26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2009 SALI 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Af Örgütü dünyada gelir dağõlõmõ eşitsizliği ile birlikte insan haklarõ ihlallerinin de yükselişe geçtiğine işaret etti şitsizlik normalleşiyorBERZA ŞİMŞEK Küresel ekonomik krizin insan haklarõ ihlallerini arttõrdõğõnõ kaydeden Uluslarara- sõ Af Örgütü, son yõllõk raporunda, “sadece ekonomik kriz yok, bir de insan hakları krizi var” vurgusunu yaptõ. Cumhuriyet’e konuşan Uluslararasõ Af Örgütü (UAÖ) Türkiye Şubesi Direktörü Ville Forsman ve Basõn Koordinatörü Avi Haligua, dünya li- derliğine soyunan G-20 ülkelerinin, en çok ihlalleri gerçekleştiren ülkeler olduğuna dikkat çekti. - Raporda ekonomik krizin insan hakla- rı ihlalerini arttırdığını söylüyorsunuz. Na- sıl arttırdı? VILLE FORSMAN - Ekonomik kriz yeni bir konu olarak gündemi tamamen kaplamõş durumda, fakat bunun altõnda çok daha eski- ye giden bir insan haklarõ krizi var. Ekonomik kriz, zaten ayrõmcõlõğa uğrayan yoksullarõn da- ha da ezilmesine neden oldu. Ekonomik kriz- le birlikte gõda krizi de baş gösterdi ve buna yö- nelik protestolar şiddet kullanõlarak bastõrõldõ. AVİ HALİGUA - Ekonomik kriz zaten var olan sõkõntõlarõ daha da derinleştiriyor; bu de- rinleşmeyse zaten var olan insan haklarõ ihlal- lerini daha da sert bir biçimde ortaya çõkarõyor. Bir kõsõrdöngünün içindeyiz artõk. Bir yerde çember kõrõlacak ancak kõrõlacak olduğu yer bü- yük bir sosyal patlama. Bu hepimiz açõsõndan çok büyük bir tehlike, ancak durumu ne dün- ya liderleri ne de hükümet liderleri önemsi- yormuş gibi görünüyor. - Raporda G-20 ülkelerinin, insan hakla- rı ihlallerini en çok gerçekleştiren ülkeler ol- duğunu söylüyorsunuz. Bu durumda G- 20’nin liderliğini yaptığı bir dünyadan umutlu olabilir miyiz? V.F. - G-20 ülkeleri ekonomik krizden et- kilenen şirketleri nasõl kurtaracaklarõnõ ko- nuşmak için toplanõyorlar, ancak krizin altõn- da ezilenlerin durumuyla ilgili ortaya net bir strateji koymuş değiller. A.H. - Raporda vurgulamak istediğimiz meselelerden biri eşitsizliğin çok net olduğu. Eşitsizlik, sosyal yaşamõn bir parçasõ haline gel- di ve “normal” olarak kabul edilmeye başlandõ. Güvensiz ortam dünyanõn ta kendisi haline gel- mekte. Bu sürecin sonucu hiçbirimizin hakla- rõna ulaşamadõğõ bir felaket ortamõ olacak. Hem haklarõn, hem de haklardan kimin yararlana- cağõnõn sõralandõğõ bir süreç var. “Bu adama yemek verdik; bu yeterli, diğer haklarına ge- rek yok” diyen bir süreç var. G-20’den temel beklentimiz başka ülkelere dikte ettiklerini ön- ce kendilerinin yapmasõ. Örneğin ABD insan haklarõ üzerine konuşma yetkisine ve diğer ül- keleri etkileme gücüne sahip, ancak ülkenin kendisinde bu kadar yoğun hak ihlalleri yaşa- nõrken söyledikleri inandõrõcõ olmuyor. V.F. - Ekonomik İşbirliği ve Kalkõnma Teşkilatõ’nõn (OECD) Ekim 2008 raporunun gösterdiği gibi, sanayileşmiş ülkelerde “son on yıllarda ekonomik gelişim yoksullardan çok zenginlerin çıkarına olmuştur”. Dün- yanõn en zengin ülkesi ABD, sabit yoksulluk ve artan gelir eşitsizliği açõsõndan 30 OECD ül- kesi arasõnda 27’nci sõrada. - Çözüm? A.H. - Devletler, üzerlerine düşen görevle- ri yerine getirmek zorundalar. İhlali yaratõp, ih- lali ihlalle çözüyor olmak, bir ihlaller kültürü yaratõyor. Ekonomik krizin yanõ sõra bu krizin nereden çõktõğõ da konuşulmalõ. Uluslararasõ Pa- ra Fonu (IMF) ve Dünya Bankasõ tarafõndan on yõl öncesine kadar öncülük edilen Yapõsal Uyum Politikalarõ, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerde sosyal güvenlik ağlarõ- nõ yok olma noktasõna getirdi. Bu durumun so- nucunda ortaya çõkan dünya da bize bugün ya- şadõğõmõz sorunlarõ getirdi. Bu geldiğimiz noktadaki sorunlarõ yine alõşõldõk yöntemler- le çözmeye çalõşmak kendi bacağõna kurşun sõkmaktan farklõ değil. Sisteme dair bir eleş- tiri getirilmedikçe yoksulluk sorununun aşõ- lacağõnõ düşünmüyoruz. V.F. - Dünyanõn farklõ bir düzene ihtiya- cõ var, ancak bu noktada insanlara da görevler düşüyor. E Yerliler haklarõ için ayakta Kutuplardan Tierra del Fuego’nun güney ucuna, Amerika’daki yerli halklar uzun süredir dõşlan- ma ve ayrõmcõlõkla karşõla- şõyorlar. Hayatlarõnõ etkile- yen kararlarda söz haklarõ ol- mayan yerli halklar, doğal kaynaklar açõsõndan zengin bölgelerde bile yoksulluktan fazlasõyla etkilendi. Ciddi insan haklarõ ihlalleriyle kar- şõlaşan bölgenin tamamõn- daki yerli halklar seslerini duyurmak için harekete geç- ti. Ayrõmcõlõğa uğramama hakkõ, arazi haklarõna ve kültürel kimliklerine saygõ duyulmasõna yönelik talep- leri, bölgedeki insan hakla- rõ tartõşmalarõnõn merkezin- de yer alõyor. Kolombiya’da silahlõ ça- tõşmalarda işlenen cinayetler ve zorla kaybedilmeler gibi insan haklarõ ihlallerinin ço- ğu, ekonomik veya stratejik öneme sahip alanlardaki si- vil topluluklarõ yerlerinden etmeyi amaçlõyor. Meksika’nõn kuzey eyale- ti Chihuahua’daki Pima ve Raramuri yerli halklarõnõ da içeren Huizopa topluluğu üyeleri, bir maden şirketinin topluluğa ait arazilerdeki iş- lemlerinin, topluluk ile ya- põlan anlaşmalara uymasõnõ talep etti. Protestolarõ des- tekleyenler, tehdit ve pro- testolarõ bastõran polis mü- dahalesi ile karşõlaştõ. Şili’de maden çõkarma ve ormancõlõk endüstrile- rinin sürekli genişlemesi, arazi davalarõnõn çözümü- nün yavaş ilerlemesi ile birleşince, yetkililer ve yer- li halklar, özellikle de Ma- puçeler arasõndaki gerilim devam etti. Bolivya’da ayrõmcõlõk devam etti. Bolivya yerli halklarõnõn ve toplumun diğer dõşlanan kesimlerinin haklarõnõ desteklemek için Başkan Evo Morales hü- kümeti tarafõndan yürütü- len çabalar, uzun süreli ay- rõcalõklarõnõ kaybetmekten korkan güçlü arazi sahibi ailelerin ve seçkin işa- damlarõnõn muhalefeti ile karşõlaştõ. Gerilimler, eylül ayõndan Pando’da 19 top- raksõz köylünün öldürül- mesi ile doruğa ulaşan şid- det olaylarõna dönüştü. ASYA PASİFİK Hak arayanlar susturuluyor Asya-Pasifik böl- gesinde yüz bin- lerce kişi hükümet poli- tikalarõ sebebiyle mağ- dur olmasõna rağmen iti- razlarõnõ dillendireme- yecek kadar korkuyor- lar. Milyonlarca insan gõda, yakacak ve diğer eşya fiyatlarõ artarken yoksullaştõ. Asya-Pasifik bölgesi bütün olarak en yoksul- laştõrõlmõş nüfuslarõn (Af- ganistan, Bangladeş, La- os, Myanmar, Kuzey Kore, Papua Yeni Gi- ne) yanõ sõra dünyanõn en zengin alanlarõnõ da (Avustralya, Çin, Japon- ya, Güney Kore) barõn- dõrmaktadõr. 2008 bo- yunca bu insanlarõn refah farklõlõklarõ doğal kay- naklarõn dağõtõmõndan çok hükümet politika- sõ ile ilgili göründü. Yõl biterken kü- resel ekonomideki sõkõntõlõ dönemin et- kileri daha fazla açõ- ğa çõkarken Asya- Pasifik bölgesinde git- tikçe daha fazla insan hükümetlerinden hesap verebilirlik talep etti. Hü- kümetler ise taleplerine cevap vermektense onlarõ susturmaya çalõştõ. Kamboçya’da yoksulluk krizi Ekim ayõnda Asya Kalkõnma Bankasõ 2 milyon Kamboçyalõnõn küresel mali kriz orta- sõnda gõda, yakõt ve eş- ya maliyetleri yükseldi- ğinden yoksulluğa düş- müş olabileceğine dair uyarõda bulundu. Bu ra- kam zaten fakirlik için- de yaşayan, nüfusun yaklaşõk üçte biri olan 4.5 milyona ekti. Kuzey Kore’de mil- yonlarca insan onyõllar- dõr görülmemiş ölçüde açlõk çekti. Binlerce ki- şi ekonomik nedenlerle Çin sõnõrõnõ geçmeye de- vam etti. Tutuklananlar ve zorla iade edilenler cezaevi kamplarõnda zorla çalõştõrõlmaya, iş- kenceye ve kötü mua- meleye tabi oldular. Güvensizlik yaygõnlaşõyor İsrail ve Filistinliler arasõnda süregelen mücadele, Irak’taki ABD birlikleri, İran’õn nükleer hedefleri hak- kõndaki endişeler, İs- lamcõlar ve laiklik ta- raftarlarõ arasõndaki açõk bölünme bölge genelin- deki siyasi güvensizlik ortamõna katkõda bulun- du. Bunlara 2008 yõlõn- da büyüyen küresel ma- li kriz nedeniyle ekono- mik ve sosyal güvensiz- lik de eklendi; artan gõ- da fiyatlarõ zaten yok- sulluk içinde yaşamakta olanlarõ etkiledi. Durumu protesto edenlere karşõ sõkõ önlemler alõndõ. Göçmen işçiler sömürü altında Mõsõr, Tunus ve Fas’ta, ekonomik koşullarõ pro- testo eden işçilere yetki- lilerin cevabõ, kaba kuv- vet ve kitlesel tutukla- malar ile göstericileri bastõrmak oldu. Hint Yarõmadasõ’ndan ve Asya’nõn diğer böl- gelerinden gelen inşaat ve hizmet sektörlerinde işçilik ve beceri sağlayan göçmen işçiler petrol zengini Körfez ülkele- rinin ekonomileri için dayanak noktalarõydõ. Oysa bu işçiler çoğu kez ağõr koşullar altõnda, sö- mürü ve ihlallere karşõ herhangi bir devlet ko- rumasõ olmadan yaşa- mak ve çalõşmak zorun- da kaldõlar. Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde ol- duğu gibi koşullarõnõ protesto ettikleri zaman yetkililerin cevabõ onla- rõ toplamak ve ihraç et- mek oldu. AVRUPA VE ORTA ASYA Zengin ülkeler de kriz mağduru Küresel ekonomik kriz, bölgenin var- sayõlan ekonomik istikra- rõnõn sorunlara maruz ka- labileceğini gözler önüne serdi. Birkaç Avrupa ül- kesi, ekonomilerini des- teklemesi için IMF’nin müdahalede bulunmasõnõ talep etti. 2008 yõlõnda Avrupa ge- nelinde, zaten yoksulluk içinde yaşayan kişiler bir- çok temel ihtiyaca erişim- den yoksun kaldõlar. Git- tikçe büyüyen ekonomik krize rağmen Avrupa kü- resel ölçüde nispeten zen- gin bir bölge olarak kaldõ, ancak devletlerin eğitim, sağlõk hizmetleri, barõn- ma ve geçim kaynaklarõnõ güvenlik altõna almak gibi yükümlülüklerini gerçek- leştirmemesi sonucu mil- yonlarca Avrupalõ mağ- dur oldu. BM mülteci birimi, 2008 yõlõnda 67 bin kişinin deniz yoluyla Avrupa’ya tehlike- li bir şekilde geçtiğini bil- dirdi, kesin sayõnõn bilin- mesinin imkânsõz olmasõy- la birlikte yüzlercesi yolda öldü. Birçok ülke göçmen- leri ve sõğõnmacõlarõ, uy- gunsuz koşullarda rutin ola- rak gözaltõnda tuttu. Göçmenler, Romanlar, Yahudiler ve Müslümanlar aşõrõlõk yanlõsõ gruplar ta- rafõndan işlenen veya bi- reysel nefret suçlarõna ma- ruz kalanlar arasõndaydõ. Onlarca yõldõr Orta As- ya’yõ vuran en sert kõşlardan biri yaşamsal altyapõyõ et- kiledi ve bölgedeki geniş ekili alanlarõ ciddi enerji ve gõda kõtlõğõyla karşõ kar- şõya bõraktõ; BM de Taci- kistan ve Kõrgõzistan’da ya- şayanlar için acil durum çağrõsõnda bulundu. Afrika’da hayat pahalõlõğõna karşõ protestolar şiddetle bastõrõldõ Kara Kıta kıvranıyor Afrika’da küresel ekonomik kri- zin de etkisiyle 2008 yõlõna damgasõnõ vuran gõda krizi, zaten yoksulluk içinde yaşayan topluluklar üzerinde büyük etki yarattõ. Başta Be- nin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gi- ne Cumhuriyeti, Kamerun, Mali, Mozambik, Senegal, Somali ve Zim- babve dahil olmak üzere kõtanõn ta- mamõnda göstericiler vahim sosyal durum ve hayat pahalõlõğõnõn hõzla art- masõ nedeniyle sokaklara döküldü. Güvenlik güçleri, gõda hakkõ dahil ol- mak üzere yeterli yaşam standardõna sahip olma haklarõnõ talep eden çok sayõda kişiyi yaraladõ ve öldürdü. Protestocular keyfi olarak gözaltõna alõndõ. Bazõlarõ gözaltõnda kötü mua- meleye maruz kaldõ veya adil olma- yan yargõlamalar sonrasõnda hapis ce- zasõna mahkûm edildiler. Denizde can verdiler Binlerce insan ailelerinin yaşam- larõnõ iyileştirmeyi umarak diğer ül- kelere göç etmeye devam etti. Çoğu çaresizlik içinde, yaşamlarõnõ zalim kaçakçõlarõn ellerine bõrakarak denize açõldõ. Aden Körfezi üzerinden Ye- men’e ulaşmak için Afrika Boynu- zu’ndan ayrõlan yüzlerce kişi yolda öldü. Diğerlerinin çoğu ise vardõklarõ ülkede gözaltõna alõndõ ve kötü mua- meleye maruz kaldõ, daha sonra da geldikleri ülkeler dõşõndaki ülkelere yollanmak üzere sõnõr dõşõ edildi. Gine’nin nüfusu yõl içinde artan gõ- da ve eşya fiyatlarõndan ağõr şekilde et- kilendi. Protestolarõ organize ettiğine inanõlan Karamba Dramé öldürüldü. Şubat ayõ sonlarõnda Kamerun’da gü- venlik güçleri, artan hayat pahalõlõğõna ve düşük ücretlere yönelik protestola- ra yapõlan müdahalede yaklaşõk 100 ki- şiyi öldürdü. Zimbabve’de ekonomik ve sosyal altyapõdaki zayõflõğõ protesto eden yüzlerce aktivist tutuklandõ. Yõl so- nunda BM’nin yaklaşõk beş milyon kişinin gõda yardõmõna ihtiyaç duy- duğunu belirttiği Zimbabve’de hü- kümet gõdaya erişimi, politik muha- liflerine karşõ silah olarak kullandõ. Uluslararası Af Örgütü Direktörü Forsman (solda) ekonomik krizle birlikte artan insan hakları ihlallerine karşı G-20 ülkelerinin bir strateji oluşturması gerektiğini vurguladı. Örgütün basın koordinatörü Haligua ise IMF ve Dünya Bankası tarafından gündeme getirilen yapısal uyum politikalarının sosyal güvenlik ağlarını yok olma noktasına getirdiğine dikkat çekerek “Sisteme dair bir eleştiri getirilmedikçe, yoksulluk sorununun aşılacağını düşünmüyoruz” dedi. ORTADOĞUVEKUZEYAFRİKA Yoksulluk ve savaş nedeniyle her yıl on binlerce Afrikalı yollara düşüyor. KUZEY VE GÜNEY AMERİKA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear