28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Mariah Carey, Antalya’dan ayrılışında büyük ilgi gördü. CMYB C M Y B 25 MAYIS 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Neofaşizmin Temelleri-I: Küreselleşme ve Dincilik “Liberal faşistler” terimini köşesinde ilk kez Serdar Turgut kullandı. Terimin orijinali Amerikalı muhafazakâr bir yazar olan Jonah Goldberg tarafından yazılan bir kitapta, Amerika’daki sol eğilimli demokratların aslında demokrat değil, Marxist kökenden gelen otoriter eği- limli kişiler olduğunu iddia etmek için kullanılmıştı. Bu arada hemen “liberal” teriminin Amerika’da sol eğilimli demokratlar için kullanıldığını anımsatalım. Avrupa’da ve Türkiye’de ise “liberal” sözcüğü Amerika’dakinin tersine, sağ eğilimli demokratlar için kullanılır. Serdar Turgut, Goldberg’in bu terimini biraz fark- lı yorumlayarak Türkiye’ye uyarladı. Esas olarak iddia ettiği nokta, “liberal” olduklarını öne sürenlerin aslında faşist bir biçimde herkesi kendilerine uymaya zorladığı ve hiçbir farklılığı kabul etmediğiydi. Ben bu yazıda Türkiye’yi artık iyice pençesine al- makta olan “neofaşist” akımı irdelemeye çalışacağım. Ama ilk tartışmayı köşesinde başlattığı için Turgut’a gönderme yapmayı yazarlık namusu adı- na uygun buldum. En bilinen tanımıyla klasik faşizm, sermayenin mil- liyetçi diktatörlüğüdür. 1) Sermayenin diktatörlük biçimindeki egemenliği… 2) Bu egemenliğin arkasındaki milliyetçi ideoloji… 3) Ve tabii uygulama için, sermayeye dayanan bir partinin -bir liderin totaliter- ideolojik iktidarı… Türkiye’yi sadece siyasal anlamda değil, medya, kamuoyu ve günlük ilişkiler bağlamında da pençe- sine almaya ve toplumu dönüştürmeye başlayan “neofaşizmin” temellerine bakalım: 1) Birinci temel, sermayenin, hem de küresel ser- mayenin denetimsiz ve vahşi sömürüsüne kayıtsız koşulsuz boyun eğen bir “küreselleşme söylemidir.” Buradaki kritik nokta, “küreselleşme” değil, “küreselleşme söylemi” ile ifade edilen ve dayatılan “kayıtsız koşulsuz teslimiyetçiliktir.” Sovyetlerin çöküşünden sonra ortaya çıkan küre- selleşmenin kaçınılmazlığı malum. Ama Türkiye’de bu terim, tüm ülkenin, siyaseti, ekonomisi ve kültürüyle uluslararası sermayenin denetimine teslim edilmesi anlamında kullanılarak “neofaşizme” temel oluşturuyor. 2) İkinci temel, demokratik hak ve özgürlükleri yok edecek bir biçimde kullanılan “totaliter siyasal İs- lam ideolojisidir.” Buradaki kritik nokta da, oy alabilmek için dinin siyasete alet edilmesi değil, onun çok daha ötesinde ülkenin yönetimi ve temel yapısı açısından “demokratik hak ve özgürlüklerin totaliter dinci bir ideolojiye kurban edilmesidir.” Her ülkede siyaset dini biraz kullanır, bu siyasetin bünyesi icabı doğal da kabul edilebilir. Ama burada kastettiğim, dogmatik bir totaliter dinciliğe dayalı ideolojinin kimi zaman kaba mil- liyetçilikle de desteklenerek, demokrasiyi yok etmesi, “neofaşizme” temel oluşturmasıdır. “Teslimiyetçi küreselleşme” söylemi ve “kimi za- man aşırı milliyetçilikle de beslenen dinci ideoloji,” yani siyasal İslam: Biri sermayenin diktatörlüğünü, öteki totaliterliği içeren iki terim… Bu iki terime yüklenen teslimiyetçilik ve dog- matiklik-totaliterlik kavramları… İkisinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan sentez Türkiye’de “neofaşizmin” temellerini oluşturuyor. Türkiye’deki “neofaşizmin” arkasındaki güçler ise kabaca şöyle görünüyor: 1) Takıyye yapan ve yapmayan İslamcılar… 2) Türk-İslam sentezcileri… 3) Tarikatlar ve cemaatler… 4) İktidar tarafından oluşturulan, desteklenen, beslenen yeni sermaye… 5) Kendilerine “liberal” diyen eski solcular (veya ikinci cumhuriyetçiler)… 6) Türkiye’yi denetlemek ve kullanmak isteyen dış güçler… 7) Sadece güce tapanlar ve dalkavuklar… Devamı yarın: Klasik faşizm ile neofaşizmin farkları… Çapkın işadamının domuz gribi paniği BURSA / MUĞLA (Cum- huriyet) - Konya’dan iş için Bursa’ya gelen ve bir otelde ka- lan işadamõ Z.D, “112 Acil Ser- visi” arayõp, 3 gün önce Marma- ris’te ‘Victoria’ adõnda yabancõ uyruklu kadõnla cinsel ilişkiye girdiğini söyledi. Kadõnõn yük- sek ateş ve öksürükten yakõndõ- ğõnõ belirten Z.D, domuz gribin- den korktuğunu söyledi. Muradi- ye Devlet Hastanesi’ne kaldõrõ- lan Z.D. karantinaya bölümünde tedavi altõna alõndõ. Bodrum’a tatil için gelen İngiliz turist 46 yaşõndaki Christine Atans’da, Dalaman Havalimanõ’na yerleş- tirilen termal kameralar tarafõn- dan yüksek ateş tespit edildi. İn- giliz tursit, domuz gribi şüphe- siyle gözlem altõna alõndõ. Cüneyd Zapsu batan tekneden kurtarıldı İstanbul Haber Servisi - İstanbul Boğazõ’nda Yalõköy açõklarõnda batma tehlikesi ge- çiren tekneden, Cüneyd Zap- su’nun da aralarõnda bulundu- ğu 6 kişi, Kõyõ Emniyeti ve Ge- mi Kurtarma Genel Müdürlüğü ekiplerince kurtarõldõ. “Su” adlõ tekne, Yalõköy sahilinin açõkla- rõnda kayalõğa çarptõ. Çarpma sonucu teknenin deniz içerisin- deki kõsmõnda yarõlma oluştu ve su almaya başladõ. Yolcula- rõn kurtarõlmasõnõn ardõndan içinde sadece kaptanõ kalan tekne kõyõya çekildi. ‘Ağaç dikme’ cezalarını çektiler BAYBURT (AA) - Bay- burt’ta, kentte işledikleri çeşitli suçlar dolayõsõyla yargõlanan 8 kişiye, Denetimli Serbestlik Uy- gulamasõ kapsamõnda mahkeme- lerce, “ağaç dikme ve dikilen ağaçlarõn bakõmõnõn yapõlmasõ” cezasõ verildi. Mahkûmlarõn ce- zalarõnõn infazõ için Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nün işbirliğiyle Bayburt Belediye- si’ne ait eski çöp depolama ala- nõnda etkinlik düzenlendi. Etkin- likte 8 mahkûm, eski çöp depola- ma alanõna 800 ağaç fidanõ dikti. Travestilerin kavgası kanlı bitti İSTANBUL (AA) - Kar- tal’da “travesti” olduklarõ öne sürülen 2 arkadaştan biri, diğe- rini bõçakla öldürdü. Akdeniz Caddesi Kumter Sokak üzerin- de, “travesti” olduklarõ öne sü- rülen Özkan Bingöl ile Enver T. arasõnda belirlenemeyen bir ne- denle tartõşma çõktõ. Tartõşma- nõn kavgaya dönüşmesi üzerine Enver T, arkadaşõnõ vücudunun çeşitli yerlerinden bõçakladõ. Ağõr yaralõ olarak hastaneye kaldõrõlan Bingöl kurtarõlamadõ. Vurgun yiyen kameraman öldü ATİNA (AA) – Yunanis- tan’õn Kiklades takõmadalarõnda sualtõ çekimleri yaparken vurgun yiyen National Geographic Channel’õn kameramanõ Charles Spencer’õn (37), kaldõrõldõğõ Ati- na Denizcilik Hastanesi’nde ya- şamõnõ yitirdiği bildirildi. Yuna- nistan Deniz Ticaret ve Ege Ba- kanlõğõ, Spencer’õn, Panama ban- dõralõ “C.D.T. For Cault” isimli araştõrma gemisinden bir ekiple birlikte Kea Adasõ yakõnlarõnda 1. Dünya Savaşõ’nda batan “Bri- tannic” adlõ gemiye dalarken vurgun yediğini açõkladõ. MURAT KIŞLALI ANKARA - BOTAŞ’õn, hem 22 milyon liralõk “şüpheli ala- cağı” bulunan AKP’li İstanbul Anakent Belediyesi’nin gaz da- ğõtõm şirketi İGDAŞ’a, hem de Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’õn damadõnõn genel mü- dür olduğu Çalõk Grubu’na ait Bursagaz ve Kayserigaz’a söz- leşme yapmadan gaz sattõğõ öne sürüldü. Başbakanlõk Yüksek Denet- leme Kurulu’nun (YDK) 2008 yõlõnõn Kasõm ayõ itibarõyla ha- zõrladõğõ “BOTAŞ Boru Hatla- rı ve Petrol Taşıma Anonim Şirketi 2007 Yılı Raporu”nda, doğalgaz müşterileri ile karşõlõklõ ilişkileri düzenleyen hukuki bel- genin “doğalgaz satış sözleş- mesi” olduğu belirtilerek şu ifa- delere yer verildi: “Yapılan in- celemelerde bazı müşterilerin mevcut sözleşme sürelerinin dolmuş olmasına rağmen yeni sözleşmelerinin imzalanmadı- ğı görülmüştür. Geçen yılki denetim raporunda da deği- nildiği gibi başta özelleştirilen Bursagaz ve Esgaz yanında, sözleşmesi biten İGDAŞ, Kay- serigaz, PALEN Doğalgaz, PALGAZ şirketlerinin sözleş- melerinin sona erdiği ve söz- leşmesiz olarak gaz almaya devam etmekte olduğu gö- rülmüştür. Şirketin gaz sattı- ğı müşterilerle ileride muhte- melen oluşacak görüş ayrılık- larının hukuki zeminde çözü- mü için ‘Doğalgaz Alõm Satõm Sözleşmesi’nin imzalanması gerekli görülmektedir.” Çalõk Grubu, 2004 yõlõnda Bursagaz’õn yüzde 90’õnõ Özel- leştirme İdaresi’nden satõn al- dõktan sonra önce hisselerin yüz- de 39.9’luk kõsmõnõ, 2008’in Ekim ayõnda da yüzde 40.1’lik hisseyi Alman EWE şirketine devretmişti. Ticaret Sicili Gaze- tesi’ne göre, Bursagaz’da Ça- lõk’õn yüzde 10’luk hissesinin ya- nõ sõra AKP’li Bursa Anakent Belediyesi’nin de yüzde 10’luk payõ bulunuyor. Yine Ticaret Sicili Gazete- si’ne göre, Çalõk Grubu, Kayse- ri Gaz’õn yüzde 80’ini de Kasõm 2008’de Alman EWE firmasõna sattõ. Çalõk Grubu’nun Kayseri Gaz’da halen yüzde 10 hissesi var. Kalan yüzde 10 hisse de AKP’li Kayseri Anakent Bele- diyesi’nin kullanõmõnda bulu- nuyor. 22 milyonluk alacağa gaz BOTAŞ’õn sözleşmesiz gaz sattõğõ bir başka firma olan İG- DAŞ ise AKP’li Kadir Top- baş’õn başõnda bulunduğu İs- tanbul Anakent Belediyesi’ne ait. YDK Raporu’na göre BO- TAŞ’õn İGDAŞ’tan ayrõca 21 milyon 998 bin liralõk “şüpheli alacağı” bulunuyor. ‘AKSA KOMİSYONLAR ÜZERİNDE B A S K I K U R U Y O R ’ İ D D İ A S I GÜRSU KUNT ANTALYA - Sivil toplum örgütlerinin, meslek oda- larõnõn karşõ çõktõğõ, mahkemenin “yürütmeyi dur- durma” kararõna karşõn AKP iktidarõnõn övgüyle söz edip desteklediği AKSA enerjiye ait doğalgaz çevrim santralõ yeniden gündeme geldi. Antalya’nõn en önemli su kaynaklarõ ve tarõm alanlarõ üzerine kuru- lan santralla ilgili yapõlan plana itirazlar haziran ayõnda il genel meclisinde görüşülecek. AKSA’nõn, kente büyük zarar vereceği belirtilen ve kaçak konumdaki yatõrõmõ için bugüne kadar şaşõrtõ- cõ gelişmeler de yaşandõ. Önce Toprak Koruma Ku- rulu’nun “hayır” dediği rapor, önceki Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Güler’in, uyarõsõyla “olur” şeklinde değiştirilmişti. ÇED raporlarõ olum- suz çõkmasõna karşõn inşaata devam edilmişti. Açõlan davalardan, yürütmeyi durdurma kararõ çõkmasõna kar- şõn mahkeme kararõnõn hemen ardõndan AKSA’nõn santralõ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafõn- dan övgüyle açõlmõştõ. Geçen günlerde Antalya’yõ zi- yaret eden ve tüm gününü AKSA’nõn patronu Meh- met Kazancı’yla geçiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Taner Yıldız, açõlõşõnõ Erdoğan’õn yaptõğõ ya- tõrõmla ilgili bilgisinin olmadõğõnõ söylemişti. Kazancõ Holding bünyesindeki AKSA Enerji için daha önce ya- põlan 5 binlik Nazõm İmar Planõ ve binlik uygulama planlarõna itirazõn görüşüleceği meclis toplantõsõ ön- cesinde, AKSA’nõn komisyonlar üzerinde baskõ kur- maya çalõştõğõ iddia edildi. Elektrik Mühendisleri Odasõ Başkanõ Ayhan Do- lanay, “Birileri gecekondu anlayışıyla yatırım yaptıysa, ortaya çıkan fiili durumun sorumlusu da yapanlar ve yaptıranlardır. Antalyalıların da mes- lek odalarının da sivil toplum kuruluşlarının da bir suçu yok. Şimdi, ‘Orada bir yatõrõm yapõldõ, yazõk ola- cak’ cümlelerini kuranlara, biz bu işin olmayaca- ğını en başından söylemiştik” diye konuştu. Ünlüler Antalya’dan geçti ANTALYA (AA) - Akdeniz’in en lüks otellerinden Mardan Palace Oteli’nin önceki akşamki görkemli galasõna katõlan Paris Hilton, Mariah Carey, Monica Bellucci ve Richard Gere, dün sabah saatlerinde Antalya Havalimanõ’na gelerek CIP Salonu’na girdi. CIP Salonu önünde geniş güvenlik önlemleri alõnõrken, Mariah Carey hayranlarõ da havalimanõnda bekledi. Bunlardan, ünlü sanatçõdan imza alabilmek için Ordu’dan gelen 22 yaşõndaki Çağrõ Kiltan’õn gözyaşlarõnõ tutamadõğõ gözlendi. Carey’nin korumasõ, genç kõzõn elindeki albümü alarak, ünlü sanatçõya aracõn içerisinde imzalattõ. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİOLİMPİYAT PARKI’NI OTOPARK VE ALIŞVERİŞMERKEZİYAPMAKİSTİYOR Yeşilköylüler isyan etti İstanbul Haber Servi- si - İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Yeşil- köy’deki Olimpiyat Par- kõ’nõ Katlõ Otopark ve Alõşveriş Merkezi yapma kararõ vermesi üzerine Ye- şilköylüler isyan ederek, “Büyükşehir Belediyesi, Yeşilköy’ü Betonköy yapmak istiyor” dedi. Olimpiyat Parkõ’nõn park olarak kalmasõ için bundan sonra protestolarõnõ sürdürmeye devam edeceklerini belirten Ye- şilköylülere Bakõrköy Belediye Başkanõ Ateş Ünal Erzen de des- tek vererek konuyu yargõya taşõ- yacaklarõnõ söyledi. Erzen, parkõn mülkiyetinin Büyükşehir Beledi- yesi’ne ait olduğunu ve 2006 yõ- lõndan önce çok bakõmsõz bir du- rumda olduğunu anlattõ. 29 Mart 2006’da Bakõrköy Belediyesi’ne parkõn revizyonu için yetki veril- diğini belirten Erzen, daha sonra geçen kasõm ayõnda Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Olimpiyat Parkõ’nõ Otopark ve Ticaret Ala- nõ olarak inşaat kararõ aldõğõnõ söyledi. Yeşilköylüler ise yap- tõklarõ açõklamada arazinin tapu- sunun Sultan Beyazõt Vakfõ’na ait olduğunu ve “Belediyelerce bu- raya hiçbir inşaat yapılamaz şerhi” bulunduğunu belirtti. SÖZLEŞMESİZ TEMİNATSIZ GAZ SATMAYIN YDK “BOTAŞ’õn doğalgaz sattõğõ müşterileri ile karşõlõklõ hak ve sorum- luluklarõn belirlenmesi ve gelecekte kaynak kaybõna neden olunmamasõ için, doğalgaz satõşõ yapõlan tüm müş- terilerle doğalgaz alõm satõm sözleşmesi imzalanmasõ, satõşlarõn teminata bağlõ olarak yapõlmasõ, sözleşme yapmak- tan kaçõnan firmalara gaz satõmõnõn as- kõya alõnmasõ da dahil tüm seçeneklerin uygulamaya konulmasõ”nõ istedi. Kaza yapan araca yardım ederken canlarından oldular İstanbul Haber Servisi - İstanbul Başakşehir yö- nünde seyir halinde olan Seylan Ayhan’õn kul- landõğõ otomobil, TEM otoyolu Mahmutbey İS- TOÇ mevkisinde kontrolden çõkarak bariyerlere çarptõ. Otomobildekilerden Ramazan Karaköse ile Serdar Demir de dõşarõ çõkarak, başka bir ka- za olmasõnõ engellemek amacõyla yola işaret lev- hasõ koymak istedi. Bu sõrada, kazayõ görerek araçlarõndan inen Ferdi Turgut ile Melih Kat- man da kazazedelere yardõmcõ olmak için kaza yerine geldi. Bu sõrada Yasemin Ö. idaresindeki otomobil, Katman, Karaköse ve Turgut’a çarptõ. Otomobilin bir süre sürüklediği Katman ve Kara- köse olay yerinde, Turgut da kaldõrõldõğõ hastane- de hayatõnõ kaybetti. Kazada yaralanan Yasemin Ö. ile Serdar Demir ise hastaneye kaldõrõldõ. Paris Hilton. BOTAŞ, AKP’li firmalarõ ‘gaz’ladõ YDK raporunda şirketin gaz satõşõnda tüm müşterilerle sözleşme imzalamasõ ve satõşlarõn teminata bağlõ yapõlmasõ istendi ekongar@cumhuriyet.com.tr www.kongar.org ‘200 bin dolar alõp kaçõrdõm’ İstanbul Haber Servisi - Münevver Karabu- lut cinayetinin zanlõsõ olarak aranan Cem G. ile ilgili savcõlõğa bir ihbar mektubu ulaştõ. Savcõlõğa ulaşan mektupta Cem’in 200 bin dolar karşõlõğõnda Rusya’ya kaçõrõldõğõ ileri sürüldü. Sabah gazetesinin haberine göre, “Vicdanımın sesini dinledim” diye başla- yan mektupta Cem G’nin yurtdõşõna kaçõrõlõ- şõ detaylarõ ile anlatõldõ. Cinayet gecesini an- latan mektupta, “Olay gecesi beni aradı, onu Bahçeşehir’den alıp bir TIR’a bindir- dim” deniyor. Habere göre, TIR’a bindirilen Cem G, karayolu ile Samsun’a oradan da TIR’õn yüklendiği gemi ile önce Rusya’nõn Novorosisk Limanõ’na sonra da Moskova’ya götürüldü ve teyzesi diye tanõtõlan bir kadõna teslim edildi. Mektupta ayrõca Cem G’nin Moskova’dan Ermenistan’a oradan da Fran- sa’ya geçmeyi planladõğõ da detaylarõ ile an- latõldõ. İmzasõz mektup, “Cinayeti sonradan öğrendim, dönünce haberleri okuyup vic- dan azabı çektim, onun için bu mektubu yazıyorum” ifadesi ile sona eriyor. Ergin: Büyük çaba sarf ediliyor Adalet Bakanõ Sadullah Ergin konuyla ilgili sorular üzerine “Şu anda tahkikat devam ediyor. İçişleri Bakanlığı, güvenlik güçleri- miz bu konuda büyük çaba sarf ediyor. Konu tahkikat aşamasında, biraz sabret- mek lazım. Dolayısıyla açıklamalar, tahki- kat aşamasına zarar verebilir. Tahkikat sonucunu beklemekte yarar var” dedi. SAVCILIĞACEMG.İÇİNİHBARMEKTUBU Havaalanlarında domuz gribine karşı alınan önlemler arttırılıyor. Fotoğraf:AA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear