24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Bu Vatan Kimin?!..’ Bayrağı bayrak yapanın al kan değil, mutaba- kat olduğunu biliyorum. Toprağın vatan olması için illa uğruna ölen ol- ması gerektiğini düşünmüyorum. Toprağın vatan olması için bizim onu al kana de- ğil, ortak yaşamımız için alınterimizle ıslatıp yeşi- le boyamamız gerektiğinin farkındayım. Onun için vatan satıcılarına karşı isyanımı dile getiren “bu vatan kimin” haykırışını, emperyal emel- lerin topraklarımızdaki komprador uzantıları ola- rak; “Efendim bunlar modası geçmiş, gerici, ulusal- cı söylemlerdir!” diyerek yorumlayanlara yanıtım şimdiden hazır: - Hadi oradan sen de! Bu isyanı, şu anda TBMM’de görüşülmekte olan, mayınlı bir konu ile ilgili olarak dile getiriyorum. Olayın özü şu: Ottawa Konferansı’nda varılan bir karara göre, her ülke, mayınlanmış arazilerinde- ki büyük can ve mal kayıplarına yol açan patlayı- cıların 2014 yılına kadar temizlemesi gerekiyor. Konunun öbür ayrıntılarına girmeden önce, şimdiye dek Türkiye’de, iki Kıbrıs büyüklüğünde- ki bu mayınlı arazide sakat kalan ya da canını kay- beden vatandaş sayısının 10 bine ulaştığı tahmi- ninin yapıldığını söyleyelim. Bu rakamlar da Ottawa Sözleşmesi’nde öngö- rülen temizleme işinin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Sınır bölgesinde bulunan 615.419 mayın te- mizlendikten sonra kimi bu araziye bağlı olan böl- geler de katılınca 216.000 dekar bir toprak çıkı- yor ortaya ki, bunlar üzerinde yarım yüzyıldan faz- la tarım yapılmadığı ve adeta zorunlu dinlenme ha- linde oldukları için verimli ve organik tarıma elverişli araziler. Söz konusu mayından temizlenmesi gereken arazi Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerinde büyük kısmı Suriye bir kısmı da Irak ile sınır oluşturan bölgede. Sorunun çözümü için AKP iktidarı özelleştirmeyle temizlemenin bir şirkete verilmesi ve karşılığında da, arazinin kullanım hakkının da 44 yıl süreyle bu şirkete devredilmesini öngören bir yasa tasarısı ha- zırlamış bulunuyor. Hemen belirtelim, Türkiye’de bu temizliği ya- pabilecek özel firma bulunmuyor. Bu hizmeti yapmaya talip olan İsrail var. Kısa- cası, bu işin özelleştirme yoluyla yapılması top- rakların 44 yıl süreyle bir İsrail firmasına verilme- si anlamını taşıyor. Bu noktada TSK arazinin bu şekilde temizlen- mesinin güvenlik açısından sakıncalı olduğunu söy- lüyor ve temizlik işinin konunun uzmanı olan NA- TO’ya verilmesini öneriyor. NATO’nun bu iş için önereceği fiyat ise 50 milyon dolar olarak tahmin ediliyor. Öte yandan, bölge halkının bu konuda açtığı da- valar var, hak sahipleri eskiden güvenlik için ver- dikleri arazinin kullanımının kendilerine iadesini is- tiyorlar. Ayrıca Danıştay’ın, arazinin hem temizlenmesi hem kullanımının aynı şirkete verilmesinin sakın- calı olduğunu bildiren bir kararı var. Öyle ise, her bakımdan kritik topraklardaki bu işi İsrail’e vermek için direnmenin anlamı ne? Eğer bahane gerekli 50 milyon doların buluna- mayacağı ise, her şeyden önce güvenlik söz ko- nusu olunca böyle bir bahane olmaz. Ayrıca CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen’in TBMM’deki 13 Mayıs günkü konuşmasında da be- lirttiği gibi, Başbakanına 60 milyon dolara üçün- cü uçağını alan bir ülkenin yaşamsal bir konu için 50 milyon doları bulamaması düşünülemez. Evet, yukarıda belirttiğim topraklarımız 44 yıllı- ğına yabancıların tasarrufuna girebilir. Bunun “nedeni acaba satamıyoruz bari kirala- yalım” düşüncesi midir? Yoksa buradan, ihaleyi sotoda bekleyen İsrail’e şöyle bir mesaj mı gitti: - One minute one minute siz mayın temizlemeyi iyi bilirsiniz alın karşılığında bu araziyi tepe tepe kullanın! İlahı Filistin toprağı için gösterdiği özeni kendi toprağı için göstermeyen “one minute amca”, sen çok yaşa emi! asirmen@cumhuriyet.com.tr Ahmet Türk’le bir araya gelen Mesut Değer, ‘Bundan sonra daha iyi şeyler olacak’ dedi CHP’den DTP açõlõmõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP lideri Ahmet Türk’ün, önceki gün CHP Ge- nel Sekreter Yardõmcõsõ Mesut Değer’le akşam yemeğinde buluşmasõ siyasi kulisleri ha- reketlendirdi. CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk’le bugüne dek TBMM’de hiç el sõkõşmadõ. CHP-DTP arasõndaki bu so- ğukluğa karşõn, önceki gün DTP Genel Başkanõ Türk’ün, CHP Genel Sekreter Yardõm- cõsõ Değer’le akşam yemeğin- de bir araya gelmesi dikkati çekti. Bu yemeğe Muş Millet- vekili Sırrı Sakık da katõldõ. Türk, “Benim 30 yıllık arka- daşım ve avukatım. Öyle si- yasi bir şey aramaya gerek yok. Cezaevinde olduğum dönemlerde avukatımdı. Ba- bası benim dostum. Millet- vekili arkadaşım, öyle za- man zaman dostlarla yemek yiyoruz” dedi. Ahmet Türk, genel merkez- de düzenlediği basõn toplantõ- sõnda gazetecilerin Mesut De- ğer’le görüşmesiyle ilgili so- rularõ üzerine Türkiye’de Kürt sorununun barõşçõl çözümü için ana muhalefet partisinin katkõ sunmasõnõn çok önemli oldu- ğunu ifade etti. Türk, CHP’nin önemli bir misyonu olduğunu ve barõşçõl çözüme katkõ sağ- larsa diğer partileri ve hükümeti de etkileyeceklerini düşün- düklerini söyledi. DTP’li mil- letvekillerinin savunmasõnõn istenmesi ve kendisiyle ilgili bir davanõn da 26 Mayõs’ta görü- leceğinin anõmsatõlmasõ üzeri- ne Türk, “Aslında biz hukuka saygılıyız ama burada hu- kuksuzluk söz konusu” dedi. Durumlarõnõn anayasanõn 14. maddesiyle ilgili olmadõğõnõ ileri süren Türk, şu görüşleri di- le getirdi: “Bu maddede, ‘bö- lünmez bütünlüğün aleyhinde fiili bir çalõşma’ söz konusu. Oysa hakkımızda açılan da- valar bununla ilgili değil. Ka- muoyunun bunu bilmesi ge- rekiyor. Terörle Mücadele Yasası’nın 7. maddesi, 220. maddesi... Bunlar tamamen düşüncelerimizden dolayı, propaganda yaptığımızdan dolayı açılan davalardır. Bunlar 14. maddenin kapsa- mına girmiyor. Bu hukuk- suzluktur.” CHP’li Değer ise sorularõmõz üzerine görüşmenin Türk’ün talebi üzerine gerçekleştiğini belirterek, “Eskiden beri ar- kadaşımızdır. Birlikte yemek yedik. Bölgeyle ilgili bazı si- yasi değerlendirmeler de yap- tık, bölgenin sorunlarını gör- üştük” dedi. Görüşmenin son derece olumlu havada geçtiği- ni belirten Değer’in, “Bundan sonra daha iyi şeyler olacak” demesi dikkat çekti. Görüşme- de DTP’li milletvekillerinin “zorla ifadeye” götürülmele- riyle ilgili kriz konusunda çok özel bir değerlendirme yapma- dõklarõnõ belirten Değer, ancak CHP’nin bu konudaki öteden beri görüşünün, milletvekili dokunulmazlõğõnõn “kürsü” ile sõnõrlanmasõ yönünde olduğunu anõmsattõ. DTP’li milletvekil- lerinin “zorla” ifadeye götü- rülmesini doğru bulmadõğõnõ kaydeden Değer, “Anayasa- ya göre milletvekilinin do- kunulmazlığı var. Belki hak- kında soruşturma yapılabilir. Ama savcının zorla ifadesinin alınması gibi bir şeyi kabul et- mek mümkün değil” dedi. Görüşmeyi parti adõna yapma- dõğõnõ belirten Değer, ancak görüşmeyle ilgili Genel Başkan Deniz Baykal’a bilgi vereceğini söyledi. Değer, bu görüşmenin DTP-CHP arasõnda bir “yu- muşama” adõmõ olup olmadõ- ğõ yönündeki soru üzerine de CHP’nin DTP’ye karşõ bir tep- kisi ve soğukluğunun olmadõ- ğõnõ, Baykal’õn da sürekli böl- ge insanõnõ kucaklayan mesaj- lar verdiğini söyledi. Değer, Kürt sorunu konu- sunda Türk’ün daha önce bili- nen görüşlerini açõkladõğõnõ be- lirtirken, CHP olarak sorunun çözümünde öncelikle “terö- rün bitmesi” gerektiği görü- şünde olduklarõnõ ifade etti. DTP Muş Milletvekili Sõrrõ Sakõk ise yemeğe özel anlam yüklenmemesini isterken gö- rüşmede DTP olarak gerek Kürt sorunu, gerekse bölge- deki sorunlarla ilgili görüş alõş- verişinde bulunduklarõnõ ifade etti. Kendilerinin bu konudaki görüşlerinin net olduğunu be- lirten Sakõk, CHP’nin bu ko- nuda geçmişte savunduğu gö- rüşlere sahip çõkmasõnõ istedi. Sakõk, “Sayın Baykal’ın 2002’de Diyarbakır mitin- ginde verdiği sözler var, ya- ni genel af olması, dağdaki- lerin indirilmesine yönelik görüşleri var. 1999’da CHP’nin hazırladığı rapor (Kürt raporu) var. Bizim tek istediğimiz CHP’nin bunlara sahip çıkmasıdır. Sol bir par- tiye yakışan da budur” diye konuştu. YENİ OLUŞUM Şener, partisini kuruyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Abdüllatif Şener’in, AKP’den ayrõldõktan sonra başlattõğõ “Yeni Oluşum Hareketi” partileşiyor. Partisinin amblem ve ismini sõr gibi saklayan Şener, 25 Mayõs Pazartesi günü Bilkent Otel’de düzenleyeceği basõn toplantõsõyla kurucular kurulunu açõklayacak ve kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlõğõ’na sunacak. 22 Temmuz seçimleri öncesinde “demokratik hakkım olan aday olmama hakkımı kullanıyorum” diyerek seçimlere katõlmayacağõnõ açõklayan, ardõndan AKP’den istifa ederek “Yeni Oluşum Hareketi”ni başlatan Abdüllatif Şener, 25 Mayõs Pazartesi günü partisini kuruyor. Şener ve ekibi, pazartesi günü sabah saatlerinde İçişleri Bakanlõğõ’na kuruluş dilekçesini verecek. Şener, daha sonra saat 14.00’te Bilkent Otel’de düzenleyeceği basõn toplantõsõyla yeni partinin kuruluşunu, partinin adõnõ ve amblemini açõklayacak. Şener, 24 Mayõs Pazar günü de parti tüzüğüyle ilgili olarak yapõlacak toplantõda tüzüğe son şeklini verecek. Şener ve ekibi kurulacak yeni partinin ismi ve amblemini şimdilik sõr gibi saklarken, kurucular kurulunun da aralarõnda 5 eski milletvekilinin de yer aldõğõ 35 kişiden oluşmasõ bekleniyor. 22 Temmuz seçimleri ve 29 Mart yerel seçimlerini partileşme çalõşmalarõnõ yürüterek geçiren Şener ve partisinin hedefi ise 2011’deki genel seçimler olacak. Hazõrlõklarõnõ ve çalõşmalarõnõ önümüzdeki genel seçimlere göre yürüten Şener, partisinin kadrosuna ilişkin işareti ise bir röportajõnda, “Önümüzdeki dönem, ekonominin hep gündemde olacağı bir dönem. Onun için partinin kuruluşunda da ekonomi ağırlıklı bir kadro oluşturmayı planlıyorum. İktisadi konularda kamuoyunun bildiği, liyakatine, birikimine inandığı isimler bu parti çatısı altında olacak. Ama olanların ötesinde hangi düşünceye hangi eğilime sahip olursa olsun, bu ülkedeki bütün düşünen insanlar bizim kadromuzdur” sözleriyle vermişti. Ahmet Türk, dün DTP genel merkezinde Emine Ayna ile birlikte basın toplantısı düzenledi. (AA) ‘Azmettirici değil müjdeciyim’ ZirveYayõnevikatliamõdavasõndaazmettiriciolmaklasuçlananHüseyinYelki, bununmümkünolmadõğõnõçünkükendisinindeHristiyanolduğunusöyledi SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA- Malatya’da 18 Nisan 2007’de 3 kişinin öldürüldüğü Zirve Ya- yõnevi davasõna devam edildi. Davanõn 17. duruşmasõnda haklarõnda ek iddianame ha- zõrlanan ve olayõn azmettiricisi olmakla suçlanan Hüseyin Yelki, kendisini “Hris- tiyan dininin müjdecisi” olarak tanõttõ. Mahkeme heyeti Yelki’nin tahliyesine ka- rar verdi. Malatya 3. Ağõr Ceza Mahkeme- si’ndeki duruşmaya sanõklar Emre Gü- naydın, Hamit Çeker, Cuma Özde- mir, Salih Gürler ve Abuzer Yıldırım ile azmettirici olarak tutuklanan Hüseyin Yelki katõldõ. Sanõk Yelki, suçlamalarõn asõlsõz oldu- ğunu, olayõn bir numaralõ ismi Emre Gü- naydõn ile diğer zanlõlarõ tanõmadõğõnõ sa- vunarak şunlarõ söyledi: “Benim bu su- ça azmettirmem imkansızdır. Ben bir Hristiyan’ım. Kimliğimi dahi değiş- tirdim. Bu konuda çalışan bir insanım. Emre Günaydın benimle ilgili ifadesi- ni geri almıştır ve iddia düşmüştür” de- di. Malatya İl Jandarma Komutanlõğõ’nda çalõşan M.G. ile olaydan önce 10 kez, olaydan bir gün önce de 1 kez görüştü- ğünün anõmsatõlmasõ üzerine Yelki, M.G. ile İncil konusunda görüştüğünü öne sür- dü. Müdahil avukatõn Yelki’ye “Jan- darma İstihbarat görevlisi M.G.’nin İn- cili sormak için 10 kez arayacak kadar aptal mı?” sorusunaYelki, “Hayır. An- layamadığı bir konuda bilgi sorması do- ğaldır” yanõtõnõ verdi. Olaydan sonra kendisine Malatya’da Protestan Cemaa- ti’nin liderliğinin teklif edildiğini ancak ka- bul etmemesi nedeniyle de kendisine, “Senin ile işimiz bitti. Başının çaresine bak” dendiğini öne süren Yelki’ye Mah- keme Başkanõ, espirili bir şekilde “Seni yarı yolda bırakmışlar” dedi. Duruşmada söz alan ve daha önceki ifa- desinde Yelki’yi suçlayan sanõk Günay- dõn, “Hüseyin Yelki’nin suçu günahı yoktur. Boşu boşuna yatıyor” dedi. Yelki’nin tahliyesine karar veren mah- keme heyeti duruşmayõ ieri bir tarihe er- teledi. Ünlü yazar Amin Maalouf yeni kitabõnda Atatürk’ten övgüyle söz ediyor ‘Halka onurunu geri verdi’ Yeni kitabõnda batõnõn yazdõğõ tarihle hesaplaşõrken Atatürk’ten övgüyle söz eden Amin Maalouf, Türkiye’nin İslam âlemine örnek olduğunu vurguluyor. Kültür Servisi - Türk oku- runun daha çok tarihsel ro- manlarõyla tanõdõğõ Lübnan asõl- lõ Fransõz yazar Amin Maalo- uf dün Yapõ Kredi Yayõnla- rõ’ndan çõkan yeni kitabõnda, ta- rihi kendi çõkarlarõ doğrultu- sunda yazan Batõ’yõ eleştirirken bir zamanlar uygarlõğõn beşiği sayõlan Doğu’nun geri kalma nedenlerini ele alõyor. Uzun zamandõr beklenen “Çivisi Çık- mış Dünya/Uygarlıklarımız Tükendiğinde” adlõ kitabõn- da, tarihle hesaplaşõrken Ata- türk’e de önemli bir rol veriyor. “Çivisi Çıkmış Dünya”, içinde yaşadõğõmõz “horgörü çağı”nda, bir yandan küresel õsõnma, enerji kaynaklarõ ve doğal felaketlerle, bir yandan da çõkarcõ politikalarõn doğurduğu ekonomik ve siyasal bunalõm- larla mücadele eden insanlõk için bir ‘yol haritası’ niteliği ta- şõyor. Kitapta, II. Dünya Sava- şõ sonrasõ Batõ’nõn ikiyüzlü yak- laşõmõ ve neden olduğu karma- şa eleştirilirken, Arap uluslarõ- nõn 20. yüzyõldaki politikalarõ- nõn başarõsõzlõğõ ve Ortadoğu so- runu gözler önüne seriliyor. Maalouf, Atatürk’ten öv- güyle söz ediyor ve Türkiye’nin İslam âlemine örnek olduğunu vurguluyor: “I. Dünya Sava- şı’nın ertesinde, bugünkü Türkiye toprakları çeşitli iti- laf orduları arasında payla- şılırken ve Versailles’da ya da Sevres’de top- lanan Batılı güçler duygusuz biçimde insanlara ve top- raklara sahip olur- ken, Osmanlı ordu- sunun bu subayı ga- liplere hayır deme cesaretini göstermiş- tir. Birçokları karşı- laştıkları haksızlık- lardan yakınırken, Mustafa Kemal Paşa silaha sarılmış, ülkesini işgal eden yabancı birlikleri kovmuş ve diğer güçleri tasarılarını gözden geçirmek zorunda bırakmış- tır.” Atatürk’ün kõsa sürede “ulu- sun kurucusu” konumuna gel- diğini, halifeliği kaldõrõp din ile devlet işlerini birbirinden ayõrdõğõnõ, laik bir sistem kur- duğunu, Arap alfabesinin yeri- ne Latin alfabesini koyduğunu belirten Maalouf, şöyle diyor: “Halkı da onu izlemiştir. Çok da şikâyet etmeden, ge- lenekleri ve inanışları altüst etmesine izin vermiştir. Ne- den? Çünkü halkını tek- rar gururlandırmıştır. Halka haysiyetini geri veren kişi ona pek çok şeyi kabul ettirebilir. (...) Doğu’da pek az in- san Atatürk’ün bir yandan Avrupalılara karşı canla başla mü- cadele verirken, bir yandan da Türki- ye’yi Avrupalılaştırmayı düş- lemesini bir çelişki olarak de- ğerlendirir. O, herhangi bir tarafa karşı savaş vermemiş- tir, bir yerli olarak değil, di- ğer herkesle eşit bir insan olarak saygı görmek adına mücadele etmiştir; Mustafa Kemal ve halkı haysiyetlerini kurtardıktan sonra, modern- lik yolunda çok ilerilere git- meye hazırdırlar artık...” Zafer Üskül Mersin’de MERSİN (Cumhuriyet) - TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu Başkanõ Zafer Üskül, şiddetin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini ve acizliğin göstergesi olduğunu ifade ederek “Artõk Türkiye, işkence yapmakla ünlü bir ülke olmaktan çõkmõştõr” dedi. Mersin’de AKP Yenişehir İlçe 1. Olağan Kongresi’nde konuşan Üskül, Türkiye’nin artõk kadõn-erkek ayrõmcõlõğõ yapmakla suçlanan bir ülke olmaktan çõktõğõnõ savundu. Her yerde olduğu kadar Türkiye’de de “ufak tefek olaylar” yaşandõğõnõ söyleyen Üskül, töre cinayetleriyle ilgili olarak da “En büyük ahlaksõzlõk, en büyük töresizlik bir insanõn yaşamõna son vermektir” diye konuştu. Mardin katliamı raporu ANKARA (ANKA) - Meclis İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan ve Mardin katliamõnõ yerinde inceleyen alt komisyon raporunu tamamladõ. Raporda olayõn meydana geliş saati ile köye çok yakõn olan jandarma karakolundan olay yeri ile irtibatõn geç kurulmasõ ve intikalin gecikmesi konusunda etkili idari bir soruşturma yapõlmasõ gerektiği kaydedildi. Raporda katliamõn ardõndan tartõşõlan koruculuk sistemiyle ilgili “Sadece bu olaya bakarak tüm korucularõn ve koruculuk sisteminin suçlanmasõ şeklinde tepkisel bir değerlendirme doğru değil” denildi. 65 hekime soruşturma TEKİRDAĞ (AA) - Tekirdağ Tabip Odasõ Başkanõ Abdullah Önen, son 2 yõlda çeşitli şikâyetler sonucu 115 hekim hakkõnda inceleme yaptõklarõnõ, bunlardan 65’ine soruşturma açõldõğõnõ belirtti. Soruşturmalar kapsamõnda 59 hekimin cezalandõrõldõğõnõ ifade eden Önen, “Hekimlerin yüzde 3’ünü cezalandõrarak, iyi hekimlik değerlerine uyan yüzde 97’sini koruyarak tõp hizmetlerinin hekimlik meslek ahlakõna uygun olarak yeterli özen ve bilgiyle hayata geçirilmesini sağlamak suretiyle halkõn sağlõğõnõ da koruyoruz” dedi. Soylu’dan teşekkür İstanbul Haber Servisi - Demokrat Parti (DP) Genel Başkanlõğõ’nõ hafta sonunda yapõlan Olağanüstü Kongre ile Hüsamettin Cindoruk’a devreden Süleyman Soylu partililere mektup göndererek teşekkür etti. Soylu, mektubunda, “16 Mayõs 2009’da yapõlan Olağanüstü kongremiz DP’ye yakõşõr bir olgunluk ve nezaketle gerçekleşmiştir. Kongre çok az bir farkla ve partideki farklõ siyaset anlayõşlarõnõ ayakta tutan bir neticeyle sonuçlanmõştõr. Bu sonuçla yapmõş olduğumuz demokrasi mücadelesi bir kez daha tescillenmiştir” dedi. BÜROKRATTAN KOMİK SAVUNMA AKP mitinginde çevreyi denetlemiş MEHMET CELEN ÇANAKKALE - 29 Mart yerel seçimleri ön- cesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Ça- nakkale’deki mitingine katõldõklarõ gerekçesiy- le haklarõnda soruşturma açõlan iki bürokrattan biri uyarõ cezasõ alõr- ken, çevre il müdürü ise “denetim yetkisini kul- landığı” yönünde sa- vunmasõndan ötürü ceza almaktan kurtuldu. Çanakkale Valisi Ab- dülkadir Atalık, 18 Mart günü Cumhuriyet Meydanõ’nda AKP’nin düzenlediği açõk hava mitingine mesai saatin- de katõldõklarõ bazõ basõn yayõn organlarõ tarafõn- dan görüntülenen Kültür Turizm İl Müdür Veki- li Şinasi Haznedar ve Çevre ve Orman İl Mü- dürü Mahmut Ustabaş hakkõnda yürütülen di- siplin soruşturmasõnda, bürokratlarõn savunma- larõnõn da alõndõğõnõ bil- dirdi. Atalõk, 657 sayõlõ Devlet Memurlarõ Ka- nunu’nda yer alan “me- murların siyasi parti toplantılarına katıla- mayacağı” yönündeki maddeye dayandõrõlarak Haznedar’a kõnama ce- zasõ verildiğini, sicil du- rumunun incelenmesi- nin ardõndan cezanõn “uyarıya” dönüştürül- düğünü söyledi. Atalõk, Ustabaş’õn sa- vunmasõnda öne sürdü- ğü yetki gerekçelerinin dikkate alõnarak cezai işlem yapõlmasõna gerek görülmediğini bildirdi. Çevre orman müdürle- rinin siyasi partilerin ya- ratacağõ çevre kirliliğini denetlemekten sorumlu olduğunu ve Ustabaş’õn da bu yetkiyi savunma- sõna eklediği için hak- kõnda cezai işlem ya- põlmadõğõvurguladõ. CHP-DTP arasõnda yõllardõr süren soğukluğa karşõn, önceki gün DTP Genel Başkanõ Türk’ün, CHP Genel Sekreter Yardõmcõsõ Mesut Değer’le akşam yemeğinde bir araya gelmesi dikkati çekti. Türk, dün düzenlediği basõn toplantõsõnda konuya ilişkili sorularõ yanõtlarken, Kürt sorununun barõşçõl çözümü için ana muhalefet partisinin katkõ sunmasõnõn çok önemli olduğunu ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear