28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayõn Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ ?YazõişleriMüdürleri:MehmetSucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Miyase İlknur (Ek Yayõnlar) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Yayõn Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şük- ran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 An- kara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 Adana Tem- silcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: (0322) 3631211, Faks: (0322) 3631215 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Mey- danõ Yõldõz Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bü- lent Yener Satõş: Fazilet Kuza Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardõmcõsõ: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75 /251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Re- zervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygõn süreli yayõn Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 17 MAYIS 2009 İmsak: 3.48 Güneş: 5.38 Öğle: 13.08 İkindi: 17.02 Akşam: 20.25 Yatsõ: 22.05 İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dõş Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celal Üster Spor: Arif Kızıl- yalın Düzeltme: Abdullah Ya- zıcı Bilgi-Belge: Edibe Buğra GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada yeter mi? Hayır! Özel TV’lerde Kürtçe yayın serbest bırakılmalı... ga- zetelerde her gün bir sayfa Kürtçe haberler, yorum- lar, yazı dizileri de yer almalı... -Milletvekili söylemiyor ama- partisinin iri kıyım söz- cüleri çözüm önerileri adı altında anayasanın değiş- tirilmesini, Kürtlerin kurucu ortak kabul edilmesini da- yatıyorlar. Böylece: Türkiye Cumhuriyeti tanımı Türk Kürt Cumhuriye- ti’ne dönüştürülmeli. Ahmet Türk de bu cumhuriyetin ilk Kürt cumhur- başkanı olmalı! İsteyenin bir yüzü kara vermeyenin iki yüzü de- meyin... Demokratik hakların kullanıldığı gerekçesiyle bili- nen bölgelerde, illerde bal gibi başkaldırı provaları ya- pılıyor. Suya kıçıyla giren şaşkın ördek misali; hükümet ise sorunu neresinden tutacağını... aşağıdaki yukarıda- kinin “iyi şeyler olacağını” müjdeleyen açılım süreci- ni nasıl başlatacağını da bilmiyor. Çankaya’daki AKP’li; sorunu “kendi içimizde çö- zeceğimizi” söylüyor. Nasıl? Yanıt yok! Hükümetin öyle yaptırımları var ki, inanmak ger- çekten zor. Milli eğitimi cumhuriyetin temel ilkelerinden ko- parmak için altı yıl elinden geleni ardına koymayan eski Bakan Hüseyin Çelik’in giderayak son marife- ti gazete manşetlerini süslüyor. Sınava hazırlanan, bir raporla 20 gün mazeretsiz devamsızlık hakları olan öğrenciler, Hüseyin Çelik’in ayrılırken yayımladığı genelge sayesinde bir dilekçe ile bu hakkı 45 güne çıkarma olanağına kavuştular. Karşı yorumlar, eleştiriler, öneriler gırla! Bir başka konu. Hani şu Bay RTE’nin 2002’den be- ri dilinden düşmeyen çözümsüzlük çözüm değildir slo- ganına, olmadık ödünler verilmesine karşın bir türlü çözümlenemeyen Kıbrıs sorunu. Ankara’da bu hükümet, Kıbrıs’ta MA Talat gibi mü- zakereci bir cumhurbaşkanı: Rumlara karşı saptanan politikaların Kıbrıs Türk’üne değil, Rum milliyetçiliği- ne hizmet ettiğini acaba ne zaman anlayacaklar? Kıbrıs Güney yönetimi ve Atina için “nihai çözüm” Kıbrıslı Türkleri Rum egemenliği altında azınlık sta- tüsüne indirmek. İki kurucu devletin eşit siyasal koşullarda Kıbrıs Bir- leşik Cumhuriyeti’ni var etmesine asla yanaşmaya- caklardır. MA Talat’la ikili müzakerelere devam eden Rum Yö- netimi Başkanı Dimitris Hristofyas, asıl amaçlarını açıklıyor; “Çözümden sonra Türk tarafını adım adım asimile edeceğiz” diyor. Üstelik bu konuda Avrupa Birliği ile özel bir protokol imzaladıklarını söylüyor. Saftirik mi MA Talat; yoksa asıl amacı Rum ege- menliğini kabul etmek, Kıbrıslı Türklerin Rumlaşma- sını sağlamak mı? AB’ye gidiyor, ABD’ye gidiyor. İkili görüşmelerde- ki ilerlemeden söz ediyor. Ama AB ve ABD’deki görüşmelerde kendisine ne- ler “telkin edildiğini” açıklamıyor. Avrupa ile Amerika’nın, MA Talat gibi Rum ege- menliğine rıza gösteren bir müzakereciye Rumlara kar- şı direnmeyi, Kıbrıslı Türklerin siyasal, ekonomik ve sosyal haklarını korumasını salık verdiği düşünülebilir mi? Bağımsızlığı yadsıyan bir cumhurbaşkanı var kar- şılarında. Kıbrıs Türk halkı Ankara’nın ve Talat’ın Annan pla- nı çerçevesinde Rumlara satışı öngören politikaları- nı desteklemediğini son seçimde ulusal muhalefeti iktidara taşıyarak gösterdi. Türkiye’de durmadan ulusal irade ile işbaşına ge- len AKP iktidarlarının bu yetkiyi kullanacaklarını, saptadıkları politikaları diledikleri gibi uygulayacak- larını yineleyen RTE; Kuzey Kıbrıs’taki ulusal irade- ye bırakın saygı göstermeyi... tam tersine bu irade- nin ortaya koyacağı politikalara karşı çıktığını, çıka- cağını ilan etti. Ne buradaki AB ve ABD muhibbi yazar, çizerler- den, ne de Kıbrıs’taki Talat’tan bu aykırı duruşa kar- şı çıkan oldu. Çıkmaları da zaten beklenmiyordu! Türkiye’ye mülteci eleştirisiAYŞE SAYIN ANKARA - Uluslararasõ Af Örgü- tü’nün TBMM İnsan Haklarõnõ İnce- leme Komisyonu’na sunduğu “mül- teci” raporunda, Türkiye’nin cinsel ter- cihleri farklõ olan mültecilerin hakla- rõnõ koruyamadõğõ savunularak, “Tür- kiye, cinsel tercihleri ve yaşam bi- çimleri farklı gay, lezbiyen, biseksüel ve transseksüel mültecileri Anado- lu’nun muhafazakâr yerlerine gön- deriyor” saptamasõna yer verildi. Uluslararasõ Af Örgütü’nün “Tür- kiye mültecilerini koruyamıyor” başlõklõ raporunda, cinsel tercihi fark- lõ olan mültecilerin “toplumsal cin- siyet kimlikleri” nedeniyle ülkeyi terk etmeye zorlandõklarõ kaydedildi. Rapordaki bazõ saptamalar şöyle: ? Türkiye, Cenevre Sözleşmesi’ne coğrafi sõnõrlama ile taraf olmuştur ve Avrupa dõşõndaki ülkelerden gelen kişileri mülteci olarak kabul etme- mektedir. Bu sõnõrlamaya rağmen, Türkiye Avrupa dõşõndaki ülkelerden zulüm göreceği korkusuyla kaçan binlerce insan için sõğõnõlacak bir ül- ke olmaya devam ediyor. Başvurular yüde 70 arttı ? Türkiye’de Avrupa dõşõndaki ül- kelerden gelen sõğõnmacõlar için mül- teci statüsü belirleme görevini yürü- ten Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 2006 yõlõnda 4 bin 550, 2007 yõlõnda 7 bin 650 ve 2008 yõlõnda geçen yõla göre yüzde 70 oranõnda artõş ile 12 bin 980 sõğõnma başvurusu aldõ. Tehdit var, yardım yok ? Türkiye’de sõğõnmacõ ve mülte- cilerin küçük ama önemli bir kõsmõ ya- şadõklarõ ülkeyi cinsel yönelimleri ya da toplumsal cinsiyet kimlikleri ne- deniyle zulüm görmekten korktukla- rõ için terk etmeye zorlanmõşlardõr. ? Türkiye’deki diğer mülteci nüfusla aynõ sorunlarõ yaşamanõn yanõ sõra, lezbiyen, gay, biseksüel ve travesti- transseksüel mülteciler, Uluslararasõ Af Örgütü’ne bunlarõn üstüne bir de ayrõmcõlõğa uğradõklarõnõ, yaşadõkla- rõ kentlerdeki kişiler tarafõndan tehdit edildiklerini ve yetkili makamlarõ ha- berdar etmelerine rağmen yardõm ala- madõklarõnõ söylemişlerdir. Lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüel mülte- ciler ve sõğõnmacõlarõn, halkõnõn mu- hafazakâr olduğu Anadolu’nun 28 uydu kentine nakledilmiş olmalarõ da oldukça sorun yaratmaktadõr. ? Lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüel sõğõnmacõlarõn daha az düşmanlõkla karşõlaşacaklarõ başka bir uydu kente nakledilmeye yönelik taleplerinin de polis tarafõndan kabul edilmediği anlaşõlmaktadõr. Bu talep- lerden biri üstünden sekiz ay geçmiş olmasõna rağmen yanõtlanmamõştõr. ‘İş olanağı bulamıyorlar’ Lezbiyen, gay, biseksüel ve trans- seksüel sõğõnmacõlar ve mülteciye ev sahipliği yapan bir başka Anadolu ken- ti de Kayseri’dir. Bu kentte polislerin transseksüel sõğõnmacõ ve mültecile- re daha iyi muamele edildiği bildiril- miştir. “Yaşam biçimleri”ne ilişkin önyargõlõ algõlamalar nedeniyle, trans- seksüel sõğõnmacõlar ve mülteciler, di- ğer birçok sõğõnmacõnõn yaşamõnõ sür- dürdüğü kayõtsõz iş olanaklarõndan da dõşlanmaktadõrlar. ? 2001 ve 2003 yõllarõ arasõnda Ku- zey Irak’tan Türkiye’ye gelen 1200 İranlõ Kürt mülteci geldiklerinden be- ri üçüncü bir ülkeye yerleştirilmek için Türkiye’de beklemektedir. Bu sõnõr dõ- şõ sõrasõnda, grubun güvenlik görev- lileri tarafõndan dövüldüğü, kadõnlar ve kõz çocuklarõnõn da Türkiye’yi terk et- mezlerse tecavüze uğrayacaklarõ teh- didinde bulunulduğu iddia edilmiştir. 17 Mayõs Cumhuriyet Buluşmasõ... Prof. Dr. Tülay ÖZÜERMAN CHP PM Üyesi Baştarafı 2. Sayfada edilen açõlõmlarõn taşero- nu olmanõn ötesine geçe- mezdi. AKP gibi, de- mokrasiyi içselleştirme- miş, hatta demokrasinin temel değerleriyle çatõ- şan anlayõşa dayanan ve hatta demokrasinin mar- jinal kabul ettiği değerle- ri sahiplenerek var olmuş bir siyasal partinin, Tür- kiye’nin varlõk nedeni ile ters olan ve dõşarõdan şõ- rõngalanmak istenen de- ğerlerin ve açõlõmlarõn ta- şõyõcõsõ olmasõ da şaşõrtõ- cõ değil. Şaşõrtõcõ olan “Dur bakalım ne ola- cak?” zihniyeti ile aşõrõ- lõklara aşõrõ derecede ta- hammüllü olan ve hâlâ demokrasi beklentisini AKP ile özdeşleştirmeyi sürdürenlerdir. 17 Mayõs buluşmasõ bu anlamda önem taşõyor. Neden mi? Bazõsõ hükü- mete yaranmada ifrata varan ve işi özellikle hü- kümete servis yapmak olan yandaş medya tem- silcilerinin üzerine “Er- genekon” etiketi yapõş- tõrmõş olmalarõ nedeniyle. Anlaşõlõyor ki, Ergene- kon artõk yalnõz aydõn av- cõlõğõna dönüşen tutukla- ma zincirinin adõ değil, toplumsal baskõ aracõ. Uluslararasõ Af Örgütü, cinsel tercihleri farklõ olan mültecilerin ülkeyi terk etmeye zorlandõklarõnõ ifade etti IŞIL ÖZGENTÜRK Eşcinsel mi Çek Bir Çarpı! isilozgenturk gmail.com Ben yeni izledim, 2009 yõlõnõn mayõs ayõnda CNN televizyonunda yapõlan bir programda bir köşe yaza- rõ (Zaman gazetesinin) şunlarõ söylüyor, “Eşcinsellik geliştikçe insanların kitlesel olarak öldürülmeleri hız- lanıyor. Eşcinsellikle sivillerin savaşta katledilme- si arasında bir orantı var. Meşru yollardan savaşı göze alamadıkları zaman kitlesel öldürüyorlar.” Şaş- kõnõm, adam konuşmaya ve eşcinselleri suçlamaya de- vam ediyor, ardõndan Âdemin topraktan yaratõldõğõna sõra geliyor ve insan bedeninin Tanrõ’ya ait olduğunu söylüyor, bu nedenle eşcinseller ve zina yapanlar Tan- rõ’ya karşõ çõkmõş oluyorlar. Reha Muhtar’õn çok ses getiren programõ yeniden yayõmlanõyor, kaçõranlar izlesin diye ve inanõlmaz çağ- dõşõ cümleler ekranda uçuşuyor. Birden aklõma Uçan Süpürge Kadõn Filmleri Festivali’nde gördüğüm bir kõ- sa film geliyor. İran’da erkekler şikâyet etmişler, “Mağaza vitrinlerinde kadın mankenlerden rahatsız oluyoruz, bir çare bulun” bunun üstüne yetkililer bir çare buluyorlar: “Cansız manken kadınların göğüsleri derhal kesilsin!” Evet, cansõz mankenlerin göğüsle- ri testereyle kesiliyor ve mağazalara göğüssüz man- kenler konuyor; tabii giysiler onlarõn üstünde çok kö- tü duruyor ama emir büyük yerden! Müslümanlõğõn belden aşağõ bu kadar uğraşmasõnõ doğrusu çok yadõrgõyorum. Hacca gidenler bir ara Ze- ki Triko’nun havaalanõndaki bikini reklamõnõn kaldõ- rõlmasõnõ istemişlerdi, aptesleri bozulmasõn diye. Bu kadar yeter.. şimdi gelelim Ali Bulaç Be- yefendi’nin bazõ iddialarõna... Efendim, muhterem zat kelam buyuruyor, Türkiye’de aile içi cinsel taciz ve hayvanlarla ilişki Batõlõ ülkelere göre daha azmõş. Öy- le mi? Tabii daha az, çünkü oralarda bu konuda çok cid- di çalõşmalar var, istatistikler var, kurumlar var; biz- de sayõ belirsiz.. ayrõca kim, nasõl cesaret edip aile içi tacizi dile getirebilir, hele de ortalõkta Ali Bulaç gibi- ler pek bir fazlayken. Kim söyleyebilir “Benim ilk de- neyimim hayvanlarladır” diye. İncilerin döktürüldüğü programda Ali Bulaç Bey, “Eşcinselleri hukuk koruyor, ben de çocuklarımı, torunlarımı onlardan korumalıyım” kelamõnda bu- lunuyor. Bu sözler gerçekten çok vahim. Çünkü Ali Bulaç Bey’in kafasõnda eşcinsellerle, ken- di seçtikleri yaşam tarzõnda yaşamak isteyenler aynõ yer- de; yani bu sözler bazõlarõ için “vurun kahpeye” ola- rak algõlanabilir, algõlanmõştõr da. Zaten ünlü olmayan, adõ sanõ bilinmeyen eşcinsel- ler, transseksüeller yõllardõr vurun kahpeye muamele- si görüyor. Onlara layõk görülen tek bir meslek var: Seks işçiliği. Yõllar önce, Taksim’deki Gezi Parkõ’ndan geçiyor- dum, sabahõn erken saatleriydi, birden yerde acõyla kõv- ranan genç bir kadõn gördüm.. yardõmõna gittiğimde gör- düm ki, o bir erkekti. Yüzü gözü morarmõştõ, sarõ pe- ruğu kafasõndan çõkacak gibi duruyordu ve sol baca- ğõ feci şekilde kanõyordu. Ona yardõm ettim, birlikte bir banka oturduk ve o hi- kâyesini anlattõ. Doğu illerinden birinden geliyordu, ai- le göç etmişti ve çok yoksuldular. İstanbul’dan gelen bir akrabalarõ ona böyle bir meslek olduğundan ve çok para kazanõldõğõndan söz etmişti. Biriktirdiği parayla ailesine haber vermeden İstanbul’a gelmişti. Şimdi mes- leğe girmeye çalõşõyordu, sabaha karşõ kendisine po- lis süsü veren dört kişiden feci bir dayak yemiş ve o gece kazandõğõ bütün paralar gitmişti. Hiç durmadan ağlõyordu.. bir ara çantasõndan bir ilaç kutusu çõkardõ ve ilaçlarõ avucuna boşaltõp bir çõrpõda yuttu. Dehşetle ona baktõğõmõ görünce de “Bunlar ka- fa bulmama yarıyor” dedi. “Başka türlü çekilmez.” Ali Bulaç Bey, şimdi bunlarõ ne yapacağõz? Gerçi ara- da sõrada bir yerlere sürüyoruz ama bitmiyorlar; çün- kü birçoklarõ için bu bir ekmek kapõsõ. Bu da gösteriyor ki Ali Bey, ülkede gizli eşcinsel- lik alõp başõnõ gitmiş; bir ahlak polisi olarak işiniz zor. Tanrõ yardõmcõnõz olsun, Tanrõ’nõn da böyle bir şey için elini oynatacağõnõ hiç sanmõyorum. Not: Bugün Ankara’da yürekleri her daim genç ve her daim bu ülke için heyecanla atan bütün dostlara se- lam! Bir not daha: PEN Kadõn Yazarlar Komitesi’nin “Ka- dın Yazarların Anadolu Buluşması”nõn 8. etabõnda Sezer Ateş Ayvaz, Ayşe Kilimci, Sibel K. Türker ve ben 18-19 Mayõs tarihlerinde, Yener Kitabevi’nde An- takyalõ yazarlarõn yazma ve hayat deneyimlerini din- leyecek, kendi deneyimlerimizi aktaracak ve edebiyat aracõlõğõyla Türkiye’de kadõn sorununa dikkat çekmeye çalõşacağõz. Katõlõmcõlar ayrõca Antakya’nõn çok kültürlü tarih- sel dokusunun, edebiyatõmõza ve hayatõmõza ne kadar yansõdõğõnõn da izlerini sürecek. Bekliyoruz. Putin Ankara’ya gelecek 19 Mayıs’ta büyük konser SELDA GÜNEYSU ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanlõğõ ile Ankara Üniversi- tesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Ata- türk’ün Samsun’a çõkõşõnõn 90. yõldönümünü, “19 Mayıs Genç- lik Konseri” ile kutlayacak. Cumhurbaşkanlõğõ Senfoni Or- kestrasõ’nõn (CSO), Devlet Ope- ra ve Balesi (DOB) Genel Mü- dürü ve CSO Müzik Direktörü şef Rengim Gökmen yöneti- minde vereceği konserde, Dev- let Çoksesli Korosu’nun yanõ sõra Devlet Halk Danslarõ Top- luluğu, Hakan Aysev, Görkem Ezgi Yıldırım, Alexander Mar- kov ve grubu da sahneye çõkacak. “Klasikten Caza, Popüler Müzikten Rock’a” sloganõn- dan hareketle düzenlenen kon- sere, Ankara’daki tüm üniversi- telerin öğrencilerinin yanõ sõra, tüm Ankaralõlar davetli. Ücretsiz gerçekleştirilecek konserin da- vetiyeleri, DOB, CSO, Devlet Ti- yatrolarõ gişeleri ile İmge ve Dost kitabevleri, Cepa, Panora ve Ankamall AVM’lerden temin edilebilecek. Hâkkari’den konuklar Ankara Üniversitesi’nin, yeni kurulan üniversitelere katkõ sağ- lama geleneğiyle ilgili olarak, Hakkâri Üniversitesi’nden bir grup öğrenci, “19 Mayıs Genç- lik Konseri”ne katõlacak. Ata- türk Spor Salonu’nda, 19 Mayõs Salõ günü, saat 19.30’da ger- çekleştirilecek konserde, CSO’nun yanõ sõra, Devlet Çok- sesli Korosu, Devlet Halk Dans- larõ Topluluğu, Hakan Aysev, Görkem Ezgi Yõldõrõm, Alexan- der Markov da sahneye çõkacak. Konserde, Alexander Markov ve grubu, CSO eşliğinde bir “Rock Konçerto” çalacak. ‘90. yıla yakışacak’ Kültür ve Turizm Bakanõ Er- tuğrul Günay, Ankara Üniver- sitesi ile Bakanlõğõn ortak bir pro- jeye imza attõğõnõ belirterek, “Bu anlamlı günde, Milli Mücade- le’nin başlangıcının 90. yılında; gençlere canlı, renkli ve sürp- rizleri içerir bir konser hazır- ladık. Gençler gerçekten de konser afişlerinde de belirtil- diği üzere CSO’yu hiç böyle görmediler. Biz kültürü, sa- natın tüm alanlarını, toplum- sal kalkınmanın itici gücü ola- rak görüyoruz ve bu nedenle de sanat tüm halkın hakkıdır diyoruz. Umuyoruz ki ‘19 Ma- yõs Gençlik Konseri’ ile 90. yı- la yakışır bir kutlama yapıla- cak, bu coşkuyu tüm halkı- mızla paylaşacağız.” Taluğ: Gençlere yürekten inanıyorum Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ da kon- sere ilişkin, “Atatürk’ün en büyük eseri olan Cumhuriye- ti emanet ettiği gençlerin; bili- min ve aklın üstünlüğü teme- linde kurulan kültür ve hukuk devletini onun ilkelerini takip ederek sonsuza kadar yaşata- cağına yürekten inanıyor ve güveniyorum” dedi. Kütür Bakanlõğõ ve Ankara Üniversitesi’nin etkinliğine bütün Ankaralõlar davetli Başbakan Erdoğan’la Soçi’de bir araya gelen Rusya Başbakanı Putin, Dağlık Karabağ konusunda çözüm istediklerini belirtirken garantörlük mesajı verdi Dış Haberler Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen Rusya Başba- kanõ Vladimir Putin, Azerbaycan-Erme- nistan Dağlõk Karabağ sorununa dair “ga- rantörlük mesajı” verdi. Rusya’nõn Soçi kentinde Erdoğan ile görüşen Putin, Türki- ye ve Rusya’nõn soruna çözüm bulunmasõ- nõ istediğini belirterek, Minsk sürecine dahil ülkelerin garantör olabileceğini söyledi. Pu- tin, Erdoğan’õn daveti üzerine Türkiye’ye ge- leceğini bildirdi. Başbakan Erdoğan hafta içi Azerbaycan zi- yaretinin ardõndan dün Rusya’nõn Soçi ken- tine giderek Rusya Başbakanõ Putin ile bir ara- ya geldi. Erdoğan ile Putin baş başa ve he- yetler arasõ görüşmesinin ardõndan Riviera Sa- rayõ’nda ortak basõn toplantõsõ düzenledi. Pu- tin bir soru üzerine görüşmelerde Dağlõk Ka- rabağ sorununu dair görüştüklerini belirterek, “Bizim bu konudaki görüşümüz, tarafla- rın bu ihtilaf konusunda karşılıklı kabul edebilecekleri bir anlaşmaya ulaşmaları. Tarafların kabul edeceği bir çözüm ko- nusunda da Minsk sürecine dahil olan ül- keler sadece yardımcı olurlar. Bu ülkeler gerekirse varılacak bir anlaşmanın ga- rantörü de olabilirler, Türkiye ve Rusya, bu soruna en kısa sürede çözüm bulun- masını istiyor. Bu konuda iki ülke de ge- rekeni yapmaya hazır” dedi. Erdoğan ile Türkiye Rusya arasõnda ya- şanan gümrükler konusunu da görüştükleri- ni anlatan Putin, “Alt kurumlarda bu tip sı- kıntılar olabilir ancak bürokrasiye karşı birlikte mücadele edeceğiz” diye konuştu. Putin, Erdoğan’õn kendisini Türkiye’ye da- vet ettiğini belirterek, “En kısa sürede Tür- kiye’de görüşeceğiz” ifadesini kullandõ. ‘Sessiz kalmamız mümkün değil’ Başbakan Erdoğan, Soçi kentine hareke- tinden önce Atatürk Havalimanõ Devlet Ko- nukevi’nde düzenlediği basõn toplantõsõnõn ar- dõndan gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Er- doğan, “Azerbaycan gezinizde Dağlık Ka- rabağ sorunu çözülmeden Ermenistan sı- nır kapısının açılmayacağı söylendi. Er- menistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan ise, ‘Türkiye’nin Karabağ’a müdahil olmasõ ora- ya barõş getirmez’ dedi. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna şu ya- nõtõ verdi: “Türkiye’nin Dağlık Karabağ konusunda bölge ülkesi olarak sessiz kal- ması söz konusu değil. Türkiye-Ermenis- tan sınırının kapalı olması Dağlık Kara- bağ ile alakalıdır. Oraya yapılan müda- haleler sonucunda bizim kapılarımız ka- patılmıştır. Bu sebep ortadan kalmadık- ça biz de kapılarımızı açamayız.” Erdoğan, bir gazetecinin, “Azerbay- can’dan alınan 4 milyar metreküp doğal- gazı 8 milyar metreküpe çıkarmak iste- diğinizi söylediniz. Bu Azerbaycan’dan alı- nan gazın arttırılarak, İran ve Rusya’dan alınan gazın azaltılacağı anlamına mı ge- liyor” sorusu üzerine, şunlarõ kaydetti: “Asıl hedefimiz sanayi ve teknolojide doğalga- zı kullanmaktır. Doğalgazı Türkiye’nin di- ğer illerine de yaymak istiyoruz.” AB devreye girmeli “Nabucco projesinin işlerlik kazanma- sı yolundaki çabalar belli bir noktaya geldi mi” sorusunu yanõtlarken Erdoğan, Tür- kiye’nin projenin ortaklarõndan biri olduğu- nu hatõrlatarak, Türkiye’nin tedarikçi değil, transit ülke olduğunu vurguladõ. Erdoğan, pro- je ortağõ AB ve Avrupa Komisyonu ülkele- rinin, daha yoğun bir çalõşmaya girip kaynak üretmede, ilgili ülkelerle altyapõ çalõşmala- rõnõ süratlendirmeleri gerektiğini söyledi. Rusya Başbakanı Vladi- mir Putin, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan ile Soçi’deki Riviera Sara- yı’nda yapılacak görüş- meye kendisine ait Rus Vaz otomobil firmasının Niva tipi son model cipini kullanarak geldi. Gazete- cilere cipi tanıtan Putin, bu arabanın kendisi için özel yapılmadığını söyle- di. Putin’in aracı, Rus- ya’da 15 bin dolara satı- lıyor. (Fotoğraflar: AA) 1. KOŞU: F: Greys Anatomy (1), P: Karasevda (6), PP: Bam- bino (3), S: Şanal (2). 2. KOŞU: F: Yosun (1), P: Yalnõzdam (3), PP: Naughty Girl (7), S: Mia Bruni (2). 3. KOŞU: F: De- ha (5), P: Distant Flight (6), PP: Miramis (9), S: Invincible Son (8). 4. KOŞU: F: Yolbilen (10), P: Kandemir (5), PP: Darbe (3), S: Hõzlõtay (4). 5. KOŞU: F: Gladyatör (2), P: Berraksu (10), PP: Lovely Doyoun (8), S: Sadõkbey (4). 6. KOŞU: F: Kafkaslõ (7), P: Pek- soy (9), PP: Haber- kan(5), S:Bozdoğan (4). 7. KOŞU: F: Rokoko (12), P: Lucky Name (9), PP: Fair Lady (5), S: Kaya Busesi (6). ALTILI GANYAN 1 12 5 16 10 8 2 7 12 3 9 9 7 3 2 8 2 4 6 1 5 10 7 8 8 4 GÜNÜN BAHİSLERİ 7. Koşu: İkili: 12/5 5. Çifte: 7/12
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear