24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 19kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Kültür Servisi - Türk edebiyat dünyasõnõn önem- li isimlerinden şair, yazar ve çevirmen Kemal Özer dün akşamüstü evinde aniden rahatsõzlanarak yaşama veda etti. Özer’in cenazesi 2 Temmuz Perşembe gü- nü Aksaray Muratpaşa Camii’nde kõlõnacak ikindi namazõnõn ardõndan toprağa verilecek. Şiirden derlemeye, antolojiden denemeye, öy- küye, çeviriye pek çok esere imza atan 1935 do- ğumlu Özer, 1960-1981 yõllarõ arasõnda Cumhu- riyet gazetesinde düzeltmenlik yaptõ. 1965-1970 yõllarõ arasõnda kitap- çõlõk ve yayõncõlõk faa- liyetlerinde bulunan edebiyatçõ, bir süre Şiir Sanatõ dergisini çõkardõ, Yeni a dergi- sinin kurucularõ ara- sõnda bulundu ve 1990’a kadar Varlõk dergisinin yönetmen- liğini sürdürdü. 1999 – 2000 yõllarõ arasõn- da Türkiye Yazarlar Sendikasõ’nõn ikinci başkanlõğõnõ yaptõ. İlk şiirleri Harika dergisinde yayõmlanan Özer, bireyselliği ağõr ba- san ilk dönem şiirlerinden sonra, şiirlerinde imgeye ağõrlõk veren soyut bir anlatõm biçimini tercih et- ti ve sonra İkinci Yeni şairleri arasõnda yer aldõ. Sonraki dönemde toplumsal temalarõ yalõn ve es- tetik kaygõlardan uzak, kendine özgü etkileyici bir lirizmle işlemeyi uğraş edindi. Kemal Özer’in baş- lõca şiir kitaplarõ arasõnda “Gül Yordamı”, “Kavganın Yüreği”, “Bir Adı Gurbet”, “Sev- dalı Buluşma” ve son şiir kitabõ “Temmuz İçin Yaralı Semah” var. Pek çok ödüle de sahip Özer, son olarak Altõn Sayfa Edebiyat Ödülü (2008), PEN Şiir Ödülü (2009) ve Altõn Portakal Şiir Ödü- lü’nü (2009) almõştõ. 2010 Altõn Portakal Şiir Sem- pozyumu Özer için yapõlacaktõ. B elli bir konunun çevresinde dolaşan te- matik konser programlarõ dinleyiciye her zaman alõmlõ gelir. Belli bir çağõn, bir akõmõn ya da bir ülkenin çevresindeki bu- luşmalar imge gücünü süsler. Yapõtlarõ birbirine ortak paydayla bağlayabilen dinleyici daha bir yaratõcõ kulakla dinlemenin mutluluğuna ula- şõr. Bazen de sanatçõ programõna açõk bir baş- lõk koymasa da, yapõtlar arasõnda kendi mantõ- ğõna göre gizli bir ortak bağ yaratmõştõr. Bu bağ- lar besteci, yorumcu, dinleyici üçgenini bir- leştiren ipuçlarõdõr. Geçen hafta İstanbul Müzik Festivali’nin son konserlerinden biri, “Kraliçeler” temasõnõ iş- liyordu. İsveçli mezzosoprano Ann Hallenberg, İngiliz opera tarihinden iki bestecinin Purcell ve Haendel’in “Kraliçe Aryaları”nõ sundu. İngiltere’de operanõn maskelerle oynandõğõ ve “masque” adõnõ aldõğõ dönemden, kraliçeler için en çok arya bestelemiş saray bestecisi Purcell’in kraliçe karakterlerinin kimi kendi canõnõ alacak kadar güçlü (Dido ve Zempoalla gibi), kimi bir masal dünyasõnõn tõlsõmõyla yüklü (Peri Krali- çesi), kimi uzak coğrafyalarõn büyüsüyle iş- lenmişti (Hint Kraliçesi gibi). Ne çelişkidir ki kraliçeler için onca müzik yazmõş, kadõn ka- rakterini işlemiş Purcell’in 36 yaşõndaki ölü- müne kendi eşi neden olmuş: Soğuk bir kõş ge- cesinin geç saatinde eve vardõğõnda karõsõ ona kapõyõ açmayõnca uzun süre ayazda kaldõğõ için hastalanõp ölmüş. Anlaşõlan karõsõyla bir soru- nu varmõş ki “Uzun dilli bir karım var” gibi iğneleyici şarkõlar da bestelemiş! Ann Hallenberg’in seslendirdiği kraliçeler egemen, gururlu, insanõn gözünün yaşõna bakmayan sert kadõnlar, mutlak yöneticiler- di. Öte yanda dik olduklarõ kadar aşk ateşiy- le tutuşmuş, kõskanç, kin ve nefret dolu, õs- tõrap çeken, derdini paylaşmayõ onuruna ye- diremeyen ve kadõn olmanõn kõrõlganlõğõnõ ser- gileyen kadõnlardõ. Kraliçe rolleri, kadõn se- sinin ince sopranolarõ için değil, yönetici kim- liği yansõtan daha “muktedir” bir ses rengi için yazõlmõş. Bugün alto veya mezzo dedi- ğimiz seslerin söylediği, aslõnda 18. yüzyõl kastratolarõ için bestelenmiş roller. Christophe Rousset yönetimindeki Les Talents Lyriques topluluğu “eski müziğin” sesini Aya İrini’nin kubbesine çok yakõştõrdõ. Yaylõ çalgõlarõn zamana özgü tõnõsõ, klavsenin nazlõ sesi ve blokflütlerin görkemi bütün in- celiğiyle duyuldu. Purcell’in bir dizi arya ve danslarla süslediği revü havasõndaki “Periler Kraliçesi”ndeki “The Plaint”, konserin en uzun ve derin aryasõydõ. Ann Hallenberg, ya- kõnmanõn en güzel örneğini verdi. İngiliz ope- rasõnõn belkemiği örneklerinden Dido ve Ane- as’dan o güzelim iki aryada, “Ah Belinda” ve ölmek üzere olan kraliçenin yine nedimesiyle hüznü paylaştõğõ “Your Hand Belinda” adlõ aryalarda Hallenberg’i dengeli ve zarif yo- rumlarla dinledik. Meksika kraliçesi acõmasõz Zampoella’nõn aryasõnda da kraliçenin erkeksi gururu ve ka- dõnsõ inceliğinin karşõtlõğõnõ duyduk. Kendini İngiliz müziğine adamõş büyük barok besteci- si Haendel’in Balthazar ve Süleyman adlõ ora- toryolarõnda orkestra sesini daha iyi duyurma şansõnõ buldu. Hele Saba Melikesi’nin giri- şindeki Sinfonia’da ve eşlikte şef Rousset es- ki çalgõlarõn dengesini bütün inceliğiyle koru- du. Hallenberg ise gerek Saba Melikesi’nin ün- lü aryalarõnda gerekse bis olarak seslendirdi- ği aryalarda giderek canlanan bir yorum ser- giledi. Güzel İngilizcesiyle de dikkat çeken sop- rano, son seslendirdiği “Dopo notte” adlõ bravura aryasõnda güçlü tekniğini bir kez da- ha ortaya koydu. BİZDEN DE BİR KRALİÇE Boğaziçi Üniversitesi’nde Yaşar Kemal’in fahri doktora töreninden sonra İdil Biret’in kõ- sacõk bir dinletisini izledik. Yaşar Kemal, des- tanlarõn öneminden söz etti konuşmasõnda. Biret ise bir destanõ duyurdu piyanosunun tuş- larõnda: Wagner’in görkemli “Tannhauser Uvertürü”nün Liszt uyarlamasõnõ çaldõ. Ko- caman Wagner orkestrasõnõ tüm yüceliğiyle ve renkleriyle seslendirdi. Biret’ten önce tarihte yal- nõz iki piyanist bu yapõtõ kaydetmiş. Biret’i de bizim kraliçelerimizden birisi olarak düşündüm bu anõtsal dinleti boyunca. İsveçli mezzosoprano Anne Hallenberg, Purcell ve Haendel’in ‘Kraliçe Aryalarõ’nõ yorumladõ Kraliçelerin büyülü şarkõlarõ Uluslararasõ İstanbul Müzik Festivali’nin son konserlerinden birinde, Les Talents Lyriques topluluğu, “eski müziğin” sesini Aya İrini’nin kubbesine çok yakõştõrdõ. Kültür Servisi - Bu yõl 46.’sõ 10-17 Ekim tarihleri arasõnda yapõlacak ‘An- talya Uluslararası Film Festivali’nin ba- sõn toplantõsõ dün Legacy Ottoman Otel’de yapõldõ. Basõn toplantõsõna AK- SAV Genel Sanat Yönetmeni, gazetemiz yazarõ Vecdi Sayar, AKSAV Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Şanlı ve Mehmet Ali Öngel, Antalya Büyükşehir Bele- diyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfõ Yönetim Kurulu Başkanõ Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Antalya Be- lediyesi Genel Sekreteri Ahmet R. Aktekin, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sa- nat Vakfõ Basõn Danõşmanõ Ak- gün Keskin ve müzisyen Ali Kocatepe katõldõlar. ‘FİLM MARKET’ BÖLÜMÜ BU YIL YOK Antalya Büyükşehir Belediye Başkanõ Mustafa Akaydõn, Türki- ye’nin en eski sanatsal etkinlikle- rinden biri olan Antalya Film Festivali’nde yeni bir yapõlan- ma içinde olduklarõnõ belirterek konuşmasõna başladõ. Festiva- li düzenleyen AKSAV’õn sõ- kõntõlarõnõ büyük ölçüde çözdüklerini belirten Akaydõn, bu yõldan başlayarak tematik olarak da ele almak istedikleri festivalde, bu yõl ‘sinema ve müzik’ ko- nusuna eğileceklerini söyledi. Antal- ya’nõn bütün noktalarõna festival coşku- sunu taşõmak istediklerini belirten Akay- dõn, bu programõ hazõrlamada, geçen haf- ta düzenlenen Türkiye Sinema Platfor- mu’nda konuşulanlarõn katkõsõ olduğunu vurguladõ. Festivalde bu yõl dikkat çekici deği- şiklikler var: AKSAV kadrolarõ yeniden yaratõlarak, AKSAV’da kurumsal yapõ- nõn oluşturulmasõnõn sağlanmasõ planla- nõyor. Süreç içinde, Antalya Uluslararasõ Film Festivali’nin kendi kadrosunu oluş- turmasõ istenmekte. Bu yõldan başlaya- rak ‘Film Market’ bölümü yapõlmaya- cak, yarõşmalõ Avrasya bölümü kaldõrõ- larak, ulusal, uluslararasõ, ulusal belge- sel, ulusal kõsa film ile, bu yõldan başla- yarak en iyi ilk film yarõşmalõ bölümle- ri yer alacak. Film Market’in kaldõrõl- masõnõn en büyük nedeni, bu tür bir gi- rişimin büyük ölçekte yapõlõyor olmasõ- nõn gerekliliği olarak açõklanõyor. Festi- valin Türk sinemasõna katkõsõnõn artõrõl- masõ, dünya sinemasõyla ilişkisi ve halk- la bütünleşmesi öne çõkõyor. Sayar bu noktada, sinema meslek örgütleriyle ya- kõn ilişki içinde bazõ kararlar aldõklarõnõ belirtiyor. Kurumsallaşma amaçlõ giri- şimlerin yanõnda, genel sanat yönetme- ninin açõklõk getirdiği başlõca konulardan biri de, etkinliği ileride oturtmak iste- dikleri sanatsal çizgi. Bu yõldan başla- yarak kulanõlacak Venüs heykelinden yo- la çõkõlarak hazõrlanmõş olan ödül heyk- elciğinin, Antalyalõlarõn ve sinemacõ- larõn isteği doğrultusunda seçildiğini söyledi. Ali Kocatepe’nin Koş An- talya’ya şarkõsõ da, festival için ye- niden düzenlendi. Festivalin geçen yõlki kadar bütçe almasõ için Kültür ve Turizm Bakan- lõğõ’yla görüşüldüğü belirtildi. Geçen yõlõn bütçesi 20.7 milyon TL olarak açõklanõrken, bu yõl alõnacak bütçenin en doğru biçimde kullanõmõ için çalõ- şõlacağõ vurgulandõ. Festivalin es- ki yöneticisi, TÜRSAK Başkanõ Engin Yiğitgil’in söylediği iddia edilen “Bir bayrağı kaldırmış- tık, onu yere düşürüyorlar” söz- lerine karşõlõk, Akgün, “Bu sözleri söy- ledi mi bilmiyorum, ancak biz bu bayrağı daha da yükseltmek için çalı- şıyoruz diyebilirim” diye yanõtladõ. Sayar da sinema sanatõnõn en seçkin ürünlerini en doğru biçimde izleyiciye ulaştõrmak için çalõşacaklarõnõ, ama ay- nõ zamanda otele kapanmõş bir program hazõrlamayacaklarõnõ söylüyor. Geçmiş yõllarda halka doğrudan ulaşan etkinlik- leri korumak istediklerini belirten Sayar, dünyanõn tüm festivalleri düşünüldü- ğünde, Antalya’nõn doğal yapõsõnõn bü- yük olanaklar sunduğunu, bunlarla bir- likte mirasõ çok iyi kullanmak istedikle- rini ifade etti. Sayar, Antalya Festivali’nin sinemanõn güncel sorunlarõndan sanatsal tartõşmalara, sinemamõzõn kalbinin attõ- ğõ bir yer olmasõnõ istediklerini belirtti. Akdeniz Üniversitesi Sinema TV Bölü- mü’nün de katõlõmõyla bu yõldan başla- yarak yapõlacak olan atölye çalõşmalarõ, halkõn ve ortaöğretim öğrencilerinin de katõlacağõ kõsa film çekimleri gibi yan et- kinliklerin bu amaçlarõna ulaşmada önemli bir yeri olacak. Antalya’da festival halka yakõn olacak Basın toplantısında Antalya Belediyesi Genel Sekreteri Ahmet. R. Aktekin, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve AKSAV Başkanı Mustafa Akaydın, Genel Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar, Yönetim Kurulu üyeleri Hüseyin Şanlı ve Mehmet Ali Öngel konuştular. Şair Kemal Özer’i yitirdik EDEBİYAT DÜNYASININ ÜRETKEN İSMİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear