24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bu imza gerçeğine “benziyor” diyor. Pekâlâ! Ama benzeyen imzanın gerçek imza olduğu söylenebilir mi? Bizde söylenir. Nitekim söyleniyor, yazılıyor. Yapılan araştırmalar darbe belgesindeki imzanın gerçekliği veya belgenin sahte olup olmadığı henüz saptanmamışken... üstelik ülkenin AKP iktidarı elin- de bin bir çeşit sorunlarla boğuştuğu bir dönemde, 2009 yılında; bu partiyi ve Gülen’i tasfiye etmeyi ak- lından geçirmeyen TSK’yi, darbe planları yapmakla suçlamak!.. Ancak Türkiye’ye özgü bir virüsün ma- rifeti olabilir. Askeri savcılık “ele geçirildiği iddia edilen belge- nin Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlanmadığına ilişkin bir kanaate varıldığını” açık- lar; derhal tepkiler başlar. “Kanaate varıldı” ne de- mekmiş diye Genelkurmay’ı sorgulayan yayınlar, açık- lamalar birbirini kovalar. Aslı faslı araştırılmadan yalanlar, suçlamalar, sah- te belgeler üzerine uydurma binalar inşa edilebilir Tür- kiye’de. “Bir başkadır benim memleketim!” Cumhuriyet Başsavcılığı belgenin orijinalinin bu- lunmadığını açıklar; ama burası kendi kafasındaki yar- gıya göre hüküm veren, sonuç çıkaranların ülkesidir. Başbakanları, bakanları, yalakaları, dinci ve yan- daş basın; belgenin orijinalinin bulunmasını dayatan yayın yapmaz, konuşmaz. Lakin hukuk adamları “Bir imzanın, imza sahibi ki- şiye ait olup olmadığı, ancak elle imzalanmış belge üzerinden anlaşılabilir. Fotokopi üzerinden anlaşılmaz” diye bas bas bağırırlar.. ama nafile! Bizim yalakalar, dinci ve yandaş basın bildiğini oku- maya, yazmaya, söylemeye devam eder. Hatta ve hatta imza sahibi olduğu öne sürülen al- bayın farklı imzaları mercek altına yatırılır. Belge altındaki imza bambaşka bir imza! Kafalar belgenin gerçek olduğuna yattı ya bir ke- re. Şimdi de belge altındaki imza ile diğer belgeler- deki imza neden farklı sorusuna Albay Çiçek’in ya- nıt vermesini; -savcılar değil- basının amiral gemisi olduğu iddiasındaki gazetenin patron vekili yazıp so- ruyor. Kimler tarafından yazılıp piyasaya sürüldüğü he- nüz açıklanmayan darbe belgesinin altındaki Albay Çiçek imzasının başka belgedeki imzadan alınıp mon- te edilip edilmediği medyamızın araştırmaya değer görmediği konular arasındadır ve fakatttt: …Ve fakat bütün bu tartışmalar, suçlamalar, iddialar arasında nedense darbe belgesinin kimilerince us- taca hazırlanan, gizli servis sözlüğünde İngilizcesi “for- gery operation”, Türkçesi “sahte operasyon” diye ge- çen bir olay olup olmadığını araştırmak, sormak ne- dense akla gelmiyor. Türkiye elli yıla yakın bir zaman önce günlerce for- gery operation olayı ile çalkalandı. Hem de 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinden sonraki yıllarda… ABD Albayı Dickson imzalı bir belge yayımlandı ve bu belgede “pasifize edilmesi” gereken kalburüstü kişilere uygulanması gereken öneriler sıralanıyordu. Büyük gürültü kopardı belge. Ne ki belgenin sah- te olduğu üzerinde duruldu. O sıralar Albay Dick- son’un bir başka belgedeki imzasının açıklanan belgeye monte edildiği öne sürüldü ve ama: Bu türden uydurma belge operasyonlarının özel- likle Sovyetler veya zaman zaman ABD gizli ser-vis- leri tarafından bir ülkede kargaşa yaratmak amacıyla düzenlendiği, gizli servis yaptırımlarını yakından iz- leyenler tarafından açıklandı. Acaba darbe belgesiyle aynı oyuna mı getiriliyor Türkiye? Soru bu; ancak yanıtlanması gereken bir soru… Yoksa değil mi? SAYFA 24 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 31 Edirne PB 29 Kocaeli PB 35 Çanakkale PB 28 İzmir PB 29 Manisa PB 30 Aydın PB 31 Denizli PB 35 Zonguldak PB 28 Sinop PB 27 Samsun PB 32 Trabzon PB 29 Giresun PB 29 Ankara PB 35 Eskişehir Y 33 Konya PB 33 Sıvas PB 31 Antalya PB 35 Adana PB 35 Mersin PB 32 Diyarbakır B 38 Şanlıurfa B 39 Mardin B 34 Siirt B 26 Hakkâri Y 23 Van Y 23 Kars Y 25 Oslo B 25 Helsinki B 18 Stockholm B 24 Londra PB 24 Amsterdam B 23 Brüksel PB 23 Paris PB 23 Bonn PB 22 Münih PB 24 Berlin PB 25 Budapeşte Y 25 Madrid PB 34 Viyana Y 21 Belgrad Y 23 Sofya Y 23 Roma PB 25 Atina PB 30 Zürih PB 22 Moskova Y 20 Aşkabat B 34 Astana Y 24 Taşkent Y 35 Bakû PB 29 Bişkek Y 30 Tiflis PB 25 Kahire B 28 Şam B 28 Ülkemizin batı ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın güneydoğusu, Batı Ka- radeniz’in iç kesimleri, Göller yöresi, Doğu Ka- radeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu’nun ku- zey ve doğusu ile Edir- ne, Kırklareli çevreleri sağanak ve gök gürü- lütülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Alev COŞKUN AKP’ye gelince, hükümet bu belgenin aslõnõ bu- lup çõkarmakla görevli ve sorumludur. Sürekli böylesi konularõ öne çõkaran, bu konular- dan siyasal rant sağlamaya çalõşan bir yaklaşõm AKP hükümetini giderek daha da yõpratõr. Bir belgenin doğ- ru olup olmadõğõnõ ortaya çõkaramayan bir siyasal ik- tidar durumuna düşer. Hem konularõ ortaya atõyor hem de sonuca ulaşamõyor ve çözümler üretemiyor du- rumuna gelir. Başbakan bu durumu sezmiş gibi görünüyor.. Belge Taraf’ta yayõmlandõğõ sabah esip gürleyen Er- doğan, öğleden sonra yumuşadõ, daha sonralarõ da kurumlar arasõ uzlaşmadan söz etmeye başladõ. Başbakan Yardõmcõsõ Arõnç bir yana bõrakõlõrsa hü- kümet kanadõnda ve Cumhurbaşkanõ Gül’de daha se- rinkanlõ bir tavõr sergileniyor. Erdoğan’a yakõn ya- zarlar daha yumuşak yorumlar yapõyorlar. Üçüncü nokta, belgenin Gülen cemaatine getire- ceği etkilerdir. Fethullah Gülen bu belgeden önce böylesi yakla- şõmlarõn olacağõnõ haber verdiği için, ister istemez bel- ge ile ilişkilendiriliyor. Belgenin F tipi örgütlenme- ler tarafõndan üretildiği yazõlõp söyleniyor. Eğer bel- genin aslõna ulaşõlamazsa, Taraf’õn bu manşet ha- berinden olumsuz olarak en fazla kim etkilenecek- tir: TSK mi, AKP hükümeti mi, yoksa Gülen cemaa- ti mi? Bekleyip göreceğiz... Belge ve Siyasal Yönleri... Baştarafı 2. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Prof. Yurtkuran ertesi gün Haseki Hastanesi’ne sevk edildi. B7’ye geldiğim gün üçümüz 2 saat kadar yürüyüp sohbet ettik. Yalnızlığımın sona ermesinden mut- luydum ama, yarı aklım da önceki koğuştaydı... Orada iki komşum vardı. Biri B9 alt koğuşta kalan Gökhan Ecevit ve Sadun Okyaltır idi. Onlar altta ben üstte pencereden haberleşiyorduk. Benimle birlikte onlar da B7’ye geçti. Öteki komşum ise tam karşımdaydı. Tel örgülerin altındaki demir kaplamanın köşesindeki açıklığın içine yuva yapmışlardı. Her sabah gün doğmadan onların sesiyle uyanır- dım. 2-3 kuş, koskoca bir koro gibi yırtıyordu karanlığı: Cik... Cikcik.. Cik... Cikcikcik.. Cik... Güneş biraz yükselince de köşe kapmaca oynar gi- bi görünüp kayboluyorlardı. Bizim güvenlik içinde kal- mamızı sağlayan tel örgüler onlar için binlerce oda- lı bir saray gibiydi. Üst telden alt tele konuyorlar, son- ra ortaya, ardından iç tele... öte öte dolaşıyorlar, her telden çalıyorlar... Yuva ve teller havalandırma duvarının üstünde. Be- nim pencerenin önü de havalandırma. Zamanla havalandırmaya arada bir ekmek atmak şart hale geldi. Kuşlarla ekmeği paylaşmak ne güzel! Dışı benim içi onların... Başlangıçta acemiliğime geldi, ekmeği kuru atın- ca rüzgârda hep yer değiştirdi. Kuşlar güçlükle yi- yebiliyordu. Biraz ıslatıp atınca kuşlar için daha ko- lay oldu. Tellerin üzerinden hızla inip ekmeğin dibine konu- yorlar. Kendilerini güvende hissederlerse titrek ayak- larıyla ekmeğe yaklaşıyorlar, birkaç parça alıp hızla tellere çıkıyorlar. Önceleri beni pencerede görünce ürküp kaçıyor- lardı. Zamanla alıştılar. Kızım, bir görüşmemizde, “Baba, yanına kuşlar ge- lirse bendendir” demişti. Ben de kısaca durumu an- lattım... Kuşlara ekmek verdikçe Fatih Hoca takılırdı: “Kızının kuşlarını aç bırakma...” Erol Hoca’nın da çocukluğunun bir dönemi Siliv- ri’de geçmiş. Doğasını, kuşlarını, denizini iyi biliyor. Serçe tipi iyi ötümlü kuşlar daha çok buralarda gö- rülüyormuş. Öterken kuyrukları, kanatları, her taraf- ları titriyor. Sanki kanatları müzik aleti; ses, onların tit- reşimiyle çıkıyor. Kuşlardan ayrılırken son bir kez daha ekmek ver- dim, 2 yan koğuşa geçtiğimi, oraya beklediğimi söy- ledim. B7’deki ilk günümde Yurtkuran’a, Bernay’a kuş- lardan söz edip etmemekte ikirciklendim. Sonra an- latırım dedim. Yurtkuran’la ilk ve son gün olduğu için üçümüz yo- ğunlaşmış bir sohbete tutuştuk. Neler oluyor? Neler olabilir? Yaşadıklarımızın anlamı nedir? Konular birbirini kovalarken görevliler geldi. Yurt- kuran’ın yarınki hastaneye sevkiyle ilgili bilgileri ver- diler. Tam kapıyı kapatıp ayrılmak üzereydiler ki, Yurt- kuran “Bir dakika” dedi, seslendi: “Sizden özel bir ricam olacak. Biz F12’den bura- ya geldik. Orada havalandırma duvarının üstünde bir kuş yuvası vardı. Birinin yavrusu olacaktı. Tam doğum öncesi buraya geldik. Bir bakar mısınız, yavru dünyaya gelmiş mi? Kuşlar nasıl? Bilgi verirseniz çok sevini- rim.” Önce onların öyküsünü dinledim... Sonra benimkini anlattım... Yurtkuran’ı ertesi sabah hastaneye gönderdik. Ber- na’yla kaldık... Ferit Hoca’yla daha önce bir saat bi- le baş başa oturup görüşmüşlüğümüzün olmamasına karşın iyi anlaşıyoruz. Cerrahlığın ve rektörlüğün ge- tirdiği pratik çözüm ve sentez gücü var. Ona arada takılıyorum: “Arkadaşınsa Ferit, her sorun münferit!” Her telden konuşurken kuşlardan da söz açıyorum. Yeni yerimize uğrayıp giden kuşlar var. Seslerini du- yunca ikimiz birden havaya bakıyoruz. İnsanoğlu kuş misali derler ya... Özgürlüğün de simgesi kuşlar... Hayatta hiç bu kadar kuşlara özenmemiştim. İnsan hangi koşullarda olursa olsun özgürlüğü dü- şünmekten, yaşam sevincini çoğaltmaktan, yaşama tutunmaktan vazgeçmemeli... Hiçbir şey bunları en- gellememeli... Kuşların kanat çırpışlarını izlerken önceleri okuduğum kitaptan bir söz geldi aklıma: Engellerimiz kanatlarımızdır! ankcum@cumhuriyet.com.tr 1. KOŞU: F: Kurçak (6), P: Özütok (8), PP: Duraner (2), S: Kor- kutefe (5). 2. KOŞU: F: Başefendi (2), P: Karaefe (6), PP: Işõk- han (5), S: Subaşõ (7). 3. KOŞU: F: Duygu Yõldõzõ (2), P: Berşan (1), PP: Morõşõk (5), S: Elif Sultan (4). 4. KOŞU: F: İnanca (3), P: Çiğdem (9), PP: Katrancõ (4), S: Mesudum (7). 5. KOŞU: F: Birsen Hanõm (3), P: Lady Melis (4), PP: Magnifique (6), S: Kõr- mõzõ Ruj (1). 6. KOŞU: F: Kafkas (3), P: Sarsõlmaz (7), PP: Baba Dündar (1), S: Wind Of West (2). 7. KOŞU: F: Mamma Mia (1), P: Carly Baby (2), PP: Wicked World (7), S: Dut Beyaz (3). 8. KOŞU: F: Led Zeppelin (11), P: Ulumeşe (4), PP: Derviş Ağa (3), S: İlle De Oğlum (10). 9. KOŞU: F: Gökbulut (2), P: Dayala (3), PP: Taşanbey (4), S: İncinur (5). Uzman çavuş şehit oldu HAKKÂRİ / MERSİN (Cumhuriyet) - Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Dağlõca mevki- inde 13 Haziran’da girdiği çatõşmada yarala- nan Uzman Çavuş Fazlı Kalaycı (38) dün şehit oldu. Çukurca ilçesinde ise önceki gün yapõlan yapõlan arazi arama ve tarama faali- yetleri sõrasõnda PKK’lilerin döşediği mayõ- nõn patlamasõ sonucu iki asker yaralandõ. Dağlõca’da 13 Haziran’da çõkan çatõşmada yaralanan ve Ankara GATA’da tedavi altõna alõnan Kalaycõ dün yaşamõnõ yitirerek şehit düştü. Kalaycõ’nõn Mersin’in Tarsus ilçesi- nin Duatepe Mahallesi’nde yaşayan ailesine acõ haberi askeri yetkililer iletti. Anne Zü- beyde Kalaycı (78), torunlarõ İsmet (11) ile Berkay’a (10) sarõlarak, “Günlerdir içimde sanki bir ateş vardı. Sonunda korktuğum oldu. Yüreğimizi yaktılar. Allah da onları yaksın” diyerek ağladõ. Şehidin eşi Birgül Kalaycı’nõn Ankara’da olduğu öğrenildi. 16 yõllõk asker olan Kalaycõ’nõn asõl birliğinin Erzurum’da bulunduğu, 8 aydõr Dağlõca’da görev yaptõğõ öğrenildi. Şehit Kalaycõ’nõn cenazesi bugün Tarsus’ta toprağa verilecek. ÇATIŞMADA YARALANMIŞTI Marmara Sualtõ Festivali başladõ “9. Uluslararası Marmara Sualtı Festivali”, Caddebostan Balıkadamlar Spor Ku- lübü’nde hokey takımı gösterisiyle başladı. Kulüpte düzenlenen toplantıda konuşan Organizasyon Komitesi Başkanı Sevda Şahin, festival kapsamında, 9. Sualtı Gö- rüntüleme Yarışması ile 16. Yaşayan Marmara Ulusal Fotoğraf ve Film Yarış- ması düzenleneceğini söyledi. Şahin, “Sualtı Görüntüleme Yarışması’nda, fark- lı iklimlerde çekilen karelerde mucizevi deniz görülebilecek. Yaşayan Marmara Ulusal Fotoğraf ve Film Yarışması’nda ise 27 Haziran’da Prens Adaları’nda ya- pılacak dalışlarda çekilecek dia ve filmler yarışacak” dedi. (Fotoğraf: AA) İş bulma kaygõsõ yaygõn İstanbul Haber Servisi - “İs- tihdam Sorunu İçin Çözüm Za- manı” (STEP) isimli AB proje- sinin saha araştõrma raporu açõk- landõ. Türkiye ve Yunanistan’dan 18-28 yaş arasõndaki gençlerin ka- tõlõmõyla gerçekleştirilen araştõr- maya göre Türk gençleri AB üye- liğini seyahat, çalõşma ve eğitim özgürlüğü olarak görüyor. Genç- lerin istihdama yönelik algõ araş- tõrmasõnda ise öğrenciler, üni- versitelerin kendilerine sunduğu pratik ve mesleki deneyimin ye- terli olmadõğõnõ düşünüyor. İş ve Meslek Sahibi Kadõnlar Derneği (BPW) Türkiye Temsil- ciliği öncülüğünde hazõrlanan STEP Projesi kapsamõnda Türki- ye’den 74 ve Yunanistan’dan 78 gencin katõldõğõ çalõştaylarõn tam kapsamlõ proje raporuna göre Türkiye’de yaşayan ve araştõr- maya katõlan öğrencilerin yüzde 12’si, Yunanistan’daki öğrenci- lerin de yüzde 7’si ise öğrenciy- ken iş arõyor ve bulamõyor. Eğitim sistemi büyük engel Araştõrmaya Türkiye’den katõ- lan öğrencilerin yüzde 64.3’ü şu anda çalõştõklarõ işi kaybederse zor iş bulacağõna inanõrken, Yuna- nistan’daki gençlerin yüzde 64.71’i edindikleri iş deneyiminin kolayca iş bulmalarõna yardõmcõ olacağõnõ düşünüyor. Gençlerin is- tihdama yönelik algõ araştõrma- sõnda, Türkiye’de iş bulma konu- sundaki en büyük engelin eğitim sistemindeki aksaklõklar olduğu görülüyor. Türkiye’deki öğrenci- lerin yüzde 41.2’si, Yunanis- tan’daki gençlerin yüzde 34.7’si okulda yeterli staj, pratik ve mes- leki deneyim edinmediğini belir- tiyor. Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 80.3’ü hükümeti, yüzde 12.7’si sivil toplum kuruluşlarõnõ, yüzde 7’si AB’yi eğitim sorunla- rõnõn çözümü olarak görüyor. Gelir kaynakları... Türkiye ve Yunanistan’da ya- şayan üniversiteli öğrencilerin gelir kaynaklarõ incelendiğinde, her iki öğrenci grubunun da aile ve akrabalardan maddi destek alarak okuduklarõ ortaya çõkõyor. Türk katõlõmcõlarõn 50.7’si, Yunan katõlõmcõlarõn yüzde 67.8’i aile- sinden destek alõyor. Katõlõmcõ- larõn yüzde 97.3’ü için AB; Av- rupa’nõn herhangi bir yerine yol- culuk ve herhangi bir yerinde eğitim ve çalõşma özgürlüğünü ifade ediyor. Olumlu değişim beklentisi Türkiye’de yaşayan katõlõmcõ- larõn yüzde 96’sõ, AB üyeliği ile meydana gelecek değişimin olum- lu olacağõ yönünde beklentilerini dile getiriyor. Türkiye’de yaşayan katõlõmcõlarõn ekonomik değişim vurgusu öne çõkarken, demokra- tikleşme, hak ve özgürlüklerin gü- vence altõna alõnmasõ konusunda ise beklentilerin daha düşük dü- zeyde olduğu görüldü. Haber Merkezi - Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn PKK ile ilgili istihbarat raporunu geçen şubat ayõnda medyaya sõzdõrdõklarõ iddiasõyla tutuklanan bir üsteğmen ve teğ- mene yönelik operasyonun ayrõntõlarõ ortaya çõktõ. Terör örgütü PKK ile ilgili Genelkurmay Başkanlõğõ arşi- vinde yer alan istihbarat bilgilerinin şubat ayõnda gazeteler- de yayõmlanmasõnõn ardõndan askeri savcõlõk soruşturma başlattõ. Belgenin gerçek olduğunun saptanmasõnõn ardõn- dan yapõlan araştõrmada askeri belgelerin Erzincan’dan si- vil kişilere sõzdõrõldõğõ yönünde bulgular elde edildi. Askeri savcõlõk, belgeyi sõzdõrdõğõ iddia edilen bir üsteğmen ile A.K. adlõ teğmen hakkõnda gözaltõ ve arama kararlarõ çõ- karttõ. Ankara’dan Erzincan’a 16 Haziran’da gelen bir hâ- kim binbaşõ ve iki askeri savcõ, teğmen A.K. ve adõ açõklan- mayan üsteğmenin evlerinin aranmasõ için polisten yardõm istedi. Emniyet Müdürlüğü’nden 2’si kadõn 4 sivil polis teğmen A.K’nin oturduğu daireye girerek yaptõklarõ arama- da 3 dizüstü bilgisayar, 8-10 harddisk, çok sayõda flash bel- lek, CD ve çok sayõda kâğõt ve doküman ele geçirdi. A.K, askeri yargõcõn, “Televizyon izliyor musun? En çok dik- kat çeken haber ne” sorusuna, “Herkes gibi ben de izli- yorum. Herkesin bildiği kadar bazı şeyleri biliyorum” yanõtõnõ verdi. A.K’nin, “3 bilgisayar ile ne yapıyorsun” sorusuna ise yanõt veremediği öğrenildi. Ekiplerin üsteğme- ni de orduevinde gözaltõna aldõğõ ortaya çõktõ. A.K. ve üs- teğmen geçen günlerde tutuklanmõştõ. Tedavisine sürekli engeller çõkartõlan eski rektöre acil ameliyat gerekiyor Yurtkuran bugün by-pass olacak İstanbul Haber Servisi - Kal- bindeki ana koroner damardaki tõ- kanõklõk nedeniyle acilen ameli- yat olmasõ için Siyami Ersek Gö- ğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştõrma Hastane- si’ne sevk edilen eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran bugün by- pass ameliyatõ olacak. Ameliya- tõnõn ardõndan Yurtkuran’a testis kanseri nedeniyle radyoterapi uy- gulanmasõ planlanõyor. Uludağ Üniversitesi Tõp Fa- kültesi’nde 10 Mart’ta testis kan- seri nedeniyle ameliyat olduk- tan sonra, radyoterapi göreceği günlerde, 13 Nisan’da Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuk- lanan Yurtkuran, sağlõk sorunla- rõ nedeniyle iki kez tahliye tale- binde bulunulmasõna karşõn tah- liye edilmedi. Rahatsõzlõklarõ ne- deniyle 12 Haziran’da Haseki Eğitim ve Araştõrma Hastane- si’ne yatõrõlan Yurtkuran, damar- larõndaki sorunun tespiti için İs- tanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde tedavi altõna alõn- mõştõ. Daha önce bir sağ kroner damarõnda tõkanõklõk olan ve bir damarõna stent takõlan Yurtku- ran’õn yapõlan anjiyosunda “sol ana damarın başlangıç nokta- sında ciddi tıkanıklık” belir- lenmişti. Yurtkuran’õn hazõrla- nan ön raporunda, “hayati risk” taşõdõğõ ve acilen ameliyat olma- sõ gerektiği belirtilmişti. By-pass ameliyatõ olmadan kanser tedavisi göremeyeceği için Yutkuran’õn, by-pass ameliyatõ yapõlmasõnõn ar- dõndan radyoterapisine geçilme- si bekleniyor. Türkiye’de gençlerin, Yunanistan’dakilere oranla daha çok iş bulma kaygõsõ yaşadõğõ ve AB üyeliğini seyahat, çalõşma ve eğitim özgürlüğü olarak gördüğü ortaya çõktõ Evinden 3 bilgisayar çıktı Belge sızdıran subayların tutuklanması BURSA (Cumhuriyet) - Dinci Vakit gazetesi yazarõ Hüseyin Üzmez’in cinsel tacizine uğrayan ve defalarca ruh sağlõğõ kontrolünden geçirilen 14 yaşõndaki B.Ç., önceki gün ağõr depresyon tanõsõyla Uludağ Üniversitesi Tõp Fa- kültesi Çocuk Psikiyatrisi Bölümü’ne kaldõrõldõ. Bursa 4. Ağõr Ceza Mahkemesi, ikinci celsede Adli Tõp 6. İhtisas Dairesi’nin verdiği “B.Ç’nin ruh ve beden sağ- lığı bozulmamıştır” şeklindeki raporuna dayanarak Üz- mez’i tahliye etmişti. Kamuoyu baskõsõnõn ardõndan B.Ç. Adli Tõp Genel Kurulu’nda tekrar muayene edilmiş, bu kez ruh sağlõğõnõn bozulduğu yolunda rapor verilmişti. Bursa 4. Ağõr Ceza Mahkemesi, ara kararõnda, B.Ç’nin düzenli ola- rak Uludağ Üniversitesi Tõp Fakültesi’ne kontrole götürül- mesini karara bağlamõştõ. Psikiyatri uzmanlarõnõn önceki günkü muayenesinde B.Ç’nin ağõr depresyon geçirdiği ni belirlemeleri üzerine B.Ç. psikiyatri kliniğinde tedavi altõna alõndõ. Cinsel istismarõn izlerinin silinmesine çalõşõlacağõnõ vurgulayan uzmanlar, “B.Ç’nin durumu, bu yaştaki ço- cuk için çok ağır denilebilir. Çocuk, dolaylı olarak aile- sinin, cinsel tacizde bulunan kişinin, çevresinin ve med- yanın ağır baskısı altında” dediler. B.Ç’nin avukatlõğõnõ üstlenen Nevin Cambaz, küçük kõzõn ruh sağlõğõnõn sürekli gündemde tutulmasõ sonucu giderek bozulmaya devam etti- ğini belirterek gazetecilerin B.Ç’ye daha fazla ilgi göster- memelerini istedi. Cambaz, çocuklarõn korunmasõna ilişkin yasalarõ çiğneyen herkesten davacõ olabileceklerini söyledi. B.Ç. hastaneye kaldırıldı Üzmez’in cinsel tacizine uğramıştı Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. HAKAN MAMA ALTILI GANYAN 3 3 3 1 11 2 9 4 7 4 3 4 6 1 3 4 7 1 10 5 2/7 5 Kıbrıs bayrağını çizen ressam öldü LEFKOŞA (AA) - Halen Güney Kõbrõs Rum Yönetimi tarafõndan kullanõlan, Türk-Rum ortaklõ- ğõnda 1960’ta kurulan Kõbrõs Cumhuriyeti’nin bay- rağõnõ çizen İsmet Vehit Güney (77) yaşamõnõ yitir- di. KKTC Kültür Dairesi Müdürlüğü’nden yapõlan açõklamada, Güney’in, Kõbrõs Türk resim sanatõnõn mihenk taşlarõndan biri olduğu ve 1940’lõ yõllardan günümüze kadar resim üretmeye ve sanat dünyasõ- na katkõda bulunmaya devam ettiği belirtildi. İsmail Hakkı Tonguç anıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Köy Ensti- tüleri’nin kurucu ve uygulayõcõlarõndan İsmail Hakkõ Tonguç, ölümünün 49. yõlõnda Cebeci Asri Mezarlõğõ’ndaki gömütü başõnda anõldõ. Törene Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfõ Başkanõ Erdal Atõcõ, Eğitimciler Derneği (EĞİT-DER) Ge- nel Başkanõ Nihat Eren, Tonguç’un öğrencilerin- den yazar Talip Apaydõn, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve eğitim sendikasõ temsilcileri katõldõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear