Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
15 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
Davutoğlu,
bir haftada
4 ülkeye gidecek
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu, temaslarda
bulunmak ve çeşitli
toplantõlara katõlmak
üzere bu hafta 4 ülkeyi
ziyaret edecek. Dõşişleri
Bakanlõğõ’ndan yapõlan
açõklamada,
Davutoğlu’nun 15-19
Haziran günlerinde
sõrasõyla Lüksemburg,
Almanya, ABD ve
Rusya’yõ ziyaret edeceği
bildirildi. Açõklamada,
Davutoğlu’nun,
Ortadoğu’daki jeopolitik
gelişmeleri ele almak
üzere bugün
Lüksemburg’da İspanya
Dõşişleri Bakanõ Miguel
Angel Moratinos ile
Uluslararasõ Barõş
Enstitüsü Başkanõ Terje
Roed Larssen’in ev
sahipliğinde ve AB
Genel İşler ve Dõş
İlişkiler Konseyi
toplantõsõ çerçevesinde
düzenlenecek gayri resmi
çalõşma yemeğine
katõlacağõ belirtildi.
‘Başbakan’ın
dili yaralayıcı’
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Sekreteri
Önder Sav, partisinin
Ankara İl Gençlik
Kollarõ’nca Lozan
Parkõ’nda “Geleceğini
Yönlendir” sloganõyla
düzenlenen gençlik
şöleninde yaptõğõ
konuşmada Başbakan
Recep Tayyip
Erdoğan’õn üslubunu
eleştirdi. “Siyasette edep
tartõşmalarõnõn
yaşandõğõnõ” anõmsatan
Sav, “Siyasetçilerin
üsluplarõna fevkalade
özen göstermeleri
gerekir. Bir ülkede,
başbakan dahi olsa hiç
kimsenin özensiz üslup
kullanma ayrõcalõğõ
yoktur. Bizim,
Türkiye’nin
Başbakanõ’nõn bu konuda
olabildiğince gevşek,
olabildiğince sözcükleri
yanlõş kullanan ve
muhataplarõnõ yaralayõcõ
dil kullanan bir tarzõ var.
Kendisine, bu tarzdan
yakõn bir zaman içinde
kurtulmasõnõ tavsiye
ediyorum” dedi.
‘Üniter yapı
tehlikede’
AKÇAKOCA (AA)
- MHP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Metin
Çobanoğlu, Düzce’nin
Akçakoca ilçesinde
partisinin olağan
kongresinde yaptõğõ
konuşmada, MHP
olarak sandõk dõşõ
demokrasi arayõşõ
içinde asla
olmayacaklarõnõ
vurguladõ. Çobanoğlu,
“Türkiye
Cumhuriyeti’nin, ulus
felsefesi, temel ilkeleri,
üniter yapõsõ, birliği,
dili tartõşmaya açõlõr
hale gelmiştir. Bugüne
kadar buna cesaret
edemeyenler, bugün
iktidardan da güç
alarak bunu
yapmaktadõr” dedi.
Kongreye tek liste ile
giren mevcut başkan
Mehmet Kahraman,
ilçe başkanlõğõna
yeniden seçildi.
‘AKRT’, pardon ‘AK RT’!
TRT’deki bazı gelişmeler son
günlerde siyasetin önemli tartışma
konuları arasında. TBMM KİT
Komisyonu’da TRT’nin 2007 yılı
hesapları görüşülürken sert
tartışmalar yaşandı. TRT Genel
Müdürü İbrahim Şahin, eleştirileri
yanıtlarken “Muhabirlere, ‘Sayın
Cumhurbaşkanı’na, Sayın
Başbakan’a mikrofonu uzatıp diğer
gazeteciler nasıl soru soruyorsa siz
de soru soracaksınız’ dedik.
Sormuyorlarsa da bu benim
kabahatim olmasa gerek. Biz
protokol haberciliğini de bıraktık”
dedi. Bu talimatın gereğinin nasıl
işlediğini geçen hafta gördük. CHP
Konya Milletvekili Atilla Kart’ın One
haber ajansı ile imzalanan
sözleşmeyle ilgili basın
toplantısında, TRT muhabiri, “TRT,
en son düzenlediğiniz bir basın
toplantısında sizin yaptığınız
eleştiriler hakkında davalar açtı. Yani
burada bir husumet, bir çekişme mi
var? TRT yönetimi ile konuşsanız bu
konuları, sanki TRT ile Atilla Kart
arasında bir çatışma varmış gibi bir
intiba oluştu” dedi. TRT Genel
Müdürü İbrahim Şahin’in danışmanı
olarak kuruma girdikten sonra genel
sekreter yardımcısı olan Birol
Uzunay da toplantıya bizzat
katılarak bazı görüşlerini dile getirdi
ve sorular sordu...
TBMM Genel Kurulu’nda da geçen
hafta TRT tartışması vardı. DTP’li
Hasip Kaplan “TRT’nin zaten
özerkliği, tarafsızlığı yok. Çiftlik gibi
kullanılmaya başlandı” derken,
CHP’li Gaye Erbatur, “TRT’de
haberler hükümetin sesi haline
gelmiştir. Kadrosunda 157 muhabir,
301 prodüktör bulunduran TRT, bu
nitelikli personelini çalıştırmak
yerine, kaynağı, sahibi ve yayın
politikası belirsiz kuruluşlardan
hizmet satın almaktadır. Kadrolu
personelini çalıştırmayan TRT Genel
Müdürü, halkın parasını yandaş
şirketlere, yandaş medya
çalışanlarına aktarmaktadır. Şu anda
TRT radyo ve televizyonlarında
yayımlanan programların önemli bir
bölümü dış yapımlardan, yani para
ile satın alınan programlardan
oluşmaktadır” dedi. MHP’li Mehmet
Günal da, tartışmaya “TRT ‘AKRT’
haline geldi” sözleriyle katıldı. AKP
sıralarında, tepkiler gelirken, Günal
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hadi ‘AK RT’ diyeyim de kızmayın,
tamam. Edepli davranıyorum ‘AK
RT’ diyorum...”
AKP’liler “Ak” kısmına hiç itiraz
etmediler. Ancak, AKP’li Kemalettin
Aydın kısaltmadaki “T” harfinin
kaldırılmasına itiraz etti: “‘Türkiye’
kelimesini kaldıramazsın. ‘Türkiye’yi
niye kaldırıyorsun?”
Erdoğan’ın ‘mahremleri’
Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP’li
milletvekillerine oldukça kızgın. Bir
televizyon programında CHP’li
Atilla Kart’ın eski Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Yaşar
Büyükanıt ile yaptığı görüşmesiyle
ilgili yazılı soru önergesi verdiğinin
anımsatılması üzerine
Erdoğan, bu konuda bir
açıklama
yapmayacağını,
konunun kendisiyle
mezara kadar gideceğini
söyledi ve CHP’li
milletvekillerine isyan
etti:
“Utanmasalar
sıkılmasalar aile
mahremiyetlerini bile
TBMM’ye taşıyıp cevap
isteyecekler?”
Erdoğan’ın yanıt
vermediği bazı soru önergelerini
anımsatalım. CHP’li Atilla Kart’ın
Erdoğan’ın yeğeni Ali Erdoğan’la
ilgili soru önergesi:
“Yeğeni Ali Erdoğan’ın
1997 yılında Eyüp
Adliyesi’nden 6136 sayılı
Ateşli Silahlar Yasası’na
muhalefet suçundan 1 yıl
hapis cezası aldığı ifade
edilmektedir. Aslında bu
ceza karşısında ilgili yasa
ve yönetmeliğe göre
silah taşıma ruhsatı
verilmemesi gerekirken
2005 yılında Ankara
Valiliği’nden 5 yıllık silah
taşıma ruhsatı aldığı da tarafımıza
ulaşan bilgiler arasındadır. Ali
Erdoğan İstanbul-Eyüp
Adliyesi’nden veya başka bir
mahkemeden ceza almış mıdır?
Mahkûm olmuş mudur? Mahkûm
olduysa hangi suçtan mahkûm
olmuş ve ceza almıştır? Ali
Erdoğan’ın silah taşıma veya
bulundurma ruhsatı var mıdır? Bu
ruhsatı ne zaman ve hangi
vilayetten almıştır?”
CHP İzmir Milletvekili Canan
Arıtman’ın, ABD Başkanı olduğu
dönemde Bush ile ilgili
görüşmesiyle ilgili bir soru
önergesi:
“Beyaz Saray’da Bush ile
görüşmenizin 1.5 saat sürdüğü,
bunun 1 saat 15 dakikasının ABD
Başkanı Bush ile baş başa özel bir
görüşme olduğu, bu görüşmeye
hiçbir devlet yetkilisinin alınmadığı,
resmi tercüman kullanılmadığı, özel
tercüman ile görüşmenin yapıldığı
tüm kamuoyunca öğrenilmiştir. Bu
özel görüşme esnasında resmi
tutanak tutulmuş mudur? Dışişleri
Bakanlığı’nın tutanağı var mıdır?
Yoksa niçin tutanak tutulmamıştır?
Pek çok yabancı devlet
başkanıyla yaptığınız
resmi temaslarda
tutanak
tutulmamaktadır. Bu
durum Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin
Osmanlı’dan beri
süregelen devlet
gelenek ve
uygulamalarına aykırı
değil midir? Bunların
devlet arşivine
girmesinden niçin
imtina ediyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden
ve milletimizden bazı şeyleri
saklamak mı istiyorsunuz?”
Yine Arıtman’ın
Erdoğan’ın Suudi
Arabistan Kralı
Abdullah’ın Türkiye
ziyaretine ilişkin bir soru
önergesi:
“Suudi Arabistan Kralı
Abdullah, Kasım
2007’deki Ankara
ziyaretinde
Cumhurbaşkanı’na, size
veya sayın eşlerinize
hediyeler verdi mi?
Hediyeler verildiyse,
bunlar nelerdir ve parasal
değerleri nedir? Ülkemizde kamu
görevlilerinin kabul edebilecekleri
armağanlarla ilgili yasal
düzenlemeler vardır. İlgili yasalara
göre hediye ve hibe niteliğindeki
eşyanın bildiriminin yapılması
gereklidir. Siz ve Cumhurbaşkanı
gerekli beyanda, bildirimde
bulundunuz mu? İlk kez başbakan
olduğunuz günden bugüne değin
size ve eşinize verilen hediyeler
konusunda şeffaf olup bu
envanterleri kamuoyuna
açıklayacak mısınız? Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanı olarak
bugüne değin, size, eşinize,
çocuklarınıza verilen hediye ve
hibe niteliğindeki eşyalar
nelerdir, kim tarafından ve ne
zaman verilmiştir,
alındıkları tarihteki
değerleri nedir?”
Koltuklar sinirlendiriyor,
dam akıyor...
TBMM Genel Kurul salonundaki
ceylan derisi koltuklar yıllardır
başkent siyasetinin önemli
tartışma konuları arasında. 10 yıl
önce yaklaşık 3 milyon dolara
mal olan ceylan derisi koltukların
maliyeti kadar, rengi de
tartışılıyor. Son olarak Devlet
Bakanı Faruk Çelik, “Bu
koltuklar milletvekillerinde sürekli
göz ve beyin yorgunluğuna
neden oluyor. Meclis’te çıkan
gerginliklerin nedeni bu koltuklar.
Pembe parlak koltuklar, parlayan
beyaz mermer ve aşırı
ışıklandırma var. Gerçekten
içeride uzun süre durulmuyor.
Kendimizi gündeme adapte
edememe, uzun süre bağlantı
kuramama sorunu var” dedi. Bir
yandan milletvekilinin ilgisini
dağıtan, sinirini bozan koltuklar;
diğer yandan çatıdan damlayan
yağmur suları! Üstüne üstlük
haziran ayı boyunca gece
24.00’e dek fazla mesai ve hatta
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın
temmuzda da çalışılacağı
tehdidi...
Milletvekillerinin işi kolay değil!
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
parlamentokulisi@gmail.com
Ya seçim hazõrlõğõ
ya da ekonomik bir cehalet
AYŞE SAYIN
ANKARA - Eski Ekono-
miden Sorumlu Devlet Baka-
nõ ve Demokrat Parti Genel
Başkan Yardõmcõsõ Ufuk Söy-
lemez, Türkiye’ye son 6 ayda
17.3 milyar dolarlõk “kaynağı
meçhul” para akõşõ olduğunu
belirterek “Bu para ödemeler
dengesinin resmi kalemle-
rinde gözükmüyor. Bu borç
alma imkânları kısıtlandığı
için AKP’yi yüzdürmek için
de gelmiş olabilir. AKP bu
kaynak nedeniyle IMF’ye
yüksek perdeden konuşu-
yor, doları 1.5’lerde tutabi-
liyor” dedi.
Hüsamettin Cindoruk’un
DP’nin başõna gelmesinden
sonra partide ekonomiden so-
rumlu genel başkan yardõmcõ-
lõğõ görevini üstlenen Söyle-
mez, son ekonomik gelişmeler
ve küresel ekonomik kriz ile
Türkiye’ye yansõmalarõ konu-
sunda Cumhuriyet’in sorula-
rõnõ şöyle yanõtladõ:
- Bu küresel kriz sonrası
dünya ekonomisi uzun süre
toparlanamayacak görünü-
yor. Tabii bütün dünyada
ekonomi politikaları da ye-
niden gözden geçiriliyor. Siz-
ce kriz sonrası nasıl bir eko-
nomi politikası uygulanmalı?
Türkiye’de bugün hiç kimse
uluslararasõ konjontür ve kü-
reselleşmenin geldiği nokta
itibarõyla kapalõ-devletçi ve
kolektivist bir ekonomik mo-
deli savunmuyor. Böyle bir
ekonomik anlayõşõn yaşama
ve başarõ şansõ da olamaz. An-
cak altta kalanõn canõnõn çõktõ-
ğõ, kuralsõz, denetimsiz, ölçü-
süz bir vahşi kapitalizm anla-
yõşõnõn da dünyayõ ve ülkemi-
zi getirdiği süreç ortada. Bor-
sa manipülasyonlarõyla, finan-
sal cambazlõklarla, sõcak pa-
rayla, bir tür kumarhane kapi-
talizmi de sağlõklõ bir yol değil.
O nedenle biz ekonomi için
“üçüncü yol” öneriyoruz. Bu
nedir? Rekabetçi -sermayeyi
tabana yayan- piyasaya giriş
engellerinin olmadõğõ, üreti-
mi ve tasarrufu esas olan, ger-
çekçi bir kur rejiminin uygu-
landõğõ gerçek bir liberal piyasa
ekonomisini hayata geçirmek
zorundayõz.
Özelleştirme, kamunun sõr-
tõna yük olan zarar eden- ser-
maye ve teknoloji yetersizliği
çeken kamu iktisadi teşekkül-
lerinin özel sektör eliyle, ye-
niden ekonomiye kazandõrõl-
masõnõ amaçlar. Ancak, bu-
gün yapõldõğõ gibi, zaten ken-
di alanõnda kârlõ ve alternatif-
siz olan işletmelerin haraç-
mezat yabancõlara satõşõ özel-
leştirmenin önceliği ve amacõ
olamaz, olmamalõdõr. Artõk
ekonomide ve dünyada o ucuz,
bol dövizin ve uluslararasõ ser-
maye iştahõnõn yerinde yeller
esiyor. O nedenle yeni bir zih-
niyetle, yepyeni bir ekonomik
vizyonla ekonomik geleceği-
mizi beraber inşa etmeliyiz. Fi-
nansal mühendislik yaparak
değil, gerçek mühendislik ya-
parak, yatõrõm yaparak, üreti-
min, alõn terinin ve emeğin,
gerçek hür teşebbüsün yanõn-
da yer almalõ ve desteklemeli-
yiz.
- Ekonomik krizde dünya
ve Türkiye sizce dibi gördü
mü?
Krizin başlangõç merkezi
Amerika da dahil, kriz sona er-
miş ve büyümeye geçilmiş de-
ğil. En iyi ihtimalle yõl sonun-
dan önce Amerika’da küçük de
olsa büyüme rakamõna ulaşõl-
masõ mümkün görünmüyor.
Yani Amerika, 14-18 ay süren
“U tipi” krizin dip noktasõn-
dan, henüz çõkõşa geçmiş değil.
Bunun anlamõ, Türkiye’de de
dolaylõ olarak 2010’un ilk çey-
reğinden önce ekonomide bü-
yümenin imkânsõz olduğudur.
Büyüme eksi veya sõfõr civarõ
olur. 2009 yõlõndaki ekono-
mik küçülmenin, 2001 krizin-
den daha derin olacağõnõ dü-
şünüyorum. 6.5-7 civarõ kü-
çülme ihtimali hâlâ gündemde.
Dolayõsõyla resmi işsizliğin
yüzde 17-18’leri bulmasõndan
endişe ediyorum. Ancak eko-
nomik krizlerde resesyondan
sonra, ekonomik büyüme ye-
niden başlasa bile bunun iş-
sizliğe yansõmasõnõn en az 10
ila 18 ay alacağõ hesaplanõyor.
Dolayõsõyla Türkiye’nin 2009
ve 2010 yõllarõnda Cumhuriyet
tarihinin en ağõr işsizlik ra-
kamlarõyla karşõlaşmasõnõ ve
bunun da ciddi kriz potansiyeli
taşõdõğõnõ endişeyle tespit edi-
yoruz.
Ufuk Söylemez teşvik
paketini değerlendirdi
DP’de Ekonomiden
Sorumlu Genel Başkan
Yardõmcõsõ Ufuk
Söylemez “AKP, son 6
ayda giren 17.3 milyar
dolarlõk kaynağõ meçhul
para nedeniyle IMF’ye
yüksek perdeden
konuşuyor” dedi.
Söylemez, özelleştirmenin önceliğinin değiştiğini söylüyor.
‘Kara para
olabilir’
Türkiye’ye son 6 ayda
Ekim-Kasõm-Aralõk 2008 ve
Ocak-Şubat-Mart 2009’da
kaynağõ meçhul, sahibi belli ol-
mayan 17.3 milyar dolar bir
para girişi gözüküyor. Bu pa-
ra, ödemeler dengesinin resmi
kalemlerinde gözükmüyor.
Bu, kara para olabilir veya
mevcut düzenin devamõnõ ve-
ya Türkiye üzerindeki mani-
pülasyonlara, mali operas-
yonlara kolaylõk sağlamak
için getirilen bir para olma ih-
timali var. Kaynağõ meçhul
olduğu sürece bizim bu tür
şüpheleri dile getirmemiz de
kaçõnõlmazdõr. Bu konuda
Merkez Bankasõ ve ekonomi
yönetiminden açõklama bek-
liyorum.
AKP’nin resmi sermaye gi-
rişiyle borç alma imkânlarõ kõ-
sõldõğõ için AKP’yi yüzdür-
mek için de getirilmiş olabilir.
AKP bu kaynak nedeniyle
IMF’den borç almasa bile
dolarõ 1.50 civarõnda tutabi-
liyor. Buna rağmen, AKP, bu
kaynağõ meçhul parayla
IMF’ye karşõ yüksek perdeden
konuşabiliyor.
‘Herkese mavi boncuk dağıtamazsınız’
- İstihdam paketini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bizim Hazine arşivinin toz-
lu raflarõ hayata geçmemiş, iyi
niyetle başlamõş ama başarõ-
lamamõş çok sayõda teşvik pa-
ketiyle doludur. Herkese her
şeye, aynõ anda olmayan kay-
naklarla teşvik veremezsiniz.
Bu çok ucuz, herkese mavi
boncuk dağõtmaya yönelik po-
pülist bir anlayõş. Geçen yõl es-
ki Bakan Nazım Ekren’in
açõkladõğõ GAP eylem pla-
nõnda milyonlarca insana iş
bulunacağõ, 10 milyar dolar
yatõrõm yapõlacağõ vaatleri var-
dõ. Şimdi sanki insanõmõzõn ha-
fõzasõ ve zekâsõyla alay eder gi-
bi 1 sene önce GAP eylem pla-
nõnda 10 milyar dolar yatõrõm
yapacağõz, 1 milyon insanõ
işe alacağõz iddialarõ 1 santim
yürümedi ve fiyaskoyla so-
nuçlandõ.
Teşvik programõna baktõğõ-
mõz zaman çok ilginç şeylerle
karşõlõyoruz. İzmir’deki, İs-
tanbul’daki fabrikalarõn sökü-
lerek Güneydoğu’ya götürül-
melerini teşvik etmek ise olsa
olsa bir fantezi olarak görül-
mektedir. Paketin maliyetinin
kaynağõ belirsizdir. Borçlanma
yoluyla bu maliyetlerin karşõ-
lanmasõ durumunda kamu,
özel sektöre gidecek kaynak-
lara el koymuş olacaktõr. İş-
sizliğe getirilmek istenen öne-
riler iyi niyetli olsa bile geçi-
ci, pansuman tedbirleri mahi-
yetindedir. Bölgeler belirle-
nirken “kümelenme politi-
kası” ihmal edilmiş, Ordu ile
Şõrnak, Hakkâri ile Trabzon
aynõ kategoride almõş ya da
Yalova Antalya’dan daha ge-
lişmiş sayõlmõş. Daha önce de
benzerleri açõklanan genel teş-
vik paketlerinden çok farklõ ol-
mayan bu paket, yaşanan kriz
koşullarõnõn sebeplerinin ve
çözümlerinin tam olarak anla-
şõlmadõğõnõn göstergesidir. Bu-
rada en somut şey 120 bin ki-
şiye asgari ücretin altõnda, ge-
çici bir istihdam sağlamak 6 ay
süreyle. Bu başlangõçta cazip
görünse bile 6 ay sonra bu in-
sanlarõ sokağa koyduğun za-
man çok daha büyük bir dra-
ma yol açarsõnõz. Dolayõsõyla
AKP sanki bir seçim ekono-
misine hazõrlanõr gibi bir ortam
hazõrlõyor. Ya seçime hazõrlõk
olarak açõklanabilir bunun
mantõğõ ya da ekonomik ce-
haletle açõklanabilir.
‘GERÇEKLER PAYLAŞILMALI’
- Peki, IMF ile anlaşma
sürecinin uzaması, Tür-
kiye ekonomisini nasıl et-
kiler?
Kriz koşullarõnda ekono-
mi yönetiminin ve siyasi ik-
tidarõn, gerçekleri ne kadar
rahatsõz edici de olsa ka-
muoyu ve piyasalarla, dü-
rüst ve şeffaf bir şekilde
paylaşmasõ en sağlõklõ yön-
temdir. Ya kendi mali prog-
ramõnõzõ ve hedeflerinizi
oluşturmalõsõnõz ya da IMF
ile işi sürüncemede bõrak-
mamalõsõnõz. O nedenle
Türkiye IMF ile program
yapõp yapmayacağõnõ, yap-
mayacaksa kendi mali ku-
ral ve programõnõ artõk da-
ha fazla gecikmeden ortaya
koymalõdõr. Tabii AKP’nin
son 2005’te yaptõğõ stand-
by anlaşmasõ 2008’de sona
erdi. Ama hâlâ da 7.5 mil-
yar dolar borçluyuz. Bakõn
10 yõl önce Brezilyada Tür-
kiye gibi IMF’ye borçlu
idi. Ama artõk IMF’ye borç
verme aşamasõnda.
’ANLAMAKTA ZORLANIYORUM’
Mayınlı araziler ihale
yöntemini nasıl değerlen-
diriyorsunuz?
Ben AKP’nin ve Sayõn
Erdoğan’õn mayõnlõ arazi-
lerle ilgili oluşan geniş top-
lumsal muhalefet karşõsõn-
da niçin bu kadar inat ve õs-
rar ettiğini anlamakta güç-
lük çekiyorum.
Ulusal çõkarlarõmõza açõk
aykõrõlõk riski taşõyan, terör
tehdidinin olduğu bir böl-
gede, hudutlarõn namus sa-
yõldõğõ bir gelenekte işi ba-
sit yap-satçõlõk, yap-işlet-
devletçilik noktasõna indir-
geyerek bu konuda irras-
yonel bir õsrarõ, arkasõnda
yatan nedenleri anlamakta
ben gerçekten zorluk çeki-
yorum.
Kendi parti tabanõnda da-
hi tepkiyle karşõlanan, çok
ciddi soru işaretlerine yol
açan bu uygulamanõn al-
tõnda acaba bilemediğimiz
tavizler, uluslararasõ birta-
kõm taahhütler mi var, ger-
çekten merak ediyoruz.
Söylemez: Milyonlarca insana iş bulunacağı vaadi verilmişti.
Başbakan Erdoğan.
Atilla Kart.