26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Lübnan Seçimleri: Hizbullah ‘Kaybetti’ Ortadoğu’da, ama özellikle Doğu Akdeniz’de hiç- bir şey göründüğü gibi değildir; çoğu kez “evdeki he- sap çarşıya uymaz”… Lübnan’da yapılan 7 Haziran seçimlerinin sonuçları da bu kuralı bozmadı. Hizbullah paradoksu Seçimden önce Hizbullah’ın liderliğini yaptığı 8 Mart Koalisyonu’nun, az farkla da olsa kazanacağına, böy- lece Lübnan’ın İran ve Suriye’nin etkilerine daha da açılacağına ilişkin korkular egemendi. Netanyahu, Obama’yı uyarıyor, Dışişleri Bakanı Clinton, Başkan Yardımcısı Biden, Lübnan ziyaretlerinde, seçimleri Hizbullah kazanırsa mali yardımın kesilebileceğini ima ediyordu. Suudi Arabistan, Mısır gibi Sünni Arap ül- keleri de kaygılıydı. Bu yaklaşımlara göre, Hizbullah koalisyonu se- çimleri kazansaydı İsrail’in güvenliğini, Ortadoğu’da Batı’nın çıkarlarını olumsuz etkileyen bir durum ger- çekleşmiş olacaktı. İsrail Hizbullah’ın tecrit edilme- si için kampanya yapacak. İran etkisinin artmakta ol- duğundan yakınacak; 2006 yenilgisinin rövanşını al- mak, İran’a saldırmak için uygun gerekçeler oluşa- bilecekti. Diğer taraftan, ABD Obama yönetiminin, barış sü- reci bağlamında İsrail’e baskı yapması da çok zor- laşacaktı. ABD ve “uluslararası topluluk” Lübnan’ı ma- li yardımı kesmekle tehdit edecek, Hizbullah’ın üze- rindeki baskılar artacaktı: “Askeri yapını, özerk idari yapını dağıt yoksa...” Böylece ekonomik kriz derin- leşirken Hizbullah, Hamas’ın içine düştüğü açmaz- la karşı karşıya kalacak, çok kritik bir dengeyi yö- netmeye kalktıkça ya uyum sağlayacak, ya iç uyu- munu kaybetmeye başlayacak ya da yeni bir savaş çıktığında, bu kez tüm sorumluluğu üstlenmek, tüm saygınlığını kaybetme durumunda kalabilecekti. Özetle, Hizbullah, belki seçimleri kazanacaktı ama, siyasi, ekonomik, askeri açılardan siyasi gele- ceğini tehdit edecek kayıplarla yüz yüze kalabilecekti. ‘Ah keşke kazansaydı?’ Seçim sonuçları ABD ve Batı yanlısı 14 Mart Koa- lisyonu’nun, 128 temsilcilikten 71’ini alarak kazan- dığını gösteriyor. Bu sonuçlar Yedioth Ahranot’un yo- rumcularından Dror Ze’evi’nin seçimlerden önce yaz- dığı “Ümit edelim ki Hizbullah kazansın” başlıklı ya- zıda dile getirdiği gibi, İsrail’in hesaplarına uymadı. Ze’evi’ye göre, Hizbullah’ın seçimleri kazanması ve Lübnan devletinin yönetimi üstlenmesi, örgütün stratejik konumunu olumsuz etkileyecek, bu da İs- rail’in güvenliği açısından olumlu bir gelişme olacaktı. Gerçekten de Hizbullah’ın muhalefette kalmaya de- vam etmesi, çıkarlarına ve “durumuna” çok daha uy- gun. Seçim sonuçlarına bakınca, Hizbullah’ın alabi- leceği tüm oyu aldığını, kendi bölgelerinde hiçbir kay- ba uğramadığını görüyoruz. Hizbullah koalisyonunun seçimleri kazanması tümüyle Hıristiyan ortağı General Aoun’un oylarındaki bir artış olasılığına bağlıydı. Böy- le bir olasılığın gerçekleşmesi halinde, Aoun’un Hiz- bullah karşısında pazarlık gücü artacak, bir “ulusal uzlaşma” hükümeti kurulması sürecinde Hizbullah’ı kabul etmeye hazır olmadığı uzlaşmalara zorlayabi- lecekti. Hükümetin kurulması geciktikçe de Hizbul- lah’a çıkan fatura büyüyecek, Batı’nın hesaplarına uy- gun bir biçimde örgüt Lübnan içinde yalnızlaşmaya başlayacaktı. Tüm bu gelişmeler, kendi askeri, idari, ekonomik örgütleriyle, zaten devlet içinde devlet olan Hizbul- lah’ın gücüne bir şey katmayacaktı, aksine elini ko- lunu bağlamaya başlayacaktı. Halbuki seçim sonuçları, Hizbullah’ın Doha an- laşmasında elde ettiği parlamento içinde “veto hak- kına sahip azınlık” statüsünü, taraftarlarını gerektiğinde sokağa dökme kapasitesini korumaya devam ettiği sürece, konumunu korumaya devam etmesine ola- nak sağlayacak biçimde gerçekleşti. Şimdi, hükümeti kurmak için 8 Mart muhalefetini ikna etmek, gereken tavizleri vermek, Batı yanlısı 14 Mart Koalisyonu’na kaldı. Her ne kadar 14 Mart Koa- lisyonu’nun lideri Hariri, “azınlık veto” hakkını kal- dırmak istiyorsa da koşulların buna izin vermeyece- ğini, aksine Hizbullah kendi bölgelerini Beyrut’un ye- rel yönetiminin idari yapısı içine sokarak etkisini art- tırma planını gerçekleştirme şansının artacağını dü- şünüyorum... Bu sırada ABD ve Batı, Hizbullah’ı zayıflatmak umu- duyla,14 Mart yönetimini mali ve siyasi olarak des- teklemeye devam edecek. Lübnan ekonomisinin güç- lenmesi, siyasi istikrarının korunması Hizbullah’ın eko- nomik olarak güçlenmeye, direniş “örgütü” kimliği- ni ve 2006 savaşının saygınlığını korumaya devam etmesi anlamına gelecek. İsrail’e gelince, Obama’nın Kahire konuşmasının ertesindeki iklimde, ABD yanlısı bir hükümetin se- çimleri kazandığı ülkeye bir kez daha doğrudan ya da dolaylı olarak müdahale etmesi artık daha zor. Evet seçimleri Hizbullah kaybetti, ama bu Hizbullah’ın se- çimlerden kazançlı çıkmadığı anlamına gelmiyor… erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com AKP’nin Kürt açõlõmõna tepki göstererek “bölücülük fiillerinin odağõ olma” uyarõsõ yapan Devlet Bahçeli, Alevi açõlõmõna ise tam destek verdi. Mayõn yasasõnõn Erdoğan’õn inadõ ile Meclis’ten geçtiğini belirten Bahçeli, Gül’e de veto çağrõsõ yaptõ. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, bir süre önce gündeme getirdiği “Alevi açılımı- nı”, 5 ana başlõk altõnda somutlaştõrarak kamuo- yuna açõkladõ. Alevilerin Diyanet’te temsil edilme- sini, ilahiyat fakültelerin- de Alevi önderler yetişti- rilmesini isteyen Bahçeli, din derslerinde Aleviliğe yer verilmesi ve Alevi kültürüyle ilgili envanter çalõşmasõ yapõlõp “Tür- kiye Alevilik Araştırma Merkezi” kurulmasõ öne- rilerini de getirdi. Bahçeli, partisinin grup toplantõsõnda, “mayın ya- sası”nõn, Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn “inat ve hırsı” uğruna Meclis’ten AKP oylarõyla geçirildi- ğini anõmsatarak bu olayõn AKP iktidarõnõn “kara sayfalarından birisi” ola- rak tarihe geçeceğini söy- ledi. Meclis’in 5 haftaya yakõn mesaisinin mayõn yasasõyla “heba” edildi- ğini kaydeden Bahçeli, Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’e, yasayõ veto et- mesi çağrõsõnda bulundu. Konuşmasõnda terörle mücadele konusunda baş- latõlan “Kürt açılımı” girişimlerini de eleştiren Bahçeli, son 30 günde 15 şehit verildiğine dikkat çekerek “Ve bütün bu tablo Türk Silahlı Kuv- vetleri’nin silah bırak- ması çağrılarının alenen yapıldığı, hükümetin bö- lücüleri cesaretlendirdi- ği bir karanlık ortamda şekillendirilmek isten- mektedir” dedi. Ad ver- meden Kandil Dağõ’nda PKK’nin elebaşõsõ Mu- rat Karayılan ile görüşen gazeteci Hasan Cemal’i de eleştiren Bahçeli, “Kandil Dağı’ndan me- saj taşıyan kuryelerin teröristlerin mesajları- nı tefrika ettiği, İçişleri Bakanı’nın bu zırvaları muhatap alarak önemli bulduğu, İmralının mi- safirhaneye çevrilmeye çalışıldığı, akil adam ara- yışının hız kazandığı” bir sürecin millete daya- tõlmak istendiğini söyledi. ‘Bölücülüğün odağı olursunuz’ Bahçeli, AKP’nin “si- yasi çözüm” adõ altõnda yaşama geçirmeye çalõş- tõğõ bu sürecin aslõnda “çözülme” süreci oldu- ğunu kaydetti. Bu duru- mun anayasanõn değişti- rilemez maddelerine açõkça aykõrõ olduğunu belirten Bahçeli, şu gö- rüşleri dile getirdi: “Böy- lesi bir niyet taşıyarak bu suça yeltenenleri ‘devletin bağõmsõzlõğõna, ülkesi ve milletiyle bö- lünmez bütünlüğüne’ ay- kırı fiillerin de odağı haline gelmemeleri ko- nusunda uyarıyorum.” ‘Devlet silah bıraksın demedik’ Erdoğan’õn kendisine randevu vermemesine tepki gösteren DTP lideri Türk, ‘Başbakan iyi niyet çabamõzõ görmek istemiyor, gölgeye yumruk savuruyor’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn kendilerine randevu vermemesiyle ilgili olarak “Yaşanan çatış- malı ortamın son bulması ve gençlerimi- zin ölmemesi için görüşme istedik” dedi. Türk, partisinin grup toplantõsõnda Erdo- ğan’õn kendilerine randevu vermemesini eleştirdi. Toplantõ öncesinde gazetecilerin “randevu talebiniz geçerli mi” sorusu üzerine Türk, “Artık olay bu aşamadan sonra hoş olmayan bir noktaya geldi, de- ğerlendireceğiz” dedi. Grup toplantõsõnda da konuyu değerlendiren Türk, Kürt soru- nunun çözümüne yönelik umut ve beklenti- lerin arttõğõ bir süreçte, hükümet cephesin- den iyi işaretler gelmediğine dikkat çekti. DTP olarak “fiili çatışmasızlık” süreci- nin kalõcõ hale gelmesi için operasyonlarõn durmasõnõ önerdiklerini, ancak Erdoğan’õn bunu “devletin silahlı güçlerinin ellerin- deki silahları bırakması” olarak yorumla- yõp çarpõttõğõnõ savunan Türk, “Eğer bizim- le diyalog kurmayı deneseydi, mesajları- mızı, çağrılarımızı ve önerilerimizi birin- ci elden daha doğru anlayabilme olanağı- na da sahip olacaktı” diye konuştu. Ken- dilerinin devletin silah bõrakmasõ yönünde talebi olmadõğõnõ vurgulayan Türk, “Yani Sayın Başbakan amiyane tabirle gölgeye yumruk savuruyor” dedi. Kürt sorununda ve yaşanan çatõşmalõ ortamda “taraf” değil, “taraflar” olduğunu savunan Türk, bu so- runun taraflarõn karşõlõklõ iyi niyetiyle çö- zümlenebileceğini ifade etti. Çözümsüzlük suları... Başbakan’õn yapõlan iyi niyet çağrõlarõnõ dikkate almak yerine DTP ile uğraşmayõ tercih ettiğini ve “durdukları nokta hoş değil” dediğini belirten Türk, kendi çabala- rõnõn barõşõ sağlamak olduğunu kaydetti. Er- doğan’õn hangi noktada durduğunun sorgu- lanmasõ gerektiğini belirten Türk, “Çözüm- süzlük nerede ise siz de o sularda yüzü- yorsunuz. Barış adımlarını akamete uğ- ratan her noktada sizin varlığınız göze çarpıyor” görüşünü dile getirdi. Erdoğan’õn, “Randevu verecektim, şe- hit haberleri geldiği için vazgeçtim” şek- lindeki açõklamasõnõ da eleştiren Türk, şun- larõ söyledi: “Sayın Başbakan biz de za- ten bu nedenle görüşme talep etmedik mi? Neden anlamamakta ısrar ediyorsu- nuz? Nezaketen bir görüşme istemedik ki. Bir kez daha altını çiziyorum; bizça- tışmalı ortamın son bulması ve gençleri- mizin ölmemesi için görüşme istedik. Ölümlerin olmadığı bir süreçte görüş- meyi gerektiren bir durum var mıdır? Görüşmeme gerekçesini yaşanan olayla- ra dayandırması bizim iyi niyetli çabala- rımızı görmemekte ısrar etmektir.” Devlet Bahçeli, grup toplantõsõnda yaklaşõk 6 ay önce ipuçlarõnõ verdi- ği “Alevi açılımı” konusunda da ilk kez 5 ana başlõk altõnda somut öne- riler getirdi. Geçen günlerde yapõlan “Alevi Çalıştayı”nõn son derece olumlu ve cesaret verici bir başlan- gõç olduğunu belirten Bahçeli, şu öne- rilerde bulundu:  Alevi toplumunun temsilcile- riyle envanter çalõşmasõ yapõlarak A- levi İslam inancõnõn yazõlõ kaynaklarõ ve orijinal Alevi öğretimine ilişkin eserler hakkõndaki bilgiler güncel- leştirilmeli. Alevilerin önemli gün- lerinde TRT vasõtasõyla kapsamlõ tanõtõm programlarõ düzenlenmeli, özel televizyon kanallarõ ve radyolar bu yönde teşvik edilmeli. Alevi kla- siklerinin bilimsel metotlarla ve ori- jinaline sadõk kalõnarak yayõmlan- masõna hõz verilmeli.  Devletin maddi katkõ ve deste- ğiyle Alevi toplumunun yönetimin- de Türkiye Alevilik Araştõrmalarõ Merkezi kurulmalõ. Bu merkez genel bütçeden ayrõlacak bir ödenekle des- teklenmeli, idari bakõmdan özerk olmalõ. Alevi inanç önderlerinin ye- tiştirilmesi için ilahiyat fakültele- rinde bölüm kurulmalõ.  Din dersleri kapsamõnda Alevi İslam inancõnõn öğretilmesi için dü- zenlemeler yapõlmalõ. Ders müfre- datõnda Alevi toplumunun katõlõ- mõyla Alevilik inancõ ve kültürüne doğru, objektif ve bilimsel ölçülere uygun tarafsõz biçimde yer verilme- li. Tanõnmõş ilahiyatçõlar, Alevi İslam önderleri ve akademik çevrelerden oluşacak Özel İhtisas Komisyonu ku- rulmalõ.  Aleviler Diyanet İşleri Baş- kanlõğõ kadrolarõnda temsil edilme- li. Diyanet İşleri Başkanlõğõ bünye- sinde İslam içerisindeki farklõ inanç ve anlayõşlara hizmet verecek bir ko- ordinasyon kurulu oluşturulmalõ.  Cemevlerine devlet yardõm ve himaye elini uzatmalõ, giderler için bütçeden ödenek tahsis edilmeli. AKP il başkanının ifadesi alındı İZMİR (Cumhuri- yet Ege Bürosu) - AKP İz- mir İl Başkanõ Aydõn Şen- gül, yolsuzluk operasyonu kapsamõnda Özel Yetkili Cumhuriyet Savcõsõ Meh- met Sait Demiröz’e “zanlõ” sõfatõyla ifade verdi. “İha- leye fesat karõştõrõldõğõ ve evrakta sahtecilik yapõldõğõ” savõyla, aralarõnda eski Ay- rancõlar Belediye Başkanõ A.Ö, AKP Torbalõ belediye başkan adayõ avukat M.A.K, İl Genel Meclis Üyesi M.Ö’yle, Torbalõ Be- lediye Meclis Üyesi C.K’nin de bulunduğu 27 kişi gözaltõna alõnmõştõ. Yolsuzluk operasyonu ŞANLIURFA (Cum- huriyet) -Şanlõurfa’da ara- larõnda doktor ve hastane yöneticilerinin de bulundu- ğu 24 kişi gözaltõna alõndõ. Zanlõlar hakkõnda, “ihaleye fesat karõştõrma ve ihale- lerde usulsüzlük yaparak devleti zarara” uğratma id- diasõyla işlem yapõldõ. Sakık: Atatürk’ü kastetmedim ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - DTP mil- letvekili Sõrrõ Sakõk, Ça- nakkale İl Kongresi’nde yaptõğõ konuşmada kullan- dõğõ “Cumhuriyeti yöne- tenler Çanakkale’de gömü- lenlere ihanet etti” sözleri- nin maksadõnõ aşan şekilde yorumlandõğõnõ söyledi. Sa- kõk “Kastõm Atatürk değil, onun etrafõnõ kuşatan itti- hatçõ tekçi-otoriter yöne- tim tarzõna yönelik bir eleş- tiri yapmaktõ” dedi. ‘Resmi araçla’ kaçak taşındı AKSARAY (AA) - Aksaray’da camõnda “Di- yarbakõr İl Sağlõk Müdür- lüğü Sağlõk Ekibi Görevli- si” yazõsõ bulunan mini- büste 35 kaçak yakalandõ. Van’dan gelen minibüsün sürücüsü gözaltõna alõndõ. MHP LİDERİNİN ALEVİLERİN SORUNLARINA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Hükümetin düzenlediği Çalõştay’õ olumlu bulduğunu belirten MHP lideri 5 öneri gündeme getirdi Bahçeli’den Alevi açõlõmõ CMYB C M Y B ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Irak Cumhur- başkanõ Celal Talabani’nin CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal’õ Irak’a davet ettiği bildirildi. CHP’den yapõlan açõklamada, Talabani’nin resmi davetini içe- ren imzalõ mektubun Baykal’a ulaştõğõ kaydedildi. Talabani, Ankara temsilcisi Behruz Galali, mayõs ayõnõn son haftasõnda CHP’yi ziyaret etmişti. Talaba- ni’nin talimatõyla CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen ile görüşen Galali, Talabani’nin sela- mõnõ ileterek, Baykal ve Öymen’i Irak’a davet etmiş- ti. Öymen, görüşmenin ardõndan, “Çalışmalarımızı ve açıklamalarımızı dikkatle izliyorlar. Baykal’ı ve beni davet ediyorlarmış Irak’a... Biz de ‘Heyet gönderin parti olarak ilk fõrsatta onlarla görüşürüz’ dedik” değerlendirmesinde bulunmuştu. Baykal da “daveti değerlendireceklerini” belirtmişti. Talabani’den Baykal’a resmi davet İMZALI MEKTUP CHP’YE ULAŞTI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear