28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 16 TEMMUZ 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Di Pietro Usulü Muhalefet Türkiye’de bir muhalefet lideri çıkıp “Herald Tri- bune” gazetesine tam sayfa ilan verse ve -misal!- “demokratikleşme” adı altında kelime oyunlarına başvurularak geçirilen baskın yasası cambazlığını anlatsa; altına da şu minval birkaç cümle eklese: “Askeri vesayet rejimlerinden kurtulmak ve de- mokratikleşme, benim de paylaştığım bir idealdir. Ama yangından mal kaçırır gibi demokratikleşme olur mu? Bu yasa bir aldatmaca. Türkiye’de aske- ri darbeleri önlemek adına bir sivil darbe yapılmakta. Bu sivil darbeyi dünyaya duyurmak, ülkemin fiili dik- tatörlüğe dönüşmesini engellemek adına uluslararası camiaya sesleniyor; demokrasinin laik niteliğinin ko- runması için ülkem üzerinde gereken baskının ya- pılmasını talep ediyorum...” Türkiye’de benzer bir çıkış düşünülebilir mi? Çok zor... “Muhalefeti” böyle “uluslararası platforma” taşı- maya kalkışan bir “muhalefet liderinin” ne vatan ha- inliği kalır, ne satılmışlığı, ne alçaklığı… Türkiye’nin “kendine özgü, özel şartları” galip ge- lir. Yer yerinden oynar. Hem küçük ve hem de bü- yük kıyametler kopar… Çizme’de de küçük kıyamet koptu İtalya’da büyük kıyamet kopmadı gerçi ama ora- da da bir “küçük kıyamet” koptu doğrusu… Berlusconi hükümetinin antidemokratik icraat- larını, “Herald Tribune”den yedi düvele ilan etme yolunu seçen İtalya’nın yükselen muhalefet lideri- eski Temiz Eller savcısı- Di Pietro, iktidar yan- daşlarınca “ülke onurunu beş paralık” etmekle suç- landı… Ama “Dinsizin hakkından imansız gelir!” düşün- cesiyle Di Pietro ardında saf tutan muhalif kesim- ler durumdan şikâyetçi değil. Berlusconi kontrolündeki medyada yer bula- mayan Di Pietro muhalefeti; demokrasi açısından kritik bir virajda olan Çizme sorunlarını, küresel köy medyasına taşımayı “son çare” görüyor... Eski Temiz Eller savcısının “International Herald Tribune”e verdiği şu son ilandan bahsediyorum… “İtalya’da Demokrasi Tehlikede!” başlığıyla ya- yımlanan ilan; Berlusconi’nin kendisine “özel yar- gı muafiyeti” sağlamak amacıyla çıkardığı “Alfano Yasası’nı” menzile oturtuyor… Sırf “şahsa özel kanun” çıkarmamış olmak için; başbakanlığın yanı sıra -çerez kabilinden yasaya eklenen- cumhurbaşkanı, meclis, senato baş- kanlarına da “özel dokunulmazlık zırhı” sağlayan “Alfano Yasası sahtekârlığına” başkaldırıyor An- tonio di Pietro… Yasanın meclisten geçtiği dönemin adalet bakanı olan Angelino Alfano’nun adıyla anılan yasa hak- kında anayasa mahkemesi şimdi karar alacak… 6 Ekim’de alınacak kararın; Berlusconi’nin dava süreci açısından belirleyici olduğuna işaret eden Di Pietro, yüce mahkemenin Alfano Yasası’nı onay- laması halinde Berlusconi’nin aklanacağını, Baş- bakan’ın bu nedenle şimdi de anayasa mahke- mesine baskı koyduğunu açıklıyor ilanda. Ve çağ- rısını şöyle tamamlıyor: “Bu bilgiyi uluslararası camiayla paylaşıyor; İtal- yan demokrasisinin fiili diktatörlüğe dönüşmeme- si ve demokratik özgürlükler ilkesiyle anayasa mahkemesinin bağımsızlığının korunması adına (Çizme’ye) gereken baskının konmasını talep edi- yorum…” Di Pietro’ya aydın desteği… Baştan söylediğim gibi, girişim Berlusconicilerin hışmını çekti… Berlusconi karşısında varlık gösteremeyen mer- kez soldaki ana muhalefet partisi -Demokratik Parti- keza, “ana muhalefetin etkisizliğini” vurgulayan sıra dışı çıkıştan tedirgin oldu…. Ancak “Berlusconi’yi ne pahasına olursa olsun diz- ginlemeliyiz!” açısından meseleye yaklaşan bir ke- sim aydın ve sol memnun… Genel seçimlerde olduğu gibi geçen haziranda- ki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de oylarını art- tıran Di Pietro partisine destek verenler, “gelenek- sel siyasi partilerin iflası” karşısında “markalaşmış bir lider” ardında saf tutmayı yeğliyorlar… “Siyaseti Berlusconi madem bu denli kişiselleş- tirdi” diyorlar, “biz de el mahkûm, Berlusconi gibi ‘şahıs partisi’ niteliğinde etkili ve ünlü bir muhalif is- min ardında toplanmalıyız…” Claudio Magris, Gianni Vattimo, Andrea Ca- milleri, Nicola Tranfaglia gibi… Çizme’nin önde gelen entelektüelleri son Avrupa Parlamentosu se- çimlerinde yalnızca Di Pietro ile anılan ve tümüyle bir şahıs partisi olan “İlkeler İtalyası”nı destekledi bu yüzden… ’90’lara “Temiz Eller’le” damga vuran Antonio di Pietro, içinde bulunduğumuz bu son dönemde de işte bu iki yeni trendle anılıyor: Biri… İktidarı kişiselleştiren Berlusconi’nin kar- şısında, muhalefeti kişiselleştiren bir lider olarak çık- mak.. İkincisi, muhalefeti ulusal sınırlardan çıkarıp, kü- resel platforma taşımak.. Bir başka yazıda buradan devam ederiz. AB’de, Sõrbistan, Makedonya ve Karadağ’a vize muafiyeti önerilirken Bosna Hersek dõşarõda bõrakõldõ Vize haksõzlõğõ derinleşiyor ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Avrupa Komisyonu, Sõrbistan, Makedonya ve Karadağ vatandaşlarõna Schen- gen bölgesinde vizesiz seyahat imkânõ tanõn- masõnõ önerdi. Öneri ekim ayõnda gerçekleşe- cek AB zirvesinde 27 ülkenin devlet ve hü- kümet başkanlarõ tarafõndan onayladõktan son- ra, bu üç ülkenin vatandaşlarõ 1 Ocak 2010 ta- rihinden itibaren 28 Avrupa ülkesinde vizesiz dolaşõm olanağõna kavuşacak. Üç Balkan ülkesi vatandaşlarõ için vize muafiyeti teklifinin açõk- landõğõ basõn toplantõsõnda AB Komisyonu Başkan Yardõmcõsõ Jacques Barrot ise bu ka- rarõ “Batı Balkanlar’la olan ilişkiler açısın- dan tarihi bir an” olarak nitelendirdi. Ko- misyonun Bosna Hersek, Arnavutluk ve Ko- sova’yõ ise çeşitli gerekçelerle bu uygulamanõn dõşõnda bõrakmasõ tepkilere yol açtõ. Avrupa Par- lamentosu Yeşiller Grubu kararõ eleştirerek bu adõmõn Bosna’daki etnik bölünmenin derin- leşmesine neden olduğunu belirtti. Basõn toplantõsõnda bir gazeteci, “Bosna- lı Sırpların Sırbistan pasaportlarıyla, Bos- nalı Hırvatların Hırvatistan pasaportla- rıyla AB’ye vizesiz seyahat edebilecekle- rini, Bosna’daki Müslüman Boşnaklara ise böyle bir imkân verilmediğini” hatõrlattõ. Vizesiz seyahat için AB’nin Bosna Her- sek’ten istediği reformlarõ Bosnalõ Sõrplarõn engellediğine dikkat çeken başka bir gazeteci de “Bosna’da etnik temizlik yapan Ratko Mladiç, Sırp pasaportuyla Avrupa’da vi- zesiz seyahat edebilecekken, Bosnalı kur- banlarının yakınlarını tekrar cezalandır- mış olmuyor musunuz” diye sordu. AB Genişleme Komiseri Olli Rehn ise Boş- naklarõn tecrit edildiğini ve Mladiç’in vizesiz dolaşacağõ iddialarõ hakkõnda konuşmayõ çok sevmediğini belirterek Bosna Hersek’in AB kri- terlerini yerine getirmeye odaklanmak yerine, milliyetçi söylemle son yõllarda çok fazla za- man ve enerji kaybettiğini ileri sürdü. Olli Rehn, Türk gazetecilerin “Türk va- tandaşlarına yönelik vize uygulamaları ile ilgili bir teklif hazırlanıyor mu” sorusunu ise “yanıtlamamayı tercih ettiğini” söyledi. Cumhuriyet’in “Avrupa Adalet Divanı’nın, Türkiye ile AB arasındaki anlaşmaya da- yanarak aldığı son karara göre, hizmet sun- mak amacıyla seyahat etmek isteyen Türk- lere vize uygulanamaz. Bugün Komis- yon’un Türk vatandaşlarının değil de, di- ğer bazı ülke vatandaşlarının vizeden mu- af tutulmasına karar vermesi, AB’ye kar- şı kuşkuları artan Türk halkının kafasında soru işaretlerine yol açmaktadır. Türk hü- kümetine bu konuda sunulmuş bir yol ha- ritası var mı? Bu konuda Türk halkına bir mesajınız var mı” sorusu da Olli Rehn tara- fõndan yanõtlanmadõ. AB Komisyonu Başkan Yardõmcõsõ Jacques Barrot ise Avrupa Ada- let Divanõ’nõn aldõğõ kararõn, Türk vatandaş- larõnõn vizeden muaf tutulmasõ anlamõ taşõmasa da işadamlarõna bazõ kolaylõklar getirdiğini söy- leyerek soruyu geçiştirdi. Dış Haberler Servisi - Japoya’da 1945’te ABD’nin Hiroşima’ya attõğõ atom bombasõndan sağ kurtulmayõ başa- ran Issey Miyake, ABD Başkanõ Barack Obama’yõ saldõrõnõn 64. yõldönümünde kente davet etti. 71 yaşõndaki Japon moda tasarõmcõsõ, International Herald Tribune gazetesinde yayõmlanan makalesinde, ABD Başkanõ’nõn Hiroşima’yõ ziyareti- nin, nükleer silahlarla mücadele açõsõndan sembolik anlamõ olacağõnõ vurguladõ. 7 yaşõndayken atom bombasõ saldõrõsõyla hayatõnõn değiştiğini, saldõrõdan bir süre sonra radyasyondan etkilenen annesini kaybettiğini anlatan Miyake, “Sayın Obama’nın ‘õşõk patlamasõ’ olarak nite- lendirdiği olayı yaşamış biri olarak, bu konu hakkında söz söyleme sorumlulu- ğum olduğunu, bugüne dek hiç olma- dığı kadar çok hissettim” ifadesini kul- landõ. Obama’nõn davetini kabul ederek saldõrõnõn 64. yõldönümü olan 6 Ağus- tos’ta Hiroşima’ya gelmesini umduğunu ifade eden Miyake, “Obama’nın Barış Köprüsü’nü geçmesinin, dünyanın nükleer tehditten artık korkmaması yönünde atılmış gerçek ve sembolik bir adım olacağını” belirtti. ‘Bugün bile parlak kırmızı ışığı görüyorum’ Saldõrõya dair anõlarõnõ ilk defa insanlarla paylaştõğõnõ kaydeden Miyake, “Bugün bile gözlerimi kapattığımda, kimsenin göremeyeceği şeyler görüyorum: Par- lak kırmızı bir ışık, ardından beliren kara bir bulut ve kaçışan insanlar. Hepsini hatırlıyorum” diye yazdõ. 2. Dünya Savaşõ’nõn sonlarõna doğru ABD’nin Hiroşima’ya attõğõ atom bom- basõ, saldõrõ anõnda ve sonraki birkaç ay- da 140 binden fazla kişinin ölümüne yol açmõştõ. ABD’nin 9 Ağustos’ta Nagaza- ki’ye attõğõ atom bombasõ sonucu da 70 binden fazla kişi hayatõnõ kaybetmişti. Bu iki saldõrõ sonrasõnda, hiçbir ABD Başkanõ görevi döneminde bu iki kenti ziyaret etmedi. Gazze operasyonuna katõlan İsrail askerleri, Filistinlileri canlõ kalkan olarak kullanmalarõ ve şüpheli gördükleri her şeye ateş etmeleri için emir aldõklarõnõ anlattõlar. Bir asker, vurulmamõş tek bir evin kalmadõğõ Gazze’deki manzarayõ İkinci Dünya Savaşõ filmlerine benzetirken bir başkasõ, bölgedeki su sõkõntõsõna karşõn can sõkõntõsõndan su tanklarõna ateş açanlarõn olduğunu aktardõ. İsrail ordusunun Gazze saldõrõlarõndaki tutumu, insan haklarõ örgütleri tarafõndan sorgulanõyor. İsrailaskerlerininGazzeitirafları Dış Haberler Servisi - İsrail insan haklarõ ör- gütü “Breaking the Silence”, Gazze operas- yonuna katõlan askerlerin ifadelerine dayana- rak, askerlerin Filistinlileri canlõ kalkan olarak kullanmalarõ ve şüpheli gördükleri her şeye ateş etmeleri için emir aldõklarõnõ bildirdi. Eski İsrail askerlerinin oluşturduğu “Brea- king the Silence”õn, isimleri saklõ tutulan 30 askerle görüşmeleri içeren raporunda, askerlerin geçen aralõk ve ocak aylarõndaki operasyonda şüpheli evlere yaklaşõrken düzenli olarak si- villeri canlõ kalkan olarak kullandõğõ belirtildi. 22 gün süren operasyona katõlan bir asker, yaklaştõklarõ her eve, komşu evdeki bir kişiyi gönderdiklerini, bir keresinde de Hamas mili- tanlarõnõn saklanõp saklanmadõğõnõ kontrol et- mek üzere bir kişiyi birkaç kez bir eve gön- derdiklerini anlattõ. Askerlerin anlattõklarõndan bazõlarõ şöyle:  “Önce ateş etmemiz, sonuçlarını sonra düşünmemiz istendi. Karşı taraf için bede- li ne olursa olsun mümkün olduğu kadar az kayıp verilmesi yönünde emir aldık.”  “Tehdit altında olduğunuzu hisseder- seniz ateş edin denildi. Sivillerin korunma- sına yönelik hiçbir talimat almadık.”  “Bir keresinde sabah kahve içerken, hemen yanımızdaki tank birliği komu- tanı gereksiz yere aniden bir binaya top ateşi açtı.” ‘İkinci Dünya Savaşı filmleri gibi’  “Bütün evler tahrip edildi. Vurulmamış tek bir ev bile görmedik. İkinci Dünya Sa- vaşı filmlerindeki gibi geriye bir şey kal- mamıştı. Tamamen yıkılmış bir kentle kar- şı karşıyaydık.  “Komutan, içinde bulunduğumuz eve doğru gelen 50-60 yaşlarında bir adam için uyarı ateşi açtırmadı. Ancak adam eve yak- laştığında üst kattan yoğun ateş açıldı. Bu- nun üzerine yere yattık. Bu sırada yaşlı ada- mın attığı çığlığın hayatım boyunca unut- mayacağım. Komutan aşağı indiğinde ‘Bu gecenin açõlõşõ’ dedi. Neden uyarı ateşi açıl- madığını sorduğumuzda, ‘Gece ve bu adam terörist’ diye cevap verdi. Ertesi sabah cesedi kontrol ettiğimizde, adamın temiz olduğu- nu gördük. Üzerinde bir meşale, bir tişört- ten başka hiçbir şey yoktu.” Askerlerin anlattõklarõna göre, düşmanla te- mas konusundaki talimatlar net değildi ya da talimatlar sivillere zarar vermemeyi düşün- meden kendi hayatlarõnõ korumayõ teşvik edi- ciydi. Evlere yaklaşõrken, içerdekileri, yaşlõ ka- dõn da olsa öldürebilecekleri yönünde emir al- dõklarõnõ anlatan askerler, bazõ birliklerin sal- dõrgan ve disiplinsiz olduğunu, yağmalama olaylarõ görüldüğünü belirttiler. Askerler, Gaz- ze’de su sõkõntõsõ yaşanmasõna rağmen bazõ as- kerlerin sõrf can sõkõntõsõndan su tanklarõna ateş ettiğini, sivil yerleşim alanlarõnda beyaz fosfor bombasõ kullanõldõğõnõ da anlattõlar. Yere düşmeden dağõlan ve havada asõlõ bir duman tabakasõ bõrakan fosfor bombasõ, sal- dõrõlacak bölgeyi işaretlemek amacõyla kulla- nõldõğõ gibi düşmanõ yakmak üzere de kulla- nõlõyor. Fosfor dumanõnõn teneffüs edilmesi ha- vasõzlõktan boğulmaya ve içten dõşa doğru yan- maya yol açõyor. İsrail ordusu ise raporla ilgili bir açõklama yaparak, askerlerin anlattõklarõnõn önemli bir kõsmõnõn duyumlara ve çevrede anlatõlanlara dayandõğõnõ, yapõlan soruşturmalar sonu- cunda, askerlerin uluslararasõ yasalara uygun davrandõğõnõn görüldüğünü öne sürdü. Gaz- ze operasyonu sõrasõnda 1400 Filistinli ve 13 İsrail askeri öl- müştü. Gazze’de 50 bin ev, 800 sanayi tesisi, 200 okul, 39 cami ve 2 ki- lise yõkõlmõş ya da tahrip olmuş, İsrail bir- likleri sivillerin sõğõndõğõ Birleşmiş Millet- ler binalarõnõ da vurmuştu. MODACI MİYAKE Obama’ya Hiroşima daveti Dış Haberler Servisi - Filistin insan haklarõ söz- cüleri, İsrail’i Filistinli kadõn tutuklulara kötü muamele etmekle suçladõ. Addameer Tutuklarõ Destekleme ve İnsan Haklarõ Derneği’nin hazõrla- dõğõ raporda cezaevlerinde bulunan hamile kadõn- larõn yatakta zincire vurulduğu, kadõnlarõn işkence ve cinsel tacize maruz kaldõklarõ belirtildi. İsrail hapishanelerinin erkeklere göre düzenlendiği bu yüzden kadõn tutuklularõn ihtiyaçlarõnõn karşõlana- madõğõ kaydedilen raporda, kötü hapishane koşul- larõn yanõnda Filistinli kadõn tutuklularõn büyük bir çoğunluğunun dayak, tehdit ve aşağõlama gibi yollarla “psikolojik baskı ve işkenceye maruz kaldığı” bildirildi. Raporda, dengesiz beslenme, protein yetersizliği, güneş õşõğõ ve hareketten mahrum bõrakõlma, yetersiz havalandõrma ve rutu- betin, astõm, deri hastalõklarõ, kronik boğaz ağrõsõ, kansõzlõk ve sõrt ağrõsõ gibi çeşitli sağlõk problem- lerini tetiklediği de vurgulandõ. Filistinli kadın tutuklulara kötü muamele Avrupa Komisyonu, üç Balkan ülkesine vizesiz seyahat imkânõ tanõnmasõnõ kararlaştõrdõ. Öneri ekim ayõndaki AB zirvesinde onaylanacak. Bosna Hersek, Arnavutluk ve Kosova karar dõşõnda bõrakõlõrken Türklere vize uygulamasõyla ilgili eleştiriler göz ardõ ediliyor. TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Telefon: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr T.C. ELAZIĞ 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2008/3456 Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri: 1- TAPU KAYDI: Elazõğ Merkez (Vertetil) Yazõkonak Köyü, ada 27, 206 parselde 2000 m2 susuz tarla olarak kayõtlõ. ÖZELLİKLERİ: Elazõğ Merkez Yazõkonak Beldesi Elazõğ Bingöl yoluna cepheli Yazõkonak girişinde Mesut Petrol ve Dinlenme Tesisi’dir. Tesisler yazõhane, büro kõsmõ ve lokanta kõsmõn- dan ibarettir. Binalar tek katlõ betonarme karkas sobalõdõr. Binalarõn tabanlarõ mermer paladiyen kaplama, doğramalar alüminyumdur. Yazõhane ve kafeterya inşaat alanõ 104 m2 olup 16 m2 mes- cit, 15 m2 lastik tamir atölyesi vardõr. Lokanta kõsmõ 225 m2, tüm binalarõn inşaat alanõ 360 m2’dir. Yõpranma payõ %20 dir. Tesislerin inşaat değeri 114.912 YTL, arsa payõ değeri 200.000 YTL, dolum tesisleri ve yakõt sayaçlarõ maktuen 75.000 YTL tespit edilmiştir. İMAR DURUMU: Yazõkonak beldesi imar planõ ve mücavir alan dahilindedir. Satõş Saati: 15.00-15.05 arasõ. Muhammen Bedeli: 400.000,00 YTL Satõş Şartlarõ: 1- Satõş 01.09.2009 günü yukarõda belirtilen saatler arasõnda Elazõğ 2. İcra Müdürlüğü’nde açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen değerin %60’õnõ ve rüçhanlõ ala- caklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmek şartõ ile ihale olu- nur. Böyle bir bedele alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartiyle 11.09.2009 günü aynõ yer ve saatler arasõnda ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da rüçhanlõ ala- caklõlarõn alacaklarõ toplamõnõ, satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmesi ve arttõrma bedelinin ma- lõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş ta- lebi düşecektir. 2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masraf- larõ ile KDV alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellik- le faiz ve giderlere dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildir- meleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõla- caktõr. 4- Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’ün- cü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasõndaki farktan ve %10 faizden alõcõ ve kefil- leri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri veril- diği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, baş- kaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapõlamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (İİK.m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 39209 nilgun@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear