26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AYŞE SAYIN ANKARA - Türkiye’de “töre” cina- yetleri ve “zorla erken yaşta evlilik” oranlarõndaki artõşõ masaya yatõran TBMM Kadõn Erken Fõrsat Eşitliği Ko- misyonu’na bilgi veren uzmanlar, “ka- yıp çocuk” ve “intihar” vakalarõnda bir numaralõ etkenin “erken evlilik” oldu- ğunu bildirdiler. Kadõn Erkek Fõrsat Eşitliği Komisyo- nu, geçen hafta Türkiye gündeminden düşmeyen erken-zorla evlilikleri gün- demine aldõ. Konuyla ilgili oluşturu- lan alt komisyon, Başbakanlõk Aile Sosyal Araştõrmalar Genel Müdürü Doç. Ayşen Gürcan, Kadõnõn Statü- sü Genel Müdürü Esengül Civelek, psi- kolog araştõrmacõ Süreyya Kavaklı, Çocuk İstismarõnõn ve İhmalinin Ön- lenmesi Derneği temsilcisi Tülin Kuş- gözoğlu, SODEV temsilcisi Atilla Ay- demir’in bilgisine başvurdu. Komis- yon üyeleri, erken yaşta evlilikler ko- nusunda şu çarpõcõ sonuçlara ulaştõlar: ? Okur-yazar olmayan kadõnlarõn ya- rõsõ on sekiz yaşõn altõnda evleniyor. Okur-yazar olup da herhangi bir okuldan mezun olmayanlarõn da büyük bir kõsmõ yine on sekiz yaşõn altõnda evleniyor. ? Erken evlilik aynõ zamanda erken yaşta gebelik ve doğum nedeniyle de an- ne ve bebek ölümlerine neden oluyor. ? Erken evlilikle kadõn şiddetin her tü- rüne maruz kalõyor ve kadõn intihar va- kalarõnda da erken evlilik cana kõyma ne- deni. En yüksek “erken evlenme” oran- larõ Orta ve Doğu Anadolu’da, en düşük evlenme oranlarõ da Marmara’da. ? 2000 yõlõndan bu yana yapõ- lan istatistiklerde, her 4 kadõndan bir ta- nesi yirmi yaş altõ evlilik gerçekleştiri- yor. Taşrada ya da kõrda on sekiz yaş altõ evlenme oranõ yüzde 26’ya çõkõyor, kentte yüzde 19’a iniyor. Kayõp çocuklarõn kaybolma se- beplerinin birincisi, erken evlilikler ne- deniyle gerçekleşiyor. ? Aile yapõsõ araştõrmasõnda dindarlõk bölgeleriyle erken evlenme bölgeleri ara- sõnda bir doğrusal orantõ var. Ancak her dindar bölgede erken evlenme oranõ aynõ değil. Erken evlenme bölgelerinde “mülkiyet ve soyu sürdürme”, din etkeninden daha etkili. ? Erken evliliklerin ilk sõrada yaşan- dõğõ bölgelerde “Töreden kaçılmaz” di- yenlerin oranõ ise yüzde 13. CMYB C M Y B 15 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Kürt Sorunu: Birlikte Yaşama İradesi? Digor Savcısı’nın ve Yargıtay’ın Kürtçe konu- sundaki kararları, dil sorununu yeniden gündeme taşıdı. Hiç kuşkunuz olmasın bu kararların ardından he- men “anadilde eğitim” tartışması da yeniden canlanacak. Oysa bütün bunlar asıl meselenin yansımaları. Kimse adlı adınca asıl sorunu tartışmaya aç- mıyor. Bu nedenle de Türkiye’de Kürt sorunu tartışması bence yanlış platformlarda sürdürülüyor. Bence sorun Kürtçe konuşmak sorunu değil- dir… Sorun “anadilde eğitim” de değildir… Belki bir ölçüde Kürtlere “azınlık hakları” tanın- ması gibi bir dayatma ile ilgili olabilir. Çünkü bence asıl sorun, Türklerin ve Kürt- lerin birlikte yaşama iradelerinin olup olmadığı sorunudur. Tabii konuyu özüne yani Kürtlerin ve Türklerin birlikte yaşama iradelerinin olup olmadığına in- dirgeyince, ortaya başka parametreler çıkıyor: 1) Çoğunlukta olan Türkiye Cumhuriyeti va- tandaşları ne düşünüyor? 2) Azınlıkta olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürtler ne düşünüyor? 3) İktidarın ve muhalefetin tutumu nedir? 4) Türkiye vatandaşı olan Kürtleri temsil ettik- lerini iddia eden örgütlerin tavrı nedir? 5) Kuzey Irak’taki özerk Kürt yönetimi ve ora- daki Kürt halkı ne düşünüyor? 6) İran gibi, Kürtlerin yaşadıkları komşu ülkele- rin yönetimleri ve oralardaki Kürtler ne düşünü- yor? 7) Ortadoğu ülkeleri ve özellikle İsrail bir biçimde kendilerini de ilgilendiren bu konuda ne düşünü- yor? 8) Dünyanın lideri konumundaki Amerika Birleşik Devletleri’nin tutumu nedir? 9) Avrupa Birliği ülkeleri ayrı ayrı ve Avrupa Bir- liği tek bir örgüt olarak nasıl bir tutum içinde? 10) Bütün bu soruların yanıtları değişmez bir bi- çimde şu anda verilmiş midir?.. 11) Yoksa başta Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü ve iradesi olmak kaydıyla bütün parametrelere bağlı olarak tutum ve davranışlar zaman içinde değişebilir mi? Sevgili okurlarım, gördüğünüz gibi sorun aslında dil sorunu gibi kamuoyunda tartışılmakta olan gö- rüntülerden çok daha temelde yatan bir mesele- dir. Bence bunun örtbas edilmesi veya tartışılma- sının ertelenmesi, Türkiye’ye ancak zaman kay- bettirir. Konunun tartışılmasında iki model kullanılabi- lir: 1) Farklı kültürlerin birlikte yaşadıkları ve aynı ül- kenin vatandaşlık kimliği içinde bütünleştikleri ABD veya Avustralya modeli. 2) Farklı kültürlerin ayrıştığı ve yeni devletlerin çekirdeğini oluşturduğu Yugoslavya veya Balkanlar modeli. Tabii modeller bu denli belirgin de tartışılma- yabilir: İngiltere’deki İskoçya ve İrlanda uygulamaları- nı, İspanya’daki Bask, Fransa’daki Korsika de- neyimlerini de tartışmalarda devreye sokabiliriz. Ama bu ara modeller devreye sokulduğunda da, mutlaka onları bir yöne doğru etkilemek, ya ay- rışma ya da bütünleşme doğrultusunda geliştir- mek isteyenler olacaktır. Bence konuyu doğrudan bu bağlamda tar- tışmaya başlamak bize pek çok zaman kazandı- rabilir. Tabii bu sadece bir görüş… Benim görüşüm… ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org Kastamonu’da Mustafa Kadõncõ ‘Eşime vurduğum için özür diliyorum’ yazõlõ el ilanõ basõp sokaklarda dağõttõ Mahkemeden ilginç cezaARAÇ (AA) - Kastamonu’nun Araç ilçesinde, “eşe karşı basit ya- ralama ve hürriyetten yoksun bı- rakma” suçundan yargõlanan kişi- ye denetimli serbestlik uygulamasõ kapsamõnda ilginç ceza verildi. Mahkeme kararõyla 1000 adet “eşime vurduğum için eşimden ve tüm Araç halkından özür di- liyorum” yazõlõ el ilanõ bastõrõp bu- nu ilçe halkõna dağõtan vatandaş, ayrõca 50 fidan dikerek bunlarõn 6 ay bakõmõnõ yapacak. Şiringüney köyünde çiftçilik ya- pan Mustafa Kadıncı (32), anne- sinin evine gitmesi nedeniyle tar- tõştõğõ eşi İpek Kadıncı’yõ (23) ken- disine küfrettiği iddiasõyla darp ederek, eve kilitleyip bir gün sü- reyle dõşarõ çõkmasõna engel oldu. Olayõn karakola intikal etmesi ne- deniyle Araç Asliye Ceza Mahke- mesi’nde görülen davanõn karar du- ruşmasõnda, kadõn hâkim, Musta- fa Kadõncõ’ya, “eşe karşı basit ya- ralama” suçundan 6 ay, “kişiyi hürriyetten yoksun kılma” su- çundan da 1 yõl 4 ay hapis cezasõ verdi. Hâkim, Kadõncõ’nõn eşinin şi- kâyetçi olmamasõ ve sanõğõn bir da- ha suç işlemeyeceği konusunda mahkemede olumlu kanaat oluş- masõ nedeniyle hükmün açõklan- masõnõn geri bõrakõlmasõnõ ve de- netimli serbestli tedbir uygulan- masõnõ kararlaştõrdõ. Mahkeme, Kadõncõ’yõ, “İri pun- tolarla yazılmış ‘Eşime vurdu- ğum için eşimden ve tüm Araç hal- kõndan özür diliyorum. Mustafa Kadõncõ’ ibaresi bulunan bin adet el ilanını tedarik ederek, ilçede- ki tüm kamu kurum ve kuru- luşları ile sokaktaki vatandaşla- ra birer adet olacak şekilde da- ğıtmakla ve 50 adet fidan dikerek 6 ay süreyle bakımlarını yap- makla” cezalandõrdõ. Mustafa Kadõncõ, kendisine ve- rilen ceza kapsamõnda Araç’taki bir matbaaya giderek bastõrdõğõ 1000 adet el ilanõnõ Kastamonu Cadde- si’nden geçen her vatandaşa, yet- kililerin gözetiminde dağõttõ. Mustafa Kadõncõ, hâkimin kadõn olmasõndan dolayõ böyle bir ceza al- dõğõnõ savunarak şöyle konuştu: “Bir daha böyle bir olay yaşan- mayacak, eşimle asla kavga et- meyeceğim.” Kadõncõ’nõn 8 yõllõk eşi ve 3 çocuk annesi İpek Kadõn- cõ da eşinin aldõğõ cezayõ gazeteci- lerden öğrendiğini iddia ederek, eşinin mahkemenin ardõndan ken- disine daha iyi davrandõğõnõ kaydetti. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Siirt’te yerel radyoda ça- lõşan erkek arkadaşõnõ ziyarete gitti- ği sõrada yakõnlarõnõn saldõrõsõna uğ- rayõnca can korkusundan kendini altõncõ kattan atan, ağõr yaralanma- sõ üzerine Diyarbakõr’a sevk edilmek istenirken yakõnlarõnõn bõçaklõ sal- dõrõsõna maruz kalan N.E’nin (17) te- davisi yoğun bakõm servisinde sü- rüyor. İkinci bir Güldünya Tören vakasõ yaşanmamasõ için hastanede ek güvenlik önlemleri alõnõrken N.E’nin annesi E. E. ve 12 yaşõnda- ki erkek kardeşi S.E. Sosyal Hiz- metler Kurumu’nca koruma altõna alõndõ. Hastane Başhekimi Doç. Dr. Sait Alan, “Hastamızın hayati teh- likesi sürüyor” dedi. Diyarba- kõr’daki tedavisinin tamamlanmasõ- nõn ardõndan N.E’nin de koruma al- tõna alõnacağõ belirtildi. Yurt Haberleri Servisi - Kõrõm Kongo Kanamalõ Ateşi (KKKA) şüphesiyle tedavi gören iki kişi daha öldü. Bolu’nun Mudurnu ilçesinde hayvancõlõkla uğraşan ve kene ta- rafõndan õsõrõlan H.Ş. (52), 11 Ha- ziran’da rahatsõzlandõ. Mudurnu Devlet Hastanesi’ne kaldõrõlan H.Ş. tedavinin ardõndan evine gönderil- di. Kanamasõ durmayan H.Ş. tekrar kaldõğõnõ hastaneden KKKA şüp- hesiyle Bolu Köroğlu Devlet Has- tanesi’ne sevk edildi. Buradan An- kara Numune Hastanesi’ne gönde- rilen ve iki gün tedavisi süren H.Ş. dün sabaha karşõ öldü. Mudur- nu’nun bir köyünde kene tarafõndan õsõrõlan R.G.’nin (65) Ankara Nu- mune Hastanesi’ne sevk edildi. R.G’nin tedavisinin sürüyor. Çorum’un merkez Serpin kö- yünde yaşayan çiftçi İsa Sevim (26), 10 Haziran Çarşamba günü tarlada çalõşõrken kene tarafõndan õsõrõldõ. Ertesi gün yüksek ateş şi- kâyetiyle Çorum Devlet Hastane- si’ne başvuran Sevim’in tahlille- rinde, KKKA hastalõğõ virüsüne rastlandõ. Ankara Dõşkapõ Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne sevk edilen Serin kurtarõlamadõ. N.E.’NİN HAYATİ TEHLİKESİ SÜRÜYOR Mustafa Kadıncı İpek Kadıncı ‘Erken evlilik intihar nedeni’ HER DÖRT KADINDAN BİRİ 20 YAŞIN ALTINDA EVLENİYOR KENE İKİ CAN DAHA ALDI T okat Almus Kültür ve Dayanışma Derneği (Almus-Der) üyeleri, kene ısırmaları nedeniyle ölümlerin meydana gelmesinden AKP iktidarının sorumlu olduğunu belirterek “Neden önlem alınmıyor? İnsanlarımızın ölümünden, halk için sağlık politikaları üretmek yerine sağlığımız üzerinden para kazanmaya çalışanlar so- rumludur” dediler. Taksim tramvay durağında dün bir araya gelen Almus-Der üyeleri, “22. yüzyılda kene daha ne kadar can alacak”, “Sağlık Bakanlığı göreve”, “Her köye bir sağlık ocağı” pankart ve dövizleri açtı. “Köylerimizde ölüm istemiyoruz”, “Halkız, haklıyız, kazanacağız” sloganları attılar” (Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE) ‘Ölümlerden AKP sorumlu’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear