkâri’de işsizlik had safhaya ulaşõrken gençler sõnavlarda başarõsõz oluyor.  Huzur yoksa eğitim de, yatõrõm da olmaz diyen oda başkanlarõna göre bölgesel teşvikler yerine bu illere ayrõcalõk uygulanmalõ, devlet yatõrõmlara öncülük etmeli, bu iller kaderine terk edilmemeli.  Eğitim-Sen ise bu illerdeki başarõsõzlõğõn nedenlerini şöyle sõralõyor: Sağlõklõ eğitimin yapõlmasõ için fiziksel şartlar oluşturulmuyor. Öğretmen açõğõ var. Bu illere giden öğretmenlerin çoğu gönülsüz gidiyor.  Ardahan Ticaret ve Sanayi Odasõ Başkanõ Latif To- sunoğlu, Ardahan’õn kaderine terk edildiğini kaydede- rek, Cumhuriyet döneminden bu yana tek bir çivi ça- kõlmadõğõnõ söyledi. Tosunoğlu, “Devlet buraya okul yapmayı, hükümet konağı yapmayı yatırımdan sa- yıyor ama bunlar devletin yapmaya zorunlu olduğu şeyler. İlimizde 10 kişinin çalışacağı bir fabrika bi- le yok. İşyeri anlamında sadece lokantalar var. Onların da istihdam olanakları çok sınırlı. Devlet Planlama Teşkilatı hangi ile ne kadar yatırım gideceğini planlamak zorunda. Ama orası da ra- yından çıkmış. Burada hangi millet- vekilinin ağırlığı varsa, o kendi iline yatırım götürüyor. Burası kaderine terk edilmiş bir il. Biz dilimizin dön- düğü kadar sorunlarımızı anlatıyoruz. Ama kimse bizi dikkate almıyor” diye ko- nuştu. Ardahan’da kahvehanelerin iş- sizlerle dolu olduğunu kaydeden To- sunoğlu, geçim sõkõntõsõ, eğitim sorunu nedeniyle 500 bin olan Ardahan nüfu- sunun son yapõlan adrese dayalõ nüfus sayõmõna göre 112 bine gerilediğine işa- ret etti. İlin ekonomisinin yüzde 90 hay- vancõlõğa dayandõğõnõ anlatan Tosu- noğlu, son yõllarda sõnõr illerden kaçak et girişi nedeniyle hayvancõlõğõn da cazibesini yitirdiğini aktardõ. Eğitimin de altyapõ sorunlarõyla bo- ğuştuğuna işaret eden Tosunoğlu şu bil- gileri verdi: “Ardahan’da sadece 2 tane dershane var. Kaç öğrenci faydalanabilir ki? Lojman yok, atanan öğretmenler kalmak istemiyor. Denizli’den atanan bir bayan öğretmenin burada nasıl tutunur? Altya- pı yok ki çocuklar sınavı kazansın. Bizim çocuklar mı geri zekâlı yoksa bizi yönetenler mi?” “Ardahan’da 10 kişinin ça- lõştõğõ bir fabrika yok. Çocuklarõmõ- zõn sõnavlar- da başarõlõ olmasõnõ sağ- layacak alt- yapõ yok.” Huzur olmadan kimse gelmez Şõrnak Ticaret ve Sanayi Odasõ (ŞTSO) Başkanõ Osman Geliş, yatõrõmcõnõn rahatõn, huzurun, istik- rarõn ve altyapõnõn olduğu yere gittiğine işaret ede- rek, Şõrnak’ta bunlarõn hiçbirinin bulunmadõğõna, bu nedenle yatõrõm çekemediklerine ve ÖSS’de genç- lerinin başarõsõz olduğuna işaret etti. Geliş, şu de- ğerlendirmelerde bulundu: “Şimdi ye- ni teşvik yasası hazırlandı. Biz ya- tırım gelmesi konusunda umut- lanmak istiyoruz. Ancak bizim ili- mize pozitif ayrımcılık yapılma- dığı sürece kimse altyapının, enerjinin, huzurun olduğu yeri bı- rakıp bize gelmez. Yatırımcı pa- rasını götüreceği yerde önce is- tikrar arar. Sonuçta yatırımcı ken- dini düşündüğü için buraya gelip ya- tırım yapacak. Şu anda elektrik, yol sorununun çözülmesi için prog- ramlar hazırlanıyor. Ancak bun- larda bir ilerleme olmuyor. Mese- la Şırnak-Van yolu bizim ilimiz için çok önemli ama hâlâ bitiril- medi. Biz bu hükümetten ulaşımda umduğumuzun yüzde 10’nu bile alamadık. Ayrıca havaalanı olma- yan bir yere yatırımcı gitmez.” Bölgede son 25-30 yõldõr devam eden çatõşma ortamõnõn her şeyi etki- lediğini kaydeden Geliş, “Çatışma, eğitimi de yatırımı da olumsuz et- kiledi. Bizim için hem işsizlik büyük bir sorun hem de mesleksizlik. Bu- raya atanan öğretmenlerin hepsi yeni mezun ol- muş. Burada gelip işi öğrenip başka yerlere ata- nıyorlar. Eğitim altyapımız eksik. Biz demiyoruz ki hemen bugünden yarına tüm sorunlarımızı çö- zün. Artık herkes üstüne düşeni yapsın” dedi. 12 Mart, 12 Eylül süreçlerini işkence görerek, ce- zaevlerinde, darbe hukukunun sonradan hepsi de boş çıkmış ağır suçlamalarıya geçirmiş, tek kelime ile hak- sız, hukuksuz ağır bedeller ödemiş bir grup aydın, sendikacı, sol kökenli insanla dertleşiyoruz. Ankara Nâzım Kültür Evi’nin düzenlediği Kemal Türkler’i an- ma etkinliği için bir aradayız.. Askeri darbelerin yaptıklarına, toplum olarak öde- nen bedellerine karşı durmak sanki daha bir kolay- dı. En azından geçici bir dönem söz konusuydu. Sa- dece sol değil, insan haklarından yana, demokrat olan herkes, her kesim, örgütlenmenin ortak karşı duru- şu, kenetlenmesi söz konusuydu. Şimdi kavramlar, algılamalar öylesine karıştı, öy- lesine anlam ve işlevlerinden ters yerler, durumlar- da kullanılıyor ki.. olup bitenleri değerlendirme, doğru zamanda, doğru yerde durmak güçleşti. Se- çimle iktidara gelmiş, sivil, çoğunluk oyunu almış, an- cak askeri darbelerden çok daha karmaşık yön- temlerle, toplumun algılamasından kaçırarak insan hakları, hukuk, demokrasiyi katledenlere, sivil dar- becilere karşı durmak zor. AKP iktidarı, hükümetinin icraatları bir bütün ola- rak çoğunluk diktatörlüğü, sivil darbe içeriğinde. Baş- bakan Erdoğan bir diktatör edasında yaşamın her ala- nına yönelik kararlarda son sözü söylüyor. Sözde de- mokratik seçim süreci, bağımsız yasama, yürütme yargı organları, özerk kamu kurumları var.. Yetmiyor, ayyuka çıkmış aile, yandaşlara çıkar sağ- lama, yolsuzluk, haksız zenginleşmelerin üzerine sün- ger çekiliyor, dokunulmazlıkla suçlulara dokunula- mıyor. Kayırma, kollama Deniz Feneri örneğinde ol- duğu üzere başka ülkenin yargısı tarafından ortaya konmuş suç ve yolsuzluklarda bile geçerli.. Yetmiyor, ılımlı İslam iktidar kimiğiyle, cemaat için- de olmak üzere, bağımsız, özerk olması gereken tüm kurumlar ele geçiriliyor. Meclis Başkanlığı, Cum- hurbaşkanlığı, YÖK, yargı bağımsızlığına el konulu- yor. Yavuz hırsız ev sahibini kovalar örneği, ele ge- çirilmiş çoğunluk medya tetikçiliğinde, insan hakla- rı, hukuk, hak iktidar eliyle ayaklar altına alınırken, tam tersine bir kamuoyu yaratılabiliyor. Yaşamın her ala- nına dönük olarak gerçek ile sanal tersyüz edilerek, gerçekler saptırılarak, mağdurlara suçlu, suçlulara mağdur rolleri oynatılabiliyor.. Sandık demokrasisinde padişahtan belki de da- ha diktatoryal bir gücün teslim edildiği Başbakan, en- gel gördüklerine sınırsız tehditler savuruyor. Birden fazla aday çıktığı için tarihini değiştirdiği AKP il kon- gresinde önceki gün olduğu üzere, diktatoryal ikti- dar icraatlarının bir tekinin bile özeleştirsini yapma- dan muhalefeti, liderlerini siyasi sultalık kurmakla suç- layabiliyor.. 30 bin öğrencinin sıfır çektiği bir sınav sonucunun ayıbı, ortaöğretim kurumlarının iktidarlarındaki çok hız- lı çöküşü çok taze haber, tokat. İktidar sorumluluğu olarak acil yapılması gerekenlerden, bir özürden ka- pı açmazken, kapıkulu YÖK yönetimi aracılığı ile hü- kümetin sorumluluğundaki ortaöğretim kurumla- rından mezun olacak öğrencileri daha da mağdur edecek katsayı uygulamasına gözü kara gidilmesi yüzsüzlüğün son perdesi. Bu olup bitenden en uzun ömürlü Milli Eğitim Bakanı olarak doğrudan so- rumlu Hüseyin Çelik’in başka ülkelerde siyasi ya- şamının noktalanması söz konusu iken, AKP adına Meclis Başkanlığı pazarlaması yapılabiliyor. Yüzsüzlüğün son perdesi iktidar icraatları yeni yağ- malama kararlarında soluksuz sürdürülüyor. 3. Bo- ğaz köprüsü ısrarının perde arkasındaki rant vurgu- nu, kent yağmalanması, çevrecilerin, şehircilerin, uz- manların itirazlarına kulak tıkama sıradan son bir atak. AKP’liler siyasete atılırken bir gecekonduyla yola çık- mış başbakanlarının dünyanın en büyük zenginleri ara- sında sayılmasından çok gururlu olmalılar. Cumhur- başkanı, bakanlar, parti yönetim kadroları, büro- kratlarının çok büyük çoğunluğu için aynı türden ger- çekler, zenginleşmelerle de gurur duydukları gibi. Başbakan besbelli cemaatlerle birlikte yarattıkla- rı seçmen kimliğinin, siyasal İslamcı, töreci, tarikat- çı, aşiretçi, cemaatçi, ırkçı, ayrımcı, insan hakları ev- rensel demokratik değerlerden çok uzakta toplum- sal yapılanmanın güvencesinde. Cesedi parçalana- rak öldürülmüş, katili, katilleri yakalanmamış genç kı- zımızın cinayeti üzerinden siyaset yapıyor.. İktidar ola- rak, katillerin yakalanmasında gaf üstüne gaf yapan, sorumlu olduğu emniyet, adli kadrolarından hesap soracağına, çok büyük bir insan hakkı suçu işleye- rek, mağdur aileyi ahlaki erozyon içine düşmekle suç- layabiliyor.. Aslını ararsanız sivil darbecilerin insan hakları, de- mokrasiyi kullanmaları üzerine söylenecek çok faz- la sözümüz olmamalı. Emperyalizmin kirli çıkar dü- zeninde, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında, in- san hakları, demokrasiye ait değerler algılama oyun- ları ile sonuna kadar kullanılıyor. Bu çok doğal. Ya kendilerini gerçek insan hakları savunucusu, de- mokrat, solcu ilan etmişlerin verdikleri hizmetlere ne demeli? Elini taşın altına koyan yok Hakkâri Ticaret ve Sanayi Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Şen, 250 bin nüfusluk Hakkâri’de nüfusun yaklaşõk yüzde 65’inin işsiz olduğunu kaydederek, “Hakkari’yi özendirici bir yatırım politikası uygulanmadığı sürece ne biz burada yatırım yaptırabiliriz ne de yatırımcı çekebiliriz. Yatırım çekmede ilimizin konumu, coğrafi şartları, altyapı da hiçbir avantajlı tarafımız yok. Biz yıllardır sorunlarımızı söylüyoruz. Ama kimseye dinletemiyoruz. Hükümet teşvik programları hazırlarken illerin konumlarına göre değerlendirilmeli. Devletin burada kesinlikle elini taşın altına koyması lazım. Biz özel sektörden zaten yatırım alamıyoruz. Buranın işsizliğini çözülmesi için devletin öz kaynağını buraya aktarması gerekiyor. Aksi takdirde geri dönülmez sosyal sorunlar ortaya çıkar” diye konuştu. Hakkari’de eğitimin temelde kalitesiz verildiğini aktaran Şen şu değerlendirmeyi yaptõ: “Eğitimi biz yedek öğretmenlerle çözmeye çalışıyoruz. Bu aşağılayıcı bir durum. Bizim de deneyimli öğretmenlere ihtiyacımız var. Gelecek öğretmenlere devletin daha fazla imkân sağlaması gerekiyor. Devlet eğitim konusunda buraya bir şey vermiyor ki verdiğini geri alsın. Çoğu derslerimiz boş geçiyor. Çoğu okulumuz öğrentmensiz. Hâlâ 8 sınıfın aynı derslikte ders gördüğü bir yerde yaşıyoruz. Bu gereçlerden başarı beklenmesi zaten haksızlıktır.” Eğitim-Sen Diyarbakõr Şube Başkanõ Abdullah Karahan, eğitimde başarõ için devletin bu alanda elini çekmemesi ile mümkün olduğunu belirterek, bölgedeki eğitim sorunlarõnõn bir iki yõllõk bir programla çözülemeyeceğini ifade etti. Karahan şu değerlendirmelerde bulundu: “Doğu ve Güneydoğu’daki çocuklarımızın çoğu 7 ve 8. sınıflarda seviye tespit sınavlarına giremiyorlar. Bu bölgelere gelen öğretmenlerin çoğu gönülsüz geliyor. Bölgede eğitimle ilgili altyapı sorunları hat safhaya geldi. Eğitimde gerçekten başarı şansı yakalanmak isteniyorsa, bizim de görüşlerimiz alınmalı. Ama devlet istediği gibi program yapıyor. Doğu ve Güneydoğu’da gençlerimizin başarısız olmasının ana nedeni devletin bu bölgeleren bakışından kaynaklanıyor. Bu ziyniyetin de değiştirilmesi gerekiyor. Diyarbakır büyükşehir olmasına rağmen burada 1200 öğretmen açığı var. Diğer illerde bu daha da fazladır. Devlet bu bölgelere artık sadece güvenlik için değil sosyal devlet anlayışıyla gelirse eminim ki eğitim de de başarı yakalanacaktır. Ayrıca eğitim sadece dört duvar arasında yapılan bir şey değildir. Onun sosyal ve fiziksel koşullarını oluşturmalısınız. Devletin kendini geri çektiği bir noktada başarıyı yakalamak mamkün değildir.” Devlet olmadan başarı olmaz Ş İ R K E T L E R D E N Şõrnak: Yatõrõmcõ parasõnõ götüreceği yerde önce huzur, istikrar ve altyapõ arar. Bizde bunlarõn hiçbiri yok. ‘Yapılan okul bile yatırımdan sayılıyor’ “Hakkâri’nin kalkõnmasõ için devletin öz kaynaklarõnõ aktarmasõ gerekiyor. Aksi takdirde sorunlar daha da derinleşir.” Eğitim sadece dört duvar arasõnda yapõlan bir şey değildir. Onun sosyal ve fiziksel koşullarõnõ oluşturmalõsõnõz. (Fotoğraf:ZekiDARA) Her yerde olduğu gibi Hakkâri Yüksekova’da kahveler işsizlerle dolu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear