Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
21 TEMMUZ 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Sivil Diktatörlük...
soner@cumhuriyet.com.tr
Son yılların ekonomik analizlerinde
en önemli belirleyici olanlar, uluslararası
kurum ve kuruluşların raporları, önem-
li adamların yazıları oluyor. Yaz sezo-
nu olduğu halde Mahmutpa piyasası-
na uğrayanın çok azaldığı, 2 lira olan
ekmek arası döner için pazarlık yapıl-
dığı, işsizliğin ve yoksulluğun diz bo-
yu olduğu hususları, ekonomi değer-
lendirmelerinde öne çıkmıyor.
Goldman Sachs, yeni piyasaları
analiz eden bir rapor yayımladı. Ra-
porda Eylül 2008’den bu yana bölge-
de önemli ölçüde üretim kaybı yaşan-
dığı ve varlık fiyatları ve para birimle-
rinde keskin bir düzeltme yaşandığı
kaydedildi. Raporda Türkiye’nin de
bulunduğu bu piyasalarda ekonomik
istikrarın sağlandığı, toparlanma sü-
recine Türkiye’nin ve Polonya’nın li-
derlik edebileceği vurgulanıyor. Pet-
rolün 90 dolar/varil civarında olması ha-
linde Suudi Arabistan ve Katar’da
önemli sıçramalar olabileceği, Rusya
ve Kazakistan’ın enerji fiyatlarının to-
parlanmasından pay alacağı öngörü-
lüyor. Macaristan ve Ukrayna’da to-
parlanmanın 2011’den önce olması
beklenmiyor.Çin’de de Şanghay bir-
leşik endeksi dün itibarıyla 3246.90
puana çıktı, ki bu son 13 ayın zirvesi
demek. Bunun nedeninin yatırımcı-
larda ekonomik toparlanma konusun-
da iyimser beklentiler ile emtia ve si-
gorta şirketleri kârlarındaki artış tah-
minleri olduğu analistlerce belirtiliyor.
Amerika’da cuma günü açıklanan şir-
ket kârları, beklentilerin üstünde ger-
çekleşti. IBM bunların en önemlilerin-
den biri oldu. Konut verileri umut ver-
di. CIT Group kreditörlerle anlaşmaya
vararak iflastan kurtulduğunu açıkladı.
Bu hafta Coca Cola, Yahoo, Apple,
Morgan Stanley, Pepsi, Boeing, Wells
Cargo, American Express, McDo-
nald’s, Phillips Morris, UPS ve Micro-
soft kâr açıklamaları yapacaklar, ki bek-
lentiler olumlu. FED Başkanı Bernan-
ke bugün FED para politikası ile ilgili
yılda iki kez yaptığı konuşmanın birini
yapacak. Bu çok önemli mesajlar de-
mek.
Türkiye’de neler oluyor: Geçen per-
şembe Merkez Bankası beklentiler
doğrultusunda faizleri 50 baz puan in-
dirdi. Beklenti ağustos ayında da Mer-
kez Bankası’nın indirime gideceği yö-
nünde. Yüzde yüzde 11.8 getirisi olan
tahvil piyasasında önemli bir gelişme
olmadı. Hazine en zor borç ödeme ayı
olan ağustosta yaklaşık 22.5 milyar TL
borç ödeme yapacak. Bu itfaların at-
latılması sonucunda yılın kalan bölü-
münde daha rahat bir itfa programı
ekonomi oyuncularını olumlu beklen-
tilere sokuyor. Dolar ve Avro kurları
gevşek devam ediyor. Ancak dünya pi-
yasalarındaki altın fiyatlarında 4 kat ar-
tış beklentisinin Türkiye altın fiyatları-
nı da etkileyeceği tahmin ediliyor.
Bu olumlu analizler ve beklentilere
karşın Türkiye reel sektöründe iflaslar,
iflas ertelemeleri çok fazla. En büyük
bankaların takipli müşteri sayıları yüz
binlerle ifade ediliyor. Bankalar Merkez
Bankası’nın faiz politikasına rağmen fa-
iz indirimine yanaşmıyor. Bu, bakanları
bile çileden çıkarıyor. Maliye, ihraca-
tın düştüğü bir dönemde bu açığı ka-
patacak turizm gelirlerini baltalamak
için KDV oranını yüzde 8’den yüzde
18’e çıkardı. Turizmciler ve Kültür ve
Turizm Bakanı isyanda. İşsizlik azal-
mıyor, artıyor.
TOBB hükümetten beklentileri yavaş
sesle de olsa şöyle sıralıyor: Vergi ve
sigorta borçları yeniden yapılandırılmalı,
gecikme faizi aylık yüzde 2.5’ten aşa-
ğıya indirilmeli, peşin vergi uygulama-
sı kaldırılmalı, leasing sözleşmelerinde
yıl sonuna kadar KDV oranı yüzde 1 ol-
malı, inşaat sektörünü desteklemek için
konut kredilerindeki vergi yükleri dü-
şürülmeli, Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu bölgesinden turizm dahil hizmet
sektörlerinde KDV yüzde 1 uygulan-
malı, tarım ve hayvancılık ürünlerinde
KDV yüzde 1’e çekilmeli, evlerde kul-
lanılan LPG üzerindeki vergi yükleri in-
dirilmeli, devlet firmalara olan borçla-
rını iç borçlanma senetleri ile ödeme-
li veya mahsup sistemi getirilmeli,
banka kaynaklarına erişim kolaylaştı-
rılmalı, Kredi garanti Fonu kaynakları
arttırılmalı, KOSGEB desteklerine tarım
ve hayvancılık da eklenmeli.
Sevgili okuyucular, bu hafta ekono-
mi yerine başka şeyler gündemde
olacağı için size bir hatırlatma yapmak
istedik, umarız dikkatinizi dağıtma-
mış olduk!
Dünya Piyasalarında Olumlu Gelişmeler Var!
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
Türk Telekom’un ilk altõ aylõk kârõ beklentiden
yüzde 20 düşük gerçekleşti. 930 milyon lira bek-
lenen kâr, 820.95 milyon lira oldu. Türk Tele-
kom’dan yapõlan açõklamaya göre, satõş gelirle-
ri yüzde 3.5 artõşla 5.15 milyar liraya yükselirken
ikinci çeyrek net kârõ 530 milyon lira oldu.
Sony, gülmeyi ve gül-
menin insan hayatõna kattõ-
ğõ olumlu etkiyi, geliştirdiği
ürün ve çözümleriyle sahip-
leniyor. Bu çerçevede “Türkiye’nin gülen yüzleri”
projesini turkiyeningulenyuzleri.com sitesinde du-
yuruyor, Türkiye’nin en güzel gülen yüzlerini ve on-
larõ seçenleri Sony ürünleriyle ödüllendiriyor.
Kiğılı müşterileri, gönül verdiği renkleri ile ta-
kõm elbiselerine isimlerini yazdõrarak, takõm elbi-
sesinde ölümsüzleştirebiliyor. Kiğõlõ, Türkiye ge-
nelindeki 150 mağazasõnõn herhangi birinden ta-
kõm elbise satõn alan müşterilerine bu hizmeti üc-
retsiz olarak sunuyor.
Sarar 2009 Damla Koleksi-
yonu ile pilot modelleriyle göz-
lükte çeşitli alternatifler sunuyor.
Koleksiyonda, 30’larõn ruhu ye-
niden canlanõrken çerçeveler,
canlõ ve klasik renkler dikkat
çekmeyi sevenler için seçenek oluşturuyor.
ÖSS’de sonuncu olan Hakkâri, Şõrnak ve Ardahan, yatõrõm çekme konusunda da en başarõsõz iller oldular
‘Sõfõr’cõ iller kaderine terk edildi
ŞEHRİBAN KIRAÇ
Şõrnak Ardahan ve Hakkâri, 5 yõllõk süre-
de 5084 sayõlõ Teşvik Yasasõ kapsamõnda sõ-
fõr yatõrõm çekilmesinin yanõnda son yõllarda
ÖSS’de en başarõsõz iller oldular.
Yaklaşõk 30 yõldõr bölgede devam eden ça-
tõşma ortamõ, özel sektörün yatõrõm yapma-
sõnõ özendirecek altyapõnõn olmayõşõ ve öğ-
retmenlerin bu illerde sağlõklõ koşullarda
görevlerini yapmasõnõ sağlayacak lojman ve
imkânlarõn bulunmamasõ nedeniyle 3 il ne-
redeyse kaderine terk edilmiş durumda.
Uzmanlar bölgede huzur sağlanmadõkça, alt-
yapõ sorunlarõ çözülmedikçe ve devlet gereken
yatõrõmlarõ yapmadõkça bu illerden başarõ
beklenmemesi gerektiğine işaret ediyor.
Şõrnak, Ardahan ve Hakkâri’de Cumhuri-
yet döneminden bu yana neredeyse yatõrõm ya-
põlmadõ. 3 ilde hiçbir fabrika yer almõyor. İş-
sizlik her 3 ilde de had safhada.
Ardahan’da son nüfus sayõmõna göre 400
bin kişi göç etti. Hakkâri’de ise 250 bin nü-
fusun yaklaşõk 100 bini işsiz. Devlet 3 il için
ayrõ bir yatõrõm ve eğitim politikasõ uygula-
madõğõ sürece kalkõnmanõn mümkün olma-
yacağõna işaret eden Ardahan, Şõrnak ve
Hakkâri ticaret ve sanayi odalarõnõn başkan-
larõ “Hükümetler sürekli teşvik yasaları çı-
karıyor. 5084 sayılı Teşvik Yasası’nda sı-
fır yatırım çektik. AKP hükümetinin yeni
açıkladığı teşvik paketinin de ilimize ya-
tırım getireceğine inanmıyoruz. Bu illerin
kalkınması için önce devletin elini taşın al-
tına koyması gerekiyor. Altyapı, elektrik,
su, ulaşım sorunlarını çözmesi gerekiyor.
Bunlar çözülmedikçe özel sektör gelip bu-
ralarda yatırım yapmaz” görüşünü dile ge-
tirdiler.
Eğitim-Sen ise eğitim için fiziki şartlarõn
oluşturulmadõğõ öğretmen açõğõnõn gideril-
mediği bir yerde başarõlõ gençlerin yetişme-
sinin mümkün olmadõğõna dikkat çekerek “Bu
illerdeki sorun bugünden yarına çözüle-
mez. Ama devlet sorunu çözmek yerine
kendini geri çekerse, buralardaki eğitim so-
runu daha da derinleşir” görüşünü dile ge-
tirdi.
Son 30 yõldõr devam eden çatõşma ortamõ,
devletin yatõrõmlarõ özendirecek altyapõyõ
iyileştirmemesi nedeniyle Ardahan, Şõrnak
ve Hakkâri’de işsizlik had safhaya ulaşõrken
gençler sõnavlarda başarõsõz oluyor.
Huzur yoksa eğitim de, yatõrõm da olmaz
diyen oda başkanlarõna göre bölgesel
teşvikler yerine bu illere ayrõcalõk
uygulanmalõ, devlet yatõrõmlara öncülük etmeli,
bu iller kaderine terk edilmemeli.
Eğitim-Sen ise bu illerdeki başarõsõzlõğõn
nedenlerini şöyle sõralõyor: Sağlõklõ eğitimin
yapõlmasõ için fiziksel şartlar
oluşturulmuyor. Öğretmen açõğõ var. Bu illere
giden öğretmenlerin çoğu gönülsüz gidiyor.
Ardahan Ticaret ve Sanayi Odasõ Başkanõ Latif To-
sunoğlu, Ardahan’õn kaderine terk edildiğini kaydede-
rek, Cumhuriyet döneminden bu yana tek bir çivi ça-
kõlmadõğõnõ söyledi. Tosunoğlu, “Devlet buraya okul
yapmayı, hükümet konağı yapmayı yatırımdan sa-
yıyor ama bunlar devletin yapmaya zorunlu olduğu
şeyler. İlimizde 10 kişinin çalışacağı bir fabrika bi-
le yok. İşyeri anlamında sadece lokantalar
var. Onların da istihdam olanakları
çok sınırlı. Devlet Planlama Teşkilatı
hangi ile ne kadar yatırım gideceğini
planlamak zorunda. Ama orası da ra-
yından çıkmış. Burada hangi millet-
vekilinin ağırlığı varsa, o kendi iline
yatırım götürüyor. Burası kaderine
terk edilmiş bir il. Biz dilimizin dön-
düğü kadar sorunlarımızı anlatıyoruz.
Ama kimse bizi dikkate almıyor” diye ko-
nuştu. Ardahan’da kahvehanelerin iş-
sizlerle dolu olduğunu kaydeden To-
sunoğlu, geçim sõkõntõsõ, eğitim sorunu
nedeniyle 500 bin olan Ardahan nüfu-
sunun son yapõlan adrese dayalõ nüfus
sayõmõna göre 112 bine gerilediğine işa-
ret etti. İlin ekonomisinin yüzde 90 hay-
vancõlõğa dayandõğõnõ anlatan Tosu-
noğlu, son yõllarda sõnõr illerden kaçak
et girişi nedeniyle hayvancõlõğõn da
cazibesini yitirdiğini aktardõ.
Eğitimin de altyapõ sorunlarõyla bo-
ğuştuğuna işaret eden Tosunoğlu şu bil-
gileri verdi: “Ardahan’da sadece 2 tane dershane var.
Kaç öğrenci faydalanabilir ki? Lojman yok, atanan
öğretmenler kalmak istemiyor. Denizli’den atanan
bir bayan öğretmenin burada nasıl tutunur? Altya-
pı yok ki çocuklar sınavı kazansın. Bizim çocuklar
mı geri zekâlı yoksa bizi yönetenler mi?”
“Ardahan’da
10 kişinin ça-
lõştõğõ bir
fabrika yok.
Çocuklarõmõ-
zõn sõnavlar-
da başarõlõ
olmasõnõ sağ-
layacak alt-
yapõ yok.”
Huzur olmadan
kimse gelmez
Şõrnak Ticaret ve Sanayi Odasõ (ŞTSO) Başkanõ
Osman Geliş, yatõrõmcõnõn rahatõn, huzurun, istik-
rarõn ve altyapõnõn olduğu yere gittiğine işaret ede-
rek, Şõrnak’ta bunlarõn hiçbirinin bulunmadõğõna, bu
nedenle yatõrõm çekemediklerine ve ÖSS’de genç-
lerinin başarõsõz olduğuna işaret etti. Geliş, şu de-
ğerlendirmelerde bulundu: “Şimdi ye-
ni teşvik yasası hazırlandı. Biz ya-
tırım gelmesi konusunda umut-
lanmak istiyoruz. Ancak bizim ili-
mize pozitif ayrımcılık yapılma-
dığı sürece kimse altyapının,
enerjinin, huzurun olduğu yeri bı-
rakıp bize gelmez. Yatırımcı pa-
rasını götüreceği yerde önce is-
tikrar arar. Sonuçta yatırımcı ken-
dini düşündüğü için buraya gelip ya-
tırım yapacak. Şu anda elektrik, yol
sorununun çözülmesi için prog-
ramlar hazırlanıyor. Ancak bun-
larda bir ilerleme olmuyor. Mese-
la Şırnak-Van yolu bizim ilimiz
için çok önemli ama hâlâ bitiril-
medi. Biz bu hükümetten ulaşımda
umduğumuzun yüzde 10’nu bile
alamadık. Ayrıca havaalanı olma-
yan bir yere yatırımcı gitmez.”
Bölgede son 25-30 yõldõr devam
eden çatõşma ortamõnõn her şeyi etki-
lediğini kaydeden Geliş, “Çatışma,
eğitimi de yatırımı da olumsuz et-
kiledi. Bizim için hem işsizlik büyük
bir sorun hem de mesleksizlik. Bu-
raya atanan öğretmenlerin hepsi yeni mezun ol-
muş. Burada gelip işi öğrenip başka yerlere ata-
nıyorlar. Eğitim altyapımız eksik. Biz demiyoruz
ki hemen bugünden yarına tüm sorunlarımızı çö-
zün. Artık herkes üstüne düşeni yapsın” dedi.
12 Mart, 12 Eylül süreçlerini işkence görerek, ce-
zaevlerinde, darbe hukukunun sonradan hepsi de boş
çıkmış ağır suçlamalarıya geçirmiş, tek kelime ile hak-
sız, hukuksuz ağır bedeller ödemiş bir grup aydın,
sendikacı, sol kökenli insanla dertleşiyoruz. Ankara
Nâzım Kültür Evi’nin düzenlediği Kemal Türkler’i an-
ma etkinliği için bir aradayız..
Askeri darbelerin yaptıklarına, toplum olarak öde-
nen bedellerine karşı durmak sanki daha bir kolay-
dı. En azından geçici bir dönem söz konusuydu. Sa-
dece sol değil, insan haklarından yana, demokrat olan
herkes, her kesim, örgütlenmenin ortak karşı duru-
şu, kenetlenmesi söz konusuydu.
Şimdi kavramlar, algılamalar öylesine karıştı, öy-
lesine anlam ve işlevlerinden ters yerler, durumlar-
da kullanılıyor ki.. olup bitenleri değerlendirme,
doğru zamanda, doğru yerde durmak güçleşti. Se-
çimle iktidara gelmiş, sivil, çoğunluk oyunu almış, an-
cak askeri darbelerden çok daha karmaşık yön-
temlerle, toplumun algılamasından kaçırarak insan
hakları, hukuk, demokrasiyi katledenlere, sivil dar-
becilere karşı durmak zor.
AKP iktidarı, hükümetinin icraatları bir bütün ola-
rak çoğunluk diktatörlüğü, sivil darbe içeriğinde. Baş-
bakan Erdoğan bir diktatör edasında yaşamın her ala-
nına yönelik kararlarda son sözü söylüyor. Sözde de-
mokratik seçim süreci, bağımsız yasama, yürütme
yargı organları, özerk kamu kurumları var..
Yetmiyor, ayyuka çıkmış aile, yandaşlara çıkar sağ-
lama, yolsuzluk, haksız zenginleşmelerin üzerine sün-
ger çekiliyor, dokunulmazlıkla suçlulara dokunula-
mıyor. Kayırma, kollama Deniz Feneri örneğinde ol-
duğu üzere başka ülkenin yargısı tarafından ortaya
konmuş suç ve yolsuzluklarda bile geçerli..
Yetmiyor, ılımlı İslam iktidar kimiğiyle, cemaat için-
de olmak üzere, bağımsız, özerk olması gereken tüm
kurumlar ele geçiriliyor. Meclis Başkanlığı, Cum-
hurbaşkanlığı, YÖK, yargı bağımsızlığına el konulu-
yor. Yavuz hırsız ev sahibini kovalar örneği, ele ge-
çirilmiş çoğunluk medya tetikçiliğinde, insan hakla-
rı, hukuk, hak iktidar eliyle ayaklar altına alınırken, tam
tersine bir kamuoyu yaratılabiliyor. Yaşamın her ala-
nına dönük olarak gerçek ile sanal tersyüz edilerek,
gerçekler saptırılarak, mağdurlara suçlu, suçlulara
mağdur rolleri oynatılabiliyor..
Sandık demokrasisinde padişahtan belki de da-
ha diktatoryal bir gücün teslim edildiği Başbakan, en-
gel gördüklerine sınırsız tehditler savuruyor. Birden
fazla aday çıktığı için tarihini değiştirdiği AKP il kon-
gresinde önceki gün olduğu üzere, diktatoryal ikti-
dar icraatlarının bir tekinin bile özeleştirsini yapma-
dan muhalefeti, liderlerini siyasi sultalık kurmakla suç-
layabiliyor..
30 bin öğrencinin sıfır çektiği bir sınav sonucunun
ayıbı, ortaöğretim kurumlarının iktidarlarındaki çok hız-
lı çöküşü çok taze haber, tokat. İktidar sorumluluğu
olarak acil yapılması gerekenlerden, bir özürden ka-
pı açmazken, kapıkulu YÖK yönetimi aracılığı ile hü-
kümetin sorumluluğundaki ortaöğretim kurumla-
rından mezun olacak öğrencileri daha da mağdur
edecek katsayı uygulamasına gözü kara gidilmesi
yüzsüzlüğün son perdesi. Bu olup bitenden en
uzun ömürlü Milli Eğitim Bakanı olarak doğrudan so-
rumlu Hüseyin Çelik’in başka ülkelerde siyasi ya-
şamının noktalanması söz konusu iken, AKP adına
Meclis Başkanlığı pazarlaması yapılabiliyor.
Yüzsüzlüğün son perdesi iktidar icraatları yeni yağ-
malama kararlarında soluksuz sürdürülüyor. 3. Bo-
ğaz köprüsü ısrarının perde arkasındaki rant vurgu-
nu, kent yağmalanması, çevrecilerin, şehircilerin, uz-
manların itirazlarına kulak tıkama sıradan son bir atak.
AKP’liler siyasete atılırken bir gecekonduyla yola çık-
mış başbakanlarının dünyanın en büyük zenginleri ara-
sında sayılmasından çok gururlu olmalılar. Cumhur-
başkanı, bakanlar, parti yönetim kadroları, büro-
kratlarının çok büyük çoğunluğu için aynı türden ger-
çekler, zenginleşmelerle de gurur duydukları gibi.
Başbakan besbelli cemaatlerle birlikte yarattıkla-
rı seçmen kimliğinin, siyasal İslamcı, töreci, tarikat-
çı, aşiretçi, cemaatçi, ırkçı, ayrımcı, insan hakları ev-
rensel demokratik değerlerden çok uzakta toplum-
sal yapılanmanın güvencesinde. Cesedi parçalana-
rak öldürülmüş, katili, katilleri yakalanmamış genç kı-
zımızın cinayeti üzerinden siyaset yapıyor.. İktidar ola-
rak, katillerin yakalanmasında gaf üstüne gaf yapan,
sorumlu olduğu emniyet, adli kadrolarından hesap
soracağına, çok büyük bir insan hakkı suçu işleye-
rek, mağdur aileyi ahlaki erozyon içine düşmekle suç-
layabiliyor..
Aslını ararsanız sivil darbecilerin insan hakları, de-
mokrasiyi kullanmaları üzerine söylenecek çok faz-
la sözümüz olmamalı. Emperyalizmin kirli çıkar dü-
zeninde, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında, in-
san hakları, demokrasiye ait değerler algılama oyun-
ları ile sonuna kadar kullanılıyor. Bu çok doğal. Ya
kendilerini gerçek insan hakları savunucusu, de-
mokrat, solcu ilan etmişlerin verdikleri hizmetlere ne
demeli?
Elini taşın altına koyan yok
Hakkâri Ticaret ve Sanayi Odasõ
Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Şen, 250
bin nüfusluk Hakkâri’de nüfusun yaklaşõk
yüzde 65’inin işsiz olduğunu
kaydederek, “Hakkari’yi
özendirici bir yatırım
politikası uygulanmadığı
sürece ne biz burada
yatırım yaptırabiliriz ne de
yatırımcı çekebiliriz.
Yatırım çekmede ilimizin
konumu, coğrafi şartları,
altyapı da hiçbir avantajlı
tarafımız yok. Biz yıllardır
sorunlarımızı söylüyoruz.
Ama kimseye
dinletemiyoruz. Hükümet
teşvik programları
hazırlarken illerin
konumlarına göre
değerlendirilmeli. Devletin
burada kesinlikle elini
taşın altına koyması lazım.
Biz özel sektörden zaten
yatırım alamıyoruz. Buranın işsizliğini
çözülmesi için devletin öz kaynağını
buraya aktarması gerekiyor. Aksi
takdirde geri dönülmez sosyal sorunlar
ortaya çıkar” diye konuştu.
Hakkari’de eğitimin temelde kalitesiz
verildiğini aktaran Şen şu
değerlendirmeyi yaptõ:
“Eğitimi biz yedek
öğretmenlerle çözmeye
çalışıyoruz. Bu aşağılayıcı bir
durum. Bizim de deneyimli
öğretmenlere ihtiyacımız var.
Gelecek öğretmenlere devletin daha
fazla imkân sağlaması
gerekiyor. Devlet eğitim
konusunda buraya bir şey
vermiyor ki verdiğini geri alsın.
Çoğu derslerimiz boş geçiyor.
Çoğu okulumuz öğrentmensiz.
Hâlâ 8 sınıfın aynı derslikte ders
gördüğü bir yerde yaşıyoruz. Bu
gereçlerden başarı beklenmesi
zaten haksızlıktır.”
Eğitim-Sen Diyarbakõr Şube Başkanõ
Abdullah Karahan, eğitimde başarõ
için devletin bu alanda elini çekmemesi
ile mümkün olduğunu belirterek,
bölgedeki eğitim sorunlarõnõn bir
iki yõllõk bir programla
çözülemeyeceğini ifade etti.
Karahan şu
değerlendirmelerde bulundu:
“Doğu ve Güneydoğu’daki
çocuklarımızın çoğu 7 ve 8.
sınıflarda seviye tespit
sınavlarına giremiyorlar. Bu
bölgelere gelen öğretmenlerin
çoğu gönülsüz geliyor.
Bölgede eğitimle ilgili
altyapı sorunları hat
safhaya geldi. Eğitimde
gerçekten başarı şansı
yakalanmak isteniyorsa,
bizim de görüşlerimiz
alınmalı. Ama devlet istediği
gibi program yapıyor. Doğu
ve Güneydoğu’da
gençlerimizin başarısız olmasının
ana nedeni devletin bu bölgeleren
bakışından kaynaklanıyor. Bu
ziyniyetin de değiştirilmesi
gerekiyor. Diyarbakır
büyükşehir olmasına rağmen
burada 1200 öğretmen
açığı var. Diğer illerde bu
daha da fazladır. Devlet bu
bölgelere artık sadece
güvenlik için değil sosyal
devlet anlayışıyla gelirse
eminim ki eğitim de de
başarı yakalanacaktır.
Ayrıca eğitim sadece dört
duvar arasında yapılan
bir şey değildir. Onun
sosyal ve fiziksel
koşullarını
oluşturmalısınız. Devletin
kendini geri çektiği bir
noktada başarıyı
yakalamak mamkün
değildir.”
Devlet olmadan başarı olmaz
Ş İ R K E T L E R D E N
Şõrnak:
Yatõrõmcõ
parasõnõ
götüreceği
yerde önce
huzur,
istikrar ve
altyapõ
arar.
Bizde
bunlarõn
hiçbiri
yok.
‘Yapılan okul bile
yatırımdan sayılıyor’
“Hakkâri’nin
kalkõnmasõ için
devletin öz
kaynaklarõnõ
aktarmasõ
gerekiyor. Aksi
takdirde sorunlar
daha da derinleşir.”
Eğitim sadece
dört duvar
arasõnda
yapõlan bir şey
değildir. Onun
sosyal ve fiziksel
koşullarõnõ
oluşturmalõsõnõz.
(Fotoğraf:ZekiDARA)
Her yerde olduğu gibi Hakkâri Yüksekova’da kahveler işsizlerle dolu.