26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Barıştan, kardeşlikten sürekli söz edip üniter devlet içinde Kürtlere anayasada eşit haklar ve- rilmesini isteyenlerin sözcüsü, soyadı Türk ola- nı; PKK teröristini “gerilla” diye tanımlıyor. İrili ufaklı kimi yetkili Kürt ağızlar ise katillerin ağa babası İmralı’daki şaşı gözlü terörist başını sayın diye anıyor. Soruna çare olarak otuz bin insanın katledil- mesine önderlik yapan Öcalan’ı gösteriyorlar. Sırrını açığa vurmaktan çekinmeyen, sarkık görüşleriyle ön planda görünen içlerinden biri; res- mi bir görev üstlenmiyor ama… Kürt milliyetçili- ğinin aşırı ucunu temsil ediyor. Son manevrası Çanakkale’deki zaferi istisma- ra yeltenmek oldu. Bu vatanın Çanakkale’de ölen Kürtlerle Türklerin ortak vatanı olduğunu söyleyerek ayrımcılığa, bölücülüğe yeni bir örnek verdi. Demokratik rejimin sağladığı olanaklarla ihanet, bölücülük kol kola… Soruna çözüm aradıklarını söyleyen medyadaki ve aydınlar arasındaki Hasso’lar, örgütün siyasal uzantısı Demokratik Toplum (Kürt) Partisi’nin gizlediği asıl amaca hizmet eden çabalarıyla dik- kat çektiler. Bir ara dağdaki terörist başlarından Murat Karayılan’la söyleştiler. Çözüm için devletin PKK ile diyalog kurması- nı savundular. Çözüm için askerin operasyonları bırakmasını öncelikli koşul olarak öne süren DT (Kürt) P’si ile aynı ağzı kullandılar. Asıl amaçları TSK’ye silahı bıraktırmak! Eşitlik sağlar görünmek için örgütün aynı za- manda elini tetikten çekeceğini öne sürdüler. Bu kafaya göre: PKK ile TSK her anlamda eşit! Bu, falandan filandan öteye; TSK’nin, terör ör- gütünü tanıdığını kanıtlamak için buldukları yol. İçimizdeki terör örgütü uzantısı siyasal kimlik ile ona ve örgüte yardımcı olan medyatik kimliklerin harekete geçmesini Çankaya’daki AKP’linin içi boş, bir düşü sayıklar gibi söylediği bir cümle sağ- ladı: “Önümüze çıkan tarihsel fırsatı kaçırmayalım!” Sorun bugün biraz daha içinden çıkılmaz du- ruma girdiyse, sorumlusu Çankaya’daki dindar AKP’lidir. Diyalog… askerin silahı bırakmasını isteyen kam- panya… Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un ABD’de yaptığı, özü de sözü de sağlam açıklamalarıyla bir anda susuverdi. Başbuğ’un açıklamalarından sonra; terör örgütü ile devlet arasında diyaloğun başlamasını sağla- mak için ön koşul olarak TSK’nin operasyonlara son vermesini isteyen Hasso’ların dilleriyle ka- lemleri konuşmaz, yazmaz oldu. Orgeneral Başbuğ: “…Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde Türk askerinin, vatandaşının canına, ülkenin toprak bü- tünlüğüne kasteden teröristlere karşı kimse TSK’den barış adına operasyon yapmamasını, sessiz kal- masını veya bir köşeye sinmesini beklemesin. Nerede olursa olsun herhangi bir teröristle karşılaşıldığında en ağır şekilde yanıt verilecektir…” dedi ve açıkladı: “…Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları, başta Mustafa Kemal Atatürk, bu devleti kurarken üni- ter devlet, ulus devlet olarak kurmuş. Bunun çivisi oynatılamaz. Bu konudaki tutu- mumuz çok net…” Neredeler, neredeyiz? Başbuğ anlattı, açıkladı. Bu sesi işitmezlikten gelen Hasso’lara duyurulur. İstanbul B 29 Edirne B 34 Kocaeli B 31 Çanakkale B 30 İzmir A 34 Manisa A 36 Aydın A 38 Denizli Y 34 Zonguldak PB 26 Sinop PB 26 Samsun PB 27 Trabzon Y 25 Giresun Y 25 Ankara PB 31 Eskişehir Y 30 Konya PB 29 Sıvas Y 25 Antalya B 35 Adana B 37 Mersin B 31 Diyarbakır B 34 Şanlıurfa B 37 Mardin B 32 Siirt B 32 Hakkâri PB 23 Van Y 22 Kars Y 18 Oslo Y 15 Helsinki Y 14 Stockholm Y 14 Londra Y 18 Amsterdam Y 18 Brüksel Y 19 Paris Y 17 Bonn Y 18 Münih Y 22 Berlin B 24 Budapeşte PB 31 Madrid PB 30 Viyana Y 23 Belgrad PB 32 Sofya PB 33 Roma A 23 Atina A 31 Zürih Y 23 Moskova Y 24 Aşkabat PB 31 Astana B 31 Taşkent A 36 Bakû PB 26 Bişkek B 31 Tiflis Y 28 Kahire B 33 Şam B 38 Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi, Göller Yöresi ile Afyon Denizli, Eskişehir ve Sı- vas çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağa- nak yağmurlu diğer yerler parçalı ve az bu- lutlu geçecek. Rüzgâr kuzey ve kuzeydoğu zamanla doğu kesim- lerde hafif, ara sıra or- ta kuvvette esecek. SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazete- ciler Cemiyeti (TGC), Milliyet gazetesi mu- habiri Nedim Şener hakkõnda “Dink Cina- yeti ve İstihbarat Yalanları” adlõ kitabõ ge- rekçe gösterilerek açõlan davalarda 28 yõl ha- pis cezasõ istenmesine tepki gösterdi. TGC yaptõğõ açõklamada, “Gazetecilerin ceza da- vaları tehdidi altında çalışmalarına neden olacak yasal düzenlemelerden vazgeçilme- sini” istedi. TGC Yönetim Kurulu’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada, Türkiye’de ifade özgürlüğünün korunmasõ ve sağlanmasõ için öncelikle zih- niyetlerin değişmesi gerektiğinin, her açõlan dava ile yeniden ortaya çõktõğõ savunuldu. Gazeteci Hrant Dink cinayetinin tüm yönle- riyle aydõnlatõlmasõnõn herkesin ortak amacõ olduğu, bu nedenle devam eden davanõn ka- muoyunda izlenen bir dava olmasõnõn da ka- çõnõlmaz olduğu dile getirilen açõklamada, gazetecilerin bu dava ve cinayetin etrafõnda olup bitenleri araştõrmak ve ortaya çõkarmak için çaba sarf etmelerinin de görevlerini yeri- ne getirme sorumluluklarõnõn sonucu olduğu vurgulandõ. Açõklamada, Milliyet muhabiri Şener’in, Dink cinayetinin aydõnlatõlmasõna katkõda bulunmak amacõyla yazdõğõ kitabõndan dola- yõ ceza davasõ ile karşõlaşmasõ ve bu nedenle hakkõnda açõlan iki ayrõ davadan yargõlanõyor olmasõnõn endişe veren bir sonuç olduğu ifa- de edilerek, “Sadece Şener’i değil tüm ga- zetecileri ilgilendiren böyle bir sonucun doğmasına neden olan yasal düzenlemele- rin yeniden ve tüm boyutlarıyla düşünül- mesi gerekmektedir” denildi. ‘Zihniyet değişmeli’ Cumhurbaşkanõ’nõnyargõlanmasõgerektiğiyönündekikararõnbozulmasõiçinAdaletBakanlõğõ’nabaşvuruyapõldõ Gül için son söz Yargıtay’ın RTÜK Başkanõ temmuzda görev süresi dolduktan sonra koltuktan kalkacak Zahid Akman istifa etmiyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nin Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün “Kayıp Trilyon” davasõnda yargõlanmasõ gerektiği yönündeki ka- rarõnõn kanun yararõna bozulmasõ is- temiyle Adalet Bakanlõğõ’na başvur- du. Bakanlõk bu istemi yerinde görürse kararõn bozulmasõ için Yargõtay’a başvuracak. Yargõtay 11. Ceza Dairesi, Gül’ün yargõlanõp yargõlanmayacağõ konusunda son sözü söyleyecek. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, Kayõp Trilyon davasõyla ilgili olarak, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül hak- kõnda verdiği “kovuşturma yapıl- masına yer olmadığına” ilişkin ka- rarõ kaldõrmõştõ. Kararda, Gül hak- kõnda “özel evrakta sahtecilik” ve “2820 sayılı Siyasi Partiler Kanu- nu’na” aykõrõlõk suçlarõndan dolayõ soruşturma açõldõğõ, soruşturma so- nunda Ankara Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’nca “kovuşturma yapılma- sına yer olmadığına” karar verildiği anõmsatõlmõştõ. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin bu kararõ üzerine mahkeme başkanõ başta Cumhur- başkanõ Gül olmak üzere pek çok ke- simin hedefi haline gelmişti. Çankaya Köşkü’nden yapõlan açõklamada, karar “kötü niyetli” olarak nitelen- dirilmişti. Takipsizlik kararõ Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan kaldõrõlan Ankara Cumhuriyet Baş- savcõlõğõ dün bu kararõn kanun ya- rarõna bozulmasõ istemiyle Adalet Bakanlõğõ’na başvurdu. Cumhuri- yet Savcõsõ Kürşat Kayral tarafõn- dan hazõrlanan başvuruda, şikâyetçi Cahit Nalbantoğlu’nun, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne yaptõğõ iti- razõn geçerli olmadõğõ savunuldu. Başsavcõlõğõn başvurusunda, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kara- rõnda anayasal boşluk olduğu kabul edildiği halde takipsizlik kararõnõn kaldõrõldõğõ, dolayõsõyla bu kararõn usul ve yasaya aykõrõ olduğu ileri sü- rüldü. Başvuruda, Sincan 1. Ağõr Ce- za Mahkemesi’nin, Ankara Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nõn takipsizlik kararõnõ kaldõran kararõnõn, kanun ya- rarõna bozulmasõ istendi. Adalet Ba- kanlõğõ, istemi yerinde görürse Sin- can 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin ka- rarõnõn bozulmasõ istemiyle Yargõ- tay’a başvuracak. Yargõtay 11. Ce- za Dairesi’nin Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kararõnõ yerinde gör- mesi durumunda Ankara Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ, Gül hakkõnda so- ruşturma yapmak zorunda kalacak. Cumhurbaşkanõ Gül’ün ifadesi, sav- cõlõğa çağrõlarak alõnabileceği gibi, doğrudan şüphelinin adresinde de ifa- de alõnabilecek. Yasada savcõlõğõn ifadeye çağõrdõğõ şüphelinin gelmemesi durumunda polis zoruyla getirilmesine ilişkin dü- zenleme de bulunuyor. Eğer daire mahkemenin kararõnõ ortadan kaldõ- rõrsa Abdullah Gül, cumhurbaşkan- lõğõ görevini tamamlayõncaya kadar soruşturulamayacak. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - 14 Temmuz’da başkan- lığı sona erecek olan RTÜK Başkanõ Zahid Akman, Televiz- yon Yayõncõlarõ Derneği’nin zi- yaretinde yeni dönemde başkan olmayacağõnõ ancak üyelikten de istifa etmeyeceğini söyledi. Akman, Televizyon Yayõncõla- rõ Derneği Başkanõ Hidayet Ka- raca başkanlõğõndaki heyeti kabul etti. Akman, kabule gelirken RTÜK üyelerinden Şaban Se- vinç ile tokalaşõrken “Anadolu Ajansı foto muhabiri gelsin de fotoğrafımızı çeksin ki Şaban da yansın” diyerek espri yaptõ. Se- vinç’in, “Birlikte yanalım” kar- şõlõğõnõ vermesi üzerine Akman, “Seninle yanmak da güzel olur” dedi. Akman kabulde RTÜK’ün çalõşmalarõ hakkõnda heyete bilgi vererek, yasa çalõşmalarõnõn bu- lunduğunu ve mevcut yasanõn radyo ve televizyonculuk sektö- ründeki sorunlarõn aşõlmasõnda yeterli olmadõğõnõ söyledi. Tasarıda sona doğru Akman, lisanslama çalõşmasõ- nõn yapõlmasõ, dijital yayõna ge- çilmesi, frekans tahsislerinin ger- çekleştirilmesi gibi konularõn yer aldõğõ yasa tasarõ taslağõnõn, bugünlerde netleşeceğini ve tas- lağõ sektör yöneticileriyle pay- laşarak, tartõşmaya açacaklarõnõ kaydetti. Dünyanõn ve Türki- ye’nin yaşanan ekonomik kriz- den dolayõ bazõ sorunlar yaşadõ- ğõnõ ve bundan da en fazla etki- lenen sektörlerin başõnda yayõn- cõlõğõn geldiğini ifade eden Ak- man, reklam pastasõnda yaşa- nan daralmanõn yayõncõlõğõ olum- suz yönde etkilediğini belirtti. Akman, şöyle konuştu: “Bu ko- nuda özellikle yayıncılarımızdan alınan yüzde 5 oranındaki eği- time katkı payının bu krizin ol- duğu şu günlerde yayıncılarımız için bir yük olduğunu düşünü- yoruz. En azından yüzde 5 eği- time katkı payının kaldırıla- rak, bu süreçte yayıncılarımızın nispi de olsa rahatlamasını sağ- layacak bir tedbirin alınması konusunda bizim de hükümet yetkilileriyle temaslarımız var.” Görüşmenin ardõndan ATV Ge- nel Müdürü Fatih Edipoğlu, gö- rüşmenin içeriğine ilişkin gaze- tecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Gö- rüşme sõrasõnda, Akman’õn yeni- den başkanlõk için aday olup ol- mayacağõ konusunun gündeme gelip gelmediğinin sorulmasõ üze- rine Edipoğlu, “Yeni üyelerin geleceğini, o arkadaşların da göreve başlayacağını söyledi. Kendisi de başkan olmayacağı- nı yineledi zaten, onu söyledi ya- ni toplantıda... ‘Ben başkan ol- mayacağõm zaten’ dedi. Üyeliği devam edecek bildiğim kada- rıyla” ifadelerini kullandõ. Baykal’a yanıt Bu arada, Zahid Akman’õn mal varlõğõna tedbir konulmasõnõn ar- dõndan yaşanan süreci ele almak üzere bugün toplanacak RTÜK’ten, CHP lideri Deniz Baykal’õn ‘Hükümet Akman’ın istifasını gerçekten istese bugü- ne kadar onların her istediğini yapan, hiçbir isteklerini geri çevirmeyen AKP kontenjanın- dan seçilen RTÜK üyeleri bu is- teği de geri çevirmez’ açõkla- malarõna yanõt geldi. RTÜK’ten yapõlan açõklamada, “Bugüne kadar tamamen kanunilik ilkesi doğrultusunda, bağımsız ola- rak hukuk devleti anlayışı için- de görevlerini yürüten üst kurul üyeleri ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, bundan sonra da hiçbir makam ve merciden emir almadan görevini sürdürecek- tir” denilmesi dikkat çekti. Tuzla’da ölümler sıradanlaşıyor CİHAN ORUÇOĞLU Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde gaz sõkõşma- sõ nedeniyle bir işçinin parçalanarak yaşamõ- nõ yitirmesi, gözleri yeniden Tuzla’daki işçi ci- nayetlerine çevirdi. Hüseyin İbir (29) isimli işçinin ölümünün ardõndan Tuzla’da yaşamõ- nõ yitiren işçi sayõsõ 125’e yükseldi. Limter- İş Sendikasõ Genel Başkanõ Cem Dinç, ter- sanelerde bu yõl her ay bir işçinin öldüğünü kaydederek tersanelerde iş güvenliğinin sağ- lanmasõnõ istediklerini bir kez daha yineledi. Tuzla tersaneler bölgesinde faaliyet gösteren Çelik Tekne Tersanesi’nde önceki gün mesai saatinde gaz sõkõşmasõ sonucu şiddetli patlama sonucu Hüseyin İbir isimli işçi parçalanarak fe- ci şekilde can verdi. Limter-İş Sendikasõ’nõn tut- tuğu kayõtlara göre bu ölüm Tuzla’da 125’in- ci ölüm. Cem Dinç, tersanelerde ekonomik kriz ile birlikte işçilerin işlerinden atõldõğõnõ ve iş yo- ğunluğunun arttõğõnõ belirterek “Çalışma Ba- kanlığı’nın tersanelerde sertifikalı işçi ça- lıştırma zorunluluğu talimatını getirmesinin ardından meydana gelen bu patlama, iş gü- venliği tedbirlerinin yeterli olarak alınma- dığını gösteriyor. 2009 yılının 6 ayında ter- sanelerde 7 işçi yaşamını yitirdi. Yani Tuz- la’da her ay bir işçi hayatını kaybetti. Ön- ce kâr diyen tersane patronları işçilerin ha- yatını hiçe sayarak yeni ölümlere davetiye çıkartmaya devam ediyor” dedi. ‘Komisyon kurulsun’ Tuzla’daki işçi cinayetlerinin son bulmasõ için TMMOB, TTB, Çalõşma Bakanlõğõ ve Limter- İş Sendikasõ’nõn aralarõnda bulunduğu bir ko- misyonun kurulmasõ gerektiğini anlatan Dinç, “Bu kurul, denetleme, inceleme ve yaptırım görevini yerine getirmelidir. Yoksa ölümler devam edecektir. Biz, sertifika değil iş gü- venliği ve iş güvencesi istiyoruz” diye konuştu. Tersane İşçileri Birliği Derneği (Tib-Der) Başkanõ Zeynel Nihadioğlu da devletin işçi ölümlerine yönelik yaptõrõm yapmasõ gerekti- ğini belirterek “İşverenler, işçi güvenliğine yö- nelik kaynak aktarmak zorundalar. Artık kamuoyuna yönelik makyaj yapmaktan vazgeçsinler” görüşünü dile getirdi. 2009 yılında 7 işçi öldü Hikmet Kaya Sedef Tersanesi’nde 20 Ocak’ta gerçekleşen gaz sõkõşmasõ sonucu patlamayla yanarak yaşamõnõ yitirdi. Selim Sev- gili Dentaş Tersanesi’nde 8 Şubat’ta montaj- cõ tamir gemisinde çalõşõrken kapaklarõn arasõna sõkõşarak öldü. Cemil Akgül Çiçek Tersane- si’nde 18 Şubat’ta elektrik çarpmasõ sonucu ha- yatõnõ kaybetti. Şinasi Öztürk Gölcük Türker Tersanesi’nde 5 Mart’ta üzerine 1.5 tonluk sa- cõn düşmesi sonucu can verdi. Mustafa Sıva 10 Mart’ta zehirlenerek yaşamõnõ yitirdi. Ay- dın Can 10 Nisan’da Marmara Tersanesi’nde yüksekten düşerek öldü. Hüseyin İbir 8 Ha- ziran’da Çelik tekne tersanesinde gaz sõkõşmasõ sonucu meydana gelen patlamada can verdi. Bu arada aynõ patlamada ağõr yaralanan Sü- leyman Kargı’nõn hastanede tedavisinin sür- düğü bildirilirken, diğer yaralõ Sait Ahmet’in ise durumunun iyi olduğu öğrenildi. ‘Türkiye aile içi şiddete göz yumuyor’ Dış Haberler Servisi - Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi (AİHM), emsal nite- liğinde bir karara imza atarak aile içi şid- dete karşõ vatandaşõnõ koruyamadõğõ ge- rekçesiyle Türkiye’yi haksõz buldu. Mah- keme, Türkiye’nin, şiddet gören bir kadõ- nõ, savcõlõğa başvurduğu halde kocasõn- dan koruyamayarak ayrõmcõlõk yaptõğõna hükmetti. Ankara’nõn, davayõ açan Nahi- de Opuz adlõ yurttaşa 36 bin 500 Avro ödemesine karar verildi. Böylece Avru- pa’da ilk defa bir devlet, AİHM önünde vatandaşlarõnõ aile içi şiddetten koruya- madõğõ gerekçesiyle hüküm giydi. Nahide Opuz isimli yurttaş, kendisini döven, bõçakla yaralayan, ölümle tehdit eden ve daha sonra İzmir’e kaçarken an- nesini tabancayla vurarak öldüren eski kocasõ H.O’ya karşõ devletin kendisini “etkili bir şekilde koruyamadığı” şikâ- yetiyle 2002 yõlõnda AİHM’ye başvur- muştu. 1972 yõlõnda doğan ve Diyarba- kõr’da yaşayan kadõn, 1990 yõlõnda tanõş- tõğõ ve 1995 yõlõnda evlenerek üç çocuk sahibi olduğu H.O’nun sistematik şiddet ve ölüm tehditlerine maruz kalmasõna rağmen, mahkemelere yaptõğõ başvuru- larda etkili sonuç alamadõğõ görüşünü sa- vunmuştu. ‘Duyarsızlık şiddet ortamı yarattı’ AİHM’den yapõlan açõklamada, H.O’nun 1995 ve 1998 yõllarõ arasõnda, Nahide Opuz’u dövme ve bõçakla yarala- manõn yanõ sõra kadõnõ ve annesini ara- bayla ezme girişiminde bulunduğu bildi- rildi. Açõklamada, “Bu ağır suçlara ve tıbbi raporlara rağmen, H.O. hakkında delil yetersizliğinden önce dava açılma- dığı, daha sonra ise H.O’nun üç ay ha- pis cezası aldığı, bunun da para cezası- na çevrildiği” belirtildi. “Başvuru ya- pan kişinin eski kocası tarafından 2001 yılında tekrar bıçaklandığı” kaydedilen açõklamada, “Bu suçtan dolayı H.O’nun sadece sekiz taksitle ödemek üzere 840 bin Türk Lirası para cezasına çarptırıl- dığı” bildirildi. Açõklamada, Nahide Opuz ve annesinin, yine ağõr tehditler yü- zünden bu dava ile ilgili başvurularõnõ ge- ri çekmek zorunda kaldõklarõ kaydedildi. Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nden yapõlan açõklamada, başvuru yapan kadõ- nõn, annesi ile birlikte 2002 yõlõnda İz- mir’e kaçma teşebbüsündeyken, H.O’nun annesini tabancayla vurarak öldürdüğü belirtildi. Bu suç nedeniyle ömür boyu hapse mahkûm olan H.O’nun 2008 yõlõn- da cinayeti “aile onurunu korumak için” gerçekleştirdiği gerekçesiyle serbest bõrakõldõğõ da kaydedildi. Mahkeme rapo- runda, “Türkiye’deki adli makamların aile içi şiddete karşı duyarsızlığının, ül- kede şiddeti meşru kılan bir ortam ya- rattığı” ifadesi de yer aldõ. Televizyon Yayıncıları Derneği heyeti RTÜK Başkanı Zahid Akman’la görüştü. (Fotoğraf: AA) TGC’DEN DAVALARA TEPKİ AİHM KARARI BAŞSAVCILIK DAVAYLA İLGİLİ NE DEMİŞTİ? Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Kayõp Trilyon davasõyla ilgili olarak, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül hakkõnda, yasal imkânsõzlõk nedeniyle soruşturma yapõl- masõna gerek olmadõğõna karar vermişti. Kararda, “Cumhurbaşkanının, seçilme- den önce işlemiş olduğu kişisel suçlarından dolayı anayasada bir hüküm yer almadığı gibi TBMM İçtüzüğünde de bir düzenlemenin mevcut olmadığı, de- mokratik rejimlerde devlet başkanının dokunulmazlığının kabul gören bir imtiyaz şeklinde oluştuğu” kaydedilmişti. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi ise Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn takipsizlik kararõnõ itiraz üzerine kaldõrmõştõ. Tersanelerde bugüne kadar iş kazalarõnda yaşamõnõ yitiren işçi sayõsõ 125’e ulaştõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear