26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B Yüksek tansiyona virüs mü yol açıyor? CHICAGO (AA) - Dünya çapõnda 1 milyardan fazla kişiyi etkileyen yüksek tansiyonun ana nedeninin yaygõn bir virüs olabileceği belirtildi. Boston’daki Beth Israel Deaconess Hastanesi araştõrmacõlarõnõn PLoS Pathogens dergisinin 15 Mayõs tarihli son sayõsõnda yer alan ve fareler üzerinde yapõlan araştõrmalarõna göre, yetişkinlerin çoğunda görülen herpes ailesinden sitomegalovirus ya da kõsa adõyla CMV virüsünü taşõyan farelerde yüksek tansiyon ile damar sertliğinin gelişme olasõlõğõnõn çok daha yüksek olduğu saptandõ. Araştõrmanõn, virüsün kan damarlarõnda inatçõ bir enfeksiyona neden olduğunu gösteren ilk doğrudan kanõtõ sunduğu kaydedildi. Hipertansiyon tedavisinde yeni bir yaklaşõm getiren antiviral ilaçlar ve aşõlar geliştirilmesi konusunda fikir verebileceği ifade edildi. Cinsel istismar olaylarõnõn yüzde 90’õ adli makamlara yansõmazken ülkemizde cinsel tacize uğrayan mağdurlarõn yüzde 11’ini 0-5, yüzde 15’ini 6-15, yüzde 13’ünü 12-17, yüzde 1’ini 24-29 yaş arasõndaki gençler oluşturuyor Çocuk istismarõ artõyor... SİBEL BAHÇETEPE/ MELTEM YILMAZ Çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarõ giderek artõyor. Araştõrma- lara göre cinsel istismardaki aileye ait en önemli risk etmenleri arasõnda ilk sõrada “ciddi ekonomik sıkıntı” geliyor. Araştõrmalar, kõz çocukla- rõnõn erkek çocuklara oranla daha faz- la cinsel istismara uğradõğõnõ, olgu- larõn yüzde 85-95’inde istismarcõnõn erkek olduğunu ortaya koyuyor. Son yõllarda yaygõnlaşan internet kulla- nõmõnõn da istismarcõlarõn çocukla- rõ tespit etme ve ilişki kurmalarõnda başlõca araç haline geldiğini kanõtlõ- yor. Psikolog, sosyal hizmet uz- manlarõ Türkiye’de cinsel istismara maruz kalan çocuklarõn devlet tara- fõndan yeteri kadar korunamadõğõnõ vurgularken; hukukçular ise verilen cezalarõn caydõrõcõ olmamasõ duru- munda bu tür olaylarõn giderek ar- tabileceği endişesini taşõyor. Çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarõ son olarak dinci Anado- lu’da Vakit gazetesi yazarõ Hüseyin Üzmez’in 15 yaşõndaki B.Ç’yi taciz etmesiyle gündeme geldi. Kamuo- yunda uzun bir süre konuşulan bu olayõn ardõndan bugüne dek gizlenen benzer yöndeki diğer cinsel istismar vakalarõnõn da daha sõk basõna yan- sõmaya başladõğõ görüldü. Uzmanlar Türkiye’de çocuklara yönelik taciz ve tecavüz vakalarõnõn genellikle gizlendiğini belirtirken; Adalet Bakanlõğõ Adli Sicil İstatistik Müdürlüğü’nün geçen yõlki verileri bunu doğruladõ. Bakanlõk rakamla- rõna göre Türkiye’de 1 yõlda açõlan 15 bin taciz davasõnõn bu olaylarõn ancak yüzde 10’unu oluşturduğunu, 90’õnõn adli makamlara yansõmadõ- ğõ gerçeğini gözler önüne serdi. Araştõrmalar ülkemizdeki cinsel ta- cizlerin yüzde 90’õnõn mağdurun yakõn çevresi tarafõndan gerçekleş- tirildiğini, istismara uğrayanlarõn yüzde 85’ni ise kõz çocuklarõ oluş- turduğunu gösteriyor. Ülkemizde cinsel tacize uğrayan mağdurlarõn yüzde 11’ini 0-5, yüzde 15’ini 6-15, yüzde 13’ünü 12-17, yüzde 1’ini 24- 29 yaş arasõndaki gençler oluşturu- yor. Adalet Bakanlõğõ Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün ge- çen yõlki verilerine göre 1 yõl içinde 14 bin 337 cinsel suç işlendi. Bu su- çun mağdur sayõsõ 20 bin 282 şek- linde açõklanõrken bu rakam her 26 dakikada 1 kişinin cinsel suç mağ- duru olduğunu ortaya koydu. Uz- manlar, suç artõşõnõn nedenlerinin ba- şõnda cezalarõn caydõrõcõ olmadõğõnõ belirtirken ekonomik nedenler, göç, eğitimsizlik, internetin bilinçsiz kul- lanõmõ, aile bağlarõnõn ve kapalõ top- lum yapõsõ gibi nedenlerin bunu art- tõrdõğõ görüşünde birleştiler. Türkiye çocuk korumasında zayıf Çocuğu İstismardan Koruma ve Rehabilitasyon Derneği Başkanõ (ÇİKORED) ve Eski Adli Tõp Ku- rumu Başkanõ Prof. Dr. Oğuz Polat, Türkiye’de cinsel taciz ve tecavüze uğrayan çocuklarõn net sayõsõnõn bi- linmediğini söyledi. Polat, “Sayısal veriler sağlıklı değil. Hastanelere, adliyelere yansıyan küçük ke- sintisel ve- rilerle ye- tinmek zo- runda kalı- yoruz. Bu da alınması g e r e k e n önlemlerin nasıl ola- cağı yö- nünde sağ- lıklı çalışmalar yapılmasını en- gelliyor” dedi. Türkiye’nin çocuklarõn korunma- sõ konusunda oldukça zayõf ve ye- tersiz olduğunun altõnõ çizen Polat, “Cinsel istismar ile ilgili Türk Ce- za Kanunu’nda (TCK) bile sıkın- tılar bulunuyor. Cinsel istismara uğrayan birey ile ilgili ‘Ruhsal bü- tünlüğün bozulmadõğõ’ gibi bir kri- tere göre değerlendirme yapılı- yor. Bozulmamışsa 5 yıl, bozul- muşsa 15 yıl hapis cezaları verile- biliyor. Kanunları yeniden dü- zenlememiz lazım” açõklamasõnõ yaptõ. Cinsel istismar ve ihmal olaylarõ- nõn multidisipliner bir çalõşma olmasõ gerektiğine dikkat çeken Polat, cin- sel istismar vakalarõnda yalnõzca Adli Tõp Kurumu’ndan yararlan- manõn doğru olmadõğõnõ, sivil toplum kuruluşlarõ ve üniversitelerle işbirliği yapõlmasõ gerektiğini belirtti. Devlet uzun vadede önlem almalı Türkiye’nin 20 yõl önce imzaladõ- ğõ Çocuk Haklarõ Sözleşmesi’nden kaynaklanan sorumluluklarõnõ da yerine getirmediğini anõmsatan Po- lat, bunun pratik uygulamasõnõn ol- madõğõnõ anlattõ. Türkiye’nin olma- sõ gereken yerden kötü durumda ol- duğuna dikkat çeken Polat, şunlarõ söyledi: “Devlet bir an önce uzun vade- de çocuk politikası oluşturması gerekiyor. Sokaktaki istismar da- ha fazla. Aile içi istismarlar da az değil. Günlük tedbirlerle bu olay- ların önünü alamazsınız. Ayrıca yalnız Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bırakılarak bunu önleyemezsiniz, yıllara yayarak önlemler alınma- lıdır. Bunların önüne geçmezseniz olaylar artar.” İşsizlik büyük bir etken Sosyal Hizmet Uzmanlarõ Der- neği İstanbul Şube Başkanõ Eroğlu ve Eski Sosyal Hizmetler İstanbul İl Müdürü Kahraman Eroğlu, “Tür- kiye’de çocuğa yönelik koruyucu, önleyici ve rehabilite edici çalış- malarda büyük eksiklikler var. Okullardaki sosyal ve kültürel aktivitelere yönlendirilme çalış- malarının hızlandırılması gere- kir. Okullarda sosyal hizmet uz- manı, psikolog ve rehberlik da- nışmanı verecek uzmanlar da sa- yıca yetersiz. Viyana gibi küçük bir kentte 3 bin sosyal hizmet uzma- nı varken İstanbul’da bu sayı 350 dolaylarında” diye konuştu. Eroğlu, Türkiye’deki ekonomik krizle birlikte artan işsiz sayõsõna pa- ralel olarak cinsel taciz ve tecavüz olaylarõnda da artõş gözlemlendiği- ne dikkat çekerek, şunlarõ söyledi: “İnsanların işsiz kalması, kriz nedeniyle yaşadıkları ekonomik ve sosyal bunalım; bu tür olayların yaşanmasında etken olabiliyor. Türkiye’de bu alanda koruyucu, önleyici ve rehabilite edici çalış- malar eksik. Okullarda çocukları sosyal ve kültürel aktivitelere yön- lendirilme çalışmalarının hızlan- dırılması gerekiyor. Sosyoekono- mik durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarını ders dışındaki eğitim çalışmalarına yollayamadığı bir gerçek. Çünkü bu eğitimler hafta sonları ücret karşılığında veriliyor. Bunun dışında taciz, tecavüz ile is- tismar olaylarında verilen cezalar da son derece yetersiz. Hüseyin Üz- mez davasında olduğu gibi ço- cukların yüksek yararına karar- ların ivedilikle ve baskın şekilde çıkmaması, çocuk istis- marına yö- nelimi art- t ı r ı y o r . Okullarda sosyal hiz- met uzma- nı, psikolog ve rehber- lik danış- manı vere- cek uz- manlar ise sayıca son derece yetersiz. Viyana gibi küçük bir kentte 3 bin sosyal hizmet uzmanı varken İstanbul’da bu sayı 350-360 dolaylarında. Cin- sel taciz ya da tecavüze maruz ka- lan çocuklarda telafisi mümkün ol- mayan psikolojik, sosyal ve ruhsal yıkımlar oluşuyor. Güven duygu- ları yıkılıyor, erkekler ile evlilik kurumuna karşı önyargıları artı- yor.” Polise ya da savcılığa başvurun İstanbul Barosu Çocuk Haklarõ Merkezi Başkanõ Avukat Fatma Başar ise cinsel taciz ya da tecavü- ze uğrayan çocuğun ailesinin mutlaka en yakõn savcõlõğa ya da polise baş- vurmasõ gerektiğini vurguladõ. “Her- hangi bir cinsel taciz varsa kişi mutlaka savcıya, polise gitmelidir. Oradan da Adli Tıp Kurumu’na sevki yapılacaktır” diyen Başar, cin- sel istismarõn Türk Ceza Kanu- nu’nun (TCK) “Cinsel Dokunul- mazlığa Karşı İşlenen Suçlar” adõ altõnda 102, 103 ve 104. maddele- rinde belirtildiğini anlattõ. Gerekirse resim yaptırın Ruh Sağlõğõnda İnsan Haklarõ Gi- rişimi Derneği (RUSİHAK) Kuru- cusu ve Başkan Yardõmcõsõ klinik psikolog Şehnaz Layıkel ise Tür- kiye’de taciz ve tecavüz vakalarõnõn tabu olmaktan çõkarak konuşulur hale geldiğini gözlemlediğini belir- terek, bu konudaki duyarlõlõğõn art- tõğõnõ savundu. “Çocuğa yönelik cinsel istisma- rın bir insan hakkı ihlali olduğu kavranmaya başladı” diye konuşan Layõkel, bunda çocuk haklarõ örgüt- leri ile kadõn hareketinin etkili ol- duğunu söyledi. Taciz ve tecavüz va- kalarõyla karşõ karşõya kalan çocuğun ruhsal travmaya maruz kalacağõnõ anõmsatan Layõkel, bu tür bir olaya maruz kalan çocuğa yapõlmasõ ge- rekenleri şöyle anlattõ: “Bu olaylar anında neler yaşa- dığı, kelimelere dökemiyorsa resim yoluyla anlatması, ne hissettiğini, ne yaşadığını, duygularını, öfkesini anlattırın. Bu duyguların mümkün olduğunca dışa vurumunu yapa- bilmek önemli. Türkiye’de genel olarak psikolojik desteğe ulaşma- da ciddi bir boşluk var. Daha çok özel merkezler aracılığıyla terapi ya da psikolojik destek veriliyor. Yoksulluk düzeyinde düşünülür- se çok az kişi bu hizmetlere ula- şabiliyor. Devlet koruması altında birtakım kurumlara başvuru ya- pılabiliyor ancak düzenli bir psi- kolojik destek olduğunu söyleye- meyiz. Bu konu, mutlaka SGK kapsamına girmeli.” Sosyoloji Derneği Başkanõ Prof. Dr. Birsen Gökçe de toplumda sos- yal sorunlardaki artõşla birlikte şid- det, cinsel istismar gibi vakalarõn da artõş gösterdiğine dikkat çekti. Eği- timsizlik ve patolojik sorunlarõn bu tür vakalarda belirleyici olduğunu be- lirten Gökçe, Hüseyin Üzmez vaka- sõnõn ardõndan toplumda çocuklara yönelik cinsel istismara yönelik bir sağduyu gelişeceğini beklediğini an- cak bu sağduyunun gelişmediğini söyledi. Madde 103 (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yõldan sekiz yõla kadar hapis ceza- sõ ile cezalandõrõlõr. Cinsel istismar deyimin- den; a) On beş yaşõnõ tamamla- mamõş veya tamamlamõş ol- makla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarõnõ algõla- ma yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşõ gerçekleşti- rilen her türlü cinsel davranõş, b) Diğer çocuklara karşõ sadece cebir, tehdit, hile ve- ya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalõ olarak ger- çekleştirilen cinsel davra- nõşlar anlaşõlõr. (2) Cinsel istismarõn vü- cuda organ veya sair bir ci- sim sokulmasõ suretiyle ger- çekleştirilmesi durumunda, sekiz yõldan on beş yõla ka- dar hapis cezasõna hükmolu- nur. (3) Cinsel istismarõn üst- soy, ikinci veya üçüncü de- recede kan hõsmõ, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakõcõ, sağlõk hiz- meti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulu- nan diğer kişiler tarafõndan ya da hizmet ilişkisinin sağladõğõ nüfuz kötüye kullanõlmak suretiyle veya birden fazla ki- şi tarafõndan birlikte gerçek- leştirilmesi halinde yukarõ- daki fõkralara göre verile- cek ceza yarõ oranõnda arttõ- rõlõr. (4) Cinsel istismarõn, bi- rinci fõkranõn (a) bendindeki çocuklara karşõ cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde yukarõdaki fõkralara göre ve- rilecek ceza yarõ oranõnda arttõrõlõr. (5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağõr neticelerine neden ol- masõ halinde ayrõca kasten yaralama suçuna ilişkin hü- kümler uygulanõr. (6) Suçun sonucunda mağ- durun beden veya ruh sağlõ- ğõnõn bozulmasõ halinde on beş yõldan az olmamak üze- re hapis cezasõna hükmolu- nur. (7) Suçun mağdurun bit- kisel hayata girmesine veya ölümüne neden olmasõ du- rumunda ağõrlaştõrõlmõş mü- ebbet hapis cezasõna hük- molunur. Reşit olmayanla cinsel iliş- ki Madde 104 (1) Cebir, tehdit ve hile ol- maksõzõn, on beş yaşõnõ bi- tirmiş olan çocukla (15 - 18 yaş arasõnda) cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altõ aydan iki yõla kadar ha- pis cezasõ ile cezalandõrõlõr. Cinsel istismar nedir? Rõza yaşõnõn altõndaki bir ço- cukla, çocuktan en az 5 yaş büyük bir kişi ya da bir erişkin arasõndaki temas ya da ilişkinin, erişkinin cin- sel uyarõmõna ya da doyumuna yol açmasõ ya da bu duruma göz yu- mulmasõ olarak tanõmlanan ço- cuğa yönelik cinsel istismar, “cin- sel içerikli konuşma, teşhir, röntgencilik” gibi temas içerme- yen türlerden, “cinsel amaçlı do- kunma ve cinsel ilişki” gibi temas içeren türlere kadar uzanan bir yel- pazede görülen cinsel eylemlerden oluşuyor. Çocuğa yönelik cinsel istis- mardaki aileye ait en önemli risk etmenleri arasõnda ciddi ekonomik sõkõntõ, çok çocuklu aile olma du- rumu ile kardeşler arasõndaki yaş farkõnõn az olmasõ, ebeveynin üvey, alkol ya da uyuşturucu ba- ğõmlõsõ olmasõ, kendisi de çocuk- luğunda istismar görmüş ebe- veyn, eğitimsizlik, aile içi ger- ginlik, şiddet ya da ruhsal bozuk- luklar olarak sõralanõyor. Yılda 7 bin çocuk ihmale uğruyor 2007 verilerine göre Türki- ye’de 42 bin çocuk sokakta yaşı- yor, yılda 7 bin çocuk tecavüz ve tacize uğruyor. Son 5 yılda, hak- larında koruma kararı alınan ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nda barınan toplam 14 bin 398 çocuğun 2 bin 678’i, yani yüzde 18.6’sının an- ne-babası tarafından ihmal veya istismar edildiği görülüyor. Sokakta yaşayan çocukların yüzde 37’si Doğu ve Güneydo- ğu’dan göç edenler. Çocukların yüzde 11’i hiç okula gitmezken yüzde 52’si madde kullanıyor. Suça itilen çocuk sayısı yılda yüzde 5 ile 10 oranında artıyor, yılda 125 bin çocuk mahkemeye çıkıyor. Altı yaş altındaki çocuklarda fakirlik oranı yüzde 34 iken bu oran kırsal kesimde yüzde 40’a ulaşıyor. Öte yandan çocuk suç- luların da sayısı her geçen gün artıyor. 2005 yılında cezaevle- rinde hükümlü olan çocuk sayı- sı 1549 iken 2006’de bu sayı 2 bin 115’e, 2007 sonunda ise 2 bin 637’ye yükseldi. 2004, 2005 yıl- larında her ay 40-50 çocuk hap- se girerken, 2007’den bu yana or- talama 200 civarında çocuk ce- zaevine giriyor. İstismarla başa çıkma yöntemleri Uzmanlar, çocuk istismarõnõ önleme yöntemlerini üç ana baş- lõk altõnda özetliyorlar. İlk yöntem, topluma yönelik geniş bir yaptõ- rõma geçmek. Bu aktiviteler gelecekte çocuk- larõna istismar ve ihmalde bulu- nacak aileleri değiştirmeye yöne- lik. Bu kapsamda halk eğitim ak- tiviteleri, toplumda aile eğitim sõnõflarõ ile aile destek program- larõnõn yaygõnlaştõrõlmasõ gereki- yor. İkinci yöntem, daha önceden çocuklarõna karşõ istismar ve ih- malde bulunmuş ailelere, genç ailelere, çocuklarõna ilgi gereken ailelere, çocuk sahibi olan şahõs- lara (annesiz ya da babasõz) ve dü- şük gelirli ailelere yönelik. Bu yöntem yüksek riskteki aileleri eğitmeyi öngörüyor. Bunu yaparken de çocuklarõnõn özürlü ya da üvey evlat olmalarõ göz ardõ ediliyor. Üçüncü yöntem ise çocuklarõna karşõ devamlõ ola- rak şiddet ve ihmal uygulayan ai- lelere yönelik uygulanõyor. Bu ailelerin yasalar ve mahkemeler doğrultusunda engellenmeleri ön- görülüyor. TÜRK CEZA KANUNU’NDA ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI İLE İLGİLİ MADDELER Prof. Dr. Oğuz Polat. Kahraman Eroğlu. Kendilerine inanõlmayaca- ğõnõ düşünürler. Başlarõnõn belaya girece- ğinden korkarlar. İstismarcõnõn tehdidinden korkarlar. İstismarcõyõ korumak iste- yebilirler, istismarcõyõ sevebilir ama yaptõklarõnõ sevmezler. Nasõl anlatõlacağõnõ bilme- yebilirler. Cinsel davranõşlarõn yanlõş olduğunu bilmeyebilirler. Arkadaşlarõ tarafõndan dõş- lanacağõndan korkabilirler. Homoseksüel olarak adlan- dõrõlabileceklerinden korkabilir- ler. Büyükleriyle (otorite ifade edenlerle) cinsel konularõ konuş- maktan utanabilirler. Gammaz olarak adlandõrõl- mak istemezler. İyi çocuklarõn cinsellikle ilgili sözcükleri kullanmamalarõ gerektiği söylenmiş olabilir. Çocuklar neden yaşadıklarından ailelerine hiç bahsetmezler? SAYFA 17 MAYIS 2009 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLER İstanbul PB 29 Edirne PB 32 Kocaeli PB 32 Çanakkale PB 29 İzmir B 32 Manisa B 34 Aydın B 35 Denizli B 33 Zonguldak PB 28 Sinop PB 23 Samsun B 28 Trabzon B 24 Giresun B 25 Ankara PB 29 Eskişehir PB 29 Konya B 26 Sıvas B 24 Antalya B 29 Adana B 33 Mersin B 28 Diyarbakır B 31 Şanlıurfa B 34 Mardin B 30 Siirt B 30 Hakkâri Y 21 Van PB 20 Kars B 21 Oslo B 16 Helsinki B 14 Stockholm B 18 Londra Y 15 Amsterdam Y 17 Brüksel Y 15 Paris Y 17 Bonn Y 19 Münih Y 20 Berlin Y 25 Budapeşte B 29 Madrid PB 26 Viyana PB 24 Belgrad PB 28 Sofya Y 26 Roma Y 23 Atina PB 24 Zürih Y 26 Moskova PB 13 Aşkabat Y 26 Astana Y 23 Taşkent PB 33 Bakû PB 21 Bişkek PB 29 Tiflis Y 22 Kahire PB 35 Şam A 34 Ülkemizin kuzeyba- tısı öğleden sonra parçalı ve çok bu- lutlu, Hakkâri çev- releri ile öğleden- sonra Bursa, Bile- cik, Bolu, Karabük ve Kastamonu çev- releri mevzi sağa- nak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. İlk adım yürüyüşü canlandırıldı İstanbul Haber Servisi - Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 16 Mayõs 1919’da Milli Mücadele’nin ilk adõmõnõ atmasõ nedeniyle dün Atatürk’ün Şişli’deki evinin önünden Dolmabahçe’ye kadar yürüyüş gerçekleştirildi. Atatürk’ün Milli Mücadele’yi başlatmak için Şişli’deki evinden çõkarak Dolmabahçe’ye gitmesi ve oradan Samsun’a ulaşmak için Bandõrma Vapuru’na binmesi öğrenciler tarafõndan sembolik olarak canlandõrõlõrken yürüyüşe TBMM Başkanõ Köksal Toptan, İstanbul Vali Yardõmcõsõ Hikmet Dinç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekili Göksel Gümüşdağ’õn yanõ sõra 81 ilden öğrenciler de katõldõ. Amerika’nın kalp kateterleri Çatalca’dan İstanbul Haber Servisi - Kardiyolojik balon kateter ve kalp stenti üreticisi olan Türk firmasõ Alvimedica, kõlavuz (guiding) kateter ve anjiyografi kateterleri üreten Amerikalõ medikal teknoloji firmasõ In- Vivo’yu satõn aldõ. Satõn almayla In-Vivo’nun Amerika’daki tüm üretim tesisleri Çatalca’da bulunan Alvimedica fabrikasõna taşõnacak. Alvimedica CEO’su Dr. Cem F. Bozkurt “Bugüne kadar Amerikalõlarõn Türkiye’de fabrika almasõnõ çok duymuşsunuzdur ama bu defa biz bir Amerikan firmasõnõ satõn aldõk. Şu anda kalp kapakçõğõnõ kateterle değiştirecek bir teknoloji üzerinde çalõşõyoruz. Geliştirdiğimiz teknolojiyle kalp ameliyatlarõnõ asgariye indireceğiz” dedi. 98 yaşında hastaya kalça kırığı tedavisi İstanbul Haber Servisi - Düşme sonucu kalçasõnda kõrõk oluşan 98 yaşõndaki Sabri A. adlõ hasta yaşõna ve fiziki tedavilerinin güçlüğüne karşõn kõsa sürede sağlõğõna kavuştu. İstanbul, Küçükyalõ’da hizmet veren Özel Delta Hospital’a geçen günlerde kaldõrõlan Sabri A, hastanenin ortopedi ve travmatoloji bölümü doktoru ve başhekim Op. Dr. Veli Gültemiz tarafõndan ameliyat edildi. 15 günlük tedavi sonucunda özel yürüteci ile yürüyerek, kendi ihtiyaçlarõnõ giderebilir hale gelen hasta, başarõlõ ameliyatõn ardõndan taburcu oldu. Sağlıkta Dönüşüm kitabı İstanbul Haber Servisi - İstanbul Tabip Odasõ, AKP hükümetince uygulamaya konulan “Sağlõkta Dönüşüm Programõ” ile ilgili gerçeklerin anlatõldõğõ “Türkiye’de Sağlõk Politikalarõ Üzerine yazõlar-2 Sağlõkta Dönüşüm” isimli kitabõ yayõmladõ. Hekim Forumu dergisinde yazõlan yazõlardan seçmelerin bulunduğu kitapta, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanõ Prof. Dr. Gençay Gürsoy, İstanbul Tabip Odasõ Başkanõ Prof. Dr. Özdemir Aktan, İstanbul Tabip Odasõ Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Demirdizen, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Ali Çerkezoğlu ve Dr. Erkan Kapaklõ, DSK/Dev-Sağlõk İş Genel Başkanõ Dr. Arzu Çerkezoğlu’nun da aralarõnda bulunduğu çok sayõda hekim ve sağlõk örgütü temsilcisinin yazõsõ bulunuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear