26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 30 MAYIS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Anayasa Tartışmaları (3) Anayasada iki ayrı maddede vurgulanan tek bir kural var. Bu kural önce, perşembe günü bir bölümünü alıntıladığım 15’inci maddede, ardından da 38’in- ci maddede geçiyor. Ama özellikle siyasetçilerle çeşitli meslek men- suplarının dikkate almamaya özen gösterdikleri ku- ral, 38’inci maddede şöyle yer alıyor: “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kim- se suçlu sayılamaz.” Görülen o ki anayasanın “herkesi bağladığı” gö- rüşü bu örnekle de bir iddiadan öteye geçemiyor. “Özel hayatın gizliliği” kenar başlıklı 20’nci maddeyi, güncel aykırılıkları da göz önünde tutarak “Yerleşme ve seyahat hürriyeti” kenar başlıklı 23’üncü madde ile birlikte değerlendirmek gere- kiyor. 20’nci maddeye göre “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine do- kunulamaz”. 23’üncü maddede de şunlar yazılı: “Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. (...) Vatandaşın yurtdışına çıkma hürriyeti, vatan- daşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya so- ruşturma nedeniyle sınırlanabilir.” Bu maddelerle ilgili aykırılıkların ayrıntılarını bi- lemiyoruz. Ama ortada somut bir olgu var. Mes- lektaşım Uğur Dündar ve ailesine yönelik araş- tırma ve yayınlar gündemde. Bir polis çocuğu olmaktan onur ve gurur duy- duğunu yeri geldiğinde söyleyen Dündar’a yapı- lanları anlayabilmek olası değil. Din ve vicdan hürriyeti, Düşünce ve kanaat hür- riyeti, Düşünceyi açıklama ve yazma hürriyeti, Bi- lim ve sanat hürriyeti, Basın hürriyeti kenar baş- lıklı maddeleri şimdilik bir yana bırakalım. Çünkü kimse ciddiye alıp tartışmıyor. Ama radyo ve televizyonlarla ilgili maddeyi anım- satmadan geçmeyelim. Nedeni de şu: 1877 yılının Nisan ayında kabul edilen ilk Basın Yasası, “Matbuat (basın) kanun dai- resinde serbesttir” diye başlıyordu ya.. 1993 yılında TRT tekelini kaldıran anayasa de- ğişikliği sonrasında yazılan 133’üncü madde de şöyle başlıyor: “Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve iş- letmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesin- de serbesttir.” 116 yıl sonra yeniden başa dön- mek buna denilmezse neye denir?.. Hem de ifade özgürlüğünden sıkça dem vu- rulmaya başlandığı bir süreçte. Son günlerde, anayasanın yürürlükte olup ol- madığı kuşkularını yoğunlaştıran maddelerin ba- şında “Haberleşme hürriyeti” kenar başlıklı 22’nci madde geliyor. Telefon ve ortam dinleme konu- sundaki başarıların gazete sayfaları ile televizyon ekranlarına yansıması neredeyse doğal karşıla- nıyor. Maddeye geçmeden önce bir şaşkınlığımı be- lirteyim: Resmi açıklamaya göre 70 bin kişi için dinleme kararı alınmış olması gereken tepkiyi görmedi. 70 milyonda 70 bin kişinin dinlenmesini oran- larsanız 1000’de 1 ediyor. Peki dinlenen kişiler- le konuşanlar? Bant kayıtlarının çözümünden an- laşıldığı kadarıyla dinlenenle konuşanlar da din- lenilmiş oluyor ve adları ile konuştukları özel ya- şamlarına ait olsa da ortalıkta dolaşıyor. Dinlenme kararı alınanlarla konuşanların sayı- sı da az buz değil. Ortalama 100 kişi desek, toplam dinlenenlerin sayısı 7 milyon 70 bin kişiye ulaşıyor. Çocukları 70 milyona dahil etsek bile dinlenen yurttaşların oranı yüzde 10’u aşıyor. Mahkeme kararı olmadan telefonları dinlenen- ler de var. Örnek de İlhan Selçuk. Belgeler, anayasanın kimseyi bağlamadığını bir kez daha kanıtlıyor. “Haberleşme hürriyeti” kenar başlıklı anayasa- nın 22’nci maddesi “Özel hayatın gizliliği ve ko- runması” bölümünün son maddesi, “Herkes ha- berleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin giz- liliği esastır” diyor. Ardından 1982 Anayasası’nın mantığı devreye giriyor.. hâkim kararı ile ve hangi gerekçelerle ha- berleşmenin engellenebileceği ya da gizliliğine do- kunulabileceği genel tanımlarla sayılıyor. Maddede hâkim kararı olmadan yapılan dinle- melere olanak sağlayan bir tek cümle bile yok. İsterse olmasın.. Anayasaya göre Türkiye; de- mokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti ya... oerinc@cumhuriyet.com.tr ‘Cunta dönemini aratmõyor’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KESK Başkanõ Sami Evren, genel merkezlerinin aranmasõ, yönetici ve üyelerinin gözaltõna alõnmalarõna tep- ki gösterdi. Evren, konfederasyon genel mer- kezinde önceki gün yapõlan arama ve bazõ yönetici ve üyelerin gözaltõna alõn- masõyla ilgili KESK Genel Merkezi önünde basõn açõklamasõ yaptõ. KESK’in bazõ yönetici ve üyelerinin gözaltõna alõnmasõnõ, buna ilişkin ara- malarõ eleştiren Evren, yapõlan iş- lemlerle anayasanõn 13. ve 90. mad- delerinin açõkça ihlal edildiğini belirtti. Evren, şunlarõ söyledi: “250 bin üyesi olan bir demokra- tik kitle örgütü aranırken savcının hazır bulunmaması bir başka hu- kuksuzluk örneğidir. Yapılan ara- malarda konfederasyonumuzun ka- dın çalışmalarına ilişkin belgeleri- ne, sendika içi yazışmalara, Başba- kanlık’la, Çalışma Bakanlığı’yla yaptığımız yazışmalara; üyesi ol- duğumuz uluslararası konfederas- yonlarla yapılan ve çoğu kadın hak- larıyla ilgili, kreşle ilgili, doğum iz- niyle ilgili yazışmalara, eski yöne- ticimiz geçen yıl kaybettiğimiz Se- vil Erol’un aile fotoğraflarına, tak- vimlere el konulması; Songül Mor- sümbül arkadaşımızın bilgisayar ve CD’lerinin usulsüz bir biçimde alın- ması, her biri bir hukuksuzluk ör- neğidir. Aslında anlaşılmaktadır ki aranan bir şey yoktur, amaç bizzat ‘arama’ yapmaktır.” ‘Adresleri belli kişiler’ Evren, gözaltõna alõnan arkadaşla- rõnõn toplum içinde tanõnan, saygõnlõ- ğõ olan, adresleri belli yönetici ve üye- leri, kamu emekçileri olduğunu be- lirterek buna karşõn “baskınla gözal- tına alındıklarını” kaydetti. Evren, “İşyerlerinde yapılan ara- malarla arkadaşlarımızın çalışma arkadaşları ve öğrencilerine teşhir edilmesinin hiçbir açıklaması yok- tur. Arkadaşlarımıza yönelik bu tutumu şiddetle kınıyoruz. Türkiye toplumsal mücadele tarihine kara bir leke olarak düşmüştür. Sabahın erken saatlerinde yöneticilerin ev- lerinin basılması, cunta dönemleri- ni aratmamaktadır” dedi. Evren, şöyle devam etti: “KESK’i yıldırmayı, sürdürdüğü emek ve demokrasi mücadelesini sekteye uğratmayı hedefleyen bu fa- şizan tutum amacına ulaşamaya- caktır. Başbakan geçmiş dönemde yapılan kimi uygulamalarda faşizan yaklaşımları eleştirmeden önce biz- zat kendi sorumluluğu döneminde- ki bu uygulamanın faşizanlığı üze- rinde düşünmelidir.” ‘Her zaman barışı savunduk’ Evren, “KESK’in ülkenin temel sorunlarına ilişkin sözünü hiç kim- seden çekinmeden doğrudan ifade ettiğini, özgürlük ve demokrasi mü- cadelesi ile üyelerinin çıkarlarını sa- vunma görevlerini birbirinden ayır- madığını” da ifade ederek şunlarõ kay- detti: “KESK, tarihi içinde hiçbir za- man şiddete prim vermemiş, top- lumsal-siyasal sorunların çözü- münde barışı savunmuştur. KESK’in şiddetle tek ilişkisi mü- cadele tarihi boyunca defalarca şid- dete maruz kalmak olmuştur. Ar- şivlerimiz bunun görüntüleriyle do- ludur. KESK ırkçı, milliyetçi yak- laşımları hep reddetmiş, toplumun etnik kimlik, kültür ve inanç farkı gözetmeksizin bir arada yaşama iradesini savunmuştur. Bu nedenle barışı ve kardeşliği öne çıkarmıştır.” Evren, gözaltõndaki 35 arkadaşla- rõndan altõsõnõn dün sabah serbest bõ- rakõldõklarõnõ da söyledi. Sami Ev- ren’in ardõndan DİSK, TTB, TMMOB, TİHV, Alevi Bektaşi Fe- derasyonu ve DTP yönetici ve tem- silcileri de yaptõklarõ kõsa açõklamalarla KESK’in yanõnda olduklarõnõ belirt- tiler. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nõn talimatõyla İzmir İl Jandar- ma Komutanlõğõ tarafõndan KESK’e yönelik 5 ilde baş- latõlan operasyon kapsamõnda gözaltõna alõnan 34 ki- şiden 6’sõ dün serbest bõrakõldõ. Serbest bõrakõlanlarõn isimlerinin Hacı Ali Sipahi, Mustafa Güçlü, Mehmet Emin Özcan, Nergis Acar, Faysal Ceylan ve Vahap Bingöl olduğu öğ- renildi. Diğerlerinin ise sorgusu sürüyor. Çok sayõda sivil toplum örgütü ve sendika, yurdun çeşitli merkezlerinde protesto gösterileri düzenlediler KESK baskınına büyük tepki Yurt Haberleri Servisi - PKK’ye yönelik olduğu belirtilen oparasyonda KESK genel merkezinin basõlmasõ ve yurt genelinde 34 kişinin gözaltõna alõnmasõ kõnandõ. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkız, KESK ve Eğitim-Sen şubeleri- ne yapõlan baskõn ve gözaltõlarõ eleştirerek “AKP iktidarının hukuksuzluğunun gel- diği noktayı göstermesi açısından ibret vericidir” dedi. Balkõz, açõklamasõnda şu ifadeleri kullandõ: “Kamu çalışanlarının örgütlü mücadelesi, polis baskısı ile engel- lenemez. Alevi toplumu, bir bütün olarak emek mücadelesinin yanında, hukuksuz- luğun karşısındadır. Muhaliflerini sus- turmayı kendisine görev edinmiş olan AKP iktidarı şunu bilmelidir ki; emek ve demokrasi mücadelesi veren örgütleri- miz; demokrasiyi, temel hak ve özgürlük- leri sonuna kadar savunmaya devam ede- cektir.” KESK Samsun Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Süleyman Bal da, KESK’i yõldõr- mayõ, yõpratmayõ hedefleyen bu faşizan tu- tumun hedefine ulaşamayacağõnõ söyledi. Bal, “KESK’te suç unsuru bir şey bulun- ması mümkün değildir. Buradan başta Başbakan ve İçişleri Bakanı olmak üzere tüm yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: KESK’e yönelik bir adım atarken 40 kere düşünmelisiniz. KESK bu tür baskılarla, yıldırma operasyonlarıyla mücadele çiz- gisinden geri duracak bir konfederasyon değildir” diye konuştu. Mardin’in Yenişehir semtindeki alanda toplanan KESK üyeleri de baskõnõ ve gözal- tõlarõ kõnadõ. Eğitim-Sen Mardin Şube Baş- kanõ Doğan Arlan, “Bir emek örgütü olan konfederasyonumuza yönelik tırmandırı- lan polis baskısı hiçbir demokratik ölçüye uymamaktadır. Her hali ile KESK’i yıl- dırmayı, emek ve demokrasi mücadele- sinde yıpratmayı hedefleyen bu faşizan tutum amacına ulaşamayacaktır. Bu tu- tumu kınıyoruz” dedi. Diyarbakır’da da gösteri vardı Diyarbakõr’da da dün akşam Ofis semtin- deki AZC Plaza önünde Diyarbakõr Demok- rasi Platformu, KESK’e bağlõ sendikalar ve çok sayõda demokratik kitle örgütü yaptõkla- rõ basõn açõklamasõyla KESK’e yönelik bas- kõnõ ve gözaltõlarõ kõnandõ. İstanbul Eczacõ Odasõ da, yõllardõr kamu emekçilerinin haklarõ için mücadele eden KESK’e yönelik operasyonu kõnadõğõnõ açõkladõ. Eczacõ Odasõ Yönetim Kurulu adõ- na yapõlan açõklamada, şu ifadelere yer ve- rildi: “Son dönemde demokratik kitle örgüt- lerine düzenlenen hukuk ve demokrasi dışı baskınlar, aramalar ve gözaltılar, hü- kümetin sıkıyönetim dönemlerini andıran bir şekilde toplumsal muhalefet odakları- nı sindirmeye çalıştığını göstermektedir. Ülkemizde hak aramak adeta ‘terörist faa- liyetler’le ilişkilendirilerek örgütlenmek- ten korkan bir toplum yaratılmaya çalı- şılmaktadır. Biz eczacılar olarak demok- ratik kitle örgütlerine düzenlenen bu tür operasyonlarla yaratılmaya çalışılan kor- ku atmosferine boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyor ve tüm emek ve de- mokrasi güçleriyle birlikte KESK’in ya- nında olduğumuzu belirtiyoruz.” Yurt genelinde çeşitli sivil toplum örgütleri ve sendikalar, KESK genel merkezinin basõlmasõ ve üyelerinin gözaltõna alõnmasõna sert tepki gösterdi. TBMM BAŞKANI KÖKSAL TOPTAN DTP’lilerikabadayõlõk yapmaklasuçladõ İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanõ Vekili ve TBMM Başkanõ Köksal Top- tan, DTP’lilerin ifade verme yönündeki tavrõyla ilgili olarak “Kabadayılığa gerek yok. ‘Gitsinler, versinler’ demiyoruz. Aslın- da onlar belki de yani insanın aklına o ihtimal geliyor; polis gelsin, bizi ev- den alsın, ifadeye götürsün, o fotoğraf da bütün dünyaya, Avrupa’ya yayılsın mı istiyorlar. Bunu istemiyorlarsa da- ha dikkatli konuş- malılar” değerlendirmesini yaptõ. Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştõrmalarõ Mer- kezi’nce düzenlenen 11. Glo- bal Liderlik Forumu’nda ga- zetecilerin gündemle ilgili so- rularõnõ yanõtlayan Köksal Top- tan, herkesin teröre karşõ açõk ve net tavõr koymasõnõ istedi. Toptan bir süredir tartõşõlan “Kürt açılımı” ile ilgili “Sayın Cumhurbaşkanı söyledi. Türkiye tartışıyor. Tartışıl- masında yarar var” dedi. Toptan, DTP’lilerin ifade ver- mesinin eylül ayõna ertelen- mesinin anõmsatõlmasõ üzerine, DTP’nin üzerine dü- şeni yapmasõ ve tah- riklerden kaçõnmasõ gerektiğini söyledi. DTP’lilerin “Sadece bize yapılıyor, baş- kalarına yapılmı- yor” diye düşünme- sinin yanlõş olduğunu belirterek “Şu anda DTP’lilerin, ifadesi alınmak istenen dos- yalara benzer 150’den fazla dosya Mec- lis’te bekletilmektedir. Ancak isnat edilen suçları, dava ko- nusu suçları seçimden önce işledikleri iddiasıyla dava açıldığı ve bu suçlar anaya- sanın 14. maddesine giren suçlardan sayıldığı için bu so- ruşturmalar devam etmek- tedir. Bunu birbirinden çok iyi ayırmak lazım” diye ko- nuştu. Köksal Toptan. DTP GENEL BAŞKANI AHMET TÜRK: Kabadayõlõkyapmayõz hukuksuzluğakarşõyõz DİYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, ifade vermedikleri gerekçesiyle ken- dilerine “Kabadayılığa ge- rek yok” diyen TBMM Baş- kanõ Köksal Top- tan’a “Biz kabada- yılığa karşıyız. Ka- badayılık da yap- mayız. Hukuksuz- luğa karşıyız” diye yanõt verdi. Diyarbakõr’õn Ba- yõndõrlõk semtinde Ekolojik ve Yerel Yönetimler Büro- su’nun açõlõşõna katõ- lan Türk, PKK’nin kent yapõlanmasõnõ oluştur- duklarõ gerekçesiyle tutuklanan Yerel Yönetimler Komisyonu üyelerinin haksõz ve hukuksuz bir şekilde tutuklandõğõnõ sa- vunarak “Ama bütün olum- suzluklara, hukuksuz tutuk- lamalara, yargılamaya rağ- men, biz halkımıza inanıyo- ruz, halkımıza hizmet için va- rız ve siyasi çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu. Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin Doğu ve Güneydoğu bölgele- rindeki operasyonlarõnõ son- landõrmasõnõ isteyen Türk, te- rör örgütü PKK militanlarõ için “gerilla” ifadesini kullandõ. TBMM Başkanõ Top- tan’õn “Kabadayılığa gerek yok” sözlerini de yanõtlayan Türk, şunlarõ söyledi: “As- lında biz kabadayı- lığa karşıyız, kaba- dayılık da yapma- yız. Biz hukuksuz- luğa karşı çıkıyoruz. Burada bir hukuk- suzluk var. Bütün konuşmalarımızda Kürt sorunu başta olmak üzere sorunları Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözmeyi esas alan bir mantığa sahibiz. Bir siyasi partinin hakkında şeriatçılık yaptığı, laikliğe karşı bir odak olduğu için da- va açılıyor ama bugüne ka- dar bundan dolayı bir tek milletvekili hakkında ifade verilmesi konusunda bir çağ- rı yapılmıyor.” Ahmet Türk. Adana’da Eğitim-Sen KESK’e destek için yürüdü Adana’da Eğitim-Sen binası önünde toplanan göstericiler, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Sokakta kurduk, sokakta yaşatacağız”, “Direne direne ka- zanacağız” ve “Devlet elini sendikamdan çek” sloganları atarak İnönü Parkı’na dek yürüdü. Burada grup adına ba- sın açıklaması yapan Eğitim-Sen Şube Başkanı Güven Boğa, KESK, Eğitim-Sen ve İHD binalarına yapılan baskınları kı- nadı. Baskılara karşın emek ve demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini belirten Boğa, gözaltına alınan kişilerin de derhal serbest bırakılmasını istedi. Yapılan açıklamanın ardından eyleme katılan kurum temsilcileri de kısa konuş- malar yaparak operasyonları kınadı. Göstericiler daha son- ra 10 dakikalık oturma eylemi yaparak AKP’yi protesto etti. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) 6 kişi serbest bırakıldı KESK Genel Başkanõ Sami Evren, KESK’e yönelik baskõn ve gözaltõlarõ sert bir dille kõnadõ AhmetTürkhakkõnda fezlekehazõrlandõ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di- yarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’õn Güney Afrika’nõn eski devlet başkanõ Nelson Mandela gibi serbest bõ- rakõlmasõnõ öneren DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk’ün dokunulmazlõğõnõn kaldõrõlmasõ için fezleke hazõrlandõ. Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, 21 Mart’ta Diyarbakõr’õn Bağlar ilçesinde düzenlenen Nevruz etkinliğinde yaptõğõ konuşma nedeniyle DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk hakkõnda başlattõğõ inceleme- yi tamamladõ. Başsavcõlõk, Türk’ün Terörle Müca- dele Kanunu’nun “terör örgütünün propaganda- sını yapmak” suçunu kapsayan 7/2. maddesi uya- rõnca dokunulmazlõğõnõn kaldõrõlmasõ için fezleke ha- zõrladõ. Hazõrlanan fezlekenin, TBMM Başkanlõğõ’na sunulmak üzere Adalet Bakanlõğõ’na gönderildiği bil- dirildi. Türk, Nevruz etkinliğinde yaptõğõ konuşmada, “Mandela yıllarca cezaevinde yattı. Mandela özgürleşince zenci-beyaz bir araya gelerek sorunu çözdü” diyerek, bölgedeki sorunun çözümü için te- rör örgütü PKK lideri Öcalan’õn serbest bõrakõlma- sõ gerektiğini öne sürmüştü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear